Cevap yazmamaya niyetliydim. Ama yine de dayanamadım.
Sevgili tikita.
Sinirlenme değil. Ama bıkkınlık var. Verilen bilgileri anlamaya çalışmak yerine, elinin tersiyle itip, ben bildiğimi okurum şeklinde davranışından dolayı.
Terimleri birbirine karıştırıp yanlış anlamlarda kullanman ise işin tuzu biberi. Sadece EMK'dan bahsetmiyorum. O her derde deva olan(!) bir ilaçtır. Akım, gerilim, akı, kuvvet, enerji, güç, tork.... gibi terimleri de kariştırp duruyorsun. Ne dediğin anlaşılmıyor. Büyük ihtimal; ne dediğini kendin de anlamış değilsin.
Mesela 27 no.lu iletini puma başka anlamış, drekinci başka anlamış, ben başka anlamışım. Senin söylemek istediğin ise muhtemelen daha başka bir şeydi.
Elektrik konusuna yabancı olan drekinci arkadaşımız elektrik akımı terimi yerine elektrik gerilimini terimini kullanmış olsa anlayışla karşılanır. Ama bir tarafdan "uzmanlık"dan bahsedipde diğer tarafdan böyle kaba hata yaptığında... Buna anlayış gösterilmez.
Tekrar olacak ama... Bazı kurallar kullanılan teknolojiden bağımsız olarak geçerlidir. Enerjinin sakınımı gibi.
Drekinci; enerjinin sakınımı kanunundan dolayı bu iş olmaz demişse. Doğrudur. Geçerlidir. Bu kanunu ihlal ettiğin için baştan mantık hatası yapıyorsun dediğinde de, konunun ayrıntılarını bilmemesine rağmen doğru bir tesbitte bulunmuştur. Aynısını ben de dahil diğer katılımcı arkadaşlarda söyledi.
Ben ayrıca ayrıntılara girerek gösterdim, enerjinin sakınımı kanununun öngörmüş olduğu sonucun çıkağını.
QUOTE
EMK konusundaki direnişin devam ettiğini görüyorum. Oysa birkaç yazı öncesinde ortak noktada birleştik sanmıştım. Bu isimleri benim koymadığımı tekrar hatırlatarak, konunun literatürdeki hitap şekline uygun düşmesi açısından bunları kullandığımı tekrar söyliyim. Gaffur'ca sölicek olursak "anladın sen onu"
"Sanmak" ile "bilmek" arasındaki farka dikkat çekmeme gerek yoktur umarım. Elbette "anladım ben onu". Anlamak istemeyenlere de anlat.
Ne yazdığını, ne anlatmak istediğini kendin anlamaya çalışasın diye alıntı:
QUOTE
QUOTE
Bu arada motor üretmesi gereken gücü üretiyor.
Hayır!
İşte burasını ve devamındaki birkaç satırı anlamadım. Buna neye göre itiraz ediyorsunuz? Motorun üretmesi gereken gücü üretiyor olması ve verdiğimizi geri alıyor olmamız, motorun bobinlerinde depolanmış olan (motorun bobinlerinin birbirini iterek çalıştığı varsayımıyla) manyetik alanın birbirini iter halde oluşu zıt emk yaratmazmı demek istiyorsunuz? Bu konuya getirmeye çalışmadığım açıklık kalmadı ama bir açıklık daha getirmeye çalışayım. Bunun ısrarla üzerinde duruyorum, çünkü tek anlaşılmadığım tarafı burası gibi. Diğer itirazlarınız konunun bütününün ifade ettiği anlama itiraz sayılmaz. Parçalar halinde her söylediğime itiraz edebilirsiniz.
Burada neyden bahsediliyor? Hiç mi hiç belli değil.
Senin
"Bu arada motor üretmesi gereken gücü üretiyor." cümlene cevap olarak, kesin bir şekilde
"Hayır" demişim. Ama nedenini yazmamışım. Bu doğru.
Yazının gerisindeki şu cümleden bir şey anlayan parmak kaldırsın.
"Motorun üretmesi gereken gücü üretiyor olması ve verdiğimizi geri alıyor olmamız, motorun bobinlerinde depolanmış olan (motorun bobinlerinin birbirini iterek çalıştığı varsayımıyla) manyetik alanın birbirini iter halde oluşu zıt emk yaratmazmı demek istiyorsunuz? "Verdiğimizi geri aldığımız şey ne? Akım, gerilim, güç, enerji????? Çünkü bunların hepsi işin içinde mevcut. Ve geri alındığında değişik miktarlarda.
