Normal Forum Görünümü: BILIM VE EVRIM
Ateistforum > ATEİSTFORUM > ATEİSTFORUM
nonconformist
selam arkadaslar, forumda teist arkadaslarin ozellikle baslikla ilgili konulardaki cehaleti cok goze carpiyor. "evrim dini" gibi tumcelerden bunu acikca gorebiliyoruz. amacim kimseye hakaret etmek degil, birlikte ogrenelim.

ilk basta evrimi bilimsellikten cok sosyal bi olgu gibi, bi inanc sistemi gibi algilayan ve bu sekliyle lanse eden teist arkadaslarin, okuma ve bilmediklerini bilim isiginda arastirip, arttirma gibi cabalari olmadigini cikarmak beni uzuyor. bunu "bilim evrimi henuz tam olarak desteklemiyor" gibi tumcelerden sizin de cikarmaniz mumkun.

ben burada bildigim ve anladigim kadariyla evrimin tanimi yapicam. hatam veya eksigim olursa duzeltmelerini konuya daha hakim arkadaslardan rica edicem.

evrim, canlilarin yasamlarini surdurmek icin doga kosullarina uyum saglamak zorunda olduklarini ongoren adaptasyon, tesadufi fakat kucuk te olsa bi yarari bulundugunda kalitimla gelecek nesillere aktarilan degisiklikleri iceren mutasyon ve bu mekanizmanin surekliligini saglayan dogal secilim tanimlarini icerir.

bu mekanizmanin isleyisi su sekildedir:
-> canlilar hayatta kalabilecek olandan daha fazla yavru yaparlar.
-> canlilar degisir ve bu degisimler kalitim yoluyla yavrulara aktarilir.
-> bu degisimler nesillerde birikir.

evet evrim diye herseyden ayri bi olgu ortaya cikip bunlari manifest etmedi arkadaslar. bilim bunlari soyluyo, doga bilimleri dalinin alt konu basligidir evrim. bunlar darwinden cok once de bi cok bilim adami tarafindan yayimlandi. ve su an tum doga bilimlerindeki bulgular evrim kuramina biseyler katiyo.

simdilik bu kadar
delidumrul
simdi sen tanimmi yaptin

sen evrimi tanimlamadan once tanim kavramini ogren, bir tanim nasil yapilir onu ogren, tanim ne demekdir onu ogren ondan sonra tanim yap.

Eger evrimin tanimini senin yaptigin gibi kabul edersek(hos tanimda sayilmazya) o zaman tes temelli battiniz demekdir. Zira tanim diye verdigin sey icindekiler eger evrimi tanimliyorsa, mesela ortak atadan iki kola ayrilmam mumkun olmazdi, herzaman tek vede mukemmel bir tur ortaya cikardi, cesitlilik olmazdi, senin tanimina gore. Bu bir.

Ikincisi, su ana kadar bilimsel olarak hic bir tesadufi olgunun canli metabolizmasinda olumlu degisiklige sebebyet verdigi tespit edilememisdir.

Yani sen insanlarin cahilliginden okumamasligfindan bahsediyorsunda, sen okumussun ama gene onlardan daha cahilsin.

Evrimin su yapmis oldugu tanimini bir bilimci gorseydi, evrim teorisini gume goturecegi icin bu tanim dolayisi ile seni siddetle azarlardi.

Delidumrul

Not:"tesadufi fakat kucuk te olsa bi yarari bulundugunda kalitimla gelecek nesillere aktarilan "

Su cumleyi bidaha okuyun: Neden gelecek nesillere bu olumlu degisiklikler aktariliyorda olumsuz olanlari aktarilmiyor. simdi sorumu sacma bulabilirsiniz ama, olumsudan kastim su: Mesela insanin iki degilde 4 gozunun olmasi cok daha iyi olurdu, cevreye daha iyi adepte olur daha guclu olurdu, ama iki gozu var, neden acaba. cevreye olab adaptasyonu, vede ayakta kalma cabasini evrim olarak tanimlarsan o zaman bizim sonsuztane gozumuz vede ellerimiz olmaliydi, ama yok.


