Tam Forum Görünümü: ALLAHIN VAR OLDUGUNUN KANIDI
Ateistforum > FORUMLAR > ATEİSTFORUM
Sayfalar: 1, 2
Turk50
Allahin var oldugunu iyi düsünürseniz kabul edeceksiniz!

1. Cogunlukla Ateistler sunu derler: " Allah olsaydi, neden göremiyoruz kendisini?"
Buna göre cevap: " Disarda olan Ceyran tellerinden gecen veya prizlerden gecen Ceyranida göremiyoruz, ama onlara degersek, bizi carptigini biliyoruz"

2. Sorulari: " Allah varsa neden böyle aclik var, ve fakirlik var?"
Cevap: " Sen yeni tanistigin kisiye herseyi anlatabilirmisin? iyi veyahut kötü arkadas mi diye test etmezmisiniz? Allah (c.c) da bizleri test ediyor"
Ayet: Enbiya Suresi (35): Her nefis ölümü tadacaktir. Sizi bir imtihan olarak hayir ile de ser ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.


Simdi benim size sorum

10 tane topu bir cuvala koyun! hepsini teker teker cekin, sayilari 1 den 10 a kadar sirasiyla cekilmeli!
Bunun arka arkaya gelme ihtimali 20 milyonda 1.
Ve bunlar sadece toplar, simdi dünyanin Günes etrafinda dönmesi, nefes almamiz, yemek yiyip bunlari geri cikarmamiz, hayvanlar bitkiler, sicaklik, agaclar, cicekler, denizlerin sicaklik derecesi, ve iclerinde yasayan baliklar , cocugun annenin karninda büyümesi, dogum, erkek ve kadin cinsiyeti ve bircok seyler bunlarin hepsi neyden olacak? Bir patlamadanmi?
Hadi diyelim bir patlamadan oldu hersey, bu patlamanin sebebi ne? ne birbiriyle carptida patlama oldu?


Ve hâla Allah'a inanmak istemiyenler icin, Allah onlara Kuranda ayetle uyariyor !

Bakara Suresi
(7) Allah onlarin kalplerini ve kulaklarini mühürlemistir. Gözleri üzerinde de bir perde vardir. Onlar için büyük bir azap vardir
Allah1dir1
maaşallah Kardeşim.. ama Azgınlar bunuda görmezler.. ah keşke iman etseler.. Bu konunda tavanarası olur.. tıpkı benim attığım mucizeler gibi..
haci
Siz Allah'ın varlığına bir ilahın olması gerektiği için mi inanıyorsunuz?
Yoksa İslam'a inandığınız için mi?
Hristiyanların Tanrı inancı ile sizinkiler arasında hiç mi fark yok.
Ya da Yahudilerin Tanrı inancı ile..
Size göre yok..

HACI
anibal
Aptlaca bir kanıt olmuş..

Elektirğin var olduğunu "görüyoruz"..

Görme nedir, haberin var mı senin ondan? Görmek dediğin şey, ışığı algılamaktır. Elektrik var, ama ışıkla işi yok. Fakat onu başka yollardan algılayabiliyoruz. Mesela, bizi çarpıyor.

Sen bize allahın varlığını, aynı şekilde somut olarak nasıl algılayacağımız göster, kimse itiraz etmez.

Şu ortaçağ kafasından bir kurtulun artık. Görmek derken kim neyi kastediyor, bir anlayın. elektriğin varlığını, gördüğümüz için biliyoruz. Peki allahın varlığını nasıl görüyoruz?

Ha, ateistler nedne açlık var diye sormaz. Ama mesela şunu sorar: Ebrehenin ordularına ebabil kuşlarını yollayan allah, nedne 17 aylık bir bebeğe tecavüz edilirken oturup izler? yoksa bir sapık mıdır, tecavüzü seyredip ohhşşşş sesleri içinde zevke filan mı gelmiştir?
dinsavar
Allahin var oldugunu iyi düsünürseniz kabul edeceksiniz!

1. Cogunlukla Ateistler sunu derler: " Allah olsaydi, neden göremiyoruz kendisini?"
Buna göre cevap: " Disarda olan Ceyran tellerinden gecen veya prizlerden gecen Ceyranida göremiyoruz, ama onlara degersek, bizi carptigini biliyoruz"



Elektiriği göremiyoruz ama elektirik yüklü çıplak kabloya dokunursak çarpıyor bu doğru ama bununla allahı nasıl kanıtladın* Şimdiye kadar allaha dokunupta çarpılan mı olmuş ?


puhahahahah

2. Sorulari: " Allah varsa neden böyle aclik var, ve fakirlik var?"
Cevap: " Sen yeni tanistigin kisiye herseyi anlatabilirmisin? iyi veyahut kötü arkadas mi diye test etmezmisiniz? Allah (c.c) da bizleri test ediyor"


Ben yeni tanıştığım kişinin ne tür özellikleri var olduğunu bilmediğim için test etme ihtiyacı duyarım bu gayet normal. Herşeyi bilen allah neden test ediyor ?Yani allahda bilgisizdir tecrübe yoluyla bilgi sahibi oluyor demek mi istiyorsun?
terliksi
Allah kanıtlanabilir bir iz bırakmamıştır.tek bir yol vardır vicdanla düşünmektir.neticesidir inanmaktır.
bilmek değildir.
bu yüzden inananlar
ben inanıyorum derler !

bende inanıyorum
Turk50
Allahin var olmasi dediklerimle belli oluyor, Allahta insanlari cezalandiriyor, fakat sen bunun farkinda degilsin!
Birinci Dünya savasinda arkamizdan vuran Arablarin basinda suan ne bela var? (Israil gibi bela)
Irakta Islama insanlar baglamadigindan egoist olduklarindan Allah onlara belalarini vermiyormu? (ABD)
Osmanli 600 sene boyunca Islam hükümü sürmüs, hic problemler olmusmu? sadece arablarin bizleri kafirlere sattiginden sonra cökmüstür!

Canakkalede, silahlari olmayan Türklerin, nasil olurda az sayi askerle orada galip ciktilar?

Hepsi icimizdeki Imanla oldu! Fakat sen bunun farkinda degilsin!


anibal: Ne olursa olsun Sabir edeceksin! Allaha isyan sadece Cehennemin kapisini acmak demektir!

dedigim ayetdede belli zaten
Bakara Suresi
(7) Allah onlarin kalplerini ve kulaklarini mühürlemistir. Gözleri üzerinde de bir perde vardir. Onlar için büyük bir azap vardir


Allah seninde kalplerini ve kulaklarini mühürlemis, biraz akillicana düsünsen biraz gayret göstersen, bir avucunu Allaha acipta tüm gönlünle "Ya rabbim beni dogru yola eristir desen". Zaten Allah seni eristirir!

Allah seni ve senin gibileri dogru yola eristiripte, Amel kitaplarini sag elinden alan Mü'minlerinden eylesin!

Elektrigi görebiliyorsan sen, Allahin var oldugunuda görürsün! cünkü hersey bu kadar yolunda olmaz! Insanlarin nefes almasi ve tüm saydiklarim!
hicten birsey patlayamaz!

Allah birdir, La ilahe illallah!
kutsalyaratik
Allah yoktur, olmamistir, olmiyacakta.

Allah var diyenler ya cok duygusaldir, yada dusunme ozurludur.

Rexino
Bence yeni gelen her kes ilk yazısını yazmadan önce arşive iyice göz atmalı...
Turk50
Allaha inanmiyorsunuz. Ben inaniyorum. Ahiret gününede ve sizi orada görecegimede inaniyorum.

Siz inanmiyorsunuz!
Siz yok diyorsunuzda, hadi sizce varsayalim oldu. Ne diyeceksiniz??

fenasifecisi
QUOTE(terliksi @ Dec 25 2007, 05:46 PM) *
Allah kanıtlanabilir bir iz bırakmamıştır.tek bir yol vardır vicdanla düşünmektir.neticesidir inanmaktır.
bilmek değildir.
bu yüzden inananlar
ben inanıyorum derler !

bende inanıyorum


vicdanla dusunmek nidimektir yaa??
bide bu vicdanla dusunmenin tek sonucu iman midir mesela vicdanla dusunup insanlar allah yoktur diyemezmi?
fenasifecisi
QUOTE(Turk50 @ Dec 25 2007, 06:25 PM) *
Allaha inanmiyorsunuz. Ben inaniyorum. Ahiret gününede ve sizi orada görecegimede inaniyorum.

Siz inanmiyorsunuz!
Siz yok diyorsunuzda, hadi sizce varsayalim oldu. Ne diyeceksiniz??



yaw Allah kaerdesim erkek kimin niye ortaya cikmiyon da saklaniyon sen bakiiim.... rolleyes.gif
altunah
başlığı açan arkadaşa güzel bi soru:

diyelim ki bir yaratıcı var, bunu kabul ettik.
peki bunun senin kafandaki bi yaratıcı olduğunu nerden biliyorsun
belki çok güçlü, ve evet herşeyi bilir. de ne bilim mesela iyiliği değil de kötülüğü ödüllendirir.
belki insani olan herşeyden nefret eden bir yaratıcıdır.

milyonlarca kombinasyon yapabilirsin, anlıyormusun...
o zaman;sen, senin kafandaki gibi bir yaratıcı olduğunu nerden biliyorsun?
belki de öte dünyada seni sırf "hiç kimseye tecavüz etmedin" diye cezalandıracak bi "sonsuz kudret sahibi yaratıcısı" vardır bu dünyanın.
sen nasıl emin olabildin seninkinin dogru olduğuna?

şimdi geleyim en anlamadığım noktaya.

Bir yaratcı varsa eğer;
-BAK BURASI ÇOK ÖNEMLİ-
ONUN KENDİSİNE TAPILMAK İSTEDİĞİNİ NERDEN BİLİYORSUN.
VARSA, BU ONA TAPIP ONU YÜCELTMEMİZ GEREKTİĞİNİ Mİ GÖSTERİR.
Yaratıcı varsa illa ki tapılacak bişey mi.Varsa var kardeşim,
o dünyayı öyle yaratmış ki belki
herkes kendi işine baksın istiyo.
hiç insanların kendisi anmasını istemiyo?

OLAMAZ MI.
amanav
QUOTE(haci @ Dec 25 2007, 05:41 PM) *
Siz Allah'ın varlığına bir ilahın olması gerektiği için mi inanıyorsunuz?
Yoksa İslam'a inandığınız için mi?
Hristiyanların Tanrı inancı ile sizinkiler arasında hiç mi fark yok.
Ya da Yahudilerin Tanrı inancı ile..
Size göre yok..

HACI


kuran isa musayı red etmiyor ve hak din olarak hristiyanlık ve islamı gösteriyor buda kuranın ne kadar yapıcı bir kitap olduğuna işarettir...

altunah saptırmakta üstünüze yok kuranda açıkça belirtmektedirki ibadet mecburi değildir ibadet tamamıyla bir teşekkür anlamını taşır zorunluluk yoktur ve ibadet ederseniz ayrıca ödüllendirilirsiniz ibadet etmezseniz sıradan insanlar ile aynı muameleyi görürsünüz.

şöyle birde not vardır: ibadet esnasında kötülük yapmanız mümkün değildir!
Dimension


Allahin var Oldugunu Kabül edelim.
Neden Dünyada bu kadar,ac,sefil ve de Sakat insan var.
Bunlari görüpte,Allaha Inanalim,yalvarallim ki:Bizide onlar gibi yapmasin DIYEMI????,
Cocuklarin ne Kabahati var onlari,aclikla,yoksulukla Siniyor.
Bebek ken Ölenlerin,sakat kalanlarin ne sucu var.Ibreti Allem olsun diyemi Allah bunlari yaratiyor.???
amanav
QUOTE(Dimension @ Dec 25 2007, 06:53 PM) *
Allahin var Oldugunu Kabül edelim.
Neden Dünyada bu kadar,ac,sefil ve de Sakat insan var.
Bunlari görüpte,Allaha Inanalim,yalvarallim ki:Bizide onlar gibi yapmasin DIYEMI????,
Cocuklarin ne Kabahati var onlari,aclikla,yoksulukla Siniyor.
Bebek ken Ölenlerin,sakat kalanlarin ne sucu var.Ibreti Allem olsun diyemi Allah bunlari yaratiyor.???


vicdan ne ile sınanabilir daha güzel?

+ afrika ve bir çok kıtada aç çocukların ülkelerinin tamamıyla hristiyan kilisesi egemenliğinde yaşadığını görmezden gelmekmi gerekiyor bu hristiyan toplumlarınm sömürgesinin işaretinin ta kendisidir kaldıki ülkemizi bile şu anda kemiren hristiyan toplumlardır...

pkk diyorsun avrupada pkk bir tek canım gülüm cicim demiyorlar onundışında her türlü sosyal yardım vs sunuluyor devlet sanatçılarımız pkk konserlerinde cirit atıyor burada nedemek istediğimizi anlamayabilirsiniz ama doğunun neden kalkınamadığı burada ortaya çıkıyor hristiyan sermayeli bir örgüt herşeyi bozuyor bizse seyrediyoruz seyretmeye devam ettikçe sıra bize gelecektir.
orhan11
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 05:45 PM) *
kuran isa musayı red etmiyor ve hak din olarak hristiyanlık ve islamı gösteriyor buda kuranın ne kadar yapıcı bir kitap olduğuna işarettir...


Bunu yapıcılıkla falan ilgisi yok.. Sen bir din kurarken öncekilerin masallarından kopya çekersen, elbette ki öncekileri kabul etmek zorundasın.. Adama sormazlar mı "maden bunlar hak din değil, senin anlattığın masallar niye onların masalına benziyor" diye?


amanav
QUOTE(orhan11 @ Dec 25 2007, 07:06 PM) *
Bunu yapıcılıkla falan ilgisi yok.. Sen bir din kurarken öncekilerin masallarından kopya çekersen, elbette ki öncekileri kabul etmek zorundasın.. Adama sormazlar mı "maden bunlar hak din değil, senin anlattığın masallar niye onların masalına benziyor" diye?


dini anlatan kaç kitap var onun cevabını ara öncelikle ve din sistemi kitapsal olarak gelişimi bir işletim sisteminkine benzer

1. zebur
yetersiz görüldü tevrata terfi etti
2. tevrat
yetersiz görüldü incile terfi etti
3. incil
yetersiz görüldü kurana terfi etti
4. kuran

önceki 3 kitabın içeriği ile bütünleştirilerek allahın yeni kanunlarıyla insan iradesini daha özgür kılmak adına geliştirilerek insanlara sunulmuştur ve bu kitapların kaleme döküldüğü her aşamaya bir büyük peygamber gönderilmiştir.

insan hayatıda benzeri bir mantık üzerine kuruludur karmaşık dönemden uygar döneme geçişin anahtarı olmuştur dini kitaplar ama halen insanın içerisindeki nankörlük ve gözü doymazlık sanki dünyada direkt kalacakmış gibi yaşamak ve para hırsı herkesin hayatına yansımaktadır örnekleyecek olursak;

avrupa birliğinde son 4 yıl içinde katılan ülkeler katılmadan önceki 1 yılda raf fiyatı 3.49 olan kırmızı et onların katılımından kısa bir süre sonra 7.49 euro civarına fırlamıştır.

sonuç: verdiğim örneğe bağlı olarak avrupa birliğini genişletiyoruz zam yapılması gerek diyerek insanların cepleri boşaltılarak açlığa sürüklenmelerinden başka birşey değildir.

bugün avrupada standart bir yaşamın bedeli 2000 eurodur.
Dimension
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 07:03 PM) *
vicdan ne ile sınanabilir daha güzel?

+ afrika ve bir çok kıtada aç çocukların ülkelerinin tamamıyla hristiyan kilisesi egemenliğinde yaşadığını görmezden gelmekmi gerekiyor bu hristiyan toplumlarınm sömürgesinin işaretinin ta kendisidir kaldıki ülkemizi bile şu anda kemiren hristiyan toplumlardır...

pkk diyorsun avrupada pkk bir tek canım gülüm cicim demiyorlar onundışında her türlü sosyal yardım vs sunuluyor devlet sanatçılarımız pkk konserlerinde cirit atıyor burada nedemek istediğimizi anlamayabilirsiniz ama doğunun neden kalkınamadığı burada ortaya çıkıyor hristiyan sermayeli bir örgüt herşeyi bozuyor bizse seyrediyoruz seyretmeye devam ettikçe sıra bize gelecektir.



Tamam kardesim.
O Zaman mademki Müslümaniz diyorsunuz.Gergini yapin.
Allah kuranda bir cok yerde bildiriyor.
Inanmiyan,Hiristiyanlari vs.Müslüman olana kadar ,kesin vurun diye.
O Zaman Allah niye Müslümanlara bu ,sizin dediginiz Sömürge ve Allahsiz kisileri yolla getirmeniz icin,güc ,kuvvet,Tank ,Tüfek,Atombombasi gibi seyleri Müslümanlara vermiyor.
Biliyorki verse Müslümanlar Kurandan alacaklari Kuvetle Dünyayi Kilictan gecirip Bütün Kafir kadinlari Cariye üzere Düzeceklerde ONDAN,.
pergel
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 05:45 PM) *
kuran isa musayı red etmiyor ve hak din olarak hristiyanlık ve islamı gösteriyor buda kuranın ne kadar yapıcı bir kitap olduğuna işarettir...

altunah saptırmakta üstünüze yok kuranda açıkça belirtmektedirki ibadet mecburi değildir ibadet tamamıyla bir teşekkür anlamını taşır zorunluluk yoktur ve ibadet ederseniz ayrıca ödüllendirilirsiniz ibadet etmezseniz sıradan insanlar ile aynı muameleyi görürsünüz.

şöyle birde not vardır: ibadet esnasında kötülük yapmanız mümkün değildir!

Neden kuranda belirtilmiş şeylere ve orada belirtildiği şekliyle inanıyorsun? Her dinin inançlısı, aynı senin gibi kendi dinini, tanrısını kutsar. Hangisinin doğru olduğunu nereden anlayacağız? Belki gerçek tanrı Ahura Mazdadır, belki Zeusdur. Gerçek tanrının Allah olduğu nereden belli? Kuran'da yazdığı için mi? Diğer dinlerin kitaplarında da kendi tanrıları yazıyor. Nereden belli hangisinin en hakiki has gerçek tanrı olduğu?

Neden seninkine inanayım?
amanav
QUOTE(pergel @ Dec 25 2007, 07:12 PM) *
Neden kuranda belirtilmiş şeylere ve orada belirtildiği şekliyle inanıyorsun? Her dinin inançlısı, aynı senin gibi kendi dinini, tanrısını kutsar. Hangisinin doğru olduğunu nereden anlayacağız? Belki gerçek tanrı Ahura Mazdadır, belki Zeusdur. Gerçek tanrının Allah olduğu nereden belli? Kuran'da yazdığı için mi? Diğer dinlerin kitaplarında da kendi tanrıları yazıyor. Nereden belli hangisinin en hakiki has gerçek tanrı olduğu?

Neden seninkine inanayım?


kişisel görüşlerimde hristiyan veya budist veya hindu gözümde farksızdır allahın yarattığı herkes gözümde birdir.

kuran öldürmeyi üç aylarda yasak etmiştir diğer aylarda ise anlaşmaları bozmaları halinde ırzınıza ve toprağınıza göz dikerseler manasında öldürün emri vermiştir.

