Jump to content

Cumhuriyet Gazetesi'nde Ateistforum'la Yapılan Röportaj Bugün Yayınlandı.


Recommended Posts

Ateistlere sanal dünyada da yer yok

Ateizm Tanrı inançsızlığı yönüyle biliniyor. Oysa başlı başına dünya görüşü ve tüm ateistler her konuda aynı fikirde değil. Ateizmin geçmişten bugüne yolculuğunu ve ateistler hakkındaki tabulaştırmanın sonuçlarını ve sanal âlemde yaşadıklarını ateizm.org yöneticisi Aydın Türk'le konuştuk.

Türkiye'deki önemli tabulardan biri ateizm. Elbette bunun faturası da ateistlere çıkıyor. En çok da ateizmle ilgili organizasyon çabalarında. Büyük ölçüde internet üzerinden yürüyen Türk ateizm hareketleri hakkında ateizm.org sitesinin yöneticisi Aydın Türk'le konuştuk. Kendisi şu an yurt dışında yaşıyor ve ateistlerin sırf Türkiye'de değil dünyanın birçok yerinde kabul görmediğini söylüyor.

-Ateizmin ortaya çıkışıyla ilgili kısa bir özet geçebilir misiniz?

-Ateizm terimi 16. yüzyılda kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen, Tanrı ya da Tanrıların olmayabileceği fikri, teizmin kendisi kadar eskidir.

Ateizmin açık kabulü ancak 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşmıştır fakat felsefi açıdan ateist fikirlerin Asya ve Avrupada filizlenmeye başlayışı İsadan Önce 6. yüzyılı bulur.

-Siz çocukluktan itibaren tanrı kavramıyla nasıl tanıştınız ve buna yönelik şartlanmalardan nasıl sıyrıldınız?

-Tanrı kavramı toplumun ve kültürün o kadar ayrılmaz bir parçası ki, ilk olarak nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım Tanrının olduğu fikrinin hiç sorgulanmadığı. Lisede oluşmaya başlayan şüphelerin olgunlaşıp yerini net bir ateizme bırkaması üniversite yıllarıma denk gelir. Ateizmimi perçinleyen olay, Kuran'ın türkçe tercümesini dikkatli bir şekilde baştan sona okumam oldu. Bana göre bu kitabın ilahi olmadığı, çok eski zamanların bakış açısını ve dünya görüşünü yansıttığı çok açıktır.

Bu yüzden insanlara Kuran'ı okumalarını internette biz ateistler öneriyoruz daha çok. Bakın islamcılar o kadar önermez insanlara Kuran'ı okumalarını. Hatta caydırmaya yönelik yorumlara daha çok rastlanır. "Çok derindir, herkes anlamaz" derler, "abdestsizken dokunulmaz, yüksek bir yere asılmalıdır" gibi başka psikolojik engeller de koyarlar.

-Tanrıya yönelik şartlanmalar bizim bakış açımızı ne derecede etkiliyor. Evrenle ilgili sorularda neleri kaçırıyoruz?

-En çok dikkatimi çeken, insanların farklı dinlerin ya da felsefi düşüncelerin bakış açılarının bir seçenek olabileceğinin bile farkında olmamaları. Çok sorulan "ya varsa" sorusu tamamen dünya üzerindeki farklı binlerce dinin ve inanç sisteminin bir alternatif yerine bile konulmamasına dayanıyor. Ortada sadece iki seçenek varmış gibi davranırlar. Ya bizim bakış açımız, ya da kendi inançları.

-Türkiye'de ateistlere pek iyi gözle bakılmadığı gerçek. Bugüne kadar ateist hareket Türkiye'de nasıl bir yol izledi ve bundan sonra ne gibi çalışmalar yapacaksınız?

-Türkiye'de Turan Dursun ve İlhan Arsel gibi birkaç isim dışında açık ve net bir ateizmden bahsetmek zor. Onlarınki de felsefi ateizmden çok, İslam dininin eleştirisi düzeyinde kalmış fikirlerdir. Konunun bilimsel ve felsefi boyutuyla da ilgilenen, aktif ve nispeten organize bir harekete ise sadece internette rastlanmaktadır. İnternet ilk yaygınlaşmaya başladığından beri, insanların isimsiz ve özgürce yazabilecekleri, fikir beyan edebilecekleri sanal ortam, toplumda açıkça konuşulması zor olan bu tür fikirlerin özgürce tartışılabilmesine imkan sağlamıştır.

