Kur’an’ı inceleyerek Muhammed’in kişiliği hakkında bilgi sahibi olabilir miyiz? İlhan Arsel Kur’an’ın eleştirisi kitapları serisinde, Muhammed’in kişiliğini açıklamada oldukça başarılı olmuştur. Ben o kitaplardan ve diğer kaynaklardan yararlanarak, tarihin karanlık sayfalarına gömülmüş bu ilginç insanın kişiliğine ışık tutmak istiyorum. İlhan Arsel’den biraz farklı olarak Muhammed’in kişiliğininbazı ayrıntılarına değinmeye ve kabaca Muhammed’in psikolojik profilini çıkarmaya çalışacağım.

Selamlar

HACI

Ne zaman?
Bak bu konu cok iyi ya.
Elinizi biraz cabuk tutun.

katil, yalanci, pedofil, savasta yendigi kabilelerin ve kocalarinin kafasini kestigi kadinlara tecavüz eden, tecavüzcü. kendini öve öve öve bitiremeyen kisiliksiz... insan ve kadin düsmani....

daha cok var. cooook say say bitmez.

Aceleye ne gerek var.. Herşeyin zamanı var.... Bekleyin biraz.. Heyecanlanın..

Biz bilimsel olarak bu işi yapacağız.. Kur'an bir bilim kitabı değil mi?

keh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

HACI

Muhammed’in yaşamının ayrıntıları hakkında bilgi veren sayısız hadis ve efsane niteliğinde döküman vardır. Ama onların hiç birisi Kur’an kadar güvenilir değildir. Bu bağlamda Kur’an için, Muhammed’le ilgili bazı gerçekleri olağanüstü bir açıklıkla nakleden, benzeri olmayan, ilginç bir otobiyografi kitabıdır bile diyebiliriz.

Muhammed’in yaşamı 1400 yıl içinde sayısız kereler kaleme kağıda dökülmüştür. Birçoğunda Muhammed’in kişiliğine de değinilmiş ve hemen her seferinde ondan övgü ile bahsedilmiştir. Muhammed’in kişiliği hakkında yapılan yorumların çok azı olumsuzdur. Onlar daha çok Hristiyan kökenlidir. Daha objektif midirler bilemem ama, daha güvenilir olduklarına eminim. Ama onlar Kur’an’daki ayetleri yakından inceleyerek Muhammed’in kişiliği hakkında bir değerlendirme yapmamışlardır. Ya da bu konudaki yorumları sınırlı ve kısıtlıdır. İslam kaynaklı biyografilerin hemen hiç biri güvenilir değildir. Bazı gerçeklere değinilir ama, onlarda Muhammed’in kişiliğinin gerçek doğası hakkında tarafsız hiç bir görüşe yer verilmez. Muhammed ideal bir insan düzeyine yükseltilir, aşırı derecede yüceltilir ve kendisinin örnek bir Müslüman olduğu vurgulanır. Müslüman’ların umudu Muhammed’in yaşamını az çok taklit edebilmektir.


HACI

Devam edecek....

Sevgili HACI



Semavi dinlerde gonderilen her PEYGAMBER getirdigi kitab'tan ne varsa!...Onu yasayarak toplumuna ornek olmustur...Bu nedenle bize Yuce Allah c.c. da soyler der:



Devamla soyle dersin:



En son gelen Peygamber olmasi hasabiyle pek tabi ki eski semavi din adamlarinin islerine ters dusmesi cok normaldir.Ancak su var ki gercekler hic bir zaman saklanmaz...1426 senedir her gecen gun Onun getirdikleri genclesmektedir!...
Aksini iddia edeneler her devirde cikmis ve cikacaktir...Onemli olan Onun ne kadar saglam bir kaynaktan bize getirdikleridir...


Selam sevgi ve Dua Ile

Sevgili Hacı Ali...

Benim kaynağım Kur'an olacaktır.. Muhammed'in kişiliğini Kur'an'a göre inceleyeceğiz.
Kur'an ayetlerinin kendileri ve iniş sıraları bize Muhammed'in kişiliği hakkında önemli ip uçları vermektedir. Ben onlara teker teker değineceğim..
Bazıları için bu tartışmayı izlemek pek uygun olmayabilir. Onların arasında sen de olabilirsin sevgili Hacı Ali..
İstersen yazılanları ya hiç okuma, ya da sakinleştirici bir ilaç aldıktan sonra okumaya çalış.. Sana bir şey olsun istemem doğrusu..
Sinirlerine hakim olamayacağın bir durum ortaya çıkarsa hemen bana haber ver ki tartışmayı durdurayım..
Ama ben şahsen Muhammed'i seven bir ateistim.. Bunu da unutma..

