Jump to content

Allaha hesap vermek


Recommended Posts

Sözde ateistler, allaha hesap verme fikrinden kurtulmak ve diledikleri suçu işleyebilmek için ateist oluyorlarmış! Yalanın kuyruklusu diye buna denir. Çünkü bu iddia, gerçeğin tam tersini söylemektedir.

Kimseye hesap vermemek için "ben allahtan başka kimseye hesap vermem" diye tafra satanlar, dolandırıcı, zimmete geçirici, hırsız müslülerin ta kendileridir. Böylece ölünceye kadar kendilerine hesap sorulamayacak. Öldükten sonra da allaha gerçekten inandığı da çok şüpheli ya, inanıyorsa bile, "ya allaam ben sana hizmet ettim, çaldığım paraların bir kısmını da senin yolunda harcadım, gerçi heee, lüks jet uçakları, yüzme havuzlu villalarım, yedi sekiz dört çeker cipim vardı ama, sen demedin mi nimeti rabbike fehaddis diye, ondan edindim bunları" derim diye filan düşünüyor!

Bunlar sadece yalancı olsa neyse... Sadece iftiracı olsa neyse. Bunlar en büyük insanlık suçu olan hırsızlıklarına, cinayetlerine, tecavüzlerine allahı kalkan yapan ahlaksız sahtekarlar. Bir de suçu ateistlere atma ahlaksızlığını yapıyorlar.

Bir kişi allaha sarılıyorsa iki uç nedeni vardır: Ya çok saf bir cahildir, ya çok uyanık bir sahtekardır. Bunun arası yok. İkisi de birbirinden berbat bu iki uç durumdan birisi. Dürüst ve akıllı bir insan allah fikrine hiç kıymet vermez. Böyle bir saçmalığa hiç bir ihtiyacı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 54
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kirec, senin durumun vahim. Kafanda sabitlenmiş bir saplantı oluşmuş. Bundan başka hiç bir şey düşünemiyorsun. O düşünce allaha hesap verilmesi. Çok ağır bir suç mu işledin ne yaptın? Nasıl bu kadar saplantılı bir fikir sahibi oldun?

Burada konu bu olmadığı halde yine konuyu bu saplantılı olduğun sabit fikre getirdin. Burada konunun senin dediğinle zerre alakası yok. Burada konu, allah inancını sahtekarların, dolandırıcıların, hırsızların, katillerin kendilerine kalkan yaptığı. Allahın bu ahlaksızları korumaktan başka bir işe yaramadığı. Dürüst, ahlaklı insanların böyle allah gibi uyduruk sapık fikirlere hiç ihtiyacının olmadığı. Saf, aptal ve cahil insanlara kendilerini allahçı diye satıp kurtulanların allahı hırsızlık ve cinayetlerine, tecavüzlerine kalkan olarak yarattıkları.

Bunu da anlamadıysan sana nasıl laf anlatabilsek anlayabilirsin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu hesaptan sadece zalimler korksun...

İyi ve dürüst insanlar için sorun yok...

Iyi ve dürüst insanlar icin hemde cok büyük sorun var: Cehennemde yanacaklar, eger müslüman olarak ölmedilerse tabi.

Islam iyi insana önem vermez. Islam icin önemli olan, allaha itaat etmek, dürüst olmak degil. Allah yolunda hersey serbest.

Sorun da bu zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam dini iyi, dürüst, ahlaklı insanlar üzerinde büyük bir baskı kurmuştur. Eften püften saçma sapan yok aptestim kabul oldu mu, yok donuma idrar damladı namazım bozuldu mu, yok sevgilimi öptüm orucum bozuldu mu gibi abuk sabuk konuları sorun haline getirmiş, yok kabir beni sıkıştıracak mı, yok sorgu melekleri azap edecek mi gibi saçma sapan korkulara yol açmıştır.

Katil, tecavüzcü soyguncu eşkiyanın ise islamda keyfi gıcırdır. Sözümona uyduruk allahın emri ile cihat diye savaşa gider, insanları acımasızca öldürür. Ganimet diye mallarına el koyar. Cariye diye karılarına kızlarına tecavüz eder.