"Ateistforum"da sıkça ateist dernek ya da ateist dergi gibi fikirler getirilip tartışılmasına rağmen, sonunda genellikle henüz bu tür projeler için erken olduğu sonucuna ulaşılmakta ve bu tür fikirler hayata geçirilmemektedir.

-Bugüne kadar gerek şahsi gerekse siteyle ilgili olarak ateist olmanız sebebiyle yaşadığınız baskılar nelerdir?

-Şahsi olarak bir problem yaşamadım. Gerek Türkiye'de yaşadığım yıllarda çevremdeki insanların tepkileri, gerekse yakın çevremden gördüğüm tepkiler olumsuz değildi. Fakat siteyle ilgili olarak çok problem yaşadık. Bunların en yaygını, hacker'ların sanal dünyadaki dijital saldırılarıdır. Zamanla bu problemlerle başa çıkmayı öğrendik.

Hazırlıklı olmadığımız problem, mahkeme yoluyla resmi site kapatma ve engelleme eylemleriydi. Malumunuz, Türkiye’nin sicili internet sansürleri konusunda pek iyi değil. Bu konudan en çok payını alan siteler arasındaysa ateist içerikliler var. Özellikle Adnan Oktar ve ekibi bu konuda neredeyse internette bir savaş açtılar. Uyguladıkları yöntem genellikle sözkonusu sitede kendi şahısları adına hakaret bulunduğu ithamıyla mahkemeye başvurmak ve kendilerine sempati duyan savcı ve hâkimler yoluyla ihtiyati tedbir kararları çıkartmak.

Fakat genelde söz konusu siteler amatörce kurulmuş olduğundan ve site sahibi hem ateist bir sitenin temsilcisi olarak gözler önüne çıkmak, hem de avukat tutup bu işlere para harcamak istemediği için siteler kapalı kalmaktadır.

Ateizm.org'un ilk kapatıldığında bizim başımıza gelen de o olmuştu. Sitenin kapatılması konusunda internette uluslararası düzeyde bu konuya dikkat çekmeyi başardık. Bu yüzden farklı bir adresten devam ettiğimiz yayınımızın ikinci kapatılmasından önce, bu sefer Adnan Oktar'ın avukatından bulunduğunu iddia ettikleri hakaretlerin kaldırılması konusunda resmi bir talep aldık. Fakat bahsettikleri mesajların sitenin neresinde bulunduğunu bilmediğimiz için kendilerinden link istedik. "Forumumuzun hangi sayfasında bu ifadelerin yer aldığını bildirirseniz, hakaret olduğuna hemfikir olursak kaldırırız" dedik. Linkleri bildireceklerine dair cevap yazdılar ama bildirmediler. Kısa süre sonra da o yeni domain adresimizin de engellendiğine tanık olduk.

-Sizce insanların bu kadar dine ve tanrı kavramına bağlı olmasının sebebi nedir?

-Bunun sebebi bana göre dinin birleştirici ve cemaat oluşturucu bir rolü olmasıdır. İnsanlar yaşadıkları topluma ve topluluğa olan bir aidiyet duygusunu din yoluyla yaşıyorlar ve dinler bu konuda çok başarılı. İnsanlar da zaten genellikle bilimsel ve mantıksal akıl yürütmeler sebebiyle değil, çevrelerindekilere uyma güdüleri sebebiyle dinlere inanmaktadırlar.

Deniz Ülkütekin

26.12.2010

Cumhuriyet

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Gercek ve dogru olan bizler, ateistleriz.

Var mi bunun yanlis oldugunu iddia edebilecek ateizmi cüretebilecek birisi?

Yok.!

Sahtekarlara, insanlari manipüle edip kendi cikarlari icin dinleri kullananlara karsi ateistlerin birlesip mücadele etmeleri sarttir...

...dünyanin daha huzurlu bir gelecegi icin.

Özgür düsününen beyinlere sahip olmak isteyenler "Ateist" olmak zorundadir.

Özgür mü, köle olmak mi?

Hangisini istiyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Bence çok etkisiz ve silik ifadeler olmuş, ezilen ateistler, siteleri kapatılıyor, çaresiz, yanlız ve azınlıkta görünüyorlar.

