QUOTE(primat @ Dec 7 2007, 02:15 PM)

Geçmişte kuranla epey haşır neşir olsam hatta kuran kurslarına gitsem de yıllardır ne kuranla ne de diğer kitaplarla ilgim yok. Ancak sitede kuranı inceleyen birçok arkadaş var. Kuranda hayvanların nasıl konumlandırıldığıyla ilgli ayetler varsa bu başlık altında yollayabilirlerse sevinirim.
Neden bu kadar çok ve çeşitli canlı var ?, Dinlere göre yalnızca insanların imtihan dünyası değil mi bu ? başlığı altında da bu konuda yazılmıştı bir şeyler ... Bu başlık altındaki postlarımı buraya da almalıyım herhalde ...
Biliyorsunuz bu dünya İnsanların imtihanı için vardır ve hayvanlara İslam dininde öyle pek bir yer verilmemiştir ... Belki birkaç hadis (o da binek ve çiftlik hayvanları ile ilgili) veya ayet sayabilirsiniz ; ama temelde hiç hayvan olmasa da değişen bir şey olmaz ... Hayvanlar ve özelikle çiftlik hayvanları (8 tür-çift vs diye anılır Kur'an'da) nimet olarak geçer ... Şimdi bu durumda soru şu : "Her mağarada , her adada , toprağın her katmanında , havada , denizin her derinliğinde niçin bu kadar çok ve miyonlarca tür canlı var ?" ...Şimdi bu soru size mantıksız gelebilir ve "öyle olduğu için öyle" diyebilirsiniz pekala ama bu bence akılcı bir yaklaşım olmaz ... Çünkü bu sorunun mantıklı bir cevabını evrim teorisi çok makul bir şekilde verirken , dinlerin insan merkezli yaklaşımı asla veremiyor bence ... Aynı soru "insan için bu evren çok ama çok büyük değil mi?" şeklinde de sorulabilir ... Aslında Kur'an sanki bu durumun çok farkında değilmiş gibi , birkaç cins hayvan ve yer-gök(sanki eşitmiş gibi) tabirini kullanır sık sık ... Sanki yerden göğe bakan ve ikisini mukayese eden birisinin ağzından yazılmış gibi ...
Not: 1.7 milyon canlı türü sınıflandırılmış ama sadece böceklerin 100 milyon türü olabileceği ile ilgili çok sayıda iddia var ve türlerin gerçek sayısını bilen yok şu anda ...Niye bu kadar çoklar ?
Ali Bulaç
6- Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?
Diyanet Vakfı
6. Allah sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?
Edip Yüksel
6. Sizi bir tek kişiden yarattı, sonra ondan da eşini var etti. Size sekiz tür çiftlik hayvanı indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratmaktadır. Rabbiniz olan ALLAH işte budur. Egemenlik O'na aittir. O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl da çevriliyorsunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır
6-O, sizi tek bir nefisten yarattı. Onun esini de ondan meydana getirdi. Sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizleri analarınızın karınlarında üç türlü karanlık içinde yaratılışdan yaratılışa yaratıp duruyor: işte Rabbiniz Allah O'dur, mülk O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl (haktan) çevrilirsiniz?
Süleyman Ateş
6. Sizi bir tek candan yarattı, sonra ondan eşini meydana getirdi ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi: (Deve, öküz, koyun, keçi.) Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde yaratmadan yaratmaya (aşamadan aşamaya) geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz Allah budur. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl (O'na kulluktan şirke) çevriliyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk
6 Sizi bir tek canlıdan yarattı; sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. Ve sizin için davarlardan sekiz çift indirmiştir. Sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratıştan öbürüne geçirerek oluşturuyor. İşte Allah! Budur sizin Rabbiniz! Yalnız O'nundur mülk ve saltanat! İlah yoktur O'ndan başka! Hal böyle iken nasıl oluyor da gerçeğin tersine döndürülüyorsunuz?!
Aslında bu soruya bir şey daha eklenebilir : "İslamda niçin doğa ve çevreye saygı ve hayvanlara ve bitkilere iyi davranma ile ilgili doğru dürüst ve kalıcı ilkeler yok" ... Bu dünyada insandan çok daha fazla sayıda hayvan ve bitki türü yaşıyor ve biz devamlı çoğalarak onların yaşam alanlarını kısıtlıyoruz ... İslam eğer ebedi bir son din ise bu tür konularda da ilkeleri , görüşleri olmalıydı bence ... Yani şöyle üstünkörü bir bakış bile , 7. yy 'a ait bir şeylerin bize 21. yy'da artık yol gösterici olamayacağını gösteriyor ... Nerede çevre duyarlılığı , nerede hayvan sevgisi Kur'an'da ? ... Sanki "kıyamete az kaldı kendinizi kurtarın siz" gibi bir anlayış ve acele var Kur'an'da ... Siz neler dersiniz , neler düşünürsünüz bu konularda ?...
Bir de kur'an'da hayvanlar hep insana faydası yönünden ele alınmıştır ...Yani arı bizim için bal yapar , inek bizim için süt yapar , keser etini yeriz falan gibi ... Çiftlik hayvanı dışındaki, hayvanlar ise genellikle küfür ederken kullanılmıştır Kur'an'da ... Hüdhüd kuşuna bile Süleyman , istediği anda elinin altında hazır ve nazır değil diye az daha zulmedeceken son anda vazgeçer mesela

Ali Bulaç
20- Kuşları denetledikten sonra dedi ki: 'Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?'
Diyanet Vakfı
20. (Süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: Hüdhüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
Edip Yüksel
20. Kuşları denetledi ve, "Neden hüdhüdü görmüyorum, yoksa kaçak mı?" dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır
20-Bir de kuşları denetledi ve: "Bana ne oluyor, Hüdhüd'ü göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?
Süleyman Ateş
20. Kuşları teftiş etti, (içlerinde hüdhüdü bulamadı), dedi ki: "Neden hüdhüdü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?"
Yaşar Nuri Öztürk
20 Kuşları teftiş etti de dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kayıplara mı karıştı?"
-------------------------------------------------------
Ali Bulaç
21- '
Onu gerçekten şiddetli bir azabla azablandıracağım ya da onu boğazlayacağım veya o, bana apaçık olan bir delil getirmelidir.'
Diyanet Vakfı
21. Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!
Edip Yüksel
21. Bana (özür olarak) açık bir delil getirmezse, onu şiddetli bir cezaya çarpacağım, yahut onu keseceğim.
Elmalılı Hamdi Yazır
21-Onu mutlaka ağır bir cezaya çarptırıldım veya boynunu keserim, ya da bana muhakkak mazeretim gösteren açık, kesin bir gerekçe getirir." dedi.
Süleyman Ateş
21. Ona çetin bir azabedeceğim, ya da onu keseceğim. Yahut da bana (mazeretini belirten) açık bir delil getirecek.
Yaşar Nuri Öztürk
21 "Ona acımasızca azap edeceğim, beki de onu boğazlayacağım; yahut da bana mutlaka açık bir kanıt getirecek."