İslamda ahlaksızlardan başka kimsenin keyfi gıcır değildir. İslam sadece dürüst, ahlaklı insanlara huzur vermez, sıkar. Ben hayatımda islamda hiç bir zaman huzur bulamadım. Müslü olarak geçirdiğim yıllara hayatımın kayıp yılları, işkencehanede geçirilmiş korkunç yıllar olarak bakıyorum. O günleri hatırlayınca kafama yumruk atasım geliyor.

Neyse ki yine de çabuk kurtuldum bu illetten. Kuranı okumaya karar vermekmiş. Anahtar bu. Okudum ve derhal bu ilkel, vahşi, yobaz dinden çıktım. Çünkü kuranın her sayfasından kan damlıyor, irin akıyor, vahşet fışkırıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sözde ateistler, allaha hesap verme fikrinden kurtulmak ve diledikleri suçu işleyebilmek için ateist oluyorlarmış! Yalanın kuyruklusu diye buna denir. Çünkü bu iddia, gerçeğin tam tersini söylemektedir.

...

Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.

Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.

Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman,

melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.

Hem meselâ, Cehennem azâbını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam,

Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden,

küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.

Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın,

küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam,

Sultân-ı Ezel ve Ebedin mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tembellik, büyük bir sıkıntı veriyor.

Ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki, keşke o vazife-i ubudiyeti bulunmasaydı!

Ve bu arzudan, bir mânevî adâvet-i İlâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır.

Bir şüphe, vücud-i İlâhiyeye dair kalbe gelse, katî bir delil gibi ona yapışmaya meyleder;

büyük bir helâket kapısı ona açılır.

O bedbaht bilmiyor ki, inkâr vasıtasıyla, gayet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil,

inkârda milyonlarla o sıkıntıdan daha müthiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder.

Sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasını kabul eder.

Ve hâkezâ, bu üç misale kıyas edilsin ki, sırrı anlaşılsın.(2.lema)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.

Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.

Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman,

melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.

Hem meselâ, Cehennem azâbını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam,

Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden,

küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.

Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın,

küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam,

Sultân-ı Ezel ve Ebedin mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tembellik, büyük bir sıkıntı veriyor.

Ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki, keşke o vazife-i ubudiyeti bulunmasaydı!

Ve bu arzudan, bir mânevî adâvet-i İlâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır.

Bir şüphe, vücud-i İlâhiyeye dair kalbe gelse, katî bir delil gibi ona yapışmaya meyleder;

büyük bir helâket kapısı ona açılır.

O bedbaht bilmiyor ki, inkâr vasıtasıyla, gayet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil,

inkârda milyonlarla o sıkıntıdan daha müthiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder.

Sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasını kabul eder.

Ve hâkezâ, bu üç misale kıyas edilsin ki, sırrı anlaşılsın.(2.lema)

şu aklına estikçe (cevizlerini kaybettiğinde dahi) ALLAHTAN değil de GAVS dan yardım isteyen - allahdan VAHY aldığını iddia eden - adamın yazıları ile savunma yapamazsın burada. KURANDAN kendin bulup yazman lazım....

RISALE-I NURDAKI SACMALIKLAR: http://nursuzlar.wordpress.com/risale-i-nurdaki-sacmaliklar/

Risale-i Nur saçmalıkları : http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=1427.0

SAİD-İ NURSİ GERÇEĞİ ve RİSALELERDEKİ SAÇMALIKLAR : http://panteidar.wordpress.com/2011/01/11/said-i-nursi-gercegi/

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

şu aklına estikçe (cevizlerini kaybettiğinde dahi) ALLAHTAN değil de GAVS dan yardım isteyen - allahdan VAHY aldığını iddia eden - adamın yazıları ile savunma yapamazsın burada. KURANDAN kendin bulup yazman lazım....

senin gibi dinsiz kafir ateist biri kalkıp bana Kuran dersimi vermeye kalkıyor

yazık halinize

sen nasıl ateistsin salakmısın nesin sen ?

yani sence kuran doğru söylüyor said nursi yanlış mı?

başka yerde de tersini dememiş miydin*

ne döneksiniz siz ne dönek

beynin 2 gr aklın varsa yazıya cevap ver ok boş boş konuşma

Link to post
Sitelerde Paylaş

senin gibi dinsiz kafir ateist biri kalkıp bana Kuran dersimi vermeye kalkıyor

yazık halinize

sen nasıl ateistsin salakmısın nesin sen ?