Tam tersi olmalıydı, aklı, felsefeyi, kırmızı hapı temsil edenler bizleriz, ve bu halimizle tüm o beli kırıklardan daha güçlü ayaktayız, bizler bu toplumun, bilimin, rasyonel düşüncenin sürükleyicileriyiz ve bu halimizle aynı futbol takımını tutmasak bile tek tek ayrı özgür bireyler olarak çoğunluktayız.

Bu röportajı verenin yaklaşımı, Hitchens, Dawkins, Harris ve diğerleri gibi olmalıydı. Kendimizi akıl hastanesine kapatılmış deliler gibi değil, o hastanenin doktorları gibi hissetmeliydik. Din adına yaşanan bu komiklikleri anlatabilmek için, kendi küçük sitesine tıkılıp ezilmiş ateistler görüntüsü değil, dünyada ve Türkiye'de sessiz ama etkin, yazan, düşünen, toplumsal hayatta başı dik bireyler olmalıydık. Aslında öyleyiz de.

Aydın Türk gibi bir uydurma ismi de kabullenmek zor, zorlama olduğu her halinden belli, gizli kalmanın nedenlerini hepimiz biliyoruz, ama nick'iyle röportaj verebilirdi, örnekleri var. Bu tür bir sahte isim yerine neden nick kullanmadınız?

Yine de bir ilk adımdır, bu güzel, zamanla yazarlar, billimciler, mühendisler, sanatçılar ve politikacılar da çıkaracağız ve taşlar yerli yerine oturacak, şimdilik bize bu kadar yeter. Yine de elinize sağlık...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...
  • 2 weeks later...
  • 1 month later...

Fazlaca eleştirel. Üstünkötü sorular ve yanıtlarla geçilmiş. Daha fazla merak uyandıran, bilimsel ifadelerle bezenmiş, detaylı bir röportaj olsaydı daha verimli olurdu. Klasik olmuş yani. Ne yazık ki röportajı yapan sıradan sorularla halkın soru işaretlerini kapatamamış. Daha derin olmalıydı. Ateizm yarım sayfalık bir konu değildir. Dahası, bu memlekette yarım sayfayla anlatılabilecek birşey değildir. İnce ince sormak gerekirdi ve aynı incelikte ve ustalıkta cevaplamak.. Ki okuyan merak etsin, araştırsın. Böyle anlatılmaz, dahası böyle sorulmaz. Okuyanın ağzını açık bırakır, düşündürür, sorgulatır. Bu röportajla buna ulaşılabilir mi? Hiç sanmıyorum. Ateizm şöyle zordur böyle zordur diye tanımlanan birşeye, neden ilgi duysun ki emine? Okuyanı çekmeli bunun için yüzlerce sebep var. Adnan oktarı yazıpta basitleştirmek niye? Değmez. Bu kadar basit değildir ateizm.

I Ih olmamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Hayatınızda hiç röportaj verdiniz mi?

Bir kere, sorulan sorular çerçevesinde konuşmak zorundasınız, istediğiniz her şeyi söyleyemezsiniz. Fırsat olmaz zaten. Ki zaten söylediklerinizi de olduğu gibi yayınlamıyorlar. Kuşa çevirip kısaltıyor, kendi istedikleri kısımları, istedikleri kadarıyla yayınlıyorlar.

Siz bu kadarına dua edin. Bunlar hiç olmazsa Radikal gazetesi gibi birkaç sayfalık röportajın sadece bir paragrafını yayınlamamış. Sadece yarıya, ya da üçte birine indirmişler röportajı.

Bir dahakine söyleyelim, sizinle konuşsunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında röportajın tümünü yayınlayalım, arkadaşlar da görsün. Gazete, ikinci sayfasının yarısını ayırdığı bu röportajı, o yarım sayfaya sığması için kendine göre kısaltmış.

----------------

-Öncelikle ateizmin ortaya çıkışıyla ilgili kısa bir bilgi geçebilir misiniz?

Ateizm terimi 16. yüzyılda kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen, Tanrı ya da Tanrıların olmayabileceği fikri, teizmin kendisi kadar eskidir.

Ateizmin açık kabulü ancak 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşmıştır fakat felsefi açıdan ateist fikirlerin Asya ve Avrupada filizlenmeye başlayışı İsadan Önce 6. yüzyılı bulur.

