Sen aynaya bak kardeşim!
Ara fosili orda göreceksin!!
Beni Adem (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
November 30 2003, 7:10 PM
Haci,
Ayni hakaretleri bende sana yapabilirim aslinda. Ama bu bana neyi kazandiracak? Hicbirsey.
Cunku sonunda yine ben mahcup duruma dusecegim. Cunku Yuce Rabbimiz benide senide goruyor. Ben once ondan sonra da butun insanlardan utanirim senin yaptigini yapmak icin.
Insana insan gerek,
Baksan aslinda dost gerek.
Insandan dost olami ki
Sirtini donmeye gerek.
Oyle degil mi Haci?
ahmet kara (no login)
arafosiller hacıda
November 30 2003, 9:15 PM
ara fosil nerdemi.bu hacı varya kesin kazı yapmıştır bulmuştur bi kaç tane ara fosil bak demedi demeyin:)ara fosil yoktur.hiç bir suda yaşayan canlı kara hayatına geçmez.hem geçmesi aptallık olur çünkü suda yaşam karaya göre çok daha kolay hemde biyolojik olarak bu mümkün değil.ayrıca hiç bir sürüngen evrimleşip uçamaz.canlılık tarihin eski bir çağında birden bire ortaya çıkmıştır.onun ötesinde hiç bir şey yoktur.ayrıca insan maymunsu bir atadan gelemez.dünyada ki bütün memeliler 4 ayağının üstünde yürür.insanın bunu terkedip iki ayağı üstünde yürümesi biyolojik olarak aptallık olur.çünkü iki ayak üstünde yürümek bir hayvana yüzlerce dezavantaj sağlar doğal ortamda.herhalde hayvanımsı bir insan türü iki ayağının üstünde yürüyünce binlerce yıl sora zekasının gelişeceğini bilemezdi.bu ve bunun gibi bir sürü soru cevabını evrimcielr veremiyor.
requiem (no login)
himmmm
November 30 2003, 9:16 PM
arafosilleri reddeden aslında müslüman degildir?_
muhammed yalancımı yani ?
bence islamın buluşudur ara fosil evet cok ciddiyim?_
bakalım mı beraber?_
miracı hatırla (at ile eşek arasında bi hayvan burak)
yani bi geçiş(yasayan)fosiili örnegi buraktı????
bence bütün fosiller gökte ??????
büyük bi ihtimal ki darwin ara geciş fosillerinin oldugunu muhammedden esinlendi (burak)
sevgiler
VAR (no login)
CEVAP VEREMIYORLAR
November 30 2003, 10:07 PM
Ateistlerin ve evrimcilerin cevap veremedigi bir soru oldugu icin dalga gecmek ve hakaret etmekten baska bir sey yapamaz bu ateitler.
Hadi yüreginiz varsa cevap verin ödlek Kâfirler.
Isinize gelmeyince dalga gecmek ve hakaret etmekte bulursunuz son careyi.
bırak su harun yahya ayaklarını
sonra bi sitedeki evrim tartışmalarına bi bak?_
anlamassan bi kaç kitağ ismi vereyim sana(dawkins)
onuda anlamssan anlatıcam arageciş fosillerini sana
copy pastel hiç yapmadım yapmıycam da?
ama aynı seyleri neden yazalım ki?_
git bi bak önce?_
ödlek miş)))
Bırakın lütfen ya sizde biliyorsunuz ki bir tane bile ara fosil yok bi ara bir kaç tane evrimci sahtekarlık yaptı ama pozitif bilim onlarında foyasını ortaya çıkartı.
sorularımı yine silmişsiniz yüreği olmayan deve kuşları sizi.
Bu konuyu fazla uzatmaya gerek yok. Aslında konu çok basit....
İnsanlar ve insansılar meselesi bu. Allah insanlara hitap etmiştir. Ağaçlara, hayvanlara ve insansılara değil.
Her kim ki kendini insan görür ADEM den geldim derse bilinsin ki o gerçekten İnsandır. Her kim ki hayır ben bir evrimleşmiş hayvan türünden geldim derse bilsin ki o da hayvandan türemiş bir İnsansıdır.
Herkes kendini ne farzederse odur. Haydi seçin yerinizi.
(no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 3:08 PM
Bunların çoğu delilleri örtpas etmekten başka bir şey bilmezler.Ara geçiş formu diye bir şey yoktur.
HACI (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 3:19 PM
Ara sekilleri size aciklasak anlayacak misiniz?
Sizde o kadar kapasite var mi?
Var deyin, Haci aciklasin..
Gecmiste belki yuz kere acikladi..
Anlamadiniz..
Hadi bakiiiiiiimmmmmm
Musluman kafalilar...
Kucuk beyinliler yani..
Yallah.......
(no login)
VAR MUCAHIT KULUM VAR! OLMAMI!
December 1 2003, 3:20 PM
VAR OLMASINA DA, BEN SAKLIYORUM ONU YERIN VE GOGUN 7 KATMANI ARASINDA.
NIYE MI SAKLIYORUM?
SEN BENIM HIKMETIMDEN SUAL MI EDIYORSUN YANI SIMDI?
NEYSE, IMANLI BIR KULA BENZIYORSUN CEVAPLIYAYIM,
ATEISTLER KAFAYI YESIN DIYE SAKLIYORUM TABII KI, NEDEN OLACAK. CEZA CEHENNEMDE OLMAZ SADECE!
HADI NURI HOCANIN YANINA HATIME DEVAM EDIN,
SUPHESIZ KI NE HIKMETLER SAKLADIM SIZIN ICIN KITABIMA!
HACI (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 3:52 PM
HAYVANLARIN EVRIMI-FOSIL KAYITLARI
Punctuated Equilibrium.
Mevcut fosil kayitlarina bakarak cikarilan sonuc, evrimin duzenli bir sekilde ve bir plan dahilinde cereyan etmedigi gercegidir. Yaradilisa inananlara gore, ara-gecis formlarinin olmamasi, canlilarin bir guc (Al-lah) tarafindan yaratilmis olmalari gerektigini gostermektedir. Allah, caninin istedigi an, o gun keyfi yerindeyse, bir canli turu yaratmis ve onu dunyaya indirmistir. Canli turlerinin milyonlari astigi gorulurse, Allah’in cok keyifli gunler gecirmis oldugu sonucuna varilabilir. Ne aptalca bir Al-lah bile diyebilirsiniz.....
Evrim yalniz yavas ve tedrici bir surecler dizisi degildir. Aniden de ortaya cikabilir. Canlilar, cevrelerindeki baskilara boyun egerken, her zaman yok olup gitmezler. Letal olmayan cevresel baskilara adapte olurlar. Bu adaptasyon (uyum) evrim olarak bilinir. Icinde yasadiklari ortama cok iyi uymus olan canlilarda evrim sureci ya son derece yavas bir sekilde gelisir, ya da hic gelismez. Bazi kopek baliklarinin ve deniz hayvanlarinin yuzmilyonlarca yil ayni sekli koruduklari gibi.... Fosil kayitlari da bu gercekleri yansitmalidir ve gercekten de yansitmaktadir.
Canlilarin “fenotipik” ve “genotipik” nitelikleri vardir.
Fenotipik nitelikler canlilarin gorunusudur. Ornegin insanin gorunusu onun fenotipik niteligidir. Kimi, ince uzun, digeri, kisa sisman, kimi kadin, digeri erkek, kimi beyaz digeri siyah, o kadar cok fenotipik ozellik vardir ki, bazi durumlarda uzaydan entel bir yaratik gelip, bizleri incelese, ve genotipik niteliklerimizi dikkate almasa, bizleri farkli turlere bile ayirmaya tesebbus edebilir. Bu fenotipik nitelikler, genotipik nitelikler tarafindan dikte ettirilir. Kromozomlarda bulunuan DNA, cesitli protein molekullerini sentez ederek, gozumuzun renginden, ayak bas parmagimizin buyuklugune kadar, sacimizin kivircikligindan, burnumuzun sekline kadar, her turlu insani niteliklerin manifestasyonunu saglar. Bu mekanizmalar cok iyi bilinmektedir. Su anda onlardan bahsetmek istemiyorum.
Insanlarla hayvanlar arasinda fenotipk ve genotipik benzerlikler vardir. Ancak atla insan arasindaki, fenotipik ve
genotipik benzerlikler, (Claudandus gibi bazi geri zekalilarin ata benzemelerine ragmen), gorille insan arasindaki benzerlikten cok daha azdir. Aslinda, insan ve goril arasindaki fenotipik benzerlik oldukca az oldugu halde, genotipik benzerlik % 99’a yakindir. Durmaksizin degisen bir ortamda, cevredeki bazi baskilara maruz kalan canlilarda ilk degisiklige ugrayacak olan nitelik, genotipik olanidir. Bazi genler mutasyona ugrayarak, canlinin cevreye olan uyumu saglanir. Bu genetik mutasyon hizla gelisebilir ve canlilar degismekte olan ortama kisa bir sure icinde, bin-iki bin yil icinde, adapte olabilirler. Bu sure icinde fenotipik bir degisime ugramamis bile olmalari soz konusudur. Cunku her genetik nitelik, kendini yeni bir fenotipik nitelik olarak yansitmamaktadir. Genetik mutasyonun baska yararlari olabilir. Canli metabolizmasi ve organ ve dokularin fonksiyonlari ile ilgili nitelikler bu genetik mutasyon sirasinda yeni kosullara uymak uzere degisir ve daha uyumlu bir nitelik kazanabilir ve bunlar henuz fenotipik nitelikleri dikte ettirmeyebilir. Ancak genetik degisikliklerin fenotipik olarak kendilerini belirtmemelerinin bir siniri vardir. Genetik degisiklikler birikir ve bir gun gelir, son bir damla hayvanda cok belirli bir fenotipik niteligin ortaya cikmasi ile sonlanabilir. Butun bu surec bir kac bin yil icinde baslayip, bitmitir. Buna punctated equilibrium denir ve yeni ortaya cikan hayvanla, eski hayvan arasinda ara turleri gelismeye zaman bulamamistir. Ara hayvana gerek yoktur veya ara hayvanlarin fosillesmesi icin gerekli zaman yoktur. Evrim, insan gozu icin cok yavas cereyan eden bir surectir belki ama, dogada bir kac bin yil, son derece kisa bir suredir.
Punctated equilibrium evrimle ilgili kuramlardan biridir. Neden fosil kayitlarinda ara-gecis formlarinin olmadigini aciklar.
Allah'a sukur; Allah yoktur. Cunku Allah’a gerek yoktur.
Zork (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 3:58 PM
Sayın ALLAH, seni hazır yakalamışken şurada, bir sorum olacak sana, izninle tabiii:
Senin şu taşkafa müslo kulların evrim/yaratılış konusunda kafa ütülüyorlar burada.