Tanimini degistir, oyle sacma sapan tanimlar koskoca evrim teorisinin kokune kibrit suyu akitir.
kucucugum
Evrende tesadüfilik yoktur. Varlığın kendi kanunları her hareket ve oluşa hakimdir. Varlık, enbaştan itibaren, şartlar uygun olduğunda canlı formlar yaratmaya yönelir. Varlığın canlı formlar yaratmaya yönelişi, dincilerin iddialarının aksine tamamen varlığa has bir yöneliştir. Varlık, yaratmak için, kendisi dışında bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz. O kendisinde var olan her yaratılışın, oluşun sebebine, şartlarına, kanunlarına hakimdir. Yaratıcının(varlığın) canlı formlar yaratması, onun kendi oluşunun tabii sonucudur. Bunda hiç bir mucize ve insan aklının alamayacağı bir sır yoktur. İnsan aklı, içinden çıktığı varlığı tanıyıp öğrenecek akılla donatılmıştır. Bilim geliştikçe, her soruya cevap verecektir.
Evrim, varlığın, baştan itibaren, oluşunda yöneldiği değişime ve gelişmeye açık öz oluşum kanunlarından biridir. evrim yalnızca canlılar için söz konusu değildir. Cablı cansız tüm varlıklar için geçerlidir.
Da Vinci
QUOTE(delidumrul @ Nov 26 2004, 11:49 PM)
Ikincisi, su ana kadar bilimsel olarak hic bir tesadufi olgunun canli metabolizmasinda olumlu degisiklige sebebyet verdigi tespit edilememisdir.

x ışınlarına maruz kalmak sence yeteri kadar tesadüfi mi?
delidumrul
ne diyorsun sen ya, daha alinti yaptigin seyi anliyamamissinki.

Ben tesadufilikle ilgili bisey demedimki, dedimki, hicbir tesadufi olgu olumlu degisime sebeb vermez,

ben ne demisim, sen ne demissin.

Anlamadim ama neyhise
glokom
QUOTE
Ben tesadufilikle ilgili bisey demedimki, dedimki, hicbir tesadufi olgu olumlu degisime sebeb vermez,

ben ne demisim, sen ne demissin.


sevgili delidumrul...

Ne demek istedin?

QUOTE
su ana kadar bilimsel olarak hic bir tesadufi olgunun canli metabolizmasinda olumlu degisiklige sebebyet verdigi tespit edilememisdir.


Yukarıdakini mi?
Da Vinci
eğer zatı aliniz x ışınlarına maruz kalmayı yeteri kadar tesadüfü sayıyorsa x ışınlarına maruz kalıp mutasyona uğrayan ve bu mutasyon sonucu oluşan değişimin olumlu olduğunu söyleyecektim. çok küçük bir oranı da olsa sonuçta oluşan mutasyonun olumlu olduğu gözlemlenmiştir. yani kesinlikle olmaz diye kesip atamazsın.
delidumrul
yaniliyorsun kardesim

sen iki farkli sistemi birbirine karistiriyorsun

birincisinde organizmanin bir olaya maruz kalip bunyesinde degisiklik olusturmasindan(yararli) bahsediyoruz, digerinde bir canliyi x-isinlarina maruz birakip onda yararli mutasyonlar oluturuyoruz, bunlar ayni seyler olmadigi gibi, olsa bile bunun gelecek nesile aktarilmadigida bir gercektir.
Da Vinci
Modern araştırmalar Darwin'in bilmediği bir başka olguyu daha gözler önüne sermiştir: "Mutasyon" denilen ani ve kalıcı değişme. Özellikle bir tür meyve sineği olan drosofila üzerinde sürdürülen yoğun gözlemler mutasyon olayını daha yakından öğrenmemizi sağlamıştır. Bulgulardan biri zaman zaman bu sineklerden birinde veya birkaçında beklenmedik bir değişikliğin ortaya çıktığına ilişkindir. Örneğin, bireyin ya göz rengi, ya kanat yapısı, ya ışığa tepkisi, ya da yaşam süresi yönünden diğer bireylerden farklı bir özelliği göze çarpar. Değişik mutasyonlara sahip bireylerin düzenli çiftleşmeleri yoluyla çok sayıda mutasyonları aynı bireylerde bir araya getirerek bir ya da daha fazla "yeni" denebilecek türün oluşması sağlanabilmektedir. Mutasyon belli bir tür ya da belli bireylerle sınırlı kalan bir olay değildir. Bu olayın nedensel açıklaması henüz yapılamamıştır. Bilinen şu ki, her organizma mutasyona uğrayabilir. H.J. Muller ve diğer bazı bilim adamları soruna açıklık getirmek için denek olarak ayırdıkları meyve sineklerini x ışınına tabi tutmuşlardır. Gerçi bu işlem sinekleri üreme gücünden yoksun bırakacak kadar zedelememektedir. Ne var ki, Muller bu işleme karşın üreme gücünü koruyan bireylerin yavrularında çok sayıda mutasyon olayı saptar.

Cemal Yıldırım, Evrim Kuramı ve Bağnazlık
alioktay
Zirva edebiyati.