-Siz çocukluktan itibaren tanrı kavramıyla nasıl tanıştınız ve buna yönelik şartlanmalardan nasıl sıyrıldınız?

Tanrı kavramı toplumun ve kültürün o kadar ayrılmaz bir parçası ki, ilk olarak nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum bile. Tek hatırladığım, kendimi bildim bileli çevremde bu kavramın sürekli sözünün edildiği ve Tanrı'nın olduğu fikrinin gayet doğal karşılandığı ve hiç sorgulanmadığıdır.

Benim bu fikri sorgulamaya başlamam gençlik yıllarımdadır. Özellikle lise yıllarımda oluşmaya başlayan şüphelerin olgunlaşıp yerini açık ve net bir ateizme bırakması üniversite yıllarıma denk gelmektedir. Bunda okumayı sevmemin ve bilim, felsefe ve bilim kurgu edebiyatı gibi konulara ilgi duymamın büyük bir faktör olduğunu düşünüyorum. Özgür yetişmiş bir beyin ve bu konulara olan merak birleşince bana göre kişinin dini inancını koruması çok zor. İnsan bu tür konuları okuduğunda, öyle büyük bir fikir zenginliği ile karşılaşıyor ki, tipik inançlının bana göre en büyük handikapı olan kendi inancı dışında farklı alternatif fikirleri görememe ya da onların farkında olmama probleminden çok kolay sıyrılabiliyor. Zaten toplumdan öğrenilene eşit düzeyde, hatta belki daha iyi alternatiflerin bulunabileceğini görmek, zorunlu bir şekilde kişinin aileden ve toplumdan hazır aldığı bu inançların sorgusuna yol açıyor.

Fakat ateizmimi perçinleyen olay, Kuran'ın türkçe tercümesini dikkatli bir şekilde baştan sona okumam olmuştu.

Bana göre bu kitabın ilahi olmadığı, çok eski zamanların bakış açısını ve dünya görüşünü yansıttığı çok açıktır.

Bu yüzden insanlara Kuran'ı okumalarını internette biz ateistler öneriyoruz daha çok. Bakın islamcılar o kadar önermez insanlara Kuran'ı okumalarını. Hatta caydırmaya yönelik yorumlara daha çok rastlanır islamcılardan. Çok derindir, herkes anlamaz derler mesela. Ya da arapçasından okumak gerekir, öyle her önüne gelenin okuyup anlayabileceği birşey değildir derler. Hatta abdestsizken dokunulmaz, yüksek bir yere asılmalıdır, vs gibi başka psikolojik engeller de koyarlar bu kitabın insanlar tarafından açılıp okunmasına.

Ama ben Kuran'ı açıp objektif bir şekilde okuyabilen pek çok kişinin bu kitaba olan bizim bakış açımızın en azından sebebini göreceklerine inanıyorum. Bize katılıp katılmamaları ayrı konu ama bence bizim neden kitabın ilahi olmadığını düşündüğümüzü, yani en azından bu kadarını göreceklerdir diye düşünüyorum.

-Tanrıya yönelik şartlanmalar bizim bakış açımızı ne derecede etkiliyor. Evrenle ilgili sorularda neleri kaçırıyoruz?

Benim en çok dikkatimi çeken şartlanma, insanların kendi dinleri dışındaki farklı dinlerin ya da felsefi düşüncelerin bakış açılarının bir seçenek olabileceğinin bile farkında olmamaları, bu tür bir olasılığı tamamen es geçmeleridir. Örneğin çok sorulan 'Ya varsa?' sorusu (yani "inançlılar haksızsa kaybedecek birşeyleri yok, ama inançsızlar haksızsa kayıp büyük, vs" türünde yorumlar ve sorular), tamamen dünya üzerindeki farklı binlerce dinin ve inanç sisteminin görmezden gelinmesi, bir alternatif yerine bile konulmamasına dayanıyor. Halbuki bu soruları soran kişilerin kendileri de dünya üzerindeki pek çok başka din ve inanç sistemi karşısında bizimle aynı durumdadırlar. Ama bunu nedense görmezler. Ortada sadece iki seçenek varmış gibi davranırlar. Ya bizim bakış açımız, ya da kendi inançları.

Evrenle ilgili sorularda insanların gözden kaçırdığı temel nokta, insanlığın günümüzdeki uygarlık düzeyinde evrenin kökeni, hayatın anlamı gibi temel felsefi soruların henüz cevapsız olduğu, bu konularda son sözü söylemeye henüz hiçkimsenin yetkisi ve gücü bulunmadığıdır.