yani sence kuran doğru söylüyor said nursi yanlış mı?

başka yerde de tersini dememiş miydin*

ne döneksiniz siz ne dönek

beynin 2 gr aklın varsa yazıya cevap ver ok boş boş konuşma

nerde demişim ben kuran doğru - said yalancı diye ?

her ikisi de ATEİST için anlamsızdır....ancak sizin argümanlarınız içinde tartışılabilecek bir şey varsa - o da KURANDIR + HADİSLERDİR......

birilerinin KAFASINA göre yazdığı - uydurduğu saçmalıkları mı baz alacağız ? tek gerçek - geçerli kitap sizin için nedir ? en güvenilir kaynak? KURAN değilmidir ?.....

ozaman onun üstünden konuşacaksın arkadaş...SAĞA sola kıvırmanın alemi YOK....

nedir bu saçmalık yaw....utanmasanız SAİD NURSİYİ de PEYGAMBER ilan edeceksiniz yuh be.

"cevizlerim kayboldu - GAVSI çağırdım geldi cevizlerimi buldu" diyen bir adam SAİD..YALAN mı la ?

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iyi ve dürüst insanlar icin hemde cok büyük sorun var: Cehennemde yanacaklar, eger müslüman olarak ölmedilerse tabi.

Islam iyi insana önem vermez. Islam icin önemli olan, allaha itaat etmek, dürüst olmak degil. Allah yolunda hersey serbest.

Sorun da bu zaten.

bu durum çok adaletsizce değil mi...

vicdana sığmıyor...

öyleyse yanlıştır...

doğrusu nedir...

iyi insanların cezalandırılmaması...

hah işte o zaman böyle olacaktır...

vicdana uygun olan ne ise olacaktır...

hiç merak etmeyin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

nerde demişim ben kuran doğru - said yalancı diye ?

her ikisi de ATEİST için anlamsızdır....ancak sizin argümanlarınız içinde tartışılabilecek bir şey varsa - o da KURANDIR + HADİSLERDİR......

birilerinin KAFASINA göre yazdığı - uydurduğu saçmalıkları mı baz alacağız ? tek gerçek - geçerli kitap sizin için nedir ? en güvenilir kaynak? KURAN değilmidir ?.....

ozaman onun üstünden konuşacaksın arkadaş...SAĞA sola kıvırmanın alemi YOK....

nedir bu saçmalık yaw....utanmasanız SAİD NURSİYİ de PEYGAMBER ilan edeceksiniz yuh be.

"cevizlerim kayboldu - GAVSI çağırdım geldi cevizlerimi buldu" diyen bir adam SAİD..YALAN mı la ?

kıvırt bakalım kıvırt

kıvırta kıvırta değme dansözlere taş çıkartıyorsun

işine gelince hadis doğru oluyor işine gelince Kuran Azimüşşanın ayetleri doğru oluyor

ama işine gelmeyince aynı Kuran için haşa arap bedevisinin sözü diyebiliyorsun

biraz kemikli olun dürüst olun arkadaşım

adam olun öyle gelin

"cevizlerim kayboldu - GAVSI çağırdım geldi cevizlerimi buldu" diyen bir adam SAİD..YALAN mı la?

Evet söylemiş çocukken

suçmu bu şimdi?

o kadar yazılı şeye bakma neymiş efendim ceviz için gavs demiş mi dememiş mi?

demiş ne oldu?

sizin beyninizden sorununuz var kesin

Link to post
Sitelerde Paylaş

kıvırt bakalım kıvırt

kıvırta kıvırta değme dansözlere taş çıkartıyorsun

işine gelince hadis doğru oluyor işine gelince Kuran Azimüşşanın ayetleri doğru oluyor

ama işine gelmeyince aynı Kuran için haşa arap bedevisinin sözü diyebiliyorsun

biraz kemikli olun dürüst olun arkadaşım

adam olun öyle gelin

"cevizlerim kayboldu - GAVSI çağırdım geldi cevizlerimi buldu" diyen bir adam SAİD..YALAN mı la?

