Engse Hohol 0 Oluşturuldu: Nisan 19, 2010 Raporla Share Oluşturuldu: Nisan 19, 2010 (düzenlendi) Muhammet tarafından eLLahın kendisi (nefsi), tıpkı yaşayanların ki gibi gereksinimli, biyolojik varlık olarak kurgulanmıştır ulayu (ve) eLLah ölümlüdür çünkü nefs'i vardır. Önen (zaten) muhammetten sonra eLLah'dan haber getiren hiç kimse olmadı. muhammetin aşıladığı arap töresi, arap olmayanların (Acem) çoğunu (Berberiler, Afgan, Pakistan, Bangladeş) yiyip tüketti. tüketemediği ekinçleri ise pazar yaptı. eLLah, arap töresi ile sarmaladığı islam dinini, arap dilbilgisi ile dikta ederken, nefs sözcüğünde, musayı yeğ tutmasını ''kendim için seni yetiştirdim'' (ta ha 41) deyişinin altında, her yalnıkta (insan) olan nefs gibi, el-ilahın da temel gereksinmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Ta ha 41 - 42 astana'tuke li nefsi; izheb ente ve ehüke... وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي yetiştirdim seni nefsim için; gidin sen(musa)ulayu kardeşin... ölüm sadece yaşayan nefisler içindir islama göre. el-ilahın nefsi ile yalnık (insan) nefsinin sözcük anlamı aynıdır. nefs'lerin biyolojik yaşayan olmaları, onların ölümlerini kaçınılmaz yapmaktadır. Al-i imran 185 küllü nefsin zâikatu el mevti ve innemâ tuveffevne ücureküm... كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ her nefs tadıcıdır ölümü ve kuşkusuz ödenir ücretiniz... Kusursuz sanılan eLLah, nefs taşıyor olması dolayısıyla ölümlüdür, bu da kusur demektir el-ilah için. ''nefs''in Türkçesine 'kendi'' anlamı veren diyanet gibi çevirmenler, gerçeğin bizler tarafından anlaşılıp değerlendirilmesini istememektedirler. inak (dogma)'dan sıyrılıp bakanlar, nefs sözcüğüyle ali imran 185nci ayetinin kapsadığı ölümlü olmak deyişinin, ellahı da içine almakta olduğunu bilebilirler. Nisan 19, 2010 tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
store 0 Nisan 19, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 19, 2010 gönderildi Sayın Beg Teginli, Kuran'ın Çelişkileri başlıklı bir araştırmaya konulacak delillerden biri daha ortaya çıkarılmış.Kuran'ı yazanların kaynaklarının ne kadar farklı olduğuna bir kere daha şahit oluyoruz. İbrahimle ilgili ayette geçen nefs kelimesi eskilerin masallarının alıntılandığının bir kanıtı.Musa'yı bulup kendi nefsi için yetiştiren Firavun'un kız kardeşi ve karısı.Kuran'ı yazanların kimi zaman yaptığı gibi "eskilerin masalındaki" bu ayrıntıyı değiştirmemeleri dikkatsizliklerinden olsa gerek.Ya da Musa'yı Firavun'un kızkardeşi ve karısının bulup onu kendi nefsi için yetiştireceğini söylemesini unutmuş olmalılar. Diğer ayet malumun ilani.Üzerinde konuşmaya bile değmez. Ancak Kuran'ı yazanlar Allah'ın nefsi olduğunu yazdıktan sonra her nefsin ölümlü olduğunu söyleyerek enfes bir çelişki ortaya koymuşlar. Selam ve sevgiler. Link to post Sitelerde Paylaş
store 0 Nisan 19, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 19, 2010 gönderildi Musa'nın kurtarılmasına benzer öyküler çok.Bir tanesi çok ünlü.Akad Kralı Sargon'da bir nehre bırakılmış.Onu da birileri büyütmüş.Adı da Akki imiş. “Ben Agade’nin kralı büyük kral Sargon! Annem yüksek bir rahibe idi, babamı bilmiyorum. Yüksek rahibe annem beni gizlice doğurdu. Beni bir kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı. Beni nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım. Nehir beni sürükleyerek su çekici Akki’ye götürdü. Akki beni sudan çıkardı, kendi oğlu gibi büyüttü beni” Akad Kralı Sargon ( M.Ö. 2334-2279) Link to post Sitelerde Paylaş
