<< Previous Topic | Next Topic >>Ana sayfaya don  

İslam ve Bilim

July 26 2006 at 7:23 PM

skyTURK  (Login skyturk)
Ateistforum

ALINTIDIR
------------

İslam dünyasında yetişen bilim adamlarından Cabir Bin Hayyan, 'Kimyasal maddeleri, uçucu maddeler, uçucu olmayan maddeler, yanmayan maddeler ve madenler' olarak dört grupta toplar. Cabir Bin Hayyan'ın bu çalışması, modern kimyanın kurucusu olarak bilinen Lavoisier'e öncülük eder.

El-Kindi, Einstein'dan 1100 yıl önce 800 yılında, izafiyet teorisi ile uğraşır. El-Kindi, 'Zaman cismin var olma süresidir, zamanla bilinebilen ve ölçülebilen hız ve yavaşlık da hareketin sonucudur. Zaman, mekan ve hareket birbirinden bağımsız değildir, göğe doğru çıkan bir insan ağacı küçük görür, inen insan ise büyük görür' der.

Tıp ve eczacılıkta İbn-i Sina ve Razi gibi alimler, anatomi ve tedavi alanına pek çok yeni bilgi eklerken; tarih ve coğrafya bilimlerinde Idrisi, Hamevi ve Taberi ve adını bu satırlara sığdıramayacağımız pek çok İslam âlimi, bilimsel teorilerde önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Özellikle optik alanında, on birinci yüzyılda İbn-i Heysem, bu bilim dalını tek başına yeniden inşa etmiştir.
Dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan Sabit bin Kurra, astronomi alanındaki ilk büyük yeniliği gerçekleştirmiş, Batlamyusçu sisteme dokuzuncu yıldızsız küreyi eklemiştir. Onüçüncü yüzyılda, bu sistemin karşılaştığı güçlükleri fark eden yine Müslüman astronomlar olmuş ve Batlamyusçu olmayan gezegen modellerini geliştirmişlerdir.

Bunlar, gerçekten zamanlarının çok ilerisinde çalışmalardır. Söz konusu çalışmaları ile bilim tarihine adlarını yazdıran Müslüman bilim adamları, devlet tarafından maddi-manevi destek görmüş, teşvik edilmiş, halk arasında itibar kazanmışlardır. Aynı dönemin Avrupa'sında ise durum tamamen farklıdır. Bilime hizmet eden Avrupalı bilim adamları, pek çok engelleme ile karşılaşıp kısıtlanmakta, hatta çalışmaları tamamen durdurulmak istenmekteydi.
Dünyanın Eğimini Hesaplayan Fergani
Harezmi, Hint rakamlarına sıfır rakamını ekleyerek bugün kullandığımız rakamları oluşturuyor; fen bilimlerinde, deneyle sabit olmayan bilgilere itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Ahmet Fergani, enlemler arasındaki mesafeyi hesapladığı gibi, Dünya'nın eksenindeki eğimi en doğru şekilde hesaplıyordu.

Trigonometrik bağlantıları bugünkü kullanılan şekliyle formülleştiren El-Battani, 877 yılından 929 yılına kadar sürekli astronomik gözlemler yapar; Tanjant ve Kotanjant'ın tanımını yaparak Sinüs, Tanjant ve Kotanjant'ın sıfırdan doksan dereceye kadar tablosunu hazırlar.

Ebubekir er-Razi, cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk kez hayvan bağırsağını kullanır; tıp biliminde deney ve gözlemin çok önemli olduğundan bahseder ve başhekimi olduğu hastanede görev alacak olan doktorların uzmanlaşmaları gerektiğini söyler.

Ebü'l-Vefa trigonometriye Sekant ve Kosekant kavramlarını kazandırır. Gözün görülebilir cisimler doğrultusunda ışınlar yaydığını söyleyen Öklid ve Batlamyus'a karşı; 'Görülecek cismin şekli, ışık vasıtasıyla gözden girer ve orada mercekler vasıtası ile nakledilir' diyerek, yaptığı sayısız denemelerle 'göze gelen uyarıların görme sinirleri ile beyne iletildiğini' söyleyen İbnü-l-Heysem ise optik biliminin öncüsüdür.

Çeşitli maddelerin birbirinden ayırt edilme yollarından birinin, maddelerin özgül ağırlıkları olduğunu söyleyerek, sıcak su ile soğuk su arasındaki özgül ağırlık farkını tespit eden el-Beyruni; 973 yılında 'Bilimsel çalışmaların, deneylerle ispat edilmesi gerektiğini ve belgelere dayanmasının zorunlu olduğunu' söyler. İbnu'n-Nefis, 1200'lü yıllarda, küçük kan dolaşımını keşfeder.