Birisi diyor ki;

"Hicbir tesaduf olumlu sonuc yaratmaz"
Oburu de diyor ki tesaduf diye bir sey yoktur.
İnsan bunlari gordukce insanligindan utaniyor.
Cahallik mi desem?dingillik mi?
Aristoteles,caglar once bu konulari derinlemesine ele almistir.(bizimkiler hala uykudadir)
Metafizik adlı eserinde Aristoteles, zorunluluğun ve rastlantının doğası tartışmasına uzun bir yer ayırmıştır. Arsitoteles bu eserinde, ağız dalaşına yol açan rastlantısal sözcükler örneğini. Gergin bir anda, meselâ güçlüklerin yaşandığı bir evlilikte en zararsız yorumlar bile bir patırtıya yol açabilir. Ama açıktır ki, söylenen sözler tartışmanın gerçek nedeni değildir. Er ya da geç bir patlama noktasına ulaşan stres ve gerginliklerin birikiminin bir sonucudur. Bu noktaya gelindiğinde, en ufak şey bile bir patlamayı ateşleyebilir.
Zorunlulukla tesadüf arasındaki diyalektik ilişki doğal seleksiyon sürecinde gözlenebilir. Bir organizma içindeki rastlantısal mutasyonların sayısı sonsuz büyüklüktedir. Ne var ki, özel bir çevrede bu mutasyonlardan biri organizma açısından kullanışlıdır ve korunur, diğerleri ise yok olup gider. Zorunluluk bir kez daha kendisini tesadüf aracılığıyla dışa vurur. Bir anlamda, dünya üzerinde yaşamın ortaya çıkışı bir “rastlantı” olarak görülebilir. Yaşamın ortaya çıkması için, dünyanın güneşten kesin olarak belli bir uzaklıkta bulunması ve belli bir kütleçekime ve atmosfere sahip olması gerektiği Tanrı tarafından önceden buyrulmuş bir şey değildi. Ama, bu sıralanış koşullarında, belli bir zaman diliminde, muazzam sayıdaki kimyasal reaksiyondan, yaşam kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktı. Bu yalnızca bizim gezegenimiz için değil, aynı zamanda benzer koşulların varolduğu –bizim güneş sistemimizde olmasa bile– sayısız başka gezegen için de geçerlidir. Ne var ki, yaşam bir kez ortaya çıktığında, artık bir rastlantı sorunu olmaktan çıkar ve kendi içsel yasalarına göre gelişir.
Uyumaya devam edin.
Danalar gir mis bos ta naaa.....
alioktay
Rastlanti-zorunluluk iliskisi tarih icin de gecerlidir.

Mustafa Kemal rastlantisi olmasaydi 1923 de TC kurulabilirmiydi?

Nah kurulurdu.....

Marks diyor ki;

""Mücadeleye, ancak ihtimallerin şaşmaz biçimde lehte olması koşuluyla girilseydi, dünya tarihini yapmak şüphesiz çok kolay olurdu. Diğer taraftan eğer “rastlantılar” hiçbir rol oynamasaydı, bu tarih oldukça mistik bir nitelik taşırdı. Bu rastlantılar doğal olarak gelişimin genel gidişatının bir parçasını oluştururlar ve diğer rastlantılar tarafından telâfi edilirler. Ama hızlanma ya da gecikmeler, hareketin başındaki insanların karakterlerinin “rastlantısallığı” da dahil olmak üzere, böylesi “rastlantılara” son derece bağlıdırlar.""

Engels de ayni dogrultuda;

"İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama bugüne kadar bunu, ne kolektif bir plana denk düşen kolektif bir iradeyle ne de kesin olarak sınırlanmış verili bir toplum içinde yapmadılar. İnsanların özlemleri birbiriyle çatışır ve tam da bu yüzden böylesi tüm toplumlara, tümleyeni ve görünüş biçimi rastlantı olan zorunluluk hakimdir. Burada kendini tüm rastlantılara zorla kabul ettiren zorunluluk, yine eninde sonunda ekonomik zorunluluktur. Büyük adam denilen kimseler işin içine burada girmektedirler. Filanca adamın ve özellikle de o adamın belli bir ülkede belli bir zamanda ortaya çıkması şüphesiz bütünüyle tesadüftür."

Tesaduf-zorunluluk iliskisi tarihin kavranışında da aynı ölçüde temel teşkil eder.