store 0 Nisan 19, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 19, 2010 gönderildi (düzenlendi) Bu arada Musa'yı büyüten Fıravun'un kızkardeşi-karısının adı Asiye imiş.Sargon'u büyüten Akki masalı bu versiyonda Asiye olmuş. Asiye'nin kimliğine dair alıntı. "Musa (a.s)'nın annesi de ilham edileni yaptı ve yavrusunu bir muhafaza içerisinde suya bıraktı. Ablasına da, "Onu izle" dedi. Musa (a.s)'yi taşıyan sandık, Allah'ın izniyle dalgalarla sürüklenerek, Firavun'un sarayına ulaştı. Yıkanmakta olan cariyeler, sandığı bulup Firavun'un karısına götürdüler. Allah Teâlâ, Firavun'un karısı Asiye'nin kalbine bu çocuğun sevgisini koydu. Firavun çocuğu görünce öldürmek istedi. Ancak Asiye, çocuğu kendisine vermesini istedi. Çünkü hiç çocukları olmuyordu. Kur'an-ı Kerim, bunu söyle anlatıyor: "Firavun'un karısı: Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur, yahut onu oğul ediniriz" dedi. Aslında işin farkında değillerdi" (el-Kasas, 28/9)." Musa yaklaşık M.Ö.1400'lü yıllarda yaşamış.Sargon ise Musa'dan bin yıl önce yaşamış ve yaşamı ispatlanabilir bir kral.Akki'de nefsi için Sargon'u büyüten.Acaba Akki kim di? Nisan 19, 2010 tarihinde store tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Nisan 20, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 20, 2010 gönderildi konu ilginç... üzerinde kafa yorduum başka bir meseleyle bir ilgisi var gibi... allahın geleceği bilmediğini sanıyorum... ama bu konuda bir ayet karşıma dikiliyor... hiç bir nefis yarın ne kesbedeceğini bilmez... hiç bir nefis nerede öleceğini bilmez... eğer allahda nefis sahibi ise buradaki ifade de onun geleceği bilmediğini gösterir... çünkü gelecek bilginin konusu değildir... Link to post Sitelerde Paylaş
eyvahcubbeli 0 Nisan 20, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 20, 2010 gönderildi allahın geleceği bilmediğini sanıyorum... "Eğer dünyaya geri gönderilseler yine sakındırıldıkları yola dönerler. Onlar gerçekten yalancıdırlar." (En'am suresi, 28) Allahu Teala bu ayette kafirleri tekrar dünyaya göndersem yine kafir olacaklarını söyleyerek geleceği bildiğini bize ispatlıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
eyvahcubbeli 0 Nisan 20, 2010 gönderildi Raporla Share Nisan 20, 2010 gönderildi 9- Fakat onlar şüphe içinde eğlenip duruyorlar. 10- Göğün gözle görülür bir duman getireceği günü gözetle. 11- Duman, insanları bürüyecektir. Bu, acı bir azabtır. gelecekte bir duman insanları bürüyecek bilgisini Allahu Teala 1400 yıl önce bize bildiriyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Engse Hohol 0 Nisan 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Nisan 20, 2010 gönderildi (düzenlendi) Beni bir kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.Beni nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım. Nehir beni sürükleyerek su çekici Akki’ye götürdü. Akki beni sudan çıkardı, kendi oğlu gibi büyüttü beni” Bu arada Musa'yı büyüten Fıravun'un kızkardeşi-karısının adı Asiye imiş. Sargon'u büyüten Akki masalı bu versiyonda Asiye olmuş. Musa yaklaşık M.Ö.1400'lü yıllarda yaşamış.Sargon ise Musa'dan bin yıl önce yaşamış ve yaşamı ispatlanabilir bir kral.Akki'de nefsi için Sargon'u büyüten.Acaba Akki kim di? Değerli Store; İlginç bir şeymiş bu Akki ançıp onun eLLah ile bir bağlantısı olduğunu sanmıyorum. Sargon'u büyüten Akki her kim ise, nefsi için Musayı seçen eLLaha benzemiyor. Akki, belki Firavun önadına denk gelebilen bir önaddır. Kur'an içeriğinde bulunan nefs sözcüğü ilen ilerlemeyi yeğ tutarım ben. Çünkü Türkiyemiz, müslüman işgali altında, yahudi işgali altında değil...neyse! Biz nefs sözcüğünün nasıl bir şey olduğunu ulayu (ve) eLLahın taşımakta olduğu nefsin, kendisine neleri kotardığını bulabilmek için ayetlere bakalım. Yusuf 53 ma uberriu