<< Previous Topic | Next Topic >>indekse geri don  

KUR'AN'DA KADIN-(M)-Kadının,köle-cariye olarak durumu nedir?

January 19 2002 at 3:40 PM
Anonymous  (no login)

M)KADININ, KÖLE-CARİYE OLARAK DURUMU NEDİR?

72))MUHAMMED DÖNEMİNDE GENEL OLARAK KÖLECİ SİSTEM VE ÖZEL OLARAK KADIN KÖLELERİN - CARİYELERİN DURUMU NEDİR? BU KONUDAKİ GENEL GÖRÜŞÜMÜZ.

Günümüz toplumunda,insanlar Kur’an ayetlerini okurken,dinlerken ve tartışırken, Muhammed dönemi ile içinde yaşadıkları yirminci yüzyıl Türkiye’sinin koşullarını birbirine karıştırıyorlar.Muhammed döneminde vahyedilmiş olan Kur’an ayetlerinde zaman zaman köle,cariye gibi kelimeleri ve kavramları duyunca şaşırıyorlar. “Zamanımızda köle ve cariye yoktur bu ayetler niçin zamanımıza kadar taşınıyor?” diye şaşkınlığa düşüyorlar.Veya Kur’an ayetleri gereği,oruç tutmama veya yemin etmeden dolayı işledikleri suçun karşılığı olarak etraflarında azat etmek için köle arıyorlar ama azat edilecek köle bulamıyorlar.O zaman Kur’an ayetlerininin zamanımızda da geçerli olacağını ileri sürenlerin düşüncelerini şüpheyle karşılayınca bu şüphe onları İslamiyetten de şüphelenmeye ve uzaklaşmaya götürüyor.Şimdi irdeleyeceğimiz ayetler Muhammed dönemindeki kölecilik rejimi ve cariyeler hakkındadır.Bu ayetler yereldir. Zamanımıza uygulanamaz.

Diğer taraftan insanların çoğu,Emevi,Abbasi,Selçuklu ve Osmanlı Devlet sistemleriyle,siyasi yapılanmalarıyla,İslam Dini’ni eşdeğer görmektedirler.Bu eşdeğer görme şeklindeki düşünme tarzının sonucu;sayılan devletlerin olumlu ve olumsuzlukları toptan İslam Dinine mal edilmektedir.Her devletin olduğu gibi sayılan devletlerinde teorik(ideolojik) bir temeli vardır.Zaten her devletin teorik(ideolojik) bir temeli olmak zorundadır.Bu temel, yazılı da olabilir,İngilizlerde veya göçebe orta Asya Türklerinde olduğu gibi yazısızda.Gelenekler de devletin temelini oluşturabilir.Sayılan devletlerin teorik temelleri incelendiğinde İslam Dininden alıntılar yaptıkları görülür.Ancak bu olumlu durumun yanında ,aynı devletlerin zorunlu olarak İslam Dininden de çok önemli ilkelerin üzerinin örtülmesini gerçekleştirdikleri de bir vakıadır. Bu devletler aynı zamanda,hadisleri üretime sokarak İslam Dininin peçelenmesini sağlamışlardır.

Bu nedenlerle ,zamanımızda ,insanlardan bazılarının,örneğin; Osmanlı Devlet rejimine hayran olmaları veya eleştirmeleri başka şeydir ,İslam Dinine hayran olmaları veya bu Dini eleştirmeğe kalkmaları başka şeydir.Osmanlı Devletinin teorik temelleri ile İslam Dini aynı değildir.Çakışmaz.Hatta saray entrikaları, ve örfi hukuk rejimi İslam dünya görüşü ile çoğu zaman zıtlık oluşturur.Bu nedenle biz İslam Dini derken Muhammedin tebliğ ettiği dünya görüşünü anlıyoruz.Osmanlının veya Selçuklunun Devlet rejimini anlamıyoruz.Geçmişteki bir devletin teorik ve pratik olarak incelenmesi alanı ile İslamiyet Dinin eleştirilmesi alanı farklı alanlardır.İki alanı birbirine karıştırmamak gerek.

Konuya girmeden bu ön açıklamaları neden yapıyoruz?