Selamlar

HACI

Muhammedi seven bir ateist ????????????
Hmmmmm

Bu dizinin heyecan uyandıracağını biliyordum.. Gerilimi sonuna kadar korumaya çalışacağım.. keeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhh

HACI

Not: Muhammed gerçekten üstün kabul ettiğim bir kişiliğe sahiptir.. Birini sevmek onu onaylamak demek değildir. İnsan dostunu da sevebilir, düşmanını da.. Tabii bu durumlarda sevginin niteliği değişmektedir..

Sevgili hacı,Muhammed'e düşman olduğunu sanmıyorum..Hatta ona hayransın yanılıyormuyum?

Selamlar

Elbette yanılmıyorsun sevgili Glokom.. Bunu O'nun hakkında yazdıklarımla kanıtlayabilirim...
Konuya devam ediyorum....

Yukardaki nedenlerden dolayı Muhammed’in kişiliğinin doğası hakkında yazılanlar yetersizdir. Bu Muhammed’e haksızlıktır aslında. Çünkü O’nun gibi başarılı bir insanın yaşamı, dünyada geçirdiği yılların sayısından ve kronolojik sırasından çok daha fazla bir olgudur. Muhammed gibi bir insanın kişiliği hakkında bilgi vermeyen, karakterinin zayıflık ve üstünlüklerine, mentalitesine, sosyal ve politik eğilimlerine, ahlaksal değer ölçü ve yargılarına, duyarlıklarına ve diğer ruhsal durumlarına değinmeyen bir yaşam öyküsü elbette eksik olarak nitelendirilecektir. Muhammed’in kişiliğinin ayrıntılarını konu edinen bir biyografi yazmak zordur belki ama, tümüyle olanaksız değildir. Çünkü elimizde 1400 yıl değişikliğe uğramadığı iddia edilen bir kitap vardır. Kur’an’a bakarak Muhammed’in gerçek kişiliğini saptamak, zor olmadığı halde, teşebbüs edilmemiştir. Muhammed’in nasıl bir ahlaka ve kişiliğe sahip olduğunu anlamak için bütün yapılacak, Kur’an’ı yakından incelemektir. Ayetlerin sözde iniş sırası ve içeriği ile Muhammed’in içinde yaşadığı koşullar arasında bazı ilginç ilişkiler vardır. Bu ilişkilerin doğası üzerinde yapılacak araştırmaların, Muhammed’in gerçek kişiliği hakkında oldukça doğru ve realistik bilgiler vereceğine eminim. Şimdiye kadar ayetlerle Muhammed’in yaşamının kronolojik sırası arasında ciddi bir korelasyon kuran yalnız birkaç kitap yazılmıştır. Onların Türkçe olanları İlhan Arsel ve Turan Dursun’a aittir. Ben bu iletimi onlara ve birkaç İngilizce yazı ile ayetlerin kendime ait yorumlarına dayanarak yazıyorum.

Kur’an’da bazı ayetler birbirleri ile çelişirler. Bu gözlem açıkca onların Muhammed’in günlük siyasetinin gereksinimleri olarak yazıldığını (inananlar için vahyini) gösterir. Onlar ayrıca Muhammed’in o andaki mentalitesine de ışık tutabilirler. Ayetleri daha yakından incelediğimiz zaman onlarda dikkati çeken çelişkilerin ve içeriklerinin bizleri, Muhammed’in dünya görüşü ve kişiliği hakkında da bilgilendirdiğini farkederiz. Ayetlerin içeriği, iniş zamanları ve nedenleri ile, Muhammed’in yakından izlediği güncel politik gereksinimlerin doğası ve Muhammed’in kişiliği arasında anlamlı korelasyonlar kurmak mümkündür.

HACI

Devam edecek elbette...

KITAPSIZ




Bu soylediklerini EVROPA 19 asir yasadi!...
PAPA'ni duzetmedigi kimse kalmadi!...
O yuzden Evropa tarihinde bak!..
DARK AGES diye okuyacaksin!..
Pek uzun sayilmaz!...
Sadece 19 asircik!...

Selametle

Hristiyanlığın müslümanlıktan bir gram iyi olduğunu düşünmüyorum ama en azından hristiyan ülkeler laikliği yaşamakta müslümanlardan daha başarılı (en azından şu an)

Muhammed gençliğinde Muhammed-ül Emin lakabı ile anılırdı. Bu kendisine İslam’ı yaymaya başlamadan önce verilen bir lakab idi. Ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmiyoruz. Ama doğru olarak kabul etmememiz için bir neden yok.. İslam’ı yaymaya başladıktan sonra Muhammed, bu güven verici kişiliğinden giderek uzaklaşmıştır.

Mekke’de ilk Müslüman’ların yaşamı oldukça stresli idi. Küçük bir azınlık olduklarından Müşriklerin baskısını yakından hissediyorlardı. Bu dönem Muhammed için oldukça çelişkili bir zamandı. Muhammed çelişkili emirler veriyor, birgün helal saydığını, ertesi gün haram ilan ediyordu.