nefsi (مَا أُبَرِّئُ نَفْسِي) temize çıkaramam özümü inne el nefse, le emmâretun bis sûı (إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ) muhakkak o nefs/öz, elbette emreder kötülüğü illâ ma rahime rabbi إِلاَّ مَا رَحِمَ رَبِّيَ Rabbimin acıdığı şey hariç... Arapça "nefs" sözcüğünün Türkçesi "öz" demektir. Allah Musa'ya, "nefsim/özüm için seni yetiştirdim" demesi, Akad ekincinden süregelip, Arapça'da yereden kimi metinler ile aralarındaki farktan ötürü dönüşüm geçirme olasılığı olsa bile bu olaslılık, kur'anda geçen taha 41 ayetinin buyruğundaki ellahın nefsini, kendi içerisinde eleştirebilmemizi engellememeli. Uğrola Nisan 20, 2010 tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Tumagü 0 Mayıs 16, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2010 gönderildi Tanrı/Allah dediğimiz o varlık ile Tanrı olmayan biz arasındaki fark, giyinmek, barınmak, ısınmak, arzulamak, beslenmek gibi gereksinimlerimizi, iletişim yoluyla karşılayan bizlerin yaptığı dönüşümlerden muaf bir varlık olmasıdır bana göre. Vefat = Beas, Mevt = Hayy sözcüklerinin, tersiyle doğru orantılı dengelenen kavramlarına bir bakalım. ve ubriu ekmehe ve iyileştiririm doğuştan körü ve el ebrasa ve abraş hastalığı (ciltte alaca hastalığı) ve uhyî el mevtâ ve ölüyü diriltirim (Ali imran 49) Gözleri açık, bilinci açık, konuşuyor, kokluyor yemek yiyor su içiyor, duyu organları çalışıyor ama onlar mevt. mevt üzre insanların duyu organları kendileri için çalışıyorsa çalışıyor toplumuna çalışanı yok. devletine ziynet kazandıracak salatı yok. deneyimi yokki gelecek nesillere bıracağı zakatı olsun. kısacası mevtler bu aşamada hayy ediliyor. edilmeyenin ayağına imf geliyor. Bakınız bir de Bakara 255 çevirisine... allâhu, lâ ilâhe illâ hüve Allah, ilâh yoktur ancak o el hayyu, el kayyûmu, lâ te'huzuhu sinetun diridir, kayyumdur, ona olmaz uyuklama hali Gözleri kapalı, bilinci kapalı, konuşamıyor, koklayamıyor, yemek yiyemiyor su içemiyor. duyu organları çalışmıyor, duymuyorda. sadece uyku sırasında, bedenimiz için olmazsa olmaz beynimizin oksijen ihtiyacı, bununla beraber dışarıdan solunumu sağlayan organlar ve içeride kalbimiz çalışıyor uyku sırasında. kur'an buraya mevt demiyor vefat diyor. uyanınca da beas oldun diyor, yani uykudan uyanıklığa sevk oldun diyor. dünya da uyuyup ahirete göçmek denilen şeyde de bundan aynısı var. dünyada vefat ediyorsun ahirette beas oluyorsun. Vefat = Beas kavramları Allah için kullanılmamış yanılmıyorsam. ama Mevt = Hayy kavramları kullanılmıştır. Link to post Sitelerde Paylaş
dogan 0 Mayıs 16, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2010 gönderildi allah ın eli gözü kulağıda var Link to post Sitelerde Paylaş
Davudi 0 Mayıs 16, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 16, 2010 gönderildi "Eğer dünyaya geri gönderilseler yine sakındırıldıkları yola dönerler. Onlar gerçekten yalancıdırlar." (En'am suresi, 28) Allahu Teala bu ayette kafirleri tekrar dünyaya göndersem yine kafir olacaklarını söyleyerek geleceği bildiğini bize ispatlıyor. niye olmasın , ya bi allah varsa ve geleceğide bilmiyosa , sen yaptığın bir makinaya , bir nesneye tam manasıyla hükmedebiliyomusun ? Link to post Sitelerde Paylaş
Engse Hohol 0 Mayıs 17, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Mayıs 17, 2010 gönderildi Vefat = Beas kavramları Allah için kullanılmamış yanılmıyorsam. ama Mevt = Hayy kavramları kullanılmıştır. Bu durum arap tanrısının yalnıklar gibi nefs/öz taşıdığını ulayu her nefsin de ölümü tadıcı olması ile beraber, arap tanrısının da ölümlü olduğu gerçeğini (küllü nefsin zaikatü el mevti) değiştirmiyor ne yazık ki. 7nci yüzyılda eLLahı diri/hay olarak kurgulayanlar, günümüz günayında eLLahın hiçbir etkinliğini görmediklerinden dolayı inançları sarsılmadı ançıp şimdiki müslümanların inançları sarsılmaktadır. allah ın eli gözü kulağıda var eLLahın organsı yapıları, onun bir yalnıksı kurgu olduğunu enbaşından özetliyor ançıp anlamamakta ısrarcı olanlar yine anlamıyorlar bu durumu. Uğrola Link to post Sitelerde Paylaş