şöyle örnek verebilirim: ermeniler gelip ülkemizi işgal etseler savaşırmısınız kanınızın son damlasına kadar? sorduğun soruların cevabı burada gizlidir.

kuran ayetleri yorumlayana ve zamana göre değişmekte anlam kazanmaktadır ve sizin iddialarınız tipik hristiyan iddiları gibi madem dininiz öldürmeyi yasak ediyor el kaide niye öldürüyor tarzı...

el kaidenin islam dünyasına ait olmadığı o maskeyi kullandığını görmemek için aciz olmak gerekir.
deicide
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 06:21 PM) *
kuran öldürmeyi üç aylarda yasak etmiştir diğer aylarda ise anlaşmaları bozmaları halinde ırzınıza ve toprağınıza göz dikerseler manasında öldürün emri vermiştir.

şöyle örnek verebilirim: ermeniler gelip ülkemizi işgal etseler savaşırmısınız kanınızın son damlasına kadar? sorduğun soruların cevabı burada gizlidir.


Ne yani, Ermeniler üç ayların başında gelip ülkemizi işgal etseler, karşılık vermek için üç ay mı beklemek gerekiyor?!

Dimension
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 07:21 PM) *
kişisel görüşlerimde hristiyan veya budist veya hindu gözümde farksızdır allahın yarattığı herkes gözümde birdir.

kuran öldürmeyi üç aylarda yasak etmiştir diğer aylarda ise anlaşmaları bozmaları halinde ırzınıza ve toprağınıza göz dikerseler manasında öldürün emri vermiştir.

şöyle örnek verebilirim: ermeniler gelip ülkemizi işgal etseler savaşırmısınız kanınızın son damlasına kadar? sorduğun soruların cevabı burada gizlidir.

kuran ayetleri yorumlayana ve zamana göre değişmekte anlam kazanmaktadır ve sizin iddialarınız tipik hristiyan iddiları gibi madem dininiz öldürmeyi yasak ediyor el kaide niye öldürüyor tarzı...

el kaidenin islam dünyasına ait olmadığı o maskeyi kullandığını görmemek için aciz olmak gerekir.


Türklerin Müslüman Araplarin yaptigi Canilikler sonucu Kilic zoruyla Müslüman olduklarini,her yerde okayabilirsin.
Islamin geregidir,kendi Dinini Zorbalikla yaymak.
Senin Kisiselgörüsün Modern Müslümanlik olabilir.
Fakat Elkaidenin yaptigi Canilik Kurandan geliyor.
Malesef Kurani kerim Müslümanlara ayni sekilde Yapilmasini emrediyor.
Sudi Arabistan ve Iran Seriatla yönetiliyor.Hirsizin Elleri kesiliyor vs.
pergel
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 06:21 PM) *
kişisel görüşlerimde hristiyan veya budist veya hindu gözümde farksızdır allahın yarattığı herkes gözümde birdir.

kuran öldürmeyi üç aylarda yasak etmiştir diğer aylarda ise anlaşmaları bozmaları halinde ırzınıza ve toprağınıza göz dikerseler manasında öldürün emri vermiştir.

şöyle örnek verebilirim: ermeniler gelip ülkemizi işgal etseler savaşırmısınız kanınızın son damlasına kadar? sorduğun soruların cevabı burada gizlidir.

kuran ayetleri yorumlayana ve zamana göre değişmekte anlam kazanmaktadır ve sizin iddialarınız tipik hristiyan iddiları gibi madem dininiz öldürmeyi yasak ediyor el kaide niye öldürüyor tarzı...

el kaidenin islam dünyasına ait olmadığı o maskeyi kullandığını görmemek için aciz olmak gerekir.

Benim söylediklerimle bunların bir ilgisi yok ama, yine de benim söylediklerime çekeyim bu lafları, ve sorayım:

Her dinde çok güzel ve insani tavsiyeler, yaptırımlar, ibadetler vardır. Her dinin inançlısı, kendi dinini ve bunları emreden tanrısını bu nedenle sevdiğini söyler.

Şimdi yine, neden senin tanrına ve dinine inanmam gerektiğini bana anlat.

Not: İslama her laf söyleyeni hristiyan zannetme ve islamı sana göre yorumlamayan her müslümanı din dışı ilan etme huyundan vazgeçersen, söylediklerin daha ciddiye alınır hale gelebilir.
nektar
QUOTE(Turk50 @ Dec 25 2007, 04:32 PM) *
Allahin var oldugunu iyi düsünürseniz kabul edeceksiniz!

1. Cogunlukla Ateistler sunu derler: " Allah olsaydi, neden göremiyoruz kendisini?"
Buna göre cevap: " Disarda olan Ceyran tellerinden gecen veya prizlerden gecen Ceyranida göremiyoruz, ama onlara degersek, bizi carptigini biliyoruz"

2. Sorulari: " Allah varsa neden böyle aclik var, ve fakirlik var?"
Cevap: " Sen yeni tanistigin kisiye herseyi anlatabilirmisin? iyi veyahut kötü arkadas mi diye test etmezmisiniz? Allah (c.c) da bizleri test ediyor"
Ayet: Enbiya Suresi (35): Her nefis ölümü tadacaktir. Sizi bir imtihan olarak hayir ile de ser ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.


Simdi benim size sorum

10 tane topu bir cuvala koyun! hepsini teker teker cekin, sayilari 1 den 10 a kadar sirasiyla cekilmeli!

Bunun arka arkaya gelme ihtimali 20 milyonda 1.
Ve bunlar sadece toplar, simdi dünyanin Günes etrafinda dönmesi, nefes almamiz, yemek yiyip bunlari geri cikarmamiz, hayvanlar bitkiler, sicaklik, agaclar, cicekler, denizlerin sicaklik derecesi, ve iclerinde yasayan baliklar , cocugun annenin karninda büyümesi, dogum, erkek ve kadin cinsiyeti ve bircok seyler bunlarin hepsi neyden olacak? Bir patlamadanmi?
Hadi diyelim bir patlamadan oldu hersey, bu patlamanin sebebi ne? ne birbiriyle carptida patlama oldu?


Ve hâla Allah'a inanmak istemiyenler icin, Allah onlara Kuranda ayetle uyariyor !

Bakara Suresi
(7) Allah onlarin kalplerini ve kulaklarini mühürlemistir. Gözleri üzerinde de bir perde vardir. Onlar için büyük bir azap vardir


1. madde ile bir ispat yapmaya çalışmısşın ama döngüsel mantık dönüp dolaşıp seni çarpmış. Yani bahsettiğin olgu seni çarparak varlığını göstermiştir. Bahsettiğin mantıktan gidersek allahda varlığını bizi çarparak göstermelidir. Bunu sen söylüyorsun.
2. madde ile testten bahsetmişsin bunu bukadar basite indirgemen inandığın allahın sınırlarını çizdiğin anlamına gelir. Ki zaten sen bir şekilde allah hakkında konuşarakta ona sınır biçmiş oluyorsun. Başka bir mantıkla allah korunmaya muhtaçmıdır diye sorarım sana? Eğer dünyanın yazgısına sahip bir güçten bahsediyorsak test niye sorarım sana?
İhtimalden bahsetmişsin ama bu sıralama milyonda birde olsa olmaktadır bunuda sen kendin söylemişsin!
Bide bahsettiğin estetik görüngünün açıklamasınıda bilim elinden geldiğince yapmaktadır.
Foruma balıklama dalmadan önce tüm yazıları okursan bazı cevapları bulabilirsin.
Ben burda nokta koyuyorum sınırları aşmamak icab ediyor.
Forumda değerli arkadaşlar daha kapsamlı cevaplar verecektirler
Saygılarımla
hadiullah
allahın varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.yahudilerin tevratı,hristiyanların incili,müslümanların kur'anı dinleri ortaya atan peygamberlerin ölümlerinden çok daha sonraları derlenmiş alınmış olup derlenmelerin doğruluklarında da soru işaretleri vardır. kur'an da incilden ve tevrattan çok sayıda alıntılar vardır kur'an da yahudilerden ve musa dan bahseden ayetlerin aynısı tevratta da geçer değişilik yoktur sadece anlatılan olay daha ayrıntılı bir şekilde anlatılır tevratta.
tevrattan ve incilden alıntılar yapılarak hazırlanmış kur'an da aynı zamanda anlatım bozuklukları ve çelişkiler göze çarpar.aslın da kur'an 966 ayettir fakat 300 ayeti hz.ali yi andığı için kuran kitap haline getirilirken çıkartılmıştı.çıkarılan 300 ayeti aleviler kendilerine dini kitap yapmışlardır.
bu din kitapları tamamen insan mahsulu olup o çağlarda ki din savaşlarının sonucudur.allah var veya yok hiç umurumda bile değil,YA ALLAH,GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM.
Andromeda
QUOTE(terliksi @ Dec 25 2007, 04:46 PM) *
Allah kanıtlanabilir bir iz bırakmamıştır.tek bir yol vardır vicdanla düşünmektir.neticesidir inanmaktır.
bilmek değildir.
bu yüzden inananlar
ben inanıyorum derler !

bende inanıyorum



Aslında işte söyleyebilecekleri sadece bundan ibaret müslümanların ama konuşup duruyorlar buralarda; sizi tenzih ediyorum rolleyes.gif
hayvanadam
QUOTE(Turk50 @ Dec 25 2007, 05:25 PM) *
Siz yok diyorsunuzda, hadi sizce varsayalim oldu. Ne diyeceksiniz??


bak imzama.

QUOTE
ALLAHIN VAR OLDUGUNUN KANIDI


kanıd olmaz. kanıt olur.
dinsavar
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 07:21 PM) *
kişisel görüşlerimde hristiyan veya budist veya hindu gözümde farksızdır allahın yarattığı herkes gözümde birdir.

kuran öldürmeyi üç aylarda yasak etmiştir diğer aylarda ise anlaşmaları bozmaları halinde ırzınıza ve toprağınıza göz dikerseler manasında öldürün emri vermiştir.

şöyle örnek verebilirim: ermeniler gelip ülkemizi işgal etseler savaşırmısınız kanınızın son damlasına kadar? sorduğun soruların cevabı burada gizlidir.

kuran ayetleri yorumlayana ve zamana göre değişmekte anlam kazanmaktadır ve sizin iddialarınız tipik hristiyan iddiları gibi madem dininiz öldürmeyi yasak ediyor el kaide niye öldürüyor tarzı...

el kaidenin islam dünyasına ait olmadığı o maskeyi kullandığını görmemek için aciz olmak gerekir.


Üç ay değil,dört ay.Bazı aylarda savaş yapılmasının yasak sayılması putperest geleneğidir.Aya tapınmadır.Aynı şeklide oruçta aya tapınmadır.Onun için herhangi bir ayda değil,ramazan ayında oruç tututlur. Savaş yapılması yasak olan aylardan biridir ramazan. Kuran bir kaç küçük değişiklik hariç putperestliği aynen devam ettirmiştir. Namaz,hac bunların hepsi putperst adetleridir.
DTOAD
QUOTE(Turk50 @ Dec 25 2007, 04:32 PM) *
Allahin var oldugunu iyi düsünürseniz kabul edeceksiniz!

1. Cogunlukla Ateistler sunu derler: " Allah olsaydi, neden göremiyoruz kendisini?"
Buna göre cevap: " Disarda olan Ceyran tellerinden gecen veya prizlerden gecen Ceyranida göremiyoruz, ama onlara degersek, bizi carptigini biliyoruz"

2. Sorulari: " Allah varsa neden böyle aclik var, ve fakirlik var?"
Cevap: " Sen yeni tanistigin kisiye herseyi anlatabilirmisin? iyi veyahut kötü arkadas mi diye test etmezmisiniz? Allah (c.c) da bizleri test ediyor"
Ayet: Enbiya Suresi (35): Her nefis ölümü tadacaktir. Sizi bir imtihan olarak hayir ile de ser ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.


Simdi benim size sorum

10 tane topu bir cuvala koyun! hepsini teker teker cekin, sayilari 1 den 10 a kadar sirasiyla cekilmeli!
Bunun arka arkaya gelme ihtimali 20 milyonda 1.
Ve bunlar sadece toplar, simdi dünyanin Günes etrafinda dönmesi, nefes almamiz, yemek yiyip bunlari geri cikarmamiz, hayvanlar bitkiler, sicaklik, agaclar, cicekler, denizlerin sicaklik derecesi, ve iclerinde yasayan baliklar , cocugun annenin karninda büyümesi, dogum, erkek ve kadin cinsiyeti ve bircok seyler bunlarin hepsi neyden olacak? Bir patlamadanmi?
Hadi diyelim bir patlamadan oldu hersey, bu patlamanin sebebi ne? ne birbiriyle carptida patlama oldu?


Ve hâla Allah'a inanmak istemiyenler icin, Allah onlara Kuranda ayetle uyariyor !

Bakara Suresi
(7) Allah onlarin kalplerini ve kulaklarini mühürlemistir. Gözleri üzerinde de bir perde vardir. Onlar için büyük bir azap vardir


Evet bundan çıkarılabilecek sonuç smile.gif
1. Allaha dokunursanız çarpılırsanız! Bulursanız tabi!
2.Allah bizi tanımıyor! yok artık laugh.gif laugh.gif laugh.gif Buna mı inanıyorsunuz? blink.gif mellow.gif
3. 20 milyonda 1 smile.gif olamaz değil yani!
amanav
QUOTE(deicide @ Dec 25 2007, 07:31 PM) *
Ne yani, Ermeniler üç ayların başında gelip ülkemizi işgal etseler, karşılık vermek için üç ay mı beklemek gerekiyor?!


dostum mubarek aylarda anlaşma yoluna gidiniz günahlardan uzak durunuz diyor önüne engel koymuyor bu kadarda saptırmayın gözünüzü seveyim bunu anlamak o kadar zormu?

eğer onu onun içinden seçip alamıyorsan yaşama daha iyi!
amanav
QUOTE(pergel @ Dec 25 2007, 07:36 PM) *
Benim söylediklerimle bunların bir ilgisi yok ama, yine de benim söylediklerime çekeyim bu lafları, ve sorayım:

Her dinde çok güzel ve insani tavsiyeler, yaptırımlar, ibadetler vardır. Her dinin inançlısı, kendi dinini ve bunları emreden tanrısını bu nedenle sevdiğini söyler.

Şimdi yine, neden senin tanrına ve dinine inanmam gerektiğini bana anlat.

Not: İslama her laf söyleyeni hristiyan zannetme ve islamı sana göre yorumlamayan her müslümanı din dışı ilan etme huyundan vazgeçersen, söylediklerin daha ciddiye alınır hale gelebilir.


bakın ben hristiyanların zorunlu olarak bizim dinimize geçmesi gerektiğini savunmuyorum aksine o dinin bizim dinimzie göre hak dini olduğu gerçeğini ortaya koyuyorum hatta buna benzer bir tartışmayı dayılarımı teyzelerimi karşıma alarak yaptım sonunda imamhatip mezunu olan dayımıda olaya dahil edip diğer dayı ve teyzelerimi aydınlattım...

isa bizimde peygamberimizdir ve hrisityanlık hak dinidir konusunda birleştik; ve yine bana göre herkes inanmakta özgürdür hristiyanda müslümanda ek bir tanrıya ibadet eder aradaki tek fark isanın tanrının oğlu olduğu görüşünde ısrarcı olmalarıdır hristiyanların....

benim eşim bir katolik avusturyalı ben onun büyük annesi ve amcasının cenazelerine gönüllü olarak katıldım katılmaktanda çekinmem kuranın bana gösterdiği gerçeği durduk yere nediye inkar edeyim?

QUOTE(Dimension @ Dec 25 2007, 07:35 PM) *
Türklerin Müslüman Araplarin yaptigi Canilikler sonucu Kilic zoruyla Müslüman olduklarini,her yerde okayabilirsin.
Islamin geregidir,kendi Dinini Zorbalikla yaymak.
Senin Kisiselgörüsün Modern Müslümanlik olabilir.
Fakat Elkaidenin yaptigi Canilik Kurandan geliyor.
Malesef Kurani kerim Müslümanlara ayni sekilde Yapilmasini emrediyor.
Sudi Arabistan ve Iran Seriatla yönetiliyor.Hirsizin Elleri kesiliyor vs.

Türklerin müslümanlığı zorla seçtiği yok dönüp geriye bakarsan Hz. Ali (R.A) ilk savaşını Türklere karşı kaybetmiştir ve buna rağmen islamı seçmiştir çünkü Türkler gök tanrısına inanıyorlardı. Türkler tarihlerinde araplara savaş kaybetmemiştir.

Önemli Not ise: İslam Türklerle zenginnliğe erişmiştir yayılmasında en büyük etken Türklerin ta kendileridir.

El Kaidenin kendi adına çalıştığı PKK dan farksız olduğu her halükarda açık ve net görülmektedir zorbalıkla insanları (müslümanları) koruma altında paralar toplama ve benzeri durumlar ve şu gerçeği tekrardan iyice kanaat getirdimki ateist ve hristiyanların islam hakkındaki görüşleri birebir uyuşmaktadır....

PKK terör olarak lanse edemeyen bir topluluktan ne beklersiniz? lanse edemedikleri gibi güzel finanse ediyorlar.

putperestliğe benzer yanı var ve buda halen mevcut olan budist ibadetlerindeki benzerliğinden kaynaklanır Allah önünde secde etmek budistlerin büyük rahiplerin önünde secde etmesiyle birbirine çok benzemesinden şüpheye düşüyorsunuz. lakin şunu atlıyorsunuz Halen günümüz krallıklarında örneğin ingiltere ve monaco da kralın önünde secde edilir sen bir insanın önünde secde ediyorsunda seni yaratanın önünde neden etmeysin be insan?
Dimension
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 09:00 PM) *
bakın ben hristiyanların zorunlu olarak bizim dinimize geçmesi gerektiğini savunmuyorum aksine o dinin bizim dinimzie göre hak dini olduğu gerçeğini ortaya koyuyorum hatta buna benzer bir tartışmayı dayılarımı teyzelerimi karşıma alarak yaptım sonunda imamhatip mezunu olan dayımıda olaya dahil edip diğer dayı ve teyzelerimi aydınlattım...

isa bizimde peygamberimizdir ve hrisityanlık hak dinidir konusunda birleştik; ve yine bana göre herkes inanmakta özgürdür hristiyanda müslümanda ek bir tanrıya ibadet eder aradaki tek fark isanın tanrının oğlu olduğu görüşünde ısrarcı olmalarıdır hristiyanların....

benim eşim bir katolik avusturyalı ben onun büyük annesi ve amcasının cenazelerine gönüllü olarak katıldım katılmaktanda çekinmem kuranın bana gösterdiği gerçeği durduk yere nediye inkar edeyim?


Türklerin müslümanlığı zorla seçtiği yok dönüp geriye bakarsan Hz. Ali (R.A) ilk savaşını Türklere karşı kaybetmiştir ve buna rağmen islamı seçmiştir çünkü Türkler gök tanrısına inanıyorlardı. Türkler tarihlerinde araplara savaş kaybetmemiştir.

Önemli Not ise: İslam Türklerle zenginnliğe erişmiştir yayılmasında en büyük etken Türklerin ta kendileridir.



Önemli Not ise: İslam Türklerle zenginnliğe erişmiştir yayılmasında en büyük etken Türklerin ta kendileridir


Dogru Osmanlilarda Dünyayi kilictan gecirdiler.Sonra da Araplar gibi Kücücük kalip.Diger Ülkelere Muhtac oldular.
Simdi Pkk ya bile Hirstiyanlarin Izniyle vuruyorlar.
amanav
QUOTE(Dimension @ Dec 25 2007, 09:05 PM) *

Önemli Not ise: İslam Türklerle zenginnliğe erişmiştir yayılmasında en büyük etken Türklerin ta kendileridir


Dogru Osmanlilarda Dünyayi kilictan gecirdiler.Sonra da Araplar gibi Kücücük kalip.Diger Ülkelere Muhtac oldular.
Simdi Pkk ya bile Hirstiyanlarin Izniyle vuruyorlar.


işte burada dar görüşünüz ortaya çıkıyor bugün macaristan bile varlığını osmanlıya borçlu olduğunu bildiğinden hemen her yılın yaz ayı ortasına denk gelen kutlamalarında fethedilişini kutlamaktadır.

bu sözlerinizle ne ve kimlerden olduğunuzuda alenen ortaya döktünüz!