Bu yazımızda bazı ayetlere dayanarak Kur’an’da Muhammed’in kişiliğini saptamamıza yarayacak küçük bir pencere açacak ve oradan Muhammed’in beynine girerek, orada geçenleri anlamaya çalışacağız…

Muhammed kurnaz ve akıllı bir dava adamıdır..

Nahl, 101: Biz bir ayetin yerine başka bir ayeti getirdiğimiz zaman-ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- sen ancak iftiracısın, dediler…

Görüldüğü üzere Muhammed emin lakabından, iftiracı lakabına tenzil edilmiştir. Halk ona çelişkili ayetlerden dolayı iftiracı ve yalancı demeye başlamıştır. Bu durum onun değerini halkın gözünde düşürmektedir. Yukardaki ayet bunu önlemek için inmiştir. Muhammed bu ayetle kendi çelişkilerini Allah’ın kusuru yapmış ve onlardan kurtulmak istemiştir.

Hiç kuşkusuz Muhammed kurnazdır. Kendisini eleştirenlerle mücadele edecek güce sahip olmadığını anladığı zamanlar sorunlarını bazı ayetlerle çözmeye çalışmıştır. Bunlar Muhammed’in güçsüz olduğu zamanlardır. İlerde güçlendikten sonra bu tür eleştirileri çok daha sert bir dille kınayarak etkisiz hale getirmesini öğrenecektir.

Kur’an’daki ayetlerin birçoğu bu tür ifadele taşımakta ve Muhammed’in kişiliği hakkında da bilgiler vermektedir. Nahl, 101, Muhammed’in akıllı ve kurnaz bir olduğunu, insanları manüple etmede oldukça becerikli olduğunu açıkca göstermektedir. Evet. Muhammed kurnaz bir manüplatördür. Nahl suresindeki olumsuz görünüşü zamanla Müslüman’ları tatmin edecek diğer ayet ve surelerle kompanze etmesini başarmıştır.


HACI

Devam edecek.......

selam hacı
nahl 101 in devamı 102 ayetinide okursan niye bir ayetin yerine başka bir ayet geldiği bellidir. buna cevap verilmişti. diğer yazını bekliyoruz.

syg

Nahl 102 bu konuda bir açıklama getirmiyor... Daha doğrusu eğer bu bir açıklama ise, yeterli değil.. Yani iman edenleri güçlendirmek ve imanlarını kökleştirmek için cebrail ayet indiriyorsa, bunun bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyma ile ne alakası var..
Eğer bu ayet Kur'an'daki her ayete kayıtsız şartsız inanacaksınız şeklinde bir emir içeriyorsa, ki öyle gibi duruyor, inananlardan akıllarına değil, imanlarına güvenmelerini istiyor.. İslam'ın iman dini olduğunu vurguluyor..

Bu da bir manüplasyondur aslında.. Kurnazca yapılan bir oyundur.. Kur'an'da yanlışları, çelişkileri görürseniz, onların sizin imanınızı güçlendirmek için indirilen denemeler olduğuna inanın denmektedir..

Bu cevap yetersiz kalıyor.. Kur'an'ın bütünlüğüne ve doğruluğuna direkt olarak büyük bir gölde düşürüyor... Bundan çelişkiler oldukları gibi kabul edilmelidir anlamı çıkıyor.

Muhammed kurnazlığını bu ayette de gösteriyor..

HACI

Mekke döneminde inen ayetler Mekki, Medine’de inenler ise Medeni olarak bilinirler. Bu iki grup ayetler arasında bazı önemli farklar vardır. Bu farklar da, çelişkiler gibi, Muhammed’in kişiliği, akıl ve ruh durumu hakkında önemli ip uçları vermektedir.

Gasiye, 21-22: Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Esasen sen sadece bir öğütcüsün.
Nahl,82: Yine yüz çevirirlerse artık sana düşen ancak açık bir tebliğdir.
En’am, 68: Ey Muhammed! Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar, onlardan uzak dur…

Bu ayetlerlerden açıkça görüldüldüğü üzere Muhammed’in Mekki ayetleri onu yumuşak, barışçı ve hoşgörü sahibi bir peygamber olarak tanıtmaktadır. Bu ayetlere göre Muhammed, çatışmalara karışmamaya çalışan, sabırlı, itidalli, iyi huylu ve yumuşak bir peygamberdir. Üstün bir kişilişe sahip bir öğüt verendir.

Bu dönemde inen diğer ayetler de Muhammed’in mütevazi tutumunu mükemmel bir şekilde yansıtırlar. Örneğin Kafirun suresi ve Nahl, 35-34 gibi..