Elbette pek çok açıklama vardır, pek çok inanç vardır. Ama ortada kesinleşmiş, herkesin birleştiği, doğru olduğu belli ve açık olan bir açıklama yoktur.

İnsanların evren ve Tanrı ile ilgili konularda toplumdan hazır aldıkları şartlanmalar sebebiyle göremedikleri birbaşka ayrıntı, 'evrenin sebebi' gibi net olmayan, muğlak bir kavramın Tanrı kelimesinin yerine geçecek şekilde kullanılması, hatta o kadarla da kalınmayıp, buradan doğrudan içinde yetişilen toplum ve kültürün metafizik inançlarına bir sıçrama yapılması ve evrenin sebebi olduğu farzedilen sözkonusu faktörün kişinin inandığı dinin Tanrı'sı olduğunun farzedilmesidir.

Evrenin sebebi deyince, bu sebebin ille de zeki ve bilinçli bir sebep olması bile gerekmezken, hele de buradan kişinin yetiştiği toplumun ve kültürün metafizik inançlarına bir geçiş yapmak, çok açık bir şartlanma örneğidir.

-Ateizmle ilgili okumalarda dikkat çeken genelde evren ve tanrıyla ilgili sorulara felsefe ve mantık düzeyinde yanıtlar verilmesi. Bu açıdan bakarsak Felsefi akıl yürütme ve mantığın dinlerin sunduğu öneriler için bir alternatif olduğunu söyleyebilir miyiz?

Felsefe ve bilim konusunda yetkin bir kişi, dinlerin açıklamalarına ihtiyaç duymayacaktır. Hatta dinsel açıklamaları yetersiz ve acemice, bilimsel ve felsefi pek çok açıklamayı ise çok daha tatminkar bulacaktır.

Hatta felsefeden çok bilime vurgu yapıyorum bu konuda. Günümüzde en temel rehberimiz bilim olmak zorundadır.

-Ateistlerin Budizm, Şamahizm gibi "kutsal olmayan" dinlere bakışında bir fark var mıdır?

Tüm ateistler adına konuşmak zor bu konuda. Ateizmin tanımı açısından konuya yaklaştığınızda, Tanrı'yı ve dinleri reddeden düşüncelerin çoğu ateist kanatta yer alacaktır, fakat teizmden farklı düşüncelerin çeşitliliği dikkate alındığında, ateistlerin her konuda birleşeciğini düşünmek saflık olacaktır.

Yine de, günümüzde anlaşılan ve en çok rastlanan şekliyle ateizm, bilimsel/materyalist dünya görüşüne sahip ve evreni Tanrı ya da benzeri doğaüstü güçlere dayanmadan açıklamaya çalışan kişilerin dünya görüşü olarak göze batmaktadır daha çok. Bu anlamda, ateistlerin çoğu, içinde doğaüstü bazı metafizik kavramlar içermediği sürece, değişik inanç sistemlerine teizme kıyasla daha bir nötral yaklaşacaktır. Fakat çoğu ateist materyalist olduğu için, içinde doğaüstü ya da tinsel öğeler içeren inanç sistemlerine yine de antipati duyacaktır.

-Metafizik sınıfındaki örnekler genelde tanrının kanıtı olarak algılanır. Metafizik ve din arasında kurulan bağlantıyı nasıl değerlendiriyorsunuz ve dinden ayrı olarak ateist birinin meta fizik kavramına bakışı nasıldır?

Bu sorunun cevabı da yukarıdaki soruyla bağlantılı olacak. Her şeyden önce, tüm ateistleri kapsayacak bir cevap vermek zor. Çünkü ateizmin tanımı çok açık ve basit. (Tanrı'nın ve bununla bağlantılı olarak 'teist' dünya görüşünün reddi). Bu yüzden de bu tanıma uyan tüm fikir çeşitliliğini kapsayacak bir tavırdan bahsetmek zor.

Ama yine de, ateizm tanımını biraz daha daraltırsak ve ateist deyince daha çok en fazla rastlanan ateist çeşidini, yani bilimsel ve naturalist ateistleri kastedersek, doğa dışının güvenilir bilgisine ulaşılamayacağını, hatta belki doğa dışı diye birşeyin mümkün bile olmadığını düşünen bu tür kişilerin geleneksel anlamda metafizik ile uğraşmaları zor olacaktır.