İnceleme konumuz, “Kur’an’da Kadın” çerçevesinde, köle ve cariye olan kadının statüsüdür.Oysa kadın ,cariye statüsünde olarak ,yüzlerce yıl, toplumda hüküm sürmüş olan Emevi,Abbasi,Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde var olmuştu.Biz İslam Dininin köleciliği tesfiye etme çabaları içerisinde cariyeliği de tasfiye etme çabası içinde olduğunu savunuyoruz.Öyleyse İslam Dininin kölecilik görüşü ile Cumhuriyet rejimine kadar gelen kölecilik sisteminden İslam Dini mi sorumludur?Eğer Cumhuriyet rejimine kadar kurulan devletleri İslami niteliklerine sahip devletler olarak algılarsak, “Kölecilikten ve cariyelikten İslam Dini sorumludur!” yargısına varabiliriz.Yok eğer, “ Cumhuriyete kadar gelen devletlerin ideolojik temelleri İslam Dini değildir!” ,dersek,o zaman da köleciliğin neden yirminci yüzyıla kadar ortadan kaldırılamadığını açıklamamız gerek.

Gerçekten de İslam Dini köleciliğe karşı mıydı?Karşı ise neden Muhammed döneminde ve Muhammedin ölümünü takiben ,kölecilik rejimi ortadan kaldırılamadı?Kölecilik neden iki binli yıllara yaklaşırken kalktı?

Muhammed döneminde Arap toplumunda,İslam Dinine inananların sayısının henüz az olduğu dönemlerde,Muhammed ve etrafında kenetlenmiş,çelikten çekirdek oluşturmuş Ehlibeyt Komünü vardı.Ayrıca komün dışında da ,dışarda yaşamakla beraber İslam Dinini benimsemiş müminler de vardı.İslam Dininin kölecilikle ilgili tavrı başından beri köleciliğin kaldırılması yönünde olmuştur.

Ancak kölecilik rejiminin kaldırılmasında izlenecek yol ne olacaktı?

Birinci yol daha önce Romalılara karşı İtalyada ayaklanan Spartaküs örneğinde olduğu gibi birden bire ve kanlı bir sınıf çatışması şeklinde olabilirdi.Zaman zaman köleci toplumlarda görülen köle ayaklanmaları bu şekilde olmuştur.Bu tür ayaklanmalar,tarihi süreç içerisinde istisnasız, egemen köle sahipleri tarafından çok kısa bir zamanda bastırılmıştır.Bir diğer yol ise;İslam Dinini savunan Peygamberlerin izlediği ortak yoldu.Bu yol ,köle sahiplerinin inancını,dünya görüşünü değiştirerek ,köleciliğin tasfiyesini köle sahibinin rızasına bağlayan, kansız fakat sabırlı ve azimli çalışma isteyen uzun bir yoldu.İslam Dinine göre köleci rejimin ortadan kaldırılması için öncelikle köle sahiplerinin mümin olması gerekiyordu.Mümin olan köle sahipleri, bu dinin anlayışı çerçevesinde hareket edecekler ve giderek de köleliğin ortadan kaldırılmasını sağlayacaklardı.Böylece mal olma statüsündeki insanlar insan olma statüsüne yükseleceklerdi.Zaman içerisinde mümin olanların sayısı arttıkça kölecilikte zaman içerisinde lağvedilecekti.Toplum uzun ama kansız bir yolla köleci rejimi ortadan kaldıracaktı.

İşte bu nedenle Muhammed döneminde ,Muhammedin tebliğini yaptığı İslam Dinini benimsemek köle sahipleri açısından son derece zordu.Köleler , yoksullar ve kadınlar kolaycacık müslüman oluyorlardı.Çünkü müslüman olunca kaybedecekleri sadece zincirleriydi. Oysa köle sahiplerinin müslüman olmalarıyla kaybedecek çok şeyleri vardı.Ancak İslam Dini köle sahiplerine İslam olmaları teklifini götürürken kölelerini azat etmeleri şartını olmazsa olmaz bir şart olarak götürmüyordu.Bir insan hem köle sahibi olabilir hem de müslüman olabilirdi.Ancak İslami rejimde, kölelerin de bazı hakları vardı.Köle sahiplerine karşı sergilenen bu yumuşak tavır nedeniyle, bazı eşraf ve aydınlar aynı zamanda da köle sahibi olmalarına rağmen müslümanların saflarında yer almıştır.İslami rejimde ,köle rejimini ortadan kaldırmak,birden bire değil,zaman içerisinde ve insanlara özendirilerek yapılmaya çalışılıyordu.