Medeni ayetlerde Muhammed’in genel tutumu, kişiliği ve mentalitesi birden değişir. Sert, saldırgan, acımasız ve savaşçı kişiliği ortaya çıkar. Bu nitelikleri ile bağdaşan ayetler şunlardır:

Tevbe 5: Müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün…

Bu ünlü ayet Medine’de inmiştir. Medine’ye göçen barışçı, öğüt verici, tebliğ edici, hoşgörücü Muhammed gitmiş, yerini saldırgan, katı, acımasız, hatta gasbeden Muhammed almıştır. İslam’da çapulculuk dönemi başlamıştır….

Muhammed ve çetesi Mekke ile ilgili kervanları soymaya başlamışlarıdr. Bu dönemde Muhammed oldukça başarılı bir haydut şefi, çete reisi, harami başıdır. Kafirlerle savaşmanın, onları öldürmenin, mallarını yağmalamanın ve ganimet almanın, putları kırmanın İslamsal bir görev olduğunu açıklamıştır.

HACI

Devam edecek....

selam
kısaca yine değineyim.

kurandaki nesh yanlış anlaşılmaktadır. hiç bir ayet iptal edilmemiştir. hayatın akışına göre bir konuda bir ayetle tam tavır alamazsın o zaman konuyla ilgili diğer ayetleri devreye sokarsın. bu durumda ilk etaptaki ayet , o durum için tam çözüm getirmediği için devre dışı kalır.
bir örnek: bir fakire yardım ederken "açıktan yardım edebileceğin" ayetini kullanırken , o kişinin rencide olabileceği aklına geldiği an "gizli yardım ederseniz daha hayırlıdır" ayetini düşünüp bu ayeti devreye sokarsın. bu durumda "açık infak edebilirsin" ayeti iptal değil o an için o kişinin rencide olmasına cevap vermediği için devre dışı kalmış olur. olayın varyasyonlarına göre doğru tavrı alabilmekte imanda artmak ve sağlamlaşmak olarak belirtilmiştir.

syg

Her ne kadar bu bir açıklama ise de, daha başka ayetlere değineceğim. Hepsini açıklamanın mümkün olmadığını göreceksiniz. Çünkü bu ilgili ayetler çelişkilidirler. Birinin beyaz dediğine, diğeri siyah demektedir. Bu durum Kur'an'ın apaçık Arapça indiği ayetleri ile de bağdaşmamaktadır. Nahl, 103....

Ayrıca ben bu iletilerimde Kur'an'daki çelişkilerden çok, Muhammed'in kişiliği ile ilgili bir çıkarsama yapmaya çalışıyorum. O konu ile başka bir zamanda direkt olarak ilgilenebilirim.

Selamlar

HACI

hani bu ayetler allahtan indiydi? nasil yani, allah öncedn sonranin ne olacagini hesapliymiyorda, düsünüp düsünüp , sonradanmi akil ediyor?
bu ve bunun gibi aciklamar insanlari savalak yerine koymaktir.

HACI,

muhammedin birde senlik yani hasta yönü var. epilepsi hastasi.

benim epilepsi hastasi bir iscim vardi. bu kizcagiz büyük bir kriz gecirdikten sonra, günlerce kendine gelemez, uyurgezer gibi dolasirdi. konusulanlari bile dogru degerlendiremezdi.

muhammed böyle krizleri vahiymi saniyordu? dersin ?

Her ne kadar Muhammed’in kişiliği duruma ve zamana göre değişmekte ise de, belli bir acendası olduğu ve ne pahasına olursa olsun onları gerçekleştirmeyi kafasına koyduğu bellidir. Muhammed hiç kuşkusuz bir dava adamıdır.

Giderek güçlenen Muhammed'e aşağıdaki ayetler inmiştir.

Tevbe 74: Kafirlerle ve münafıklarla savaş (cihat) yapın ve onlara katı davranın!
Bakara 191: Onları yakaladığınız yerde öldürün. Onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne ve bozgunculuk öldürmekten daha kötüdür. …..
Nisa 89-91: Allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin.. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı…
Sizinle aralarında antlaşma olanlara dokunmayın..
Sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün.
Tevbe 5: Haram aylar çıktığında müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün…….

Bütün bunlar Kur’an’ı okuyanlar için çelişkidir. Kur’an’a dayanarak Müslüman’lara adalet getirmek isteyen halifeler bu çelişkiler yüzünden halka yeterince yararlı olamamışlardır. Bu ayetler ayrıca Muhammed’in ne kadar kompleks bir kişiliğe sahip olduğunu ve günlük politikaya ne kadar çok önem verdiğini de göstermektedir. Muhammed Arap’ların o zamana kadar karşılaşmadıkları azmi kırılması olanaksız, inatçı, sebatkar, kendine güvenen ve geleceği az çok görebilen bir liderdir.
Kurnaz olduğu kadar zeki ve son derece yetenekli bir insandır da..