Sanan sormak istediğim, madem bu taşkafaları çamurdan yarattın bu pislikleri,
hangi akla hizmetle sediment aralarına fosilleri serpiştirdin?
Ya çok şakacı bir kişiliğin var, ya da son derece kurnaz birisi olmalısınç
İnsanları birbirine düşürmekten ne yarar umarsın, anlamak mümkün değil.
Adam gibi çık ortaya ve hangi versiyonun doğru olduğunu kanıtları ile koy oraya!
Sen koymazsan biz koymasını biliriz walla!!
Ateistlerle/evrimcilerle kafa mı buluyon sen allaşkına ?
Yaşından başından utan!
(no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 4:14 PM
Efendiler sizlere hakaret etmiyeceğim .Allahı peygamberi tanımayan ne derse yeridir.Bende sizin gibi olsam aynı şeyi düşünürdüm ve yapardım.İnançsizdan bu beklenir.Öküze diyemeyiz neden insan gibi oturup kalkmıyorsun.yiyip içmiyorsun? bir işte çalışmıyorsun diye .Bu ateist kafalarada hak ettikleri gibi davranmak lazım.
Zork (no login)
Lan Zurna kafalı Müslo!
December 1 2003, 4:27 PM
bırak tatavayı das soruya cevap ver!
Madem evrim falan yok, hepiniz çamurdansınız
Allah neden kayalık aralarına fosilleri koymuş?
Allah ‘dalgac’ı biri mi??
Neden fosiller var,
fosil kafa seni??
yorumcu (no login)
mucahit
December 1 2003, 4:30 PM
valla bravo
tebrik ediyorum seni,
inan bu zamana kadar gördüğüm en güzel cevabtı..
ahmet kara (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 1 2003, 11:55 PM
hacı arafosilleri anlatacam diye kasma kendini bu kadar çünkü saçmalayıp durmuşsun.kanıt sölicem demişsin ama kanıtın yok boş boş laflar.darwin bile teorimi kanıtlamam için arafosilleri bulmalıyım ama bulamadım demiş.elbetteki bi sürüngen birden bire uçmaya başlamamıştır bunun arası bir canlı olmalıdır.aynı şekilde insan maymun arası bir hayvan olmalıdır.evrimciler bu fosilleri bulamadığı gibi insanları aldatmaya çalışmışlardır.çeşitli sahtekarlıklar yapmışlardır .burda müslümanlara hakaretler eden evrimciler bir sürü bilimsel sahtekarlık yapmışlardır.arafosil diye sundukları kanıtların bazılarıda hala dünyamızda yaşayan canlılar çıkmışlardır.bi kere daha sölemiştim nasıl bütün insanlar geriye doğru sıralarsak ademde birleşiyor.evrime görede bir sinekle bir insanın evrimini geriye doğru çevirirsek aynı ortak atada buluşacak.haha çok inandırıcı
DEHA (no login)
Allah nickini kullanan arkadaş
December 2 2003, 12:02 AM
Bu nickin bazı katılımcıları rahatsız edebileceğini düşünüyorum,eğer sizce de uygunsa bu nick'i bundan sonra kullanmamanız daha uygun olacaktır.
Mantık (no login)
Ara geçiş fosilleri vardır
December 2 2003, 7:04 AM
Ara geçiş fosilleri vardır, bulunmuştur. Yaratılışçıların bu konudaki iddiaları geçersizdir. Harun Yahya'nın ABD'deki ICR (Institute for Creation Research) ve benzeri, kilise kaynaklı, bilimle ilgisi olmayan yaratılışçı kurumlardan tercüme ettiği yazılarda bulunan bu tür iddialar, sadece cahil halkı yanıltmak ve evrim teorisine karşı şartlandırmak amacıyla yazılmaktadır.
Bir ara fosilleşmenin ne kadar nadir olduğundan bahseden bir yazı yazmıştım. Ölen her canlı fosil olmaz. Bir canlının fosilleşebilmesi için çok özel şartların oluşması ve pek çok faktörün bir araya gelmesi gerekmektedir. Bir rakam vermek zor ama milyonda, hatta milyarda birden bile küçük bir olasılık ölen bir canlının fosilleşmesi.
Bu yüzden istediğiniz her canlının fosilini bulamazsınız. Ama buna rağmen elde pek çok ara geçiş formu fosili bulunmaktadır.
Ara geçiş formları konusunda Dr. Ümit Sayın'ın Evrimcik sitesinde yazdığı bir yazıyı buraya kopyalıyorum:
Bilimsel Yaratiliscilarin ve BAV'in bu iddialarinin hic birisi bilimsel olarak gecerli degildir. Cunku pek cok gecis fosili bulundugu gibi, pek cok gecis canlisi da mevcuttur. Yaratiliscilar, gecis turleri hakkinda son derece on yargili ve cahilce davranmakta; islerine gelmeyen bilgiyi de her zaman oldugu gibi carpitmaktadirlar. Oncelikle sunu belirtmekte yarar var: Evrimciler, Evrim Kuramini ortaya koyarlarken, Yaratiliscilara veya bilim dunyasina hic bir gecis fosili sunmak zorunda degildirler. Gecis turleri veya fosillerini bulamasaydik da, bu Evrim Kuramini gecersiz kilmazdi. Bugun Coelacanth gibi, Archaeopteryx gibi, Icthyostega gibi, Seymouria gibi, gecis fosillerine rastliyorsak, bu sadece sansli olmamizdan dolayidir. Aslinda bu fosillerin hic birisini bulamayabilirdik de, ama bu yine Evrim Kuramini gecersiz kilmazdi. Bugun dedigimiz gibi, bu turler kaybolmustur diyebilirdik! Her yil yeni fosiller bulunarak Evrim Kurami biraz daha desteklenmektedir ve yeni fosiller bulunmaya devam edecektir. Evrimciler kaybolan gecis fosillerinin veya kaybolup dogaya karisan gecis canlilarinin hesabini Yaratiliscilara vermek zorunda degillerdir. Nitekim gecis canlilarinin cogunun kaybolmasina karsin, bugun Evrim Kuraminin izah edilmesi icin yeterli sayida fosil bulunmustur (1, 2, 3, 4). Baliklardan Amfibiyanlara gecis: 408 milyon yil once, erken Devonian cagda, iki tip kemikli balik turedi; Sarcopterygii ve isin yuzgecli baliklar (ray-finned fishes). Sarcoptopterygii grubu baliklar cigerbaliklarini, (lungfishes, Dipnoi) coelacanthi [kolekant] ve rhipidistian isimli baliklari icermekteydi. Eusthenopteron [ostenopteron] , lob yuzgecli rhipidistianlar [ripidistian] grubunun bir uyesidir ve tetrapodlar (dort ayaklilar) bu gruptan turemislerdir. Ichthyostega [ikitiostega] Gronlandda bulunan, gec Devonian donemi amfibiyanidir ve amfibiyanlarin baslangicina verilebilecek ilk ornektir. Eusthenopteron'da pelvis kemigi, femur, tibia/fibula kemiklerinin ilk bicimlerine rastliyoruz, sonra bu kemikler Ichthyostega'da ve biraz daha degismis ve buyumustur. Ichthyostega 'da hem solungaclara ait yapi hem de ciger bulunmaktadir. Acanthostega [akantostega] isimli baligin fosilleri ise benzer ozellikleri kanitlamistir. Ama tabii aradaki pek cok balik turu kayiptir. Labyrinthodont [labirintodont] (Diplovertebron) bu gecis grubu icin verilebilecek baska bir ornekti Amfibiyanlardan surungenlere gecis: Amniotlar, Aves (kuslar), Mammalia (Memeliler) ve Reptilia (surungenler) gruplarini olusturan cok genis bir tetrapod (dort ayakli) sinifidir . Ilk bilinen amniotlar, labyrinthodont [labirintodont] amfibianlardir. Bunlar kertenkeleye benzeyen surungenlerdi. Isimlerini amniyotik yumurta ile uremelerinden almaktadirlar. Amfibianlardan iskelet yapisindaki degisiklik sayesinde ayirt edilebilirler; bunlar, bir sakral vertebranin yerine pelvisi iki sakral vertebranin tutmasi, uc tarsal kemigin bir kemik halinde birlesip, kaynamasi (astragalus) vb ozelliklerdir. Captorhinid [kaptorinid] isimli bir gruptan da diger bir grup surungenler turemistir. Amfibianlardan surungenlere gecisin diger bazi ornekleri, Hylonomus, Paleothris, Protorothyris di Amniotlar dan memelilere gecis: Memeliler yaklasik 50-70 milyon yil once ortaya cikmaya baslamislardir. Bu gecise ornek olarak gunumuzde yasayan, uc grup vardir: PROTOHERIA (echidna ve platypus) METATHERIA (Marsupialler; kesecigi olan memelilerdir, yavru dogduktan sonra, bu kesecikte bir sure saklanir, kanguru, koala, opossum Avusturalya ve Amerika kitasinda yasayan marsupiallerdir) ve onlarin kardes grubu, EUTHERIA (plasentali memeliler). Bu gruptakilerin surungenlerden en temel farklari endotermik olmalari, yani vucut sicakliklarini belirli bir derecede sabit tutabilmeleri (35-38 derece santigrad); tuylu olmalari, yavrularini dogurup, dogumdan sonra onlara uzun sure bakmalari; sut uretmeleri; sadece alt cene kemiginin hareket edebilir olmasi; dislerin belirli fonksiyonlar icin spesifiklesmis olmasi; pelvisin genis bir ileuma sahip olmasi (buyuk olasilikla dogumu kolaylastirmak icin), dar bir zigomatik kemige baglanan ve kafanin iki tarafindan cikan ve ceneye (mandibula) baglanan guclu cigneme kaslari vb. Alt grup amniotlardan sonra memelerin turemesi soyle olmustur, bu bilgiler, gerek fosil kanitlari gerekse bugun yasayan memelilerle kiyaslaninca ve bulunan fosillerin yasi hesaba katilinca tam bir tutarlilik gostemektedir (5): A) Captorhinidler ilk amniotlardi B) Gozlerinin kenarinda cesitli kemiklerle goz cukuruna sahip, Syanapsidia (sinapsidler), C) Iskelet yapisiyla bu gruplardan ayrilan sphenacodontid [sifenakodontid] pelycosaurlar; en meshurlari Dimetrodon'du. D) Daha sonra ortaya cikan sinapsidleri gec Permian donemde goruyoruz: Biarmosuchus [Biarmosukus] E) Therapsida, grubu ozellikle vertebra ve kafa iskeleti bakimindan atalarindan degisiklik gosteriyordu F)Cynodonta grubu'nun en onemli ozelliklerinden birisi, alt cene ile kafatasi arasinda ikincil bir eklem yapisinin gelismesiydi, 70 milyon yil once yasadilar. G) Mammalia grubunun ilk atalarindan birisi Morganocodon, son Triassic ve erken Jurassik donemde oraya cikan ve memelilerin pek cok iskelet ozelligine sahip bir on-memeliydi . Ayrica orta kulaktaki cekic, uzengi ve ors kemiklerine de sahipti, yani bu grupta koku hissinin yanisira sesleri duyma da oldukca gelismisti H) Memelilerin baslangici , ornegin marsupialler I) Plasentali memelile Asagida ele alinacak olan, pek cok on memeli ve memeli grubuna verilen isimlere ait fosiller bulunmustur; sistematizasyon bilimsel yaratiliscilarin analojik ve carpitma yontemlerine hic benzemeyen kati bilimsel yontemlerle ve hayvanlarin anatomileri ve de tahmin edilen fizyolojileri uzun incelemeler sonunda goz onune alinarak yapilmistir (5). Iste Yaratiliscilarin yok dedikleri gecis fosilleri, amniotlarin baslangicindan Memelilere kadar, ornekleriylebirlikte soyledir (1, On Memeli.................. Limnoscelis PELYCOSURIA ..... ........ Ethyris (#: yukaridakinin aynisi).. Archaeothris #....................................... Varanops