Bütün İslam ülkelerinde matematik, tıp, uzay bilimleri ve daha birçok ilimin okutulduğu eğitim kurumları, rasathaneler; dönemin en gelişmiş teçhizatları ile donatılmış hastaneler, herkese açık kütüphaneler bulunmaktaydı. Bağdat, Harran ve Endülüs başta olmak üzere Mısır, Kuzey Afrika ve Doğu Fırat çevresindeki birçok İslam şehrinde, eğitim sistemi ve ilim, söz konusu döneme örnek teşkil edecek düzeyde geliştirilmişti.
Müslümanlar, yaşadıkları şehirleri uygarlık merkezleri haline getirmişlerdi. Bunlardan biri olan Kurtuba, hastaneleri, kütüphaneleri ve Orta Avrupa'dan öğrencilerin eğitim görmek üzere geldiği okulları ile Avrupa'nın en modern şehri olarak bilinmekteydi.


Bilimin Müslüman Öncüleri Ebul İz El Cezeri
XIII. yüzyılın başında, Diyarbakır Artuklu Sarayı'nda 32 yıl başmühendislik görevi yaptı. El Cezeri, su saatleri, otomatik kontrol düzenleri, fıskiyeler, kan toplama kapları, şifreli anahtarlar ve robotlar gibi, pratik ve estetik birçok düzeni tasarlayan ve bunların nasıl gerçekleştirileceğini anlatan "Kitab-el Hiyal" adlı kitabın yazarıdır.
Cezeri, tarihte sibernetiğin kurucusudur. Sibernetik; haberleşme, denge kurma ve ayarlama bilimidir. İnsanlarda ve makinelerde bilgi alışverişi, kontrolü ve denge durumunu inceler. Bu bilim, zamanla gelişerek bilgisayarların ortaya çıkmasına imkan tanımıştır.
Sibernetik ve otomatik sistemlerin başlangıcı konusunda; Fransızlar Descartes ve Pascal'ı; Almanlar Leibniz'i, İngilizler de R. Bacon'ı öne sürseler de, aslında Cezerî bunu ortaya koyan ve i-lim dünyasına sunan ilk bilgindir.

Hazini
Hazinî, ölçü ve tartı teorilerine yaptığı katkı ile tanınır. Bilime yaptığı diğer bir önemli katkı da yerçekimi hakkındaki görüşleridir. Hazinî, Newton'dan 500 yıl önce, "her cismi yer kürenin merkezine doğru çeken bir güç" olduğunu söylemiştir. Roger Bacon'dan yüzyıl önce de, dünyanın merkezine doğru yaklaştıkça, suyun yoğunlaştığı fikrini ortaya atmıştır.

Hazinî, kimyasal maddelerin yoğunluk ve özgül ağırlıklarını ölçmek amacıyla icat ettiği hassas terazilerle, kimya bilimine de önemli katkılarda bulundu. Öyle ki, icat ettiği ve "Mizanü'l-Hikme" (Hikmet Terazisi) adını verdiği bu hassas terazi ile yaptığı yoğunluk ve ağırlık ölçümleri, günümüz teknolojisi kullanılarak yapılan ölçümlerden pek farklı değildir.
Elementler ****
Altın 19.05 19.26
Civa 13.56 13.59
Bakır 8.66 8.85
Pirinç 8.57 8.40
Demir 7.74 7.79
Kalay 7.32 7.29
Kurşun 11.32 11.35

Hazini'ye göre Modern kimyaya göre
Hazinî, Zîc-i Sanacarî (Yıldız Kataloğu) adlı eserinde, yıldızlar ve gezegenlerle ilgili bilgilere ve Selçuklu Devleti'nin enlem ve boylamlarına da yer vermiştir. ‘Risale fi'l-Âlât' (Aletler Bilgisi) adlı kitapçığında ise gözlem aletlerini konu almıştır.

Musaoğulları
Benu Musa kardeşler, Abbasi Halifesi Memun (M.S. 813-833) ve onu izleyen halifeler zamanında, matematiksel bilimlerin gelişmesi yönünde etkin rol oynamış kişilerdi.
Topkapı Sarayı III. Ahmed Kütüphanesi'nde bulunan eserlerinde (A3474), sihirli kaplar, fıskiyeler, kandiller, bir dansimetre, bir körük ve bir kaldırma düzeninden bahsedilmektedir.