Mekki ve medeni ayetler arasındaki çelişki ve farkların felsefi bir nedene dayanmaması onların Muhammed’in günlük politikasının gereksinimleri olarak Kur’an’a yansıması ile açıklanabilir. Mekke’de güçsüz, mütevazi, öğüt veren ve sürekli ezilen bir Muhammed vardır. Medine’de ise Mekke ile mücadele eden savaşçı bir Muhammed……

HACI

Devam edecek...

peki hacı hz muhammedın savaştan kalan esirleri öldürmeyip onlara iyi davranmasını,ve 5 kişiye okuma öğretip onları tekrar bırakmasına ne diyosun..ayrıca ilhan arselin kitaplarını okursan doğruyu bulmazsın çünkü o da bir ateist..ve ayetleri kendi kafasına göre yorumlamıştır,bir ateist kuranı nekdar mantıklı ve doğru yorumlayabilir hiç düşündünmü?adam daha arapça bilmiyor bikere...

Herşeyden önce Kur'an'ı yorumlamak için Arapça bilmeye hiç gerek yoktur..
Yabancı bir dil bilen birisi için ayetler açık ve seçiktir. Tabii bu bağlamda ayetlerdeki çelişkilerdir açık ve seçik olan.. Elimde 4 İngilizce ve birçok Türkçe Kur'an meali vardır. Bir ayeti her birinden ayrı ayrı incelerim.. Ve yorumlarını mümkünse size bırakır, ayetin kendisini yazarım.. Çoğu kere yoruma gerek yoktur... Çelişkiyi yorumlamak Müslüman'larin yaptığı bir hatadır. Çelişkiye bir kulp takmak derim ben onlar için... İlhan Arsel'in yorumları son derece bilimsel ve yerindedir.. Onların gözlerinizi açmasını beklerdim. Ama hala uyuyorsunuz.. Bu da Muhammed'in kurnazlığını bir kere daha kanıtlıyor. 1400 yıl sonra hala bazıları onu izliyor ve ona hayran... Ne ilginç...

Muhammed'in iyi niyetli etkinlikleri olmuştur elbette. Birilerine okuma yazma öğretmesi, bütün esirleri öldürmemesi ondan beklenir. Herkesten beklenir. Ama yaptığı zulümler çok daha fazladır. İslam'ı yaymak için katliamlar yapmış ve Müslüman olmayan kabileleri tümden ortadan kaldırmıştır..

Konuyu tartışmaya devam edeceğim..

HACI

Nahl 101

Nesh ayeti hakkında İnşaallah faydası olur.

Bu mübarek ayetler Allah tarafından mukaddes ruh vasıtasıyle son peygamber'e inen Kur'an ayetlerinden bazılarının hikmet gereği neshedilmesi (yürürlükten kaldırılmasını) bahane ederek Hz Muhammed'in Peygamberliğini inkar edenleri reddetmektedir. Kur'an-ı Kerim'in yabancı dille değil Arapça nazil olduğunu bildirmektedir. Kur'an-ı Kerim'in ayetlerine inanmayanların,yalancı,iftiracı kafir kimseler olduğundan onların hidayetten mahrum ve elem verici bir azaba mahkum bulunduklarını ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: İslamın başlangıcında dini hükümler Kur'an-ı Kerim vasıytasıyla yavaş yavaş tebliğ edilmekte idi sonra bu hükümlerden bazılarının yerine diğer hükümler
konulmuştur ki, buna "nesh = değiştirme denilmiştir. Bu bir hikmet gereğidir. Mesela Başlangıçta Mescid'i Aksaya yönelerek namaz kılınırdı, sonra Kabe-i muazzama kıble edinilmiştir. Ve namazlar da bilahara beş vakit olarak emredilmiştir. Bütün bunlar ilahi vahyin inişi zamanında birer hikmet ve menfaata dayalıdır. Fakat bu husutaki hikmet ve faydayı bir takım kafirler anlayamıyorlardı. İşte Cenab-ı Hak o kafirlerin öyle cahilce dedikodularını gözler önüne seriyor ve buyuruyor ki (biz bir ayeti bir ayetin yerine getirince) bir dini hükmü bildiren bir kur'an ayeti yerine o kükmü ortadan kaldıran diğer bir ayeti kerime indirince o kafirler söylenmeğe başladılar Halbuki (Allah ise indirdiğini çok iyi bilir) önceden indirdiği ve sonradan indireceği ayetlerin ne gibi hikmetlere,
faideleere dayalı olacağını hakkıyla bilen ancak o kerem sahibi mabuttur. Klulları hakkında en faideli olan hükümler neler ise onları tesbit etmiş ve emretmiş olur. O kafirler ise bu nesh hikmetini takdir edemediler. Bilakis (dediler ki:) Ya Muhammed!. Aleyhisselam (sen süphesiz bir iftiracısın) Allah adına yalan yere söz söylüyorsun, bir şey ile emrediyorsun, sonra ondan men eyliyorsun (hayır) O kafirler takdir edemiyorlar, öyle bazı neshin meydana gelmesindeki hikmetleri anlayamıyorlar (onların çoğu bilmezler) onlar hatayı sevaptan ayıramazlar neshin ne gibi faideleere menfaatlara dayalı bulunduğüunu anlayamazlar. Onların bir kısmı da bu faideleri, maslahatları anlayabilseler de yine sırf inatlarından dolayı inkara devam eder dururlar.