Kur’an ayetleri ile getirilen kurallar, insanları köle azat etmeye özendiriyordu.Bazı ayetlerde ,hoş karşılanmayan bir eylem dolayısıyla günahtan kurtulma amacıyla,köle azat etmek bir müeyyide olarak getirilmişti.Bazı ayetlerse işlenen suçun cezasından kurtulma aracı olarak,köle azat etmek şeklindeydi.

Sonuç olarak,İslam Dini ve Kur’an’daki ayetlerden,köleci rejimi zaman içerisinde ve yavaş yavaş ortadan kaldırmaya yönelik bir politikanın izlendiği görülür.Aşağıda irdelenen ayetler bu görüşümüzü doğrulayacaktır.

Bir başka soru da şudur:İslam dini neden köleciliği ortadan kaldıramamış da,köleciliğin ortadan kalkması her ülkede değişik zamanlarda olmuştur?

Bunun nedeni şudur:Muhammedin ölümünü müteakiben çok kısa bir zaman diliminde ,oluşan ehlibeyt komünü ve bu komün etrafına kenetlenmiş müminler, geniş bir coğrafyaya yayılmış bulunan siyasi devleti yönetmeğe,yönlendirmeğe yeterli olamamışlardır.Kendileri Bizans oyunlarına ,siyasi ahlaksızlıklara yabancı oldukları için çok kısa sürede siyasi devletin yönetiminden uzaklaştırılmışlardır.Bu nedenle İslam Dini köleci rejimi lağvetmekte kısa zamanda başarılı olamamıştır.Bu işi ,süreç içerisinde her ülkede değişik mücadele adları altında halk önderleri yapmıştır.Halk önderlerinin köleci rejimi kaldırma ilkeleri ile İslamiyetin ilkelerinden biri olan köleciliği ortadan kaldırma ilkesi çakışmıştır.

73)KUR’AN AYETLERİNDE KÖLECİ REJİM VE KALDIRILMA YOLLARI NELERDİR?

73/1)TAKVA SAHİPLERİNİN ÖZELLİĞİ OLARAK KÖLE AZAT ETMEK.

2/177)Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki,Allah’a,ahiret gününe,meleklere, kitaplara,peygamberlere inanır,akrabaya,yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMAK GAYESİNDE OLANLARA MALI SEVE SEVE VERİR,namazı kılar,zekatı öder.Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar,bolluk ve bereket zamanı kadar,zorluk ve,sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar.İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar.Ve işte bunlardır korunan takva sahipleri.

Ayet mümin insanlarda olması gereken niteliklerinden bahsediyor.Baş kısımda ; “Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz salt namaz kılmanız veya salt dua faaliyetinde bulunmanız iyi insan olmak için yeterli değil”diyor.İyi insanın nitelikleri teker teker sayılıyor.Bu niteliklerin içinde ,özgürlüğüne kavuşmak isteyen köleleri azat etmek için malını seve seve vermek de var.Bu ilkeyi yani köle azat etmeği islamiyet, takva sahibi insan olmanın belirgin özellikleri olarak saymıştır.Yani iyi insan olma köle azat etmekle ilişkilendirilmiştir.

73/2)TOPLUMSAL AYRIŞMADA KÖLELERLE EVLENMEYİ TEŞVİK YOLU.

2/221)Müşrik kadınlarla,onlar iman edinceye kadar evlenmeyin. ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN İNANMIŞ BİR KADIN(CARİYE) MÜŞRİK BİR KADINDAN-müşrik kadın sizin hoşunuza gitse de-ÇOK DAHA HAYIRLIDIR.Müşrik erkeklerle de onlar iman edinceye kadar nikahlanmayın.İNANMIŞ BİR KÖLE,MÜŞRİK BİR ERKEKTEN-o hoşunuz gitse de-ÇOK DAHA HAYIRLIDIR....

