Jump to content

RONESANS)yeniden doğuş


Recommended Posts

İşte böyleee,

Özellilkle müslümenler bu konuda yazılan,yazılacak olan yazıları dıkkatlıca okusunlar ki BOŞA KÜREK ÇEKMESİNLER. Tolon

YENİDEN DOĞUŞ ( Rönesans)'ı, Ortaçağ ile Yeniçağ arasında geçen zaman dilimi olarak tanımlayabiliriz; ancak Ortaçağ ansızın sona ermediği gibi Yeniçağ da ansızın başlamamıştır. Ayrıca Ortaçağ'ın bitmesi ve Yeniçağ'ın başlaması her ülkede aynı tarihlerde gerçekleşmemiştir; örneğin

İtalya'da diğer ülkelerden daha önce, 14. yüzyılın ortalarında 'Petrarca Zamanı'nda başlamıştır.

Rönesans, diğer bütün özellikleri bir yana,

Ortaçağ'ın kavramlarına ve yöntemlerine karşı bir başkaldırıdır.

Herkes bilir ki her nesil bir öncekine karşı şu veya bu ölçüde tepki gösterir; her dönem bir öncekine karşı yapılmış bir başkaldırıdır ve bu böyle devam eder; ancak, Rönesans'da yapılan başkaldırı, diğerlerine göre daha sert olmuştur.

Ortaçağ'ın karakteristik özelliklerinden birisi yeniliklere karşı duyulan korkudur.

Rönesans ise bu konuda daha hoşgörülü olmuştur.

Her yenilik sorunlar yaratmış, ancak yenilikler insanların karşısına giderek artan bir sıklıkla çıkmaya başlayınca, bunlara alışılmış ve yeniliklere karşı daha az güvensizlik duyulur olmuştur; sonunda insanlar yeniliklerden hoşlanmışlardır.

Bilim alanında, yapılan yenilikler devrim niteliğindedir.

Bu durum ürkek insanların neden bilimden korktuklarını açıkçı ortaya koymaktadır;

çünkü hiçbir şey bilginin gelişimi kadar çağ açıcı olamaz;

her türlü toplumsal gelişimin kökeninde bilim bulunmaktadır.

Rönesans döneminin bilim adamı yeni bir bakış değil, yeni bir oluşum ortaya koymuştur.

Yenilikler çoğu kez öyle büyük olmuştur ki o

döneme Yeniden Doğuş ya da Rönesans değil,

Gerçek Doğuş,

Yeni Bir Başlangıç demek daha uygun olur.

Rönesans, insanın kendi üzerine eğildiği,

kendini keşfettiği

ve hümanist görüşün önem kazandığı bir dönemdir.

Ortaçağ'da egemen olan Hıristiyan anlayışı bu dünyanın değerini, insanı öbür dünyaya hazırlayışı ile ölçmüştür.(aynan ıslam gibi)

Oysa hümanistler

insanın bu dünyadaki yaşamı ile ilgilenmişlerdir.

Bütün bunlar insanın kendi üzerine eğilmesine,

başka deyişle,

insanın kendini keşfetmesine neden olmuştur.

a. Doğa ve Bilgi Felsefesi

-----------------------------------

Bu dönemde Yunan felsefe ve bilim anlayışına yeniden dönülmüş ve bu anlayışın daha derinden kavranabilmesi için

Yunanca'dan çeviriler yapılmaya başlanmıştır.

Bu döneme damgasını vuran etkinlik,

doğaya ilişkin

doğru ve güvenilir bilgi elde etmek için gerekli olan yöntem arayışıdır.

Bu yöntemin araçları olarak

gözlem

ve deney

üzerinde durulmuştur.

Ayrıca, yeni bir insan ve yeni bir toplum arayışı yönündeki çalışmalar bir varlık olarak insan ve toplumun yeniden sorgulanmasını ve doğadaki yerinin yeniden belirlenmesi sorununu gündeme getirmiştir.

Francis Bacon

-------------------

Bacon

(1561-1626), bilimin önemini ve insanlığın refahı yönünden vaat ettiği olanakları ilk kavrayan düşünürlerden birisidir. Onun asıl ilgisi bilimi anlamak, bilgi edinmenin doğru ve etkili yolunu kesin bir biçimde bulup ortaya çıkarmaktır.

Çünkü ona göre,

doğanın gizemlerini çözmek

ve kanunlarını keşfetmek

insanlığın refahı ve ilerlemesi için gereklidir.

Bacon'a göre,

bugüne kadar insanın doğa karşısında çaresiz ve zavallı bir duruma düşmesinin nedeni,

ne insan aklının yetersizliği

ne de doğanın anlaşılamayacak kadar karmaşık olmasıdır.

Neden, yalnızca yanlış bir yöntemin kullanılmasıdır.(genelde dinler)

Böylece yöntemin gerekliliğini ve önemini belirledikten sonra Bacon, bunun nasıl oluşturulabileceği üzerinde düşünmeye başlar.

Bunun için de

öncelikle insanların

yanlışa neden

ve nasıl düştüklerinin gerekçelerini belirlemeye yönelir.

Bacon'a göre, insanların yanlışa düşmelerinin nedenleri şunlardır:

___________________________________________________

1. Üniversitelerde öğretimin bozulmuş olması:

Ona göre, bunun temelinde yatan neden skolastik düşüncenin egemen olmasıdır.

2. İnsan Aklı: Bacon'a göre, insanların yanılmalarının nedenlerinden

birisi de kendi aklıdır.

Çünkü insan aklı

çabuk karar vermeye

ve genellemeye düşkündür.