dogan 0 Mayıs 17, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 17, 2010 gönderildi ben bunu anlıyorumda seni anlamıyorum engse Link to post Sitelerde Paylaş
Tumagü 0 Mayıs 20, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 20, 2010 gönderildi Bu durum arap tanrısının yalnıklar gibi nefs/öz taşıdığını ulayu her nefsin de ölümü tadıcı olması ile beraber, arap tanrısının da ölümlü olduğu gerçeğini (küllü nefsin zaikatü el mevti) değiştirmiyor ne yazık ki. 7nci yüzyılda eLLahı diri/hay olarak kurgulayanlar, günümüz günayında eLLahın hiçbir etkinliğini görmediklerinden dolayı inançları sarsılmadı ançıp şimdiki müslümanların inançları sarsılmaktadır. Allahı kurgulamaya gerek yok. Onu diri-hay eden biziz demek istiyorum. Allahın diri niteliği, evrensel devinmenin sonucudur. Tekbaşına evrenden soyut bir tanrı yoktur anlamına geliyor bu. Çünkü varolması halinde, kendisinin diriliği öncesindeki mevt-ölü halinden nasıl olurda durağanlık içerisinde bulunuyorken o durumundan kurtulabildiğinin sorusunu bize sordurur. Link to post Sitelerde Paylaş
herakles79 0 Mayıs 20, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 20, 2010 gönderildi mevt: biyolojik ölümü ifade etmez. Tevaffa biyolojik ölümü ifade eder. Mevt ,Boyut değişimidir. Link to post Sitelerde Paylaş
pisinge 0 Mayıs 20, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 20, 2010 gönderildi mevt: biyolojik ölümü ifade etmez. Tevaffa biyolojik ölümü ifade eder. Mevt ,Boyut değişimidir. Su an ateist boyutdasin,tikkat et.. Link to post Sitelerde Paylaş
herakles79 0 Mayıs 20, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 20, 2010 gönderildi Su an ateist boyutdasin,tikkat et.. Açıkçası yeniislam forumunda bunu aylar önce söylemiştim.Mevt ve teveffa kelimelerinde ciddi bir anlam ayrımı var Kuran'da.Ama çoğu kişi farkında değil. Bilinçsizlik ve tepkisizlik/şuursuzluk halini MEVT olarak tanımlıyor.Kendini gelişime değişime ve yeni düşüncelere kapamış olanlar da MEVTTİR mesela. Link to post Sitelerde Paylaş
Engse Hohol 0 Mayıs 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Mayıs 20, 2010 gönderildi Bir defa sen, idrak ile mevt sözcüklerini karıştırıyorsun. İkincisi, bu konuda anlatılan, eLLahın edilgenliği olduğunudur ulayu tıpkı yalnığın edilgenliğinin yalnıksal bağlamlardaki ereklere iliştirildiğinin ortaya serilişidir. Link to post Sitelerde Paylaş
herakles79 0 Mayıs 21, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 21, 2010 gönderildi (düzenlendi) Bir defa sen, idrak ile mevt sözcüklerini karıştırıyorsun. İkincisi, bu konuda anlatılan, eLLahın edilgenliği olduğunudur ulayu tıpkı yalnığın edilgenliğinin yalnıksal bağlamlardaki ereklere iliştirildiğinin ortaya serilişidir. Ben panteist olduğum için Allah'ın edilgen ve oldurgan olmasını olağan buluyorum.Devinim ve dönüşümünü de.Yani doğa'da mevt olur.Herşey ondan ve onun nefsinden zaten. Mayıs 21, 2010 tarihinde Galileo100 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anti-christ 0 Mayıs 21, 2010 gönderildi Raporla Share Mayıs 21, 2010 gönderildi faşom benim. islam arapların değilde türklerin uydurduğu din olsaydı görürdüm o zaman bunları yazabiliyor musun ? enine boyuna Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts