Ateistforum
  << Previous Topic | Next Topic >>indexe geri don  

ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 13 2004 at 4:55 PM
HACI  (Login hacihaci)

Kemalizm olarak da bilinen Atatürkçülük son zamanlarda sağcı basın ve İslamistler tarafından çeşitli forumlarda sürekli olarak gündeme getirilmekte ve eleştirilmektedir.
İslamist’ler neyi eleştirmektedirler?
Kemalizm olarak eleştirdikleri Atatürkçülük nedir?
Nasıl bir harekettir?
Daha da önemlisi bu hareketi şu anda eleştirmenin ne gibi bir anlamı olabilir?
Bu hareketin bütün ilkeleri günümüzde varlıklarını sürdürmekte midirler?
Kemalizm hala var mıdır?

Önce Atatürkçülüğün ne olduğuna kısaca bakalım. CHP’nin altı oku aşağıdaki ilkeleri simgeler:

a) cumhuriyetçilik
b) milliyetçilik
c) halkçılık
d) devletçilik
e) laiklik
f) devrimcilik


Bunları teker teker inceleyelim ve günümüzde kemalizm de denen Atatürkçülüğün durumuna bakalım….

Selamlar

HACI

 
    
AuthorReply
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 13 2004, 9:20 PM 

a) Cumhuriyetçilik nedir?
Cumhuriyetçilik halkın kendi kendini yönetmesine demektir. Cumhuriyetçilik, egemenliğin asıl sahibi olan milletin kendi kaderini eline alması ve bir kısım insanların diğer insanlar üzerinde tahakküm kurmasına mani olmak demektir. Kısaca cumhuriyetçilik çağdaş bir dünyada halkın mutluluğu, esenliği, egemenliği, bağımsızlığı, eğitimi, ilerlemesi için gerekli ne yapılacaksa yapılmasını sağlamak demektir.

Atatürkçülüğün bu ilkesi değerinden hiç bir şey kaybetmemiş, hatta daha da değerlenmiştir.

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 13 2004, 9:44 PM 

b) milliyetçilik:
Milliyetçiliğin ne olduğu kadar, hatta ondan da önemli bir husus vardır. Milliyetçilik ne değildir? Milliyetçiliğin temelinde ırk yoktur, din yoktur, Türkçülük yoktur. Bunlar milliyetçiliğin kapsamına girmezler. Milliyetçilik belli bir yaşam tarzını, kültürü ve ülke için duyulan bazı yüksek duyguları algılamak ve paylaşmak demektir. Milliyetçi biri diğer milletlere mensup insanları onurla karşılar. Onlara üstünlük taslamaz. Ülkesini sevmek ve gerekirse onun uğruna ölmek milliyetçiliktir. Milliyetçi ülkesini ve üzerinde yaşayan halklarını, olduğu gibi sever. Bir kesimini, dil, din, gelenekler, etnik köken gibi bazı niteliklerinden dolayı kayırarak yeğlemez, ya da dışlamaz. Tümünü seçer ve sever. Ayrım yapmaz. Milliyetçi için kendi halkının refah, huzur ve güvenliği önemlidir. Onlar için mücadele eder. Milliyetçilik önemli bir ortak payda olup, bir ulus olmanın ilk koşuludur.

Bu tanımı ile (ama yalnız bu tanımı ile) milliyetçilik de Atatürkçülüğün, değerinden kaybetmemiş bir ilkesidir. Tabii bu ilke bazıları tarafından abüz edilmiştir. Türk milliyetçileri diğer azınlıkları eleştirip, onlar üzerinde baskı kurmak isterlerken, Kürtçüler de TC ulus-devlet ikilemini reddedip, devlete baş kaldırmışlardır. Her iki eğilim de yanlıştır ve bir ulusun çağdaş milliyetçilik kavramı ile bağdaşmaz. Milliyetçi biri yalnız kendi yöre halkına karşı milli hislerle dolu olamaz. Türk hükümetleri ve devleti bazı yanlış politik kararlar alarak, kendi halklarını baskı altına almış ve onların bazı haklarını gasbetmiştir. Bu hareket yerel milliyetçiliğin, Kürtçülüğün, güçlenmesine ve yayılmasına neden olmuştur. Güçlenen Kürtçülük devlet tarafından daha da büyük bir baskı ile önlenmeye çalışılınca, ortaya kısır bir döngü çıkmıştır. Atatürkçülüğün bu ilkesi aslında kendi başına bir anlam ifade etmez. Diğer ilkelerin doğal bir sonucudur. Bu ilke halka empoze edilemez. Eğitimle kazanılır.

Her ne kadar bu ilke değerli ve önemli ise de, tek başına bir değer olmaktan uzaktır. Ayrıca yanlış anlaşılmalara da yer verdiği için ben bu ilkenin misyonunu hiç doldurmadan ortadan kalktığına inanıyorum. Milliyetçilik yalnız Atatürk'ün nutuklarında var olmuş, pratik bir uygulama alanı bulamamıştır. Bunun temel nedeni ise halkın çoğunluğunun cahil ve eğitimsiz olmasıdır. Milliyetçilik öyle bir kavramdır ki, bir grubun inanması ile hiç bir şey gerçekleştiremez. Batıdaki bir azınlığın doğudaki Kürtleri sevmesi ne ifade eder? Devletin ve hükümetin bu ilkeye sadık kalması demek halklarını ayrım yapmadan ve eşit olarak yönetmesi demektir. Türkiye'de hükümetler hep kayırmacı ve bölgesel bir politika izlemişlerdir. Her şeyden önce milliyetçilik bir hükümetin iç politikasının temeli olmalıdır ama Türkiye'de olamamıştır. Ben Türk'lerin Alman'lar, İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılar kadar milliyetçi olmadıklarına inanıyorum. Hayır.. İnanmıyorum. Eminim......

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 13 2004, 10:31 PM 

Cumhuriyet, halkın egemenliğini doğrudan doğruya veya seçtiği temsilciler aracılığı ile kullandığı devlet şeklidir. (Meydan Larousse, cilt 3, sayfa 95 )

Cumhuriyetçilik ise, Türk Hukuk Sözlüğüne göre: Milli hâkimiyet ülküsünün en iyi ve en emin surette temsil ve tatbikine elverişli hükümet şekli olduğuna inanıştır.

Cumhuriyeti ve Cumhuriyetçiliği böyle kısaca tanımladıktan sonra Atatürk'ün Cumhuriyet anlayışına değinelim.

Atatürk'e göre Cumhuriye'tin temelinde Demokrasi, onun da temelinde Lâiklik ilkesi yatmaktadir. Bu kavramları birbirinden ayırmak mümkün değildir: değildir çünkü bunlar birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar.

Atatürk kurtarıp kurduğu genç Türk Devletine "Misak-i Milli" sınırları içinde yaşayan farklı inanç, düşünce ve soydan gelenleri bir inanç etrafında toplamayı başarmıs,"Türküm" diyen ve kendini Türk olarak gören herkesin, vatandaşlık haklarından eşit olarak yararlanacağını önemle ve hiç bir yoruma imkân vermeyecek sekilde açıkça belirtmiştir.

''Cumhuriyet benim karekterimdir.'' diyen Atatürk

''Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.''M.K.Atatürk

Diyerek topu bize atmıştır.Bundan sonra, hata varsa bize aittir.

Ancak iyi işlerde yaptık.İkinci Dünya Savaşının bitiminden sonra çok partili yaşama geçme eğilimi güç kazandı. Bu dönemin ilk siyasî partisi 18 Temmuz 1945'de "Millî Kalkınma Partisi" oldu. Daha sonra da 7 Ocak 1946'da "Demokrat Parti" kuruldu...


Saygılar.Hocam












 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 14 2004, 2:13 AM 

Sağolsun Hocam cumhuriyeti ve cumhuriyetçiliği sözlüğe göre tanımlamış. Kaynakları kuvvetli. Nasıl itiraz edebiliriz.
Cumhuriyet ve demokrasinin geçmişine bakalım.
Demokrasi eski Yunan rejimidir. Cumhuriyet ise Roma'nın rejimidir.
Demokrasiye göre çoğunluğun kararları uygulanır. Kararla uygulama arasında karar verecek başka bir merci yoktur.
Cumhuriyete göre ise yine çoğunluğun aldığı kararlar bir sisteme uygulatılır. Halk kendisi için ne uygunsa onu seçer. Bu seçilen demokratik bir rejim de olabilir, kraliyet veya teokrasi de..

Bu zemin bilgiye dayanarak diyebiliriz ki cumhuriyet daha iyi bir rejimdir. Çünkü daha geniş kapsamlıdır.

Türkiye cumhuriyeti laik, demokratik bir hukuk devletidir..

Öyle ise hem bir cumhuriyettir, hem de bir demokrasi.. Ama önce cumhuriyettir. Demokrasi cumhuriyetle bağdaşmaz ama, cumhuriyet demokrasi ile bağdaşır.

Cumhuriyeti ve cumhuriyetçiliği nasıl tanımlarsanız tanımlayınız. Bu tarihsel gözlemler her zaman geçerlidir.

Not: Allah'dan ki Türkiye aynı zamanda demokratik bir cumhuriyettir. Demokratik olmasaydı, İslamist olabilirdi.. Çünkü cumhuriyet rejimi İslamist rejimle de uyumludur..
Örneğin, "Islamist Republic of Turkey" gibi... Buna benzer bir republic hatırlıyor musunuz? O İran olmasın?


Not: Cumhuriyet ayrıca yalnız iç işleri bakımından bir bağımsızlık ifadesi olabilir. Herhangi bir cumhuriyet, dış ilişkiler bakımından başka bir güce bağımlı olabilir. Örnek mi istiyorsunuz..
Republic of California...

keeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 17 2004, 6:38 PM 


Evet kemalizim 19 kasım 2002 de misyonu bitim noktasına ulaşmıştır.

Nasılmı? Bakınız;

M.kemal in hayatının en önemli odak ve devrelerinde 19 rakamı vardır.mesela şunlar gibi;kuran ona işaret etmiştir.

Doğum tarihi: 1881 (19x99)


Nüfus kütük numarası: 19


Nüfus cüzdanı numarası: 993814 (19x52306)


Harp okulunu Türk subayları arasında 19'cu bitirdi.


Harp akademisinin 57'inci (19x3) devresine kaydoldu.


Yüzbaşı olarak orduya katılırken 38'inci (19x2) kişidir.


38'inci (19x2) piyade alay komutanlığı.


57'inci (19x3) piyade alay komutanlığı.


Albay oluşu: 19 Aralık 1915


19 gün sonra Çanakkale'de 19'uncu tümen komutanı oldu.


Samsun'a çıkması: 19 Mayıs 1919 (19x101).


Bandırma vapurunda kendisi dahil 19 komutan vardı.


Mareşal ve General unvanlarını 19 Eylül 1921'de aldı.


Cenaze töreninde 19 notalı 19'uncu şopen marşı çalındı.


Kendisine verilen toplam madalya sayısı: 19


En eski Meclis kütüğünde sıra numarası: 19


İstanbul Akaretlerdeki ev numarası: 76 (19x4)


10 Kasım 1938 (19x103) de 57 (19x3) yaşındayken öldü.


Cenazesinin nakli ve cenaze namazı: 19 Kasım 1938
İsminin harf sayısı: 19 "Mustafa Kemal Atatürk."

EVET NASILKİ ONUN HAYATINI 19 RAKAMI KUŞATMIŞTIR. AYNEN ÖLÜMÜNÜDE KUŞATMIŞTIR. Bakınız onun şahsı manevisinin hali olan üç parti, yani ANAP,DSP VE MHP hükümeti 57. hükümet idi.3 defa 19 dur. m.kemal de 57 yaşında ölmüştür.

m.kemalin cenazesi 19 kasımda 19 notalı şovmen marşıyla yapıldı. AK partide 19 kasım 2002 de devlet töreniyle hukumeti ecevitten devr aldı. ve ak parti islamcı deyilim desede, islamcı bilinen bir partidir.sizce bunda bazı işaretler yokmu?
Ak parti geçmişi iyi okumuş ve gelecek vadeden şuurlu insanların partisidir.ALLAH ONLARI MUAFAK KILSIN.

saygılarımla....

 
 

(Login atheos)

CHP nin 5 oku

July 18 2004, 2:11 PM 

sevgili hacı chp nin 5 oku idare eder o kadar iyi olmasada idare ederde bi tanesi saf dusmanım ben bu oka ve onu hırpalamak için elimden gleni yapacagım
'MİLLİYETÇİLİK'

 
 

(Login atheos)

Ataturk

July 18 2004, 2:19 PM 

Atatur donemin komunistlerini kotu sekilde bir hırpaladıysada emperyalist olmaması ve ilerici olusu benim gozumde degerliliğini ortaya koyuyor.Her ne kadar ustat lenin kadar ogretilerini benimsemesemde yaptıklarından dolayı sukran iletmemek imkansızdır.Ama kemalistleri sevmem.Cunku yaptıkları ilericilik kisvesi altındaki eşlemlerin tumu sadece soz konusu seyi var olanı surdurebilmektir..Peki kemalism neleri savunur

dini bizim gibi yok etmeyi deil kontrrol altına alıp kendince yonlendirmeyi
sistemde burjuvanın devam ettirilmesi[işte dusmanlıgım buradan suruyor faşist tc nin durumu bu duruma kemalist zihniyetin uyusuklugu yuzdunden gelmiştir]
mulkiyet.toplum bilim.yonetim.ideology yoktur sadece 1930 kusurlu yılların dinle olan celişmelerini anlarsınız.Bir kemalistin bir gun sınıf devlet toplumdan bahsettigini gormedim.Sırf dine cephe alıyorlar.Kurt milletini ezmeyi faşizm belirtmeyi aaclar.Bir cok sacma sapan yanları vardır evet kemalizm misyonunu tamamlamıstır artık sistem devrilecektir..

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 18 2004, 3:40 PM 

Atatürkçülüğün modasının geçmiş olduğunu bir cümle veya ileti ile ileri süremezsiniz. Atatürk ilkelerini teker teker tartışarak bir sonuca ulaşmak mümkündür. Ben Cumhuriyetçilik ve Milliyetçiliğe değindim. Diğerlerine de teker teker değineceğim. Cumhuriyetçilik değerinden kaybetmemiştir. Ama milliyetçilik misyonunu doldurmuştur. Halkçılıkla devam edeceğim.
 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 18 2004, 5:04 PM 

c)Halkçılık

Atatürk ilkelerinin üçüncüsüdür. Peki ne demektir, halkçılık?
Halk ne demektir? Halk ne demekse halkçılık onu desteklemek demektir.

Halk ın kelime anlamına bakalım...

1)Belirli bir ülkede oturan, ortak gelenekleri, kurumları, kısacası ortak kültürleri olan, bir toplum oluşturan insanların tümü...
2) Bir ulusun belli bir bölgede yaşayan kısmı.
3) Aynı yerde toplanmış kimselerin tümü..
4) Ulusun aydınlar ya da resmi görevliler dışında kalan kısmı...

TC tek bir halk değildir. Çok sayıda halklardan oluşmuştur. Türkiye'de hemen her coğrafi yöreyi oluşturan insanların kendilerine göre gelenekleri, kültürleri, dinsel kurumları vardır. Halkçılık iste bütün bu halkların ortak paydasını bulup, onları bazı değerler etrafına bir ulus olacak şekilde bir araya getirmektir. Halkçılık Türkiye'de mevcut halklara inanmak ve onların tümüne hizmet etmektir. Halkçılık halklardan birini kayırmamak, hepsinin devletin kaynaklarından eşit olarak yararlanmasını sağlamaktır. Halkçılık demokratik bir düzenin kurulması ve idame ettirilmesidir.

Üzülerek kabul etmek zorundayız ki bu önemli Atatürkçülük ilkesi Türkiye'de politikacıların ahlaksızlığı, cehaleti ve bağnazlığı yüzünde kabul görmemiştir. Türkiye'de kayırıcılık ve iltimas, rüşvet gibi, çok yaygındır. Hükümet çıkar gruplarına hizmet eder. Doğu Anadolu ihmal edilmiştir. Karadeniz bölgesi ihmal edilmiştir. Güneydoğu ihmal edilmiştir. Oradaki halkların gereksinimleri ihmal edilmiş, kendileri hor görülmüş, kötülenmiş ve küçümsenmişlerdir. Batı Anadolu halkları refah içinde yüzerlerken, diğer halklar sefil bir yaşam sürdürmeye mahkum edilmişlerdir. Bu durum Türkiye'de Doğudan ve Kuzey Anadolu'dan İstanbul'a, Avrupaya ve Anadolunun diğer yörlerine göçü zorunlu kılmıştır.

Halkçılık ve demokratik ilkeler Türk'ler tarafından yeterince anlaşılmamış ve sonunda tümüyle reddedilmişlerdir. Türk halkları arasında düşmanlık vardır. Türk halkları arasında ortak payda yoktur. Artık İslam bile bu ortak payda değildir. İnsanlar birbirlerini mezhepleri yüzünden öldürmektedirler.

Demokrasinin yeterince anlaşılmaması halkçılık ilkesinin uygulanmasını önlemiştir.
Halkçılık anlaşılmamıştır. Halkçılık misyonunu dolduramadan, anlaşılamadığı ve politikacıların cehalet ve ahlaksızlığı yüzünden çöpe atılmıştır.. Bu acı tecellinin sorumluları elbette politikacılardır ama, Türkiye'deki politik sistemin bozukluğu da önemli bir etkendir. Türkiye'de hükümetlerin geleceğe dönük plan ve proğramları yoktur.

Halkçılık tek başına olmaz. Demokratik ilkelerle birlikte gelişir, zenginleşir ve yerleşir.

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 19 2004, 12:32 AM 

Anonymous

Atatürk ile ilgili yazdığın 19’lar çok sayıda olduğundan ,inandırıcı olabilir.(Bu zaten bilinen bir şeydi).

‘’ Ancak AK parti 19 kasım 2002’de İkdirara gelerek ,Kemalizm misyonu bitim noktasına ulaşmıştır.’’ Demişsin.

AKP olayında, tek 19’la işi bağlamışsın,ben katılmıyorum.

Ben bu yanıtı ,19 Temmuz 2004’de, sana yazarak ve sana katılmayarak son noktayı koyuyorum.

Atheos

İlk önce ,Atatürkçülük ile Kemalizm kavramlarını birbirinden ayırmakta fayda var.Kemaliz dersek, o kişinin tüm hatalarını da kabullenmiş oluruz.Zaten Atatürk ,Kemalizm’imi istemiş olsaydı ,o zaman arkasında ‘’Osmanlı’’ gibi kendi adıyla anılan bir ülke bırakırdı.Bir başka değişle; ‘’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’’demezdi.

Bence ATATÜRK çok büyük bir insan, büyük bir asker, dahi bir siyasetçi ve başarılı bir iktisatçıdır. Ama MEVLANA, HACI BEKTAŞ, FATİH, YAVUZ ve daha niceleri gibi nihayet bir İNSAN'dır. Yüce meziyetlerinin yanısıra, beşerî zaafları vardır. Kusurları, hataları vardır .KEMALİST’İM dersek o nu Tanrılaştırmış oluruz.Dahası 1921 ve 1924 ANAYASALARINI ,aşağıda anlatacağım nedenlere rağmen değiştirmeyip ,kutsal kitap yerine koyardık.

Ord.Prof. Dr. Reşat Kaynar(Atatürk’ü bizzat tanıyan Cumhuriyet tarihçimiz) salondaki genç kitleyi görünce: “Hayatımın en güzel günlerinden birini yaşıyorum”.Demişti bu toplantıda bende vardım(1990).Kaynar, Atatürk’ün milliyetçilik prensibinin yanlış anlaşıldığına dikkat çekerek; “Bizim milliyetçiliğimiz Hitler milliyetçiliği değil, hümanist bir milliyetçiliktir” dedi. Bazı çevrelerce kasıtlı olarak ateist veya din düşmanı olarak gösterilmeye çalışılan Atatürk’ün, inanç konusundaki fikirlerini, yanında bizzat yaşamış birinden dinlemek konuklar için bulunmaz bir fırsat oldu...

Atatürk milliyetçiliği kafatası milliyetçiliği asla olmamış ,vatanın içindeki hain olmayan herkesi bu kavram içinde değerlendirmiştir.Irkçılık ve etnik köken...vs bu kavramın dışında tutulmuş...

Atatürk bir tek şey söylemiştir’’İLERİ’’.Seksen yıl önceki dünya şartları başkaydı, 180 yıl sonranınki şartlar yine başka olacak.Demek ki değişmeyen tek şey ilericiliktir.

Bu günkü CHP'ye gelince; Atatürk misyonundan çok uzaktadır.Özgürforumdaki''Aslında yok birbirimizden farkımız,ama biz osmanlı bankasıyız'' ve ''Milliyetçilik ve Din'' siyasilerin her zaman sömürü aleti olmuştur başlığımda tartışıldı...

Atatürk Cumhuriyetinin Anayasası şeriat hükümleri gibi değildir.Bu gün bile ilerlemelere,ihtiyaçlara,gelişmelere göre değiştirilebilmektedir.AYRICA BU ANAYASA GELİŞTİRİLMEYE MÜSAİT OLUP ,DİĞER MONARŞİ VE OLİGARŞİNİN AKSİNE,AVRUPA BİRLİĞİNE GİRMEMİZE SET ÇEKMEMEKTEDİR. Kemal Atatürk ve Celal Bayar’ın 1937 yıllarında yaptıkları konuşmalarda vurgulanan kavramlar, “Yenilikçilik, dinamizm, ileri teknik, sürat, randıman ve rasyonel çalışma”dır.

Atatürk’e göre, “Milliyetçilik, millet tabanına oturmuş bir devletin en tabii politikası ve karakteridir. Millet ise dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşhis ettiği politik ve toplumsal bir heyettir. Devlet adamı, duygularından sıyrılmak zorundadır. Millet, kendi hakkını kendisi savunacaktır.”

Cumhuriyetçilikle ilgili yazımın sonunu bir hatırlatacak olursam;

(''Cumhuriyet benim karakterimdir.'' diyen Atatürk

''Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.''M.K.Atatürk

Diyerek topu bize atmıştır.Bundan sonra, hata varsa bize aittir.

Ancak iyi işlerde yaptık.İkinci Dünya Savaşının bitiminden sonra çok partili yaşama geçme eğilimi güç kazandı. Bu dönemin ilk siyasî partisi 18 Temmuz 1945'de "Millî Kalkınma Partisi" oldu. Daha sonra da 7 Ocak 1946'da "Demokrat Parti" kuruldu...)


Meşhur Amerikan milliyetçiliğine burada değinmeyeceğim.Avrupa birliğine gelince; İngiliz İngilizliğinden,Fransız Fransızlığından,Alman Almanlığından... vaz geçecek mi küçük ülkeleri SİNDİRMEK istiyorlar...Oyuna gelmemek lazım...Ayrıca Avrupa birliği ,veto hakkına sahip Ülkeler dışında ,amacına ulaştı mı,ulaşacak mı? aceleci olmamak lazım.Bosna savaşın da rezil olan NATO’yu Amerikanın gelip kurtardığını unutmayalım.Amerikanın başkanlığındaki Birleşmiş Milletlerde malum...

Sonuç olarak, Atatürk “Her şey millet için” diyor ve toplumun “temel üstün değerini millette” gördüğü için de “hürriyetçi demokrasiyi” benimsiyordu.

Not:Aslında yazacak çok şey var ama okuyacak adam yok:)(İnşallah yanılıyorumdur).Hacı ,zaten teker teker bu ilkeleri açıkladığından ,benim tekrar bu ilkeleri teknik açıdan anlatmama gerek yok.Ancak ,Topicin sahibi Hacı'nın hoş görüsüne sığınarak,yeri geldiğinde, bir iki saptama yapacağım.



Saygılar.Hocam






 
 

(Login atheos)

kamalizm in anlayısı...

July 19 2004, 1:44 PM 

biseyler yazmak istedim gerci yazdıklarım ın tamamı marxist yazarların eserleridir.
KAMALİzMİN DEVRİMCİLİK ANLAYISI
kemalistler ilericiyiz derler tek bir icraat yoktur yeryuzunun en buyuk tutucu ogesi dinle ilgili her seyi serbest bırakmıslardır.İlahiyat fakulteleri asırı sagcı siyasi partiler asırı dinci siyasi partiler camiler ibadethaneler ve hatta ileri gidip uzerine 77 kere işediğim anayasa kitabına 'TC nin dini islam' demistir.Kemalistler sozde ilericilier iste bu onların ilericilik anlayısıdır.
KAMALİZMİN DEMOKTRATLIGI
kendilerine sosyal-demokratız derler.Kurt milltetinin ulusal kurtulus cepheleri[PKK]ne savas acarlar.Demokratız derler 6 oları milliyetçiyiz ırkcıyız der.Demokratız derler burjuvazi yi savunur en buyuk faşist imparatorluklardan AB taraftarlıgı taslarlar.İlericliği bizim anlayısımızla deil avruplı olup onların yasam tarzına girmekte bulurlar.Avrupalıları egemen kılan tek neden malumdur kulturlerinin hiç bir etkisi yoktur.Benim için kulturel anlamda dinsel deil kulturel anlamda dogu turkiyenin batı avrupa dan bir farkı yoktur.Sadece farklılık vardır.Kamalistler bu kadar bos insanlardır.Kemalistlerin en belirgin sozde sosyalisti İşçi partisidir.Bu dangalakları zaten her 1 mayıs eylemlerinde doveriz.kemalistler demokrat deil tam anlamıyla bir FAŞİSTTİR.
KAMALİZMİN HALKÇILIGI[proletaryacılıgı]
kamalizm dedigim gibi burjuvazisttir.Halkı uyutmaya calısırlar.Proletarya onlar için sadece bir surudur.Bunu en belirgin sekliyle gorebilirsiniz....Kemalistlerin iktidardaki durumunda işçilerin&koylulerin ve emekçi tum yoldaslarımızın ezilmişliğini gorduk.İşte kamalistler tam anlamıyla bir sınıf FAŞİSTİDİR.
KAMALİST ORDU
Soz konusu devrimci mucadele birliklerimiz DHKP-C MKLP TİKKO TKP/ML TMLGB gibi sistemi devirmeye calısıp halkın emeği say-ı gucunun yuceliğine inanıp bu sınıfı kalkındırmayı isteyen bir devlet kurmayı isterler ama kamalist ordunun faşist TSK nın katliamcı komanda birlikleri ile bizim aramızda surekli bir silahlı mucadele vardır.Bize engel olanlar FAŞİST TC VE FAŞİST TSK dır.Devletin kanlı guclerinin tumu kamalistlerin elindedir.
KAMALİZMİN DİALEKTİK DUSUNCESİ
Kamalistler dialektik dusunemezler.Cunku bu hususta dialektik dusunmeyi dini yonlendirme olarak tanımlarlar.Baska bisey yoktur halbuki bizim marxist ogretilerimizde materializmin kurucularının temel ogretileri yatar.
....devam edecek...







 
 
ornisid
(Login ornisid)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 19 2004, 2:51 PM 

Sevgili atheos,materyalizm bir felsef olarak kemalizm le yarışmaz.Çünkü kemalizm marksist felsefeye dayanmaz.Kemalizmi, kapitalist sistem içinde ilerici yönüyle ele almak gerekir.
Sen bir marksist olarak bana şunu söyleyebebilirmisin ? Feodal toplumdan direkt olarak sosyalist topluma geçiş olabilirmi?Kemalizm feodal türk toplumunu sosyalist yapsa ne kadar dayanırdı.İşte sovyetlerde V.Lenin aynı şeyi yaptı.Ancak 70 yıl dayandı.Yıkılmaya mahkumdu ve yıkıldı.Kemalizm daha uzun süre dayandı(50'li yıllarda başlayan karşı devrim rağmen.)Kemalizm kapitalist sistemin olgunlaşmasını ve sınıf bilincinin oluşmasını sağlayacak sanayiinin temellerini attı.Ayrıca bunları islam şeriatının yaşandığı,rönesansın olmadığı,halkının kul olarak yaşadığı bir bölgede yaptı...Bu nedenle marksist temelleri olmasada ilerici olması açısından KEMAİZM e sahip çıkmak gerekir.

 
 
Hocam
(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 19 2004, 3:04 PM 

Atatürkçülük ve Marksçılık

''Bilimin, yanı her türlü doğmacılığa karşı olan, akılcı, araştırıcı, bağımsız ve özgür düşüncenin, Bilim adına yapılmak istenilen eski ve yeni yobazlıklara, bağnazlıklara, Atatürkçülük dün de kapalıydı, bugün de kapalıdır. Yobazlık, kaynağı ister din, ister öğreti (doctrine) , ister başka bir şey olsun, kişinin, kendi inandığının tek doğru, biricik doğru, ondan başkasını da yalan, yanlış, lanetlenesi bir şey olarak görmesidir. Yobaz, kendi inançlarından başka inançlara, düşüncelere değil saygı, yaşama hakkı bile tanımayan saplatılı bir kimse, bir soy inanç hastasıdır. Ve olumsuz bir bağlamdır yobazlık. Düşünce özgürlüğüne temelden karşı olan böyle bir tutumun, öründe kuşkuculuk olan bilimsel düşünceye tümden aykırı düştüğü ise açıktır. ''Yıllar boyunca, solun daha solu, solun en solu yolundaki solla kavgamız sürüp gitti, diyen Yugoslav eleştirmeni, Kırleja, bir sosyalisttir diyesim, önce bir öğreti adamıdır. O bile soldaki yobazlıktan yakınmaktadır. Nedense bütün öğretilerin yobazlık gibi ortak bir yanı bir hastalığı oluyor. Daha doğrusu yobazlığa dönüşebilen bir yanları oluyor. Ve ne yazık ki, kapitalizmin bilimsel eleştirisi demek olan ve yeryüzündeki eşitsizlikleri, haksızlıkları kaldırmak üzere ortaya atılan Marksçı Soyalizm de bugün birçok ülkelerde olduğu gibi, bizim ülkemizde de böyle yobazca bir tutumla nerdeyse yeni bir din, bir doğma, özgürlüğü bağlayan bir zincir durumuna getirilmek istenmiş, istediği ortamı Atatürkçü Demokratik ve lâyık cumhuriyette bulamayınca, yeraltına kayarak hepimizin yıllardır acısını çektiğimiz insanlık dışı kanlı olaylara dönüşmüştür. Kimi gerçleklere de, kolaycılıkları, yaş coşkunlukları, yeterlibie felsefe kütüründen geçmeksizin toplumcu yayınlara uzanışları yüzünden bulaşmış olan bu çalcıl yobazlık, ''En hoşuma giden söz şüphe etmektir'', diyen Karl Marks gibi feylezof bir bilim adamının, bir düşünürün ortaya koyduğu düşünce dizgesinin bilimsel niteliğine de hiç uygun düşmemektedir. Ama gelin görün ki, bu niteliğine karşın Marks'la Engels'in yaşadıkları günlerden başlayarak, dünyanın her yerinde, birçok düşünce tembeli kolaycılar yine çıkmak ta, Mârksçılığı, yeni bir Ortaçağ anlayışıyla gazap tanrıları olan yeni bir din durumuna sokmaya çalışmaktadırlar. Böylece temel niteliği eleştiri, bilimsel araştırı olan bir düşünce yönemini, us dışı bir yöne itmek istemektedirler. Atatürkçü düşünce işte bu türlü çağdaş yobazlıklara karşı olan özgürlükçü bir düşüncedir. Gerçeği aramada Batı'nın geliştirdiği uscu ve deneyci yöntemleri benimsemiş gerçekçi bir düşüncedir.

Atatürkçüler bilirler ki, Marksçı toplumculuk da toplumsal bilimler ve gelişmeler tarihinde ne ilk, ne de son düşünce aşamasıdır. Toplumsal, ekonomik, tarihsel olaytarın dialektik maddeci bir açıdan yorumlanması, değerlendirilmesi, açıklanmasıdır. Doğadaki olayların toplumsal oluşumlârın, diyatektik bir yasaya dayandığını söyleyen ve Heraklites - Hegel felsefelerinin uzantısı üzerinde, yüzlerce yıllık düşünce birikiminin bir sonucu olarak doğmuş bir öğretidir, bir kuramdır. Dolayısıyla da her kuram gibi, ancak belirli koşullar içinde doğru sonuç verebilir. O koşulların her toplumda varolduğurıu kabul etmek bilimsel düşünceye sığmaz. Çağdaş yobazlar demirden bir giysi gibi, Marksçı düşünce uygulamasını, türlü insanlık dışı yollarla toplumlara giydirmekten ne yazık ki çekinmemektedirler. Hele hele bu öğretinin eleştirisine hiç katlanamazlar.

Oysa bilimsel Sosyalizmin, başka bir deyişle, Marksçı düşüncenin doğru ve yanlış yönleri bugün Batılı üniversite kürsülerinde korkusuzca tartışılabilmektedir. Öyledir ama, gelin de bu gerçekleri inanç hastası olan öğreti yobazlarına anlatın bakalım. Anlatamazsınız, çünkü onlar inançlarıyla koşullanmış, bağlanmış, sağduyuları körelmiş kimselerdir. İşte, sömürgecilik kadar çağımızı tehdit eden başka bir tehlike de bizce, bu yeni yobazlıktır. Atatürkçü düşünce, her türlü katılığa karşı olan özgür bir düşüncedir.''


 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 19 2004, 6:28 PM 

Bir komünistin Atatürkçülüğü eleştirmesine şaşmıyorum da, eleştirilerin niteliğine şaşıyorum. Kelin ilacı olsa başına sürermiş...keeeeh keh keeeeeehhhhhhhhhhhhhhhhh
Komünizm çökmüş bir ideolojidir. Ütopiktir. Çin'de bile giderek değişmektedir. Çin market ekonomisine, yani kapitalizme dönmek yolundadır.. Bugünkü haliyle komünizm sapık bir diktatörlüktür.
Bir de kalkmış Atatürkçülük gibi üstün bir eğilimi eleştiriyor..
Pöööööööööööööööööhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
Yanıtlamaya değmez.. Ama herkes yine de kendi fikrini açıklamada özgürdür.. Tabii kendi fikri değilse yazdıkları o zaman çöpe atılır.. Atheos'un yazısı gibi.......

Atatürk'ün ilkeleri zamanında Türk halkı için yetersiz değildi. Şimdiki Türk halkı için bile yetersiz değil, çoktur.. Fazladır. Aranızda o ilkeleri anlama kapasitesine sahip kaç kişi vardır? Halkçılığı proleterlik olarak düşünmek komünizmin sapıklığıdır. Halkları ben tanımladım. Onun dışında bir halk kavramı tanımıyorum... Proletaryacılık Atatürk'ün inandığı halkçılık değildir.

 
 

(Login megaaydin)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 19 2004, 11:34 PM 

Kemalizm bir faşist ideolojidir.Demokrasi eşitlik ,hürriyet adına cilalı cümleleri her ideolojide görebiliriz.önemli olan pratikliktir...
Eğerki sultaniyyetin yıkılmasından sonra kemalizim ,millete güvenip çok sesliliği meclise bıraka bilseydi o benim için en büyük adamdı..
adeta kendi halkını koyun gibi görüp belli ilkelerin korunmasını askere emanet etmek ,osmanlıdaki hiyerarşik yapının yeni devlete bir yansıması olarak görürüm.

Utanıyorum!
bir avrupa birliği sayesinde yeni yeni insan hakkının ne olduğunu öğrenmeye başlıyoruz.

utanıyorum!
asker ve devlet üzerinde sömürülen kutsiyyetci yapıyı hala daha yıkamamışız!

utanıyorum!
hala daha demokrasi adına militarizmi savunan egemen devlet anlayışı hakim...


Bizim bazı sivri zekalılarda "efendim ozamanlarda sorunlar çok büyüktü ancak bu şekilde davranabilirdi"gibi koruma cümlelerle bu fosu çıkmış sisteme destek veriyorya
valla çıldırmamak elde değil..!
!


 
 
Anonymous
(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 20 2004, 12:06 AM 


Selam sayın Hocam.

Ak parti 19 kasımda hükümeti devralırken, o seçime 19 siyasi partinin katıldığını ve m. kemalin kurduğu parti olan CHP nin %19 oy ile meclise girdiğini demeyi unutmuştum. siz bunları bilmiyordunuz galiba? sizce 19 lar çoğalmadımı ? ve bunda bir ilahi işaret yokmu?

Ha birde Ak parti ilk icraatını 19 ilde kalkın hamlesi olarak açıklamıştı.o tarihlerdeki yayın arşivlerinden öğrene bilirsiniz.birde yerel seçimlerde Ak parti 57 buyük belediyeyi kazanmıştı.biliyorsunuz buda 19 un katı, ve m.kemalin ve yaşamış hükümetlerinin sayısıdır.

saygılarımla....

ismailademoglu

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 20 2004, 3:20 AM 

Cehalet hangi sayı ile simgelersiniz..
Eskiden 0 idi.. Hiç bilgi yok anlamına gelirdi..
Cehalet şimdilerde terfi etti. 19 ve 19'un katı oldu.. keeh keh keeeeh

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 20 2004, 11:46 AM 

Anladığım kadarıyla,siz 19’u kişilere,siyasete ve hatta günlük olaylara uygulamayı seviyorsunuz.Kim bilir sizin hayatınızda da kaç tane 19 vardır.Hatta belki de bununla övünüyorsunuzdur da,bilemem.

Bir kaç 19'da benden, Tayip Erdoğan'ın oğlu yeşil sermayeden karşılıksız burs alarak(Türban sorunu nedeniyle),yurt dışına eğitime 19 yaşında gitti.

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan ve ailesi, Amerika'da okuyan çocuklarına burs veren giyim firması Ramsey'in sahibi Remzi Gür'ün verdiği yıllık burs miktarı 5*19=95 bin Amerikan dolarıymış.(Eski gazete haberi).

19 aylık Akp hükümetinin başbakanı ,5000-7500 arası Devletin polisini kızının düğününde kullanmış.

Ürdün’e Tayip Erdoğan’ın kızının düğün davetiyesini götüren Başbakanlık uçağı ,19 haziran saat 19.00’da Türkiye’den havalandı.

Erdoğan, "Schröder'e ne kadar maaş aldığını sordum. 15 bin euro alıyormuş. Bizimki 4 bin küsur euro. Ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem" dedi.Demek ki 15+4=19.Aynı zamanda Başbakanken Ülker’in, Yeni kurulan yan kuruluşlarına,%10 ortak oldu 19 nisan 2004’de medyada yer aldı.Başbakandan,bu konuyla ilgili herhangi bir yalanlama gelmedi.

Tayyip Erdoğan Cola Turka içerek, oğlu için reklam mı yaptı?( Net haber ... http://www.nethaber.com.tr/haber/arsiv/haberler/0,1106,91730_2_9661,00.html)

AKP’in ,CHP’den geçen 2 millet vekili ile meclisteki sandalye sayısı 369’a ulaştı.Demek ki
CHP’den 11 millet vekili daha geçerse sayı 380 yani 20*19=380 olacak.

...


Not:Ali Oktay olsa çok daha güzel şeyler yazardı...Hacı’nın bu güzel sayfasını böyle Hurafelerle şişirmeyelim.

Hem de topic’in konusu olan ATATÜRK’ÜN kemiklerini daha fazla sızlatmayalım,19’a bir son verelim(En azından bu topic’te ,istersen 19’la ilgili bir topic aç o senin bileceğin şey).BU SON PARAGRAFI 19 kez okumanı öneririm.


Saygılar.Hocam




 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 20 2004, 11:49 AM 


Yukarıdaki yazı bana aittir,ismimi yazmayı unutmuşum.Hikmete bak topic'in 19. mesajı! bunda bir keramet vardır...


Saygılar.Hocam

 
 
atheos
(Login atheos)

ornisid ....

July 20 2004, 1:09 PM 

evet sosyalizm ile kemalizm feodal toplumu biri yonlendirir digeri devirir.Rusya da V.lenin yaptı bu ş diyorsun.Defalarca kez SScb nin neden dgıldıgını yazdım.İstersen 'komunizm gelecek isimli yazıya bak.Gelelim kemalizmin neden dayandıgına.Komunizm tum devletlerin birbirleine baglanarak yani bu devletler zayıflar ile kuvvetler seklindede olacak.Bagladıktan sonra zayıflarda rusya ve çin gibi dev guclerin seviyesine ulasacaktır.Cunku devlet kalmayacak yerini milli bayragı olmayan tek bir sınıf halinde toplanacak ve sistem ortak mulkiyet halinde duzenlencektir.Eger birileri 'bagımsızlık ırkcılık milliyetçilik' taslamazsa bu gerceklesecektir.İste SSCB bu tip aptal engellemelerle bolundu.Halen neden anlamıyorsunuz.Kemalizm nedir ilkeleri bile ilkokul cocuklarının derslerinde gordukleri basit bir sistemdir.Sen kalkmıs marxism gibi bizim esek milletin bile tam anlayamadıgı devasa bir fikir ortamını nasıl bununla kıyaslarsın sizi hiç anlamıyorum.Umarım biseyler anlatabilmistirim...
 
 
atheos
(Login atheos)

hacı abi

July 20 2004, 1:22 PM 

sana bu kadar agır hakaretli yazılarından sonra saygımı kaybetmeyip abi demeye devam edecegim.Ama yazdıklarına simdide sen biraz dikkat et.Birincisi ben ataturk u deil ataturkculuk diye ustunde kurcalamalar yapılmıs sacma sapan biseyi elestiriyorum.Komunizm cokmus oylemi gel seni K.KORE ye KUBA ya gondereyim fidel yoldasımla biraz gorus.Hem Cin in bile nasıl bir ideology oldugunu bilmiyorsun çin saf komunist deildir.Bunun yanında Çin milliyetçiliği denen bir kavram vardır.SSCB den bu yuzden ayrılır sen kalkıp Çin ornegini verme ben maoist deilim leninistim.bir nevi bu adamlar sosyalist-faşizm gibi bir kavram uzerndedir.komunizm sapık bir diktatorlukmus bunların tumu SSCB uzerinde yasamamıs o donemleri gormemis ve burjuva basınından yayınından ansiklopedilerinden cok sey okudugunu gosterir.git birazda bizimkileri oku.Stalin diktatorlugunu elestiriyorlar.Fakat bunların tumu senin benim gibi HALK kitlesini uyusturup kitlesel devrmi engellemek için yapılan calısmalar.MArx ın goruslerinin nasıl yayıldıgını birileri gordu.bu halkı uyusturaya yonelik hareketleri dinle bile yapmaya calısanlar var.Blimsel yaratılışçılar bu amacla calısıyor.Tamamen bu tip okduklarının tumu ve SSCB hakkındaki bir suru duz martavallar burjuva yayınlarının urunudur.Tek yonlu okuma.Gelelim kemalizme onu anlama kapasitesi ilkokul ogrencilerine mahsustur.İlkokul ogrencilerinin cogu bunlları anlar.Yavrum altı oku anlat bakalım....Halkcılık ı proletarta,,ya olarak dusunmek bizim sapıklıgımız mıs once git halk kelimesinin kelima anlamına bak sonra gel.Benim ne amacla kullandıgımı anlarsın.
 
 
kitapsiz
(Login kitapsiz)
Ateistforum

demokrasi, laizm ve ilericiligin islevi sona erdigi ve insanligin

July 23 2004, 1:53 AM 

bukavramlara gereksinimi kalmadigi zaman, ATATÜRKcülük islevini tamamlamis ve artik gereksiz hale gelmis olur..
müslo demokrasi, insan haklari anlamaz.

 
 
izafi
(Login biliyorum)
Ateistforum

Birkaç 19 da benden... :)

July 23 2004, 1:45 PM 

Atatürk Samsuna çıktıgı 19 mayis 1919 tarihinden 19 yıl 19 ay 19 gün sonra ölmüştür!...
Ölüm saati 19'u göstermektedir... 9'u 5 geçe 1 ve 9 rakamlarini gösterir...
Ölümünden 19 yıl sonra l957 senesinde 10 kasim'da tam da saygi duruşu esnasinda gökyüzünde bulutlardan kusursuz bir Atatürk profili oluşmuştur..
Nutku'nu mecliste toplam 38 saatte okumuştur..
Mareşal Mustafa Kemal..
Mustafa Kemal Atatürk..
İstikbal göklerdedir..
Ne mutlu Türküm diyene..
19 harftir...

Daha çok vardi da şu an unuttum!..

Yukaridaki Deccal meraklisinin yazdiklari hariç benim bildiklerimde bunlar...

Evet Atatürk'ün üzerinde 19 vardır!...

Fussilet suresinde bir insandan bahseder.. Yanilmiyorsam Velid bin Mugiyre?..

Bu adamın deve üstünde yolculuk yaparken hafizasindan satranç oynayabilecek kadar güçlü bir zekaya sahip oldugu söyleniyor..
Onun Kuran'ı dinledigi ve ondaki matematik şifreyi farkettigi açık..
Zaten ayetlerde de "Ölçtü-biçti" deniyor...
Ve buna ragmen "Bu insan sözüdür" diyor..
Kuran'ın tamamında tartışma olsada tamamına yakın bir oranda 19 rakamıyla şifreli oldugu konusunda araştıranların bir itirazı yok!..
Bu durumu farkeden Velid zekası bile bile "Bu insan sözüdür" diyor!..
Ve kendisine ceza olarak 19 la ilgili betimlemeler yapiliyor...

Işte meselenin sırrı burada!...

19 YARATICININ HAYIRLI BIR TOKATIDIR...

AKLEN ALLAHA İMAN EDİP NEFSİYLE BUNU REDDEDEN, AGASINDAN PAŞASINDAN GEÇEMEYEN, ALLAHTAN ÇOK BİRTAKIM HAZRETLERİN KULU OLMUŞ BENLİKLERE BİR TOKAT!...

Unutmayalim Hz. Muhammed'de bazi kaynaklara göre 570 dogumludur!...
Besmele 19 harftir!...
vs...

Ben sahsen bu tokadi azginligim oraninda defalarca yedim Yaradanımdan..
Hepside beni düzeltmeye vesile olmuştur...
Korkarım sahsen...

Atatürk elbet bir peygamber degildir.. Kendi özgür iradesiyle yaşadigi gibi kendi iradesinin dışındaki bir senaryoya da sebep kılınmıştır...

Hem sadece bu mu... Düşünen insanlara daha nice mesajlar vardır hayatın içinde...

Ha birde Atatürk henüz hayattayken kendisine hediye edilen bir halı vardı.. Halının üzerinde bir saat ve 9'u 5 geçe desenliydi... Bir hintli tarafindan...

vs.. vs...


 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 27 2004, 5:04 PM 


Arife işaret tarzında bir konu bu.

Pekçok Kuran ayeti,herşeyin ama herşeyin Kurani mucizul beyanda olduğunu ferman ediyor.Sultanı ezelinin fermanına kulak veririm diyen, kardeşlerimin gözüne sünuyorum. Sizden ricam sesli okuyun da kulaklarınızda dinlesin ;

وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ

(Yaş ve kuru hiçbirşey yokturki apaçık bir kitapta olmasın.)Enam süresi.59

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فِي هَـذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ فَأَبَى أَكْثَرُ النَّاسِ إِلاَّ كُفُورًا

(Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.) İsra süresi.17/89

وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ وَلَئِن جِئْتَهُم بِآيَةٍ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ أَنتُمْ إِلَّا مُبْطِلُونَ

(Şüphesiz insanlar için bu Kuranda hermeselden vurguladık.Sen onlara bir mucize getirdiğin zaman o inkar edenler derlerki olmazyanı göstemeye çalışansınız)Rum süresi.30/58

وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا

(Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü vermiştir.)Furkan süresi.25/2

اللَّهُ الَّذِي أَنزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْمِيزَانَ وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ قَرِيبٌ

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....)Şura süresi.42/17

سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ

(Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.Taki kuranın hak olduğu ortaya çıksın.Rabinin herşey üzerinde şahit olması yetmezmi?)Fusilet süresi.41/53

Evet herşey içinde bulunur.. Fakat herkez herşeyi içinde görmez.Zira -çümkü-muhtelif derecelerde bulunur.Bazen çekirdekleri,bazen neveleri-türleri-,bazen icmalleri -kısaözet-,bazen dusturları,bazen alametleri-özel işaretleri-, ya serahaten -açıkça- ya işareten-işaret tarzında-ya remzen ya iphamen ya ihtar tarzında bulunurlar.Fakat ihtiyaca göre ve maksadı kurana münasip bir tarzda ve iktizai makam-ehmiyetinin gereği kadar-münasebetinde.Şu tarzlardan biri ile ifade ediliyor.(Said NURSİ.RA) 2O.Söz ikinci makam.

Evet deyerli müslümanlar;kuranın işaretiyle iman etmeliyizki,herşey kuranda vardır.Ve Bediuzzaman hazretlerinin verdiği düsturların ışığında kurani kerimden, zamanımızı, ve içinde bulunduğumuz şartların neler olduğunu öğrenmeliyiz.böylelikle islam muhaliflerini, onların alametleri ile kuranda bulabilir ve onların da kimler olabileceğini öğrene biliriz.Böylece kuranın herzaman güncel olduğunu hatırlamış ve hatırlatmış oluruz.Böylece kuranın sadece bir dua kitabı olmadığını dost ve düşmanlara göstermiş oluruz..kurana rağmen küli olaylara ,kuransız bakan müslümanların kulakları çınlasın.

Evet kardeşlerim ; Gelecekten haber veren Ayet ve Hadisler birderece kapalı haber veriyorlar.Ve bu haber verilen olaylar meydana gelmeden haberlerin gerçek tevsiri yapılamıyor.Tevsir yerine teviller yapılıyor.Ancak kuran ve hadisin işaret etiği olaylar meydana geldiğinde,kuranın ve hadisin muteşabih,istihare kinaye muphem gibi arapça hitabetini ve usullerini bilenler bağlantıyı kurup hakikati yakalıyabilirler.Böylelikle yakaladıkları hakikatleri dikkatleri Kuran'a çekmek gayesiyle izğar ederler. yani açıklayabilirler.Ve neye mal olursa olsun bunu yapmalıdırlar. yoksa hakikati gizlemiş kişiler olarak haşr olacaklar.

Deyerli müslümanlar,kuranda gelecektekteki islam muhalif lerine genel olarak şu tarzda deyinilmiştir.Resulullah sav. döneminde islama muhalif olan ve onunla mücadele eden kişiler hakında nazil olan ayetlerde, isim verilmiyor. ya bazı sıfatları ,ya konumları,ya özellikleri yada lakapları veriliyor. Böylelikle o ayetlerin kişiselleştirilip özelleştirilmesinin önüne geçilmiş, hemde bu ayetler, ileride çıkacak olan islam muhalliflerinin tanına bilinmesi için, şablon haline getirilmiştir.

Buna örnek olarak Bediuzzaman nın 19 koduyla meşhur olmuş m.kemal hakında, daha onun bu kodu bilin meden çok önce, nüzülde birinci sırada fakat tertibte kuranın sonundan 19 uncu sıraya konan ve 19 ayetli olan, ve 19 tane oldukları bilinen Zebani kelimesinin tek geçtiği süre olan, Alak süresinin hem tarihi ile hemde manası ile m.kemale bakıyor demesidir.İşte m.kemalin hayatını kuşatan 19 rakamının bazıları;

1.Doğum tarihi: 1881 (19x99)

2.Nüfus kütük numarası: 19

3.Nüfus cüzdanı numarası: 993814 (19x52306)

4.19 uncu piyade tümen komutanlığını yapmış.

5.38.piyadekomutanlığı görevini yapmış.

6.Tüm hayatında 19 madalya almış.

7.En eski meclisteki kütük numarası 19.

8.İsminin harf sayısı,19 dur.

9.19 mayıs 1919 da (19x101) samsuna çıktı.

10.Bandırma vapurunda kendisi dahil 19 görevli subay idiler.

11.İstanbul Akaretlerdeki ev numarası: 76 (19x4)


12.Mareşal ve General unvanlarını 19 Eylül 1921'de aldı.


13.1938 de öldü.(19x102)



14.57 yaşındayken öldü.(19x3)



15. 10 kasımda öldüğü halde cenaze töreni 19 kasımda yapıldı.



16.Cenaze töreninde 19 notalı 19 şopen marşı çalındı



17.Ezanın 19 yıl türkçe olarak okunmasına neden oldu.


18.Said NURSİ 19 ayetli Alak süresi ona bakıyor demiş.



19. 19 cular onun 19 larını, gerekçe göstererek,0 kurtarıcıdır dediler.


ALAK 96. sürede islama muhalif olarak görünen kişi islamın ilkdöneminde ebu cehil idi. Ancak bu ayetlerin sebebi nüzülünün ebu cehil olması hükümlerinin umumi olmasına mani deyildir.Bu ayetlerin işari yönü bir kül dür.Her asırda karşılıkları olacağı gibi özel işaretleride olacaktır, ve olmuştur.

Bediuzzaman hazretleri, m.kemal çıkmadan çok önceleri ağir zamanın bazı olaylarından sözeden ve müteşebih olan bazı hadisleri tevil ve tabir ediyor. Bu hadislerin pek çoğu m. kemal çıktıktan sonra tevilleri kendisinde görülüyor. Hata Bediuzzamanı sen M.kemale deccal demişsin denerek, tutuklayıp mahkemeye çıkarıyorlar.Bediuzzaman ben bu 5.şuayı daha o çıkmadan yazmıştım deyip bunu ispat edince tahliye oluyor. Ve 5.şuayı yeniden gözden geçirip kuranın da bazı işaretlerinin m.kemale bakan yönlerini ekliyor.Ben konu fazla genişleyip ağırlaşmasın diye 5. şuadaki hadisleri vermeyeceğim.onları yerinde okumanızı tafsiye ederim.Ben burda sadece kuranın ihbaratı gaybiyesinin nasıl anlaşılması gerektiğini işlemek ve göstermek istiyorum.O yüzden sadece 5. şuadaki ayetlerin işaretinin açılımına gideceğim.

Deyerli müslüman kareşlerim;madem kuranın süreleri nuzül sırasına göredeyilde, başka bir sıralama ile kurana yerleştirilmiştir.Bu yeni tasnif elbette pekçok hikmete binaaen yapılmıştır.Yani kuranın ilk inen süresi boşuna yada tesadüfen kuranın sonundan 19 sıraya konmamıştır.Bakınız kuranı mucizul beyan;

اللَّهُ الَّذِي أَنزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْمِيزَانَ

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....)Şura süresi.42/17

Güneş, ay, dünya ve atomun yapısına kadar herşeye ölçü veren Allah cc hiç mümkünmüdürki,kuranı azimuşana gelecekteki maksadlarına, hikmet ve iletlerine göre bir ölçü vermesin.Haşa kuranın işaretleri adedince haşa.

kuranda bulunan 14 secde ayetinin 14 üncüsü, tesadüfen bu sürenin 19 uncu ayetine konmamıştır.Bu 14 üncü secde ayetinin, kuranın sonundan 19 uncu sırada olan Alak süresinin 19 uncu ayetine konmasının bir işaretide, islami tarih olan Hicri 14 üncü asır ile miladi 19 uncu asrın kesiştiği zamana dikat çekmekiçindir.(Allahualem) Bildiğinizgibi 1914 yılında 1.dünya savaşının başlama tarihidir.Ve islam hilafet makamını temsil eden osmanlının savaşa giriş tarihidir.

Bilindiği gibi M.kemal savaşın bittiği ve islam topraklarının işkal edildiği 1919 tarihinde sultan vahdedin tarafından, halkın işkale karşı gelmesi ve direnmesi için,hertürlü imkan ve yetki ile anadoluya gönderiliyor. M.kemal dahil 19 subay görevli olarak 19 mayıs 1919 da samsuna çıkıp göreve başlıyorlar.11 ay sonra,istanbulda işkal altında olan millet meclisinin yerine 23 nisan 1920 de kuran ğıtmesi ile, salavatı şerifelerle,sultan ve hilafete övgülerle TBMM yi açtırıyor. Bu olay müslüman anadolu halkının heyecan ve azmini artırıyor.Buna ençok sevinen lerden biride, Bediuzzaman Said NURSİ Rh tır. M.kemal Bediuzzamanın namını ve halkın üzerindeki etkisini ve dehasını bildiği için, onu Ankaradaki millet meclisine davet ediyor.

Bediuzzaman hazretleri Ankaradaki milet meclisine gitiği zaman, bazı mebusların namasız niyasız olduğunu farkediyor.Bunun üzerine meclis kürsüsüne çıkıp mebuslara vaaz ve nasihat ederek onları namaz kılmaya teşvik ediyor.namaz ile ilgili vazını yazdırarakta mebuslara dağıtıyor.ve çok etkili oluyorki namaz kılmayan mebusların çoğu namaz kılmaya başlıyor.Bu olaydan sonra gene pek çok mebus ile bir arada bulunan ve namazdan vazeden Bediuzzamana m.kemal,"Hoca biz seni çağırdıki fikirlerinden istifade edelim sen ilk evel namazdan söz ederek aramıza karışıklık koydun" deyince,Bediuzzaman hazretleri;"Paşa, paşa,namaz kılmayan hayindir hayinin hükmü merduttur"derken iki parmağınıda onun gözlerine doğru uzatıyor.M.kemal hiç sesini bile çıkaramıyor. BU konu Bediuzamanın tarihçeyi hayatında geçmektedir.Bediuzaman meclisteki müşahede ve tespitlerinden sonra, M.kemalin in sıradan biri olmadığını anlıyor.Kuran ve sünnetin ışığında ağirzaman olaylarının meydana çıkmaya başladığını anlıyor.ve bunun engellenemez bir süreç olduğunu bildiğinden "M.akif ersoy, hasan basri çantay ve pekçok mebusun ısrarlarına rağmen Ankarayı terk edip vanda zernebet suyunun başında bulunan yer altındaki mezar vari bir mağaracığa yerleşip münzevi oluyor. yani müddesir oluyor.

DEVAMI GELECEK.....1.parça.

 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 27 2004, 5:09 PM 

Bediuzzaman hazretleri 5.şua da şöyle diyor;

O İslâm Deccalı, "Sûre-i وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ manasını merak edip soruyor" diye çoklar nakletmişler. Garibdir ki, bu surenin akibinde olan اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ sûresinde اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغَى cümlesi, onun aynı zamanına ve şahsına -cifir ile ve manasıyla- işaret ettiği gibi, ehl-i salâte ve câmilere tâgiyane tecavüz edeceğini gösteriyor. Demek o istidraclı adam, küçük bir sureyi kendiyle alâkadar hisseder. Fakat yanlış eder, komşusunun kapısını çalar.

Demeki m.kemal Tin süresini bizatihi Bediuzzamana sormuş. Ve Bediuzzaman bu 19 ayetli Alak sürenin içinde tarif edilen kişinin, o zamandaki adresinin m.kemal olduğunu görmüşki öyle demiş.Bakınız;

Tin süresi 95.süredir. ve 19 rakamının 19x5 katıdır.

Camilere tağutça saldıracak diyor.Kurani kerimde camii ve mescidlere deyinen pek çok ayet vardır.Ancak mescit düşmanlığına ve edenlerine deyinen ve işaret eden birtek ayet vardır.Onunda numarası 114 tür.buda 19 rakamının 19x6 katıdır.(Bakara süresi)

Bediuzzaman 19 ayetli olan ve kuranın sonundan 19 uncu sırada olan 96. süresinin kendisine, yani m.kemale baktığını ve camii ile mescitlere taği ane saldıracağına işaret ediyor demişti.

Bakınız Vakit gazetesinin 30 kanuni evel 1928 tarihindeki haberi ne diyor;"müessatı diniye müdürlüğünce 85 ile 96 camii kapatılacaktır" diyor. Evet gördüğünüz gibi kapatırılacağı vurgulanan cammi lerin nihayi sayısı 96.dır. ve m.kemale bakan sürenin sayısıdır.sizce bu tesadüf olabilirmi?Unutmayalımki kainata tesadüf diye birşey yoktur.

Bakınız TC resmi gazete sinin 15 teşrini sani 1935 sayısında verilen habere göre, çıkarılan 245 numaralı kanunun gereği olarak yüzlerce camii ve mescidin kapatılacağı haberi veriliyor.

İşte tarih göstermiş olduki, Bediuzzaman tam isabet etmiş doğru demiştir. O cami ve mescid lerin birkısmı, zengin tücarlara satıldı.Bir kısmı ağır ve depo yapıldı. Bir kısmıda eylence yerleri yapıldı. Ayasofya camiside,Bediuzzamanın tabiriyle "PUTHANEYE" çevrildi.

Görüldüğü gibi m.kemalin hayatının en önemli çıkış anları,olayları ve kendisine sunulan imkanların hepsinde 19 rakamı belirgin ve net bir şekilde görünüyor.ve bunun raslantıya verilmesi akıldan uzak bir ihtimaldir.

Ve Bediuzzaman hazretleri onun bu alemetlerini ve icraatlarını farketmişki,kuranın sonundan 19 sırada olan ve 19 ayetli olan Alak 96. süresi ona ve icraatlarına bakıyor demiş.Bediuzzamanın bu tespitininde gelişi güzel söylenmiş bir iddia olmadığını zaman gösterdi.Şİmdi 19 ayetli olan Alak süresinin, kodu 19 olan m.kemalde nasıl görüldüğüne bakalım.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

BİSMİLLAHİ RAHMANİ REHİM

Evet Bismillah kurani mucizul beyanda 114 kere geçmektedir.Besmele 19 harflidir.113 sürenin başında bulunurken, 9 uncu süre olan Tövbe süresinin başında bulunmaz.Bu sürenin başına Besmelenin konmayışının nedeni olarakta, bu sürenin kafirlere ferman olduğu, beyan etiği içindir diye söyleniyor.

Bu 9 uncu süre dahil, 19 süre ileriye gidilse,114 üncü Besmelenin 27. süre olan Nemil süresinin 30 uncu ayetinde olduğu görülecektir.Ve bu 114 üncü Besmelenin bulunduğu sürenin numarası ile,Besmelenin bulunduğu ayetin numarası toplansa;27+30=57 eder. Ve bu (19x3) tür.Ve bunun tesadüfen böyle denk geldiği söylenemez çümkü kuranı azimüşan;

(Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü vermiştir.) Furkan süresi.25/2

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....) Şura süresi.42/17

(Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.Taki kuranın hak olduğu ortaya çıksın.Rabinin herşey üzerinde şahit olması yetmezmi?) Fusilet süresi.41/53

Elbetteki herşeye bir ölçü ve şekil veren Allah cc kuranada bir ölçü ve şekil vermiştir.

Şimdi gelelim Alak süresinin ilk ayetine.("Seni yaratan rabinin adıyla oku") 96/1 deniyor Bu ve bundansonraki 4 ayet dahil 5 ayet,Nur dağının Hıra mağarasında, "Fahri alem, şerefi beniadem, ğatemul enbiya, Muhtarların Muhtarı, Muhammed Mustafaya s.a.v inen ilk ayetlerdir.

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ



خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ







اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ





الَّذِيBediuzzaman hazretleri 5.şua da şöyle diyor;

O İslâm Deccalı, "Sûre-i وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ manasını merak edip soruyor" diye çoklar nakletmişler. Garibdir ki, bu surenin akibinde olan اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ sûresinde اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغَى cümlesi, onun aynı zamanına ve şahsına -cifir ile ve manasıyla- işaret ettiği gibi, ehl-i salâte ve câmilere tâgiyane tecavüz edeceğini gösteriyor. Demek o istidraclı adam, küçük bir sureyi kendiyle alâkadar hisseder. Fakat yanlış eder, komşusunun kapısını çalar.

Demeki m.kemal Tin süresini bizatihi Bediuzzamana sormuş. Ve Bediuzzaman bu 19 ayetli Alak sürenin içinde tarif edilen kişinin, o zamandaki adresinin m.kemal olduğunu görmüşki öyle demiş.Bakınız;

Tin süresi 95.süredir. ve 19 rakamının 19x5 katıdır.

Camilere tağutça saldıracak diyor.Kurani kerimde camii ve mescidlere deyinen pek çok ayet vardır.Ancak mescit düşmanlığına ve edenlerine deyinen ve işaret eden birtek ayet vardır.Onunda numarası 114 tür.buda 19 rakamının 19x6 katıdır.(Bakara süresi)

Bediuzzaman 19 ayetli olan ve kuranın sonundan 19 uncu sırada olan 96. süresinin kendisine, yani m.kemale baktığını ve camii ile mescitlere taği ane saldıracağına işaret ediyor demişti.

Bakınız Vakit gazetesinin 30 kanuni evel 1928 tarihindeki haberi ne diyor;"müessatı diniye müdürlüğünce 85 ile 96 camii kapatılacaktır" diyor. Evet gördüğünüz gibi kapatırılacağı vurgulanan cammi lerin nihayi sayısı 96.dır. ve m.kemale bakan sürenin sayısıdır.sizce bu tesadüf olabilirmi?Unutmayalımki kainata tesadüf diye birşey yoktur.

Bakınız TC resmi gazete sinin 15 teşrini sani 1935 sayısında verilen habere göre, çıkarılan 245 numaralı kanunun gereği olarak yüzlerce camii ve mescidin kapatılacağı haberi veriliyor.