Bu ayetlerde de görüldüğü gibi ayetler inanan hür kadınları inanan erkek kölelerle evlenmeye teşvik ediyor.Yine inanan hür erkekleri de inanan cariyelerle evlenmeye teşvik etmektedir.Ayet köle ve cariye ile evlenmede tek koşul koymaktadır.Köle veya cariye inanan olacak.Yani Müslüman olma koşulu.Böylece bu evlenmeler yoluyla İslamiyet Dini köleliğin ortadan kaldırılmasını ,zamana yaymayı hedeflemektedir. Mümin hür bir insanla evlenen köle veya cariye otomatik olarak mal olma statüsünden insan olma statüsüne geçmektedir.

73/3)KADIN KÖLE-CARİYE İLE EVLENMEYE İZİN YOLU.

4/25)İnanmış hür kadınları nikahlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ELLERİNİZİN ALTINDAKİ GENÇ,MÜMİN KÖLE KIZLARDAN(Cariye) BİRİYLE EVLENSİN.HEP BİRBİRİNİZDENSİNİZ.O HALDE ONLARI,AİLELERİNİN İZNİYLE NİKAHLAYIN.Gizli dost edinmeyerek zinadan uzak olmaları şartıyla ONLARIN MEHİRLERİNİ ÖRFE UYGUN BİR BİÇİMDE VERİN.Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı uygulanacaktır.BU KÖLE İLE EVLENME YOLU GÜNAHA VE SIKINTIYA GİRMEKTEN KORKANINIZ İÇİNDİR.Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır..

Ayet yorumlamaya meydan vermeyecek derecede açıktır.Mümin erkeklere cariye ile evlenme yolunu açmaktadır.Aynı zamanda cariyelere de diğer hür kadınlara verildiği gibi mehir verilmesi kuralını getiriyor.Ve ayet şunu da söylüyor:Hep birbirinizdensiniz.Yani insanların hür,köle diye ayrılmaları sun’i ayrılmalardır.Gerçekte ise aralarında fark yoktur.Bir insan şu anda hürdür ama biraz sonra köle durumuna düşebilir.Hürlük ve kölelik statüleri insanların değişmez sıfatı değildir.

Köle ile evlenme yolu neden açılmıştır?

Mümin insanın ekonomik yönden hür kadının mehirini verecek parası yoksa daha ucuz olan cariye ile evlenmesi gerekir.Erkek evlenmezse bu defa doğal olarak günah yollarına sapacaktır.Günaha sapmasın diye ekonomik güçlük içinde olan erkekler cariye ile evlenip doğal ihtiyaçlarını gidermelidirler.Aile düzenini kurmalıdırlar.Ama hür erkek sabrederse o da kendi bileceği iştir.

Köle ve cariyeleri hür olanlar almazsa evlenemeyecekler mi?

Hayır sahiplerinin izniyle onlarda kendi aralarında evlenecekler.Tıpkı ağıldaki koyunun evlenip hamile kalması gibi köle ve cariyede evlenip cinselliği yaşayacaktır.Ama doğuracağı çocuklar da yine köle olacak ve efendisinin zenginleşmesine katkı yapacaktır.

73/4)KÖLENİN HÜRRİYETİNİ SATIN ALMASI YOLU

24/33)Nikah imkanı bulamayanlar,Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar.Size bağımlı olanlardan(erkek ve kadın köle), HÜRRİYETİNİ SATIN ALMAK İSTEYENLERİN,KENDİLERİNDE İYİ HAL GÖRÜRSENİZ, ONLARLA YAZILI ANLAŞMA YAPIN.ALLAHIN SİZE VERDİĞİ MALDAN SİZDE ONLARA VERİN...

Bu ayetle de kölenin kendi hürriyetini satın alma yolu getirilmiştir.Bu yolun işletilmesi için köle sahibinin yazılı bir anlaşmayla köleyi azat etmesi ,karşılığında da kölenin bedelini alması gerekiyordu.

Köle sahibine verilecek parayı köle nereden bulacaktı?

Kölenin kendi özgürlüğünü sağlayacak parayı denkleştirmesi olanaksızdı.İşte bu aşamada devreye müminler girmektedir.Mümin sevap kazanmak veya başka nedenlerle köle azat ediyordu.Bu nedenlerin neler olduğu biraz sonra anlatılacaktır.