-Türkiye'de ateistlere pek iyi gözle bakılmadığı gerçek. Bugüne kadar ateist hareket Türkiye'de nasıl bir yol izledi ve bundan sonra ne gibi çalışmalar yapacaksınız?

Türkiye'de Turan Dursun ve İlhan Arsel gibi birkaç isim dışında açık ve net bir ateizmden bahsetmek zor. Ki onlarınki de felsefi ateizmden çok, islam dininin eleştirisi düzeyinde kalmış fikirlerdir.

Sadece din eleştirisi değil, konunun bilimsel ve felsefi boyutuyla da ilgilenen, aktif ve nispeten organize bir harekete ise sadece internette rastlanmaktadır.

İnternet ilk yaygınlaşmaya başladığından beri, insanların isimsiz ve özgürce yazabilecekleri, fikir beyan edebilecekleri sanal ortam, toplumda açıkça konuşulması zor olan bu tür fikirlerin özgürce tartışılabilmesine imkan sağlamıştır.

Bu yüzden de ateist hareket internette yoğunlaşmış ve yayılmıştır.

Bizim sitemiz değişik isimler altında neredeyse bu sürecin başından beri işin içinde olmuş ve internetteki Türk ateizminin öncülerinden olmuştur.

Ateistforum'da sıkça ateist dernek ya da ateist dergi gibi fikirler getirilip tartışılmasına rağmen, bu tartışmaların sonunda genellikle henüz bu tür projeler için erken olduğu ve bunların pek gerçekçi fikirler olmadığı sonucuna ulaşılmakta ve bu tür fikirler hayata geçirilmemektedir.

Öyle görünüyor ki, Türk ateizmi bir süre daha varlığını ancak internette gösterebilecektir. Tabi ateist kitaplar, bu tür röportajlar ve benzerleri yayınlara da rastlanacaktır, ama ateist radyo ya da TV kanalı gibi fikirler için henüz çok erkendir. Bu tür fikirlerin mümkün olabileceği günlerin ne kadar yakın olduğu dahi internetteki ateist platformlarda tartışma konusudur. Bazı ateistler daha iyimserken, bazıları bunların uzun süre hayal kalacağını düşünmektedir.

-Bugüne kadar gerek şahsi gerekse siteyle ilgili olarak ateist olmanız sebebiyle yaşadığınız baskılar nelerdir?

Şahsi olarak bir problem yaşamadım. Gerek Türkiye'de yaşadığım yıllarda çevremdeki insanların tepkileri, gerekse kendi ailem ve yakın çevremen gördüğüm tepkiler olumsuz değildi.

Fakat siteyle ilgili olarak çok problem yaşadık. Bunların en yaygını, hacker'ların sanal dünyadaki dijital saldırılarıdır. Defalarca bu tür saldırıların kurbanı olduk. Zamanla bu problemlerle başa çıkmayı öğrendik.

Hazırlıklı olmadığımız problem, mahkemeler ve yasal işlemler yoluyla resmi site kapatma ve engelleme eylemleriydi. Malumunuz, Türkiye’nin sicili internet sansürleri konusunda pek iyi değil. Bu konudan en çok payını alan siteler arasında ise pek çok ateist içerikli site bulunmaktadır. Özellikle Adnan Oktar ve ekibi bu konuda neredeyse internette bir savaş açmış durumdadır ve çok sayıda sayfaya Türkiye’den olan erişimin engellenmesine önayak olmuşlardır. Bunların en önemlileri ve büyükleri biliniyor ama pek çok ufak blog sayfası ve kişisel site de bu süreçte engellenmiştir.

Bu konuda uyguladıkları yöntem genellikle sözkonusu sitede kendi şahısları adına hakaret bulunduğu ithamıyla mahkemeye başvurmak ve kendilerine sempati duyan savcı ve hakimler yoluyla “ihtiyati tedbir” kararları çıkartmakdır. Fakat çoğu durumda söz konusu siteler amatörce kurulmuş ve işletilen siteler olduğundan ve site sahibi hem ateist bir sitenin temsilcisi olarak gözler önüne çıkmak istemediği, hem de avukat tutup bu işlere para harcamak ve uğraşmak istemediği için bu kararlar kalıcı kararlara dönüşmekte ve siteler kapalı kalmaktadır. Çünkü o sitelerin sahipleri için aynı siteyi başka bir adresten açmak, diğer seçeneklere göre çok daha kolay bir işlemdir.