İşte tarih göstermiş olduki, Bediuzzaman tam isabet etmiş doğru demiştir. O cami ve mescid lerin birkısmı, zengin tücarlara satıldı.Bir kısmı ağır ve depo yapıldı. Bir kısmıda eylence yerleri yapıldı. Ayasofya camiside,Bediuzzamanın tabiriyle "PUTHANEYE" çevrildi.

Görüldüğü gibi m.kemalin hayatının en önemli çıkış anları,olayları ve kendisine sunulan imkanların hepsinde 19 rakamı belirgin ve net bir şekilde görünüyor.ve bunun raslantıya verilmesi akıldan uzak bir ihtimaldir.

Ve Bediuzzaman hazretleri onun bu alemetlerini ve icraatlarını farketmişki,kuranın sonundan 19 sırada olan ve 19 ayetli olan Alak 96. süresi ona ve icraatlarına bakıyor demiş.Bediuzzamanın bu tespitininde gelişi güzel söylenmiş bir iddia olmadığını zaman gösterdi.Şİmdi 19 ayetli olan Alak süresinin, kodu 19 olan m.kemalde nasıl görüldüğüne bakalım.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

BİSMİLLAHİ RAHMANİ REHİM

Evet Bismillah kurani mucizul beyanda 114 kere geçmektedir.Besmele 19 harflidir.113 sürenin başında bulunurken, 9 uncu süre olan Tövbe süresinin başında bulunmaz.Bu sürenin başına Besmelenin konmayışının nedeni olarakta, bu sürenin kafirlere ferman olduğu, beyan etiği içindir diye söyleniyor.

Bu 9 uncu süre dahil, 19 süre ileriye gidilse,114 üncü Besmelenin 27. süre olan Nemil süresinin 30 uncu ayetinde olduğu görülecektir.Ve bu 114 üncü Besmelenin bulunduğu sürenin numarası ile,Besmelenin bulunduğu ayetin numarası toplansa;27+30=57 eder. Ve bu (19x3) tür.Ve bunun tesadüfen böyle denk geldiği söylenemez çümkü kuranı azimüşan;

(Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü vermiştir.) Furkan süresi.25/2

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....) Şura süresi.42/17

(Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.Taki kuranın hak olduğu ortaya çıksın.Rabinin herşey üzerinde şahit olması yetmezmi?) Fusilet süresi.41/53

Elbetteki herşeye bir ölçü ve şekil veren Allah cc kuranada bir ölçü ve şekil vermiştir.

Şimdi gelelim Alak süresinin ilk ayetine.("Seni yaratan rabinin adıyla oku") 96/1 deniyor Bu ve bundansonraki 4 ayet dahil 5 ayet,Nur dağının Hıra mağarasında, "Fahri alem, şerefi beniadem, ğatemul enbiya, Muhtarların Muhtarı, Muhammed Mustafaya s.a.v inen ilk ayetlerdir.
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ



خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ


الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ


عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ



DEVAMI GELECEK..2.parça




 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 27 2004, 5:12 PM 


Hiç şüphesiz bu ayetlerin ilk muhatabı ğatemül enbiya olan Muhammed habibullah s.a.v dir
Küli hitab ona olmakla birlikte, O ümmetine örnek ve öncü olması hisabi ile Bu tüm ümetinede bir hitaptır. Ancak benim ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidirler diyen,Fahri alem s.a.v in de dediği gibi,Her asırda bu ve bunun gibi resulullaha hitab eden ayetlerin işari yönünün hitabına mashar olan közel kişilerde olacaktır ve olmuştur.



Bu 5 ayetin kelime sayısı 19 dur. ve daha sonraları bu süreye 14 ayet daha konmuştur.Ve bu daha sonra konan ayet gurubunun,14 üncü ayetinde 14 üncü secde ayeti vardır.Bilindiği gibi tüm kuranda 14 secde ayeti vardır. Ve kuranın Alak 96.süresinin 19 uncu ayetine denk gelmiştir.Sizde taktir etmelisinizki bu tesadüfen olmamıştır.

Çümkü Kurani mücizul beyan diyorki;(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....)Şura süresi.42/17



Bu 19 kelimeli 5 ayetin, deyerlerinin çarpımı dahi, 19 un katıdır. 19x5=95 edrki,M.kemalin sorduğu Tin süresinin, süre numarasıdır.Bildiğiniz gibi Resulullah s.a.v decal Tin süresini merak edip soracak demiş, islam hilafet ve şeriaatını kaldıran M.kemal, Said NURSİ (R.A) söz konusu olan Tin süresini sormuştu.

Bu süredeki bu ayetlerin muhatabı biz müslümanlar olmakla birlikte,özel muhatablarının başında gelen kişi, BEDİUZZAMAN VE GARİBUZAMAN sıfatlarına mazhrolan SAİD NURSİ (R.A)dir.



Allah ın Ğelak sıfatının gereği olan varlıkların, haldilini öyle güzel görmüş ve bizede göstermişki,kuran ve sünnet hariç hiç bir yerde emsali görülmemiş ve duyulmamıştır.Risalei nurlar ortadadır bakılabilir. Bu bir iddia deyil ispattır.Risale-i Nurdaki ilimler, kesbi deyil vehbidir.Hem bundan 80 sene önce, bırakın matbaayı teksirmakinesi bile ellerine geçmediği halde 600,000 kitabın elle, yani kalemle yazılması tarihte kuran ve sünnet hariç emsal tanımaz bir olaydır.

İşlemek istediğim konu, m. kemal olduğu için Bediuzamana detaylı deyinemiyorum.ancak ister istemez bazen deyinmek zorunda kalıyorum.inşallah bu bizi esas konudan uzaklaştırmayacaktır.



Deyerli kardeşlerim;Bu 19 ayetli olan ve Hakı temsil eden Resulullah s.a.v ile onun haleflerine, ve batılı temsil eden ebu cehil ile, onun ğeleflerine işaret eden ve hak ile batıl mücadelesinin herzaman, aynı mücadeleyi sürdüreceğine işaret eden, Alak süresinin ikinci gurup ayetlerini inceleyelim.

İşte altıncı ayette diyor;(كَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى )( Hayır muhakak insan azar ) 96/6 Evet bu ayetin, ilk işareti şu idi;Ebu cehil (cehaletin babası) yemin etmiştiki,Muhammed s.a.v in kabenin bahçesinde namaz kılmasına izin vermiyeceğim diye.

( أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى ) Alak süresi,7.ayet Mealen; ( kendini ihtiyaçtan kurtulmuş görünce. )

çümkü o mekkenin iki liderinden biri idi ve zengin idi.Bir gün Resulullah a.s kabenin bahçesinde namaz kılarken bir taş alıp kafasına vurmak için yanına geliyor. tam taşı kaldırıp ona vuracağı zaman Allah tarafından ona ejderhalar görünüyor ve Resululahı vurmaktan vaz geçiyor. ama imanda etmiyor.



İştye aynı bunun işari bir yönüde Ankara TBMM de geçti.Bediuzzaman islamın hilafet merkezini temsil eden bir ülkenin millet meclisinde namaz kılıp namaz dersi verince, kendini o ülkenin lideri olarak lense etmek isteyen ve sonunda bunu başaran M.kemal tarafından engellenmek isteniyor. Ebu cehil demek cehaletin babası demektir. işte m.kemalde 1928 de harf inkılabı adı altında öyle bir inkılap yaptıki,tüm milleti bir anda cehalete boğdu. Çümkü kuranın hatı olan harfler yerine latin alfabesi getirildi. ve arapça yazmak ve okumak yasak edildi.M.kemal bu hareketiyle zamanın ebu cehili olduğunu hakal yekin göstermiş oldu.Ve hal dili ile göstermiş oldu.

Yani o makamda olduğunu ve kuranın bu 19 ayetli süresinde, "ebu cehil ile ilgili inen kısmı banada bakıyor, bende de o icraatlar var.Bende milleti bir anda cehalete boğdum.banada ebu cehil denebilir".

"Ebu cehil hakında inen ilk ayetler kuranın bu 19 ayetli ve kuranın sonundan 19 sırada olan süresine konmuş. Benimde hayatımın her önemli noktasında 19 rakamı tesadüfe verilemiyecek kadar belirgin bir şekilde görünüyor benim kodum da 19 dur"






Deyerli kardeşlerim

Bir işaretide M.kemal olan, kendini ihtiyaçtan kurtulmuş ve azmış ayetlerinin açılımını 74 üncü süre olan Müddesir süresinde deteylı birşekilde belgelerle vereceğim inşallah.Orda velid bin muğire denen ve hakında 19 ayet birden inen islamın ilk dönemindeki ikinci büyük düşmanına deyiniliyor.ve orda onun hakında imnen 19 ayetten sonra (Onun üzerinde 19 vardır) 74/30 ayeti cehenemi kaast ederek işaretende velidi kastederek veriliyor. Ve öyle görünüyorki,islamın o iki büyük düşmanlarının tüm özellikleri bizim m.kemalde var.Ve ikisinin makamını kendinde cem etmiş.Ve süfyan olmuş.





Şimdi gelelim 8.ayetin bizim.kemale baktığı işaretlere,ayettdeniyorki; إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَ


Mealen;(şüphesiz dönüş rabbinedir.) 96/8. evet dönüşümüz Allah cc dir. herkes ölecektir.
Evet bu ayet, tüm azan ve azmayan kişilere ölümü hatırlatıp uyarıyor.ama madem bu ayet,islamın ilk dönemindeki büyük bir muhalif olan ebu cehi ile ilgili gelmiş,ve bu süre, 19 ayet ile
sınırlandırılmış, ve madem asrın müceddidi olan Bediuzzaman, bu süre ona bakıyor demiş ve madem, m. kemalinde alemeti farikası, hayatının tüm önemli merhale ve eyleminde 19 rakamının gö-
rülmesidir.Ohalde bu ayetinde, özel birişaretinin olması lazım gelir,Bakmaklazımdır,bakalım.

kuranın latif bir ilmi olan, cifr ve tevafukun kulanılması lazım kulanalım. الرُّجْعَ kelimesinin manası dön-
üş demektir ve herkesin ölümüne deyinirken m.kemalin nezaman öleceğinede özel olarak işaret ed-
yor. Nasılmı?şöyle;dönüş deniyor,bu kelimenin cifri deyeri; ا ل رُّ جْ عَ elif,1 lam,30 re,200 cim-
3 ve ayn,70 olmakla toplamı,304 eder ve buda 19x16 ederek 19 un katıdır. Ve bildiğiniz gibi o 1938
de öldü.19x102 ve 57 yaşında öldü.Buda 19x3 olmakla 19 kodunun katsayısıdır.ve m.kemal ile Bedi-uzzamanın, 1922 de tartışma tarihleri, baz alınsa, el ruca kelimesinin 19 un 16 katı etmekle 16 yıl sonra öleceğine ve öldüğüne işarettir.
Çümkü 1922+16=1938 eder.m. kemalde bu tarihte öldü ve cenaze merasimi 19 kasımda ve 19 notalı,19 şopen marşıyla yapıldı. Ayrıca bu sürenin 16. ayetindede, onun yalancı perçeminden tutulacağı vurgulanıyor.yani canın alınacağı.Biliyormusunuz?
Bediuzzaman k.s ankaraya geldiği tarih te 19 kasım 1922 dir..Ve bundan tam 16 yılsonra 19 kasımda m.kemalin cenaze töreni yapılmış.Allahın hikmetlerini görüyorsunuz. hiç birşey tesadüfi olmuyor.


Şimdide 9 ve 10 uncu ayetlere geçlim.

أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى

عَبْدًا إِذَا صَلَّى


Mealen;( gördünmü o kimseyi,bir kulu namazdan nehiy etiği zaman ) 96/ 9 ve 10 ayetler.

Evet ya Rabbi aynı ebucehilin islamın merkezi olan kabenin bahçesinde senin Resülünü engellediği
gibi,islammın hilafet makamını temsil eden, müslüman bir milletin meclisinde,ağir zamanın müthiş şahıslarından biri olan m.kemal denen kişi, namazı vaz ve nasihat eden bir kulunu bundan men etti.
Sen namazda Resulunü men eden ebucehile deyinen bu ayetleri boşuna kuranın 19 ayetli ve kuranın sonundan 19 cu sırada olan süreye koymamışsın.çümkü işte islamın kemale erdiği ve müslümanların zafiyet gösterdiği ağirzamanda 1919 da, kodu 19 olan m. kemal çıktı ve tüm müslümanları kulanıp amacına ulaştı ve sonrada onları astı kesti ve islamı kaldırdı. Bu olay bilinsin ve herşeyin kuranda olduğu anlaşılsın diye böyle yaptığını anlıyoruz.ve imanım artıyor.hamd olsun.

Müslümanlar; عَبْدً kelimesinin ebced deyerinin ,ayn,70 be, 2 ve dal, 4 olmakla 70+2+4=76 etiğini,
görüyorsunuz. ve bununda 19 un katı olduğunu fark etmişsinizdir.(19x4) bu tesadüf olabilirmi ?haşa!
hem bakın namazın engelendiği vurgulanan bu iki ayetin ayet numaralarının datoplamı;9+10=19 dur.
ve namazı engeleyenlerden mühim biride m. kemaldir. ve hertarafını 19 rakamı kuşatmıştı.

Bediuzzaman 19 kasım 1922 de Ankaraya geldiğinde,
Meclis-i Meb'usan'da dine karşı gördüğü lâkaydlık ve garblılaşmak bahanesi altında, Türk Milleti'nin kudsî mefahir-i tarihiyesi olan şeair-i İslâmiyeden bir soğukluk gördüğü için, meb'usların ibadete, bilhassa namaza müdavim olmalarının lüzum ve ehemmiyetine dair bir beyanname neşreder ve meb'uslara dağıtır. Kâzım Karabekir Paşa da M. Kemal'e okur. O beyanname şudur:

يَا اَيُّهَا الْمَبْعُوثُونَ اِنَّكُمْ لَمَبْعُوثُونَ لِيَوْمٍ عَظِيمٍ



"Ey mücahidîn-i İslâm ve ey ehl-i hall ve akd!.."



Bu fakirin, bir mes'elede on sözünü, birkaç nasihatını dinlemenizi rica ediyorum.



1- Şu muzafferiyetteki hârikulâde nimet-i İlahiye bir şükür ister ki devam etsin, ziyade olsun. Yoksa nimet böyle şükür görmezse, gider. Madem ki Kur'anı, Allah'ın tevfikiyle düşmanın hücumundan kurtardınız. Kur'anın en sarih ve en kat'î emri olan "salât" gibi feraizi imtisal etmeniz lâzımdır. Ta onun feyzi, böyle hârika suretinde üstünüzde tevali ve devam etsin.



2- Âlem-i İslâm'ı mesrur ettiniz, muhabbet ve teveccühünü kazandınız. Lâkin o teveccüh ve muhabbetin idamesi, şeair-i İslâmiyeyi iltizam ile olur. Zira müslümanlar, İslâmiyet hasebiyle sizi severler.



3- Bu âlemde, evliyaullah hükmünde olan gazi ve şühedalara kumandanlık ettiniz! Kur'anın evamir-i kat'îsine imtisal etmekle, öteki âlemde de o nuranî güruha refik olmaya çalışmak, âlî himmetlerin şe'nidir. Yoksa burada kumandan iken, orada bir neferden istimdad-ı nur etmeğe muztar kalacaksınız. Bu dünya-yı deniyye, şan ve şerefiyle öyle bir meta' değil ki, aklı başındaki insanları işba' etsin, tatmin etsin ve maksud-u bizzât olsun.



4- Bu millet-i İslâm'ın cemaatleri, her ne kadar bir cemaat namazsız kalsa, hattâ fâsık da olsa, yine başlarındakini mütedeyyin görmek ister. Hattâ umum şarkta, umum memurlara dair en evvel sordukları sual bu imiş:



- Acaba namaz kılıyorlar mı? derler, namaz kılarsa mutlak emniyet ederler; kılmazsa, ne kadar muktedir olsa nazarlarında müttehemdir.



Bir zaman Beytüşşebab aşairinde isyan vardı. Ben gittim sordum:



-Sebeb nedir?



Dediler ki:

-Kaymakamımız namaz kılmıyordu; öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz? Halbuki bu sözü söyliyenler de namazsız, hem de eşkiya idiler.



5- Enbiyanın ekseri Şarkta ve hükemanın ağlebi Garbda gelmesi kader-i ezelînin bir remzidir ki, şarkı ayağa kaldıracak din ve kalbdir; akıl ve felsefe değildir. Madem şarkı intibaha getirdiniz, fıtratına muvafık bir cereyan veriniz. Yoksa sa'yiniz ya hebaen-mensurâ gider veya sathî kalır.



6- Hasmınız ve İslâmiyet düşmanı İngiliz, dindeki kayıdsızlığınızdan pek fazla istifade ettiler ve ediyorlar. Hattâ diyebilirim ki; Yunan kadar İslâm'a zarar veren, dinde ihmalinizden istifade eden insanlardır. Maslahat-ı İslâmiye ve selâmet-i millet namına bu ihmali, a'male tebdil etmeniz gerektir. Görülüyor ki; İttihadçıların o kadar azm ve sebat ve fedakârlıklarıyla; hattâ İslâm'ın şu intibahına da sebeb oldukları halde, bir kısmı dinde lâübalilik tavrını gösterdikleri için, dâhildeki milletten nefret ve tezyif gördüler. Hariçteki İslâmlar, dindeki ihmallerini görmedikleri için, onlara takdir ve hürmet verdiler ve veriyorlar.



7- Âlem-i küfür bütün vesaitiyle ve medeniyetiyle, felsefesiyle, fünunuyla, misyonerleriyle âlem-i İslâm'a hücum ve maddeten uzun zamandan beri galebe ettikleri halde âlem-i İslâm'a dinen galebe edemedi. Ve dâhilî bütün fırak-ı dâlle-i İslâmiye, birer kemmiye-i kalile-i muzırra suretinde mahkûm kaldığı ve İslâmiyet metanetini ve salabetini sünnet ve cemaatle muhafaza eylediği bir zamanda, lâübaliyane, Avrupa medeniyet-i habisesinden süzülen bir cereyan-ı bid'akârane sinesinde yer tutamaz. Demek âlem-i İslâm içinde mühim ve inkılabvâri bir iş görmek; İslâmiyet'in desatirine inkıyad ile olabilir, başka olamaz. Hem olmamış, olmuş ise çabuk ölüp sönmüş.



8- Za'f-ı dine sebeb olan Avrupa medeniyet-i sefihanesi yırtılmaya yüz tuttuğu bir zamanda ve medeniyet-i Kur'an'ın zaman-ı zuhuru geldiği bir anda, lâkaydane ve ihmalkârane müsbet bir iş görülmez. Menfîce tahribkârane iş ise, bu kadar rahnelere maruz kalan İslâm, zâten muhtaç değildir.



9- Sizin muzafferiyetinizi ve hizmetinizi takdir eden ve sizi seven, cumhur-u mü'minîndir ve bilhassa tabaka-i avamdır ki, sağlam müslümanlardır. Sizi ciddî sever ve tutar ve size minnetdardır ve fedakârlığınızı takdir ederler ve intibaha gelmiş en cesîm ve müdhiş bir kuvveti size takdim ederler. Sizi dahi, evamir-i Kur'aniyeyi imtisâl ile onlara ittisal ve istinad etmeniz, maslahat-ı İslâm namına zarurîdir. Yoksa İslâmiyet'ten tecerrüd eden bedbaht, milliyetsiz, Avrupa meftunu, firenk mukallidlerini avam-ı müslimîne tercih etmek, maslahat-ı İslâm'a münafî olduğundan; âlem-i İslâm nazarını başka tarafa çevirecek ve başkasından istimdad edecektir.



10- Bir yolda dokuz ihtimal-i helâket, tek bir ihtimal-i necat varsa; hayatından vazgeçmiş mecnun bir cesur lâzım ki, o yola sülûk etsin. Şimdi, yirmidört saatten bir saati işgal eden namaz gibi zaruriyat-ı diniyenin imtisalinde yüzde doksan dokuz ihtimal-i necat var; yalnız gaflet, tenbellik haysiyetiyle, bir ihtimal zarar-ı dünyevî olabilir. Halbuki feraizin terkinde, doksan dokuz ihtimal-i zarar var. Yalnız gaflete, dalalete istinad eden tek bir ihtimal-i necat olabilir.



Acaba, dine ve dünyaya zarar olan ihmal ve feraizin terkine ne bahane bulunabilir? Hamiyet nasıl müsaade eder? Bahusus bu mücahidîn kumandanlar ve büyük meclis taklid edilir. Kusurlarını, millet ya taklid veya tenkid edecek. İkisi de zarardır. Demek onlarda hukukullah, hukuk-u ibadı da tazammun ediyor. Sırr-ı tevatür ve icmaı tazammun eden hadsiz ihbaratı ve delaili dinlemeyen ve safsata-i nefis ve vesvese-i şeytandan gelen bir vehmi kabul eden adamlarla, hakikî ve ciddî iş görülmez. Şu inkılab-ı azîmin temel taşları sağlam gerek...



Şu meclisin şahsiyet-i maneviyesi, sahib olduğu kuvvet cihetiyle, mana-yı saltanatı deruhde etmiştir. Eğer şeair-i İslâmiyeyi bizzât imtisal etmek ve ettirmekle mana-yı hilafeti dahi vekaleten deruhde etmezse; hayat için dört şeye muhtaç, fakat an'ane-i müstemirre ile günde lâakall beş defa dine muhtaç olan şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacat-ı ruhiyesini unutmayan milletin hacat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse; bilmecburiye mana-yı hilafeti tamamen kabul ettiğiniz isme ve resme ve lafza verecek ve o manayı idame etmek için kuvveti dahi verecek. Halbuki Meclis elinde bulunmayan ve Meclis tarîkiyle olmayan öyle bir kuvvet, inşikak-ı asâya sebebiyet verecektir. İnşikak-ı asâ ise, وَ اعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا Âyetine zıddır.



Zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer'iyeye daha ziyade muktedirler. Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vezaifini deruhde edebilir. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur. Eğer fena olsa, pek çok fena olur. Ferdin iyiliği de, fenalığı da mahduddur. Cemaatın gayr-ı mahduddur. Harice karşı kazandığınız iyiliği, dâhildeki fenalıkla bozmayınız. Bilirsiniz ki; ebedî düşmanlarınız ve zıdlarınız ve hasımlarınız, İslâm'ın şeairini tahrib ediyorlar. Öyle ise zarurî vazifeniz, şeairi ihya ve muhafaza etmektir. Yoksa şuursuz olarak, şuurlu düşmana yardımdır. Şeairde tehavün, za'f-ı milliyeti gösterir. Za'f ise, düşmanı tevkif etmez, teşci' eder.


حَسْبُنَا اللّهُ وَ نِعْمَ الْوَكِيلُ




Bu meb'usana hitab, namaz kılanlara altmış meb'us daha ilâve eder. Namazgâh olan küçücük odayı, büyük bir odaya tebdil ettirir.



Bu parça meb'uslara ve umum kumandanlara ve ülemalara okutturulmakla, reisle şiddetli bir münakaşaya sebebiyet verir. Bir gün divan-ı riyasette, elli-altmış meb'us içinde, karşılıklı fikir teatisinde, M. Kemal Paşa:



-Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır; sizi, yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dair şeyleri yazdınız, aramıza ihtilaf verdiniz, der. Bu söz üzerine Bediüzzaman, birkaç makul cevabı verdikten sonra, şiddetle ve hiddetle iki parmağını ileri uzatarak:



-Paşa.. paşa! İslâmiyet'te imandan sonra en yüksek hakikat namazdır. Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduddur, der. Fakat Paşa tarziye verir, ilişemez



Âlem-i İslâm'ı alâkadar eden ve bin üçyüz yıllık ümmetin, dehşetli tehlikesinden istiaze ettiği (Allah'a sığındığı) bir zamanı ve fitneyi ateşlendireceklerin kimler olduğunu anlamış bulunuyordu. Bir gün riyaset odasında, M. Kemal Paşa ile iki saat kadar konuştular. İslâm ve Türk düşmanlarının arasında nam kazanmak emeliyle, şeair-i İslâmiyeyi tahrib etmenin, bu millet ve vatan ve Âlem-i İslâm hakkında büyük zarar tevlid edeceğini; eğer bir inkılab yapmak îcab ediyorsa, doğrudan doğruya İslâmiyet'e müteveccihen Kur'an'ın kudsî kanun-u esasîsi noktasından yapmak lâzım geldiği mealinde ihtarlarda bulunur ve şu temsili ders verir. (Mektubat Sahife: 426).




«Meselâ: Ayasofya Camii, ehl-i fazl ve kemalden mübarek ve muhterem zatlarla dolu olduğu bir zamanda, tek-tük sofada ve kapıda haylaz çocuklar ve serseri ahlâksızlar bulunup, camiin pencerelerinin üstünde ve yakınında, ecnebilerin eğlenceperest seyircileri bulunsa; bir adam o camiye girip ve o cemaat içine dahil olsa eğer güzel bir sadâ ile şirin bir tarzda Kur'andan bir aşir okusa; o vakit binler ehl-i hakikatın nazarları ona döner. Hüsn-ü teveccühle, manevî bir dua ile, o adama bir sevab kazandırırlar. Yalnız, haylaz çocukların ve serseri mülhidlerin ve tek-tük ecnebilerin hoşuna gitmeyecek. Eğer o mübarek camiye ve o muazzam cemaat içine o adam girdiği vakit; süflî, edebsizce fuhşa ait şarkıları bağırıp çağırsa, raksedip zıplasa, o vakit haylaz çocukları güldürecek, o serseri ahlâksızları fuhşiyata teşvik ettiği için hoşlarına gidecek; ve İslâmiyetin kusurunu görmekle mütelezziz olan ecnebilerin, istihzakârane tebessümlerini celbedecek. Fakat, umum o muazzam ve mübarek cemaatin bütün efradından bir nazar-ı nefret ve tahkir celbedecektir. Esfel-i safiline sukut derecesinde, nazarlarında alçak görünecektir.

DEVAMI GELECEK 3.Parça.

 
 

(Login biliyorum)
Ateistforum

Deccalci kardeş...

July 27 2004, 6:21 PM 

"Buna örnek olarak Bediuzzaman nın 19 koduyla meşhur olmuş m.kemal hakında, daha onun bu kodu bilinmeden çok önce, nüzülde birinci sırada fakat tertibte kuranın sonundan 19 uncu sıraya konan ve 19 ayetli olan, ve 19 tane oldukları bilinen Zebani kelimesinin tek geçtiği süre olan, Alak süresinin hem tarihi ile hemde manası ile m.kemale bakıyor demesidir."

Seni yakandan paçandan bir tutanmı var da başka birilerinin dedigi gibi düşünmek zorundasın?...

Özgür degil misin?...

Allah'a kul olmayı, kula kul olmakla praktis edenler kimlerdir?...

Şu yukarda sarfettigin cümleyi Kuran'mı demiş?...

Oyalanın bakalım.... Sizi 19 çarpmış!...

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

İsmailademoğlu

July 28 2004, 3:32 AM 


July 20 2004, 11:46 AM yazımı dikkatli oku 5 dk'da kaç tane 19 bulmuşum?En azından ben kendim buldum.O yüzden benim için değerli:)

Eğer dalga geçmiyorsan, yazdıkların bir hezeyandan öteye geçmez.Uzun kopya yazılarını kimse okumaz.İyi bir matematikçiye ,matematik kitabı ver ondan çok iyi aşk romanı yazabilir.

Ancak illaki bu zırvalara inanıyorum,yazacağım dersen;o zaman yeni bir başlık aç orada kendi kendine tatmin ol.Topicin başlığa başını kaldır bir bak,burada ne tatışılıyor?Üstelik insanı dindende soğutuyorsun!

Sonra sifonu çekerlerse, söylemedi deme.


 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Sifonu çeken kendisi için çeker.gözünü kapayan kendine gece eder...

July 29 2004, 1:25 AM 

Burda kemalizmin misyonunun bitip bitmediği tartışılıyor.

bende kurani işaretlerle bittiğini göstermeye çalışıyorum. bunu anlamadığına göre yazımı okumadan beni eleştiriyorsun demektir.

önce adam akıllı oku......

hacı kendi eli ile sifonu kendi için çekti senin haberin yokmu?

selam ile...

ismailademoglu.....

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 29 2004, 3:30 PM 

Bu iletilerin burada kalış nedeni size gösterilen toleransdır. Bunda başka bir hikmet aramayın. Tabii bu arada ne kadar geri bir zihniyeti simgelediğiniz de belli oluyor. Kur'an'dan saçma sapan ayetlerle Atatürkçülüğe katkıda bulunmanız, hem sizin değerlerinizin ne kadar ilkel ve çağ dışı olduğunu gösteriyor, hem de Atatürkçülüğün değerinden hemen hiç kaybetmediğini... Forumu birkaç Nurcu ileti ile daha doldurun.. Belki o zaman hoşgörü sınırımızı aşar, şiddetli bir tepki ile karşılaşırsınız. Belki de kimse size değer ve önem vermez ve iletileriniz asıldıkları yerde, okunmadan kalırlar.. Onları kimsenin okuduğunu sanmıyorum. Hatta sizin bile okuduğunuzdan şüpheliyim. İçeriklerini bilseydiniz belki siz de utanır ve onları bu başlık altında yayınlamazdınız. Belki de yayınlardınız.. Kimbilir? Amacınızı anlamamıza olanak yok.. Çünkü sapıklığın bildiğimiz bir sınırı yok...
 
 
Mantik
(Login mantik)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 30 2004, 1:20 AM 

Bu baslik altinda yazilanlarla ilgili tartismalar cikinca soyle bir goz atmak istedim.

Anlasildigi kadariyla Said-i Nursi Ataturk'un Deccal oldugunu iddia etmis. Tabi bunu anlayabilmek icin o arapcayla karisik yazilari desifre etmek gerekiyor.

Bence cok ciddiye alinacak ithamlar degil. Zaten bir kisi Deccal'e inandiktan sonra su ya da bu kisinin deccal olduguna inanmasi cok kolay. Birakin Ataturk'e olan kinlerini kussunlar birkac cag disi kalmis orumcek kafali. Bunlari problem etmeye degmez.

Bunlari sansurlemek ise, eger burasi bir resmi yayin organi olsaydi, veya bir gazete ya da dergi, vs. belki gerekli kabul edilebilirdi. Fakat burasi internetin ozgur bir fikir ortami. 3-5 orumcek kafali kisi, yazdiklari bu tur seylerle sadece kendi ilkelliklerini sergiliyorlar. Bunlari yazmalarinin sadece kendilerine zarari olur. Igrenc yuzlerini gostermis oluyorlar Ataturk'e kustuklari bu kin ile.

 
 
Hocam
(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 30 2004, 11:03 AM 

Şu 19 çıktı mertlik bozuldu.Carl SAGAN'a bile sayfalarca mektup yazmışlar yanıtı çok kısa ve bilimsel olmuş.''19'u çok keyfikullanmışsınız''

Carl SAGAN'ı büyüklüğünü anlatmama gerek yokt herhalde.Bu konuda bize fazla yorum bırakmamış.


Kaynak''ASAL TARTIŞMA''kitabı,E.Yüksel.İsteyen alır,Carl SAGAN'ın, iki satırlık el yazısını okur...

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

July 31 2004, 7:53 PM 

d) devletçilik: kaynak:

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kemalizm

milletin kurduğu devletin çeşitli görev ve sorumlulukları vardır. bunlardan biride milletin gönencini arttırmaktır.

bilindiği üzere izmir iktisat kongresinde liberal bir ekonomi politikasını ekonomide uygulama kararı alan türkiye, oluşan koşullar içinde devletin ekonomiye müdahale ettiği bir sistem yaratmak durumunda kalmıştır.

bunda temel faktör, türkiye'de yeterli sermaye birikiminin olmaması, liberal bir ekonomi için gereken burjuvazinin henüz oluşmaması ve dünya'da oluşan ekonomik buhrandır.

bu itibarla devletçi bir ekonomik yapıya yönelen türkiye, bayındırlık faaliyetlerini, milli eğitim işlerini, sağlık işlerini, sosyal yardım işlerini ilk etapta eline almış, bu arada fabrikalar, sanayi teşebbüsleri gibi devlet eliyle ekonomik yatırımlarada başlamıştır.

ancak bunlar esasında ferdi temel alan bir düşüncenin imkansızlıklar nedeniyle yapmak durumda olduğu olağanüstü hallerdir. yoksa sermaye birikimi yeterli, modern bir ülkede uygulanması gereksizdir.

bu ekonomik girişimcilik haricinde, devlet, çeşitli alanları özel teşebbüse bırakamaz. bunlar güvenlik, sağlık, eğitim ve adalettir.

devlet ekonomiye de başıboş bırakamaz. düzenleyici bir konumda her daim bulunmak durumundadır.

bu itibarla devletçilik, devletin kamusal çıkarlar nedeniyle çeşitli alanları kendi tekeline alması çeşitli alanları da düzenlemesi ve denetlemesi olarak isimlendirilebilir.


mustafa kemal atatürk'de şöyle diyor:

"Bilinmektedir ki, türkiye cumhuriyeti, demokrasi esasına dayalı bir devlettir. demokrasi ise, esas itibariyla siyasi niteliktedir, fikridir, ferdidir, eşitlikçidir. demokrasinin bu esas noktalarına göre, vatandaşın siyasi hürriyet ve çalışmasını sağlamak ve vatandaşın bilimsel, sosyal, sanat, ahlak gibi fikri sahalarda gelişmesiyle ilgilenmek ve vatandaşın milli egemenliğe, usullere uygun olarak katılma hakkını ve bütün vatandaşların aynı siyasi haklara sahip olmalarını sağlamaktan ibaret olan noktalar, devletin vatandaşa karşı başlıca vazifelerindendir. o halde demokrasi esasına dayalı bir devlet, bir sosyal ardım sistemi veyahut bir ekonomik teşkilat sistemi değildir. bunun için, bu sahalara ait işlere devletin karışmaması, bütün buna benzer işleri kişilere veya kişilerden oluşan şirketlere bırakması mümkündür. bu imkanın derecesini anlamak için, devletin millete ve memlekete karşı, yerine getirmeye mecbur olduğu birinci derecedeki vazifelerin, ikinci derecede görülen vazifelerle ilişki ve bağıntılarını düşünmek lazımdır."


"Turkiyenin tatbik ettigi devletcilik sistemi 19.uncu yuzyildan beri sosyalizm teorisyenlerinin ileri surdukleri fikirlerden alinarak tercume edilmis bir sistem degildir. turkiyenin ihtiyaclarindan dogmus, turkiyeye ozgu bir sistemdir.

Devletciligin bizce anlamı sudur: kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin butun ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket ekonomisi için gerekli şeyleri yapmak"



Devam edecek...






 
 
Hocam
(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 9 2004, 2:47 PM 

Sevgili Hacı,

Bu topic gerçekten kitap gibi oldu.Yukarıda da bahsettiğimiz gibi;Zaten Atatürk'ün getirdiği Cumhuriyet ,kendini çağın gereksinmelerine göre yenileyen,asla statik-durağan olmayan oldukça dinamik bir yapıdadır.

Amiyane tabirle Çanakkale,Kurtuluş savaşlarında Atatürk Avrupa birliğinden mi?Yoksa Cumhuriyetin ilk yıllarında serbest piyasa ekonomisi,Liberalizmden...ve zengin yerli yatırımcıdan mı söz edecekti?


 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 9 2004, 3:11 PM 

e) laiklik

Egemen olan millettir dedik, millet egemenliğini çeşitli kurum ve kuruluşlarla kullanır dedik, milletin çeşitli kimselerden oluşan ortak bir kültüre sahip insan topluluğu olduğunu, söyleyip, halkın bu milletin belirli bir zamanda ki görüntüsü olduğunu da ifade ettik.

Milli egemenliğin zorunlu anlayışı olan farklılıklara tahammül gösteren ve çeşitli ırk ve dinlerden mürekkep insanları içinde barındıran milletin egemenliğini daim kılacak yolun ise demokrasi olduğunu anladık.

Şimdi böyle bir millete belirli bir din'in tahakkümünü sunabilir miyiz? veya bireylere devletin belirli bir dini algılayışını zorla dikte ettirebilir miyiz?

Bu egemenliğine sahip, cumhuriyetçi bir millette gözlenebilir mi?

Hayır.

o halde, burada laiklik cumhuriyetin zorunlu sonucudur. madem halkçıyız, madem milliyetçiyiz, madem cumhuriyetçiyiz o zaman aynı zamanda laikte olmak zorundayız.

Laiklik ne demektir?

Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılması yani belirli bir dinin ve bu dinin algılayışının tüm millete tahakkümünün engellenmesi, hukukun insan aklınca biçimlenmesi, demokratik, hürriyetçi ilkelerin herkese eşit derece uygulanması demektır.
ancak yalnız bu demek değildir.

Atatürk açıklıyor:

"Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir."

"Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. hiçbir kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz."

"Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapsını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka bir şey değildir."

"Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. yani, ibadet hürriyeti vardır. tabiatiyle ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde yapılamaz."

f) devrimcilik

Türk devrimi büyük bir devrimdir. bir ümmeti alıp bir millet kılmıştır. laiklik, demokrasi, cumhuriyet gibi kazanımlarının yanı sıra, bağımsızlığını koruyacak temel organları getirmiş, hür bir millet doğurmuştur.

Bu itibarla devrimciler bunlara sahip çıkmalıdırlar.

Bu kadarda değil, türk devrimi durmuş değildir, sürmelidir, sürecektir, çünkü Atatürk'ün ifadesiyle "durmak demek yenilmek demek, yenilmek demek yok olmak demektir."

Yani belirli bir tabu tanımamaktayız, çağın gerekleri, akıl ile izan, ilim ve fen neyi gerektiriyorsa onu yapmakla yükümlüyüz.

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 9 2004, 3:38 PM 

Görüldüğü üzere Atatürkçülük hala sağdır ve salimdir. İlkeler sağlamdır. Çağdaştır. Bundan bin yıl sonra da değerlerinden bir şey kaybetmeyeceklerdir. Devletçilik yerini başka bir ekonomik sisteme terkedebilir. Kapital birikimi devletçiliğin ekonomik önemini azaltabilir. Ama diğer kavramların başka değerlerle yer değiştirmesi demek, TC'nin yok olması demektir. Ayrıca devletçilik hükümetlerin Türk piyasasını ve Türk ekonomik sistemini denetleyen bir ilke olarak kalması şeklinde yorumlanabilir.
Atatürk'in devrimlerinin üzerinden 80 yıl geçmiştir. Bu devrimler hala sıcaktır. Batı ülkeleri bu ilke üzerine kurulmuş toplumlardan oluşmuşlardır. Bu devrimler İkinci Dünya Savaşından önce ortaya atılmışlardır. İkinci dünya savaşından çıkan Batı ülkeleri çeşitli isimler altında benzer ilkeleri ve diğerlerini benimsemişlerdir. Atatürkçülük günümüzde yetersiz kalıyor olabilir. Ama bu demek değildir ki Atatürkçülük misyonunu doldurmuş bir harekettir. Atatürkçülük minumun bir düzeyi simgeleyen bir harekettir. Maalesef TC bu hareket üzerine yeni ilkeler eklemede başarısız kalmıştır. Kısır çekişmeler ve yanlış uygulanan politikalar, TC'nin hızla kalkınmasını ve bir dünya gücü olarak ayakları üzerinde dikilmesini geciktirmiştir. Benim gözümde Atatürkçülüğü reddeden her Türk ya cahildir ya da vatan haini..

Hocam ilginç bir noktaya değinmiş..

Amiyane tabirle Çanakkale,Kurtuluş savaşlarında Atatürk Avrupa birliğinden mi?Yoksa Cumhuriyetin ilk yıllarında serbest piyasa ekonomisi,Liberalizmden...ve zengin yerli yatırımcıdan mı söz edecekti?

Elbette zamanında böyle kurumlar yoktu. Komünizm vardı ve Atatürk onu reddetti. Faşizm ve Nazizm vardı. Atatürk onlarlı da şiddetle reddetti. Şeriat sapıklığını ve İslam'ı da zaten reddetmişti. Yurtta sulh, cihanda sulk ilkesini ortaya atmıştı. TC son derece saygın bir devlet olmuştu. Birleşmiş Milletlerin öncüsü olan kurum (league of Nations) bizi katılmaya davet etmişti. Almanya'nın o kuruma girmesi yasaklanmıştı. Halkçılık, devletçilik, milliyetçilik ve devrimcilik ilkeleri komünizmden çok daha güçlü ve adil bir rejimin öğesiydiler. Maalesef Türkiye'de eğitime gereken önem verilmedi. Köy enstitülerinin önemi yeterince değerlendirilemedi.. Yine de ilerledik.. Ama bütün potansiyelimize ulaşmamız mümkün olmadı. Türk halkı hala ahlaksız politikacıların elinde büyük sıkıntılar çekmektedir. Onların yüzünden İslam'a sığınmaya ve ondan medet ummaya başlayan Türk halkını ben suçlayamıyorum. Onlara liderlik yapacak olan aydın politikacıların hepsi fos çıktı. Hiç biri Müslüman Türk halkını anlamadı ve anlamak da istemedi. Demokrasi ve insan hakları, hatta özgürlük onlara tepeden empoze edilmeye çalışıldı. Halk kendini hep baskı altında hissetti. Bu acıklı durum hala devam ediyor..

Türkiye'de suçlanacak bir zümre varsa o cahil ve Müslüman Türk halkı değildir.
Ahlaksız politikacılar ve onların uşaklarıdır.

Hacı böyle düşünüyor..

Selamlar

HACI

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 13 2004, 9:49 PM 

Bu bilge topic, genel istek üzerine, yine yukarılara taşınmayı hak etti.
 
 

(Login atheos)

aslında...

August 14 2004, 1:17 PM 

ben bir tartısmayı kapatmadan konudan cekilmem benim yazımdn sonra buranın kapandıgını sanmıstım.Devam edelim bari....
Hacıı senin kamalizmi sol olarak gormen buyuk bir yanlış cunku kamalizmin tamamı sağdır.Tum anlayısları bu yazıda laikliği ele alacağım
LAİKLİK -KAMALİZM
kamalizm laik deildir.İlahiyat fakulteleri TBMM ye sokulmasına izin verilen asırı dinci partiler[akape saadet fazilet refah milli selamat ] bunların tumu kamalizmin temelleri uzerinde oturan TCnin ozellikleridir.
kamalistler laik olduklarını soylerler.Dine inanırlar hem cogunlugu athaist felande deildirler deisttirler.kamalislter hiç bir zaman dini siyasetten ayrı tutmayı becerememişlerdir.Bazı kamalist kılıflı marxistler vardır onlar dini yok etmeyi amaclayabilirler.Ama karsımda kamlizmle laikliği bagdaştırma.Hemde CHp donemlerinde İmam hatip L. nin devlete baglı kuran kurslarının acık oldugu nu gore gore.Camilere hiç girmeyelim laik bir devlette cami de olmamalıdır.
ATHEOS

 
 

(Login atheos)

üffff demokrasiymiş devrimmiş ulan sizden iyi faşist mi var...

August 14 2004, 1:19 PM 

DEMOKRASİ ve KAMALİZM
evet kamalistlerin ozelliklede pkk kurt ulusal kurtuluş cephesine bakıs acıları EM.HAŞ.PE gibi faşistbir partiden farksızdır.kalkıp devrimcileri proletaryacıları somurup buyuk bir somuru duzeni kapitalizmi savunup karsımda demokrasiden devrimcilikten ilericilikten bahsetmeyin.Sizde seriatcılargibi kendi dininiz kamalizmde tutucu yobaz gerici aptal ve sıgır kafalısınız sizden ne devrimci olur ne solcu
ATHEOS

 
 

(Login atheos)

kamalizm...