Hârizmi
9. Yüzyıl'da Hârizm'de dünyaya geldiği için Hârizmî adıyla tanınan ve büyük bir olasılıkla Türk olan Muhammed ibn Musa, Memun'un Bağdat'ta kurduğu Bilgelik Evi'nde bulunmuş ve bu kurumun kütüphanesinde matematik ve astronomi alanlarında araştırmalar yapmıştır.
Aritmetik ve cebirle ilgili iki yapıtı, matematik tarihinin gelişimini büyük ölçüde etkilemiştir.
Hârizmî'nin cebirle ilgili bu yapıtı, 12. Yüzyıl'da Chesterlı Robert ve Cremonalı Gerard tarafından Latinceye tercüme edilmiştir. Yapıtların en ilginç yönlerinden biri, açıların, trigonometrik fonksiyonlarla ifade edildiğini gösteren bir takım tablolar ihtiva etmesidir.
Bunların dışında, Hârizmî'nin yön bulmada kullanılan usturlabın biri yapımını ve diğeri de kullanımını anlatan iki eseri daha mevcuttur. Hârizmî, Batlamyus'un Coğrafya adlı yapıtını, ‘Kitâbu Sureti'l-Ard' (Yer'in Biçimi Hakkında) adıyla Arapça'ya tercüme etmiş ve böylece, Yunanlıların matematiksel coğrafyaya ilişkin bilgilerinin İslâm dünyasına girişinde önemli bir rol oynamıştır..

Ali Kuşçu
Semerkant Rasathanesi'nin Müdürlüğü'nü yaptığı sırada, Akkoyunlular adına Osmanlılarla barış görüşmelerinde bulunmak için İstanbul'a geldi. Fatih Sultan Mehmet'in büyük desteğini gördü ve Ayasofya Medresesi'nde görevlendirildi. Burada, Mirim Çelebi, Sarı Lütfü, Sinan Paşa gibi değerli bilim adamlarını yetiştirdi.
Bilhassa, astronomi ve matematik konularında çağının sınırlarını aşacak kadar önemli eğitim ve öğretim çalışmalarında bulunan Ali Kuşçu; Ayasofya Medresesi'nin çalışma programlarını da yeniden düzenlemiştir.
Semerkant Rasathanesi'nde iken ‘Zic-i Uluğ Bey' (Uluğ Bey'in Yıldız Kataloğu) adlı eserin hazırlanması için gerekli gözlem ve hesaplamaları yaptı. Söz konusu eser, çağının en ileri kurumsal matematik bilgilerini içerir.
‘Risaletü'l-Fethiye' adlı eseri ise 19. yüzyılda, İstanbul Mühendishanesi'nde (İstanbul Teknik Üniversitesi) ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu eserde, gök cisimlerinin yere olan uzaklığına yer vermiş; ayrıca dünya haritasını da kitabının sonuna eklemiştir. Burada yer kürenin eksenindeki eğikliği 23o30'17" olarak tespit etmiştir. Bu, günümüz modern astronomi verilerine oldukça yakın bir tespittir.

Şerafeddin Sabuncuoğlu
Fatih Sultan Mehmet döneminin ünlü doktoru ve tıp bilginidir. ‘Mücerrebname' adlı eserinde, kendi deney ve gözlemlerine yer vermiştir. Asıl çalışma alanı cerrahlık ve deneysel fizyolojidir. ‘Cerrahiyatü'l-Haniye' isimli eserinde, cerrahlıkla ilgili çalışmalarına yer vermiş ve yaptığı cerrahi müdahaleleri resimlerle tasvir etmiştir.

Bursalı Ali Münşi
Tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri ‘Kınakına' hakkındaki çalışmasıdır. Burada bu ağacın kabuklarının humma, sıtma gibi hastalıklara iyi gelmesi ile ilgili gözlemlerine yer vermiştir.

---------------

yukarıdaki bilgiler yanlış ise:
Tarihimizden bu yalanları temizlemeliyiz ve varolan eserleri çalıntıdır yada hayal mahsuludur diye yoketmeliyiz

yukardaki bilgiler doğru ise
lütfen islam bilimle çelişir demeyin.
Bilim ve islam bir arada yaşamış ve çok ileri seviyelere gelmiştir.Şimdiki biliminde temellerini oluşturan araştırmalar olmuştur.
Batı dünyası bu bilgileri yüzlerce yıl kullanmış ve nankörlük ederek; islamın varolduğu hiçbir zamanda ve hiçbiryerde bilimsellik varolmamıştır yalanını üretmiştir.


 
    
AuthorReply
Sadri
(Login Sadricik)
Ateistforum

Re: İslam ve Bilim

July 26 2006, 7:30 PM 

İslam ve bilim çelişmez hatta batı ilimi dogudan almıştır.
 