slm

Yukardaki ileti neyi açıklıyor? Hangi ayetlere inanacağız? Hepsine mi? Nesh edilenlere mi? Yoksa yenilerine mi?
Aralarında çelişki olunca ne yapacağız?

Bunu bana açıkar mısınız?

selam
hacı
kuranın imanın değerini ortaya koyan bir kitab olmasından dolayı bir özelliğini belirtmek, sizin çelişki diye nitelendirdiğiniz şeyleri anlamaya çalışmakta yararlı olacaktır. Allah'ı hakkıyla değerlendiren bir müslüman kuran okumaya başladığı zaman sizin düşünmüyorsunuz demenize rağmen inanın çok daha fazla sorgulamayla karşı karşıya kalmaktadır. hem geleneksel yanlış öğretileri kurana göre sorgulayacak, hem ahlaksal yaptığı kişisel hatalarını yani nefsini sorgulayacak hem de dünyada var olan ideolojileri sorgulayacaktır. dinini gerçek temellere oturtmak açısından bu çok sancılı bir dönemdir ve bunu anlamanızı pek beklemiyorum.

bu sorgulamalar içinde sizin çelişki diye nitelediğiniz çoğu şey bizimde karşımıza çıkmıştır. ancak bir yandan ahlaksal doğruları yapıp konuları tek bir ayetle değilde bir bütünlük açısından değerlendirmeye başladıkça Allah'ın lutfuyla bu çelişkiler bir bir ortadan kalkmaktadır. çünkü çelişki gibi duran konular ya eski şartlandırmalardan ya nefsimizin aşırı arzularından ya bilgi ve araştırma eksikliğimizden yada daha özel konularda Allah'ı insan kalıpları içinde düşünmekten kaynaklanmaktadır. mesela geleneksel şartlandırmalardan kaynaklanan bir çelişki olunca düşüncenin başına dönülür. bilgilerin kurandan mı yoksa insan yorumlarından mı sağlandığı chek edilir. insan yorumları elendikten sonra sadece kuran (Allah katından tek delil) bilgileri ışıgında konuya tekrar bakıldığında bir çelişki olmadığı ortaya çıkar.

bakış açısı çok önemlidir. kişi çelişki görmek için kurana bakarsa sizin bu bulduklarınızdan çok daha fazlasını bulabilir. bu da kuranın bir ayrıştırıcı özelliğidir. kuran sorgulayıp kesin bilgiyle iman edenlere açıktır, baştan ön yargılı olanlara kapalıdır. buda imanın değerini ortaya koyar. defalarca çeşitli arkadaşlar tarafından belirtilmesine rağmen, kuranda bilindiği gibi olmayan nesh kavramına sarılarak hala kuranı işgalci, savaşan bir kitab olarak değerlendirmeye çalışmanız bunun en bariz örneğidir. elbette geleneksel din uygulayıcıları ve uydurulmuş hadisler size haklı bir zemin hazırlamaktadır.

ne var ki bu yazdıklarım sizin bakış açınıza bir katkı sağlamayacaktır. çünkü ön yargılısınız. atatürk duruma göre tavır aldığında zamanın gerekliliği ama kuran duruma göre tavır aldığında ikiyüzlü olarak değerlendirilebiliyor. sizlerin anıtkabiri ziyaretiniz, saygıyla ayakta durmanız modern, çağdaş yüzünüz ama müslümanın kabeyi ziyereti, saygıyla namaz kılması ilkellik olabiliyor.

bu sebeble muhammed'in kişilik tahlilini kurandaki çelişkiler üzerine kurmanız yanlış olmaktadır. SADECE kuranda anlatılan muhammedin profilini ön yargısız çıkarırsanız belki bilinenin aksine ilginç bir çalışma olabilir.

syg

Al-i imran
7. Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.

Diyanet meali

Bu ayet hakkında yorumlarınızı bekliyorum.

"Susmak, kabullenmek demektir"
Peki

Nwdll,
Say bakalım kuranı kerimde apaçık oldugunu söyleyen kaç ayet var.

nwdll yazdigin ayetin neyini yorumliyalim?
Orada ilim diyor , herhalde siz Ilim kelimesini teknoloji ile karistiriyorsunuz. Ilim bir seyi bilmektir. Peygamber devri ilmi ise sadece Allahin varligini, peygamberlerin onun elcisi oldugunu bilmekten ibaretti. Umarim sen o ayetteki ilim kelimesini gunumuz teknolojisi ile es anlamda kullanmiyorsun.