#............................. ........ Haptodus
#...................................... Dimetrodon
THERAPSIDA ............... Biarmosuchus
#.....................................Regisaurus
#....................................Theriognatus
CYNODONTA....................Dvinia
#........................................Procynosuchus
#.......................................Thrinaxodon
#....................................... Cynognatus
#...................................... Diademodon
#....................................... Probelesodon
#...................................... Probainognathus
#...................................... Oligokypus
MAMMALIA............... Morganucodon
#...................................Kuehneotherium
#............................... .. Peramus
#............................... Aigialodon
#...................................Marsupilia
#............................... Placentalia Placentalia (plasentasi olan) primatlara ve Homo sapiense kadar uzanan genis bir grubun adidir. Fakat Amniotlardan, Therapsidlere gecen sure icinde pek cok gecis fosili ve canlisi bulunmustur. Bu canlilari siniflandirabilmek , yogun bir biyoloji egitiminin sonucunda varilabilen bir sonuctur. Bu siniflama yapilirken ozellikle, anatomi ve paleontoloji konusunda cok yetkin olmak gereklidir. Bu siniflamaya Harun Yahya gibi, BAV elemanari veya bilimsel yaratiliscilar gibi gecmis egitimleri supheli ama amaclari asikar kisiler bilimsel olarak itiraz etme yeterliligine ve yetkisine sahip degillerdir. [ 1)Douglas Futuyma, Evolutionary Biology, Sinauer, 1998, sayfa: 138-160. 2) Tim Berra, Evolution and the Myth of Creationism, Stanford University Press, 1990 3) Roger Cuffey, Paleontologic Evidence and Organic Evolution, in Science and Creationism, edited by Ashley Montague, Oxford University Press, 1984, sayfa:255-282 4) Douglas Futuyma, Science on Trial, Sinauer 1995, sayfa: 68-97 5) T.S. Kemp, Mammal-like Reptiles, Academic Press, 198
(no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDÝR ATEÝSTLER AÇIKLASIN?
December 2 2003, 11:14 AM
Bunuda iyi okuyun beyler .Bir DNA İçindeki bilgiyi açıklayamıyan bir teori nasıl hala inatla savunuluyor anlamıyorum.Yer yüzünde tesadüf diye bir şey yoktur.Hani peki hilkat garibesi canlılar?Bir iğne ustasız olmaz bir harf katipsiz olmaz.Nasıl bu muhteşem saray hakimsiz olabilir.BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
(no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 2 2003, 11:20 AM
Bunuda iyi okuyun beyler .Bir DNA İçindeki bilgiyi açıklayamıyan bir teori nasıl hala inatla savunuluyor anlamıyorum.Yer yüzünde tesadüf diye bir şey yoktur.Hani peki hilkat garibesi canlılar?"Bir iğne ustasız olmaz bir harf katipsiz olmaz.Nasıl bu muhteşem saray hakimsiz olabilir".BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
ali oktay (no login)
Manitu evrimleşti allah oldu.
December 2 2003, 1:33 PM
Allah putuna tapanlar evrim kuramına fena takmışlar anlaşılan,azıcık düşün yetenekleri varsa onu da sıyırtacaklar bu gidişle.
Evrim kuramı ve bu kuramı destekleyen tüm bulgular ortada yokken de yaratıcı bir tanrının var olamıyacağı binlerce yıldan beri söylene geliyordu.Yani tanrıların yadsınması yeni bir şey değil.Evrim olgusunun keşfi ve bir kuram olmanın ötesine geçmesi yani bilimsel zemine oturması hala Allah putuna tapmakta olanların son umutlarını yok etmesiyle tek hedef haline gelmesine yol açmıştır.
Tanrıyı doğuran ana neden bir zamanlar insanoğlunun doğaya ilşkin egemen cehaletidir.Yani Allahın anası cehelettir.Bu cehaleti yok edecek tek silah ise doğa bilimidir.Doğa bilimine eklenen her bilgi ve bulgu altında ezilen tanrı kavramı, evrim kuramı altında jiletle bile kazınamıyacak denli ufalanmış ve bu bilgilerle donanmış uluslar tarafından dışlanarak süpürülmüş,yok edilmiştir.Bu süprüntü savlar ortadoğu ülkeleri gibi bilimin dışında kalmış ulusların batı ugarlığı karşısındaki onarılmaz yenilgilerinin tek tesellisi olarak yapay solunumla yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Ne gariptir ki İslami terörü ve bilim karşıtlığını hortlatan da yine batı emperyalizmidir.Ve burada amaçlanan yine bizatihi "emperyalizmdir".
Dini, umarsız insanların bir umut ve güven duygusu olarak körükleyen kan emiciler,insanı insanlığından çıkarmış olan islamın allahını emperyalist amaçlarının tetikcisi olarak kullanırken kendi halklarını alabildiğine doğa bilimi ile donatmakta, böylece Allah söylemi ile "hırt" haline soktuğu çağdışı kafaları göz diktiği bölgelerin uyanışına karşı biyolojik bir çinseddi olarak kullanmayı amaçlamaktadır.
Yaşanan son terör olayları, allah putu adına nasıl pervasızca cinayetler işlenebileceğinin son örnekleri olarak ortada dururken doğayı doğru olarak açıklayabilen tek kuramı, yine bu allah putuna kurban etmek istercesine allah putuna tapan cahilleştirilmiş ayak takımının ağızına sakız olarak tıkıştırmak günümüzün en trijikomik manzarası olarak ibretle izlenmektedir.
Bu çok basit taktiği anlamak zor değildir.
Bizim, allah putuna tapan ayak takımı bilim dışı dünyalarından özveride bulunup neden olmayan akıllarını bu konuya yormaktadırlar dersiniz?
Basit,
Bilindiği gibi bilim dünyası içinde allah putu her ne kadar itibar görmese de bimin kıyında olanlardan binde bir allah putuna tapanlar da çıkmaktadır.Evrim kuramı bilimsel bir kuram olarak bilim çevrelerinde asla doğruluğu-yanlışlığı bağlamında tartışılmamakta salt ayrıntılar üzerindeki görüş farklılıkları ele alınmaktadır.Çünkü kuramın temel çerçevesi tüm bilim nsanlarınca kabul görmekte ve yeni bir alternetif ortaya konulamamaktadır.Zaten bu konuda bir çalışma bile yoktur.Evrim kuramının çok spesifik ayrıntıları üzerindeki tartışmalar bilimin doğal yapısı ile örtüşmektedir.Evrim kuramına tavır alan bilimsel çevreler değil tam aksine bilimdışı çevrelerdir.Forumdaki allah ptuna tapan zoptriklerin hangisi bilimin birebir içindedir,bırakınız bilimle ilişkiyi iki satır düzgün tümce kurmaktan aciz,yüzelli kelime dağarcığı olan garibanlardır,büyük bir çoğunluğu ise hala yüz sene önce yumurtlanan çatlak nur yumurtasının sınırlı dilini kullanan sapkınlardır.İşte bu güruh bu işin kaymağını yiyenlerce papağan olarak kullanılmakta,önceden belirlenen klişelrin şaklabanlığını yapmaktadırlar.Asıl organizatörler toplum önüne çıkmaktan özenle kaçınmakta,bilimsel alandan sıvışmaktadırlar. Tüm dünyada bu cehaletten beslenen inanılmaz bir sektör vardır.Bu gün bilimsel kuruluşlar ortak bir deklerasyon yayınlayıp allahlarınızı çöpe atabilirsiniz deseler dünyadaki tüm ekonomiler batacaktır.Evet evet düş gücünüzü bir zorlayın bakalım.İşin altından neler çıkacak?Yer yüzündeki milyonlarca tapınak bunların sırtından geçinen asalaklar,ödenekler,genel giderler,inşaat sektörü,restorasyon sektörü,mühendisler,kabzımallar,enerji sektörü,matbaalar,kurum ve kuruluşlar,medya,promosyon sektörü,tekstil sektörü...bu aklıma gelenler sadece küçük bir bölümüdür ve işin bir yanıdır.Bnun yanında işsizlik,pikolojik yıkım gibi daha dev boyutlu sorunlar vardır.Kitlesel intiharlar,umudun tükenişine yönelik cinnetlerin getirdiği soygunlar,ayaklanmalar,cinayetler de cabası.
Burada Volteri anmadan geçemiyeceğim,
Tanrı yoksa bile uydurulmalıdır.
diyor, büyük düşünür.
Devletin başında olsam ben de aynısını söylerdim.