August 14 2004, 1:20 PM 

kendi doneminde guzel bir uygulamayla osmanliyı ileriye tasıyıp TC yi kurmustur.Donemin ilericisidir ancak simdiye gore helede bize gore tam bir gerici.
ATHEOS

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 18 2004, 1:29 AM 

İNSAN HAKLARI

Yakın zamanda okuduğum Prof.Dr.Anıl Çeçen’in aynı adlı eserinde,

İnsan haklarının genel boyutları ile beraber;demokrasi,devlet,kültür ve hukuk gibi genel kavramlar açısından da sorunu ele almakta ve kurumsal irdemelerle konuya açıklık kazandırmaya çalışmaktadır.Yerli kaynakların yanı sıra önemli yabancı eserlerin de değerlendirdiği yapıtında,ülkemizdeki insan hakları savaşımına da bilimsel katkı sağlamaktadır.

Gelişmiş Batı medeniyetlerine kıyasla geri kalmış ANAYASA ya sahip ülkemizde uzun süredir büyük bir insan hakları savaşımı verilmektedir.Mustafa Kemal’in ülkemiz için tek hedef olarak gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamız(ve hatta onları geçmemiz) ve uygar uluslar tokluluğunun onurlu bir üyesi olabilmemiz için Anayasa ve Hukuk düzenimizdeki sınırlamaların kaldırılması ve çağımızın ileri ülkeleri düzeyinde yeni bir hukuk düzenine ulaşmamız gerekmektedir.Nitekim, batı ülkelerinde,ülkemiz hakkında sürekli olarak gündeme getirilen insan hakları tartışmasını da son noktayı koymalıyız..

İlave


''Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.''M.K.Atatürk

Diyerek topu bize atmıştır.Bundan sonra, hata varsa bize aittir.

Fransız,İtalya ve İsviçre...vs gibi batı Demokrasileri bizden çok yaşlı ve deneyimli demokrasilerdir.İlk Kuvai milliye ruhu ile,1877’de 1.Meşrutiyet 30 sene sonra 2.Meşrutiyetle filizlenen ve Atatürk Cumhuriyeti ile kişilik bulan demokrasimiz daha çok çok gençtir.Onlardan aldığımız medeni kanunlara bu gün bile yobazlar itiraz etmektedir.Kaldı ki İsviçre’den bile çok önce(1934)kadına seçilme hakkı tanıyarak(*) yanılmıyorsam 14 kadın vekil ile tarihimizin ,bu konuda,rekoru kırıldı...1920(3)-1938 geçiş dönemi ve abartılı genç ve deneyimsiz olmasına rağmen....Ama bunlarla övünmeyi bırakalım 1938’den sonraki duruma bakalım...


(*)Kadınlar, ilk olarak 1933 yılında belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı aldılar. 1935 araseçimleri, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk seçim oldu. Bu dönemde 24 kadın TBMM'ye girdi. Kadına seçme ve seçilme hakkı veren ilk ülkelerden Türkiye'de halihazırda TBMM'de kadın oranı yüzde 2.6, Aynı oran Uganda'da yüzde 17.4, Güney Afrika'da yüzde 25, Meksika'da yüzde 14, İsveç'te 40.4, Polonya'da yüzde 13, Mozambik'te ise yüzde 25. Kadınlar, bu haklarını Fransa'da 1944'de, Yunanistan'da 1952'de,
İsviçre'de ise 1971 yılında elde etmişti.

 
 

(Login atheos)

devrimcilerle kamalistler uzlaşamaz...

August 18 2004, 12:37 PM 

Ulan devrimcilerle egemen kamalistler ugrassa daha niye devrimcilik olsun ki demekki işin içinde bir faşizm var..
ATHEOS

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 27 2004, 1:50 AM 

Başlıga farklı bir bakış açısı getirmek maksadıyla;Bir kaç sayfa eklemek istiyorum

Mustafa Kemal 1908 yılında Suriye’de iken çevresindekilere ‘’Arkadaşlar,ben namuslu bir askerim,benimle arkadaş olmak isteyenlerin de namuslu olmaları şayandır’’ demiş ve ‘’Ben yarının adamı olmak istiyorum’’(1)diye ilave etmiştir.Atatürk’ü yarınlara taşıyan,yarının adamı yapan onun yüksek insani özellikleri olmuştur.

Mustafa Kemal Paşa 5 Temmuz 1919 da Erzurum’a gelişinden birkaç gün sonra bir sohbet esnasında kendisine,bir ajans haberi olarak İstanbul hükümeti tarafından Erzurum’a Vali atandığı bildiriliyordu.Bu haber üzerine Mustafa Kemal Paşa’yı düşünceli gören bir delegenin ‘’Paşam üzülmeyin,gerekirse Kop dağında temizlenir’’ sözü karşısında Paşa sert ve kızgın şekilde ‘’Siz ne diyorsunuz,yol keserek adam mı vuracağız.Bu memlekette hükümsüz vatandaş öldürülemez.Vatandaş ancak mahkeme kararıyla cezalandırılır.Devlet adamının böyle düşünmesi gerekir’’ cevabını vermiştir.Atatürk ilk defa Hukuk Devleti anlayışını bu sözleriyle belirlemiş ve yarattığı Cumhuriyet rejimini de bu anlayış içinde yüceltmiştir.(2)

1-İNAN Afet,Vatan ve Hürriyet.Belleten Cilt I Sayı 2,1932 s.290-309;Afet İnan.Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler.3.Bsk.Ankara 1981 s,41-51

2.ARIBURNU Kemal.Sivas Kongresi((Samsun’dan Ankara’ya kadar olaylar ve Anılarla)Atatürk Araştırma Merkezi yayını.Ankara 1992 s.4


 
 

(Login promaster)
Ateistforum

Ataturkculuk Evrenseldir ve Yasayacaktir

August 27 2004, 1:27 PM 

Nedir Ataturkculuk?

Devrimcilik mi?

Halkcilik mi?

Ulusculuk mu?

Laiklik mi?

Cumhuriyetcilik mi?

Cagdaslik mi?

Butun bu kavarmalar evet diyorsaniz ,soyleyebilirmisiniz bunlarin hangisi Ataturkun icadi?

Bunlarin tumu de insanligin ortak degerleri degil mi? ve bunlarin hepsi de bu gun bile vazgecilmez degiller mi?

Ataturkculuk bir doktrin degildir.

Ataturkun "dayatmasi" olarak topluma kazandirilan bu degerlerle yeni yuzlesen padisah yalamalari ve onlarin eteklerinde gezen dinsel tufeyli takimi elbete karsi cikacakti bu "evrensel" degerlere.

cıkar meselesi...


Ben de ne yazik ki sapima kadar Ataturkcuyum.Hatta Kemalistim.

Ne yazik ki diyorum cunki Ataturk henuz asilamadi da ondan.

Ataturkcu olmayacaktık da neci olacaktik?

Erbakanci mi?

Turkesci mi?

Saidci mi?

Lenin ci mi?

Oncekileri s.ktir edin de Lenine bakalim, Marksist olmak baska bir seydir Leninist olmak baska.

Marx evrenseldir,ama Lenin yereldir,evrensel degildir.
Leninizm,Marxizmin Rusya versiyonudur.Maoizm de yereldir,cunki Rusyanin kosullari ile Cinin kosullari hicbir zaman Marxizmin kosullari ile ortusmemis kendi kosullari icinde bicimlenmistir.Marksizmde koyluye bicilmis bir rol yoktur.Koyluden hicbir izm icinde bir bok olmaz da ondan.Bu yuzden Turk toplumu da Marksist olamaz daha.Hala inanciyla ,gelenekleri ile saf kan koyludur de ondan.

Ataturkculuk evrenseldir.

Cumhuriyet,ummet toplumlarinin,suru toplumlarinin dusudur.

Devrimcilik,kokusmus toplumlari aritacak bir panzehirdir.

Laiklik,yaratici potansiyeli olan insan beynine tutulan bir isik huzmesidir.

Halkcilik ezilen halklarin umududur.

Devletcilik kollektif kalkinmayi esitligi,paylasimcılıgı,katilimciligi,ulusal bilinci gelistiren bir degerdir.


Ulusculuk,yurt ve ulus sevgisinin temel tasidir.

Soylermisiniz bunlardan hangisi kotdur.




Sorun sanildigi gibi Ataturkculuk degil,bizzat Ataturk'un kendisidir.



1920 oncesi Turkiyenin gaflet,dalalet ve hıyanet icinde olan Emperyalizmin besleme usaklari,İngiliz muhipleri cemiyeti uyelerinin gunumuze uzanmis tohumlari elbette 18-19 hesabi yapip Aralik ayi AB gorusmelerini 19 araliga cekmek icin Papanin bile dumura ugramis s.kini yalayacaklardir.

Biz onlarin mayalarini biliriz....

Ataturkculuk dunya durdukca yasayacaktir,yasatacagiz......

Pratigi kolaydir,

once dinsel melanet yuvalarini ortadan kaldiracaksiniz,onun resmi yazisini da yasaklayacaksiniz,kiligini da parcalayacaksiniz,surunun dis gorunumunu cagdas insana benzettikten sonra beynine bir laik pencere acip isik almasini saglayacaksiniz,ve kıcini kibleye cevirdikten sonra yeni kabesini isaret edeceksiniz...

-cagdas uygarlik duzeyi.

iste Ataturkculuk budur.

kotumu?

kotu diyorsaniz,

kollayin gotu.......


 
 
kitapsiz
(Login kitapsiz)
Ateistforum

ALI OKTAY BU YAZIYI BEN YAZMISTIM. SEN BENDEN CALMISTIN! ITIRAF ET!

August 27 2004, 2:17 PM 

BES YILDIZ

 
 
ali oktay
(Login promaster)
Ateistforum

sevgili kitapsiz

August 27 2004, 3:25 PM 

İtiraf!!!

sevgilerle...

 
 
atheos
(Login atheos)

ali oktay...

August 28 2004, 12:56 PM 

yazdığın yazıdan sonra cevaplar ardı ardına sıralanınca sana acıdım(bu biraz ser oluyor ama boyle..)
ve adrenalin im fırladı birden.
şimdi senin bilgi duzeyindeki lenincilik ve marksçılık arasındaki lintiyi göremeyecek kadar az ve bilgisiz oldugunu gösterelim

demişsinki
Marx evrenseldir,ama Lenin yereldir,evrensel degildir.
Leninizm,Marxizmin Rusya versiyonudur.
c-1:Ee benim onceki yazılarımı oku bakim demiyor muyum leninizm marksizmin rusya nın özel şartlarına uygulanmasıdır.Kaçıncı yazışım bu...AMa biraz derinlik getir.Leninizm rusya deil aynı zamanda tum ortadoğu ulkeleri için de geçerlidir ve uygulama olanagı vardır.
SSCB buna dahildir.Tc de buna dahil olabilir.Yani sadece rusya değil ortadoğu ulkeleridir.bund azerbaycan var rusyada var kazakistan da var gurcistanda var TC de var.


öncekileri siktir etmen guzel bir tavırdı.

gelelim ataturkçuluğuna
ataturkçuluk adını verdiğin o ilkeler ilkokul bebelerinin kapasitesinin alabileceği bişey ki ilkokul da eğitiyorlar.Bu kadar kısıtlı ve aptalca.Sen git lenin inkini bir sor bakalım bir muhendis adam akıllıbiliyor mu?
ATHEOS


 
 
atheos
(Login atheos)

6 ok faşizmin belgesidir.

August 28 2004, 1:01 PM 

Ataturk ne yapmaya çalıştı.Doktrin kurmadı öylemi yapmaya kemalizme ne demeli.Yahu guldurmeyin beni gidin adam akıllı ugraşın sunlarla.Atturk tam anlamıyla faşist değildi ama faşistti.Bir milliyetçi diğer toplumları adam gibi görmeyen hitlerin 3. dereceden bir versyonudur.Sen sınıf çelişkilerini bile anlammışsın Tc deki durumu kestiremiyorsun bu arada mesleğin ne siyaset bilimci misin İşçi partili bir MİT uyesi mi?Bunlara yakınsında doğal tabii.Sanırım senin Mİtle baglantın var.Ben adamı yazdıklarından anında anlarım.İp lileri de Her 1 mayıs kutlamaların da iyi bir döveriz haberin olsun.Yani kısacası düşmanlarımızdan biridir.(ustune alınma değilsen onemli değil dostum)
ATHEOS

 
 
atheos
(Login atheos)

azgın faşistler

August 28 2004, 1:07 PM 

GLELİM ATATURKÇULUĞE BUNU DEFALARCA KEZ YAZDIM AMA GENE YAZAYIM

ATATURKÇU FİKRİN HALKÇILIĞI
Evet toplumda burjuva ve proletarya arasındaki ezme ezilme ilişkilerini devam ettiren bir devlet amaçlarlar.onlar için fikirler sol değil batıya özenti soldur.Ne yazıkkı ataturkçu partiler iktidar oldugunda hep devlet sönüşe geçer.Ekonomik krizler başlar vs.....Kendini sosyalist sanan dangalak ECEVİT bunun bir örneğidir.

ATATURKÇU FİKRİN DEVRİMCİLİĞİ
Ataturk toplumsal fkirlerin ve yönetimi değişmemesi yolunda(halbuki toplumlar surekli değişir)zorlama yapmıştır.Dahası toplumsal çelişkileri devrimlerle çözmeye değil çelişki yaratmaya neden olmuştur.

ATATURKÇU FİKRİN İNANÇLARI
bizim kendini kemalist ilan eden akıllılar atatukun musluman oldugunu kabl etmek istemezler.Ataturk meclise yobaz takımını milletvekili diye surmuş din okulları açtırmış tam anlamıyla bizim gözümüzde bir yobazdır.Başka bir isim takmıyorum.onun tk ilericiğini bilim ve taknology e verdiği öneme baglar ve o yonunu severim.
Dahası ardından gelenler ilahiyet fakultelerini kapattırmamış ataturkçuler faşistbir partininde serbest iktidar olabilmesini bırakmış ama TKp nin yasadışı olmasını ilan etmiş onu engellemek için ellerinden gleni yapmıştır bu yobazlar...

devam edecek...
ATHEOS

 
 
atheos
(Login atheos)

ataturk uzerine yapılan sözler...

August 28 2004, 1:10 PM 

arap ogul yavelrini aldı milletime soktular diyerek kurana düşmenlık beslediği dogrumudur bu ve bunun tarzında çoğu seyi gunumuz sosyal şovenist kemalistler yapmaktadırlar.Böyle sözler tamamen uydurmatik..
ATHEOS

 
 
kitapsiz
(Login kitapsiz)
Ateistforum

atheos gene DOLDURMUSSUN!!!!

August 28 2004, 1:35 PM 

BENDEN SANA BIR ÖNERI: kürdistan baslikli bir topik ac. orhan11 sana özerklik versin. sen orada kendi kendine, ateist forumun bir kösesinde özerk özerk yasa git.
hem simdilik ufakta olsa bir kürditaniniz olur. hemde kürditanin bi delisi...

 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 28 2004, 2:03 PM 

Atatürk'ün değerini her geçen gün biraz daha takdir ediyorum..
Çünkü Atatürk her türlü sapık ideoloji tarafından alabildiğine eleştiriliyor.
Yalnız sağdan gelen tekbir sesleri değil, sol kökenli yaygaralar da Atatürkçülüğe saldırıyor..

Yaw Atatürk.. Sen ne büyük bir lidermişsın.. Helal olsun sana..

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

August 28 2004, 6:41 PM 

''Yaw Atatürk.. Sen ne büyük bir lidermişsın.. Helal olsun sana..''

İllaki bende katılıyorum.

Kitap okudukça, geliştikçe ,büyüdükçe...olayı daha iyi kavrıyorum.


Hayranlıklarımla.Hocam

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

August 27 2004, 1:50 AM 'in devamı

August 29 2004, 12:15 AM 


Atatürk 2 Eylül 1919’da Erzurum’dan Sivas’a gelir.İttihad ve Terakki Cemiyeti Reisinden kendisine yardım edecek bir kişi ister.Lisenin idari işlerinde vazifeli bir memur olan Hacı Derviş,Atatürk’ün hizmetine verilir.

Atatürk pantolonunun cebinden örme bir para kesesi çıkartıp,bütün paralarını oradaki masanın üzerine döker.

‘’Al bunları,çarşıya git,bana çok büyük bir hesap defteri al gel’’ der.

Hacı Derviş,hemen çarşıya gider,dükkan dükkan dolaşır,sonunda Balkan Harbinde bir manifaturacının İstanbul’dan getirip kullanmadığı defteri alarak,koltuğunda defterle liseye döner. Mustafa Kemal kendisine bütün masrafları kuruşu kuruşuna bu deftere yazmasını söyler.

Heyecanı geçtikten sonra Hacı Derviş, Atatürk’e ‘’Paşam bu hengamede senden kim hesap sorabilir?’’.

Atatürk,

‘’Çocuk,bir gün gelir,millet benden ve başkasından da tek tek hesap sorar’’der.(3)*

Görüldüğü gibi milli mücadele ADALET ve DÜRÜSTLÜK prensipleriyle başlamış 23 Nisan 1920 de Ankara’da T.B.M.M’ in açılması yani MİLLİ EGEMENLİK prensibi içinde bağımsızlık kazanılmış ve 29 Ekim 1923 de Cumhuriyetin ilanı ve yapılan Türk İnkılapları ile (Atatürk’ün kendisi Atatürk İnkılapları denmesini istemez, Türk İnkılapları derdi)çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atılmıştı.Adalet,dürüstlük,Milli Egemenlik yanında en önemli prensiplerden biri ŞEFFAFLIK ve AÇIKLIK prensipleri olmuştu.

*3-ELÇİN Şükrü,Hacı Dervişten duyduklarım.Erdem Cilt,4,sayı 12 Eylül 1988 s,879-880

 
 
atheos
(Login atheos)

yanıtlar-1-

August 29 2004, 1:24 PM 

öncelikle baklaım kitapsız ın her zamanki havadan sudan soğuk esprilerine...
gelelim hacı ya

Atatürk'ün değerini her geçen gün biraz daha takdir ediyorum..
Çünkü Atatürk her türlü sapık ideoloji tarafından alabildiğine eleştiriliyor.
Yalnız sağdan gelen tekbir sesleri değil, sol kökenli yaygaralar da Atatürkçülüğe saldırıyor..

c-1:Eleştiriyoruz ama kimin sağık ve dengesiz ideolojiye sahip oldugunu ortadadır MK.Turk un ne oldugu belirsizdir ilericiyim der ters hareket yapar dini sevmem der camide hutbe verir aslında dengesiz tavırlar goruyorum hadi o kendine göre doğru anlaşılır ve belkidebiim anlamadıgımız bir fikir yaşıyordu ya size ne demeli Tc üzerinde sizden dev bir dengesiz lavuk kitle göremiyorum.Ne yaptıgınız belirsiz sizin siz solu dine cephe alma olarak goruyorsunuz bize gore o solun en ufak bir kısmıdır bizde sayısız ekonoimk görüş hakimdir dialektikler felsefeler uygulamalar çelişkiler...kısacası komuni<zmin ve açıklamlarının fikrinin ve tarihsel açıklamalarının tumu beyin ister kemalizm ise IQ seviyesi 24 olan ilkokul çocuklarının bile anlayacağı kadar basit bir 6 ok eğitimidir.ilkokullarda verilir ya)
----------------------------------------------
''Yaw Atatürk.. Sen ne büyük bir lidermişsın.. Helal olsun sana..''

İllaki bende katılıyorum.

Kitap okudukça, geliştikçe ,büyüdükçe...olayı daha iyi kavrıyorum.


Hayranlıklarımla.Hocam

c-3:Hoca efendi birazda bizim kitapları okusan diyorum tutuculuk ve önyargı gösterme faşsitlikte yapma
saygılarla
-------------------------------------------
ATHEOS

 
 
atheos
(Login atheos)

ataturkçuluk öldü?_

August 29 2004, 1:32 PM 

marx çılar ilerleyin doğu TURK toprakları sizindir!!!!!!!!!
ATHEOS

 
 
orhan11
(Login editor.)
Forum Owner

atheos

August 29 2004, 2:15 PM 

""marx çılar ilerleyin doğu TURK toprakları sizindir!!!!!!!!!""

Bu sozleri duyunca aklima "Turancilar" geldi.

Yaw sahiden! Turancilar ne diyordu?




 
 
kitapsiz
(Login kitapsiz)
Ateistforum

ben bu atheosa bir saksi torpach, bir sürü yesil yarpach verdim yetmemis..

August 31 2004, 1:18 PM 

öteki arkadaslarda versinler biraz! yazik ya...
 
 
Hocam
(Login Hocam..)
Ateistforum

En Çok Eleştirilen Devletçilik İlkesine tekrar bakış

September 7 2004, 9:35 AM 

Devletçilik

Atatürk ilkelerinde devletçilik anlayışı; milli birliğin ve beraberliğin oluşturulması yönünde, ahlaki, sosyal ve milli bir durum arzader. Bu durumu Atatürk, şöyle belirtmiştir:

"Milli gelirin tevziinde (dağılımında) daha mükemmel bir adalet ve emek sarfedenlerin daha yüksek refahı, milli birliğin muhafazası için şarttır. Bu şartı daima gözönünde tutmak, milli birliğin mümessili olan devletin mühim vazifesidir." 1

Uygulanmış olan devletçilik prensibi, komünist rejimlerdeki gibi özel sektörü yok edici, hür teşebbüsü engelleyen bir anlayış içermez. Atatürk, bu farklı anlayışı, Medeni Bilgiler kitabında şu şekilde belirtmiştir:

"Bizim takibini muvafık (uygun) gördüğümüz "devletçilik"prensibi bütün istihsal (üretim) ve tevzi (dağıtım) vasıtalarını fertlerden alarak milleti büsbütün başka esaslar dahilinde tanzim etmek gayesini takip eden ve hususi ve ferdi iktisadi teşebbüs ve faaliyetlerine meydan bırakmayan sosyalizm prensibine müstenit (dayalı) kollektivizm yahut komünizm gibi bir sistem değildir." 2


Alpullu Şeker Fabrikası
Atatürk'ün uyguladığı devletçilik sistemi, Türkiye'nin şartlarında doğmuştur; Türk Milletinin karakterine uygun bir sistemdir.