Aynı soru "depolama" için de geçerli.
"itme" ile "zıt emk" ile ne ifade edilmek istendi? Bunlar hangi anlamlarda kullanıldı? Birbiri arasında bir bağıntı mı var? Manyetik alan "iter" bir şey mi? Yani kuvvet midir?
Dediğim gibi, kendin anlayasın diye. Cevap vermen anlamında değil.
Aynı şekilde şu iletin:
QUOTE
Birbirini iter vaziyette kutuplanacak şekilde iki bobin düşünelim. Bunları birbirine çok yakın olarak sabitleyelim. Bunların bağlantı şekillerinin teknik detaylarını geçiyorum. İki bobin bu şekilde konumlandırıldı diye bunların geri beslemesinin alınamayacağını hangi yasaya dayandırıyorsunuz? Bu pozisyondaki bobinlerin depolamış olduğu manyetik alanın sönüm süresi, boştaki bir bobinin sönüm süresine göre daha hızlı olabilir. Ama enerjinin korunumu yasasını benden çok siz tekrar ediyorsunuz. Yani bunların geri vereceği enerji miktarına bakınca boştaki bir bobinin vereceğinden az eksik olabileceği kabul edilebilir, fakat hiç alamayacağımız söylenemez. Yok siz bu enerjinin kinetik enerjiye dönüştüğünü, kinetiğe dönüştüğünde de bobindeki manyetik alanın ortadan kalktığını iddia ediyorsanız orası başka. O zaman bende derim sabit mıknatısları açıklayın o zaman. Madem birbirini iten manyetik alan, sahip olduğu şiddetten kayıp veriyor, iter vaziyette konumlandırılmış olan iki sabit mıknatasın neden manyetizması çok çabuk bitmiyor.(Ki sabit mıknatısların adileri bile bu şekilde tutulduklarında 30 yıl gibi dayanıyor) Anlatmak istediğimi tam anlatamamış olduğum şüphesi içimde saklı kalmak koşuluyla bunları söyleyebilirim.
"taknik detayları geç"mişsin(!). ama ne demek/anlatmak istediğin, neyden bahsettiğin, anlaşılmıyor.
Hangi fiziksel büyüklük "Geri beslendi"de alınmadı?
Manyetik alan? (Elektrik akımı mı? Manyetik alanın
akısı mı? Manyetik alanın
şiddeti mi? manyeti alanın
yoğunluğu mu? Bunlar birbiyle bağıntılı olsa da birbirinden değişik terimler/büyüklükler.
Manyetik alanın sönüm süresi? Sönme!?!?!
Sönüm süresinin
hızı? Hız????
Dediğim gibi, kendin anlayasın diye. Cevap vermen anlamında değil.
QUOTE
Ama enerjinin korunumu yasasını benden çok siz tekrar ediyorsunuz. Yani bunların geri vereceği enerji miktarına bakınca boştaki bir bobinin vereceğinden az eksik olabileceği kabul edilebilir, fakat hiç alamayacağımız söylenemez. Yok siz bu enerjinin kinetik enerjiye dönüştüğünü, kinetiğe dönüştüğünde de bobindeki manyetik alanın ortadan kalktığını iddia ediyorsanız orası başka.
Benim "Hayır" demem sende epeyce hayallere neden olmuş anlaşılan.
Enerjinin sakınımı kanununu beğenmesen dahi...
Bir bobinde (senin örneğinde bir motorun bobini) depolanan enerjiyi veya bunun bir kısmını geriye kazanmak (voltajı, akımı, gücü de olabilirdi bu)için ne yapman gerek? "Geri kazanma devresini" bobine (motora) herhangi bir şekilde bağlaman lazım.
1. Seri bağlama yaparsın.
2. Paralel bağlama yaparsın.
1. durumda akünün gerilimi bobin ve "Geri kazanma devresini" arasında paylaşılır. (1. Kirchhof kuralı). 2. durumda ise aküden gelen elektrik akımı paylaşılır. (2. Kirchhof kuralı). Daha fazla ayrıntılı hesaba girmene gerek kalmadan sadece bu bağlantıların ana denlemini yazdığında aküden alınan güç ve enerjinin paylaşaldığını görürdün. Ki Kirchof kuralları, elektrik bölümünde başlayanların ilk öğrendiği kurallardan birisidir.