Dan dini dan dini das taa naaa....
SERKAN
Bende Mark ve Engelse diyorum ki,

İfadesinden aciz kaldığınız şu raslantıların röl oynaması sizin kafanızdaki oyun olmasın? evet bizim , hikmetini bilmediğimiz olaylar demek raslantı öylemi? demek ki tarihin gelişimi bazı raslantılardan öylemi? hadi bunu bir veya iki kez olduğunu kabul edelim , Peki binlerce milyonlarca gelişimler keşfler tarihin yaprakları , Unsurların yardımlaşması ve birbirleriyle cevaplaşmaları , nasıl reaslantı olur ?
Oysaki ilk raslantıyla vucuda gelen ikinci bir raslantıya ihtiyac duyacaktır elbette , şu halde ilk raslantının yok olması kaçınılmaz olacaktır .Bunu nasıl izah edeceksiniz sayın marks? yani tesadüfen oldu sonra tesadüf tesadüfen yok oldu , Allah allah . buna senden başka kim inanır ? Eğer dersenin bu biz insanlar içindir belki doğrulukta az bir payınız olabilir Ama ALLAH için asla.
Bilim söylüyor her bir atomun karakter sıralama dizilişleri tesadüfün kafasını keser. Plan ve şuurlu bir dizayn reslantının köküne tuz ruhu eker. Nietzscheyle senin aranda ne kaldiki oda tanrı ölür yeni bir tanrı gelir diyor. Tabiki hiristiyanlığın batıl itikadını bir nebze red ediyor..(kafasız nietzsche yaratan ölürmü? , eğer o ölse sen nasıl yaşarsın geberesice ?)
Sizin zannetiğiniz gibi zerreler başı boş gezmezler gezemezler , insan makinası denilen şu mükemmel yaratık cisminin hal diliyle bu batılı red ediyor..
Aytaç
Hah hah haaaaa laugh.gif sen cok yasa serkan aoktay seni yine kaziklamis Kimbilir Marx ve Engels bu sözleri hangi baslik altinda söyledi bakmak lazim ama kesinlikle bu rastlanti sözlerini yasamla bir alakasi yok Cünkü bu muhtesem ikilinin dinlere karsi cok belirgin bir aciklama yapacak kadar zaman lüksleri yoktu.Elbette soruldugu zaman kisa kisa cevaplar vermislerdir..aoktay daha iyi bilir bunlari ne icin demisler konunun bütününü görebilseydik serkanin durumu daha kötü olacak.
alioktay
Sevgili Balyoz,

Bu soylemlerin dinle minle bir ilgisi yok.
Marksin 1871’de Kugelmann’a yazdığı mektuplarda sozu gecer.
Konunun icerigi Rastlanti,zorunluluk,kaos ve determinizmdir.Sandigin gibi kisa yanitlar degildir uzun felsefi gorsler seklindedir.Ayrica da yasamla bir iliskisinin oldugu yukaridaki ornekte oldugu gibi vardir.
alioktay
Asil soyleyecegimi unutmusum,
Serkan ve onun duzeyindekiler bu konulari tartisacak durumda degildirler.
Din onlar icin yeter de artar bile.
Zaten ne denmek istedigini de anlayamamistir.
Aytaç
Sevgil aoktay ben genel olarak Marx ve Engelsin din üzerine ne düsündükleri soruldugunda kisa kisa cevaplar verdiklerini dedim .Senin yazdiklarinin dedigin gibi ne anlamda yazildiklari serkanin anladigi anlamda denmemistir.Cünkü serkan Marx ve Engelse diyorumki diye yazmis ama ne yazmis sorun burda.Yani Sapla saman karistirilmis gibi.Not yeni mesajini son anda gördüm

SAYGILAR
kafir
serkan !

cüce kitaaabınız kur (gu) an 'da allah (250 cc) diyor ki ...

bana inanın, yakarım , yüreğinizi burkarım, gönlünüze kilit vururum, kafanızı ısırım,

muhammedi uçururum [incil'e göre ahmed'dir. allah (250 cc) sonra beğenmemiş

değiştirmiş olmalı] falan filan...

allahın, atomun yapısı gibi komplike konularda mütavazi olup yukarıdaki gibi sofistike

ve insan psikolojisini derinlemesine ele alan söylemleri cidden biz ateistleri ona,

yönelme konusunda şüphesiz rahatsız etmiyor değil...

sevgiler...
SERKAN
Serkan senin ağırlığının yüzler katı kitab okudu , bazende yazdı ..
Değil sen senin güvendiğin felsefecilerin hayallerinin bile yetişemediği yerlerde serkan parmak uclarıyle sahifeleri tashih ediyordu...
Bunumu öğrenmek istedin.
İnsan bilmediğine gerçekten düşmadır........
Sen uyumaya devam....
Neyse Allah bencilliten korusun.
alioktay
Sen bilimi kendi haline birak da tavuklarin maneviyati uzerine tezini gelistir.
nonconformist
ortada bi gerceklik vardir, bu doga kanunlaridir. bu kanunlarin golgesinde (herseyiyle icinde) meydana tum olgular onun kanunlarinin suzgecinden gecer ve bildigimiz anlamina kavusur. sonsuz sayidaki bu olgular tesadufi yani kor olsun ve bir kacinin yararli olur. kanunlar yararli olani ayakta tutacak sekildedir. bunlar size ne ifade ediyor ? buna kor tesaduf diyenin kendisi kordur. olgular tesaduftur ama sonuclar degildir.
alioktay
Evet nonconformist,