Evet söylemiş çocukken

suçmu bu şimdi?

o kadar yazılı şeye bakma neymiş efendim ceviz için gavs demiş mi dememiş mi?

demiş ne oldu?

sizin beyninizden sorununuz var kesin

ula benim için HEPSİ YALAN-----madem öyle gelme tartışma burada....çünkü bizler zaten hepsini YALAN diyor ve REDDEDİYORUZ.....

nasıl kafa var sende anlamadım ki ?

sen KURAN dersen kuran tartışıyoruz biz...

HADİS dersen hadis tartışıyoruz...

ama RİSALE tartışmam senle....çünkü hiç bir DAYANAĞI YOK risale dene yazmaların....GAVSDAN cevizlerini bulması için yardım isteyen adamın yazılarının nesini TARTIŞAYIM senle be adam ?_

KAFAN BASMIOMU bukadarcık olsun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bugün hırsızlara hesap sormaya kalkanlar,sahurda kelepçelenerek emniyete götürülmüş..Hırsızlar,polisleri kelepçeliyor artık..Böyle bir ülke olduk :)

Bu abdestli kapitalistler ALLAH BANA YÜRÜ YA KULUM DEDİ,NE DİYE ÖNÜMÜZE ÇIKIYORSUNUZ? diyorlar,hakimlere-polislere-savcılara..

Allah'ın ağızlardan düşmediği ülkeler mahvolmuş durumdalar..Türkiye'de aynı yolda ilerliyor..Türkiye paramparça olacak..Çünkü Allah diyen hırsızlar-katiller ayakta alkışlanıyor..Böyle bir ülkede mücadele edenin aklını seveyim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.

Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.

O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.

Meselâ, utandıracak bir günahı gizli işleyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicap ettiği zaman,

melâike ve ruhaniyâtın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emâre ile onları inkâr etmek arzu ediyor.

Hem meselâ, Cehennem azâbını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam,

Cehennemin tehdidâtını işittikçe istiğfarla ona karşı siper almazsa, bütün ruhuyla Cehennemin ademini arzu ettiğinden,

küçük bir emâre ve bir şüphe, Cehennemin inkârına cesaret veriyor.

Hem meselâ, farz namazını kılmayan ve vazife-i ubudiyeti yerine getirmeyen bir adamın,

küçük bir âmirinden küçük bir vazifesizlik yüzünden aldığı tekdirden müteessir olan o adam,

Sultân-ı Ezel ve Ebedin mükerrer emirlerine karşı farzında yaptığı bir tembellik, büyük bir sıkıntı veriyor.

Ve o sıkıntıdan arzu ediyor ve mânen diyor ki, keşke o vazife-i ubudiyeti bulunmasaydı!

Ve bu arzudan, bir mânevî adâvet-i İlâhiyeyi işmam eden bir inkâr arzusu uyanır.

Bir şüphe, vücud-i İlâhiyeye dair kalbe gelse, katî bir delil gibi ona yapışmaya meyleder;

büyük bir helâket kapısı ona açılır.

O bedbaht bilmiyor ki, inkâr vasıtasıyla, gayet cüz'î bir sıkıntı vazife-i ubudiyetten gelmeye mukabil,

inkârda milyonlarla o sıkıntıdan daha müthiş mânevî sıkıntılara kendini hedef eder.

Sineğin ısırmasından kaçıp yılanın ısırmasını kabul eder.

Ve hâkezâ, bu üç misale kıyas edilsin ki, sırrı anlaşılsın.(2.lema)

http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Lemalar&Page=15

Söyle yapsan daha kolay ve cevre kirliligi yapmamis olursun.

Isteyen bu tarz yazilari okur veya okumaz tek kelime yazmadan sürekli islami siteleri buraya tasimaktan yorulmadinmi ??

Bir insanin tek cümlelik fikri olmazmi ??

Link to post
Sitelerde Paylaş

kıvırt bakalım kıvırt

kıvırta kıvırta değme dansözlere taş çıkartıyorsun

...

Bak Zavallı ne demiş:

nerde demişim ben kuran doğru - said yalancı diye ?

Bi göstersene :)

işine gelince hadis doğru oluyor işine gelince Kuran Azimüşşanın ayetleri doğru oluyor

ama işine gelmeyince aynı Kuran için haşa arap bedevisinin sözü diyebiliyorsun

biraz kemikli olun dürüst olun arkadaşım

adam olun öyle gelin

(eğer)demişse bile;

"Hadis doğru oluyor" dan kastettiği, hadisin doğruluk değeri yani "sahih hadis" olması olmasın sakın?