Gerçi şimdi çıkarsın Atatürkçüyüm diye ama inanmam için aptal olmam lazım ama değilim...
amanav
QUOTE(hayvanadam @ Dec 25 2007, 08:24 PM) *
bak imzama.



kanıd olmaz. kanıt olur.


imzan aynı senin gibi düşünüyor...

evet idam olmasın hiç birşey olmasın 10 aylık bebekler, 5-10 yaşındaki çocuklar gözü dönmüş nefsi körelmiş kimselerce tecavüze uğrasın ve senin sevdiğin yasa sistemi o insanlık dışı hareketi yapan kimselere yaşama hakkı tanısın tanısınki zaman ilerledikçe daha kötüye gidelim!

islamdan önceki arapların haliyle şu andaki dünyanın hali arasındaki tek farkın sadece teknoloji olması dışında ne gibi farklılıklar gösterebilirsin?

kim istemezki huzur içinde yaşamayı ama nede olsa yaratıcı yok 10 aylığada tecavüz ederler 70 liğede dar görüşlü insan kılıklı yaratık!
Dimension
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 09:12 PM) *
işte burada dar görüşünüz ortaya çıkıyor bugün macaristan bile varlığını osmanlıya borçlu olduğunu bildiğinden hemen her yılın yaz ayı ortasına denk gelen kutlamalarında fethedilişini kutlamaktadır.

bu sözlerinizle ne ve kimlerden olduğunuzuda alenen ortaya döktünüz!

Gerçi şimdi çıkarsın Atatürkçüyüm diye ama inanmam için aptal olmam lazım ama değilim...



Arkadas ben Atatürkcü degilim.
Atatürkü benim kadar elestiren bu Forumda olmamistir.
Ihtiyacimda yok cünkü ben Türk Vatandasi degilim.
Ya cok dikatimi cekti Ne kadar Müslümanim diye Islami savunan varsa hep:Atatürkcü ve Laigim ayaklarina yatiyor.
Arkadasim ne Atatürkcüyüm ne de Laigim
Koministim var mi diyecen.
He sende söyle bakalim Erkeksen benim gibi.
Yanlis anlama.SAYGILAR
mazot
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 08:12 PM) *
işte burada dar görüşünüz ortaya çıkıyor bugün macaristan bile varlığını osmanlıya borçlu olduğunu bildiğinden hemen her yılın yaz ayı ortasına denk gelen kutlamalarında fethedilişini kutlamaktadır.

bu sözlerinizle ne ve kimlerden olduğunuzuda alenen ortaya döktünüz!

Gerçi şimdi çıkarsın Atatürkçüyüm diye ama inanmam için aptal olmam lazım ama değilim...

Sanırım zaman gazetesi veya milli gazete gibi gazetelerden Osmanlıyı öğrenmişsin.
Osmanlı müslümanların anasını ağlattı, bir iki voyvoda sırp isyanını çıkartırsak geri kalan isyanları hep müslümanlar çıkartmıştır.. smile.gif
amanav
QUOTE(Dimension @ Dec 25 2007, 09:19 PM) *
Arkadas ben Atatürkcü degilim.
Atatürkü benim kadar elestiren bu Forumda olmamistir.
Ihtiyacimda yok cünkü ben Türk Vatandasi degilim.
Ya cok dikatimi cekti Ne kadar Müslümanim diye Islami savunan varsa hep:Atatürkcü ve Laigim ayaklarina yatiyor.
Arkadasim ne Atatürkcüyüm ne de Laigim
Koministim var mi diyecen.
He sende söyle bakalim Erkeksen benim gibi.
Yanlis anlama.SAYGILAR


günlük hayatımda tartışmalar olursa mustafa kemali eleştirir ötesinede geçerim ben milletçiyim insanımı severim gerisinden bana ne kaldıki bir lider olsaydı sınırlarımızı kurtarma gayretini gösterip var olan topraklarımızı gidip götü boklu ıraka peşkeş çekmezdi...


çektiğimiz sıkıntıların temelinde kendisinin yattığınada adım gibi eminim.

bilmeden konuşma macaristan avusturyanın yanı başı 1 saatde arabayla gidebilirim dilediğim an ve kutlamalara bizzat şahit oldum tv lerdede görsel olarak tüm kamu oyuna yansıtılan bir kutlamadır ama tabi işin içinde islam olunca onu yayan en büyük etken Türklerde olunca kılıf değişi veriyor...
Dimension
QUOTE(mazot @ Dec 25 2007, 09:21 PM) *
Sanırım zaman gazetesi veya milli gazete gibi gazetelerden Osmanlıyı öğrenmişsin.
Osmanlı müslümanların anasını ağlattı, bir iki voyvoda sırp isyanını çıkartırsak geri kalan isyanları hep müslümanlar çıkartmıştır.. smile.gif


Osmanli 500 sene civarinda Dünyanin a...... koydu.Kesti asti.Bütün Istila etigi Ülkeleri Haraca bagladi.Tabi adi Vergi oldu.
Ayni Hz. Muhemedin yaptigini yapti.
Amma tabi kimse Yogurdum eksi demiyor.
Dimension
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 09:24 PM) *
günlük hayatımda tartışmalar olursa mustafa kemali eleştirir ötesinede geçerim ben milletçiyim insanımı severim gerisinden bana ne kaldıki bir lider olsaydı sınırlarımızı kurtarma gayretini gösterip var olan topraklarımızı gidip götü boklu ıraka peşkeş çekmezdi...


çektiğimiz sıkıntıların temelinde kendisinin yattığınada adım gibi eminim.

bilmeden konuşma macaristan avusturyanın yanı başı 1 saatde arabayla gidebilirim dilediğim an ve kutlamalara bizzat şahit oldum tv lerdede görsel olarak tüm kamu oyuna yansıtılan bir kutlamadır ama tabi işin içinde islam olunca onu yayan en büyük etken Türklerde olunca kılıf değişi veriyor...


Macarlarin Türkleri sevdigini bende biliyorum.
Sebebini biliyormusun:
Zamaninda Osmanli Macarlari koruma altina almasaydi ve Ruslardan,Sirplardan kurtrmasaydi coktan,yok Olucaklardi.
Tarihe bak ben,böyle biliyorum.
C3PO
QUOTE(terliksi @ Dec 25 2007, 04:46 PM) *
Allah kanıtlanabilir bir iz bırakmamıştır.


Selam sevgili Terliksi, bu yazdigin cumle dikkatimi cekti.

Bazi dogu inanclari ve modern "inanclara" gore Buyuk patlama Tanri'nin evrene donusumunu simgeler. "Tanri evrene donustu ve evrenden ayri olarak bir varligi kalmadi, evren o dur" gibi fikirler var.

Sahsen benim oldukca ilgimi cekiyor. Ve bu fikirleri dile getirenlerde "allah iz birakmamistir" derler. Cunku artik "yoktur" hem de vardir. Senin, benim araciligimizla sayisiz hayati, tecrubeyi zevki, aciyi, ayni anda yasar.

Ve senin ve benim bilinclerimiz onun bilincinin kirintlaridir.

Bilmeyen biri olarak sormak istiyorum

Islam'da bu tur dusuncenin hic mi yeri yok?

Tasavvuf felsefesinde bu bakis acisinin oldugunu duymustum, ornegin Tanri'ya donme istegi. Bu konuda fikirlerin nedir?
desecration
Bu başlığa günün en gerzek başlığı payesini veriyorum..

Hala bu neandertallere bıkmadan usanmadan cevap veren arkadaşlarıda gönülden kutluyorum..

Ben 3 gün dayanabildim sadece...

Sağlıcakla...
murtimuro
QUOTE(amanav @ Dec 25 2007, 06:10 PM) *
dini anlatan kaç kitap var onun cevabını ara öncelikle ve din sistemi kitapsal olarak gelişimi bir işletim sisteminkine benzer

1. zebur
yetersiz görüldü tevrata terfi etti
2. tevrat
yetersiz görüldü incile terfi etti
3. incil
yetersiz görüldü kurana terfi etti
4. kuran

önceki 3 kitabın içeriği ile bütünleştirilerek allahın yeni kanunlarıyla insan iradesini daha özgür kılmak adına geliştirilerek insanlara sunulmuştur ve bu kitapların kaleme döküldüğü her aşamaya bir büyük peygamber gönderilmiştir.


Bu gelişim safsatası tamamen uydurmadır..

1- Kuranda böyle birşey yazmaz..
2- Tanrı'nın hiç bir sözü yetersiz olmadığı için terfi etmeye falan ihtiyacı yoktur..
3- Zebur nasıl Tevrat'a terfi ediyor anlamadım.. Tevrat Zeburdan önce yazıldı..

İncil tüm insanları sevin diyor, Kuran dinsizleri bulduğunuz yerde öldürün diyor, bu nasıl gelişmedir ?

Size acıyorum müslümanlar hepiniz karacahilsiniz...
Turk50
QUOTE(Dimension @ Dec 25 2007, 07:12 PM) *
Tamam kardesim.
O Zaman mademki Müslümaniz diyorsunuz.Gergini yapin.
Allah kuranda bir cok yerde bildiriyor.
Inanmiyan,Hiristiyanlari vs.Müslüman olana kadar ,kesin vurun diye.
O Zaman Allah niye Müslümanlara bu ,sizin dediginiz Sömürge ve Allahsiz kisileri yolla getirmeniz icin,güc ,kuvvet,Tank ,Tüfek,Atombombasi gibi seyleri Müslümanlara vermiyor.
Biliyorki verse Müslümanlar Kurandan alacaklari Kuvetle Dünyayi Kilictan gecirip Bütün Kafir kadinlari Cariye üzere Düzeceklerde ONDAN,.



hangi ayetde yaziyomus öldürmemiz?

böyle yalandan cikan seylerle insanlarin gözlerini boyama!
sadece vatanina namusuna ve dinine savas acarlarsa, onlari korumak icin savasmalisin!
onlarla iyi bir sekilde dost olmiyalim yaziyor!

sen bana bi ayeti versen iyi olur!
Turk50
QUOTE(murtimuro @ Dec 26 2007, 01:38 AM) *
Bu gelişim safsatası tamamen uydurmadır..

1- Kuranda böyle birşey yazmaz..
2- Tanrı'nın hiç bir sözü yetersiz olmadığı için terfi etmeye falan ihtiyacı yoktur..
3- Zebur nasıl Tevrat'a terfi ediyor anlamadım.. Tevrat Zeburdan önce yazıldı..

İncil tüm insanları sevin diyor, Kuran dinsizleri bulduğunuz yerde öldürün diyor, bu nasıl gelişmedir ?

Size acıyorum müslümanlar hepiniz karacahilsiniz...


Incilde yazanlari papazlar bile diyor, degistirildigi! Allah nasip Hz.Yakup'a karsi güres tutarken yenilirmis?

Tüm insanlari sevin diyen incile inananlara bakin, kim Afrikayi ve Amerikayi ve Latin Amerikayi katletti?
Kim Irakta kimi seviyo?

Bana burada Islami kötüleme!

Hangi surede yaziyo onlari öldürmemiz gerektigini?


Asil biz size aciyoruz! Islami yasiyan insanlar mutludur, sükreder ve hayattan zevk alir!
Islamdan hicbirsey yasamayan insan ölü ev gibidir, fuhusa batar, alkolik olur, eroin esrar ceker ve tüm pislik icinde yasar, hayattan birsey bekliyemez. Ihtiyarlayinca bile!

Dimension
QUOTE(Turk50 @ Dec 26 2007, 01:54 AM) *
hangi ayetde yaziyomus öldürmemiz?

böyle yalandan cikan seylerle insanlarin gözlerini boyama!
sadece vatanina namusuna ve dinine savas acarlarsa, onlari korumak icin savasmalisin!
onlarla iyi bir sekilde dost olmiyalim yaziyor!

sen bana bi ayeti versen iyi olur!



AL OKKU ATEISTFORUMDAN KOPYA ETTIM SENIN GÖZÜNE YAPISTIRDIM.KI NE OLDUGUNU ANLA!!!




Türklerin Müslümanlığı Kabulü Hakkında Ne Biliyoruz? Puanlama Konu Puanı:
Puanınız: N/A
Toplam Puanlama: 0 Ayarlar Başlığa Abone Ol
Bu Başlığı E-Posta ile Gönder
Başlığı Yazdır
Başlığı İndir
Bu Bölüme Abone Ol
Gösterim şekilleri
Değiştir: Dışsal
Normal
Değiştir: Doğrusal+

neverseedie
Üye Profil İzlenimi
Arkadaşım Olarak Ekle
ÖM Gönderimi
Başlıklarını Bul
İletilerini Getir Dec 23 2007, 11:03 PM İleti #1


Member


Grup: Members
İleti: 26
Katılım: 16-December 07
Üye No.: 3,226



Bu konuda pek fazla birşey bildiğimiz söylenemez. Çünkü Türklerin müslüman oluşuyla ilgili olarak
ne okullarda, ne tarih kitaplarında ayrıntılı bilgi verilmez. Verilen bilgilerden ise sanki İslam'ı duyan-dinleyen Türklerin akın akın müslüman oldukları ima edilir. Bu gerçek değildir. Gerçeğin bilinmesi istenmez.

Bakın Diyanet bu konuda ne diyor:

Türklerin İslâm dinine girmesi, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olmuş, müslümanlık için hayırlı sonuçlar doğurmuştur.

Türkler, İslâm dinini hiç bir zorlama olmadan kendi istekleri ile kabul etmiştir. Bunun başlıca sebepleri şunlardır:

1) İslâm dini ve İslâm medeniyetinin üstünlüğü.

2) İslâma girmeden önce Türklerin eski dini inançlarının İslâm inancına yakın olması ve İslâmın getirdiği üstün prensiplerin Türk milletinin ruhuna ve manevi yapısına uygun düşmesi.



" Hiç bir zorlama olmadan " ifadesi büyük bir yalandır. Bunu aşağıdaki dökümanı sabırla sonuna kadar okuyabildiğinizde göreceksiniz.

Türkçü Turancı çizgide siyaset yapanların ise bu konuda gerçeği gizlemeleri çok ilginçtir. Hem Türkçü geçinip hem de Türklerin tarihinde uğradıkları en büyük vahşet ve katliamdan bahsetmemelerine anlam vermek mümkün değildir.



Aşağıdaki bilgilerin tamamı İslami kaynaklardan, Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi İslami tarihçi ve yazarlardan alınarak düzenlenmiştir.

Türklerin kılıç zoruyla Müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670?li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, Türklerin Müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740?lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir.

İslam''ın Türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670?lerden başlayarak 740?lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir. Şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir göz atalım..



Arapların Türklere İlk Saldırıları

Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir.. Türk beylikleri, bu bölgedeki, Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamukdan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı.. Bu üretimlerinin yanı sıra altın madenleri çalıştırıyorlardı..Özellikle adı zengin şehir manasına gelen, Semerkant?ın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir. Bu zenginlik öteden beri talancı Arapların iştahını kabartıyorduysa da, Türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları Ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı.. Çünkü daha önce Halife Osman zamanında, Muhammed bin Cerir komutasındaki Araplar İslam?ı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile Fergane?ye kadar girdiyse de Türkler tarafından yok edilmişlerdi.. Ancak daha sonraları Muaviye tarafından, Ceyhun nehrinin altında kalan Horasan?ın tamamıyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk Araplaştırma ve İslamlaştırma girişimleri başlamış oldu..

Buhara''nın Talan Edilmesi

Horasan?ın kendileri tarafından tamamen işgal edilmesinden cesaret alan Araplar, Muaviye?nin ilk Horasan valisi olan, Ubeydullah bin Ziyad 673 yılında bu sefer ilkinden çok daha kalabalık 24.000 kişilik bir ordu ile Ceyhun nehrini geçerek Kibac Hatun yönetimindeki Buhara?yı kuşatır. Kibac Hatun diğer Türk beyliklerinden yardım isterse de bu yardım kendisine gelmez ve Araplar verdikleri kayıplardan dolayı Buhara?yı işgal edemezlerse de tam anlamıyla talan ederler.. Daha sonra, Muaviye?nin ikinci Horasan Valisi, Halife Osman?ın oğlu Said?de Buhara?ya saldırmaya hazırlanır. Kendisine diğer Türk Beyliklerinden yardım gelmeyeceğini anlayan Kibac Hatun, Said?le anlaşma yapmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre, Kibac Hatun, Said?e diğer Türk Beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da Buhara?daki Türk asilzadelerinden rehinler verir. ( Bu sayı kimi tarihçilere göre 50 kimine göre de 80? dir. ) Bu anlaşmanın verdiği rahatlıkla Said, zenginliğini öteden beri duyduğu Semerkant?a saldırır.. Semerkant?ı baştan aşağı talan eder ve topladığı binlerce Türk gencini, köle pazarlarında satmak için Horasan?a getirir.. Said daha sonra Kibac Hatun?dan aldığı 80 kadar rehine tarafından bir punduna getirilmiş ve hançerlenerek öldürülmüştü....( Said?i öldürdükten sonra dağa kaçmayı başaran rehinlerin orada açlıktan öldüğü söylenir ) Said?den sonra, Horasan Valisi Salim bin Ziyad olur. Horasan?da Muaviye?nin oğlu Yezid?e bağlıdır.. Ziyad?da ayni şekilde 680 yılında Türkleri İslamlaştırmak ve şehirlerini talan etmek için saldırır fakat püskürtülerek geri çekilirler.. Bu sefer, kendi orduları Türkler tarafından talan edilerek silahları alınır.. Daha sonra Araplar daha güçlü bir orduyla tekrar saldırır ve Türkleri gene talan ederler. Bu talandan her Arap 2400 dirhem alır.. ( Bir kölenin satış fiyatı 300 ile 500 dirhem arasında olduğu düşünülürse, bu durumda aldıkları ganimet adam başına 7 veya 8 köleye eş değerdedir..)