3. Benim yukarda verdiğim örnekde olduğu gibi; bir elektrik devresini açıp kapayarak bobine enerji yükleyip boşaltılarak.
Bu veya benzer bir devre bobine seri veya paralel bağlanabileceği gibi, açarken seri kapatırken paralel de bağlanabilir. Ve tersine; devreyi açarken bobine paralel devreyi kaparken bobine seri bağlama yapabiliriz. Veya fanteziye bağlı olarak çeşitli devre bağlantıları üretebiliriz.
Seri ve paralel bağlamalardaki paylaşımı (gerilim, akım, enerji güç... paylaşımı) göz ardı etsek dahi...
Bir süre boyunca bobine gerilim verilir. Gerilim ve bobinden akan elektrik akımı motorun dönmesini sağlar. Bu süre sonunda bobinden geçen elektrik akımını "Geri kazanma devresini"ne yönlendiririz. Elektrik gerilimi ve akımı motor ile "Geri kazanma devresini" arasında paylaşılmış olur.
Kabaca söylersek; bir süre boyunca, motor devrede iken, aküden gelen enerji motoru harekete geçirir. Bu süre sonunda, aküden gelen enerji "Geri kazanma devresine" yönlenir, motor devredeb çıkar. Bu süreler birbirleri ile kesişse dahi prensipde değişen bir şey yok. Akü tarafından harcanan enerji, motor ve "Geri kazanma devresini" arasında paylaşılır.
Hangisinin büyük kardeş olduğu ve bu paylaşımdan büyük pay alacağı ise dizayncının amacına/keyfine bağlı.
Akü ile motor arasına, akü ile "Geri kazanma devresini" arasına veya motor ile "Geri kazanma devresini" arasına başka ne devreleri koyarsan koy (gerilim/akım artırma/azaltma devreleri gibi) prensipde değişen hiç bir şey olmaz.
Belki açıp kapama işleminde elektrik geriliminin, elektrik akımının veya her ikisinin birden yönünün değişmesinden dolayı oluşacak enegeller de vardır. Ama; onlarca elektrik motoru türlerinde bunu araştırmaya hiç niyetim yok.
Keşke
"Bunların bağlantı şekillerinin teknik detaylarını geç"meseydin.
Bahsettiğim bu basit denklemleri özellikle yazmadım. Belki anlamak amacıyla kendin yazar kendin anlamaya çalışırsın amacıyla.
QUOTE
O zaman bende derim sabit mıknatısları açıklayın o zaman. Madem birbirini iten manyetik alan, sahip olduğu şiddetten kayıp veriyor, iter vaziyette konumlandırılmış olan iki sabit mıknatasın neden manyetizması çok çabuk bitmiyor.(Ki sabit mıknatısların adileri bile bu şekilde tutulduklarında 30 yıl gibi dayanıyor) Anlatmak istediğimi tam anlatamamış olduğum şüphesi içimde saklı kalmak koşuluyla bunları söyleyebilirim.
Önce; hiç bir şeyi açıklamak zorunda olmadığımı belirteyim peşin peşin.
Yine;cevap vermen amacıyla değil, terimleri nasıl kullandığına önek olsun ve yazdığını kendin anlayasın amacıyla:
"birbirini iten manyetik alan" ?????
"sahip olduğu şiddetten kayıp veriyor" ?????????????
"manyetizması "??????????????
Benim iletilerimden ne anlama geldiği belli olmayan şu sonucu nasıl çıkarttın bilmiyorum:
"Madem birbirini iten manyetik alan, sahip olduğu şiddetten kayıp veriyor" Doğrusu; bilmek de istemiyorum.
Bir mekanik yaya kuvvet uygulayıp kısalttığında/uzattığında ve bu durumu koruması amacıyla bir ip ile bağladığında da 30 yıl boyunca yay ve ip gergin durur.
Şu karşı bahçedeki kaya, yerçekiminden dolayı, Dünyamıza bir kuvvet uyguluyor. Ve bu kaya en azından yüzyıllardan beri uyguluyor bu kuvveti.
Vermeye çalıştığın sabit mıknatıslar örneğinde enerji(ler), güç, kuvvet gibi terimleri birbirine karıştırmış olmayasın?
Dediğim gibi, cevap vermen anlamında değil. Kendin düşünmen amacıyla.
Sevgiler