Luciin

Çok etkilendim. Hele "tek derdiniz bu forumun İslamcı iktidarı eleştirmesi" sözüne... Bunun için benim DİNDAR olmam gerekmiyor mu? Sırf dindar değilim diye DİNDAR OLMAYAN KİMSE ona mı oy vereceğim? Adamlık, din-min tanımaz. Evet, kendisi adam gibi adamdır ve o yaşadığı sürece de oyum kendisine. Heralde çöküp giden kominizmin hala hayranı kalan biri olmaktansa ya da SAĞA-SOLA bakmaktansa, Türkiye'nin ÖNÜNE BAKMASINI tercih ederim. Bir yandan da Nurcuların fetullahçıların eline düşmüş bir parti imajından sıyrılmasını temenni eder ve bu yüzden eleştiririm; fakat o da ayrı konu... Madem cımbızla

Hadi askerde mantık aranmayacağını, "ağaca selam verme"nin vs mantıksızlığını anlayabilirim; ama dinde mantık aranmamasının mantığını arayamam. Yeri gelince dindar üniversite kadrolarının dini bilime yaklaştırma adına bilimi deforme edişi ya da amatör kadroların bilimi değil bu kez dini deforme edişi bir yana, bütün bunların aslında MANTIĞI OLMAYAN bir öğretiyi MANTIK AMBALAJINA SARMA çabaları olarak görüyorum. Hıristiyanlığın bugünki propagandası ve temel sözü neydi: "Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak." Peki Hıristiyanlık'la mantığın bir alakası varmıdır, hayır. Çünkü hala ort

Forumda "partizanlık" ve "iç politika"dan uzak durulması temennimi yineliyorum. Çünkü teolojinin konu edildiği bir form ve böyle bir forumda diğer siyasi partilere oy veren insanları küçük düşüren profil resimleri ve iletiler, doğrusu ateist forumun kalitesine gölge düşürüyor. Bazı arkadaşların yaptığı gibi ben de avatarıma İsrail kuklası CHP olan bir profil resmi koysam hiç hoş olmaz öyle değil mi? Yanisi şu haliyle bu forum, bazı siyasi partilerin propaganda alanı izlenimi veriyor ve gerçekten de forum kalitesini ciddi oranda düşürüyor...

Konu yine gelip Şeytan'ın aslî kimliği meselesine dayanıyor. Araf 11, şöyle der: «Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.» Yani bu ayetten meleklere "Adem'e secde edin" emri verildiğini, İblis hariç hepsinin secde ettiğini, bu yüzden İblis'in de melekler kategorisinde olduğunu anlıyoruz. Kehf sûresi 50'de ise şöyle diyor: «Biz meleklere Adem’e secde edin dediğimizde İblis hariç hepsi secde etti. İBLİS cinlerdendi ve Allah’ın emrinden harice çıktı. ‘ E

Hıristiyanlığa göre kötülük, iyiliğin yokluğudur. Yani tanrı karanlığı yaratmamıştır. Ama yarattığı ışığın yokluğu, karanlıktır. Bu yüzden de "Tanrı'nın gözleri, kötülüğü göremez." gibi kendisine komik bir zaaf atanmıştır. Ama İslam, "İyiliği de kötülüğü de yaratan tanrıdır." der. İmanın 6 esasında hayır ve şerrin, yani iyiliğin ve kötülüğün tanrıdan geldiğine inanılır. Peki tanrı, kötülüğü nasıl yaratır? Ancak kötülük dolu, fitne dolu, fesat dolu bir zekayla... Çünkü insanlığı, bir tecavüzcüyü, bir katili, bir hırsızı bile iğrendirecek, midesini bulandıracak bütün kötülükler, aynı zamanda tan

Derler ki, insandan önce yeryüzünden 6 medeniyet daha geçmiş ve insan, 7.sidir. Tabii ki tevatür öyle. Hepsi de yeryüzünde bozgunculuk yapmış, kendilerine peygamberler gönderilmiş ama sonuçta helak edilmişler. Belki de başka bir boyuta sürgün edildiler. Belki de şimdi uzaylı dediğimiz varlıklar o medeniyetlerden biri. Ama çoğu kaynaklar, cinlerle meleklerin savaşından bahseder ve İblis'in de meleklerin komutanı olup kendi halkı olan cinleri sürekli bozgunculuk yaptıkları, birbirleriyle savaştıkları için mağlup ettiğinden bahsedilir. Yani Kuran'da insanöncesi tarihten hemen hemen çok az bahsedi

Ben dindar değilim. Ama Tayyip Erdoğan başta olduğu sürece ona oy veririm. Çünkü ondan başka adam yok ortada. (Kötünün iyisi) Anlamadığım forumun her köşesine açılan siyasi parti propagandalarının TEOLOJİ'yle ilgili olduğu söylenen bir sitenin diğer partilere yandaş toplama ve propaganda aracı olma kaygısı. Ne yani dindar da değilim diye ezik üç-beş çapulcuya mı oy vereceğim? Kusura bakmayın ama burası ateizm ya da teoloji platformu olmak yerine siyasi borazancılık alanı haline gelmiş...

