(www.gazeteport.com.tr)

24 Ağustos 2007 Cuma 22:28 TSI

Rahibe Teresa inançsız mıydı?
ANASAYFA / DÜNYA 24.08.2007 - 18:13



LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi.

Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti.

Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi.

'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ
18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor.

VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN
"Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı.

'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE'
Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor: "İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin." (DIŞ HABERLER)

LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi.

Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti.

Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi.

'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ
18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor.

VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN
"Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı.

'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE'
Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor: "İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin." (DIŞ HABERLER)
LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi.

Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti.

Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi.

'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ
18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor.

VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN
"Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı.

'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE'
Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor: "İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin."
(DIŞ HABERLER)

afedersin teresa anne,
http://www.youtube.com/watch?v=K-a1OX_1RzI

http://www.gazeteport.com.tr/NEWS/GP_059666
tam yeri

Rahibe Teresa ateist miydi?

HIRISTIYAN aleminde Tanri inancinin adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen ve 1979’da Nobel Baris Ödülü alan, hatta bu yil Vatikan’dan ‘Azize’ unvani almasi beklenen Rahibe Teresa’nin, hayatinin son 40 yilinda, Tanri ve Hz. Isa’nin varligi konusunda büyük kuskular yasayarak son nefesini verdigi ortaya çikti.

Ingiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum kösesinde, Rahibe Teresa’nin Kalküta’ya gidisinden sonra üst düzey rahiplere, sirdaslarina ve dostlarina yazdigi mektuplarda, kendi inancini sorguladigi yazildi. Makedonyali Arnavut bir Katolik olan Rahibe Teresa, 1997 yilinda Hindistan’in Kalküta kentinde 87 yasindayken ölmüstü.

25.08.2007

Aksam Gazatasi Habari

Selametle

Rahibe Teresa bu yıl Azize ilan edilecekmiş. Azize ilan edilecek birinin ateist olması bana doğal ve anlamlı görünüyor.

Ateist, yalanlardan arınmış kişidir. Yüreğini temiz tutan kişi yalanlardan da arındıktan sonra neden aziz veya azize olmasın!

Sanırım rahibe teresa sadece dinleri reddetmek yerine dinle beraber tanrıyı da reddetmiş.

bir mistik bomba daha patladı koskoca rahibe teresa agnostik çıktı

rabıtayı hindistandan osmanlıya getiren Mevlana Halid Bağdadide vasiyetinde tekkelerin sayısını benden sonra arttırmayın, diyerek pişmanlığını dile getirmişti eğer ahiret varsa önce cehenneme bu tipler girecek

bağdadi'nin agnostik ya da deist olduunu nerden çıkardın. belki kendinden sonraki tekkelerin bilimi teşvik etmeyip yozlaşacağını öngördü..

Ancak bir ateist yani din yalanından kendini sıyırabilmiş ve tüm insanları kucaklayabilen bir aziz veya azize olabilir!

Katılıyorum...
Çok doğru.. Tebrikler ve teşekkürler Mamuli kardeşim..
Sağol..

HACI

iyi de aziz veya azize dini bir kavram ateist reddettiği birşey mi olacak? Yılın evrimcisi Harun Yahya! gibi

Evet.. Bunlar çelişkili kavramlar gibi duruyor ama........

Aziz ve azizeyi nasıl tanımladığınıza bağlı..

Onları dürüst, sağlam, tarafsız, yararlı, üstün insanlar olarak tanımlarsanız, ateist olmaları daha olası..

Bu kavramda somut bilgi yok.. Kendisi soyut bir kavram.
Evrim ise somut bilgiye dayanan bir olgudur.

HACI

herseyi kendinize yontuyorsunuz

Rahibe Teresa ateist falan degildi. Zaman zaman tanrinin varligindan supheye dustugu anlar olabilir,kendini cikmazda hissetmis olabilir

Her kusku duyan ateist mi oluyor

oho hoooooo abartmayin ya

"Düşünen her insan ateisttir" -Ernest Hemingway

bağdadi için agnostik yada deist demedim ben, onun zamanında tekkeler zaten yoz değilmiydi? sebebsiz yere 1810 da hindistana 1 sene yolculuk yapmış anadolu topraklarında daha önce olmayan rabıtayı (yoga) osmanlı topraklarında yaymıştır, sisisledeki abdulhalık el gucdevaninin şöyle nasihat etmesi dikkat çekicidir _dünya adamlarıyla konuşmayınız
_dünya sohbeti yapılan yerlerde oturmayınız

işte bu yüzden bu haldeyiz bu masum görünüşlü vampirler yüzünden!
bilimden uzak bir dünya yok olacak bir ayindir