Haccac ve Rutbil

İslam?da ilk asimilasyon 685 yılında Abdülmelik ile başlar.. Abdülmelik, etrafını İslamlaştırmaya adı İslam tarihine kan dökücü zalim olan Haccac?ı kendisine yardımcı seçerek başlar. Abdülmelik önce civar halkların dillerini Arapçalaştırdı.. Haraç karşılığı önceden bazı hakları kabul edilmiş olan gayri müslimlerin bütün haklarını geri aldı.. Bu arada Haccac?ı Irak genel valiliğine atadı.. Haccac?ın Irak?a genel vali atanmasından sonra Türklerin kaderinde ilk köklü değişikler başlamış oldu.. Haccac ilk olarak Ubeydullah ibni Ebi Bekri?yi Sicistan?a, Muhalleb ibni Ebi Sufra?yi da Horasan?a vali yapar.. O tarihte, Sicistan?ın Türk Hükümdarı Rutbil?dir ve Araplara vergi vermektedir.. Haccac, bununla yetinmez ve Ubeydullah?ı Rutbil?in üzerine göndererek ondan tam olarak teslim olmasını ister.. Rutbil önce bu teklifi kabul etmek istemez.. Bunun üzerine Ubeydullah Rutbil?in üzerine yürür. Rutbil 18 fersah geriye çekilerek Ubeydullah ve ordusunu kuşatma altına alır. Ubeydullah, Rutbil?den kurtulmak için 700.000 dirhem teklif ederse de Rutbil kabul etmeyerek Arap ordusunu büyük bir bozguna uğratır. Buna çok kızan Haccac 40.000 kişilik büyük bir ordu toparlayarak, Abdurrahman ibn Esas komutasında Rutbil?in üzerine gönderir.. Rutbil?i yenemiyeceğini anlayan Esas, bu sefer onunla anlaşır. Bu olay karşısında çılgına dönen Haccac, Esas?ı yakalatmak üzere bir birlik gönderirse de, Esas?ın ordusu bu birliği yenilgiye uğratır ve geri kalanları da Basra?ya kadar sürer. Ancak burada yenilen Esas?ın ordusu dağılır ve Esas Rutbil?e sığınır.. Bunun üzerine Haccac, Esas?ı kendisine vermesi için Rutbil?i tehdit eder.. Vermediği taktirde çok büyük bir ordu ile üzerine yürüyeceğini ve bütün Türk şehirlerini harap edeceğini, verirse de kendisinden 7 sene hiç vergi almayacağını söyler.. Türk şehirlerinin tekrar bir savaşa girmesini istemeyen Rutbil, 7 sene haraçtan muaf tutulacağını da düşünerek Haccac?ın bu teklifini kabul eder ve Esas ve yakınlarını Haccac?a teslim eder.. Ancak, Rutbil Haccac?a güvenmekle hata yaptığını daha sonra anlayacaktır.. Haccac Rutbil?den Esas?ı teslim aldıktan sonra derhal yeni bir ordu düzenleyerek 699 yılında Muhelleb bin Ebi Sufyan komutasında Türk şehirlerinin üzerine gönderir.. Hocente, Kes, Sogd ve Nesef?i ele geçirirsede Türkler direnirler.. Horasan valiliğine Muhelleb?in oğlu Yezid gelir.. Yezid ibni Muhelleb?de Türk şehirlerini talan eder.Yezid?in savaşçıları, Harzem?den ele geçirdiği Türkleri boyunlarına damga vurarak köle pazarlarında satarlar.. Bu tarihlerde, Araplar Türklerin yurtlarını devamlı olarak istila edip şehirlerini talan ettilersede kalıcı bir üstünlük sağlayamamışlar, elde ettikleri yerleri sonunda tekrar Türlere geri vermek zorunda kalmışlardı..

Kuteybe ibni Müslim

705 yılında Abdülmelik öldüğünde yerine oğlu Velid geçer. Ve Türk tarihini önemli şekilde etkileyecek olay, Kuteybe ibni Müslim?in Horasan?a vali atanması olur. Bu zamana kadar kalıcı bir başarı elde edemeyen Araplar onun zamanında Türk yurtlarında kalıcı başarılar elde etmişlerdir.
Türklerin gerçek anlamda kılıç zoru ile Müslümanlaştırılmaya başlamaları Kuteybe zamanında olmuştur. Vali olduğu andan itibaren, Türk Beyliklerinin toptan işgal edilerek İslamlaştırılması için çok güçlü bir ordu kurmaya başlar. Merv?de askerleri toplayarak,

" Allah kendi dininin aziz olmasi için size bu toprakları helal kıldı " der. Kuteybe ilk olarak Baykent?i kuşatır. Diğer Beyliklerden Türk Savaşçılar Baykent?in savunmasına yardıma gelirler. İki ay süren bir savaş olur. Kuteybe tam bir zafer kazanamazsa da, Türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya zorlar. Şehir yıkımdan kurtulur ama, şehre giren Araplar anlaşmaya rağmen şehrin bir kısmını yağmalarlar ve şehirden ayrılırlarken arkalarında bir de askeri garnizon bırakırlar. Başlarına gelecekleri anlayan Türkler ayaklanmaya başlarlar ve kendi aralarında silahlanarak karşı bir mücahit birliği kurarlar, Baykent?de karışıklıklar başlar. Bunun üzerine Kuteybe Baykent?e tekrar gelerek ne kadar silahlanan Türk varsa hepsini öldürtür. Kadınları ve çocukları esir alır ve şehri tekrar baştan aşağı yağmalar..

Taberi?nin anlatımlarına göre, Kuteybe?nin aldığı ganimetlerin haddi hesabı yoktur. Taberi, bütün Horasan?ı işgal ettiklerinde dahi bu kadar ganimet toplayamadıklarını söyler.

Şehrin yağmasından sonra, daha önce Horasan?da Merv?e getirilmiş olan Arap aileleri, Merv?den getirilerek Baykent?e yerleştirilir. Muhafız birlikleri oluşturulur. Valilik den vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları Araplar?dan oluşturulur. Türklerin Budist ve Zerdüşt inançlarını simgeleyen bütün heykeller toplatılır, taş olanlar kırılır, altın olanlar eritilerek ganimet olarak Araplar tarafından alınır. Bunlar, Enfal suresinde yazdığı gibi, sanki Araplara Allah?ın verdiği ganimetlerdir. Daha sonra esir edilen kadın ve çocuklar kocalarına ve babalarına geri satılır. Müslümanlar, Baykentli Türklerin neleri var neleri yoksa almışlar, şehrin onarımı da gene Türklere kalmıştır. Bundan sonra sıra gelir Buhara?nın tamamen işgal edilip Müslümanlaştırılmasına..

Buhara'nın Tekrar Kuşatılması ve İlk Türk Katliamı

Kuteybe Merv?de büyük bir hazırlık yapar.. Bu arada Vardana ve Buhara beylikleri arasında çatışmalar vardır.. Müslümanlara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar derhal durdurulur ve Vardan Hudat, Kuteybe?ye karşı Türklerin başına geçer.. Kuteybe önce, Numiskent ve Ramitan?a saldırır ve buraları kolayca istila eder.. Demirkapı önlerinde Vardan?la çarpışırlar.. Vardan savaşı kaybeder ve Buhara?ya doğru çekilir.. Ancak Kuteybe?de, savaştan yorgun düştüğü için Buhara?yı alamadan Merv?e geri döner.. Haccac bunu başarısızlık olarak kabul eder ve, Buhara?yı mutlaka almasi için Kuteybe?ye emir verir..Kuteybe büyük bir hazırlık yaparak bir sene sonra tekrar Buhara?yı kuşatır.. Türkler direnir ve Kuteybe başarılı olamaz, ordusu dağılmaya başlar.. Bunun üzerine Kuteybe her bir Türk başı için askerlerine 100 dirhem vaad eder.. Para hırsı ile gayrete gelen Araplar, şehri istila ederler..Bütün direnen Türkler kılıçtan geçirilerek tam bir katliam yapılır, Araplar Türk kadınlarına tecavüz ederler, beğendikleri kadınları ya cariye olarak kullanmak yada köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar.. Erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler.. Araplardan oluşan yeni bir idari kurumlaşma yapılır.. Diğer beyliklerden tepkiler gelmeye başlayınca da, Buhara Melikesi Hatun?un oğlu Tuğ Sad kukla hükümdar yapılır.. Tuğ Sad tarihe hain bir işbirlikçi olarak geçer.. Daha sonrada Müslüman olarak oğluna da, efendisi Kuteybe?nin ismini vererek bağlılığını kanıtlar.. Etkili bir kolonizasyon yapmak isteyen Kuteybe bunun için öncelikle yerli halkı İslamlaştırmaya başlar.. Buhara halkı önceleri Müslüman olmuş gibi görünseler de bu dini kabul etmek istemezler..Kuteybe Türklerin aslında Müslüman olmadıklarını, evlerinde İslami kuralları tatbik etmediklerini anlar ve yeni bir yöntem geliştirir..Bu yönteme göre Türkler evlerini Araplarla paylaşmak zorunda bırakılırlar ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar.. İslami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar..
( Bugün, bazı İslami yazarlar bu getirilen tedbirlerin İslam''ın Türkler tarafından kabul edilmesinde çok yarar sağladığını açıkca ifade ederler..Bu yaklaşım da üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.. )
Kuteybe?nin bu zorlamaları karşısında, halkdan bazı direnişçiler çıkar.. Gizlice silahlanırlar..Bu durum karşısında Araplar camiye dahi silahsız gidemez olurlar..Kuteybe baskıları arttırır, kendi aralarında örgütleşen Türkleri yakalattırıp öldürtür.. Bu arada yeni vergi yasaları getirir.. Yerli halk, halifeye senede 200000 dirhem, Horasan valisi Haccac?a da 10000 dirhem vergi ödemeye mecbur bırakılır.. Bunun dışında Arap askerlerinin atlarına yem temin etmeye, oraya getirilip yerleştirilen Arap ailelerine odun temin etmeye ve onlara tahsis edilen arazilerde çalışmaya mecbur bırakılırlar.. Kadınlar, kızlar Araplara cariye yapılırlar.. Buhara Türkleri bu yıllarda dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ızdırabı yaşar.. Kuteybe?nin getirip Türk evlerine yerleştirdiği Arap?lar, Türklerin o zamana kadar yaptıkları bütün birikimlerinin üzerine konarlar, Türklerin tarlalarını alır ve Türkleri o tarlalarda çalıştırırlar.. İste Tek din İslam oluncaya kadar savaşın diyen ayet, Arapları Türklerin sırtından geçimlerini sağlayacak ortamı yaratmıştır..Allah dini dedikleri İslam, Ahzab Suresi / 50 de olduğu gibi, savaşta gasp edilen Türk kızlarını da ganimet olarak görür, ve Araplara cariye olmalarını helal kılar..Cuma namazı zorunlu hale getirilir.. Genede Türkerden rağbet görmez. Bunun üzerine Kuteybe, namaza gelenlere 2 dirhem vaad ederek önce fakirler üzerinde İslamın etkili olmasını temine çalışır.. Bu uygulama nispeten başarılı olur.. Fakir halktan para için camiye gidenler olur..

1. Büyük Katliam - TALKAN KATLİAMI

Buhara?da olanlar diğer Türk Beyliklerinde de etkilerini gösterir.. Aynı şeylerin kendi başlarına geleceğinden korkmaktadırlar.. Sogd meliki Neyzek Tarhan şehrinin yıkıma uğramaması için Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır.. Bu anlaşmaya göre Tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır.. Ancak bu tarafsız kalmalar ve Türklerin birleşememeleri Arapların işlerini kolaylaştırmış ve Türk beyliklerini istedikleri gibi istila edip talan etmişlerdir.. İlk olarak saldırıya uğrayan Kibac Hatun?a diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler aynı akibete uğramışlardır.. Bu olaylarda Türklerin belli bir şekilde organize olamamaları da onların Araplar tarafından istila edilmelerini kolaylaştırmıştır.. Neyzek Tarhan daha sonra Kuteybe ile yaptiğı anlaşmada hatalı olduğunu ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir güvence getirmeyeceği gibi diğer Türk Beylerine de ihanet etmiş olacağını anlar.. Tohoristan?a dönerek bütün Türk Beyliklerine birer mektup yazar ve onları ortak bir direnişe girmeleri için uyarmaya çalışır.. İlk olumlu yanıt Talkan meliki Sehrek?den gelir..Tarhan?ın planlarını öğrenen Kuteybe, buna karşılık Belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir ordu ile Talkan şehrine doğru yürür.. O ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan Talkan şehri meliki Sehrek, Kuteybe?nin gelişinden önce şehri terkeder.. Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybe?nin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler.. Bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür.. Kuteybe bu katliamı diğer beyliklere ibret olması için yapar.. Kuteybe?nin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, Talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar.. Bu yolun 4 fersah ( 24 Km.) mesafelik bölümü Türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur.. Talkan katliamı tarihe, Arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir.. Halk, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştır..
Kuteybe, Talkan katliamından sonra Suman?a girer.. erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar.. Daha sonra Kes ve Nesef?de aynı şeyleri yapar.. Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar.. Daha sonra Faryab?a yönelir ve Faryab?ın teslim olmasını ister.. Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar.. Erkekleri dövüşerek ölürler.. Bütün şehir yakılır.. Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında Muhtereka derler.. Kuteybe, Faryab?dan sonra, Tarhan?ın çekildiği kale Bazgis?i kuşatır.. 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez.. Bu arada kış yaklaşır..Kuteybe?nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir.. Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur.. Tarhan?ın yanına Muhammed bin Selim adındaki adamını gönderir.. Muhammed ibni Selim Tarhan?ın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir.. Kalenin açlık içinde olmasından dolayı Tarhan?ın Kuteybe?nin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur.. Komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler.. Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar.. Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur..Kuteybe bu arada Tarhan?ı hemen öldürmez.. Haccac?a haber göndererek ne yapacağını sorar.. Haccac Tarhan için, ? O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür? der.. Kuteybe önce Tarhan?ın iki oğlunu, Tarhan?ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür.. Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhan?ın ve halkın gözü önünde kestirir.. Tarhan?ı da bizzat kendisi öldürür.. Bütün kesilen başlar Haccac?a gönderilir.

Tarhan?ın öldürülmesinden sonra, Kuteybe, Aral Gölü?nün altında bulunan Harzem bölgesine yürür.. Harzem?de Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır.. Kuteybe Caygan?la işbirliği yapar.. Önce Havarizat ile etrafındakileri öldürtür.. Arkasından Camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar.. Ancak, daha sonra bunlar Kuteybe?nin emri üzerine öldürülürler..

Bu olay, Ziya Kitapçı''nın, İslam Tarihi ve Türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;
Bu harblerden birinde, et-Taberi''nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe''ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman''ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu. Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,

?Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.

Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.?

Harzem?de ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Caygan?ı öldürür..Bunun üzerine, Kuteybe bütün Harzem?i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir.. Harzemli ünlü Türk bilgini, Biruni Harzem?deki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır.. ?Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü.. İslam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı..Harzem?i yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkant üzerine yürür..Semerkant meliki Gurek üzerine gelen Müslümanlara karşı diğer Türk Beyliklerinden yardım ister.. Taşkent ve Fergane?den yardım gönderir, fakat gelen birlikler yolda Kuteybe?nin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler..Semerkant, kuşatılır.. Araplar mancınık ateşi ile saldırırlar.. Daha fazla dayanamayacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır..Bu anlaşmaya göre,

1.Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir..
3.Şehirde Cami yapılacaktır..
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe?ye teslim edilecektir..

Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merv?e geri döner.. Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslim?i Semerkant?ın başına vali olarak bırakır..
Kuteybe?nin Merv?e dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar.. Zaman zaman Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler.. Haccac Kuteybe?ye Taşkent ve Fergana?yi işgal etmesi talimatını verir.. Kuteybe Taşkent?e gider fakat başarılı olamaz.. Bu arada Haccac ölür. Halife Velid, Kuteybe?ye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler.. Kuteybe bu sefer Kasgar?a doğru yola çıkar.. Tam Kasgar?ı kuşatacakken Halife Velid ölür, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur.. Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür.. Çünkü Kuteybe?nin komutanları Halifeye karşı gelmek istememişlerdir..

2. Büyük Katliam - CURCAN KATLİAMI

Kuteybe ve Haccac?ın ölümü, Arapların Türkleri Müslümanlaştırmak ve Türk şehirlerini talan etmek politikalarında bir değişiklik yapmamıştır.. Öncelikle, Araplardaki Türklere karşı olan korku ortadan kalktığı için, Araplar, Kuteybe?den sonra da aynı şekilde Türk yurtlarına saldırılarını sürdürmeye devam etmişlerdir.. Kuteybe?nin öldüğü aynı yıl olan 716 da, Yezid ibni Muhelleb Horasan?a vali atanır.. İlk iş olarak Dağıstan?ı işgal eder.. Dağıstan meliki Saltekin, Yezit?e karşı uzun süre dayanır.. Sonunda Dağıstan düşer.. Şehir yağmalanır ve 14000 kişi öldürülür..Dağıstan?dan sonra Curcan?a yönelir.. Curcan 300.000 dirhem karşısında savaşmadan teslim olur.. Yezid, Curcan?a bir bölük asker yerleştirerek, Taberistan? a doğru yola koyulur.. Taberistan Meliki, İsfehbed, Deylem melikinden 10000 kişilik bir yardım alarak savaşa başlar.. İsfehbed savaşırken, Curcan halkı da ayaklanarak Esed ibni Abdullah komutasındaki askerleri imha ederler.. Yezid öfkeye kapılır, Curcan?lı Türkleri yendiğinde kanlarından değirmen döndürüp ekmek yiyeceğine dair Allah?a yemin eder.. Askerlerini toplayarak Curcan üzerine yürür.. Curcan beyi, şehirden çıkarak Curcan kalesine çekilir. 7 ay süren savaştan sonra, kale düşer.. Curcan beyi öldürülür.. Kaledeki askerler esir alınır.. Araplar, daha sonra Curcan şehrine girerler.. Burada da aynı şekilde Kuteybe?nin yaptığı katliama benzer bir katliam yapılır.. Türkleri öldürerek, 4 fersah boyunca sağlı sollu ağaçlara astırır.. Allah?a verdiği sözü yerine getirmek için, esir aldığı binlerce Türk?ü, Enderiz vadisindeki nehrin kenarına sürükler, orada askerlerine korumasız Türkleri öldürtür.. Öldürülen Türklerin kanlarını nehire akıtır.. Nehrin suyuyla akan kanlardan, ilerideki değirmenden un ve ekmek yaptırarak yer ve Allah?a verdiği sözü yerine getirir.. Katliamdan geriye kalan kız ve kadınlardan beş de biri cariye olarak halifeye ayrıldıktan sonra, geriye kalanlar askerler arasında ganimet olarak paylaştırılır..
Kaynaklar Curcan katliamında Talkan katliamında olduğu gibi yaklaşık 40.000 Türk?ün öldürüldüğünü söylerler..
717 yılından sonraki zaman, Arapların kendi aralarındaki çatışmalarla geçer.. Buraya kadar dikkat ederseniz, ilk Arap saldırıları başladığında Kibac hatun diğer Türk Beyliklerinden yardım istediği halde istediği yardım kendisine verilmemişti.. Sonra o yardımı göndermeyenler, yardıma muhtaç duruma düştüler.. Bu olaylardan Türklerin daha o zaman da aralarında tam bir birlik ve beraberlik sağlayamamış olduklarını görüyoruz.. 717 yılında Ömer ibni Abdulaziz halife olur..İki yıl sonra hastalanır yerine, 719?da, Yezid ibni Abdülmelik geçer.. Yezid ibni Abdülmelik ile Yezid ibn Mehleb?in arası iyi değildir.. Yezid ibn Mehleb hapse attırılır ancak, Yezid ibni Mehleb hapisten kaçarak, Basra?da örgütlenir ve Yezid ibni Abdülmelik?e karşı ayaklanır.. 721?de Abbas ve Mesleme adında iki komutan önderliğinde kurulan hilafet ordusu Yezid ibni Mehleb ile savaşır.. Bu savaşta Abbas ve Yezit ibni Mehleb olur.. Yezit?in kafası kesilerek halife Yezit ibn Abdülmelik?e yollanır.. Mesleme, Mehleb?in yakını olan yaklaşık 300 kişinin daha kafasını kestirerek öldürtür. Yezid ibni Mehleb?in oğlu olan, Muaviye ibni Yezid?de elinde bulundurduğu 32 kadar Mesmele taraftarının kafasını kestirtir.. Aralarındaki savaş, Mehleb taraftarlarının tamamen yok edilmesi ile biter? Mesmele, Mehleb?den ele geçirdiği aralarında Türklerin de bulunduğu cariyeleri Cerrah ibni Hakem?e satar..Bu arada, Yezid ibni Mehleb?in yerine getirilen yeni Horasan Valisi, Cerrah ibni Abdullah, Türkmenistan?ın iç kısımlarına bazı saldırılar yaparsada başarılı olamaz..
Kuteybe?nin ölümüyle birlikte Türk topraklarına yapılan akınlar eskisi kadar başarılı olamamışlardır.. Bu dönemde İslam yayılmacılığı bir duraksama içine girer.. Halife II. Ömer ibn Abdülaziz, işgal altında bulunan yörelerdeki Arap egemenliğinin her geçen gün biraz daha zorlaşır bir hale gelmesinden dolayı bu bölgelerde yaşanan gerginliğin azaltılarak İslam?ın kuvvetlendirilmesine çalışır.. Kendisine bağlı yöneticilere, ? Bundan böyle Türk Beyliklerine saldırmayın, hakimiyetiniz altında bulunan bölgelerde gücünüzü arttırarak İslamı yaymaya çalışın? demiştir.. Ayrıca, II. Ömer, Müslüman olan halklardan cizye alınmamasını isterse de, Arapların gelirlerinde önemli ölçüde düşme olmasından dolayı bu karardan daha sonra, Türklerin Müslümanlıklarında samimi olmadıkları bahane edilerek vazgeçilmiştir.. Bu arada Horasan?da Cerrah ibni Abdullah, yerine Abdurrahman ibni Nuaym atanmıştır..