 

(Login Dr.Kont)
Ateistforum

Re: İslam ve Bilim

July 26 2006, 7:32 PM 

İbni Sina'yı İmam Gazali inançsız ilan etmiştir.Gazali geldiği asrın müceddidi olduğuna göre İbni Sina kafirdir.

Bu bilimadamlarına bir eklemede ben yapmak isterim...

İbnülheysem:Işığın gözden çıkıp görüntünün böyle oluştuğu iddiasını ortadan kaldırmış ve kendisinden sonra gelen birçok bilimadamınında ufkunu açarak ışığın maddeden yansıyarak geldiğini ortaya atmıştır.
Ayrıca ışığın kırılma nedeninin ortamlar arasındaki farktan dolayı ışığın hızındaki değişmeden kaynaklandığını ileri sürmüştür.


    
This message has been edited by Dr.Kont on Jul 26, 2006 7:33 PM
This message has been edited by Dr.Kont on Jul 26, 2006 7:33 PM
This message has been edited by Dr.Kont on Jul 26, 2006 7:33 PM
This message has been edited by Dr.Kont on Jul 26, 2006 7:33 PM


 
 
gezgin95
(Login gezgin95)
Ateistforum

Re: İslam ve Bilim

July 26 2006, 8:14 PM 

İslamın başlangıcında Bilim önemli olmuş. Tamam. Bu İslamın bilimle çelişmediği anlamına gelmez. Bilime hoşgörüyle yaklaşan İslam (veya herhangi bir din) VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ.
Bilim dinlerin ana fikrine karşıdır (yaratan fikrine).

Herkesin Evrimi öğrenip anladığını düşünün...

İslam Bilime karşı olmaya MECBURDUR. Yoksa YAŞAYAMAZ.

 
 

xislam
(Login xislam)
Ateistforum

gezgin95

July 26 2006, 8:24 PM 

imza
 
 

(Login Sadricik)
Ateistforum

Re: İslam ve Bilim

July 26 2006, 8:25 PM 

Evrin teorisii zaten bilimle de bagdaşmaz gezgin.
 
 

skyTURK
(Login skyturk)
Ateistforum

Re: İslam ve Bilim

July 26 2006, 10:26 PM 

burada sayılan bilim adamları 700 ila 1500 yıllarında yaşamıştır.
nasıl bir bilim düşmanı din ki bağrında 800 sene bilim adamlarını beslemiş desteklemiş. Dünyaya bir miras bırakmış. Kendileride zamanın en medeni toplumu olmuş.
İslam ve bilim nasıl bir tezat içindeki, bu tezatı bu kadar asır içinde barındırmış?
İslama ne olmuşta ,çökmüş yok olmuş deme bağnazlığını gösteriyorsunuz?
Tamam yok olmasını istersiniz bu ayrı mesele ama göz göre görede desteksiz atmayın.
Asıl islam bu zamandan sonra yükselecektir, çünkü müslümanlara karşı tarihin en acımasız saldırıları yapılıyor ve uykusundan uyanacaktır inananlar.
Haçlı seferlerinde kadar ve hatta sonrasında bile bugunkü kadar zülüm olmamıştı.
Şimdi Ateisti, Hıristiyanı, Yahudisi elele islama çullandı. Önce içine hurafe karıştır, sonra dünyaya terorist göster şimdide elindeki teknolojik,ekonomik ve politik üstünlüklerle saldırıya geç, ama gözardı edilmemesi gereken bir durum var,
etki tepkiyi doğurur, bu ilk saldırı yada zayıflatma zamanı değil.

Mekke müşriklerinin zalimliği olmasa Hicret ve Medinede yeniden doğuş olmazdı;
Haçlı seferleri olmasa Selahattin Eyyubi ve Selçuklu doğal olarak Osmanlı olmazdı,
O kadar sene pusuda bekleyen çakal sürüleri sisten faydalanarak leş yiyeceklerini zannediyor ama her gecenin sabahı olduğu gibi, pırıl pırıl bir islami dönem başlayacaktır.

Şimdi müslümanlar yüzlerce yıldır yaşadıkları hurafelerin, tembelliğin ve aldatılmışlığın bedelini ödüyorlar ve biraz daha ödeyecekler.

Daha barış, esenlik ve aydınlık günler gelecektir.Ben umitliyim. Umarım gözlerimizle görme imkanımız olur

 
 
Sadri
(Login Sadricik)
Ateistforum

skyTURK

July 26 2006, 10:53 PM 

İMZA
 
 
Current Topic - İslam ve Bilim     
  << Previous Topic | Next Topic >>Ana sayfaya don