Aslında düne kadar Tevrat'ın ve İncil'in değiştirildiği meselesi, Kuran'da olmayıp da İslam alimlerinin türettiği bir tez olarak görülüyordu. Oysa Kuran, Tevrat ve İncil'i, Kuran gibi 2 ayrı dönemde 2 ayrı peygambere verilmiş vahiyler olarak görür: «Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler.» (Enam 154) «O peygamberlerin izleri üzere Meryem oğlu İsa’yı, önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat

İmtihanın aslı, eşit şartlarda yapılması ve (a, b, c, d ve e gibi) çoktan seçme hakkı tanınmasıdır. İçine insan eli giren bir sınavda oluşan hatalar, anlaşılabilir. Ama "tanrı" gibi hatadan, adaletsizlikten ya da subsektiflikten uzak düşünülen bir varlığın bu sınavı keyfiyetle yönetmiş olması, sonuçta sınava tabii tutulanlarca imtihan edeni sorgulamaya götürecektir. Örneğin ÖSYM, bugün sınav yapsa, aynı soruları içeren soru kitapçığını dağıtmak yerine farklı insanlara farklı sorular sorması, adalet değildir. Çünkü böyle bir sınavın sonunda, "Şu soruyu bana sorsalar, ben de cevap verirdim." gib

Doğru, en sevdiği kul ateist. Çünkü kendisine inananları sallamayacak bir varlık ki, insanlar onun sevgisini kazanmak için ateizmi seçiyor ya da kendine inananları takmamasından midesi bulanıp sevgisi şiddetince nefrete dönüşüyor. Geçin burada "yaradanın en sevdiği kul ateisttir" palavralarını. Aynı palavraları Hıristiyanlar da "Tanrı seni seviyor" sözüyle bol bol saçıyor etrafa zaten. Nasıl bir sevgidir ki bu, "katır"ın cilvesi de tekme olur misali kendisine inananları, kendisine herşeyini adayanları bile gün gelip kendinden nefret ettirebilecek kadar "mide bulandırı" bir büyüklüğe sahip? Dah

Yıllar önce yazdığım "Kuran'da bilimsellik arayışı ve bilimsel hurafecilik" adlı yazıda bu soruya cevap vermiştim. Gerçi yazıyı yayınlayan site de benim ismimi oradan silip kendilerine mal etmişler, orası ayrı konu Konuyla ilgili o yaklaşık 10 yıl önce yazdığım yazı: Kuran'da bilimsellik arayışı ve bilimsel hurafecilik Bu meselenin arka planında, bence İslam dünyasındaki bilim çöküntüsü ve bunun getirdiği eziklik yatıyor. 1979'da Nobel Ödülü kazanan Prof. Abdusselam'ın : "Bir hastaneye girip de hayat kurtaran ilacın, bizim payımız olmadan yapıldığını gördükçe kendime güvenim feci şekilde s

IFeelGood, zaten bulunduğum şu noktayı bir "ateist" olarak değil, boşlukta bir yerde olarak yorumlamıştım. Eğer o yoksa -ki bu seçeneğin içimdeki kavgaları bitirmek için tek ilaç; ama eğer gerçekten varsa da benim artık onun var olma fikrini kaldırabilecek bir bünyem yok. Yani tanrının var olduğu fikriyle zaten yaşayamam. Şu anki durumum, onu aklımdan çıkarmak için kendi mantığımla verdiğim savaş. Ama dinin ve inancın realiteyi yorumlamada bile insanların bakışaçılarını körleştirdiği fikri dikkate alınınca, benim gibi kendini sadece tanrıya ve dine adamış birinin bunu yapması ya zaman alacaktı

Aslında semavi dinleri, özellikle de Hıristiyan terminolojisini incelerken, Hıristiyanlığın (hele hele ki İsa'nın İncil'de bahsettiği Hıristiyağın değil, onun öğretilerinin üzerini tamamen örten Pavlos Hıristiyanlığının) kökenlerinin araştırılması ve incelenmesi gerekir. Çünkü bugün Hıristiyanlar için İslam, dini puzzlenin bir dış parçasıysa, Hıristiyanlık da bir Yahudi için aynı puzzlenin parçalarıyla uyumsuz, dışta kalan bir parçadır. Mesela semavi dinlerdeki tanrı anlayışı, Yahudilikte kimi zaman "hatalar işleyebilen", "pişman olabilen", "yüreği sızlayabilen", "yorulabilen" (bknz. 7. gün me

Takdiri kuldan beklemekten söz ediyorsun. Eğer öyle olmuş olsaydı, bu svaşı 3,5 ya da 4 yıl boyunca sürdürmez, "İnsanlardan öyleleri vardır ki, insanların kendisine yaptığı zulümler yüzünden Allah'ı suçlarlar. Oysa Allah kimseye zulmetmez." ayetiyle o 4 yıl boyunca inancına hala sarılıp bir çıkış yolu göstermesi için Allah'a dua etmeyi bırakırdım. Ama zulmün de imtihanın da bir sınırı vardır. Zulüm, eğer insanın doğasını aşıyorsa ve Rabbim dediğine sığınıp ettiğin her dua, taş duvarların arasında kaybolup yitiyorsa, zulmü işleyen kadar bu zulme ve insanların zulümlere karşı dirençlerinin sınır

Hayır, duygusal yıkıntılar sonucu hiçbir "şey" olduğumu ya da insanların davranışlarıyla inancımı şekillendirdiğimi falan söylemiyorum. Ama iman dediğimiz şeyin üzerine kurulduğu sütunlarının bizi koruyacağına inandığımız bir tanrı anlayışının koruyabilmekten ve sen ona kulluk yaparken onun sana tanrılık yapabilmekten uzak ve öyle bir varlık olsa bile o varlığın semavi kitaplarda yazdığı gibi öyle güçlü-kudretli, kendine tapınanların dualarını bile işitmeyen taş bir puttan farkı olmadığını, insanların iki yüzlülüklerininse sadece o inancı ayakta tutan sütunları gün geçtikçe incelttiğini ama es