"Türkiye'nin tatbik ettiği devletçilik sistemi, 19 .asırdan beri sosyalizm teorisyenlerinin ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu Türkiye'nin şartlarından doğmuş Türkiye'ye has bir sistemdir. Devletçiliğin bizce anlamı şudur; Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve çok şeyler yapılmadığı göz önünde tutarak, memleket ekonomisini devletin eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatanında asırlardan beri şahsi ve özel teşebbüslerle yapılamamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi; ve kısa zamanda yapmayı başardı. Bizim takip ettiğimiz bu yol, görüldüğü gibi liberalizmden başka bir yoldur." 3

Devletçilik ilkesiyle devlet; ülkenin birlik ve beraberliği için her türlü çalışmayı yapmak ve yaptırmakla mükellef kılınmıştır. Atatürk bu mükellefiyeti, yine kendi el yazılarında şöyle belirtmiştir:

"Milli gelirin dağılımında, daha mükemmel bir adalet vermek sarf edenlere daha yüksek refah sağlanması, milli birliğin korunması için şarttır. Bu şartı daima göz önünde tutmak, milli birliğin temsilcisi olan devletin önemli vazifesidir..

Halkın menfaatine hizmet eden müesseselerin, çoğaltılması devletin ehemmiyetle göz önünde tutacağı bir meseledir. Bu sayede sırf menfaatperest faaliyetler tahdit olunur. Bu hal vatandaşlar arasındaki ahlaki tesanüdün inkişafına yardım eden mühim bir amildir. Memlekette her nevi istihsalin (üretim) ziyadeleşmesi için, ferdi teşebbüsün devletçe elzem olduğunu ehemmiyetle kaydettikten sonra beyan etmeliyim ki "devlet ve özel teşebbüs birbirine karşı değil, birbirinin tamamlayıcısıdır." 4



1.Afet İnan, Medeni bilgiler ve M.K. Atatürk'ün El Yazıları, s.48
2. A.g.e., s.49
3. Sümerbank Dergisi, cilt III, sayı 29, s.138, 1963, Uluğ İğdemir
4. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk'ün El Yazıları, s.444

 
 
atheos
(Login atheos)

hoca efendi...

September 7 2004, 1:24 PM 

sen bırak ilkokul bebleri gibi 6 oku sayıklamayı bular bitti artık klasik oldu yakında bunlar hiphop musiclerinde kullanılacak belki de.devletçiliği siktir et hele oburlerini boşver aynı seyleri bi daha bi daha farklı arklı kelimeler kullanıp yazmayın komik duruma dusuyorsunuz.dediğim gibi bunlar çok komik şeyler.zaten bu 6 ok avrupali ulkelerin oklarıdır mKTUrk bular Chp nin bayragına geçirmiştir.en çok eleştirilen şeymiş devletçilik ulan guldurme beni bırka siktir et bunlar hava kemalizmin 6 oktan başka ne haltı var bir saysana kemalizmin ana anlamı şudur
'turk millletini daha bilimsel cagdaş ve avrupalı bir hala sokmaktır' yai bu ne bir ekonomik anlayış ne bir duzenleme ne bir felsefe körce avrupaya aşık olmuş bir osmanlı komutanının hansinasyonları
ATHEOS

 
 
kitapsiz
(Login kitapsiz)
Ateistforum

hoca efendi, bu yazdiklarinin modasi gecti. simdi moda

September 7 2004, 1:35 PM 

TÜRK okullarina okuyup, TÜRK vataninda yasayip, TÜRK ekmegini yedikten sonra dönüp yasadigin ve beslendigin yere diskini birakmaktir!
yarin tekrar ayni yerden yiyebilesin diye!!
hijyenik yani..
vatan hainliginin ve sizofren kisiligin geregi budur..

tanrollos martavalos ne dedigini ne yedigini bilmezolos

 
 
ali oktay
(Login promaster)
Ateistforum

orhan11

September 7 2004, 3:11 PM 

Eskiden bizim bir Provakatorumuz vardi Bu AT-HEle bir-OSuruk la akrabaligi var mi?
 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

September 7 2004, 3:27 PM 

6. ok senin okundu Ato, ben ona sahip
çıktım ,sen yazıyı okumadan yorum yazmışsın
yine.Üstelik Özel teşebbüs artık Rusya da
Türklerden daha fazla...

Sende artık "perestroyka" ve "glastnost"
diyecek misin?

 
 
Serkan
(Login Serkann)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

September 7 2004, 4:15 PM 


Ali bey,

Dini ve din yazılarını ortadan kaldır bakim , basit yazmakla olmuyoooo , gücün varsa hodri meydan.
Asırlardır okunuyor , okutuluyor ....

Kim kaldırabilirmiş , kim kaldırmış ...

Kimin gücü yetmişki buna , çözüm budur sevdasına kapılıyorsun..

Hatta bunu okutmamak için oluk oluk kan döksenizde ...
Yeri param parça yapsanızda...
Materyalizmi yıldızlara yazsanızda...
Hiç şüpheniz olmasınki o tekrar big bang gibi savrulacaktır.
Ben varlığımdan belki şüphe edebilirim , ama o parlak İslamiyetin galip gelmesinden asla...
Aklınıza iran gelmesin....
Aklınıza suud gelmesin....
Aklınıza islam cumhuriyetiymiş,falanmış gibiler gelmesin.
İslamiyet bütün pisliklerden mümezzehtir.

Asıl cumhuriyet İslamiyettir....

Bence Cumhuriyetin kurtuluşu materyalızmi yerle bir etmekle olacak..

Evet olacak diyorum , çünkü geçici olarakta o yıkmıştı , yani zavallı halkın
cumhuriyet adı altında su-i istimal edilmesiydi....
Ve cebren materyelizm hızla öğretildi..
Kemal paşada bu istibdatın tanrısı ilan edildi.
İşte size terörizmin materyalizm namına yararlı yönü.....



 
 
HACI
(Login hacihaci)

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

September 7 2004, 4:28 PM 

Serkan fantazilerinin peşinde koşuyor..
Bence koşmalı.. İslam’a bu kadar inanıyor.. Bence inanmaya devam etmeli..
Onun için başka alternatifler söz konusu değil. Ona göre eninde sonunda İslam kazanacak.. Umarım haklı çıkar..
Ama bir durum muhakemesi yapan herkes İslam’ın burnunun çoktan boka batmış olduğunu görecektir.
Çünkü İslam’ın bütün klavuzları kargadır.
Yüzlerce yıldır tek bir skolar üretememiştir İslam..
İslam kendisini yönlendirecek üstün liderlerden yoksundur.
Müslüman’ların kurtuluş planı onların sonunu daha da çabuk getirecektir.. ,
İyi uykular Serkan.. Tatlı rüyalar...

HACI

 
 
atheos
(Login atheos)

evet kafasız takımına cevaplar...

September 9 2004, 12:00 PM 

artık kitapsıza kafasız denecektir.Çunku adamın kitabı değil kafası yok
-----------------------------
TÜRK okullarina okuyup, TÜRK vataninda yasayip, TÜRK ekmegini yedikten sonra dönüp yasadigin ve beslendigin yere diskini birakmaktir!

c-1:TC ortamında emek harcayıp kendi emeğim le yaşıyorum hemde sömürüle sömürüle artık kimin daha anlamlı oldugunu anlarsın herhalde.....Asıl namussuz olan devlettir.
------------------------------
tanrollos martavalos ne dedigini ne yedigini bilmezolos
c-2:anaokullrında ögretilen soğuk espriler gibi eee kafanız bamıyorsa iyisini bulamazsınız.
-----------------------------------
Eskiden bizim bir Provakatorumuz vardi Bu AT-HEle bir-OSuruk la akrabaligi var mi?

c-3:orhan11 abiyi konuya karıştırman da ne gibi bir amaç guddugunu biliyorum.Amaç onun agzından bişeyler alıp benle tartışmaya sokmak ve uyeliğimin düşürülmesi ben yermiyim sanıyorusun sen beni digerleri gibi sanma aptal değilim hemde yazdıklarınızdan sizin haritanızı bile çizecek kadar anlama kapasitsine sahipim
(sakın bir daha deneme)
---------------------------------------
ATHEOS/tentalo-morelo

 
 
atheos
(Login atheos)

karı gibi destek arayacağına

September 9 2004, 12:02 PM 

tek başına tartış
ATHEOS

 
 
Bilge Topic
(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

September 13 2004, 11:37 AM 

Sırtında bigi yükü olan bu devasa topic,
tüm haşgörüsü ile tekrar arşivin derinliklerinden
bir ışık gibi sizinle dertleşmeye geldi.

Oku beni aydınlatayım seni

Bilge Topic

 
 

(Login Hocam..)
Ateistforum

Re: ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?

September 18 2004, 10:21 AM 

Bence bu Bilge forumun en iyi topiclerinden biri,

Bu topkti arşive gitmesine gönlüm hiç razı olmuyor.

(Benim en iyi topikim ise ''Önce İnsan Olmaktı''

Hacı'nın bu topikini son bir kez alkışlıyorum...





 
 
atheos
(Login atheos)

misyonerler

September 18 2004, 1:31 PM 

ataturkçu misyonerler oldugu surece kemalizm misyonunu ilüzyonlar sayesinde kaybetmeyecektir
ATHEOS

 
 
Anonymous
(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Kemalizim öldü ölecek.........

September 27 2004, 11:28 PM 

Ak parti cumhuriyetçidir ama kemalist deyildir.

Ak parti laik görünsede,islamcıdır. Delilmi istiyorsunuz? alın size birkaç işaret.

BİLDİĞİNİZ GİBİ TC. KURUCUSU M.KEMALDİR.

Ve tüm hayatını 19 rakamı kuşatmıştır. kuran ona işaret etmiştir.

Doğum tarihi: 1881 (19x99)


Nüfus kütük numarası: 19


Nüfus cüzdanı numarası: 993814 (19x52306)


Harp okulunu Türk subayları arasında 19'cu bitirdi.


Harp akademisinin 57'inci (19x3) devresine kaydoldu.


Yüzbaşı olarak orduya katılırken 38'inci (19x2) kişidir.


38'inci (19x2) piyade alay komutanlığı.


57'inci (19x3) piyade alay komutanlığı.


Albay oluşu: 19 Aralık 1915


19 gün sonra Çanakkale'de 19'uncu tümen komutanı oldu.


Samsun'a çıkması: 19 Mayıs 1919 (19x101).


Bandırma vapurunda kendisi dahil 19 komutan vardı.


Mareşal ve General unvanlarını 19 Eylül 1921'de aldı.


Cenaze töreninde 19 notalı 19'uncu şopen marşı çalındı.


Kendisine verilen toplam madalya sayısı: 19


En eski Meclis kütüğünde sıra numarası: 19


İstanbul Akaretlerdeki ev numarası: 76 (19x4)


10 Kasım 1938 (19x103) de 57 (19x3) yaşındayken öldü.


Cenazesinin nakli ve cenaze namazı: 19 Kasım 1938
İsminin harf sayısı: 19 "Mustafa Kemal Atatürk."

EVET NASILKİ ONUN HAYATINI 19 RAKAMI KUŞATMIŞTIR. AYNEN ÖLÜMÜNÜDE KUŞATMIŞTIR. Bakınız onun şahsı manevisinin hali olan üç parti, yani ANAP,DSP VE MHP hükümeti 57. hükümet idi.3 defa 19 dur. m.kemal de 57 yaşında ölmüştür.

m.kemalin cenazesi 19 kasımda 19 notalı şovmen marşıyla yapıldı. AK partide 19 kasım 2002 de devlet töreniyle hukumeti ecevitten devr aldı. ve ak parti islamcı deyilim desede, islamcı bilinen bir partidir.sizce bunda bazı işaretler yokmu? yoksa siz herşeyin kuranda var olduğuna inan mıyormusunuz?
Ak parti geçmişi iyi okumuş ve gelecek vadeden şuurlu insanların partisidir.ALLAH ONLARI MUAFAK KILSIN.
SELAMLAR.
ismailademoglu@mynet.com



 
 
Anonymous
(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Deccal olan kimiş bakın.....da, imana gelin....

September 28 2004, 7:19 PM 

ESSELAMUN ALEYKÜM.......

19 ve M.kemale bakan yönleri....1. BÖLÜM....

Bu çalışma;Herşeyin kuranda var olduğunu bilmeyenlere gösterecek.iman edenlerin imanını artıracak. kalplerinde hastalık olanların hastalığını artıracak.ve kuran ile sünnetten yeterince nasibi olmayanların nasibini artıracak inşallah.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
فَقَدْ جَاءَ اَشْرَاطُهَا ( Onun alamaetleri gelmiştir.).47/18 âyetinin bir nüktesi, bu zamanda akide-i avam-ı mü'minîni vikaye(Bu nerde demesi) ve şübehattan muhafaza için yazılmış. Âhirzamanda vukua gelecek hâdisata(Olaylara) dair hadîslerin bir kısmı müteşabihat-ı Kur'aniye (Manaları tam olarak anlaşılamıyan ayetleri) gibi derin manaları var. Muhkemat gibi (manası ve emri açık olan ayetler gibi) tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki tefsir yerinde te'vil (muhtemel manalarından biri söylenir) ederler. وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ اِلاَّ اللّهُ وَ الرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ ( Onun gerçek tabirini Allah ve ilimde derinleşenlerden başkası bilemez ) 3/7 sırrıyla, vukuundan (işaret edilen olay meydana geldikten) sonra te'villeri anlaşılır ve murad (kastedilenin) ne olduğu bilinir ki, ilimde râsih(derinleşemiş) olanlar آمَنّا بِهِ كُلّ ٌ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا ( Biz buna iman ettik hepsi Rabimiz katındandır) 3/7 deyip o gizli hakikatları izhar (açığa vururlar) ederler.

Birinci Nokta : İman ve teklif (islami mukellefiyet) ihtiyar (özgür irade) dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tedkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî (insanların görüşüne sunulan ve gözle görülecek olan) mes'eleleri elbette bedihî (apaçık) olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî (insanı inanmaya mecbur edecek şekilde açık) olmaz. Tâ ki Ebu Bekirler a'lâ-yı illiyyîne (ebubekir gibi olan insanlar kendi hür iradeleri ile Allah katında deyer kazansınlar) çıksınlar ve Ebu Cehiller esfel-i sâfilîne (ebu cehil gibilerde kendi iradeleri ile en aşşağlık sevyeye) düşsünler. İhtiyar (irade seçmehüriyeti) kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mu'cizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte (dünyada) gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrat-ı saat,(olayların kendileri) bir kısım müteşabihat-ı Kur'aniye gibi kapalı ve te'villi oluyor. Yalnız, Güneş'in mağribden (Batıdan) çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tevbe kapısı kapanır; daha tevbe ve îman makbul olmaz. Çünki Ebu Bekirler, Ebu Cehiller ile tasdikte beraber olurlar. Hattâ Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü (gelişi) dahi ve kendisi İsa Aleyhisselâm olduğu, nur-u îmanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hattâ Deccal ve Süfyan gibi eşhas-ı müdhişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.(5.Şua)

Kur'an-ı Azîmüşşan bütün zamanlarda gelip geçen nev'-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve ferdlerine hitaben Arş-ı A'lâdan irad edilen İlahî ve şümullü bir nutuk ve umumî, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmi'dir.(S.NURSİ)

Evet Bediuzzaman hazretleri hakı ve hakikatı söylüyor.Bu çizdiği çerçeveden bakmayanlar kuran ile kendi zamanındaki olayları, ve etkili kişileri tanıyamaz. Ve olaylara, kurana rağmen kuransız bakmak zorunda kalacaklardır.

Halbuki bakınız pekçok Kuran ayeti,herşeyin ama herşeyin Kurani mucizul beyanda olduğunu ferman ediyor.Sultanı ezelinin fermanına kulak veririm diyen, kardeşlerimin gözüne sünuyorum. Sizden ricam sesli okuyun da kulaklarınızda dinlesin ;

وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ


(Yaş ve kuru hiçbirşey yokturki apaçık bir kitapta olmasın.)Enam süresi.59


وَلَقَدْ صَرَّفْنَا لِلنَّاسِ فِي هَـذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ فَأَبَى أَكْثَرُ النَّاسِ إِلاَّ كُفُورًا


(Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler.) İsra süresi.17/89


وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ وَلَئِن جِئْتَهُم بِآيَةٍ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ أَنتُمْ إِلَّا مُبْطِلُونَ

(Şüphesiz insanlar için bu Kuranda hermeselden vurguladık.Sen onlara bir mucize getirdiğin zaman o inkar edenler derlerki olmazyanı göstemeye çalışansınız)Rum süresi.30/58


وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا



(Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü vermiştir.)Furkan süresi.25/2


اللَّهُ الَّذِي أَنزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْمِيزَانَ وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّ السَّاعَةَ قَرِيبٌ

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....)Şura süresi.42/17


سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ


(Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.Taki kuranın hak olduğu ortaya çıksın.Rabinin herşey üzerinde şahit olması yetmezmi?)Fusilet süresi.41/53


Evet herşey içinde bulunur.. Fakat herkez herşeyi içinde görmez.Zira -çümkü-muhtelif derecelerde bulunur.Bazen çekirdekleri,bazen neveleri-türleri-,bazen icmalleri -kısaözet-,bazen dusturları,bazen alametleri-özel işaretleri-, ya serahaten -açıkça- ya işareten-işaret tarzında-ya remzen ya iphamen ya ihtar tarzında bulunurlar.Fakat ihtiyaca göre ve maksadı kurana münasip bir tarzda ve iktizai makam-ehmiyetinin gereği kadar-münasebetinde.Şu tarzlardan biri ile ifade ediliyor.(Said NURSİ.RA) 2O.Söz ikinci makam.

Evet deyerli müslümanlar;kuranın işaretiyle iman etmeliyizki,herşey kuranda vardır.Ve Bediuzzaman hazretlerinin verdiği düsturların ışığında kurani kerimden, zamanımızı, ve içinde bulunduğumuz şartların neler olduğunu öğrenmeliyiz.böylelikle islam muhaliflerini, onların alametleri ile kuranda bulabilir ve onların da kimler olabileceğini öğrene biliriz.Böylece kuranın herzaman güncel olduğunu hatırlamış ve hatırlatmış oluruz.Böylece kuranın sadece bir dua kitabı olmadığını dost ve düşmanlara göstermiş oluruz..kurana rağmen küli olaylara ,kuransız bakan müslümanların kulakları çınlasın.

Evet kardeşlerim ; Gelecekten haber veren Ayet ve Hadisler birderece kapalı haber veriyorlar.Ve bu haber verilen olaylar meydana gelmeden haberlerin gerçek tevsiri yapılamıyor.Tevsir yerine teviller yapılıyor.Ancak kuran ve hadisin işaret etiği olaylar meydana geldiğinde,kuranın ve hadisin muteşabih,istihare kinaye muphem gibi arapça hitabetini ve usullerini bilenler bağlantıyı kurup hakikati yakalıyabilirler.Böylelikle yakaladıkları hakikatleri dikkatleri Kuran'a çekmek gayesiyle izğar ederler. yani açıklayabilirler.Ve neye mal olursa olsun bunu yapmalıdırlar. yoksa hakikati gizlemiş kişiler olarak haşr olacaklar.

Deyerli müslümanlar,kuranda gelecektekteki islam muhalif lerine genel olarak şu tarzda deyinilmiştir.Resulullah sav. döneminde islama muhalif olan ve onunla mücadele eden kişiler hakında nazil olan ayetlerde, isim verilmiyor. ya bazı sıfatları ,ya konumları,ya özellikleri yada lakapları veriliyor. Böylelikle o ayetlerin kişiselleştirilip özelleştirilmesinin önüne geçilmiş, hemde bu ayetler, ileride çıkacak olan islam muhalliflerinin tanına bilinmesi için, şablon haline getirilmiştir.

Buna örnek olarak Bediuzzaman nın 19 koduyla meşhur olmuş m.kemal hakında, daha onun bu kodu bilin meden çok önce, nüzülde birinci sırada fakat tertibte kuranın sonundan 19 uncu sıraya konan ve 19 ayetli olan, ve 19 tane oldukları bilinen Zebani kelimesinin tek geçtiği süre olan, Alak süresinin hem tarihi ile hemde manası ile m.kemale bakıyor demesidir.İşte m.kemalin hayatını kuşatan 19 rakamının bazıları;

1.Doğum tarihi: 1881 (19x99)

2.Nüfus kütük numarası: 19

3.Nüfus cüzdanı numarası: 993814 (19x52306)

4.19 uncu piyade tümen komutanlığını yapmış.

5.38.piyadekomutanlığı görevini yapmış.

6.Tüm hayatında 19 madalya almış.

7.En eski meclisteki kütük numarası 19.

8.İsminin harf sayısı,19 dur.

9.19 mayıs 1919 da (19x101) samsuna çıktı.

10.Bandırma vapurunda kendisi dahil 19 görevli subay idiler.

11.İstanbul Akaretlerdeki ev numarası: 76 (19x4)


12.Mareşal ve General unvanlarını 19 Eylül 1921'de aldı.


13.1938 de öldü.(19x102)



14.57 yaşındayken öldü.(19x3)



15. 10 kasımda öldüğü halde cenaze töreni 19 kasımda yapıldı.



16.Cenaze töreninde 19 notalı 19 şopen marşı çalındı



17.Ezanın 19 yıl türkçe olarak okunmasına neden oldu.


18.Said NURSİ 19 ayetli Alak süresi ona bakıyor demiş.



19. 19 cular onun 19 larını, gerekçe göstererek,0 kurtarıcıdır dediler.