Bu kadar ahmakla uğraşmak gerçekten zor iş.Zaman her şeyin çaresidir bir bakıma.Evrimsel süreçte yok olacak olan bir sapkın düşünceyi birden yok etmenin alemi yok.İnsanlık tarihi bu acıyı çok çekti kanını çok akıttı,yüzdü yüzdü kuyruğuna geldi,sabretmeli,zorlamaya işi zora koşmaya gerek yok.Bazan bu kör, sağır ve beyinsel kabızlık çeken güruha kızmıyor değilim bu zavallılar Dicovery,National geographic,Animal Planet,History gibi kanalları izlemezler mi diye,Belki olanakları sınrlıdır izleyemiyorlardır,ama bir okuldan daha değerli ve etkin öğretiler sunan (beleş)bu yayınları izliyor ve buna rağmen allah putuna tapmaya devam ediyorlarsa bunun bilgisizlikten kaynaklanan bir saplantının ötesinde travmatik bir boyuta uzandığını anlamamak zor değil.bizce sakıncası da yok,ancak bilim dışındaki bir sfsataya bir söylenceye haklılık kazandırmak uğruna çırpınmaya ,çarpıtmaya,bilisizlerin aklını çelmeye de el insaf demeden edemiyorum.bir allah putuna tapan dingil koca başlık açıyor ancak söylediği bir şey yok,tek şey neden bir ara form yok?böyle bir soru olurmu?a benim beynine limon sıkılmış müslom,bilim araştırma,bulgu,kuram bu kadar kolay mı?dinamik bir dünyada? birisan kalıntısının salt uyluk kemiğinden ciltler dolusu kitapların yazıldığı,yüzlerce toplantıların yapıldığı,binlerce bildirilerin sunulduğu bir platforumda sen neden söz ediyorsun?ey dingil..unun şurasında paleontolojik ve arkeolojik buluntuların geçmişi bir kaç on yıllık buluşlar değil mi?beş milyerlık dünya tarihi içinde başlangıç anındaki puzzle'ın son parçasını sormanın telaşı niye?elbet yanıtı bulunacak,gerekli boşluklar doldurulacaktır.Bilim din gibi doğmalardan ibaret değildir,bilimde sabitler,kabuller de vardır.Pi sayısı allah icadi değil ama tüm mühendislik alanında geçerli bir sabit, bir kabuldür.Kaldı ki dinamik bir evrende yaşadığımızı söylemiştim,yer kabuğunun her an hareket ettiği,belirsiz periotlarda evrensel felaketlerin yaşandığı bir ortamda ara formların hiçbir zaman bulunamaması da söz konusu olabilir,ama kuramın doğruluğunu asla etkilemiyecektir,hem bilim dünyasının ara form diye bir kaygısı da yok,bu sizin dar kafanızın gerçekleri sınırlı aklınıza oturtma fobinize karşı icat ettiğiniz bir argumandır,evrim salt insan bağlamında araştırılan bir olgu da değildir ,daha bu ay içinde izlediğim bir belgeselde bir adada yaşayan yılan türlerinin bir kaç yıl içinde evrimleştiklerinin gözlendiği anlatılıyordu uzun uzun.Yerdeki kemirgenlerin tükenişleri ile birlikte yılanların beslenme zincirlerini nasıl değişime uğrattıkları ve yerden ağaçaların tepelerinde yaşayan kuşlara yönelerek yeni doğalarına nasıl uyum sağladıkları konusunda ayrıntılı bir yapıttı.Bu tür görsel yayınlara kapadığınız gözleri çağdışı pagan kültürlerine alabildiğine açmanız çok vahim doğrusu.
Bir El kaide kafalı bilimsel bir gerçeği çağdışı bunak bir müslonun söylemi ile çürütme gafletinde bulunmuş,buna ne denilebilir ki? gülmek mi gerek ağlamak mı bilemiyorum.Bu genç insanları bu kadar bilimin dışına iten eğitim zihniyetinin ayıbıdır bu ama üzülmemek elde değil.Sonra da kalkıp allah putu adına katliam yapanlara şaşırmamak gerek.İnsanlık tarihi boyunca işlenen her cinayetin on da dokuzu allah putu adına yani bir hiçlik uğruna işlenmiştir ne yazık ki.Dolomalık kabak gibi beyni boşaltılan kafaların içine önceden hazırlanıp doldurulmuş din kompostu kafanın içinde şişip kaplamış tüm boşluğu,artık yeni bir şeyi alır tarafı kalmamış,tek çare şok tedavisidir bu gibi psikolojik travmaların ama o da toplumsal depremler yaratır diye kontrollü aktarılıyor bilgiler.Yakın bir gelecekte yeni kuşaklar bu tarvmadan uzak tutulacaktır,bizlere ise biraz daha katlanmak kalıyor.
Yüreğiniz yok mu sizin neden bu kadar korkuyorsunuz yazdıklarımdan hiç mi cesaretiniz yok sizin burdaki yazılarımdan korkan sizler utanmadan tehdid mailleri atıyorsunuz.
Sizin yüreğiniz ancak yazılanları silmeye yeter o kadar.
Ota Benga, 1904 yılında, Samuel Verner adlı evrimci bir araştırmacı tarafından Kongo'da yakalanmıştı. Adı, kendi dilinde "dost" anlamına gelen yerli, evli ve iki çocuk babasıydı. Ama bir hayvan gibi zincirlendi, kafese kondu ve ABD'ye götürüldü. Buradaki evrimci bilim adamları, St. Louis Dünya Fuarı'nda onu çeşitli maymun türleriyle birlikte kafese koyarak "insana en yakın ara geçiş formu" olarak teşhir ettiler. İki yıl sonra ise New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'ne götürdüler ve birkaç şempanze, Dinah adı verilen bir goril ve Dohung adı verilen bir orangutan ile birlikte "insanın eski ataları" adı altında sergilediler. Hayvanat bahçesinin evrimci müdürü Dr. William T. Hornaday, bu nadide "ara geçiş formu"na sahip olmanın kendisine verdiği gurur hakkında uzun konuşmalar yapmış, ziyaretçiler de kafese konan Ota Benga'ya sıradan bir hayvan gibi davranmışlardı. Ota Benga, sonunda maruz kaldığı uygulamaya dayanamayarak intihar etti.
Philips Verner Bradford, Harvey Blume, Ota Benga: The Pygmy in The Zoo, New York: Delta Books, 1992
Onlarca yıldır, "atın evrimi", evrimin teorisinin en iyi belgelenmiş kanıtlarından biri olarak gösterilmiştir. Farklı devirlerde yaşamış dört ayaklı memeliler küçükten büyüğe doğru dizilmiş ve bu "at serileri" doğa tarihi müzelerinde sergilenmiştir. Oysa son yıllardaki araştırmalar, at serilerindeki canlıların birbirlerinin atası olmadığını, sıralamaların çok hatalı olduğunu, atın atası olarak gösterilen canlıların gerçekte attan daha sonra ortaya çıktıklarını ortaya koymaktadır.
Memelilerin kökeni konusu içinde önemli bir yer tutan başlık, uzunca bir zamandır evrimci kaynakların baştacı ettikleri "atın evrimi" efsanesidir. Bu bir efsanedir, çünkü bilimsel bulgulara değil, hayalgücüne dayanır.
"Atın evrimi"ni sembolize ettiği iddia edilen şemalar, yakın bir zamana kadar, evrim teorisine kanıt olarak gösterilen fosil sıralamalarının en başında gelmekteydi. Oysa bugün pek çok evrimci, atın evrimi senaryosunun geçersizliğini açıkça kabul etmektedir. Kasım 1980'de Chicago Doğa Tarihi Müzesi'nde 150 evrimcinin katıldığı, dört gün süren ve kademeli evrim teorisinin sorunlarının ele alındığı bir toplantıda söz alan evrimci Boyce Rensberger, atın evrimi senaryosunun fosil kayıtlarında hiçbir dayanağı olmadığını ve atın kademeli evrimleşmesi gibi bir sürecin hiç yaşanmadığını şöyle anlatmıştır:
Yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşamış dört tırnaklı, tilki büyüklüğündeki canlılardan bugünün daha büyük tek tırnaklı atına bir dizi kademeli değişim olduğunu öne süren ünlü atın evrimi örneğinin geçersiz olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Kademeli değişim yerine, her türün fosilleri bütünüyle farklı olarak ortaya çıkmakta, değişmeden kalmakta, sonra da soyu tükenmektedir. Ara formlar bilinmemektedir.(1)
Rensberger, dürüst bir tutumla atın evrimi senaryosundaki bu önemli açmazı dile getirirken aslında tüm teorinin fosil kayıtlarındaki en büyük çıkmazını, "ara-geçiş formları çıkmazı"nı gündeme getirmiştir.
Atın evrimi şemalarının sergilendiği "İngiltere Doğa Tarihi Müzesi"nin yöneticilerinden ünlü evrimci paleontolog Colin Patterson da, hala müzenin alt katında duran bu şema hakkında şunları söyler:
Hayatın doğası hakkında her biri birbirinden hayali bir sürü kötü hikaye vardır. Bunun en ünlü örneğiyse, belki 50 yıl önce hazırlanmış olan ve hala alt katta duran atın evrimi sergisidir. Atın evrimi, birbirini izleyen yüzlerce bilimsel kaynak tarafından büyük bir gerçek gibi sunulmuştur. Ancak şimdi, bu tip iddiaları ortaya atan kişilerin yaptıkları tahminlerin, yalnızca spekülasyon olduklarını düşünüyorum.(2)
Peki "atın evrimi" senaryosunun dayanağı nedir? Bu senaryo, Hindistan, Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da değişik zamanlarda yaşamış, farklı tür canlılara ait fosillerin evrimcilerin hayal güçleri doğrultusunda küçükten büyüğe doğru dizilmesiyle oluşturulan şemalarla ortaya atılmıştır. Değişik araştırmacıların öne sürdükleri 20'den fazla değişik atın evrimi şeması vardır. Hepsi de birbirinden farklı olan bu soy ağaçları hakkında evrimciler arasında da görüş birliği yoktur. Bu sıralamalardaki tek ortak nokta, 55 milyon yıl önceki Eosen devrinde yaşamış Eohippus (Hyracotherium) adlı köpek benzeri bir canlının atın ilk atası olduğuna inanılmasıdır. Oysa atın milyonlarca yıl önce yok olmuş atası olarak sunulan Eohippus, halen Afrika'da yaşayan ve atla hiçbir ilgisi ve benzerliği olmayan Hyrax isimli hayvanın hemen hemen aynısıdır.(3)
Atın evrimi iddiasının tutarsızlığı, her geçen gün ortaya çıkan yeni fosil bulgularıyla daha açık olarak anlaşılmaktadır. Eohippus ile aynı katmanda, günümüzde yaşayan at cinslerinin de (Equus nevadensis ve Equus occidentalis) fosillerinin bulunduğu tespit edilmiştir.(4) Bu, günümüzdeki at ile onun sözde atasının aynı zamanda yaşadığını göstermektedir ki, atın evrimi denen sürecin hiçbir zaman yaşanmadığının kanıtıdır.
Evrimci yazar Gordon R. Taylor, Darwinizm'in açıklayamadığı konuları ele alan The Great Evolution Mystery adlı kitabında at serileri efsanesinin aslını şöyle anlatır:
Darwinizm'in belki de en ciddi zaafiyeti, paleontologların, büyük evrimsel değişiklikleri gösterecek olan akrabalık ilişkilerini ve canlı sıralamalarını ortaya koyamamalarıdır... At serisi genellikle bu konuda çözüme kavuşturulmuş olan yegane örnek gibi gösterilir. Ama gerçek şudur ki, Eohippus'tan Equus'a kadar uzanan sıralama çok tutarsızdır. Bu sıralamanın, giderek artan bir vücut büyüklüğünü gösterdiği iddia edilir, ama aslında sıralamanın ileriki aşamalarına konan canlıların bazıları (sıralamanın en başında yer alan) Eohippus'tan daha büyük değil, daha küçüktürler. Farklı kaynaklardan gelen türlerin bir araya getirilip ikna edici bir görüntüye sahip olan bir sıralamada arka arkaya dizilmeleri mümkündür, ama tarihte gerçekten bu sıralama içinde birbirlerine izlediklerini gösteren hiçbir kanıt yoktur.(5)
Tüm bu gerçekler, evrimin en sağlam delillerinden birisi gibi sunulan atın evrimi şemalarının, hiçbir geçerliliğe sahip olmayan hayali sıralamalar olduklarını ortaya koymaktadır. Diğer türler gibi atlar da, evrimsel bir ataya sahip olmadan var olmuşlardır.
----------
(1) Boyce Rensberger, Houston Chronicle, 5 Kasım 1980, Bölüm 4, s. 15.
(2) Colin Patterson, Harper's, Şubat 1984, s. 60
(3) Francis Hitching, The Neck of the Giraffe: Where Darwin Went Wrong, New York: Ticknor and Fields, 1982, s. 30-31
(4) Francis Hitching, The Neck of the Giraffe, s. 30-31
(5) Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery, London: Sphere Books, 1984, s. 230
Kambriyen Devir'de bir anda ortaya çıkan trilobitler, son derece karmaşık bir göz yapısına sahiptirler. Petek şeklindeki yüzlerce parçaya ve çift mercek sistemine sahip olan bu göz, jeoloji profesörü David Raup'un ifadesiyle "ancak günümüzün iyi eğitim görmüş ve son derece yetenekli bir optik mühendisi tarafından geliştirilebilecek bir tasarıma sahiptir".
Bu göz, 530 milyon yıl önce, bir anda, kusursuz biçimde var olmuştur. Elbette böyle bir tasarımın bir anda ortaya çıkması evrimle açıklanamaz ve yaratılışın varlığını ispatlar.
Dahası, trilobitlerdeki bu petek göz sistemi, bugüne kadar da hiç değişmeden gelmiştir; arı ya da yusufçuk gibi günümüzdeki bazı böcekler de aynı göz yapısına sahiptirler.* Bu durum, evrim teorisinin canlıların ilkelden karmaşığa doğru geliştiği yönündeki iddiasını da açıkça geçersiz kılmaktadır.
--------------------------------------------------------------------------------
(*) R. L. Gregory, Eye and Brain: The Physiology of Seeing,
Oxford University Press, 1995, s. 31.
Evrim her zaman ilkelden karmasiga dogru gelismez. Gerek yoksa hic degisme olmaz.. Bu evrim aleyhine degil, lehine olan bir gozlemdir..
Mantik (no login)
Atin evrimi
December 2 2003, 6:42 PM
Atin evrimi, elimizdeki en tam fosil kayitlarindan biridir. Yaratiliscilarin bununla ugrasmasi da bu yuzdendir. Ingilizcesi olanlar icin atin evrimini okuyabilecekleri birkac link veriyorum:
Ayrica, bu konuda evrimcik sitesinde yazilmis bir yaziyi da buraya kopyaliyorum:
ATIN EVRIMI
Fosiller, bize atın evriminin çok karışık bir yol izlediğini ve kökeninin milyonlarca yıl öncesine, EOSEN’e kadar uzandığını göstermektedir.Özellikle KuzeyAmerika’da bol miktarda bulunan fosiller, atların buradıgını türediğini, daha sonra Asya’ya geçtiğini Amerika’da kalanların PLEISTOSEN’de salgın bir hastalık nedeni ile ortadan kalktığını kanıtlamaktadır.Bugün Amerika’da yaşayan atlar daha sonra Avrupa’dan getirtilen atlardan üretilmiştir.
Fosillerin incelenmesinden anlaşıldığı kadarıyla, atın evriminde belirli bir yol izlenmiş, fakat bu yolda birçok dallanmalar ortaya çıkmıştır.bu yan dalların bir çoğu doğal seleksiyon ile ortadan kaldırılmıştır.Atın evriminde birinci derecede, üyelerin ve dişlerin, aynı zamanda vücut büyüklüğünün değiştiğini görüyoruz.
Atın filogenisinde ilk hayvanın köpek büyüklüğünde Eohippus (=Hyracotherium) olduğunu biliyoruz.Bu hayvanın ön ayağında iş görür durumda dört, arka ayağında üç parmak vardır.Ön ayakta bir, arka ayakta iki körelmiş parmak bulunur.Bu, bu hayvanın beş parmaklı bir atadan köken aldığını göstermektedir.Körelen parmaklar birinci ve beşinci parmaklardır.Kıkdört dişi vardır.Dişlerinin taç kısmı kısa, kök kısmı uzundur.Bugünkü atlardan farklı olarak ormanın içerisinde ve çevresinde yaşamaktaydı.Bu nedenle dişleri, genç dalları öğütecek şekli kazanmıştı.Devrin diğer memeli hayvanlarından, ormanın tenha yerlerine kaçarak kurtulmuştur.Orta Eosen’de Orohippus’un molar dişleri biraz daha gelişmiştir.Üst eosen’de Epihippus yaşamıştır.Vücut büyüklüğünde gittikçe artma görülür.
Evrimsel hat üzerinde ikinci bir gelişim oligosen’de MESOHIPPUS’un ortaya çıkmasıdır.Vücut, büyük bir koyun kadar olmuştur.Her iki ayakta üçer parmak bulunmakla beraber, orta parmaklar diğerlerine göre daha fazla büyüyerek vücudun yükünü çekmeye başlamıştır.Üst oligosen’de ayakları biraz daha değişmiş MIOHIPPUS görülür.Miyosen’in başında MORYHIPPUS, orta miyosen’de PARAHIPPUS ve HYPOHIPPUS görülür.Bu hayvanlarda orta parmak vücudun tüm ağırlığını çekmekle beraber, diğer iki parmak ta dıştan görülebilir.Molar dişler daha düzleşmiştir.Dolayısı ile artık ormanlık yerlerde değil, açık arazi ve çayırlarda yaşamaktasır.Kafatası ileriye doğru uzanmış, göz çukurları geriye doğru çekilmiştir.Üst miyosen’de hayvanın büyüklüğü 90-120cm ye ulaşır.Bu devirde MIOHIPPUS’tan ayrılan bir dal daha sonra ortadan kalkan ANCHITHERIUM’a evrimleşmiştir.
Pliyosen’de Pliohippus ortaya çıkmıştır.Bu hayvan, at özelliklerinin bir çoğunu kazanmıştır.Her ayakta tekbir parmak vadır, diğerlerini kalıntı halindeki kemiklerden anlıyoruz.Bu ayak tipi değişmeden günümüze kadar gelmiştir.Dişler ise çiğnemeye daha iyi uyum yapacak hale gelmiştir.Bu hayvanda iki ayrı evrimsel çizgi göstermiştir;Daha sonra ortadan kalkan Hipparion, diğeri ise Pleistosen’de bugünkü adların cinsini meydana getiren Eguus’tur.
Evcilleştirilmiş ata, yani Eguus Cabellus’a köken olan Tür kesin olarak bilinmemektedir. Zamanımızda yaşayan tek yabani at türü Moğolistan’daki Eguusprezewalskii’dir.Bu hayvanın yüksekliği 120 cm olup boz renkli, büyük başlı, küçük gözlü ve kısa kulaklıdır.Evcilleştirilmiş atla yavru meydana getirebilir.Evcil atın atası olma olasılığı zayıftır.
Gerçek yabani atlar Amerika’daki atlardrı.Amerikanın bulunuşundan kısa bir süre sonra bilinmeyen bir nedenle (belki bir hastalıktan dolayı) ortadan kalkmıştır.Amerika’da bugün yaşayan yabani atların atası, Ispanyollar tarasından getirilen Avrupa kökenli atlardır. Insanlar mağara devrinde atları besin için avlamışlardır.Daha sonra Mısırlılar araba çekmede kullanmışlardır.Arap atlarının iskeleti diğerlerinden farklı olduğu için (kafa tasında fazladan bir şaft bulunur, kuyruğu daha az omurlu, ön üyelerinde küçük bir kemik vardır) farklı bir kökenden geldiğine inanılmaktadır.Altmış milyonluk bir süre içerisinde gelişen atın, daha sonra yapay çaprazlamalar ve ıslahı sonucu daha iri, daha uzun üyeli ve daha güçlü ırkları elde edilmiştir.Bu arada uyum yapamayan bir çok yan dal ise tamamen ortadan kalkmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Prof.Dr.Ali DEMIRSOY Yaşamın Temel Kuralları Cilt:I / Kısım:I / Sayfa:676
Yoksa bunlarin cevabi Harun Yahya'nin sitesinde yok mu?
Mantik (no login)
okan
December 2 2003, 6:50 PM
Verdigim linkleri incelemis olsan, kendi kopyaladigin yazida verdigin bilgilerin neden gecersiz oldugunu goreceksin. Senin kopyaladigin o Harun Yahya yazisi, evrimi duz bir cizgi gibi gostermeye calisan bir yazi. Evrim bir agactir. Eldeki fosiller, agacin degisik dallarina aittir. Bulunan hicbir fosil, senin yukarida iddia ettigin gibi atin evrimini yalanlamamis, tam tersi desteklemistir. Sadece bulunan her yeni veriyle sema daha net hale gelmistir. Verdigim linklerde senin astigin yazida sozu edilen tum fosillere deginiliyor.
(no login)
EVRİMCİLERİN ARA FORM VAHŞETİ
December 3 2003, 5:25 PM
OTA BENGA December 2 2003, 6:05 PM
Ota Benga, 1904 yılında, Samuel Verner adlı evrimci bir araştırmacı tarafından Kongo'da yakalanmıştı. Adı, kendi dilinde "dost" anlamına gelen yerli, evli ve iki çocuk babasıydı. Ama bir hayvan gibi zincirlendi, kafese kondu ve ABD'ye götürüldü. Buradaki evrimci bilim adamları, St. Louis Dünya Fuarı'nda onu çeşitli maymun türleriyle birlikte kafese koyarak "insana en yakın ara geçiş formu" olarak teşhir ettiler. İki yıl sonra ise New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'ne götürdüler ve birkaç şempanze, Dinah adı verilen bir goril ve Dohung adı verilen bir orangutan ile birlikte "insanın eski ataları" adı altında sergilediler. Hayvanat bahçesinin evrimci müdürü Dr. William T. Hornaday, bu nadide "ara geçiş formu"na sahip olmanın kendisine verdiği gurur hakkında uzun konuşmalar yapmış, ziyaretçiler de kafese konan Ota Benga'ya sıradan bir hayvan gibi davranmışlardı. Ota Benga, sonunda maruz kaldığı uygulamaya dayanamayarak intihar etti.