Rastlanti, şans, olasilik gibi seyler, ele alınan nesnelerin yalnızca bilinen özellikleri aracılığıyla tanımlanamayan olgulardır. Ne var ki bu, onların anlaşılamayacağı anlamına gelmez. Tipik bir rastlanti ornegi olarak; bir araba kazasını. Tekil bir kaza sonsuz bir rastlantisal olaylar dizisiyle belirlenir: Eğer sürücü evden birkac dakika önce ayrılsaydı, eğer bir anlığına kafasını çevirmemiş olsaydı, eğer saatte bes kilometre daha yavaş bir hızla gitseydi, eğer Serkan yola çıkmasaydı vs. Bu tip şeyleri defalarca duymuşuzdur. Burada söz konusu olan nedenlerin sayısı tam anlamıyla sonsuzdur. Tam da bu nedenle, olay bütünüyle öngörülemez bir olaydır. Bir kazadır, rastlantidir ve zorunlu değildir, çünkü olabilirdi de olmayabilirdi de. Böyle olaylar o kadar çok bağımsız faktör tarafından belirlenir ki, hiçbir şekilde belirlenemezler.

Ne var ki, böylesi birçok kazayı incelediğimizde, tablo tamamen değişir. İstatistiksel yasalar adı verilen yasalarca kesinlikle hesaplanabilen ve kestirilebilen mutat eğilimler söz konusudur. Tek bir kazayı önceden kestiremeyiz ama belli bir zaman zarfında bir şehirde gerçekleşecek kazaların sayısını büyük bir kesinlikle önceden kestirebiliriz. Hepsi bu değil, dahası kazaların sayısına kesin bir etkide bulunan çeşitli düzenlemeler yapabilir ve yasalar çıkarabiliriz. Böylelikle, tesadüflere hükmeden ve bizzat nedensellik yasaları kadar zorunlu olan yasalar söz konusu olur.

Nedensellik ve rastlanti arasındaki gerçek ilişki, en kapsamli olarak ,zorunluluğun kendisini rastlanti aracılığıyla dışa vurduğunu söyleyen Hegel tarafından incelenmişti.
Bunun güzel bir örneği bizzat yaşamın kökenidir.
Bu konudaki bir arastirma, dünya tarihinin erken dönemlerinin karmaşık koşullarında, moleküllerin rastlantısal hareketlerinin her türlü rastlantisal kombinasyonlarla nasıl daha karmaşık moleküller oluşturma eğiliminde olduğunu açıklar. Belli bir noktada, muazzam sayıdaki bu rastlantisal kombinasyonlar nitel bir sıçramaya, canlı maddenin ortaya çıkışına yol açar. Bu noktada, süreç artık salt rastlanti konusu değildir. Canlı madde değişen koşulları yansıtarak belli yasalara göre evrimleşmeye başlayacaktır. Bilimde zorunluluk ve rastlanti arasındaki bu ilişki dikkatlice incelenmiştir.

Yeterli bir süre verildiğinde, rastlanti, şeylerin her türlü kombinasyonunu olası ve hatta gerçekte kaçınılmaz kılar. Tersinmez süreçleri ya da bir sistemi rastlantisal dalgalanmaların etkisinden kurtaran gelişim çizgilerini harekete geçiren bu kombinasyonlardan biri eninde sonunda kesin gerçekleşecektir. Bu nedenle, rastlantinin etkilerinden biri, nitel olarak yeni gelişimin çizgilerinin başlamasını mümkün kılacak şekilde “şeyleri kımıldatmaya” yardım etmektir.

Nedenselliğin varlığı insan düşüncesinin tüm tarihi tarafından kanıtlanmıştır. Bu bir felsefi spekülasyon sorunu değil, pratiğe ve insanın asla sonlanmayan bilme sürecine ait bir sorundur

Bu konuda Bohr bak ne diyor;

""Özel bir sorundaki nedensel yasalar a priori bilinemezler; doğadan bulunup çıkarılmak zorundadırlar. Ne var ki, yüzyıllar boyunca insanlığın ortak deneyiminin genel arka planıyla beraber birçok kuşağın yürüttüğü bilimsel deneyler karşılığında, nedensel yasaları bulmanın oldukça iyi tanımlanmış yöntemleri evrimleşmiştir. Nedensel yasaları akla getiren ilk şey, şüphesiz, çok geniş bir koşullar çeşitliliği içerisinde geçerli olan düzenli ilişkilerin varlığıdır. Böylesi düzenlilikler bulduğumuzda, bunların keyfi olarak, gelgeç biçimde ya da rastlantisal bir tarzda ortaya çıktıklarını varsaymayız, tersine ... en azından geçici olarak kabul ederiz ki, bunlar zorunlu nedensel ilişkilerin sonuçlarıdırlar. Ve her zaman düzenliliklerle yan yana varolan düzensizliklere ilişkin olarak bile insan kendisini, kavrayışımızın gelişiminin belli bir aşamasında bize bütünüyle düzensiz görünebilen olguların bir gün çok daha ince düzenlilik biçimleri barındırdığının görüleceğini ve bunun da çok daha derin nedensel ilişkilerin varlığını akla getireceğini kabul etmek üzere genel bilimsel deneyim temeline kendisini dayandırır.""