Kuranda tamamen apaçık bir kitap dendikten sonra birde bazı ayetleri herkes anlayamaz da diyor.ve bir çok kimsenin kurandan mucize çıkarması olayıda bundan dolayıdır..

Daha önce de değindiğim gibi burada ben Muhammed'in kişiliğinden bahsediyorum. Kur'an'daki çelişkilerden değil. Onlara sonra değinizir.

Muhammed’in bir yalancı ve bir sahtekar mıdır? Bunlar ağır suçlamalardır. Kanıtlanmaları gerekir. Muhammed’in kişiliğindeki bu sapkınlıkları anlamamıza yardım edecek yegane yayın Kur’an’dır. Muhammed yalnız yalancı bir sahtekar değildir. Aynı zamanda, kendi sapkın acendasını yürütmek için kendisini izleyenleri manüple etmesini çok iyi bilen bir psikopattır da.

Kur’an’ın Allah’ın değil, Muhammed’in eseri olduğu Kur’an’da mevcut bir ayetle şöyle açıklanmaktadır.

Hakka,40: Ki o (Kur’an) çok soylu bir elçinin sözüdür. Veya şöyle de olabilir: Kur’an, andolsun ki kerim (onurlu) bir elçinin sözüdür.

Muhammed şairlikle suçlandığı zaman aşağıdaki ayetler inmiştir:

Hakka, 41: Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz.
Hakka, 42: Bir kahinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp, düşünüyorsunuz.
Hakka, 43: Alemlerin Rabbinden bir indiriştir o…
Hakka, 44-45: Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.

Allah burada konuşmakta ve kendine yemin ederek asıl yazarın kendisi olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır. Bu ayetler açıkça Muhammed’in bazı yalan ve desiselerle kendisine inananları manüple etmeye çalıştığını ve bunda da başarılı olduğunu göstermektedir. Ayrıca Muhammed gerçekten iyi okuma yazma bilmeyen biri de olabilir. Muhtemelen Hakka 40 dikkatinden kaçmıştır.

HACI

Devam edecek...

ayrıca bir dikkat çekilmesi gereken noktada şudur:
Ne zaman Muhammed'in başı sıkışsa onla ilgili bir ayet iner!Ve tabii Muhammed'in başı kurtulur..
Burdan da Muhammed'in olayları kendinin çözemediği anlaşılabilir.Mutlaka bir çok olayı arkasına yüce bir güç! alarak çözmelidir.

Muhammed'in sorunları bazı ayetlerle çözmesinin iki anlamı olabilir...
Ya kendisi çok kurnaz ve manüple edici biridir..
Ya da gerçekten Allah vardır.

Allah'ın gerçekten var olduğunu kabul edelim. Neden böylesine dolambaçlı bir yola baş vurmaktadır? Neden daha başından bazı önlemler almamaktadır. Olayların seyrini bilmemekte midir yoksa? O zaman nasıl bir Allah'dır.

Muhammed'in kurnaz ve manüple edici biri olması çok daha akla yakındır..

HACI

bunu bir müslümana sorsan allah bizi test ediyor der.Tabii mantıklı bu değildir.

Ey müslümanlar! Siz ne düşünüyorsunuz bu ayet hakkında? Kafirlerin "körlüğü" budur!

yalnız nedense bazı şerefsizlerde bu tür ayetlerden aptalca mucizeler çıkarıyor..

Kur’an’a göre Muhammed, megalomanik eğilimlere sahip olan biridir. Bazı ayetlerde kendini yüceltmekte, hatta Allah ile aynı düzeyde göstermeye çalışmaktadır. Kur’an’da Muhammed kendisine olan boyun eğmenin, Allah’a da boyun eğme olduğunu yazmıştır.

Nisa, 80: Peygambere boyun eğen, Allah’a boyun eğmiş olur!
Fetih, 10: Ey Muhammed! Şüphesiz sana baş eğerek ellerini verenler, Allah’a baş eğip el vermiş sayılırlar.

Bu konuda daha da ilginç ayetler vardır.
Ahzap, 56: Şüphe yok ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çok salavat getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.

Burada kullanılan salat ve salavat sözcükleri dua ve ibadet etmek anlamınadır. Allah ve melekleri Muhammed’e dua ve ibadet etmektedirler. Bu ne büyük kendini beğenmişliktir! Bu ne megalomanyaklıktır!



HACI

Devam edecek.

NWDLL;

Öncelikle belirtmem gerekir ki: Ben asla bir müfessir (tefsir yazabilen) değilim.