Philips Verner Bradford, Harvey Blume, Ota Benga: The Pygmy in The Zoo, New York: Delta Books, 1992
Kemal (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 3 2003, 10:32 PM
Tüh adam intihar etti ara gecif formunun tek örnegi de ellerinden gitti. Ne yapacaklar simdi bu Dar-vinistler.
Artik ne gösterecekler dünyaya. Yada vahsi baska bir
bir yamyam yada killi bir maganda bulmalari lazim.
Kih kih ki
Yaa bu Dar-vinistlerden ne beklenebilir ki bir insanin intihar etmesine sebep olmuslar, coluk cocugu ortada kalmis.. Vicdan azabi duymadiklarina eminim cünkü ellerindeki uydurma ara gecis formu gitti diye nekadar üzülmüslerdir.
Ara forumlarla en cok ilgilenenler ateistler degildir.
Evrim karsiti Musluman'lardir.
Arada bir bu konuyu gundeme getirirler. Onlari yanitlariz. Ama tatmin olmazlar.
Cunku kafasizdirlar. Beyinleri dumura ugramistir. Anlayislari kitdir.. Okuyamazlar. Okusalar bile okuduklarini anlayamazlar..
keeeeh kehhhhhhhhh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
orhan11 (no login)
yaw
December 3 2003, 11:41 PM
Ara forum, veya miller bilmemnesi, su veya bu...
Ulan bunlar sizin Allah'inizdan daha mi anlamsiz?
Hem bu sorular bize ne?
Ulan dangalaklar;
Darwin'den once de Ateistler vardi...
O, Darwin'den once Ateist olanlar; evrim'e gore mi Ateizm'i savunmuslardi?
Be MUDSMULA kafalilar??????
tanyeri. (no login)
Furkan (ya da: düzeyleri ve alanlari birbirinden ayirmak)
December 3 2003, 11:49 PM
inanirlara bir soru:
Evrimle celistiklerini düsündügünüz kur´an ayetlerini bu baslikta siralar misiniz??
(Âdem ve Havva ibranice kökenli sözcüklerdir, anlamlari vardir)
Bu adamlar gercekten kafasiz.
Ara forum saplantisi onlara ait.
Ateistler biliyorlar ki, bunun bir aciklamasi olabilir ve kizmen acikliyorlar.. Bu konu evrimle ilgili kuramlar arasinda. Cesitli nedenleri olabiliyor, ara forumlarin olmasinin veya olmamasinin..
Bence o zavalli zenciyi sergileyenler garanti evrimi yeterince anlayamayan Hristiyan'lar.. Tabii onlar Musluman degillerse..
Ara forum saplantisi evrimi bilen ateistlere ait olamaz. Cunku evrime inanan bu isin dogrusunu biliyor ve bilinmeyen yonlerinin de ilerde bilinecegini biliyor...
Bizim Musluman salaklar konunun temelini kavrayamadiklari icin, ara forumlarinin mutlaka olmasi gerektigine inaniyorlar..
Zavallilar..
DEHA (no login)
Claudandus ufak at biraz !
December 4 2003, 12:21 AM
'Trilobitler December 2 2003, 6:21 PM
Kambriyen Devir'de bir anda ortaya çıkan trilobitler, son derece karmaşık bir göz yapısına sahiptirler. Petek şeklindeki yüzlerce parçaya ve çift mercek sistemine sahip olan bu göz, jeoloji profesörü David Raup'un ifadesiyle "ancak günümüzün iyi eğitim görmüş ve son derece yetenekli bir optik mühendisi tarafından geliştirilebilecek bir tasarıma sahiptir".
Bu göz, 530 milyon yıl önce, bir anda, kusursuz biçimde var olmuştur. Elbette böyle bir tasarımın bir anda ortaya çıkması evrimle açıklanamaz ve yaratılışın varlığını ispatlar. '
Trilobit'in hepsi kaç santim ki kusursuz göz yapısına sahip olsun?
Şöyle ifade edebiliriz.
Eğer bu gözse,trilobit nerede?
Eğer bu trilobit'se ,göz nerede?
Eğer Trilobit'te böyle mükemmel bir göz var idi ise neden yokoldu?
Vs vs vs..
(no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDÝR ATEÝSTLER AÇIKLASIN?
December 4 2003, 11:33 AM
Bakınız baylar bayanlar burdada tekrar ediyorum.Risale'i nurları okuyun.Bediüzzzman diyorki; Yer yüzündeki şeffaf şeylerde görünen akistler güneşi gösteriyor.Siz deseniz ki hayır ben güneşi tanımıyorum .Nekadar ahmakca bir fikir.Ozaman o şeffaf şeylerin herbirinin bir güneş olması lazım."Evet beyler oda mümkün olmadığına göre bir yaratıcıyı kabul etmekten başka bir yol yok.Demek ki her zerre onu gösteriyor.Bir çok ilahlarda olsa herşey karışır.Hadi 3 5 tane tesadüf tuttu, peki milyonlarca atomun içindeki programları nasıl açıklarsınız?Birakın ben size diyim vaz geçin bu teoriden iman edin.Tekrar tekrar söylüyorun ;ara forum yaftalarını bırakın.Gerçekci olun.
Üzerinden elli yıl geçtikten sonra Piltdown sahtekarlığından kimlerin sorumlu olduğu hala tam olarak anlaşılabilmiş değil. İngiltere'deki Doğa Tarihi Müzesi bir yandan sahtekarlıkla ilgili düzenlediği ve 25 Kasım 2003'te ziyarete açacağı serginin hazırlıklarını yürütüyor bir yandan da Dr. Andy Currant ve Profesör Chris Stringer gibi isimlerin ağzından bu skandalın arka planı hakkında açıklamalar yapıyor. Currant ve Stringer BBC.com'da yayınlanan bir yazıda, neredeyse bütün izlerin Charles Dawson'a çıktığını ve sahtekarlıktan onun sorumlu olduğuna % 99 emin olduklarını ifade ediyor.
Amatör bir paleontolog ve aynı zamanda avukat olan Charles Dawson, 1912 yılında İngiltere'nin güneyindeki Piltdown kasabası yakınlarında bir çukurda bir kafatası bulduğunu ilan etmişti. Hacimce iri olan bu kafatasının maymunsu bir çeneye sahip olması, evrimci çevrelerde büyük heyecanla karşılandı ve insanın evrimle ortaya çıktığı iddialarına kanıt gösterildi. Tam 40 yıl boyunca Ünlü British Museum'da (Günümüzdeki adı Natural History Museum) sergilendi, yüzlerce doktora çalışmasına konu oldu. Ancak 1953 yılında yapılan kimyasal testlerle kafatası ve çenenin yaşlarının ayrı olduğu ve farklı canlılara ait oldukları anlaşıldı. Bir orangutan çenesi çelik aletlerle yontularak bir insan kafatasına monte edilmişti.
Mantik (no login)
claudandus
December 5 2003, 5:40 PM
Piltdown adami olayi bir sahtekarliktir, dogru. Fakat bu sahtekarlik yine evrimciler tarafindan ortaya cikarilmistir. Cunku evrimin piltdown fosiline ihtiyaci yoktur. Evrim teorisinin yeterince delili vardir. Piltdown fosili bir tane varsa, gecerli fosil yuzlerce, binlerce vardir. Insan etkinliginin bulundugu her alanda sahtekarlar ortaya cikabilir. Bilim de bundan muaf degildir. Bilim dunyasinda da arada bir sahtekarlar cikar ve bu sahtekarlar yine bilim dunyasi icinde ifsa edilir ve curutulur.
Asil insanin camurdan yaratilip icine ruh uflenmesine dayali yaratiliscilik sahtekarligina ne demeli?
Kac kisi ifsa etti, boyle birseyin sacmaligini gozlerinizin onune serdi, ama siz hala burnunuzun dikine gitmekte israr ediyorsunuz. Evrim ile ilgili bu kadar bilimsel terim iceren iletileri okuyup anlayabiliyorsunuz, ama insanin camurdan yaratilip icine ruh uflenerek dunyaya konulabilecegi ve tum insan soyunun ensest yoluyla bir erkek ve bir disiden tureyecegi gibi bir fikirde sacmalik gormuyorsunuz. Adem'de neden meme var bir dusun bakalim? Allah erkeklere neden meme koymus olabilir? (Hele de once onu yarattigi dusunulurse). Hem bir cift insandan, bugun gordugunuz genetik cesitlilige sahip insan soyunun ortaya cikmasi bile, cevresel etkenlere adaptasyon diye bir gercegin dogrulugunu gostermiyor mu? Yaratilis dogu olsa bile evrim dogru olmak zorunda. Bunlari gormuyor musunuz?
Evrim teorisi aleyhine bir suru yazi astin. Coguna cevap yazdim. Yaptigin alintilarda Harun Yahya'nin yaptigi sahtekarliklari ortaya serdim. Benim yazdiklarimin hicbirine cevap veremiyor, vermeye bile yeltenmiyor, kalkip Harun Yahya'dan farkli konularda yeni iletiler yapistiriyorsun. Yaratilisciligi tartisma talebinde bulundum, bu konuda bir tartismaya link verdim, ama oraya da yaklasmiyorsun.
Biz evrimi tartismaktan kacmadik, yazdiklarinin coguna cevap yazdik. Fakat sen bizim cevaplarimiza cevap vermeyi reddettin ve kendi teorini (yaratiliscilik) tartismaktan kactin. Forumda okurlar gozunde guvenilirligin gittikce azaliyor, benden soylemesi.
Claudandus önce cevap ver,sonra sallamaya devam edersin !
December 5 2003, 5:53 PM
'Trilobitler December 2 2003, 6:21 PM
Kambriyen Devir'de bir anda ortaya çıkan trilobitler, son derece karmaşık bir göz yapısına sahiptirler. Petek şeklindeki yüzlerce parçaya ve çift mercek sistemine sahip olan bu göz, jeoloji profesörü David Raup'un ifadesiyle "ancak günümüzün iyi eğitim görmüş ve son derece yetenekli bir optik mühendisi tarafından geliştirilebilecek bir tasarıma sahiptir".
