QUOTE(terliksi @ Mar 17 2007, 03:16 AM)

ha ha ha ha
şüpheninde bokunu çıkarıyorsunuz ama
tesadüf tesadüf tesadüf ........................
yalamadan yut
burda mangalda kül bırakma
kraldan çok kralcı ol
sonrada şüphe
ulan arada buradada şüphe edin o zaman
darvin kendinden şüphe ediyor bunlar etmiyor
hayret valla hayret
geçen sallama bir başlık attım işi bilen evrim diye
bana güldüler
ulan bana ne gülüyorsunuz
hiç bir halt bilmiyorsunuz ki evrim hakkında
eşeden köşeden yallah diyip müslüman olanlar gibi
evrimci oluyorsunuz
yazan bilmiyor
bilim bilmiyor
ama siz maşallah hiççç şüphe etmiyorsunuz
şu tesadüfün gözünü sevim
hiç boş geçmiyor
herhalde Allah o
ben böyle giderse tesadüfü tanrı edineceğim
ha ha ha
Kusura bakma da çok boş konuşuyorsun. Şüphe edilecek şeyler var edilmeyecek şeyler var. Bir açıklama (teori) hakkındaki kanıtlar yadsıyamayacağın kadar çok güçlü ve tutarlı ise onları "doğru" kabul etmen gerekir bilim yapmak için. Ha, işi felsefeye vurarsan o zaman kendin de dahil hiçbir şey gerçek olmayabilir. O zaman ne istersen kafadan atabilirsin. Bilim adamı felsefeye o kadar kayamaz. Bazı şeyler doğru kabul edilmek zorundadır. Nedir bu şeyler?
- Fizik kuralları
- Dünyanın dönmesi
- Elektrik akımının elektronların hareketinden kaynaklanması
- İnsan ile maymunun ortak bir atadan gelmesi
Bunlar bilim dünyasında artık tartışılmayan, doğruluğu direkt ve tutarlı kanıtlar ile desteklenmiş gerçeklerdir. Evet, türler evrim ile yeni özellikler kazanıyor. Evet, türler evrilerek oluşuyor. Bunda kimsenin şüphesi yok. Evrim teorisinin bu kısmında şüpheye yer bırakmayacak kadar iyi kanıtlar var (fosiller, vs.), hatta türlerin yeni özellikler kazanmasını laboratuvar ortamında birebir gözlerinle görebilirsin. Öyleki, yurtdışından birçok yaradılışçı da evrim teorisinin bu kısmını kabul etmek zorunda kalıyor. Ama uyanık oldukları için diyorlar ki mikroevrim vardır, makroevrim vardır. Biz mikroevrimi kabul ediyoruz. (!)
Ancak yaşamın ilk ortaya çıkışı (abiogenesis) konusunda bilimin elinde fosiller gibi ilk elden fazla bilgi yok. Deneyler yapılıyor, bir fikir edinilmeye çalışılıyor. Biraz yol katedildi ama yeterli değil. Bilimadamı, eldeki bilgi yeterli değilse ıvırıp kıvırmaz. Yeterli olmadığını söyler. Bir teori oluşturur, veya oluşturmaya çalışır ama bu henüz doğru kabul edilen bir teori değildir. Kanıt veya karşı kanıtlar bulunarak doğrulanması veya çürütülmesi gerekir. Bugün hangi kitabı açarsan aç, abiogenesisin tam sürecini açıklayan kesin ifadeler göremezsin. (Biyoloji kitabını kastediyorum tabii, kutsal kitap değil, peygamberleri bilim etiği bağlamaz)
Her ne kadar abiogenesisin tam süreci henüz tam bilinemiyorsa, yeterli kanıtlar bulunamıyorsa da eldeki teorilerin en azından bazı kısımlarının doğru olma olasılıkları fazla. Elde güçlü kanıtlar yok, doğru, ama kutsal kitaplarda yazanların HİÇ kanıtı yok, karşılaştırırsak hangisi daha güvenilir ortada!