Yine bir iddiada bulunmuşsun, bence yine bir kanıt göstermelisin. :)

"cevizlerim kayboldu - GAVSI çağırdım geldi cevizlerimi buldu" diyen bir adam SAİD..YALAN mı la?

Evet söylemiş çocukken

suçmu bu şimdi?

o kadar yazılı şeye bakma neymiş efendim ceviz için gavs demiş mi dememiş mi?

demiş ne oldu?

sizin beyninizden sorununuz var kesin

Deli oldu.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Said'in delilikleri saymakla bitmez. Bu herif kurtuluş savaşında kılını bile kıpırdatmadan İngiliz dostlarının kuvayı milliyeyi ezmesini İstanbul'da oturarak hasretle beklemiş bir adam. Kuvayı milliye savaşı kazanınca bir umut ne yapabilirim diye Ankara'ya gelmiştir. Güya Atatürk'le konuşmuş diyorlar, inanmıyorum. Atatürk bu deliyle konuşmaz. Onu affettiyse idam fetvasına imza koymaktan çekindiği için affetmiştir. Said ömrü hayatında bir akıllılık nasılsa yapmış, İskilipli Atıf'ın imza koyduğu bu ihanet fetvasına imza koymamıştır.

Cumhuriyetin laik temelde hızla kurulmakta olduğunu apaçık gören Said ümitsiz bir karamsarlıkla gidip bir mağarada inzivaya çekilmiştir. Sonra cumhuriyeti yıkmak için risalelerini yazmayı bu mağarada planlamıştır. Mağaradan çıkıp cumhuriyet düşmanlığına başlayınca tutuklandı. Jandarmalar bu yaşlanmış adama iyi davrandılar. Zaten incecik kalmış bileklerine kelepçeyi sıkı vurmadılar. Said namaz vakti gelince kelepçelerin bileklerinden çıktığını, keramet patlattığını iddia etti.

Bir daha da deli zırvaları durmak bilmedi. Kutsal bir kişi olduğuna inandırıp cumhuriyeti yıkabilmek için her yalanı söyledi. Kuranda risalelere işaret ettiği gibi bir sürü yalan... Daha neler neler... Bu herif çok aksi bir ihtiyardı. Ekmek getireni bile azarlardı. Şakirtleri buna ekmek getirip ağacın dalına bırakıyorlardı. Azarlar diye kendisine veremiyorlardı. Said bu ekmekleri allahın kendisine gönderdiğini iddia edecek kadar ileri gitmiştir. Bir tane şakirdi de ulan ne allahı, ekmekleri biz bırakıyoruz sana diyememişlerdir! Bu halkın böyle düşük ve beyinsiz, göz göre göre kandırılmayı içine sindiren bir kesimi var ne yazık ki.

Saymakla bitmez dedim ya... Yok şu mesele ihtar edildi, yok şu konu bildirildi diye gaipten haberler vermeye de bayılır. Risalelerin direk allah tarafından yazdırıldığını iddia eder. Abuk sabuk olayları tevafuk, keramet, mucize diye yutturur. Bunun her yazdığı da yayınlanmamıştır. Kendi kendisini bile sansürlemiştir. Foyası meydana çıkar diye bir çok risalesini gün yüzüne çıkarmamıştır. Bir çoğunu da yazıcıları düzeltmiş, değiştirmiş öyle yayınlamışlardır.

Muhammed olayının aynısı... Şeyh uçmaz, müritler uçurur olayı... Bu deliyi bu ülkenin baş belası yapmışlardır. Bu ülke şeyh saidlerden, molla rızalardan kurtuldu, sobayla konuşan bu delinin saçmalarından hâla kurtulamadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Said'in delilikleri saymakla bitmez. Bu herif kurtuluş savaşında kılını bile kıpırdatmadan İngiliz dostlarının kuvayı milliyeyi ezmesini İstanbul'da oturarak hasretle beklemiş bir adam. Kuvayı milliye savaşı kazanınca bir umut ne yapabilirim diye Ankara'ya gelmiştir. Güya Atatürk'le konuşmuş diyorlar, inanmıyorum. Atatürk bu deliyle konuşmaz. Onu affettiyse idam fetvasına imza koymaktan çekindiği için affetmiştir. Said ömrü hayatında bir akıllılık nasılsa yapmış, İskilipli Atıf'ın imza koyduğu bu ihanet fetvasına imza koymamıştır.