Anlayabildiğim kadarıyla bu ayet-i kerimede Rahman olan Allah muhkem ve müteşâbih ayetlerden bahsediyor.
Tabii, öncelikle bu iki kelimenin anlamını bilmek, öğrenmek gerekiyor.

Muhkem:Sağlam, sağlamlaştırılmış
Müteşabih:?
Önce şu kelimeyi arayalım...

nwdll yazdığın ayet bizim için fazlasıyla yeterli ama Kuran'ı kendi zırvalıkları ile yorumlayan bi ateist bunu anlamasını beklemek hata olur, mesela hacı ben Hz.Muhammed'in kişiliğini Kuran'a göre yorumlayacağaım başka kaynak kullanmıcam dedi ama şuana kadar gördüğüm değil Kuran'a göre kişilik analizi yapmak tamamen uyduruk turan dursun kaynaklarından faydalanıyor. Kılavuzu karga olanın burnu bilmem neden kurtulmaz misali........

haci süpersin yaaa, şu son yazdığından anladığım kadarıyla, cahil ve bilgisiz ateist kitlelerini şuursuzca arkandan sürükleyecek güce sahip birisin

Sız yazılanları değil, aklınızdaki sapkınlıkları tartışıyorsunuz.. Onların ne olduğunu bilmeme olanak yok.. Somut örnek vererek yanıtlayın yazdıklarımı..
Hangi yazdıklarım ve neden doğru değil..
Kıvırtmayın.. Mert olun..
Tabii verecek cevabınız olmadığı için sapkınlık yapıyorsunuz. Onu ahlayabiliyorum. Sizi doğru yola davet ediyorum.

HACI

xisgel,
Özel mesajda yazdım, ama sanırım farketmedin.
İmzanı degiştirmen uygun olacaktır.

Hadi ama araştırmacı ATEler...

Ricamı geri çevirmeyin: Bulun şu MÜTEŞABİH'in anlamını da konuya devam edelim...

ya mete bak.o zaman bu ateistlerin imzaları , açtıkları saçma sapan başlıklar ki birisi topladı bir bolumunu bir başlık altında ve ateistlerin ettiği once hakaret küfür ne olacak?? e soruyu boşuna soruyom biliyorum . bilim bu sorunun cevabını lşimdi veremesede ileride mutlaka verir demi!!!

MÜTEŞABİH: BENZER ANLAMLI, ÇOK ANLAMLI, MECAZİ Demek desem ne dersin?

East,
Foruma gelir gelmez, herkese hakarete başladın.
Yazdıklarına bir çekidüzen ver, yok ben bu şekilde hakaretlere devam edecegim dersen, bazı şeyler again olur.

Bütün bunlara rağmen İslamcılar Kur’an’da çelişki olmadığında israr ederler. Ama Kur’an ayetleri arasındaki çelişkiler o kadar açıkdır ki, onları inkar etmek ve çeşitli sahte mazeretlerle açıklamaya çalışmak çabalari işe yaramaz. Kur’an’daki çelişkileri yakından inceleyen biri onlarda Muhammed’in kişiliği hakkında önemli malzemelerin bulunduğunu anlar. Kur’an Muhammed’in cinsel yaşamı ve gücü, hatta onu pratik etmek ayrıcalığı hakkında olduğu gibi, ahlakı, sosyal ilişkileri, hırs, arzu ve istekleri, kin ve nefretleri hakkında da önemli ip uçları veren ayetlerle doludur. Kur’an’ı yakından inceleyen birisi orada Muhammed’in gerçek kişiliği ile karşılaşırsa, şaşırmamalıdır.

Muhammed maddiyata da büyük önem verir.

Muhammedin kurnaz biri olduğuna değinmiştim. Muhammed bu niteliğini çeşitli şekillerde kullanarak yaşamını zenginleştirmiştir. Manevi olabildiği gibi, maddi de olabilen bu zenginliğe Muhammed her zaman olduğu gibi yine Kur’an ayetleri ile kavuşmuştur.

Mücadile, 12-13: Ey o bütün iman edenler! Peygambere gizli maruzatta bulunmak istediğiniz zaman, fısıltınızdan önce bir sadaka takdim ediniz. Bu sizin için hem bir hayır, hem de daha ziyade bir temizliktir. Ya! Fısıltıdan önce sadakalar takdim etmekten korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah da size tevbe lütfetti, artık namaza devam edin.

Bu ayete göre sadakanın kime verileceği kesin değildir ve Muhammed’e gibi durmaktadır. Muhammed’in sadaka ve zekat almadığı söylenirse de, bu ayete göre sadaka alması mümkündür. Huzuruna çıkanları sadaka vermek zorunluğunda bırakmak için vahiy indiğini söyler. Böylece kendini yoksulların koruyucusu gibi de gösterir. Bu ayet Muhammed’in paraya olan düşkünlüğünün delilidir.

HACI

Devam edecek.