Ayette, kendisine “ Müminim!” diyen bir insana, eğer kölesinde veya cariyesinde iyi hal görürse onu azat etmesi ve ayrıca kendi malından da köleye vermesi tavsiye edilmektedir.Böylece bu günün kölesi bu yolla köle sahibine din kardeşi yapılmaktadır.Bunları yaparken de köleden veya başkasından bir bedel almayacaktır.Yani zenginleşme değil tam tersi hayır için maldan verme ve köleden yoksun kalma vardır.Burada dikkat edilecek husus; köle özgürlük bedelini getirip mümin olan insana vermiyor.Mümin insan kendi rızasıyla malından yani kölesinden yoksun kalıyor.

Bu kural bize köle rejimini lağvetmekte son derece iyi bir kural gibi görünüyor.Ama bu kuralı işletebilmek için insanların çok inançlı olması gerekir.Bu kuralı günümüze adepte edersek bizim için iş yapan,yaşamımızı kolaylaştıran çamaşır makinesini veya buzdolabını veya bulaşık makinesini veya bilgisayarımızdan birini vereceğiz üzerine de ek olarak bir miktar para vereceğiz.Bu eylemi yapmak malından vazgeçmek insana ne kadar zor gelir.Ama Muhammed dönemindeki inanan insanlar inançları uğruna mallarından,kölelerinden vazgeçmişlerdir.Neden? Çünkü;mümin olmak kolay değildir. “Mümin oldum!” demekle mümin olunmaz.İnsan belki müslüman olur.Ama mümin olmak çok farklı bir şeydir.

73/5)CARİYENİN FUHŞA ZORLANMASINA GETİRİLEN YASAK

24/33)...Hizmetinizdeki genç kızları(cariye)iffetli kalmak isteyip dururlarken,iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için FUHŞA ZORLAMAYIN. Kim onları baskı altında tutarsa Allah FUHŞA(OROSPULUĞA) ZORLANMALARINDAN SONRA onları affedici,esirgeyicidir.

Arap toplumunda kadın köleler sadece ev işlerini yapıp ,köle sahibi olan erkeğin cinsel zevklerini gideren mal değillerdi.Eğer görevleri sadece bu olsa idi erkekler kendilerine yetecek kadar cariyeyi alır başkalarını almazlardı.Gerçekten de düşünürsek erkek çok sayıda cariyeyi neden alıp evinde barındırsın?Bu kadar kadın ile birlikte zevk ve sefa süremez ki.Neticede kendi zevklerini bir veya birkaç cariye giderebilir.Bu ayetten, Arap toplumunda cariyelerin fuhuş(OROSPULUK) amacıyla evlerde tutulduğunu öğreniyoruz.Erkek köle tarlada bağda bahçede çalışır ve üretime katkı sağlar.Kadın kölede erkekle beraber bağda bahçede çalışır.Ama kadın köle bu çalışmasından başka fuhuş(orospuluk) sektöründe tarlada çalışmasından çok daha fazla gelir getirir. Bunu her köle toplumunda olduğu gibi Arap köleci toplumundaki köle sahipleri de düşündüler ve cariyeleri fuhuş(orospuluk) sektöründe kullandılar.Cariyeleri üzerlerinden daha fazla para kazanmak için fuhuşa (orospuluğa)zorladılar.

Ayet müminlere yöneliktir.Müminlere eski geleneksel alışkanlıkları olan cariyeleri fuhuşa (orospuluğa)zorlama geleneklerinden vazgeçmeleri belirtiliyor.

Diğer taraftan fuhşa(orospuluğa) zorlayan ve eski gelenekleri sürdüren insanlara bir ceza ortaya koymuyor.Tam tersi cariyelere dönerek,onların fuhuş(orospuluk) sektöründe baskı ile çalışmalarından dolayı kendilerine bir günah olmadığını ve Allah’ın affedici ve esirgeyici olduğu açıklanıyor.

Demek ki ortada toplumsal problem olarak cariyelerin zorla,baskıyla fuhuşa,cinsel ilişkiye zorlanmaları vardır.Kur’an bu konuda cariyeleri zorla fuhşa zorlamayı hoş görmemektedir.Zor nedeniyle fuhuş yapmak(orospuluk) zorunda bırakılan cariyelerinde Allah tarafından affedileceği belirtiliyor.