ALAK 96. sürede islama muhalif olarak görünen kişi islamın ilkdöneminde ebu cehil idi. Ancak bu ayetlerin sebebi nüzülünün ebu cehil olması hükümlerinin umumi olmasına mani deyildir.Bu ayetlerin işari yönü bir kül dür.Her asırda karşılıkları olacağı gibi özel işaretleride olacaktır, ve olmuştur.

Bediuzzaman hazretleri, m.kemal çıkmadan çok önceleri ağir zamanın bazı olaylarından sözeden ve müteşebih olan bazı hadisleri tevil ve tabir ediyor. Bu hadislerin pek çoğu m. kemal çıktıktan sonra tevilleri kendisinde görülüyor. Hata Bediuzzamanı sen M.kemale deccal demişsin denerek, tutuklayıp mahkemeye çıkarıyorlar.Bediuzzaman ben bu 5.şuayı daha o çıkmadan yazmıştım deyip bunu ispat edince tahliye oluyor. Ve 5.şuayı yeniden gözden geçirip kuranın da bazı işaretlerinin m.kemale bakan yönlerini ekliyor.Ben konu fazla genişleyip ağırlaşmasın diye 5. şuadaki hadisleri vermeyeceğim.onları yerinde okumanızı tafsiye ederim.Ben burda sadece kuranın ihbaratı gaybiyesinin nasıl anlaşılması gerektiğini işlemek ve göstermek istiyorum.O yüzden sadece 5. şuadaki ayetlerin işaretinin açılımına gideceğim.

Deyerli müslüman kareşlerim;madem kuranın süreleri nuzül sırasına göredeyilde, başka bir sıralama ile kurana yerleştirilmiştir.Bu yeni tasnif elbette pekçok hikmete binaaen yapılmıştır.Yani kuranın ilk inen süresi boşuna yada tesadüfen kuranın sonundan 19 sıraya konmamıştır.Bakınız kuranı mucizul beyan;

اللَّهُ الَّذِي أَنزَلَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ وَالْمِيزَانَ

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....)Şura süresi.42/17

Güneş, ay, dünya ve atomun yapısına kadar herşeye ölçü veren Allah cc hiç mümkünmüdürki,kuranı azimuşana gelecekteki maksadlarına, hikmet ve iletlerine göre bir ölçü vermesin.Haşa kuranın işaretleri adedince haşa.

kuranda bulunan 14 secde ayetinin 14 üncüsü, tesadüfen bu sürenin 19 uncu ayetine konmamıştır.Bu 14 üncü secde ayetinin, kuranın sonundan 19 uncu sırada olan Alak süresinin 19 uncu ayetine konmasının bir işaretide, islami tarih olan Hicri 14 üncü asır ile miladi 19 uncu asrın kesiştiği zamana dikat çekmekiçindir.(Allahualem) Bildiğinizgibi 1914 yılında 1.dünya savaşının başlama tarihidir.Ve islam hilafet makamını temsil eden osmanlının savaşa giriş tarihidir.

Bilindiği gibi M.kemal savaşın bittiği ve islam topraklarının işkal edildiği 1919 tarihinde sultan vahdedin tarafından, halkın işkale karşı gelmesi ve direnmesi için,hertürlü imkan ve yetki ile anadoluya gönderiliyor. M.kemal dahil 19 subay görevli olarak 19 mayıs 1919 da samsuna çıkıp göreve başlıyorlar.11 ay sonra,istanbulda işkal altında olan millet meclisinin yerine 23 nisan 1920 de kuran ğıtmesi ile, salavatı şerifelerle,sultan ve hilafete övgülerle TBMM yi açtırıyor. Bu olay müslüman anadolu halkının heyecan ve azmini artırıyor.Buna ençok sevinen lerden biride, Bediuzzaman Said NURSİ Rh tır. M.kemal Bediuzzamanın namını ve halkın üzerindeki etkisini ve dehasını bildiği için, onu Ankaradaki millet meclisine davet ediyor.

Bediuzzaman hazretleri Ankaradaki milet meclisine gitiği zaman, bazı mebusların namasız niyasız olduğunu farkediyor.Bunun üzerine meclis kürsüsüne çıkıp mebuslara vaaz ve nasihat ederek onları namaz kılmaya teşvik ediyor.namaz ile ilgili vazını yazdırarakta mebuslara dağıtıyor.ve çok etkili oluyorki namaz kılmayan mebusların çoğu namaz kılmaya başlıyor.Bu olaydan sonra gene pek çok mebus ile bir arada bulunan ve namazdan vazeden Bediuzzamana m.kemal,"Hoca biz seni çağırdıki fikirlerinden istifade edelim sen ilk evel namazdan söz ederek aramıza karışıklık koydun" deyince,Bediuzzaman hazretleri;"Paşa, paşa,namaz kılmayan hayindir hayinin hükmü merduttur"derken iki parmağınıda onun gözlerine doğru uzatıyor.M.kemal hiç sesini bile çıkaramıyor.


BU konu Bediuzamanın tarihçeyi hayatında geçmektedir.Bediuzaman meclisteki müşahede ve tespitlerinden sonra, M.kemalin in sıradan biri olmadığını anlıyor.Kuran ve sünnetin ışığında ağirzaman olaylarının meydana çıkmaya başladığını anlıyor.ve bunun engellenemez bir süreç olduğunu bildiğinden "M.akif ersoy, hasan basri çantay ve pekçok mebusun ısrarlarına rağmen Ankarayı terk edip vanda zernebet suyunun başında bulunan yer altındaki mezar vari bir mağaracığa yerleşip münzevi oluyor. yani müddesir oluyor.

Ve bilinki Üstat Bediuzzaman Ankaraya 19 kasım 1922 de gitmişti.....

DEVAMI GELECEK.....1. BÖLÜMÜN SONU .....

 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

Deccali tanıyın.....

September 28 2004, 7:21 PM 


2.Bölümdür. lütfen önce allttaki 1. Bölümü okuyun....


Bediuzzaman hazretleri 5.şua da şöyle diyor;

O İslâm Deccalı, "Sûre-i وَ التِّينِ وَ الزَّيْتُونِ manasını merak edip soruyor" diye çoklar nakletmişler. Garibdir ki, bu surenin akibinde olan اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ sûresinde اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغَى cümlesi, onun aynı zamanına ve şahsına -cifir ile ve manasıyla- işaret ettiği gibi, ehl-i salâte ve câmilere tâgiyane tecavüz edeceğini gösteriyor. Demek o istidraclı adam, küçük bir sureyi kendiyle alâkadar hisseder. Fakat yanlış eder, komşusunun kapısını çalar.

Demeki m.kemal Tin süresini bizatihi Bediuzzamana sormuş. Ve Bediuzzaman bu 19 ayetli Alak sürenin içinde tarif edilen kişinin, o zamandaki adresinin m.kemal olduğunu görmüşki öyle demiş.Bakınız;

Tin süresi 95.süredir. ve 19 rakamının 19x5 katıdır.

Camilere tağutça saldıracak diyor.Kurani kerimde camii ve mescidlere deyinen pek çok ayet vardır.Ancak mescit düşmanlığına ve edenlerine deyinen ve işaret eden birtek ayet vardır.Onunda numarası 114 tür.buda 19 rakamının 19x6 katıdır.(Bakara süresi)

Bediuzzaman 19 ayetli olan ve kuranın sonundan 19 uncu sırada olan 96. süresinin kendisine, yani m.kemale baktığını ve camii ile mescitlere taği ane saldıracağına işaret ediyor demişti.

Bakınız Vakit gazetesinin 30 kanuni evel 1928 tarihindeki haberi ne diyor;"müessatı diniye müdürlüğünce 85 ile 96 camii kapatılacaktır" diyor. Evet gördüğünüz gibi kapatırılacağı vurgulanan cammi lerin nihayi sayısı 96.dır. ve m.kemale bakan sürenin sayısıdır.sizce bu tesadüf olabilirmi?Unutmayalımki kainata tesadüf diye birşey yoktur.

Bakınız TC resmi gazete sinin 15 teşrini sani 1935 sayısında verilen habere göre, çıkarılan 245 numaralı kanunun gereği olarak yüzlerce camii ve mescidin kapatılacağı haberi veriliyor.

İşte tarih göstermiş olduki, Bediuzzaman tam isabet etmiş doğru demiştir. O cami ve mescid lerin birkısmı, zengin tücarlara satıldı.Bir kısmı ağır ve depo yapıldı. Bir kısmıda eylence yerleri yapıldı. Ayasofya camiside,Bediuzzamanın tabiriyle "PUTHANEYE" çevrildi.

Görüldüğü gibi m.kemalin hayatının en önemli çıkış anları,olayları ve kendisine sunulan imkanların hepsinde 19 rakamı belirgin ve net bir şekilde görünüyor.ve bunun raslantıya verilmesi akıldan uzak bir ihtimaldir.

Ve Bediuzzaman hazretleri onun bu alemetlerini ve icraatlarını farketmişki,kuranın sonundan 19 sırada olan ve 19 ayetli olan Alak 96. süresi ona ve icraatlarına bakıyor demiş.Bediuzzamanın bu tespitininde gelişi güzel söylenmiş bir iddia olmadığını zaman gösterdi.Şİmdi 19 ayetli olan Alak süresinin, kodu 19 olan m.kemalde nasıl görüldüğüne bakalım.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

BİSMİLLAHİ RAHMANİ REHİM

Evet Bismillah kurani mucizul beyanda 114 kere geçmektedir.Besmele 19 harflidir.113 sürenin başında bulunurken, 9 uncu süre olan Tövbe süresinin başında bulunmaz.Bu sürenin başına Besmelenin konmayışının nedeni olarakta, bu sürenin kafirlere ferman olduğu, beyan etiği içindir diye söyleniyor.

Bu 9 uncu süre dahil, 19 süre ileriye gidilse,114 üncü Besmelenin 27. süre olan Nemil süresinin 30 uncu ayetinde olduğu görülecektir.Ve bu 114 üncü Besmelenin bulunduğu sürenin numarası ile,Besmelenin bulunduğu ayetin numarası toplansa;27+30=57 eder. Ve bu (19x3) tür.Ve bunun tesadüfen böyle denk geldiği söylenemez çümkü kuranı azimüşan;

(Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü vermiştir.) Furkan süresi.25/2

(O Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir.....) Şura süresi.42/17

(Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.Taki kuranın hak olduğu ortaya çıksın.Rabinin herşey üzerinde şahit olması yetmezmi?) Fusilet süresi.41/53

Elbetteki herşeye bir ölçü ve şekil veren Allah cc kuranada bir ölçü ve şekil vermiştir.

Şimdi gelelim Alak süresinin ilk ayetine.("Seni yaratan rabinin adıyla oku") 96/1 deniyor Bu ve bundansonraki 4 ayet dahil 5 ayet,Nur dağının Hıra mağarasında, "Fahri alem, şerefi beniadem, ğatemul enbiya, Muhtarların Muhtarı, Muhammed Mustafaya s.a.v inen ilk ayetlerdir.

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ



خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ


اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ


الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ


عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ



DEVAMI GELECEK.. 2. Bölümün sonu....

 
 

(Login ismailademoglu)
Ateistforum

İşte Deccal.....

September 28 2004, 7:23 PM 

3 üncü bölümdür. Lütfen önce alttaki 1 ve 2. bölümleri okuyun.
ESSELAMUN ALEYKÜM.......

Hiç şüphesiz bu ayetlerin ilk muhatabı ğatemül enbiya olan Muhammed habibullah s.a.v dir
Küli hitab ona olmakla birlikte, O ümmetine örnek ve öncü olması hisabi ile Bu tün ümetinede bir hitaptır. Ancak" Benim ümmetimin alimleri beni israil peygamberleri gibidirler " diyen,Fahri alem s.a.v in de dediği gibi,Her asırda bu ve bunun gibi resulullaha hitab eden ayetlerin işari yönünün hitabına mashar olan közel kişilerde olacaktır ve olmuştur.


Bu 5 ayetin kelime sayısı, 19 dur. ve daha sonraları bu süreye 14 ayet daha konmuştur.Ve bu daha sonra konan ayet gurubunun,14 üncü ayetinde 14 üncü secde ayeti vardır.Bilindiği gibi tüm kuranda 14 secde ayeti vardır. Ve kuranın Alak 96.süresinin 19 uncu ayetine denk gelmiştir.Sizde taktir etmelisinizki bu tesadüfen olmamıştır.

Çümkü Kurani mücizul beyan diyorkiO Allah kitabı hak ve ölçü ile indirmiştir .....)Şura süresi.42/17



Bu 19 kelimeli 5 ayetin, deyerlerinin çarpımı dahi, 19 un katıdır. 19x5=95 edrki,M.kemalin sorduğu Tin süresinin, süre numarasıdır.Bildiğiniz gibi Resulullah s.a.v decal Tin süresini merak edip soracak demiş, islam hilafet ve şeriaatını kaldıran M.kemal, Said NURSİ (R.A) söz konusu olan Tin süresini sormuştu.

Bu süredeki bu ayetlerin muhatabı biz müslümanlar olmakla birlikte,özel muhatablarının başında gelen kişi, BEDİUZZAMAN VE GARİBUZAMAN sıfatlarına mazhrolan SAİD NURSİ (R.A)dir.


Allah ın Ğelak sıfatının gereği olan varlıkların, haldilini öyle güzel görmüş ve bizede göstermişki,kuran ve sünnet hariç hiç bir yerde emsali görülmemiş ve duyulmamıştır.Risalei nurlar ortadadır bakılabilir. Bu bir iddia deyil ispattır.Risale-i Nurdaki ilimler, kesbi deyil vehbidir.Hem bundan 80 sene önce, bırakın matbaayı teksirmakinesi bile ellerine geçmediği halde 600,000 kitabın elle, yani kalemle yazılması tarihte kuran ve sünnet hariç emsal tanımaz bir olaydır.

İşlemek istediğim konu, m. kemal olduğu için Bediuzamana detaylı deyinemiyorum.ancak ister istemez bazen, deyinmek zorunda kalıyorum.inşallah bu bizi, esas konudan uzaklaştırmayacaktır.

Deyerli kardeşlerim;Bu 19 ayetli olan ve Hakı temsil eden Resulullah s.a.v ile onun haleflerine, ve batılı temsil eden ebu cehil ile, onun ğeleflerine işaret eden ve hak ile batıl mücadelesinin herzaman, aynı mücadeleyi sürdüreceğine işaret eden, Alak süresinin ikinci gurup ayetlerini inceleyelim.

İşte altıncı ayette diyorكَلَّا إِنَّ الْإِنسَانَ لَيَطْغَى )( Hayır muhakak insan azar ) 96/6 Evet bu ayetin, ilk işareti şu idi;Ebu cehil (cehaletin babası) yemin etmiştiki,Muhammed s.a.v in kabenin bahçesinde namaz kılmasına izin vermiyeceğim diye.

( أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى ) Alak süresi,7.ayet Mealen; ( kendini ihtiyaçtan kurtulmuş görünce . )

çümkü o mekkenin iki liderinden biri idi ve zengin idi.Bir gün Resulullah a.s kabenin bahçesinde namaz kılarken bir taş alıp kafasına vurmak için yanına geliyor. tam taşı kaldırıp ona vuracağı zaman Allah tarafından ona ejderhalar görünüyor ve Resululahı vurmaktan vaz geçiyor. ama imanda etmiyor.


İştye aynı bunun işari bir yönüde, Ankara TBMM de geçti.Bediuzzaman islamın hilafet merkezini temsil eden bir ülkenin millet meclisinde namaz kılıp namaz dersi verince, kendini o ülkenin lideri olarak lense etmek isteyen ve sonunda bunu başaran M.kemal tarafından engellenmek isteniyor. Ebu cehil demek cehaletin babası demektir. işte m.kemalde 1928 de harf inkılabı adı altında öyle bir inkılap yaptıki,tüm milleti bir anda cehalete boğdu. Çümkü kuranın hatı olan harfler yerine latin alfabesi getirildi. ve arapça yazmak ve okumak yasak edildi.M.kemal bu hareketiyle zamanın ebu cehili olduğunu hakal yekin göstermiş oldu.Ve hal dili ile göstermiş oldu.

Yani o makamda olduğunu ve kuranın bu 19 ayetli süresinde, "ebu cehil ile ilgili inen kısmı banada bakıyor, bende de o icraatlar var.Bende milleti bir anda cehalete boğdum.banada ebu cehil denebilir".

"Ebu cehil hakında inen ilk ayetler kuranın bu 19 ayetli ve kuranın sonundan 19 sırada olan süresine konmuş. Benimde hayatımın her önemli noktasında 19 rakamı tesadüfe verilemiyecek kadar belirgin bir şekilde görünüyor benim kodum da 19 dur"


Deyerli kardeşlerim

Bir işaretide M.kemal olan, kendini ihtiyaçtan kurtulmuş ve azmış ayetlerinin açılımını 74 üncü süre olan Müddesir süresinde deteylı birşekilde belgelerle vereceğim inşallah.Orda velid bin muğire denen ve hakında 19 ayet birden inen islamın ilk dönemindeki ikinci büyük düşmanına deyiniliyor.ve orda onun hakında imnen 19 ayetten sonra (Onun üzerinde 19 vardır) 74/30 ayeti cehenemi kaast ederek işaretende velidi kastederek veriliyor. Ve öyle görünüyorki,islamın o iki büyük düşmanlarının tüm özellikleri bizim m.kemalde var.Ve ikisinin makamını kendinde cem etmiş.Ve süfyan olmuş.

Şimdi gelelim 8.ayetin bizim.kemale baktığı işaretlere,ayettdeniyorki; إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَ


Mealenşüphesiz dönüş rabbinedir .) 96/8. evet dönüşümüz Allah cc dir. herkes ölecektir.
Evet bu ayet, tüm azan ve azmayan kişilere ölümü hatırlatıp uyarıyor.ama madem bu ayet,islamın ilk dönemindeki büyük bir muhalif olan ebu cehi ile ilgili gelmiş,ve bu süre, 19 ayet ile sınırlandırılmış. ve madem asrın müceddidi olan Bediuzzaman, bu süre ona bakıyor demiş ve madem, m. kemalinde alemeti farikası, hayatının tüm önemli merhale ve eyleminde 19 rakamının görülmesidir.O halde bu ayetinde, özel birişaretinin olması lazım gelir,Bakmaklazımdır,bakalım.

kuranın latif bir ilmi olan, cifr ve tevafukun kulanılması lazım kulanalım. الرُّجْعَ kelimesinin manası dönüş demektir ve herkesin ölümüne deyinirken m.kemalin nezaman öleceğinede özel olarak işaret edyor.

Nasılmı?şöyle;dönüş deniyor,bu kelimenin cifri deyeri; ا ل رُّ جْ عَ elif,1 lam,30 re,200 cim 3 ve ayn,70 olmakla toplamı,304 eder ve buda 19x16 ederek 19 un katıdır. Ve bildiğiniz gibi o, 1938 de öldü.19x102 ve 57 yaşında öldü.19x3=57 dir

Buda 19x3 olmakla 19 kodunun katsayısıdır.ve m.kemal ile Bedi-uzzamanın, 1922 de tartışma tarihleri, baz alınsa, el ruca kelimesinin 19 un 16 katı etmekle 16 yıl sonra öleceğine ve öldüğüne işarettir.

Çümkü 1922+16=1938 eder.m. kemalde bu tarihte öldü ve cenaze merasimi 19 kasımda ve 19 notalı,19 şopen marşıyla yapıldı. Ayrıca bu sürenin 16. ayetindede, onun yalancı perçeminden tutulacağı vurgulanıyor.yani canın alınacağı.Biliyormusunuz?
Bediuzzaman k.s ankaraya geldiği tarih te 19 kasım 1922 dir..Ve bundan tam 16 yılsonra 19 kasımda m.kemalin cenaze töreni yapılmış.Allahın hikmetlerini görüyorsunuz. hiç birşey tesadüfi olmuyor.


Şimdide 9 ve 10 uncu ayetlere geçlim.

أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى

عَبْدًا إِذَا صَلَّى


Mealen gördünmü o kimseyi,bir kulu namazdan nehiy etiği zaman ) 96/ 9 ve 10 ayetler.

Evet ya Rabbi aynı ebucehilin islamın merkezi olan kabenin bahçesinde senin Resülünü engellediği gibi,islammın hilafet makamını temsil eden, müslüman bir milletin meclisinde, ağir zamanın müthiş şahıslarından biri olan, kemal denen kişi, namazı vaz ve nasihat eden bir kulunu bundan men etti.

Allahım, Sen namazda Resulunü men eden ebucehile deyinen bu ayetleri boşuna kuranın 19 ayetli, ve kuranın sonundan 19 cu sırada olan süreye koymamışsın.

Çümkü işte islamın kemale erdiği ve müslümanların zafiyet gösterdiği ağirzamanda 1919 da, kodu 19 olan m. kemal çıktı ve tüm müslümanları kulanıp amacına ulaştı ve sonrada onları astı kesti ve islamı kaldırdı. Bu olay bilinsin, ve herşeyin kuranda olduğu anlaşılsın diye böyle yaptığını anlıyorum.ve imanım artıyor.hamd olsun.

Müslümanlar; عَبْدً kelimesinin ebced deyerinin ,ayn,70 be, 2 ve dal, 4 olmakla 70+2+4=76 etiğini,
görüyorsunuz. ve bununda 19 un katı olduğunu fark etmişsinizdir.(19x4) bu tesadüf olabilirmi ?haşa!

hem bakın namazın engelendiği vurgulanan bu iki ayetin ayet numaralarının datoplamı;9+10=19 dur.
ve namazı engeleyenlerden mühim biride m. kemaldir. ve hertarafını 19 rakamı kuşatmıştır.

Devamı gelecek.3 üncü bölümün sonu

 
 
Current Topic - ATATÜRKÇÜLÜK, MİSYONUNU DOLDURMUŞ BİR HAREKET MİDİR?     
  << Previous Topic | Next Topic >>indexe geri don