Halbuki kişisel hakaret işin bahanesidir. Öyle olsa, bu ifadelerin siteden çıkartılması konusundaki yaptırımlar peşinde koşulurdu. Apar topar siteler kapatılmazdı. Pek çok durumda site sahibi bir duyuru ve bir uyarı dahi almamış, bir gün sabah kalktığında sitesinin engellendiğine tanık olmuştur.

Ateizm.org'un ilk kapatıldığında bizim başımıza gelen de o olmuştu. O zaman bu sitenin kapatılması konusunda internette biraz gürültü koparmayı başarmış, uluslararası düzeyde bu konuya dikkat çekebilmiştik. Bu yüzden farklı bir domain'den devam ettiğimiz yayınımızın ikinci kapatılmasından önce, bu sefer Adnan Oktar'ın avukatından sitede müvekkili aleyhine bulunduğunu iddia ettikleri hakaretlerin kaldırılması konusunda resmi bir talep aldık. Fakat bahsettikleri mesajların sitenin neresinde bulunduğunu bilmediğimiz için, kendilerinden link istedik. Forumumuzun hangi sayfasında bu ifadelerin yer aldığını bildirirseniz, bir göz atarız ve hakaret olduğuna hemfikir olursak kaldırırız dedik. Bize o linkleri bildireceklerine dair cevap yazdılar ama bildirmediler. Hatta bir hafta sonra tekrar yazıp o linkleri tekrar istedik, fakat kendilerinden bir cevap gelmedi. Kısa süre sonra da o yeni domain adresimizin de engellendiğine tanık olduk.

Ateist sitelerin karşılaştığı en tuhaf ithamlardan biri ise, henüz benim bildiğim sadece bir örneği olan, 'islam dinine hakaret' suçlamasıdır. Ceza yasasının 216. maddesine dayandırılmaya çalışılan bu ithamlar konusunda Türk mahkemelerinin ne tür kararlar vereceğini ilgiyle izleyeceğiz.

Bu yasada halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanması durumunda, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, ceza gerektiren bir suç olacağı ifadesi bulunmaktadır.

Bunun bizimki türü sitelere yöneltilen bir itham olmasını komik buluyorum. İçeriğimizin bu sınıfa girecek türde bir içerik olmaması, ki olsa bile kamu barışını bozmaya yaklaşmasına bile imkan olmayan bir eylem olması gibi ayrıntılar bir yana, benim dikkat çekmek istediğim nokta, bizim böyle bir kanunla ilgili olarak, suçlanan değil, olsa olsa kurban durumunda kabul edilmemiz gerektiğidir. Biz müslümanlara karşı nefret ve kini teşvik edecek türde bir içeriğe sahip olmadığımız gibi, olsak da bu yolla kamuoyunu etkilememiz mümkün değil. Tam tersi, kendimiz tepki çerekiz bunu yapsak. Halbuki benzer kin ve nefrete teşvik eden ifadeler, bizlere ve ateizme yönelmiş olarak pek çok islami yayında ve sitede açıkça bulunmaktadır. Özellikle Adnan Oktar'ın ve başka pek çok kişinin yayınlarında sıkça ateizmin dünyada terörizm dahil her türlü pisliğin ve olumsuzluğun sebebi olduğu türünde ithamlara rastlanmaktadır. Yani bahsedilen kanunu kullanarak asıl bizim bu kişileri dava etmemiz lazım.

Bütün bunlar bir yana, bizim sitemiz ve forumumuz merkezi ABD'de bulunan ve Amerikan vatandaşları tarafından işletilen bir kurumdur. ABD yasalarına tabidir. İçeriğinde ABD yasalarına aykırı bir kısım varsa, bunun davasının ABD savcıları tarafından, ABD'de açılması gerekmektedir.

Bizi rahatsız etmek için o kadar çok yol arıyorlar ki, son çabaları Türkiye'den buldukları ve siteyle alakalı gördükleri bazı kişileri site yöneticisi oldukları ithamıyla 216. maddeye dayanarak dava etmek olmuştur.

Kısacası bu siteyi bulabildikleri ve mümkün olan her yolla rahatsız etmektedirler.