Peki Harun yahya ne diyor?

Maneviyatli tavuk cift sarili yumurtlar diyor.
SERKAN
Tesadüfle tevafuku birbirine karıştıran adamın hali sağırın uydurmasına benziyor.
Tevafuk , uygunluk uyum sağlamak demektir.

Evet tasarlanmamış bir olay o açıdan raslantıdır..Planlanmış olursa nasıl tasadüf olur? Bu mümkün değildir.Yukardaki yazılarımdan anlaşılması pekte zor değildi.
Yakınlık için bir misal daha verelim:
Manayı ifade eden ( A L İ ) İsmindeki harflerin bir araya gelmelerini inceleyelim ve her bir harf için , canlı , akıllı , şuurlu ,varlıklar olmasını isteyelim.
A=Ali
L=Leyla
I=İris
1.Ali plansız olarak , oturduğu Fatih niyazi mısri caddesinden kapalı çarşıya gezinmek için yola çıktı .Çarşıda gezinirken belkide 5 yıl görmediği arkadaşı leylaya karşılaştı..
2.Leyla aliden habersiz alinin moskovaya gideceğini öğrendi ve oda hem yandaşlarını hemde aliyi görmek için yola çıktı .Aynı dakikada alinin 10 yıl sonra görmediği leyla ile kızıl meydanda karşı karşıya geldiler.
3.İris bir plan hazırlayarak Ali ile leylayı onlardan habersizce karşılaştırmak istedi.O plana bilmeyerek uyan ali ve leyla plan gereği beklenen sonuç gerçekleşti.
Burda görüldüğü gibi birincisi tesadüf , ikincisi hem tesadüf ve hem tavafuk , ücüncüsü kattiyen tevafuk...Aslında bizim ulaşmak istediğimiz KADERDİR..
Yaratan için bilinmeyen asla olamaz , Eğer her şeyi bilmesse , demek yaratan olmaz , bütün olaylar onun ilminde uygun biçimde gelişir , her esir, atom ,hereket, insan ,güneş,yıldız hülasa bütün kainatın içi ve dışı kader ilmiyle gerçekleşir.
Gen molekülar ilminin delilleridir ki , canlıların vucata gelmeden evvel tasarlandığı , atomların plan gereği belirlenen çemberin etrafına gelmeleri bilimin gözlerimiz önüne serdeği bir gerçektir.Anlaşılması bile yüksek düzeyde ilim isteyen bu şifreler , Akılsız cahil,şuursuz , kör tesadüfe vermek , akıldan sukut etmetir...Bu nasıl tesadüf olur?Veyhut ilk oluşu kör raslantı rüzgarlarına vermek , daha sonra her aşamada tecrübe , terbiye oldular demek , Bilinen ve görünen ilmi inkar etmek kadar sapkınlıktır.Evet bunu kabul eden acilen doktara gitmelidir.Allah şifa versin...
Bu herifler yalnız ilahiyata değil , bütün bilimlere düşmandırlar.
Bilinçli bu tasarım nasıl bilinçsiz olur ?
nonconformist
delidumrul : "Neden gelecek nesillere bu olumlu degisiklikler aktariliyorda olumsuz olanlari aktarilmiyor"

sevgili arkadasimiz heryerde bulunamayacak cinsten journal lar okuyor ama anlasilan pek anlayamiyor onlari, e tabi asiyor kimi beyinleri. ben su an okusam belki anlamam ama cikip ta burada ben bunlari okuyorum diye seyim acik gezmem buralarda.

dostum; olumsuz degisikliklere ugrayan (olumsuz burada dogada yasamini surdurmeye elverisli olmayan bi ozellige sahip olmak) yok olup gidiyo.

simdi sana bi ornek. irlanda sigini bi geyik turu. nesli tukenmis bi geyik turu. peki neden nesli tukendi ? bu hayvanin bir ucundan digerine boynuzlarinin uzunlugu 2,6 metredir, bu boynuzlar ona dusmanlarina karsi avantajlar saglamaktaydi. fakat yasadigi bolgede nesli tukenmeden hemen onceki buzul cagi herseyi acikliyo. nasil ? buzul cagi bittiginde habitatindaki bitki ortusu gurlesiyo ve orman da siklasiyo. e tabi 2,6 metrelik ve 40 kg lik boynuzlariyla hayvanimizin da yasama sansi kalmiyo ve nesli tukeniyo.

baska sorun varsa bildigi kadariyla sana bu cahil yanit verebilir.

selamlar
sarhosh
Serkan..
karl Marksı eleştirmek gafletine düşmüş ücübe bi zavallısın.
sen kiiim karl marks veya engels kim
Bu adamlar senin peygamberinin don rengine karar verebilecek adamlarken sen kalkıp bunlarda eksik veya yanlış bir yön buluyorsun.
Sen kimsin lem?
allahınız bir marksın götü etmezken sen kalkıp eleştiride bulunuyorsun..
Yetmezmiş gibi bide beğenmiyorsun.
Hay cahil hay.