Hür kadınlara gelecek olursak;o dönemde hür kadınların fuhuşundan (orospuluğundan) söz edilemez.Hür kadın ancak kaçamak yapar veya zina yapar.Hür kadın baskı ile veya gönüllü olarak fuhuş(orospuluk) yapamaz.Fuhuş(orospuluk) sektörü yani para karşılığı cinsel birliktelik hür kadınların çalışma alanı değildir.Köle kadınların(cariyelerin) çalışma alanıdır.Hür kadın fuhuş(orospuluk) yapıp para kazanamaz.

Yukarda da tek tek belirttiğimiz gibi bu ayetteki fuhuş ile kastedilen cariyenin para karşılığı cinsel ilişkisi ,yani orospuluğudur.Cariyenin başka cariye ile veya hür kadınla kurduğu lezbiyen ilişki değildir.

73/6)YEMİNDEN DÖNMEK İÇİN, KÖLE AZAT ETMEK YOLU

5/89)Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez,ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar.Böyle bir yeminin keffareti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak,yahut onları giydirmek, yahut da ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN KALMIŞ BİR BENLİĞİ(Köle)ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMAKTIR....

Ayette görüldüğü gibi, bir eylem yapılmıştır veya ağızdan bir yemin sözü çıkmıştır.Ancak yemin eden bu sözü o an kızgınlıkla söylemiştir.Daha sonra yeminini yerine getirmek istemiyor.Örneğin karısını boşamaya yemin etmiş biri karısını boşaması gerekir.Ancak boşamak istemiyor.Yemininden dönmek istiyor.Ayet hemen yeminden dönmek için sosyal yardımlaşmaya yönelik müeyyideler getirerek yeminden dönme yolunu açmış.Ayrıca yeminden dönmeye köle azat etmeyi de bağlamıştır.

Bu ayetler eski Arap toplumunun yaşam biçimlerine uygun ayetlerdir.O toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.Üstelik Araplarda geleneksel olarak var olan yemin etme ve yeminden dönme gibi alışkanlıklarına sosyal içerikli müeyyideler bağlanarak toplumun gelişmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

Ancak günümüzde yemin ve yeminden dönme gibi konular artık gülüp geçilecek konulardır.İnsanlar artık eski geleneklerini bir tarafa bırakmalılardır.Zamanımızda bu ayetler uygulanamaz.Bir insan illada bu ayeti kendi yaşamına uygulayacağım diyorsa yemininden dönmesinin karşılığı olarak bir köleyi arasın dursun.Bakalım köleyi nerede bulacak?Günümüz toplumu köleci toplum değil ki.Zaten bu ayet, Muhammed dönemindeki köleci toplumu ortadan kaldırmak için konan kurallardan bir tanesidir.Tarihsel değeri vardır.Ancak günümüze bu ayetlerden esinlenerek gerçek ihtiyaçları karşılayacak ,sosyal içerikli, insanlar arasında dayanışmayı sağlayacak kurallar koyabiliriz.Zaten bu iş için Meclis çalışmakta ve kanunlar çıkarmaktadır.

73/7)KADINLARINA ZIHAR EDENLERİN ZIHARDAN DÖNMELERİNİN KARŞILIĞI OLARAK KÖLE AZAT ETMEK

58/3)Kadınlarına zıhar edip sonra sarfetmiş oldukları söze geri dönenler,ilişkiye girmelerinden önce,ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YİTİRMİŞ BİR BENİLĞİ (Köle) ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURACAKLARDIR....

Daha önce bir başka vesile ile yine bu ayeti “Muhammede karşı gelen kadın ve köklü bir geleneğin yıkılması” başlığı altında incelemiştik.Ancak şimdi aynı ayeti bir başka açıdan inceliyoruz.