Bir konu üzerinde biraz durunca yorulur,

gereken sabrı gösteremez

ve yanlışa düşebilir.

Öyleyse doğru bilgi

nasıl elde edilecektir?

Bunun için iki şey gereklidir.

1. Önyargılardan sıyrılmak.

2. Sağlam bir yöntem uygulamak.

b. Matematik

Bu dönem diğer alanlarda olduğu gibi matematik alanında da yeniden bir uyanışın gerçekleştiği ve özellikle trigonometri ve cebir alanlarında önemli çalışmaların yapıldığı bir dönemdir. Rönesans

matematiği özellikle

Raffaello Bombelli,

François Viète

ve Simon Stevin ile doruk noktasına ulaşmıştır.

c. Astronomi

------------------

Bu dönemde en önemli gelişme astronomi alanında olmuştur.

Kopernik, Yunan Dönemi'nden beri yürürlükte bulunan Yer Merkezli Evren Kuramı'nın yerine,

Güneş Merkezli Evren Kuramı'nı kurmuş ve Yer'in, Güneş'in çevresinde dairesel bir yörünge üzerinde dolanan bir gezegen olduğunu savunmuştur.

Böylece, Yer'in evrenin merkezinden kaldırılmasına bağlı olarak insanın evrendeki konumu da yeniden sorgulanmaya başlanmıştır.

Tycho Brahe ise

Yer'i evrenin merkezinden kaldırmanın doğuracağı bilimsel ve dinsel sakıncaları göz önünde bulundurmuş ve Yer-Güneş Merkezli Evren Kuramı ile Kopernik'e karşı çıkmıştır.

d. Fizik

--------------

Bu dönemde fizik alanı diğer alanlar kadar gelişmemiştir.

Ancak Gilbert'in mıknatıs üzerine yapmış olduğu deneysel incelemeler deneysel yöntemin güçlenmesini sağlamıştır.

e. Biyoloji

----------------

Bu dönemde diğer bilimlerin yanı sıra biyolojide de önemli gelişmeler yaşanmıştır.

Otto Brunfels,

Herbarum Vivae Eicones (Bitkilerin Canlı Resimleri, 1530-1540) adlı yapıtıyla botaniği

ve Conrad Gesner ise Historiae Animalium (Hayvanlar Tarihi) adlı yapıtıyla zoolojiyi yeniden canlandırmıştır.

f. Tıp

-------------------

Bu dönemde Leonardo da Vinci

ve Andreas Vesalius'un yapmış olduğu diseksiyon çalışmaları sonucunda çağdaş anatominin temelleri atılmıştır.

Ayrıca Paracelsus,

bütün varlıkların ortak bir temeli olduğu düşüncesinden hareket ederek, canlılar ve cansızların

birbirinden farklı olmadıklarını

ve temelde yedi öğeden oluştuklarını söylemiştir.

Bu nedenle cansızların yapısını açıklarken kullanılan yasa ve ilkelerin, canlıların yapısını açıklarken kullanılan yasa ve ilkelerle özdeş olması gerektiğini savunmuştur.

Öyleyse hastalık canlı yapıdaki kimyasal dengenin bozulması, sağlık ise bu dengenin yeniden kurulmasıdır.

g. Teknik

----------------

Bu dönemde bulunan ve kullanılan

barut,

pusula

ve matbaa doğa bilimlerinin gelişimini büyük ölçüde etkilemiştir.

Rönesans döneminin en büyük gelişmesi hiç kuşkusuz ki baskı tekniğinin bulunması olmuştur.

Bu tekniğin

kültürün yayılmasında

ve standartlaşmasında büyük bir önem taşıdığı açıktır.

Yazma yapıtlar bir çok açıdan özgündür, ama yanlışlara, eklemelere ve çıkarmalara çok açıktır. Baskı teknolojisi ise tek seferde, birbirinin aynı olan yüzlerce kopyayı yayımlamaya ve bir kitabın belli bir sayfasına gönderide bulunmaya olanak tanımıştır.

Baskı tekniğinin bulunması,

aynı dönemlerde,

gravür tekniğinin de bulunması ile zenginleşmiştir.

Ağaç ve bakır levha oymacılığı,

grafik alanında,

matbaanın yazı alanında yaptığı katkının tam olarak

aynısını yapmıştır.

Sanat ürünleri yaygınlaşmaya ve standartlaşmaya başlamıştır.

Bu iki buluş yani,

baskı

ve gravür, bilginin gelişiminde çok büyük bir önem taşımaktadır.

Baskı, temel alınabilecek matematiksel ve astronomik tabloların,

gravür ise

bitkilerin,

hayvanların,

anatomik ya da cerrahî ayrıntıların

ve kimyasal araçların kitaplara resimler biçiminde girmesine olanak sağlamıştır.

Kaynak: http://www.msxlabs.o...l#ixzz3Bx15lZ27

Tolonbeg:İslam dünyesinde RONESANS sayılan ıslamın yaptığı ise yukarda yazılanların tam tersidir.

Islam eskeri yönden siktiri boktan bir tabanca yapmasını öğretememesi yanında RONESANSIN ınsanları AYA çıkmış diğer güneş istemlerine FEZE GEMİLERİ gödermişlerdir.Saatta 80,000 km hızla 4 yıldır yol amaktadı bu gemiler.

İslam USU kelleden attırmış,

RONESANSSA ortaçağda atılan US,u tekrer ınsanlarının kellesine geri koymuştur.

Bugükü BATI uygarığı bunun sonucudur.

Islam dünyesi BATILILARIN yaşadığı ORTAÇAĞI yaşamaktadırlar.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...