Hakan Sulu''nun Göktürk Boylarının Başına Geçmesi

Türkler, Arapların istilasına karşı direnişlerini Çin?den yardım isteyerek sürdürürler.. Daha önce Araplarla işbirliği içinde olan Tugsad da, 718 yılında Çin imparatorundan yardım ister.. Çin, Türklere yardım göndermez.. Turgis Kaani Sulu, Bati Göktürk Boylarının başına geçerek, 720 yılında Sogd?daki Türklerin Araplara karşı isyanını desteklemek için bir birlik gönderir.. Sulu?nun, Kur-Sul adındaki komutanı, Seyhun nehrini geçerek, Sogd?a gelir ve oradaki diğer Türklerle birleşerek, Semerkant?a doğru yürür.. Arap Valisi, Said ibni Haris, Türkleri durduramaz ve Semerkant?a çekilir.. Ancak Türkler Semerkant?ı kuşatamazlar.. Bu arada Said ibni Haris yerine 721 yılında Horasan?a Said ibni Harasi atanır.. 722?de Hisam Halife olur, Said ibni Harasi?yi görevden alarak yerine Müslim ibni Said?i atar.. Müslim ilk olarak Afşin?i haraca bağlar.. Seyhun?u geçerek bütün ekinleri ve ağaçları yakarak ilerler.. Bunun üzerine Turgis Hakanı Sulu, Müslim?in üzerine yürür.. Sulu?nun üzerine geldiğini ögrenen Müslim geri çekilmeye başlar.. Seyhun nehri yakınlarında, bir başka Türk birliği tarafından durdurulur.. Bir yandan yukardan Sulu?nun birlikleri ilerlediği için acele eden Müslim, zayiat vermesine rağmen, Seyhun nehrini geçerek Semerkant?a çekilir.. Bu yenilgi üzerine, Müslim görevden alınır, yerine Esed ibni Abdullah atanır..Esed ilk olarak Hoten şehrini ele geçirerek yağmalar.. Ancak, Turgis Hakanının Müslim?i kovalamasından cesaret alan halk Araplara karşı ayaklanır.. 726 yılında Turgis Hakanı Sulu kararlı bir şekilde Esed?in üzerine yürür.. Huttal?da çarpışırlar.. Esed, Sulu karşısında ağır bir mağlubiyet alır.. Bunun üzerine 727?de Esed?de görevden alınarak yerine Esres ibni Abdullah atanır..
Esres halk üzerinde baskı uygulayarak denetim kurabileceğini düşünürsede başarılı olamaz.. Bir kısım halk Müslüman olduklarını söyleyerek vergi vermek istemezler ve Turgis?lerden yardım isterler. Turgis Hakanı Sulu 728 yılında Buhara?yı zapteder.. Bu arada Esres?in yerine Cüneyt ibn Abdurrahman geçer..Araplar Semerkant?a çekilir..Hakan Sulu ve Kur-Sul idaresindeki Turgis kuvvetleri 729 yılında 58 gün süreyle Arapları Kemerce kalesinde kuşatma altında tutarlar.. Açlıktan ölme noktasına gelen Araplar Kemerce?den çıkarak teslim olurlar, yapılan anlaşma gereğince teslim olanlar Debusia?ya gönderilirler.. Daha sonra Hakan Sulu, Semerkant?ı kuşatır.. Semerkant?ın işgal komutanı Savra ibni Hurr, Cüneyd ibni Abdurrahman?dan yardım ister.. Cüneyd yardıma gelmeden Savra ve Hakan Sulu Semerkant yakınlarında savaşırlar.. Araplar savaşı kaybeder, Semerkant?ın Arap Karargah komutanı Savra bu savaşta ölür.. Halife Hisam, Kufe ve Basra?dan 20000 kişilik ek bir kuvveti Cüneyd ibni Abdurrahman?a gönderir.. Hakan Sulu 732?de Buhara?yı terk ederek çekilir.. 734?de Cüneyd ibni Abdurrahman ölür, yerine Asım ibni Abdullah geçer, bir yıl sonra onun da yerine Halid ibni Abdullah geçer..

Hakan Sulu''nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti

Hakan Sulu, 737 yılında Halid?in üzerine yürür.. Araplar zayiat vererek Ceyhun?un güneyine çekilir.. Türkler Ceyhun nehrini geçerek Arapları Belh?e kadar çekilmeye zorlar, ancak Cuzcan önderi, Arap?larla birleşerek Hakan Sulu?nun ülkesine çekilmesine sebep olur.. Göründüğü kadarı ile eğer Cuzcan önderi Araplarla işbirliği yapmamış olsaydı Hakan Sulu?nun ordusu muhtemelen Arapları Türk topraklarından temizleyecekti.. Hakan Sulu ülkesine döndükten sonra bir zamanlar Araplara karşı beraber savaştığı Kur-Sul tarafından şahsi nedenlerden dolayı öldürülür..
Bu gelişmenin birazda Çin tarafından tezgahlandığı, ve tarihte Çin?in Türk Beyliklerini birbirine düşürme siyaseti olarak görülür.. Hakan Sulu?nun ölmesi Araplar arasında sevinçle karşılanır.. Öyle ki Horasan Valisi Araplara Hakan?ın öldürülmesinden dolayı şükür orucu tutulmasını ister.. Haberi Halife Hisam?a ulaştırırsa da, Halife bu haberin doğruluğunu anlamak için güvendiği adamlarını yollayarak haberin doğruluğunu öğrenmelerini ister.. Hakan Sulu?nun öldürülmesinden sonra Türkler bir daha toparlanamazlar.. Arapların Türk yurtlarından temizlenmeleri ile ilgili umutları bir anda söner.. Öncelikle Dikhanlar denen yerel egemenlikler Araplara büyük tavizler verirler.. Müslümanlığı kabul eden kişilere büyük ekonomik çıkarlar sağlanır.. Cizye olarak alınan vergilerin miktarları düşürülerek önceki zorlamalara göre çok daha yumuşak bir sömürü politikası uygulanır.. Buraya kadar ki tarihte Türklerin zorla Müslümanlaştırılmalarına hizmet etmiş olan en önemli 2 isim, Arap Komutanı Kuteybe ve Hakan Sulu?nun tam önemli bir darbe indirmek üzereyken kendini Araplara satarak onlarla işbirliği içine giren hain Cuzcan Beyi?dir.. Kur-Sul?da, Turgis Hakanı Sulu?yu şahsi çıkarları uğruna öldürerek ister istemez Arapların korkulu rüyasını ortadan kaldırmış, Müslümanlığın Türk topraklarında daha rahat bir şekilde yayılmasına neden olmuştur..

Kur-Sul''un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması

Emevilerin son valisi, Nasır ibni Seyyar?ın valiliğe gelmesi ile birlikte Güney Türkistan?da Arap güçlerinde bir toparlanma başlar. Nasır, Arap hakimiyetinin yumuşak bir politika ile daha kolay bir şekilde yayılabileceği bilinci ile güçlü bir ordu kurarak Türk topraklarına yayılır. 739 yılında Araplar Semerkant?a tamamen yerleşirler.. Ancak, Seyhun nehrini geçmeye çalışırlarsada, Kur-Sul komutasındaki Türk ordusu tarafından durdurulurlar.. Sayı olarak Kur-Sul?un ordusundan daha kalabalık olmalarına rağmen, nehrin öte tarafına geçmeye cesaret edemezler.. Ancak bu arada Araplar için hiç beklemedikleri bir gelişme olur.. Araplara karşı saldırı düzenlemeyi planlayan ve bu nedenle nehrin etrafında keşif yapan Kur-Sul, Arap askerlerine yakalanır.. Nasır, Kur-Sul?u hemen öldürerek cesedini Türklerin görebileceği şekilde Seyhun nehrinin kenarına astırır.. Bu manzara çok geçmeden Türkler üzerinde beklenen etkiyi yapar ve Türk ordusu zaten sayıca üstün olan Araplar karşısında dağılır.. Taşkent ve Fergana da teslim olur.. Nasır,bundan sonra Arap hakimiyetini daha yumuşak politikalar uygulayarak sürdürür.. Yurtlarını terk ederek giden Türklerin geri dönmeleri halinde vergi borçları affedilir.. Halk içinden Müslüman olanlara bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar sağlanarak, onların kendiliğinden Müslümanlığı seçmeleri teşvik edilir.. İslam?ın taraftar bulabilmesi için, gerek korkutarak, gerek teşvik ederek gereken her türlü tedbiri alınır.. Bu alınan tedbirler yavaş da olsa sonuç verir.. Türk topraklarındaki son Emevi Arap valisi Nasır ibni Seyyar Türklere İslam?ı kabul ettirtmeyi başarmıştır..

Bizi ilgilendiren tarih buraya kadardır. Bundan bir süre sonra Arap topraklarında, Emevi Hanedanının egemenliği son bulur ve Abbasilerin devri kendini gösterir.
749?da Abbasiler Emevi Hanedanını zorlamaya başlar. Arap topraklarında başlayan iç savaş, Emevilerin dışarı yayılmaları için gerekli olan kuvvetin bölünmesine yol açar.. Abbasilerle birlikte, Müslümanlaştırılan halklar üzerinde daha uyumlu, onların örf ve ananelerine uyan bir İslam uygulanır.. Emevilerden sonra İslamiyetin evrensel bir din olduğu şeklinde uygulamalar yapılarak İslam''ın daha geniş kitlelere yayılmasına özen gösterilir.. Bu şekilde önceleri Arap dini olarak kurulan din, giderek daha bir evrensel görünüm kazanır.
Bu arada Araplar arası çatışmalar da giderek şiddetlenir. Araplar arası kavgada azat edimiş köleler de belli bir önem kazanırlar..
Bu çatışmaların içinde olan Arap şefleri köleleri kendi taraflarına çekmek isterler.. Ancak, bütün Müslümanları eşit gören İslam karşısında kölelerin durumu belirsizdir.. Köleler eşitliği öngören İslam adına, Arap üstünlüğüne karşı çıkar.. Ali tarafı ve Peygamberin amcası Abbas?ın soyu, Emeviler tarafından kendilerinden hile ve zorbalıkla alınan iktidarlarının asıl sahipleri olarak görünmeleri, beraberinde bir takım siyasal sorunları da başlatır.. Bu arada, sınıfsal farklılıklar ve beraberinde yaşanan olumsuzlukların nedeni olarak, ezilen sınıf tarafından İslamın kendisi değil, Emevi hanedanın iktidarı sorumlu tutulur..

Müslüman Araplar Türklere Neden Saldırmıştır

Genelde, bu tarihi bilen İslami çevreler, Müslüman Arapların Türklere saldırmasını, onları İslam dinine davet etmek, gerekirse bu uğurda zor kullanarak, onları İslam''a boyun eğdirmeye zorlamak şeklinde yorumlarlar.. Ancak tek neden bu değildir..
Bu konu da ayrıca Zekeriya Kitapçı''nın Yeni İslam Tarihi ve Türkler adlı Kitabında anlatılmıştır.. Aşağıdaki pasaj, aynı kitaptan alınma bir bölümdür.

Değişen Arap Toplumunun Yeni Hayat Anlayışı

a-) Harbeden Askerlerin Servete Kavuşma İsteği

Arapları, Orta Asya?yı fethe zorlayan bir diğer faktörde harbeden askerlerin kısa zamanda büyük servet ve zenginliklere sahip olmaları idi. Değil daha sonraki devirler, ilk devirlerdeki fetih hareketlerinde bile sosyo-ekonomik nedenlerin çok önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmaktadır. Genellikle Bedevi, çölde yaşayan, fakr-u zaruret içinde çok insafsız bir hayat mücadelesi içinde yoğrulan Araplar, daha İslam?ın ilk devirlerinde harbeden askerlerin verilen yüksek maaş ve ganimetler dolayısıyla kısa zamanda büyük bir servet ve zenginliğe kavuştuklarını görmüşlerdir. Mücahit gazilerin bundan sonraki yaşantıları ve hayat seviyeleri bir anda değişmiş ve harbe iştirak etmeyenlere nazaran çok daha iyi ve müreffeh bir hayat sürmeye başlamışlardır. Bu kabil Arap bedevilerinin o zamanki durumu, bugün Anadolu''nun iç kısımlarından kalkarak aynı sosyo-ekonomik nedenlerle çalışmak için Almanya''ya giden Türk köylüsünü ve onun sosyal hayatında da meydana gelen baş döndürücü değişiklikleri hatırlatmaktadır. Bunun içindir ki Arap kabileleri çeşitli cephelerde savaşmak için hata Hz. Ömer devrinde Medine''ye çok büyük kafileler halinde akın akın gelmeye başlamışlardır. Daha sonraları bunları Bedevi aileler takip etmiş ve dolayısıyla Arap yarımadasının dışına daha o devirlerden itibaren çok büyük bir Müslüman Arap göçü L. Caetani''nin ifadesiyle tarihte ilk defa Sami ırkının göçü başlamış oluyordu.
Tarihte belki ilk defa vaki olan bu Sami Arap göçü, Emeviler devrinde de bütün canlılığı ile devam etmiş, sadece İran''a değil, Türkistan''ın Buhara, Baykent, Semerkant gibi daha birçok büyük şehirlerine önemli ölçüda Arap aileleri yerleştirilmiştir. Özellikle Buhara''ya yerleştirilen bu kabil muhacir Arap aileleri o kadar çoktu ki, Kuteybe b. Müslim be yerleşik Arap nüfusu ve kesafetine dayanarak bu büyük Türk şehrini nerede ise kolonize etmeye kalkışmış ve bunda önemli ölçüde de muvaffak da olmuştur. Genellikle 25-50 bin arasında değişen ve aile efradıyla birlikte yapılan bu göçler, bir taraftan İran ve Türkistan''ın büyük şehirlerinin Arap nüfusuyla iskan edilmesine, diğer taraftan da siyasi Arap hakimiyetinin bölgede daha kolay bir şekilde yerleşmesine ve hatta İslam dininin gelişme ve yayılmasına da yardım etmiştir.

b-) Yaygın Geçim Sıkıntısı

Müslüman Arapları komşu ülkeleri ve bu arada Türkistan?ı fethetmeye zorlayan önemli sebeplerden bir diğeri de çok yaygın hale gelen geçim sıkıntısıdır..Nitekim, el-Mesudi''nin en güzel kitap olarak tavsif ettiği ve fetih hareketlerini çok daha objektif kriterler içinde ele alan ilk tarihçilerimizden Belazuri''nin Fütuhu''l Büldan adındaki kıymetli eserinde, Arapların geçim sıkıntısı yokluk ve mahrumiyetler içinde sürdürdükleri hayat mücadelesi nedeniyle komşu ülkeleri fethetmeye zorlandıkları ve bu ülkelerde çok büyük sayıda yerleştikleri hakkında sarih ifadeler vardır.

Taberi Anlatımları

Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türk?lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk?lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk?leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv?e geldiler.

Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan?a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe?nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan?a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe?nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.

Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd?e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)

Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
Bunun üzerine Neyzek?i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman?dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccac?a gönderdiler.(Syf-347)
Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)

Ganimet malının beşte birini Haccac?a gönderip Semerkant?ın fethini de ilan etti. Haccac da bu haberi işitip sevindi. Kuteybe tekrar Merv?e döndü. Kardeşi Abdullah?ı Semerkant?a emir yaptı. Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullah?a dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkant?a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.(Syf-353)

Kuteybe?nin Havarizem Şehrine Gitmesi Haberi

Havarizem melikinin adı Çaygan idi. Ondan küçük Havarizad adlı bir kardeşi vardı. Çaygan?ın üzerine galebe etmiş idi ve onun bütün işini tutmuş idi. İşitse ki Çaygan?ın eline güzel bir cariye girmiş, yahut bir nefis bir kumaş almış derhal adam gönderip aldırırdı. Yine işitse ki bir kişinin güzel kızı var yahut güzel bir avreti var derhal mecal vermez,çekip alırdı. Hiç kimse men edemezdi. Ve Çaygan?a ondan şikayet etseler ben ona bir şey diyemem, derdi. Çaygan da onun elinden bunalmış idi. Bu işi bu şekilde uzatınca Çaygan?ın tahammül etmeye takatı kalmadı. El altından Kuteybe?ye adam gönderdi. Havarizem şehirlerinden üç şehrin kilitlerini bile gönderdi.

Ve Kuteybe?ye dedi: Havarizem?e gelip kardeşimi öldürürsen her ne dilersen vereyim,dedi. Lakin bu haberi hiç kimseye bildirmedi. Bu haber Kuteybe?ye ulaşınca gaza vaktı idi. Kuteybe kavmine Segat gazasına varırız diye bildirdi. Çaygan?ın adamını geri gönderdi. Havarizad?e haber verdiler ki Kuteybe Segad?a gazaya gider. O da gayet sevindi. Ve kavmine bildirdi ki bu yıl cenkten eminsiniz,zira Kuteybe segad?a gidermiş. Ve bizde iş?e meşkul olalım dedi. Bilmedi ki Kuteybe kendi üzerine gelir. Bu esnada Kuteybe ansızın bin atlı ile Medinet-ül Fil ki Havarizem?in ulu ve muazzam şehridir. Zira Havarizem ülkesi üç şehirdir. Ondan ulusu yoktur. Kuteybe çıkıp geldi. Havarizem halkı Kuteybe?yi görüp korktular. Kuteybe doğru Çaygan?ın yanına geldi. Ve Havarizad?a haber verdiler ki ne gafil durursun işte Kuteybe erişip alemi fesada verdi. Havarizad anladı ki bu iş Çaygan?ın başı altındadır. Diledi ki Çaygan?ı öldüre.Lakin fırsat ve mecal bulamadı. İmdi hazır bulunan sipahi ile sürüp Medinetil Fil?e geldi. Çaygan o üç şehri Kuteybe?ye verip kendisi de Kuteybe?nin yanına geldi. Ve Havarizad şaşkına döndü. Nihayet Kuteybe?ye adam gönderip aman diledi.