Bu göz, 530 milyon yıl önce, bir anda, kusursuz biçimde var olmuştur. Elbette böyle bir tasarımın bir anda ortaya çıkması evrimle açıklanamaz ve yaratılışın varlığını ispatlar. '
Trilobit'in hepsi kaç santim ki kusursuz göz yapısına sahip olsun?
Şöyle ifade edebiliriz.
Eğer bu gözse,trilobit nerede?
Eğer bu trilobit'se ,göz nerede?
Eğer Trilobit'te böyle mükemmel bir göz var idi ise neden yokoldu?
Vs vs vs..
DEHA (no login)
Charles Dawson,
December 5 2003, 5:58 PM
1912'de bu sahtekarlığı yaptı diyelim,demek ki topu topu 4 sene daha yaşamış ve 1916 da ölmüş.
Oysa ekipte bulunan, Fransız Antroplog ve RAHİP olan,Pierre Teilhard de Cardin 1912 den sonra 40 sene daha yaşamıştır.
Eğer ortada bir sahtekarlık varsa,bunu 40 sene boyunca gizleyen de Cardin bence Dawson'dan daha fazla töhmet altındadır.
tolonbeg (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 7 2003, 12:29 PM
Sevgili Tavhit
Camurmu daha kiymatlidir yoksa bir hayvanmi?
Insandan sonra en kiymatli sey hayvandir-
Hayvandan sonrada bitkiler-
Bitkilerden sonra cesitli kiymatli taslar
En sondada toprak gelir-
Sen cidden kendi deyerini bulmusun Haydi hayirli olsun-
Sadece bir sahtekarlık mı sizlere daha onlarcasını sayabilirim sizde görüyorsunuz ki insan hak bir dava üzerinde değil ise haklılığını ispatlamak için sahtekarlık yapacaktır ki düşündüğümüz zaman bir çok Evrimci bilim adamını ideolojik inat uğrına bilimsel gerçekleri tahrif ettiğini görürüz çünkü ellerinde somut bir delil yok sadece Kambrien devri bile Ara form safsatasını yerle bir etmeye yetecektir.
Boşuna tartışıyoruz gerçekler o kadar açık ortada ki.
Bu konu ile ilgili olarak Çad'ta bulunan fosilin makalesinin silinmemesi gerekli idi başka bir tartışmada söz konusu yazı yayınlanmış olabilir ama bu tartışma ile ilgili olarak direk bağlantılıdır.Bu yazını silinmesi gerçeklerin kamoyundan saklanmsı ile paraleldir.
Bilindiği gibi kompleks canlılık, yeryüzünde bundan 540 milyon yıl kadar önce, Kambriyen devri olarak adlandırılan dönemde aniden ortaya çıkmıştır. Kompleks canlı türlerinin ataları olmaksızın hep beraber görülmelerinin mantıklı tek bir açıklaması vardır. Bu da “Yaratılış”tır. Bu gerçeği reddetme adına hareket eden materyalist bilim adamları, kambriyen patlamasını evrimle bağdaştırma çabaları yüzünden komik duruma düşmeye devam ediyorlar.
Yaratılışa alternatif olarak getirilen açıklamalardan bir tanesi ABD’nin MIT enstitüsünden Jeolog Prof. John Grotzinger’den geldi. Ünlü “Science” dergisinin 22 Kasım 2002 tarihli sayısında geniş yer verilen makalede, Grotzinger Kambriyen patlamasını tetikleyen sebebi bildiğini öne sürdü. Kambriyen döneminin hemen başında tek hücreli canlıların aniden ortadan kalkmalarına cevap arayan Prof. Grotzinger, buna okyanuslardaki bir felaketin, “muhtemelen karbondioksit oranında ani bir artışın sebep olduğu” yorumunu yaptı. Böylece “ortamın yeni kambriyen canlılarının ortaya çıkışına uygun hale gelmiş olabileceği”ni belirtti.
Şimdi düşünelim; Bu hikayede kompleks organ ve sistemlerin kendi kendine nasıl ortaya çıkabileceği anlatılıyor mu? Hayır. Bunun yerine mantıksız bir iddia ile karşı karşıyayız. Felaketlerin kompleksliğin anası olduğu fikri. Ne kadar felaket olursa o kadar hızlı evrim olur iddiası. Bu hikayenin temelinde doğal seleksiyonun evrimleştirici güce sahip olduğu fikri yatar ki, bilimsel bulgular ve özellikle genetik veriler karşısında hiçbir değeri kalmamış, fosilleşmiş bir iddiadır. Çünkü doğal seleksiyonun DNA üzerinde olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi yoktur. Doğal şartların zorluğu bir topluluktaki sakat veya güçsüz bireyleri eler. Ancak bu seçilme asla onları sahip oldukları genetik bilgi düzeyinden daha ileri bir düzeye taşımaz. Doğal afetler türlerin yok olmasına sebep olabilir ancak yeni türlerin oluşması ancak ve ancak yeni genetik bilgi ile mümkün olabilir. Bu da ancak ve ancak bilgi sahibi bir yaratıcının müdahalesi ile olabilir.
Unutmayalım ki, Kambriyen döneminde ortaya çıkan komplekslikle önceki dönemlerdeki arasında aşılamayacak bir uçurum vardır. Çoğu günümüzde de halen varolan hayvan grupları bu devirde aniden ortaya çıkmıştır. “Yaşamın Tarihi” evrimsel bir süreci reddetmektedir. Canlılardaki kompleks tasarım yaratılışı kanıtlayan bir delildir. Evrim taraftarı materyalist bilim adamlarının hayallerine dayalı görüşleri, verilere dayalı “Yaratılış Gerçeğini” asla değiştiremez.
Unutmayalım ki Bilim Eşittir İslam
HACI (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 9 2003, 5:31 PM
Bu yazi Claudandus'a ait olabilir mi?
Umarim oyledir.. Ama sanmiyorum. Yine bir yerlerden copy paste ediyor, Claudansuz..
Bu ileti o kadar cok sacmalik iceriyor ki, gormezden gelmeme olanak yok..
Once iletinin en son cumlesini basa alarak, incelemek istiyorum..
Unutmayalım ki Bilim Eşittir İslam
Yani Bilim=Islam...
Hadi diyelim dogru.. Islam Kambriyum devrinde aciga cikan hayvanlarin cesitliligini red mi ediyor? Kur'an'in neresinde Kambriyum devri hakkinda ahkam kesiliyor? Islam Kambriyum devrine nasil isik tutuyor? Kur'an hayvanlarin ortaya cikis oykusune ne gibi katkilarda bulunuyor?
Simdi gelelim esas elestiriye;
Claudandus'un astigi bu ileti felaketlerin kompleksligin anasi olamayacagini iddia ediyor. Felaketlerin, yok olmalarin evrimi stimule edemeyecegini ileri suruyor. Neye dayanarak? Hic bir seye dayanmadan. Sadace insanin duygusal tarafina hitabederek.
Oysa dunyada evrim tukenmeleri izleyen donemlerde hiz kazanmis bir dogal surectir. Kambriyum oncesi dunyanin nasil oldugu hakkinda fazla bilgi yok. Bir iki fauna var. Ediacara gibi.. Oralarda yasayan canlilarin fosillesmis artiklari Kambriyum devri yaratiklarindan cok farkli. Ama Kambriyum oncesi dunyada bazi canlilarin var oldugu ve onlarin butun dunyaya yayilmis oldugu kesin. Bu kadar yaygin bir faunada evrim olusamaz. Cunku biliniyor ki, evrimin olusmasi icin canli populasyonunun once artmasi gerek. Bu yaygin populasyon herhangi bir nedenden dolayi hizla kuculmedikce, ortaya cikan genetik degisikligin topluma yayilmasi ve ona hakim olmasina olanak yok. Bu konuda ilginc bir yazi var..
(Population Size and Genomic Complexity, Science, Lynch and Conery, vol 302, No:5649 sayfa 1401, 2003)
Eukaryotik hucrelerin sayi ve buyukluklerinin artmasi, onlarin populasyonunun azalmasina neden oluyor ve bu kucuk populasyonda ortaya cikan genetik degisiklikler, tekrar artan sayi ile birlikte butun populasyona yayiliyor.. Tabii bu arada yeni canli turleri ortaya cikiyor. Canlilar farklilasirken diger canlilar ortaya cikiyor..
Bu nedenden dolayi Kambriyum oncesi bir felaketin, Kambriyum patlamasi denen, hayvan turlerinin cogalmasindan sorumlu olmasi son derece dogal.. Belki de evrim icin en onemli, ya da tek kosul..
Felaketlerin olmadigini reddeden gorus, dinsel inanclardir. Dunyanin 4.5 milyar yillik yasaminda sayisiz felaketler olmus ve evrim cesitli basamaklari atlayarak, gerceklestirilmistir. Bu basamaklarin cogu geride fosil iz birakmamistir. Ara formlarin olmamasinin nedenlerinden biri de bu felaketlerdir..
Hadi bakiiiiiiiimmmmmmmm Claudandus.. Hadiiiiiiii..
Mantik (no login)
claudandus
December 9 2003, 5:54 PM
Okan, kamriyen doneminin ne kadar surdugunden senin haberin var mi?
Kambriyen donemi bundan 505-590 milyon yil oncesine verilen bir isim. Demek ki 85 milyon yil surmus. Bunun neresi aniden ortaya cikis?
Sozde bilim adamlarinin "Kambriyen doneminde canlilar aniden ortaya cikmistir" sozunu alip, yaratilisciliga kanit gibi gostermeye calisacaksin. Bilim adamlarinin aniden o dedigi, dunyanin toplam yasina gore cok kisa bir sure icinde. Yani kisa bir sure icinde canli cesitliliginde bir patlama olmus. Fakat bunun neresi yaratilisciligin kaniti? Kambriyen olsa olsa evrimin kanitidir. Bunu farkli gostermeye calisan Harun Yahya benzeri sarlatanlar, halkin cahilliginden yararlanmaya calisiyor sadece.
Evrimcik sitesinde kambriyen donemiyle ilgili yer alan bir soru ve cevabi buraya yapistiriyorum:
SORU : Fosiller, Kambrian doneminde birdenbire fazlalasmislar ve cok hucreli organizmalar birdenbire artmislardir. Halbuki Kambrian oncesi doneme ait hic boyle bir donem ve iz yoktur. Bulunan tum fosiller cok hucrelilerin bir anda Kambrian doneminde yaratildiklarini ortaya koymaktadir.