Seni gidi dingil seniiii.....
delidumrul
Serkan..
karl Marksı eleştirmek gafletine düşmüş ücübe bi zavallısın.
sen kiiim karl marks veya engels kim
Bu adamlar senin peygamberinin don rengine karar verebilecek adamlarken sen kalkıp bunlarda eksik veya yanlış bir yön buluyorsun.
Sen kimsin lem?
allahınız bir marksın götü etmezken sen kalkıp eleştiride bulunuyorsun..
Yetmezmiş gibi bide beğenmiyorsun.
Hay cahil hay.

Seni gidi dingil seniiii.....
*********************************************

Bu yaziyi okuyun, prometheusu gorun.

Ozellikle, Sen kimsin lem?, kalibi tamamen ona aittir. KAcmaz.


Takiliyor simdilik, gene icmis, zilzurna sarhos anlasilan, sarapci seni.
Ebu Leheb
QUOTE(delidumrul @ Nov 28 2004, 02:07 AM)
Serkan..
karl Marksı eleştirmek gafletine düşmüş ücübe bi zavallısın.
sen kiiim karl marks veya engels kim
Bu adamlar senin peygamberinin don rengine karar verebilecek adamlarken sen kalkıp bunlarda eksik veya yanlış bir yön buluyorsun.
Sen kimsin lem?
allahınız bir marksın götü etmezken sen kalkıp eleştiride bulunuyorsun..
Yetmezmiş gibi bide beğenmiyorsun.
Hay cahil hay.

Seni gidi dingil seniiii.....
*********************************************

Bu yaziyi okuyun, prometheusu gorun.

Ozellikle, Sen kimsin lem?, kalibi tamamen ona aittir. KAcmaz.


Takiliyor simdilik, gene icmis, zilzurna sarhos anlasilan, sarapci seni.

dinsizin hakkından imansız gelirmiş! laugh.gif
niye korktun terbiyesiz ufaklık?
promethe geldi diye kıçın tutuştu di mi? laugh.gif
sarhosh
mad.gif Benim adım aydın
Prom la aynı bilgisayarı kullanır. hergün rıfkı oynar birde içeriz..
20 yıldır birlikteyiz
semtimizde lem kelimesi herkeste varolan birşeydir.
Prom gelecek ananızı(n) elinden öpecek.
Ha bu arada ben dinleri pek umursamıyorum.
Ateistlik bilgimde yok.

neyse
ben
yalarım.(yanagınızı yanagınızı)
sarhosh
Ha bu arada prom hakikaten şarabı çok sever
ben rakı ve biraya düşkünüm..


Gene yaladım
nonconformist
bu basligi boyle sacma atismalar icin acmadim. bunlari baska yerde yapin lutfen. ayrica bi kavga basligi acin herneyse.

konuya daha hakim arkadaslardan yardim istiyorum. kambriyen patlamasi nasil biseydir ? sembolik bi ifade midir ? bu konuda bi aciklama ayrica da soyle saglam bi de kitap tavsiyesi rica ediyorum. (eg.stephen jay gould)
nonconformist
heryerde "kambriyen patlamasi" diye gecen olay detayda nasi biseydir. patlamadan ne kastediliyo bunu ogrenmek istemistim.
Ebu Leheb
QUOTE(nonconformist @ Nov 28 2004, 06:48 PM)
heryerde "kambriyen patlamasi" diye gecen olay detayda nasi biseydir. patlamadan ne kastediliyo bunu ogrenmek istemistim.

kabriyen jeolojik bir devire verilen addir.dünyanin 4.5 milyar yasinda oldugunu biliyoruz, kambriyen öncesi dönem neredeyse ilk 4 milyarlik yili kapsar. kabriyende
kambriyen patlamasi diye birseyin olup olmadigi tartismali bir konudur. bir teoriye göre bu devirde büyük bir patlama olustu ve canli türlerinin önemli bir bölümü 25 milyonluk sürec icinde olustu.