Cumhuriyetin laik temelde hızla kurulmakta olduğunu apaçık gören Said ümitsiz bir karamsarlıkla gidip bir mağarada inzivaya çekilmiştir. Sonra cumhuriyeti yıkmak için risalelerini yazmayı bu mağarada planlamıştır. Mağaradan çıkıp cumhuriyet düşmanlığına başlayınca tutuklandı. Jandarmalar bu yaşlanmış adama iyi davrandılar. Zaten incecik kalmış bileklerine kelepçeyi sıkı vurmadılar. Said namaz vakti gelince kelepçelerin bileklerinden çıktığını, keramet patlattığını iddia etti.

Bir daha da deli zırvaları durmak bilmedi. Kutsal bir kişi olduğuna inandırıp cumhuriyeti yıkabilmek için her yalanı söyledi. Kuranda risalelere işaret ettiği gibi bir sürü yalan... Daha neler neler... Bu herif çok aksi bir ihtiyardı. Ekmek getireni bile azarlardı. Şakirtleri buna ekmek getirip ağacın dalına bırakıyorlardı. Azarlar diye kendisine veremiyorlardı. Said bu ekmekleri allahın kendisine gönderdiğini iddia edecek kadar ileri gitmiştir. Bir tane şakirdi de ulan ne allahı, ekmekleri biz bırakıyoruz sana diyememişlerdir! Bu halkın böyle düşük ve beyinsiz, göz göre göre kandırılmayı içine sindiren bir kesimi var ne yazık ki.

Saymakla bitmez dedim ya... Yok şu mesele ihtar edildi, yok şu konu bildirildi diye gaipten haberler vermeye de bayılır. Risalelerin direk allah tarafından yazdırıldığını iddia eder. Abuk sabuk olayları tevafuk, keramet, mucize diye yutturur. Bunun her yazdığı da yayınlanmamıştır. Kendi kendisini bile sansürlemiştir. Foyası meydana çıkar diye bir çok risalesini gün yüzüne çıkarmamıştır. Bir çoğunu da yazıcıları düzeltmiş, değiştirmiş öyle yayınlamışlardır.

Muhammed olayının aynısı... Şeyh uçmaz, müritler uçurur olayı... Bu deliyi bu ülkenin baş belası yapmışlardır. Bu ülke şeyh saidlerden, molla rızalardan kurtuldu, sobayla konuşan bu delinin saçmalarından hâla kurtulamadı.

uydur uydur k.çından salla bakalım

Bir zaman sonra Mustafa Kemal iki defa şifre ile Van vilâyetinin eski valisi ve benim dostum Tahsin Beyin vasıtasıyla beni,

neşredilen Hutuvât-ı Sitte'ye mükâfaten taltif için Ankara'ya celb etti, gittim.

Şeyh Sinusî Kürtçe lisanı bilmediğinden, beni onun yerinde üç yüz lira maaşla vilâyât-ı şarkıye vâiz-i umumîsi,

hem meb'us, hem Diyanet Riyaseti dairesinde, Dârü'l-Hikmet âzâlarıyla beraber, eski vazifemle memnun etmek

ve benim Van'da temelini attığım Medresetü'z-Zehrâ ve şark dârülfünunuma Sultan Reşad'ın verdiği on dokuz bin altın lira,

iki yüz mebus içinde yüz altmış üç mebusun imzasıyla yüz elli bin banknota iblâğ edilerek kabul edildiği halde,

ben Beşinci Şua aslının verdiği haberin bir kısmını, orada bir adamda gördüm.

Mecburiyetle o çok ehemmiyetli vazifeleri bıraktım. Ve "Bu adamla başa çıkılmaz, mukabele edilmez" diye,

dünyayı ve siyaseti ve hayat-ı içtimaiyeyi terk edip yalnız imanı kurtarmak yolunda vaktimi sarf ettim.

Fakat bazı zâlim ve insafsız memurlar, bana dünyaya bakacak iki üç risaleyi yazdırdılar. (14.şua)

tarihinde dr.Kemal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...