Kuteybe dedi: Amanı kardeşinden dile eğer o aman verirse benden emin ol.Havarizad dedi: -İmdi bildim ki benim ölmem lazım. Zira benim kardeşime boyun eğmem ölmek demektir. Belki ölmek muti olmaktan iyidir, dedi. Bunun üzerine cenge koyuldu. Bir saat cenk edip sonunda tutuldu.Kuteybe?ye getirdiler. Kuteybe dedi: Kendini nasıl görürsün.
Havarizad dedi: -Ey emir, beni melamet etme ki ben kılıca eli onun için vurdum ki seninle benim aramda bir hüküm zahir ola. İmdi fırsat senin oldu,bana ne öğünmek gerek, ne dilersen et. Bunun üzerine Kuteybe buyurdu. Dışarı çıkıp boynunu vurdular. Çaygan dedi: -Ey emir, henüz gönlüm şifa bulmadı.
Kuteybe dedi: -Daha ne dilersin?
Çaygan Dedi: -Dilerim ki onunla bile olan kimselerin hepsini öldüresin.
Kuteybe dedi: -İmdi sen benim yanıma topla, ben öldüreyim. Çaygan da hepsini tutup getirdi. Kuteybe cümlesini öldürüp mallarını aldı. Çaygan şöyle şart etmiş idi ki: Bin baş esir ve nice bin kumaş vere. İmdi Kuteybe Medinetül File girip o malı Çaygan?dan aldı.

Çaygan Kuteybe?den yardım diledi. Zira Camhüd meliki daima gelip Çaygan ile cenk ederdi. Ve Çaygan?ı gayet incitirdi. Kuteybe Abdurrahman?ı ona yardıma gönderdi. Ve Abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdü. Çaygan o yerleri fethedip dört bin baş esir aldılar. Kuteybe buyurdu. Hepsini öldürdüler. (Syf-349-350)

-Şaş askeri bize gece baskın etmek dilermiş, imdi varın onların yolunda filan yerde pusuda durun.Ve onlar çıktığı vakit üzerlerine sürünüz. Ola ki bir fetih edesiniz, dedi. Muslih b.Müslim?i bunlara kumandan tayin etti. Muslih de gelip o 700 adamı üç bölük etti. Bir bölüğünü yolun sağ yanına, bir bölüğünü sol yanına koydu ve kendisi bir bölükle yolun üzerine durdu. Gece yarısı geçince Şaş askeri çıkıp geldiler. Muslih?i yol üzerinde görünce cenge meşgul oldular.Ve o iki bölük gaziler de iki taraftan hamle edip aç kurdun koyuna girdiği gibi kafirleri tarumar ettiler. Gazilerde Şübe adlı bir bahadır yiğit vardı. Kendisini Şaş güruhuna ve kalabalığına vurdu.Onların ortalarında bir melikzadeleri vardı.Yetişip Şübe onu kulağı tözünden kılıç ile çaldı. Öyle bir çaldıkı başı top gibi havaya uçtu. Şaş askeri bu heybeti gördüklerinde hepsi bozguna uğradılar. Müslümanlar ardına düşüp onları hesapsız kırdılar. Onlardan kurtulan pek az oldu. Ve onların ekserisi Melikzadeler idi. Ziynetli ve silahlı kimselerdi. Onların başlarını ve silahlarını ve elbiselerini hepsini aldılar geri dönüp Sürür ile Kuteybe?nin yanına geldiler. Ertesi gün Kuteybe hükmetti ki cenge atılalar.

Gavrek Kuteybe?ye adam gönderip dedi: -Bu ettiğin harbi öyle zannetme ki Arapların kuvveti ile edersin belki acemden benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederler. Yoksa harbe arapları gönder. Gör ki biz de neler ederiz,dedi. Kuteybe bu sözü işitip gazaba geldi ve münadilere çağırttı. Müslüman mübarizleri toplanıp kafirlerin üzerine yürüyüş ettiler ve buyurdu ki mancınık kurdular ve bir burcu döğe döğe yıktılar. Ve Müslümanlar o yıkılan yerden hücum ettikçe kafirlerden bir bahadır er gelip o gedikte durdu her kim ileri gelse mecal vermez öldürürdü. Müslümanlarda silahşörler çok idi. Kuteybe onları çağırtıp dedi ki: Sizden kim ki o şahsı ok ile vurursa ben ona on bin dirhem veririm. O silahşörlerden biri ileri yürüyüp ok ile o şahsı atıp gözünden vurdu ve ensesinden çıktı. Derhal düştü. O kişi Kuteybe?nin yanına gelip on bin dirhemi aldı.(Syf-351-352)



Bu 70 yıl süren Türk-arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları ;

1- 100.000'in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000'in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- Tüm zenginlikler , tarihi eserler yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "Talkan Katliamında" 40.000 Türkün kesilerek
24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
6- Aynı şekilde "Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk'ün nehir kenarında kafaları
kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- "Teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş ,
"Şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.

8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir.
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden dahi görmemişlerdir.
10-Bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte , bahsedilmemektedir.
Türkçü siyasetçiler dahi konuyu geçiştirmektedir. Bundan da Araplar nasiplenmektedir.
Turk50
QUOTE(Dimension @ Dec 26 2007, 02:09 AM) *
AL OKKU ATEISTFORUMDAN KOPYA ETTIM SENIN GÖZÜNE YAPISTIRDIM.KI NE OLDUGUNU ANLA!!!




Türklerin Müslümanlığı Kabulü Hakkında Ne Biliyoruz? Puanlama Konu Puanı:
Puanınız: N/A
Toplam Puanlama: 0 Ayarlar Başlığa Abone Ol
Bu Başlığı E-Posta ile Gönder
Başlığı Yazdır
Başlığı İndir
Bu Bölüme Abone Ol
Gösterim şekilleri
Değiştir: Dışsal
Normal
Değiştir: Doğrusal+

neverseedie
Üye Profil İzlenimi
Arkadaşım Olarak Ekle
ÖM Gönderimi
Başlıklarını Bul
İletilerini Getir Dec 23 2007, 11:03 PM İleti #1


Member


Grup: Members
İleti: 26
Katılım: 16-December 07
Üye No.: 3,226



Bu konuda pek fazla birşey bildiğimiz söylenemez. Çünkü Türklerin müslüman oluşuyla ilgili olarak
ne okullarda, ne tarih kitaplarında ayrıntılı bilgi verilmez. Verilen bilgilerden ise sanki İslam'ı duyan-dinleyen Türklerin akın akın müslüman oldukları ima edilir. Bu gerçek değildir. Gerçeğin bilinmesi istenmez.

Bakın Diyanet bu konuda ne diyor:

Türklerin İslâm dinine girmesi, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olmuş, müslümanlık için hayırlı sonuçlar doğurmuştur.

Türkler, İslâm dinini hiç bir zorlama olmadan kendi istekleri ile kabul etmiştir. Bunun başlıca sebepleri şunlardır:

1) İslâm dini ve İslâm medeniyetinin üstünlüğü.

2) İslâma girmeden önce Türklerin eski dini inançlarının İslâm inancına yakın olması ve İslâmın getirdiği üstün prensiplerin Türk milletinin ruhuna ve manevi yapısına uygun düşmesi.



" Hiç bir zorlama olmadan " ifadesi büyük bir yalandır. Bunu aşağıdaki dökümanı sabırla sonuna kadar okuyabildiğinizde göreceksiniz.

Türkçü Turancı çizgide siyaset yapanların ise bu konuda gerçeği gizlemeleri çok ilginçtir. Hem Türkçü geçinip hem de Türklerin tarihinde uğradıkları en büyük vahşet ve katliamdan bahsetmemelerine anlam vermek mümkün değildir.



Aşağıdaki bilgilerin tamamı İslami kaynaklardan, Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi İslami tarihçi ve yazarlardan alınarak düzenlenmiştir.

Türklerin kılıç zoruyla Müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670?li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, Türklerin Müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740?lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir.

İslam''ın Türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670?lerden başlayarak 740?lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir. Şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir göz atalım..



Arapların Türklere İlk Saldırıları

Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir.. Türk beylikleri, bu bölgedeki, Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamukdan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı.. Bu üretimlerinin yanı sıra altın madenleri çalıştırıyorlardı..Özellikle adı zengin şehir manasına gelen, Semerkant?ın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir. Bu zenginlik öteden beri talancı Arapların iştahını kabartıyorduysa da, Türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları Ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı.. Çünkü daha önce Halife Osman zamanında, Muhammed bin Cerir komutasındaki Araplar İslam?ı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile Fergane?ye kadar girdiyse de Türkler tarafından yok edilmişlerdi.. Ancak daha sonraları Muaviye tarafından, Ceyhun nehrinin altında kalan Horasan?ın tamamıyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk Araplaştırma ve İslamlaştırma girişimleri başlamış oldu..

Buhara''nın Talan Edilmesi

Horasan?ın kendileri tarafından tamamen işgal edilmesinden cesaret alan Araplar, Muaviye?nin ilk Horasan valisi olan, Ubeydullah bin Ziyad 673 yılında bu sefer ilkinden çok daha kalabalık 24.000 kişilik bir ordu ile Ceyhun nehrini geçerek Kibac Hatun yönetimindeki Buhara?yı kuşatır. Kibac Hatun diğer Türk beyliklerinden yardım isterse de bu yardım kendisine gelmez ve Araplar verdikleri kayıplardan dolayı Buhara?yı işgal edemezlerse de tam anlamıyla talan ederler.. Daha sonra, Muaviye?nin ikinci Horasan Valisi, Halife Osman?ın oğlu Said?de Buhara?ya saldırmaya hazırlanır. Kendisine diğer Türk Beyliklerinden yardım gelmeyeceğini anlayan Kibac Hatun, Said?le anlaşma yapmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre, Kibac Hatun, Said?e diğer Türk Beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da Buhara?daki Türk asilzadelerinden rehinler verir. ( Bu sayı kimi tarihçilere göre 50 kimine göre de 80? dir. ) Bu anlaşmanın verdiği rahatlıkla Said, zenginliğini öteden beri duyduğu Semerkant?a saldırır.. Semerkant?ı baştan aşağı talan eder ve topladığı binlerce Türk gencini, köle pazarlarında satmak için Horasan?a getirir.. Said daha sonra Kibac Hatun?dan aldığı 80 kadar rehine tarafından bir punduna getirilmiş ve hançerlenerek öldürülmüştü....( Said?i öldürdükten sonra dağa kaçmayı başaran rehinlerin orada açlıktan öldüğü söylenir ) Said?den sonra, Horasan Valisi Salim bin Ziyad olur. Horasan?da Muaviye?nin oğlu Yezid?e bağlıdır.. Ziyad?da ayni şekilde 680 yılında Türkleri İslamlaştırmak ve şehirlerini talan etmek için saldırır fakat püskürtülerek geri çekilirler.. Bu sefer, kendi orduları Türkler tarafından talan edilerek silahları alınır.. Daha sonra Araplar daha güçlü bir orduyla tekrar saldırır ve Türkleri gene talan ederler. Bu talandan her Arap 2400 dirhem alır.. ( Bir kölenin satış fiyatı 300 ile 500 dirhem arasında olduğu düşünülürse, bu durumda aldıkları ganimet adam başına 7 veya 8 köleye eş değerdedir..)

Haccac ve Rutbil

İslam?da ilk asimilasyon 685 yılında Abdülmelik ile başlar.. Abdülmelik, etrafını İslamlaştırmaya adı İslam tarihine kan dökücü zalim olan Haccac?ı kendisine yardımcı seçerek başlar. Abdülmelik önce civar halkların dillerini Arapçalaştırdı.. Haraç karşılığı önceden bazı hakları kabul edilmiş olan gayri müslimlerin bütün haklarını geri aldı.. Bu arada Haccac?ı Irak genel valiliğine atadı.. Haccac?ın Irak?a genel vali atanmasından sonra Türklerin kaderinde ilk köklü değişikler başlamış oldu.. Haccac ilk olarak Ubeydullah ibni Ebi Bekri?yi Sicistan?a, Muhalleb ibni Ebi Sufra?yi da Horasan?a vali yapar.. O tarihte, Sicistan?ın Türk Hükümdarı Rutbil?dir ve Araplara vergi vermektedir.. Haccac, bununla yetinmez ve Ubeydullah?ı Rutbil?in üzerine göndererek ondan tam olarak teslim olmasını ister.. Rutbil önce bu teklifi kabul etmek istemez.. Bunun üzerine Ubeydullah Rutbil?in üzerine yürür. Rutbil 18 fersah geriye çekilerek Ubeydullah ve ordusunu kuşatma altına alır. Ubeydullah, Rutbil?den kurtulmak için 700.000 dirhem teklif ederse de Rutbil kabul etmeyerek Arap ordusunu büyük bir bozguna uğratır. Buna çok kızan Haccac 40.000 kişilik büyük bir ordu toparlayarak, Abdurrahman ibn Esas komutasında Rutbil?in üzerine gönderir.. Rutbil?i yenemiyeceğini anlayan Esas, bu sefer onunla anlaşır. Bu olay karşısında çılgına dönen Haccac, Esas?ı yakalatmak üzere bir birlik gönderirse de, Esas?ın ordusu bu birliği yenilgiye uğratır ve geri kalanları da Basra?ya kadar sürer. Ancak burada yenilen Esas?ın ordusu dağılır ve Esas Rutbil?e sığınır.. Bunun üzerine Haccac, Esas?ı kendisine vermesi için Rutbil?i tehdit eder.. Vermediği taktirde çok büyük bir ordu ile üzerine yürüyeceğini ve bütün Türk şehirlerini harap edeceğini, verirse de kendisinden 7 sene hiç vergi almayacağını söyler.. Türk şehirlerinin tekrar bir savaşa girmesini istemeyen Rutbil, 7 sene haraçtan muaf tutulacağını da düşünerek Haccac?ın bu teklifini kabul eder ve Esas ve yakınlarını Haccac?a teslim eder.. Ancak, Rutbil Haccac?a güvenmekle hata yaptığını daha sonra anlayacaktır.. Haccac Rutbil?den Esas?ı teslim aldıktan sonra derhal yeni bir ordu düzenleyerek 699 yılında Muhelleb bin Ebi Sufyan komutasında Türk şehirlerinin üzerine gönderir.. Hocente, Kes, Sogd ve Nesef?i ele geçirirsede Türkler direnirler.. Horasan valiliğine Muhelleb?in oğlu Yezid gelir.. Yezid ibni Muhelleb?de Türk şehirlerini talan eder.Yezid?in savaşçıları, Harzem?den ele geçirdiği Türkleri boyunlarına damga vurarak köle pazarlarında satarlar.. Bu tarihlerde, Araplar Türklerin yurtlarını devamlı olarak istila edip şehirlerini talan ettilersede kalıcı bir üstünlük sağlayamamışlar, elde ettikleri yerleri sonunda tekrar Türlere geri vermek zorunda kalmışlardı..

Kuteybe ibni Müslim

705 yılında Abdülmelik öldüğünde yerine oğlu Velid geçer. Ve Türk tarihini önemli şekilde etkileyecek olay, Kuteybe ibni Müslim?in Horasan?a vali atanması olur. Bu zamana kadar kalıcı bir başarı elde edemeyen Araplar onun zamanında Türk yurtlarında kalıcı başarılar elde etmişlerdir.
Türklerin gerçek anlamda kılıç zoru ile Müslümanlaştırılmaya başlamaları Kuteybe zamanında olmuştur. Vali olduğu andan itibaren, Türk Beyliklerinin toptan işgal edilerek İslamlaştırılması için çok güçlü bir ordu kurmaya başlar. Merv?de askerleri toplayarak,

" Allah kendi dininin aziz olmasi için size bu toprakları helal kıldı " der. Kuteybe ilk olarak Baykent?i kuşatır. Diğer Beyliklerden Türk Savaşçılar Baykent?in savunmasına yardıma gelirler. İki ay süren bir savaş olur. Kuteybe tam bir zafer kazanamazsa da, Türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya zorlar. Şehir yıkımdan kurtulur ama, şehre giren Araplar anlaşmaya rağmen şehrin bir kısmını yağmalarlar ve şehirden ayrılırlarken arkalarında bir de askeri garnizon bırakırlar. Başlarına gelecekleri anlayan Türkler ayaklanmaya başlarlar ve kendi aralarında silahlanarak karşı bir mücahit birliği kurarlar, Baykent?de karışıklıklar başlar. Bunun üzerine Kuteybe Baykent?e tekrar gelerek ne kadar silahlanan Türk varsa hepsini öldürtür. Kadınları ve çocukları esir alır ve şehri tekrar baştan aşağı yağmalar..

Taberi?nin anlatımlarına göre, Kuteybe?nin aldığı ganimetlerin haddi hesabı yoktur. Taberi, bütün Horasan?ı işgal ettiklerinde dahi bu kadar ganimet toplayamadıklarını söyler.

Şehrin yağmasından sonra, daha önce Horasan?da Merv?e getirilmiş olan Arap aileleri, Merv?den getirilerek Baykent?e yerleştirilir. Muhafız birlikleri oluşturulur. Valilik den vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları Araplar?dan oluşturulur. Türklerin Budist ve Zerdüşt inançlarını simgeleyen bütün heykeller toplatılır, taş olanlar kırılır, altın olanlar eritilerek ganimet olarak Araplar tarafından alınır. Bunlar, Enfal suresinde yazdığı gibi, sanki Araplara Allah?ın verdiği ganimetlerdir. Daha sonra esir edilen kadın ve çocuklar kocalarına ve babalarına geri satılır. Müslümanlar, Baykentli Türklerin neleri var neleri yoksa almışlar, şehrin onarımı da gene Türklere kalmıştır. Bundan sonra sıra gelir Buhara?nın tamamen işgal edilip Müslümanlaştırılmasına..

Buhara'nın Tekrar Kuşatılması ve İlk Türk Katliamı

Kuteybe Merv?de büyük bir hazırlık yapar.. Bu arada Vardana ve Buhara beylikleri arasında çatışmalar vardır.. Müslümanlara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar derhal durdurulur ve Vardan Hudat, Kuteybe?ye karşı Türklerin başına geçer.. Kuteybe önce, Numiskent ve Ramitan?a saldırır ve buraları kolayca istila eder.. Demirkapı önlerinde Vardan?la çarpışırlar.. Vardan savaşı kaybeder ve Buhara?ya doğru çekilir.. Ancak Kuteybe?de, savaştan yorgun düştüğü için Buhara?yı alamadan Merv?e geri döner.. Haccac bunu başarısızlık olarak kabul eder ve, Buhara?yı mutlaka almasi için Kuteybe?ye emir verir..Kuteybe büyük bir hazırlık yaparak bir sene sonra tekrar Buhara?yı kuşatır.. Türkler direnir ve Kuteybe başarılı olamaz, ordusu dağılmaya başlar.. Bunun üzerine Kuteybe her bir Türk başı için askerlerine 100 dirhem vaad eder.. Para hırsı ile gayrete gelen Araplar, şehri istila ederler..Bütün direnen Türkler kılıçtan geçirilerek tam bir katliam yapılır, Araplar Türk kadınlarına tecavüz ederler, beğendikleri kadınları ya cariye olarak kullanmak yada köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar.. Erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler.. Araplardan oluşan yeni bir idari kurumlaşma yapılır.. Diğer beyliklerden tepkiler gelmeye başlayınca da, Buhara Melikesi Hatun?un oğlu Tuğ Sad kukla hükümdar yapılır.. Tuğ Sad tarihe hain bir işbirlikçi olarak geçer.. Daha sonrada Müslüman olarak oğluna da, efendisi Kuteybe?nin ismini vererek bağlılığını kanıtlar.. Etkili bir kolonizasyon yapmak isteyen Kuteybe bunun için öncelikle yerli halkı İslamlaştırmaya başlar.. Buhara halkı önceleri Müslüman olmuş gibi görünseler de bu dini kabul etmek istemezler..Kuteybe Türklerin aslında Müslüman olmadıklarını, evlerinde İslami kuralları tatbik etmediklerini anlar ve yeni bir yöntem geliştirir..Bu yönteme göre Türkler evlerini Araplarla paylaşmak zorunda bırakılırlar ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar.. İslami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar..
( Bugün, bazı İslami yazarlar bu getirilen tedbirlerin İslam''ın Türkler tarafından kabul edilmesinde çok yarar sağladığını açıkca ifade ederler..Bu yaklaşım da üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.. )
Kuteybe?nin bu zorlamaları karşısında, halkdan bazı direnişçiler çıkar.. Gizlice silahlanırlar..Bu durum karşısında Araplar camiye dahi silahsız gidemez olurlar..Kuteybe baskıları arttırır, kendi aralarında örgütleşen Türkleri yakalattırıp öldürtür.. Bu arada yeni vergi yasaları getirir.. Yerli halk, halifeye senede 200000 dirhem, Horasan valisi Haccac?a da 10000 dirhem vergi ödemeye mecbur bırakılır.. Bunun dışında Arap askerlerinin atlarına yem temin etmeye, oraya getirilip yerleştirilen Arap ailelerine odun temin etmeye ve onlara tahsis edilen arazilerde çalışmaya mecbur bırakılırlar.. Kadınlar, kızlar Araplara cariye yapılırlar.. Buhara Türkleri bu yıllarda dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ızdırabı yaşar.. Kuteybe?nin getirip Türk evlerine yerleştirdiği Arap?lar, Türklerin o zamana kadar yaptıkları bütün birikimlerinin üzerine konarlar, Türklerin tarlalarını alır ve Türkleri o tarlalarda çalıştırırlar.. İste Tek din İslam oluncaya kadar savaşın diyen ayet, Arapları Türklerin sırtından geçimlerini sağlayacak ortamı yaratmıştır..Allah dini dedikleri İslam, Ahzab Suresi / 50 de olduğu gibi, savaşta gasp edilen Türk kızlarını da ganimet olarak görür, ve Araplara cariye olmalarını helal kılar..Cuma namazı zorunlu hale getirilir.. Genede Türkerden rağbet görmez. Bunun üzerine Kuteybe, namaza gelenlere 2 dirhem vaad ederek önce fakirler üzerinde İslamın etkili olmasını temine çalışır.. Bu uygulama nispeten başarılı olur.. Fakir halktan para için camiye gidenler olur..