tübitakin jeolojik devirlere iliskin kitaplari var.veya jeolojik devirlerle ilgili baska kitaplari okuyabilirsin. ayrintilariyla hangi devirde ne oldu, hangi devirde hangi cani olustu sorularinin cevabini bulursun.
nonconformist
tubitak in o serisini okuyorum ama jeoloji basliklisini gormedim alicam onu da. bu arada en uyuz oldugum sey su evrimin karsisina dinin konulmasi. adama diyorum ki evrim yanlislansa da fikrimiz degismez. nasil yani diyo, baska geriye ne kaliyo ki. bu adamlara bunlari niye anlatamiyoz, bu kadar kor olduklarina inaniyo musun ?
Aytaç
Bunlar AKIL larinca Allaha yagcilik yapiyor.Ulan Allah dedigin Ulvi sey sana gönderdi dedigin kitapta bile sana baskalarinin hatalarina karisma, dedikodu yapma diye uyaran ayetler yollamis burda gelmis cene yapiyorsunuz.Gidin oglum gidin lan Allah sizin korumanizami kaldi zevzekler.
nonconformist
gercekten yasadigim olaylar, deneyimler, iliskiler bana hep tanri 'olmayabilir' diyodu teistken de. bunlar o kadar komplike, icice seyler ki orneklemek olasi degil. doga olaylarinin hicbirini tanrinin varligina delil olarak gostermeye kalkismam sahsen. sadece dna zincirinin dizilisinin kompleksliginde tanriyi goren arkadaslar disi agzini da asan buyukluge vardiginda soyu tukenen, annelerini icten yiyen vs canlilari gormezden gelerek akilci mi davraniyorlar. sen 10 uzeri 950 sifirda bir ihtimalli hesaplarla egona masturbasyon yaparken tanri kavramiyla bagdasmayacak bir suru sacmalik akilalmazlik vardir dunyada ve evrende.

bana bi teist cevap verebilir mi 2 milyar isikyili otedeki bi karadeligin ya da supernovanin ya da galaksi carpismalarinin insan icin hikmeti nedir ?
nonconformist
savtullah ne de olsa sen asmis, super entellektuel ve evrenin sirlarina (tanrin kadar olmasa da) hakim birisin. en azindan burdan oyle gorunuyosun. bu yasta yalan soylicek degilim. bi onceki iletimde bisey sormustum. onun yanitini ozellikle senden bekliyorum. selamlar dostum
savtullah
Bilimsel bir plarformda tartışmak istiyorsanız ,saygılı olmalısınız..kabalık ve küstahlık szlere hiç bir şey kazandırmaz.formu laçkalaştırır.Yazılarınız okunmaz .
------------
bana bi teist cevap verebilir mi 2 milyar isikyili otedeki bi karadeligin ya da supernovanin ya da galaksi carpismalarinin insan icin hikmeti nedir ?
----------------
demişsin..
Allahın hikmetleri ilimle çözülür..Şu an ilim ,karadeliğin,süpernova patlamalarının insan için neyi ifade ettiğini çözememiş..Bekliyoruz..
nonconformist
"Allahın hikmetleri ilimle çözülür"

peki neden o ilim adamlarinin cogu ateist ? evrimden baska varolus aciklamasi tanimazlar ? neden deneyle curutulemeyen dogmalari gormezden gelirler ?
nonconformist
bi suredir soracaktim "küllümen aleyha faan" de nedir ? bi tur gizli mesaj falan mi ?
glokom
Tasavvufçu mevlana’nın,cansızlık-bitki-hayvan-insan değişimi üzerine yazdıkları çok ilginçtir...Bakalım;

Ademi önce cemad (cansız,cisim) iklimine geldi.O iklimden nebat iklimine düştü.Yıllarca nebat ikliminde ömür sürdü.Sonra hayvan iklimine düştü.Halik (yaratan) onu hayvanlıktan insanlık tarafına çekti,böylece bu iklimden başka bir iklime dolaşarak şimdi akıllı ve alim oldu gitti.


Mesneviden aktarım
nonconformist
mevlananin bu tarzada dusunceleri oldugunu bilmiyordum. ogrendigim iyi oldu. boyle radikal fikirleri olan turk yalnizca yunus emreyi taniyorum. tarihte 'benim bildigim' en eski evrim aciklamasi mo 5.yy civarlarinda yasamis olan anaximandros a aittir. manifestosu asagi yukari soyledir: ilk olusum zamanlarinda dunyanin her yeri suyla (okyanusya) doluydu. bebekliginde yardim ve bakima muhtac olan insan dunyanin bu ilk olusum zamanlarinda varolmus olamaz. insanin atasi su an okyanuslarda yasayan balik turu canlilardir.
Bu basit görünüm sadece metinlerden oluşur. Resim ve Daha Fazla Bilgi Görmek İçin Forumun Normal Haline Geçmeniz GerekmektedirBuraya Tıklayın.