Zıhar eski Arap toplumundaki geleneklerden bir tanesidir.Erkek, kadına öfkeyle, “Sen bana anamın sırtı gibisin!”deyince kadını varsayımsal olarak anasının yerine koymaktadır.Anası ile de cinsel ilişki kuramayacağı için böylece kadın bu yemin devam ettiği sürece erkeksiz kalmaktadır.Kadın açısından yemini iptal etme olanağı yoktur.Zaten 58 inci surede Peygamberle çekişen kadın bu durumun İslamiyete aykırı olduğunu ve Muhammedin kadınlara karşı zıhar geleneği nedeniyle yapılan haksızlığa bir çare bulmasını istemiş ancak Muhammedde eski geleneği savununca Muhammedi Allah’a şikayet etmiştir.Allah Muhammedin değil kadının tarafını tutmuştur.

Bu ayet zıhar yemini yapmış fakat bu yeminden dönmek isteyen erkeğe yöneliktir.Erkek eşi ile cinsel ilişkiye girmeden önce bir köle azat ederse zıhar yemininden dönmüş olur. Kural o dönem için böyle konmuştur.Amaç köleci rejimi ortadan kaldırmaktır.

Zamanımızda ise insanlar eski Arap toplumuna göre daha yetkinleştiler.Bu yetkinleşmeye bağlı olarak da zıhar gibi çağdışı gelenekleri büyük ölçüde terkettiler.Zaten zamanımızda azat edecek köle de kalmadı.Artık dünya üzerinde yaşayan insanlar, büyük ölçüde özgürdürler.

Daha öncede söylediğimiz gibi bu ayetlerin tarihsel değerleri vardır.Zamanımız için geçerli olduğunu, yetkinleşmiş olan insan değil,ancak eski Arap toplumunun düzeyinde olan insan savunur.

73/8)SUÇUN CEZASI OLARAK KÖLE AZAT ETMEK.

4/92)Yanlışlık hali müstesna,bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir.

Yanlışlıkla bir mümini öldürenin,ÖZGÜRLÜĞÜ ELİNDEN ALINMIŞ(köle) BİR MÜMİNİ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMASI,ölenin ailesine de üzerinde anlaşmaya varılacak tatmin edici bir diyet vermesi gerekir.Varislerin diyeti bağışlaması hali müstesna.

Eğer öldürülen,mümin olmakla birlikte size düşman bir topluluktan ise o zaman öldürenin,ÖZGÜRLÜĞÜNDEN YOKSUN BİR MÜMİNİ(köle)ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURMASI gerekir.

Öldürülen ,sizinle aralarında antlaşma bulunan bir toplumdan ise o durumda öldürülenin ailesine tatmin edici bir diyet verme yanında,HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BİR MÜMİNİ(köle) HÜRRİYETİNE KAVUŞTURMAK DA gerekli olur...

Ayetlerde anlatılanlar yanlışlıkla bir müminin öldürülmesi hali için getirilen müeyyidelerdir.Yanlışlık hali dışında kasten bir müminin öldürülmesini ayet OLACAK ŞEY DEĞİLDİR şeklinde niteliyor.

Yanlışlıkla öldürülen mümin eğer kendi toplumundan ise veya müminlerle anlaşma yapılmış toplumdan ise o zaman mümin köle azat etmenin yanında diyet de ödemek gerekir.

Yanlışlıkla öldürülen mümin düşman toplumdan ise diyet icabetmez sadece mümin köle azat etmek gerekir.

Görüldüğü gibi ayetde yanlışlıkla mümin öldürme suçunun cezası olarak köle azat etme konmuştur.Eski Arap toplumunda öldürme fiilleri çokça olduğu için bu fiillerin neticesine ve ceza olarak köle azat etme bağlanmış ve böylece köleci rejimin tasfiyesi yolu seçilmiştir.

73/9)SADAKA VE ZEKATIN ÖZGÜRLÜK SATIN ALMADA KULANILMASI (KAMU BÜTÇESİNDEN KÖLE AZAT ETMEĞE PAY AYRILMASI) YOLU.

9/60)Sadakalar/zekat malları Allah’tan bir farz olarak sadece şunlar içindir:Fakirler,düşkünler,sadakalarla ilgilenmeğe memur edilenler,kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar,ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YİTİRMİŞ OLANLAR, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi..