1. Büyük Katliam - TALKAN KATLİAMI

Buhara?da olanlar diğer Türk Beyliklerinde de etkilerini gösterir.. Aynı şeylerin kendi başlarına geleceğinden korkmaktadırlar.. Sogd meliki Neyzek Tarhan şehrinin yıkıma uğramaması için Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır.. Bu anlaşmaya göre Tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır.. Ancak bu tarafsız kalmalar ve Türklerin birleşememeleri Arapların işlerini kolaylaştırmış ve Türk beyliklerini istedikleri gibi istila edip talan etmişlerdir.. İlk olarak saldırıya uğrayan Kibac Hatun?a diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler aynı akibete uğramışlardır.. Bu olaylarda Türklerin belli bir şekilde organize olamamaları da onların Araplar tarafından istila edilmelerini kolaylaştırmıştır.. Neyzek Tarhan daha sonra Kuteybe ile yaptiğı anlaşmada hatalı olduğunu ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir güvence getirmeyeceği gibi diğer Türk Beylerine de ihanet etmiş olacağını anlar.. Tohoristan?a dönerek bütün Türk Beyliklerine birer mektup yazar ve onları ortak bir direnişe girmeleri için uyarmaya çalışır.. İlk olumlu yanıt Talkan meliki Sehrek?den gelir..Tarhan?ın planlarını öğrenen Kuteybe, buna karşılık Belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir ordu ile Talkan şehrine doğru yürür.. O ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan Talkan şehri meliki Sehrek, Kuteybe?nin gelişinden önce şehri terkeder.. Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybe?nin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler.. Bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür.. Kuteybe bu katliamı diğer beyliklere ibret olması için yapar.. Kuteybe?nin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, Talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar.. Bu yolun 4 fersah ( 24 Km.) mesafelik bölümü Türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur.. Talkan katliamı tarihe, Arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir.. Halk, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştır..
Kuteybe, Talkan katliamından sonra Suman?a girer.. erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar.. Daha sonra Kes ve Nesef?de aynı şeyleri yapar.. Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar.. Daha sonra Faryab?a yönelir ve Faryab?ın teslim olmasını ister.. Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar.. Erkekleri dövüşerek ölürler.. Bütün şehir yakılır.. Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında Muhtereka derler.. Kuteybe, Faryab?dan sonra, Tarhan?ın çekildiği kale Bazgis?i kuşatır.. 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez.. Bu arada kış yaklaşır..Kuteybe?nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir.. Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur.. Tarhan?ın yanına Muhammed bin Selim adındaki adamını gönderir.. Muhammed ibni Selim Tarhan?ın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir.. Kalenin açlık içinde olmasından dolayı Tarhan?ın Kuteybe?nin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur.. Komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler.. Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar.. Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur..Kuteybe bu arada Tarhan?ı hemen öldürmez.. Haccac?a haber göndererek ne yapacağını sorar.. Haccac Tarhan için, ? O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür? der.. Kuteybe önce Tarhan?ın iki oğlunu, Tarhan?ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür.. Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhan?ın ve halkın gözü önünde kestirir.. Tarhan?ı da bizzat kendisi öldürür.. Bütün kesilen başlar Haccac?a gönderilir.

Tarhan?ın öldürülmesinden sonra, Kuteybe, Aral Gölü?nün altında bulunan Harzem bölgesine yürür.. Harzem?de Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır.. Kuteybe Caygan?la işbirliği yapar.. Önce Havarizat ile etrafındakileri öldürtür.. Arkasından Camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar.. Ancak, daha sonra bunlar Kuteybe?nin emri üzerine öldürülürler..

Bu olay, Ziya Kitapçı''nın, İslam Tarihi ve Türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;
Bu harblerden birinde, et-Taberi''nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe''ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman''ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu. Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,

?Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.

Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.?

Harzem?de ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Caygan?ı öldürür..Bunun üzerine, Kuteybe bütün Harzem?i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir.. Harzemli ünlü Türk bilgini, Biruni Harzem?deki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır.. ?Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü.. İslam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı..Harzem?i yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkant üzerine yürür..Semerkant meliki Gurek üzerine gelen Müslümanlara karşı diğer Türk Beyliklerinden yardım ister.. Taşkent ve Fergane?den yardım gönderir, fakat gelen birlikler yolda Kuteybe?nin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler..Semerkant, kuşatılır.. Araplar mancınık ateşi ile saldırırlar.. Daha fazla dayanamayacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır..Bu anlaşmaya göre,

1.Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir..
3.Şehirde Cami yapılacaktır..
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe?ye teslim edilecektir..

Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merv?e geri döner.. Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslim?i Semerkant?ın başına vali olarak bırakır..
Kuteybe?nin Merv?e dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar.. Zaman zaman Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler.. Haccac Kuteybe?ye Taşkent ve Fergana?yi işgal etmesi talimatını verir.. Kuteybe Taşkent?e gider fakat başarılı olamaz.. Bu arada Haccac ölür. Halife Velid, Kuteybe?ye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler.. Kuteybe bu sefer Kasgar?a doğru yola çıkar.. Tam Kasgar?ı kuşatacakken Halife Velid ölür, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur.. Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür.. Çünkü Kuteybe?nin komutanları Halifeye karşı gelmek istememişlerdir..

2. Büyük Katliam - CURCAN KATLİAMI

Kuteybe ve Haccac?ın ölümü, Arapların Türkleri Müslümanlaştırmak ve Türk şehirlerini talan etmek politikalarında bir değişiklik yapmamıştır.. Öncelikle, Araplardaki Türklere karşı olan korku ortadan kalktığı için, Araplar, Kuteybe?den sonra da aynı şekilde Türk yurtlarına saldırılarını sürdürmeye devam etmişlerdir.. Kuteybe?nin öldüğü aynı yıl olan 716 da, Yezid ibni Muhelleb Horasan?a vali atanır.. İlk iş olarak Dağıstan?ı işgal eder.. Dağıstan meliki Saltekin, Yezit?e karşı uzun süre dayanır.. Sonunda Dağıstan düşer.. Şehir yağmalanır ve 14000 kişi öldürülür..Dağıstan?dan sonra Curcan?a yönelir.. Curcan 300.000 dirhem karşısında savaşmadan teslim olur.. Yezid, Curcan?a bir bölük asker yerleştirerek, Taberistan? a doğru yola koyulur.. Taberistan Meliki, İsfehbed, Deylem melikinden 10000 kişilik bir yardım alarak savaşa başlar.. İsfehbed savaşırken, Curcan halkı da ayaklanarak Esed ibni Abdullah komutasındaki askerleri imha ederler.. Yezid öfkeye kapılır, Curcan?lı Türkleri yendiğinde kanlarından değirmen döndürüp ekmek yiyeceğine dair Allah?a yemin eder.. Askerlerini toplayarak Curcan üzerine yürür.. Curcan beyi, şehirden çıkarak Curcan kalesine çekilir. 7 ay süren savaştan sonra, kale düşer.. Curcan beyi öldürülür.. Kaledeki askerler esir alınır.. Araplar, daha sonra Curcan şehrine girerler.. Burada da aynı şekilde Kuteybe?nin yaptığı katliama benzer bir katliam yapılır.. Türkleri öldürerek, 4 fersah boyunca sağlı sollu ağaçlara astırır.. Allah?a verdiği sözü yerine getirmek için, esir aldığı binlerce Türk?ü, Enderiz vadisindeki nehrin kenarına sürükler, orada askerlerine korumasız Türkleri öldürtür.. Öldürülen Türklerin kanlarını nehire akıtır.. Nehrin suyuyla akan kanlardan, ilerideki değirmenden un ve ekmek yaptırarak yer ve Allah?a verdiği sözü yerine getirir.. Katliamdan geriye kalan kız ve kadınlardan beş de biri cariye olarak halifeye ayrıldıktan sonra, geriye kalanlar askerler arasında ganimet olarak paylaştırılır..
Kaynaklar Curcan katliamında Talkan katliamında olduğu gibi yaklaşık 40.000 Türk?ün öldürüldüğünü söylerler..
717 yılından sonraki zaman, Arapların kendi aralarındaki çatışmalarla geçer.. Buraya kadar dikkat ederseniz, ilk Arap saldırıları başladığında Kibac hatun diğer Türk Beyliklerinden yardım istediği halde istediği yardım kendisine verilmemişti.. Sonra o yardımı göndermeyenler, yardıma muhtaç duruma düştüler.. Bu olaylardan Türklerin daha o zaman da aralarında tam bir birlik ve beraberlik sağlayamamış olduklarını görüyoruz.. 717 yılında Ömer ibni Abdulaziz halife olur..İki yıl sonra hastalanır yerine, 719?da, Yezid ibni Abdülmelik geçer.. Yezid ibni Abdülmelik ile Yezid ibn Mehleb?in arası iyi değildir.. Yezid ibn Mehleb hapse attırılır ancak, Yezid ibni Mehleb hapisten kaçarak, Basra?da örgütlenir ve Yezid ibni Abdülmelik?e karşı ayaklanır.. 721?de Abbas ve Mesleme adında iki komutan önderliğinde kurulan hilafet ordusu Yezid ibni Mehleb ile savaşır.. Bu savaşta Abbas ve Yezit ibni Mehleb olur.. Yezit?in kafası kesilerek halife Yezit ibn Abdülmelik?e yollanır.. Mesleme, Mehleb?in yakını olan yaklaşık 300 kişinin daha kafasını kestirerek öldürtür. Yezid ibni Mehleb?in oğlu olan, Muaviye ibni Yezid?de elinde bulundurduğu 32 kadar Mesmele taraftarının kafasını kestirtir.. Aralarındaki savaş, Mehleb taraftarlarının tamamen yok edilmesi ile biter? Mesmele, Mehleb?den ele geçirdiği aralarında Türklerin de bulunduğu cariyeleri Cerrah ibni Hakem?e satar..Bu arada, Yezid ibni Mehleb?in yerine getirilen yeni Horasan Valisi, Cerrah ibni Abdullah, Türkmenistan?ın iç kısımlarına bazı saldırılar yaparsada başarılı olamaz..
Kuteybe?nin ölümüyle birlikte Türk topraklarına yapılan akınlar eskisi kadar başarılı olamamışlardır.. Bu dönemde İslam yayılmacılığı bir duraksama içine girer.. Halife II. Ömer ibn Abdülaziz, işgal altında bulunan yörelerdeki Arap egemenliğinin her geçen gün biraz daha zorlaşır bir hale gelmesinden dolayı bu bölgelerde yaşanan gerginliğin azaltılarak İslam?ın kuvvetlendirilmesine çalışır.. Kendisine bağlı yöneticilere, ? Bundan böyle Türk Beyliklerine saldırmayın, hakimiyetiniz altında bulunan bölgelerde gücünüzü arttırarak İslamı yaymaya çalışın? demiştir.. Ayrıca, II. Ömer, Müslüman olan halklardan cizye alınmamasını isterse de, Arapların gelirlerinde önemli ölçüde düşme olmasından dolayı bu karardan daha sonra, Türklerin Müslümanlıklarında samimi olmadıkları bahane edilerek vazgeçilmiştir.. Bu arada Horasan?da Cerrah ibni Abdullah, yerine Abdurrahman ibni Nuaym atanmıştır..

Hakan Sulu''nun Göktürk Boylarının Başına Geçmesi

Türkler, Arapların istilasına karşı direnişlerini Çin?den yardım isteyerek sürdürürler.. Daha önce Araplarla işbirliği içinde olan Tugsad da, 718 yılında Çin imparatorundan yardım ister.. Çin, Türklere yardım göndermez.. Turgis Kaani Sulu, Bati Göktürk Boylarının başına geçerek, 720 yılında Sogd?daki Türklerin Araplara karşı isyanını desteklemek için bir birlik gönderir.. Sulu?nun, Kur-Sul adındaki komutanı, Seyhun nehrini geçerek, Sogd?a gelir ve oradaki diğer Türklerle birleşerek, Semerkant?a doğru yürür.. Arap Valisi, Said ibni Haris, Türkleri durduramaz ve Semerkant?a çekilir.. Ancak Türkler Semerkant?ı kuşatamazlar.. Bu arada Said ibni Haris yerine 721 yılında Horasan?a Said ibni Harasi atanır.. 722?de Hisam Halife olur, Said ibni Harasi?yi görevden alarak yerine Müslim ibni Said?i atar.. Müslim ilk olarak Afşin?i haraca bağlar.. Seyhun?u geçerek bütün ekinleri ve ağaçları yakarak ilerler.. Bunun üzerine Turgis Hakanı Sulu, Müslim?in üzerine yürür.. Sulu?nun üzerine geldiğini ögrenen Müslim geri çekilmeye başlar.. Seyhun nehri yakınlarında, bir başka Türk birliği tarafından durdurulur.. Bir yandan yukardan Sulu?nun birlikleri ilerlediği için acele eden Müslim, zayiat vermesine rağmen, Seyhun nehrini geçerek Semerkant?a çekilir.. Bu yenilgi üzerine, Müslim görevden alınır, yerine Esed ibni Abdullah atanır..Esed ilk olarak Hoten şehrini ele geçirerek yağmalar.. Ancak, Turgis Hakanının Müslim?i kovalamasından cesaret alan halk Araplara karşı ayaklanır.. 726 yılında Turgis Hakanı Sulu kararlı bir şekilde Esed?in üzerine yürür.. Huttal?da çarpışırlar.. Esed, Sulu karşısında ağır bir mağlubiyet alır.. Bunun üzerine 727?de Esed?de görevden alınarak yerine Esres ibni Abdullah atanır..
Esres halk üzerinde baskı uygulayarak denetim kurabileceğini düşünürsede başarılı olamaz.. Bir kısım halk Müslüman olduklarını söyleyerek vergi vermek istemezler ve Turgis?lerden yardım isterler. Turgis Hakanı Sulu 728 yılında Buhara?yı zapteder.. Bu arada Esres?in yerine Cüneyt ibn Abdurrahman geçer..Araplar Semerkant?a çekilir..Hakan Sulu ve Kur-Sul idaresindeki Turgis kuvvetleri 729 yılında 58 gün süreyle Arapları Kemerce kalesinde kuşatma altında tutarlar.. Açlıktan ölme noktasına gelen Araplar Kemerce?den çıkarak teslim olurlar, yapılan anlaşma gereğince teslim olanlar Debusia?ya gönderilirler.. Daha sonra Hakan Sulu, Semerkant?ı kuşatır.. Semerkant?ın işgal komutanı Savra ibni Hurr, Cüneyd ibni Abdurrahman?dan yardım ister.. Cüneyd yardıma gelmeden Savra ve Hakan Sulu Semerkant yakınlarında savaşırlar.. Araplar savaşı kaybeder, Semerkant?ın Arap Karargah komutanı Savra bu savaşta ölür.. Halife Hisam, Kufe ve Basra?dan 20000 kişilik ek bir kuvveti Cüneyd ibni Abdurrahman?a gönderir.. Hakan Sulu 732?de Buhara?yı terk ederek çekilir.. 734?de Cüneyd ibni Abdurrahman ölür, yerine Asım ibni Abdullah geçer, bir yıl sonra onun da yerine Halid ibni Abdullah geçer..

Hakan Sulu''nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti

Hakan Sulu, 737 yılında Halid?in üzerine yürür.. Araplar zayiat vererek Ceyhun?un güneyine çekilir.. Türkler Ceyhun nehrini geçerek Arapları Belh?e kadar çekilmeye zorlar, ancak Cuzcan önderi, Arap?larla birleşerek Hakan Sulu?nun ülkesine çekilmesine sebep olur.. Göründüğü kadarı ile eğer Cuzcan önderi Araplarla işbirliği yapmamış olsaydı Hakan Sulu?nun ordusu muhtemelen Arapları Türk topraklarından temizleyecekti.. Hakan Sulu ülkesine döndükten sonra bir zamanlar Araplara karşı beraber savaştığı Kur-Sul tarafından şahsi nedenlerden dolayı öldürülür..
Bu gelişmenin birazda Çin tarafından tezgahlandığı, ve tarihte Çin?in Türk Beyliklerini birbirine düşürme siyaseti olarak görülür.. Hakan Sulu?nun ölmesi Araplar arasında sevinçle karşılanır.. Öyle ki Horasan Valisi Araplara Hakan?ın öldürülmesinden dolayı şükür orucu tutulmasını ister.. Haberi Halife Hisam?a ulaştırırsa da, Halife bu haberin doğruluğunu anlamak için güvendiği adamlarını yollayarak haberin doğruluğunu öğrenmelerini ister.. Hakan Sulu?nun öldürülmesinden sonra Türkler bir daha toparlanamazlar.. Arapların Türk yurtlarından temizlenmeleri ile ilgili umutları bir anda söner.. Öncelikle Dikhanlar denen yerel egemenlikler Araplara büyük tavizler verirler.. Müslümanlığı kabul eden kişilere büyük ekonomik çıkarlar sağlanır.. Cizye olarak alınan vergilerin miktarları düşürülerek önceki zorlamalara göre çok daha yumuşak bir sömürü politikası uygulanır.. Buraya kadar ki tarihte Türklerin zorla Müslümanlaştırılmalarına hizmet etmiş olan en önemli 2 isim, Arap Komutanı Kuteybe ve Hakan Sulu?nun tam önemli bir darbe indirmek üzereyken kendini Araplara satarak onlarla işbirliği içine giren hain Cuzcan Beyi?dir.. Kur-Sul?da, Turgis Hakanı Sulu?yu şahsi çıkarları uğruna öldürerek ister istemez Arapların korkulu rüyasını ortadan kaldırmış, Müslümanlığın Türk topraklarında daha rahat bir şekilde yayılmasına neden olmuştur..