-Sizce insanların bu kadar dine ve tanrı kavramına bağlı olmasının sebebi nedir?

Bunun sebebi bana göre dinin birleştirici ve cemaat oluşturucu bir rolü olmasıdır. İnsanlar yaşadıkları topluma ve topluluğa olan bir aidiyet duygusunu din yoluyla yaşıyorlar ve dinler bu konuda çok başarılı. İnsanlar da zaten genellikle bilimsel ve mantıksal akıl yürütmeler sebebiyle değil, çevrelerindekilere uyma güdüleri sebebiyle dinlere inanmaktadırlar daha çok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayatınızda hiç röportaj verdiniz mi?

Bir kere, sorulan sorular çerçevesinde konuşmak zorundasınız, istediğiniz her şeyi söyleyemezsiniz. Fırsat olmaz zaten. Ki zaten söylediklerinizi de olduğu gibi yayınlamıyorlar. Kuşa çevirip kısaltıyor, kendi istedikleri kısımları, istedikleri kadarıyla yayınlıyorlar.

Siz bu kadarına dua edin. Bunlar hiç olmazsa Radikal gazetesi gibi birkaç sayfalık röportajın sadece bir paragrafını yayınlamamış. Sadece yarıya, ya da üçte birine indirmişler röportajı.

Bir dahakine söyleyelim, sizinle konuşsunlar.

Cnn-Türk, yarım saat ropörtaj yapmıştı bir zamanlar. Siyasetle, seçimlerle ilgiliydi.

Sonuçta cımbızlayıp onlar açısından vurucu nitelikte olan sadece 2-3 cümlemi yayımlamışlardı.

Bir gazete de yaptığı ropörtajın küçük bir kısmını kendinden ilavelerle ve değiştirmelerle yayımlamıştı.

Medyada işleyiş böyle. Hiç yer vermeyebilirler de.

Örneğin 12 Eylül'de anayasa oylamasından önce anayasa ile ilgili yaptıkları ropörtajı hiç yayınlamamışlardı.

Sizinle ropörtaj yapanın suçu değil. Kırpanlar, kafasına göre düzenleyenler yazı işleri, yayın sorumluları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante,

Benim röportajı yapana ya da Cumhuriyet gazetesine bir kızgınlığım yok bu konuda. Tam tersi, kendilerine müteşekkirim. Bize medyada doğru dürüst yer ayırıp, dediklerimizi tarafsızca ve nispeten yeterli bir genişlikte sunanlar sadece onlar oldu.

Ben sadece işin işleyişinden haberdar olmayıp, olur olmaz yorumlar yapan bazılarına cevaben yazdım onları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca, şunu da ekleyeyim.

Daha sert ifadeler bekleyenler, o kadar ezik görünmek istemeyenler, vs hayal görüyorlar.

Bu röportajın Hitchens, Dawkins, Harris ve benzerleriyle yapılanlara benzeyebilmesi için, bizdeki ortamın da oradaki gibi olması, ateistlerimizin bırakın rahat konuşmayı, hiç olmazsa önce bir kendi kimlikleriyle, can korkusu olmadan, güvenle ortaya çıkabilmesi gerekir.

Aranızda var mı bunu yapabilen? Yok.

Arkadaş çevrenizde, okulunuzda, aile çevrenizde atıp tutmaya benzemez toplum içinde açıkça uluorta ateist olarak ve ateist kesimin temsilcisi olarak ortaya çıkabilmek.

Bakın kaç yıldır bu siteyi mahkemelerde temsil edecek, kendi ismiyle ortaya çıkacak birini bile bulamıyoruz.

Gazete röportajı falan verebildik nihayet ama televizyona falan çıkmak hala hayal bizim için.

Eleştirenler, ezik göründüğümüzü söyleyip şikayet edenler, bu sitenin bugüne kadar yapabildiğini önce kendileri yapsınlar, hatta ondan sonra daha fazlasını da yapıp kendi kimlikleriyle ortalığa çıksınlar, ondan sonra gelip bizi eleştirsinler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben çay bahçesinde otururken bi haber kanalı geldi.

Dediki size soru sorucaz söyliyeceğimiz şeyi cevap olarak verirmisiniz?

Hayır dedim ben.

Gitti uzakta bi amca buldu onunla roportaj yaptı.

Medya böyle işliyor heralde.

İyiki televizyon vidilemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...