Muhammed döneminde toplumdan sadaka ve zekat adı altında vergi toplanıyor ve kamu bütçesi oluşturuluyordu.Ayette görülüyor ki,o dönemde kamu bütçesinin nerelere harcanacağı kalem kalem sayılmış.Bu kalemlerin biri de kölelerin azat edilmesidir.Yani Muhammed döneminde kölelerin azat edilmesine bütçeden bir pay ayrılmaktadır.

Yani suçların cezası,yeminlerin karşılığı gibi yolların yanında köleci rejimi ortadan kaldırmak için devletin bütçesinde de bir pay ayrılmış.Bu para doğrudan köle azat etmekte kullanılıyor.

Bu düzenlemeler varken İslamiyet, kölelerin arasında yayılmaz mı?Bu düzenlemeler köleliği kaldırmaya yönelik değil mi?Zaten bundan dolayı erkek ve kadın köleler,hür kadınlar ve hür yoksullar kitleler halinde müslüman olma yolunu seçmiştir.

73/10)MÜMİN OLMAK KOLAY DEĞİLDİR!

90/11)Akabeye,sarp yokuşa atılamadı o.
90/12)Sarp yokuşun sana ne olduğunu bildiren nedir?
90/13)ÖZGÜRLÜĞÜ ZİNCİRLENENİN BAĞINI ÇÖZMEKTİR O.
90/14)Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o.
90/15)Yakındaki bir yetimi,
90/16)Yahut ezilmiş -boynu bükük bir yoksulu.
90/17)Sonrada iman eden ve birbirine sabrı öneren,merhameti öneren kişilerden olmaktır o.
90/18)İşte böyleleridir uğur ve bereket dostları.

Ayetlerin zincir halinde bir biri peşi sıra gelişinden ,kendisine akıl ve göz kulak verilen insanların önünde sarp bir yokuşun olduğu belirtiliyor.

Bu sarp yokuş nedir?

Eğer sarp yokuş olmasa insanlar normal yaşamlarına devam edecekler.Ancak mümin olmak, kurtuluşa ermek isteyen insanların önünde sarp bir yokuş var.Yaşamlarında sınav var.Bu sınavı verenler uğur ve bereket dostları olacaklar.

Nedir bu, “yokuş” diye tanıtılan sınav?

90/13 ayetinde deniyor ki, “ Köle azat etmektir!” sınav.Köle azat etmek zordur.Malından harcamak zordur.İnsanlar parasız olduğu için herşeyi yaparlar.Hatta günde beş vakit saatlerce namaz dahi kılarlar.Ancak namaz kılmak paralıdır dense kimse namaz kılmaz.Bunu gibi insanın malından harcaması çok zordur.Bu nedenle malından harcama yapmak kendisi için sınavdır,sarp yokuştur.Bu sarp yokuşun birinci sırasında da köle azat etmek vardır.İkinci sırada ise,yoksulu doyurmak vardır.kendi yiyeceğini paylaşmak vardır.İnsan kendi yiyeceğini de paylaşmak istemez. Hayvansal içgüdü ile “Hep bana!” der.Komşusu açken yemek yediğinde huzursuz olan ve elindeki yiyeceği komşusu ile paylaşan insan sarp yokuşu aşmış demektir.Birbirine merhameti öneren ve kendileri de merhametli olan insanlar sarp yokuşu aşmışlardır.Mümin olmak o kadar kolay değildir.

Muhammed döneminde ,Muhammedin yaşamı boyunca azat edilmemiş köle, hala kalmıştı.Ehlibeyt varken hala yoksul vardı.Hala bir yerlerde aç insan vardı.Bu nedenle gerek Muhammed gerekse Ehlibeyt Komününün saygın müminleri ve komün dışındaki saygın müminler günlerini oruçlu olarak ve aç olarak geçiriyorlardı.Çünkü ellerine geçen yiyecekleri paylaşacak birilerini buluyorlardı.Bu nedenle o insanların dünyalıkları olmamış ,zenginlikleri ile değil yoksullukları ile ünlenmişlerdi.

Mümin olmakla müslüman olmak arasında fark vardır.Herkes müslüman olabilir ama mümin olmak farklı bir yaşam biçimini gerektirir.


 
    
Current Topic - KUR'AN'DA KADIN-(M)-Kadının,köle-cariye olarak durumu nedir?
  << Previous Topic | Next Topic >>indekse geri don