Kur-Sul''un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması

Emevilerin son valisi, Nasır ibni Seyyar?ın valiliğe gelmesi ile birlikte Güney Türkistan?da Arap güçlerinde bir toparlanma başlar. Nasır, Arap hakimiyetinin yumuşak bir politika ile daha kolay bir şekilde yayılabileceği bilinci ile güçlü bir ordu kurarak Türk topraklarına yayılır. 739 yılında Araplar Semerkant?a tamamen yerleşirler.. Ancak, Seyhun nehrini geçmeye çalışırlarsada, Kur-Sul komutasındaki Türk ordusu tarafından durdurulurlar.. Sayı olarak Kur-Sul?un ordusundan daha kalabalık olmalarına rağmen, nehrin öte tarafına geçmeye cesaret edemezler.. Ancak bu arada Araplar için hiç beklemedikleri bir gelişme olur.. Araplara karşı saldırı düzenlemeyi planlayan ve bu nedenle nehrin etrafında keşif yapan Kur-Sul, Arap askerlerine yakalanır.. Nasır, Kur-Sul?u hemen öldürerek cesedini Türklerin görebileceği şekilde Seyhun nehrinin kenarına astırır.. Bu manzara çok geçmeden Türkler üzerinde beklenen etkiyi yapar ve Türk ordusu zaten sayıca üstün olan Araplar karşısında dağılır.. Taşkent ve Fergana da teslim olur.. Nasır,bundan sonra Arap hakimiyetini daha yumuşak politikalar uygulayarak sürdürür.. Yurtlarını terk ederek giden Türklerin geri dönmeleri halinde vergi borçları affedilir.. Halk içinden Müslüman olanlara bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar sağlanarak, onların kendiliğinden Müslümanlığı seçmeleri teşvik edilir.. İslam?ın taraftar bulabilmesi için, gerek korkutarak, gerek teşvik ederek gereken her türlü tedbiri alınır.. Bu alınan tedbirler yavaş da olsa sonuç verir.. Türk topraklarındaki son Emevi Arap valisi Nasır ibni Seyyar Türklere İslam?ı kabul ettirtmeyi başarmıştır..

Bizi ilgilendiren tarih buraya kadardır. Bundan bir süre sonra Arap topraklarında, Emevi Hanedanının egemenliği son bulur ve Abbasilerin devri kendini gösterir.
749?da Abbasiler Emevi Hanedanını zorlamaya başlar. Arap topraklarında başlayan iç savaş, Emevilerin dışarı yayılmaları için gerekli olan kuvvetin bölünmesine yol açar.. Abbasilerle birlikte, Müslümanlaştırılan halklar üzerinde daha uyumlu, onların örf ve ananelerine uyan bir İslam uygulanır.. Emevilerden sonra İslamiyetin evrensel bir din olduğu şeklinde uygulamalar yapılarak İslam''ın daha geniş kitlelere yayılmasına özen gösterilir.. Bu şekilde önceleri Arap dini olarak kurulan din, giderek daha bir evrensel görünüm kazanır.
Bu arada Araplar arası çatışmalar da giderek şiddetlenir. Araplar arası kavgada azat edimiş köleler de belli bir önem kazanırlar..
Bu çatışmaların içinde olan Arap şefleri köleleri kendi taraflarına çekmek isterler.. Ancak, bütün Müslümanları eşit gören İslam karşısında kölelerin durumu belirsizdir.. Köleler eşitliği öngören İslam adına, Arap üstünlüğüne karşı çıkar.. Ali tarafı ve Peygamberin amcası Abbas?ın soyu, Emeviler tarafından kendilerinden hile ve zorbalıkla alınan iktidarlarının asıl sahipleri olarak görünmeleri, beraberinde bir takım siyasal sorunları da başlatır.. Bu arada, sınıfsal farklılıklar ve beraberinde yaşanan olumsuzlukların nedeni olarak, ezilen sınıf tarafından İslamın kendisi değil, Emevi hanedanın iktidarı sorumlu tutulur..

Müslüman Araplar Türklere Neden Saldırmıştır

Genelde, bu tarihi bilen İslami çevreler, Müslüman Arapların Türklere saldırmasını, onları İslam dinine davet etmek, gerekirse bu uğurda zor kullanarak, onları İslam''a boyun eğdirmeye zorlamak şeklinde yorumlarlar.. Ancak tek neden bu değildir..
Bu konu da ayrıca Zekeriya Kitapçı''nın Yeni İslam Tarihi ve Türkler adlı Kitabında anlatılmıştır.. Aşağıdaki pasaj, aynı kitaptan alınma bir bölümdür.

Değişen Arap Toplumunun Yeni Hayat Anlayışı

a-) Harbeden Askerlerin Servete Kavuşma İsteği

Arapları, Orta Asya?yı fethe zorlayan bir diğer faktörde harbeden askerlerin kısa zamanda büyük servet ve zenginliklere sahip olmaları idi. Değil daha sonraki devirler, ilk devirlerdeki fetih hareketlerinde bile sosyo-ekonomik nedenlerin çok önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmaktadır. Genellikle Bedevi, çölde yaşayan, fakr-u zaruret içinde çok insafsız bir hayat mücadelesi içinde yoğrulan Araplar, daha İslam?ın ilk devirlerinde harbeden askerlerin verilen yüksek maaş ve ganimetler dolayısıyla kısa zamanda büyük bir servet ve zenginliğe kavuştuklarını görmüşlerdir. Mücahit gazilerin bundan sonraki yaşantıları ve hayat seviyeleri bir anda değişmiş ve harbe iştirak etmeyenlere nazaran çok daha iyi ve müreffeh bir hayat sürmeye başlamışlardır. Bu kabil Arap bedevilerinin o zamanki durumu, bugün Anadolu''nun iç kısımlarından kalkarak aynı sosyo-ekonomik nedenlerle çalışmak için Almanya''ya giden Türk köylüsünü ve onun sosyal hayatında da meydana gelen baş döndürücü değişiklikleri hatırlatmaktadır. Bunun içindir ki Arap kabileleri çeşitli cephelerde savaşmak için hata Hz. Ömer devrinde Medine''ye çok büyük kafileler halinde akın akın gelmeye başlamışlardır. Daha sonraları bunları Bedevi aileler takip etmiş ve dolayısıyla Arap yarımadasının dışına daha o devirlerden itibaren çok büyük bir Müslüman Arap göçü L. Caetani''nin ifadesiyle tarihte ilk defa Sami ırkının göçü başlamış oluyordu.
Tarihte belki ilk defa vaki olan bu Sami Arap göçü, Emeviler devrinde de bütün canlılığı ile devam etmiş, sadece İran''a değil, Türkistan''ın Buhara, Baykent, Semerkant gibi daha birçok büyük şehirlerine önemli ölçüda Arap aileleri yerleştirilmiştir. Özellikle Buhara''ya yerleştirilen bu kabil muhacir Arap aileleri o kadar çoktu ki, Kuteybe b. Müslim be yerleşik Arap nüfusu ve kesafetine dayanarak bu büyük Türk şehrini nerede ise kolonize etmeye kalkışmış ve bunda önemli ölçüde de muvaffak da olmuştur. Genellikle 25-50 bin arasında değişen ve aile efradıyla birlikte yapılan bu göçler, bir taraftan İran ve Türkistan''ın büyük şehirlerinin Arap nüfusuyla iskan edilmesine, diğer taraftan da siyasi Arap hakimiyetinin bölgede daha kolay bir şekilde yerleşmesine ve hatta İslam dininin gelişme ve yayılmasına da yardım etmiştir.

b-) Yaygın Geçim Sıkıntısı

Müslüman Arapları komşu ülkeleri ve bu arada Türkistan?ı fethetmeye zorlayan önemli sebeplerden bir diğeri de çok yaygın hale gelen geçim sıkıntısıdır..Nitekim, el-Mesudi''nin en güzel kitap olarak tavsif ettiği ve fetih hareketlerini çok daha objektif kriterler içinde ele alan ilk tarihçilerimizden Belazuri''nin Fütuhu''l Büldan adındaki kıymetli eserinde, Arapların geçim sıkıntısı yokluk ve mahrumiyetler içinde sürdürdükleri hayat mücadelesi nedeniyle komşu ülkeleri fethetmeye zorlandıkları ve bu ülkelerde çok büyük sayıda yerleştikleri hakkında sarih ifadeler vardır.

Taberi Anlatımları

Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türk?lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk?lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk?leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv?e geldiler.

Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan?a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe?nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan?a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe?nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.

Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd?e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)

Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
Bunun üzerine Neyzek?i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman?dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccac?a gönderdiler.(Syf-347)
Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)

Ganimet malının beşte birini Haccac?a gönderip Semerkant?ın fethini de ilan etti. Haccac da bu haberi işitip sevindi. Kuteybe tekrar Merv?e döndü. Kardeşi Abdullah?ı Semerkant?a emir yaptı. Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullah?a dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkant?a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.(Syf-353)

Kuteybe?nin Havarizem Şehrine Gitmesi Haberi

Havarizem melikinin adı Çaygan idi. Ondan küçük Havarizad adlı bir kardeşi vardı. Çaygan?ın üzerine galebe etmiş idi ve onun bütün işini tutmuş idi. İşitse ki Çaygan?ın eline güzel bir cariye girmiş, yahut bir nefis bir kumaş almış derhal adam gönderip aldırırdı. Yine işitse ki bir kişinin güzel kızı var yahut güzel bir avreti var derhal mecal vermez,çekip alırdı. Hiç kimse men edemezdi. Ve Çaygan?a ondan şikayet etseler ben ona bir şey diyemem, derdi. Çaygan da onun elinden bunalmış idi. Bu işi bu şekilde uzatınca Çaygan?ın tahammül etmeye takatı kalmadı. El altından Kuteybe?ye adam gönderdi. Havarizem şehirlerinden üç şehrin kilitlerini bile gönderdi.

Ve Kuteybe?ye dedi: Havarizem?e gelip kardeşimi öldürürsen her ne dilersen vereyim,dedi. Lakin bu haberi hiç kimseye bildirmedi. Bu haber Kuteybe?ye ulaşınca gaza vaktı idi. Kuteybe kavmine Segat gazasına varırız diye bildirdi. Çaygan?ın adamını geri gönderdi. Havarizad?e haber verdiler ki Kuteybe Segad?a gazaya gider. O da gayet sevindi. Ve kavmine bildirdi ki bu yıl cenkten eminsiniz,zira Kuteybe segad?a gidermiş. Ve bizde iş?e meşkul olalım dedi. Bilmedi ki Kuteybe kendi üzerine gelir. Bu esnada Kuteybe ansızın bin atlı ile Medinet-ül Fil ki Havarizem?in ulu ve muazzam şehridir. Zira Havarizem ülkesi üç şehirdir. Ondan ulusu yoktur. Kuteybe çıkıp geldi. Havarizem halkı Kuteybe?yi görüp korktular. Kuteybe doğru Çaygan?ın yanına geldi. Ve Havarizad?a haber verdiler ki ne gafil durursun işte Kuteybe erişip alemi fesada verdi. Havarizad anladı ki bu iş Çaygan?ın başı altındadır. Diledi ki Çaygan?ı öldüre.Lakin fırsat ve mecal bulamadı. İmdi hazır bulunan sipahi ile sürüp Medinetil Fil?e geldi. Çaygan o üç şehri Kuteybe?ye verip kendisi de Kuteybe?nin yanına geldi. Ve Havarizad şaşkına döndü. Nihayet Kuteybe?ye adam gönderip aman diledi.


Kuteybe dedi: Amanı kardeşinden dile eğer o aman verirse benden emin ol.Havarizad dedi: -İmdi bildim ki benim ölmem lazım. Zira benim kardeşime boyun eğmem ölmek demektir. Belki ölmek muti olmaktan iyidir, dedi. Bunun üzerine cenge koyuldu. Bir saat cenk edip sonunda tutuldu.Kuteybe?ye getirdiler. Kuteybe dedi: Kendini nasıl görürsün.
Havarizad dedi: -Ey emir, beni melamet etme ki ben kılıca eli onun için vurdum ki seninle benim aramda bir hüküm zahir ola. İmdi fırsat senin oldu,bana ne öğünmek gerek, ne dilersen et. Bunun üzerine Kuteybe buyurdu. Dışarı çıkıp boynunu vurdular. Çaygan dedi: -Ey emir, henüz gönlüm şifa bulmadı.
Kuteybe dedi: -Daha ne dilersin?
Çaygan Dedi: -Dilerim ki onunla bile olan kimselerin hepsini öldüresin.
Kuteybe dedi: -İmdi sen benim yanıma topla, ben öldüreyim. Çaygan da hepsini tutup getirdi. Kuteybe cümlesini öldürüp mallarını aldı. Çaygan şöyle şart etmiş idi ki: Bin baş esir ve nice bin kumaş vere. İmdi Kuteybe Medinetül File girip o malı Çaygan?dan aldı.

Çaygan Kuteybe?den yardım diledi. Zira Camhüd meliki daima gelip Çaygan ile cenk ederdi. Ve Çaygan?ı gayet incitirdi. Kuteybe Abdurrahman?ı ona yardıma gönderdi. Ve Abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdü. Çaygan o yerleri fethedip dört bin baş esir aldılar. Kuteybe buyurdu. Hepsini öldürdüler. (Syf-349-350)

-Şaş askeri bize gece baskın etmek dilermiş, imdi varın onların yolunda filan yerde pusuda durun.Ve onlar çıktığı vakit üzerlerine sürünüz. Ola ki bir fetih edesiniz, dedi. Muslih b.Müslim?i bunlara kumandan tayin etti. Muslih de gelip o 700 adamı üç bölük etti. Bir bölüğünü yolun sağ yanına, bir bölüğünü sol yanına koydu ve kendisi bir bölükle yolun üzerine durdu. Gece yarısı geçince Şaş askeri çıkıp geldiler. Muslih?i yol üzerinde görünce cenge meşgul oldular.Ve o iki bölük gaziler de iki taraftan hamle edip aç kurdun koyuna girdiği gibi kafirleri tarumar ettiler. Gazilerde Şübe adlı bir bahadır yiğit vardı. Kendisini Şaş güruhuna ve kalabalığına vurdu.Onların ortalarında bir melikzadeleri vardı.Yetişip Şübe onu kulağı tözünden kılıç ile çaldı. Öyle bir çaldıkı başı top gibi havaya uçtu. Şaş askeri bu heybeti gördüklerinde hepsi bozguna uğradılar. Müslümanlar ardına düşüp onları hesapsız kırdılar. Onlardan kurtulan pek az oldu. Ve onların ekserisi Melikzadeler idi. Ziynetli ve silahlı kimselerdi. Onların başlarını ve silahlarını ve elbiselerini hepsini aldılar geri dönüp Sürür ile Kuteybe?nin yanına geldiler. Ertesi gün Kuteybe hükmetti ki cenge atılalar.

Gavrek Kuteybe?ye adam gönderip dedi: -Bu ettiğin harbi öyle zannetme ki Arapların kuvveti ile edersin belki acemden benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederler. Yoksa harbe arapları gönder. Gör ki biz de neler ederiz,dedi. Kuteybe bu sözü işitip gazaba geldi ve münadilere çağırttı. Müslüman mübarizleri toplanıp kafirlerin üzerine yürüyüş ettiler ve buyurdu ki mancınık kurdular ve bir burcu döğe döğe yıktılar. Ve Müslümanlar o yıkılan yerden hücum ettikçe kafirlerden bir bahadır er gelip o gedikte durdu her kim ileri gelse mecal vermez öldürürdü. Müslümanlarda silahşörler çok idi. Kuteybe onları çağırtıp dedi ki: Sizden kim ki o şahsı ok ile vurursa ben ona on bin dirhem veririm. O silahşörlerden biri ileri yürüyüp ok ile o şahsı atıp gözünden vurdu ve ensesinden çıktı. Derhal düştü. O kişi Kuteybe?nin yanına gelip on bin dirhemi aldı.(Syf-351-352)



Bu 70 yıl süren Türk-arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları ;

1- 100.000'in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000'in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- Tüm zenginlikler , tarihi eserler yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "Talkan Katliamında" 40.000 Türkün kesilerek
24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
6- Aynı şekilde "Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk'ün nehir kenarında kafaları
kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- "Teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş ,
"Şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.

8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir.
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden dahi görmemişlerdir.
10-Bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte , bahsedilmemektedir.
Türkçü siyasetçiler dahi konuyu geçiştirmektedir. Bundan da Araplar nasiplenmektedir.


hepsini okuyacak zamanim yok, ben sizlerden tek bir AYET istiyorum!

kac bin türk sehit edilmistir veya kacirilmistir. Hepsi olabilir, onlarin hesabi kendine!

Sen bana sadece bir Ayet göster
Dimension
QUOTE(Turk50 @ Dec 26 2007, 02:12 AM) *
hepsini okuyacak zamanim yok, ben sizlerden tek bir AYET istiyorum!

kac bin türk sehit edilmistir veya kacirilmistir. Hepsi olabilir, onlarin hesabi kendine!

Sen bana sadece bir Ayet göster


Bak Ayet falan degil.Kuranin her atarfinda ,Öldürmeden,Cariye almaktan.Hz.Muhamedin sayisiz Karisi oldugundan,Cariyeleri,Teyzekilarini vs.Istedigi zaman düzebilecegini yazar.
Sen anladigima göre Kurani Hic Türkce olarak Hatim etmemisin.
Oku Türkce olarak sonra gel Tartisalim.
Turk50
QUOTE(Dimension @ Dec 26 2007, 02:25 AM) *
Bak Ayet falan degil.Kuranin her atarfinda ,Öldürmeden,Cariye almaktan.Hz.Muhamedin sayisiz Karisi oldugundan,Cariyeleri,Teyzekilarini vs.Istedigi zaman düzebilecegini yazar.
Sen anladigima göre Kurani Hic Türkce olarak Hatim etmemisin.
Oku Türkce olarak sonra gel Tartisalim.


Ben sadece Türkce mealine bakarim! Ne yazikki Kuran okumayi pek cözemedim, yakinda ögrenecem insallah!

Mealda ne yaziyorsa onunla konusurum ben!
Sen Ayeti gösteremedin bana! Ne kadar herkezin dilinden duydugunu söyleyebildigini gösterdin!

Hz.Muhammed Islam icin dogru yol icin savasti, savasta bile öteki din adamlarini ve cocuklari kadinlari öldürtmedi!
Neden cok haniminin oldugunu önce sen bi arastir!

murtimuro
QUOTE(Turk50 @ Dec 26 2007, 01:38 AM) *
Ben sadece Türkce mealine bakarim! Ne yazikki Kuran okumayi pek cözemedim, yakinda ögrenecem insallah!

Mealda ne yaziyorsa onunla konusurum ben!
Sen Ayeti gösteremedin bana! Ne kadar herkezin dilinden duydugunu söyleyebildigini gösterdin!

Hz.Muhammed Islam icin dogru yol icin savasti, savasta bile öteki din adamlarini ve cocuklari kadinlari öldürtmedi!
Neden cok haniminin oldugunu önce sen bi arastir!

Al çok merak ettin madem :



Bakara(*) Sûresinin 191 . Ayetinde
Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Nisâ(*) Sûresinin 89 . Ayetinde
Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

Nisâ(*) Sûresinin 91 . Ayetinde
Diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.

Tevbe(*) Sûresinin 5 . Ayetinde
Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.