YANIT: Ilk bilinen mikrofosiller 3.5 milyar onceye kadar gitmektedirler; yani 3-3.5 milyar yil once evrimlesmekte olan hucre yapilari vardi. Fosil kayitlarinda, cok hucrelilere ait en eski fosil izleri 670 milyon yil onceye dayanmaktadir. Bu da Kambriyan donemden 80 milyon yil onceye denk gelir. Kambriyan donemde, 505-590 milyon yil once, ilk kabuklu organizmalar olusmustur, ornegin brachiopodlarin ve trilobitlerin kabuklari mevcuttu. Bu dayanikli kabuk yapilari, kendilerinden daha once var olan yumusakca yapisindaki cok hucrelilerden cok daha iyi fosillesir ve bugune kadar kalir Pre-Kambriyen donemdeki yumusak vucutlu tum organizmalar fosillesemeden yokolup gitmislerdir. Ama buna ragmen bugun, o doneme ait bazi fosil izlerine de rastlamaktayiz; o doneme ait alglerin, denizanasinin, kurtcuklarin fosillerini bulabilmekteyiz. Ama o devrin kayalari o kadar eskidir ve oylesine deformasyona ugramislardir ki, o kayalarda fosil bulabilmek hemen hemen imkansizdir Cok onemli bir nokta neden, 500 milyon yasinda bir memeli, ya da 100 milyon yasinda bir insan iskeleti bulamadigimizdir. Madem Yaratiliscilara gore, hersey Kambrien donemde birdenbire yaratildi, oyleyse neden trilobitlerle ayni yasta dinozorlar, memeliler, kuslar bulamamaktayiz? Neden Adem'in buyuk buyuk torunlarinin iskeletlerini, Devonian cagda yasamis amfibiyanlarin fosilleriyle ile yanyana goremiyoruz. Bilim adamlari jeolojik caglari ve amfibiyanlardan surungenlere gecisi kafalarindan uydurmamaktadirlar; elde edilen fosiller ve bu fosillerin yaslari, bu gelisimi jeolojik gelisim cizgisinde de ispatlamislardi Fosillerin yaslarina baktiginizda, Evrim Kuramindaki gelisim tamamen desteklenmektedir. Ornegin, Prekambriyen donemde (4 milyar-590 milyon yil once, MYO) bulunan yumusakca, kurtcuk fosillerinden sonra, Kambriyen donemde (505-590 MYO) , trilobitlerin fosillerine rastliyoruz. Sonra Ordovician donemde (438-505 MYO) birden bire memeli fosillerine atlamiyoruz, cenesiz baliklara ait fosiller buluyoruz, ayni donemde ne kuslara, ne amfibiyanlara, ne memelilere ne de dinozorlara ait tek bir iz yok! Sonraki Silurian donemde (438-408 MYO), Ilk ceneli baliklarin fosillerine rastliyoruz. Yani yumusakcalar, kabuklu bocekler, cenesiz baliklar ortaya cikmadan ceneli baliklar ortaya cikmiyor nedense!? Ilk amfibiyan fosillerine, Devonian cagda (408-360 MYO) rastliyoruz, sonra Carboniferous (360-286 MYO) ve Permian (286-248 MYO) donemlerde surungenlerin fosilleriyle karsilasiyoruz, madem Kambriyen donemde surungenler de yaratildi, neden fosil olarak karsimiza cikmak icin yaklasik 200-250 milyon yil bir yere saklandilar ve beklediler? Triassic donemde (248-213 MYO) Ilk dinozorlarin iskeletlerini gormekteyiz. Jurassic Donemde (213-144 MYO) ise ilk kuslar ve dev dinozorlarin fosilleri ve iskeletleri karsimiza cikmakta. Madem tum canlilar ayni anda yaratildi, neden dinozorlar 350 milyon yil bir karanlik kosede gizlenerek beklediler? Daha sonra 65 milyon yil once dinozorlar neden birden bire Sodom ve Gomorrah lanetine ugrayip, tum dunyadan temizlendiler? Neden Dinozorlar sahneden cekilince, memeliler, maymunlar primatlar arttilar. Neden dinozorlara, memelilere, maymunlara, primatlara ait 20 milyon yillik iskeletler buluyoruz da, ayni doneme ait Homo sapiens iskeletine hic rastliyamiyoruz. O zamanki Homo sapienslerin hepsi mi dogaya karisip yok oldu, oyleyse, o zamana ait diger hayvanlarin iskeletleri neden karsimiza cikiyor? Sormaya baslayinca, seriatciya ve bilimsel yaratiliscilara sorulacak sorularin ardi arkasi tukenmez! Ama ne yazik ki seriatci akli ve bilgiisi ile degil, omuriligi ile dusunmektedir! [1) Harland et al."A Geologic Time Scale", 1982, Cambridge Uni. Press 2) J. W. Schopf, "Evolution of the Earliest Cell", Scientific American, 1978, 239 (3): 110-138 3) Douglas Futuyma, "Evolutionary Biology", Sinauer, 1998, 4) Tim Berra, "Evolution and the Myth of Creationism", Stanford University Press, 1990
Mantik (no login)
claudandus
December 9 2003, 5:55 PM
Cad'daki fosil ile ilgili yazinin silinmesinin sebebi, daha once tartisilmis olmasi. O tartismaya link vile verdim. Tek yapman gereken altina bir yorum yazip tartismanin guncellenmesini saglamakti. Boylece orijinal yazi da tekrar yapistirilmasina gerek kalmadan forumun ilk sayfasina tasinacakti. Fakat sen, o yazi altinda yapilan tartismalar ve verilen cevaplar gorunmesin diye, yaziyi guncellemekten cekindin. Simdi de sanki bunu, biz yaziya cevap veremedigimiz icin silmisiz gibi gostermeye calisiyorsun.
Hem sen hani Yaratiliscilik Teorisini tartisacaktin? Hala tek yaptigin sey, Harun Yahya'dan evrim karsiti yazi yapistirmak. Ne verdigimiz cevaplara cevap verip tartismayi devam ettirebiliyorsun, ne de cagrimiza uyup yaratilisciligi tartismaya yanasiyorsun. Bu tavrin acikca maksadinin tartismak degil, forumu sabote etmek oldugunu gosteriyor. Sana son uyari, ya mevcut yazilarina yazdigimiz cevaplari tartis, ya da verdigim linkten yaratiliscilik tartismasina gidip, yaratiliscilik teorini bize anlat ve tartismaya hazir ol. Eger bu ikisinden birini yapmazsan, tavrinin durust olmadigi kanitlanmis olacak ve bundan sonra asacagin Harun Yahya yazilarina izin vermeyecegim.
Sen hayatında hiç Harun Yahya'dan başka evrim teorisinin geçersiz olduğunu savunan bir bilimadamının yazısını okudun mu?
Harun Yahya'nın alıntı sahtekarı olduğu forumdaki diğer arkadaşlar tarafından defalarca anlatıldı. Örnekler gösterildi.
Kabul etmemekte neden bu kadar direniyorsun?
Harun Yahya'nın (Adnan Oktar) paranoyak şizofreni olduğu hastane raporları ile tescilli bunu bilmiyormusun?
Harun Yahya'nın Güzel Sanatlar Fakültesini bile bitirememiş bir lise mezunu olduğunu biliyormusun? Sence bu insan evrim teorisi hakkında nasıl ve ne kadar bir fikir sahibi olabilir? Herşeyden önemlisi böyle bir şahıs bu teoriyi nasıl çürütebilir?
Bence referansın Harun Yahya olmasın çünkü kendini kandırmaktan öte bir şey yapmış olmuyorsun....
Hakkini kaybettin. Bugun astigin yeni Harun Yahya yazilari silinmistir. Kac oldu cagrida bulunuyoruz. Maksadinin tartismak degil, forumu kirletmek ve sabote etmek oldugunu kanitladin bugunku tavrinla.
YAZILANLARI SİLMEK KAMOYUNDAN BİLGİ SAKLAMAKTIR VE SİZLER İŞİNİZE GELMEYEN YAZILARI SİLİYORSUNUZ KLASİK ATEİST KARAKTERİ O YAZILAR BU TARTIŞMAININ SONU ANLAMINDA İDİ NE YAZIK Kİ KAMOYU BUNLARI OKUYAMIYOR NİYE BİLİYORMUSUNUZ ÇÜNKÜ YÜREKSİZSİNİZ GERÇEKLERİN OKUNMASI HOŞUNUZA GİTMİYOR KAYNAĞIN NE OLDUĞU HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN BİLGİNİN KENDİSİDİR VE SİZLER BU BİLGİLERİN YAYINLANMASINA CESARET EDEMİYORSUNUZ VE KENDİNİZCE BİR SAVUNMA BULMUŞSUNUZ FORUMUN SABOTESİ FALAN SAKIN BU SİZİN ÇIKMAZ SOKAKTA OLDUĞUNZU HERKESİN GÖRMEMESİ İÇİN YAPTIĞINIZ SALAK BİR SAVUNMA PSİKOLJİSİ OLMASIN.
SİZDE BİLİYORSUNUZ Kİ BİZ HAK OLAN TARAFIZ VE ASLA GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ.
TÜM MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİN ESERLERİNİ COPY PASTE YAPMA HAKKINI GÖRÜYORUM KENDİMDE AMA SİZLER YAYINLAMA CESARETİNİ GÖREMİYORSUNUZ BU ARADA YAZDIĞINIZ ÇOĞU YAZININ COPY PASTE OLDUĞU DA AİŞKARDIR AMA BU GERÇEĞİ YAZAMAYACAK KADAR YÜREKSİZSİNİZ.
ŞİMDİ BU YAZIYI SİLMEYECEKSİNİZ Kİ HERKES VAY BE BAK ADAM ATEİSTELERE YÜREKSİZ DEMİŞ AMA ATEİSTLER OLGUN DAVRANIP SİLMEMİŞLER FALAN DİYE DÜŞÜNECEĞİNİ SANIYORSUNUZ AMA SİZDE BENDE BİLİYORUZ Kİ HAYATIMIZIN SONUNA KADAR ÇEŞİTLİ PLATFORMLARDA SİZLERLE KARŞILACAĞIZ VE YÜCE KURANDA YAZDIĞI GİBİ ALLAHIN İZNİ İLE BATILI DARMADAĞIN EDECEĞİZ.
SEE YOU MONKEYS
HACI (no login)
Re: ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?
December 18 2003, 5:25 PM
Kamu oyundan saklanan bir sey yok..
Isteyen Harun Yahya'yi okur..
Burasi onun sapik yazilarinin tekrar tekrar asilacagi bir forum degildir. Orijinal fikirlere cok hurmet edilen ama, kopyalari yasaklamasa bile, istemeyen bir forumdur. Harun Yahya'nin hayrani sapik biri onun yazilarini burayi bogmak icin kullanamaz. Hepsi bu kadar..
Hadi bakiiiiiiiiimmmmmmmmmmm Harun Yahya kafali pikaia..
Current Topic - ARA FORMLAR NEREDEDİR ATEİSTLER AÇIKLASIN?