-
İçerik sayısı
236 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Yazılarım boyunca 'halkın sorumluluğu filan yok bu savaşta' mesajını iletiyor olmama rağmen, senin bunu anlamanı beklemiyorum, inan bana beklemiyorum. olmayan 'saygınlığını' böyle sahte nickler arkasına saklanarak korumaya çalışman hiçbir şey ifade etmiyor, inan bana. Yetersiz edebi stilin, boş tarzınla her yerde, her daim sırıtıyorsun. Hiç meraklanma, az sonra kendim iptal ettireceğim üyeliğimi zaten. Mesaj kutuma geçen sefer yaptığın gibi 'anne'li, 'avrat'lı küfürler yazmana gerek yok. Görmeyeceğim de nasılsa.
-
Bir 'ülke kimin? buranın ağası kim?' savaşı olmak ötesinde bir anlama sahip değil; Mustafa Kemal döneminde de halk yönetimde söz sahibi değildi, işgalciler kalsa yine olmayacaktı. Balkan Savaşları, 1.Dünya Savaşı, hatta tek başına Çanakkale'yi filan göz önüne getirirsen; iktisadi sistemi çökmüş, savaşlarda perişan olmuş bir milletin zorla cepheye sürüldüğü bir savaş, halkın savaşı değildir. Zaten emperyal paylaşım savaşına taraf olarak girip, sonra ülken işgale uğradığına 'anti-emperyalist' savaş, 'kurtuluş savaşı' diye ısrar etmenin de bir anlamı, alemi yok.
-
Bu kalaslarla tarih mi tartışılır? Hayatında yüzünü görmediği adamın niyetleri ve psikolojik eğilimlerini, bağlantılarını çözüp, karakteri hakkında yorum yapan bu hasta herifleri modlar görmüyor mu? Bir ara Pante'ye yanıt yazarım, bu kalas zaten yeni birşey yazmadığı gibi 'halk müthişti, halk yaptı, aslanım halk!' goygoyculuğu dışında, tarihi tarih bilimi gibi tartışma adına hiçbir yeterliliği olmadığını yazısıyla ispat etmiş zaten. 'Anadolu halkına hakaret ediyor'muşum, aslında tam da Anadolu halkının onurunu kurtarıyorum...
-
Hah, ağzınızdan bal damlıyor MrGuitar! 1.Emperyal Savaşın sonunda Anadolu'ya yerleşen düşman askerleriyle mücadele olanaklılığını sıfırdan yaratan Mustafa Kemal efsanesi sadece bir efsanedir; aslında, Mustafa Kemal Osmanlı Ordusu içerisinde örgütlenebilmiş Mim-Mim, Kafakol Cemiyeti, Teşkilat-ı Mahsusa vs. gibi örgütler aracılığıyla uygulamaya konan, ta Enver Paşa'lar baştayken hazırlanan B Planı vesilesiyle derlenip, toparlanmış ordunun lideri olarak başarıya ulaşmıştır. Mustafa Kemal hareketi baştan yaratmamış, şartlar onu hareketin liderliğine doğru ittirmiştir. (Burada 'Mustafa Kemal birşe
-
Halbuki daha önce cevaplamışız bunu.
-
allasen, Türk Ordusu'ndan bahseden kim burada queenciğim, özellikle belirtilmiş 'belirli bir ordudan bahsedilmiyor' diye
-
Benimle muhatap olurken bir daha beni 'kovmaya' yeltenirsen, benimle 'lan'lı 'lun'lu konuşmaya devam edersen çok sert bir cevap alacaksın; akıllı ol, efendice konuş. Britanya'da Sinn Fein gibi açıklamalar yapardım ama şu an böyle açıklamalar yapmayacağım, sana fazla bu açıklamalar. Ben DTP'ye umut filan bağlamıyorum; DTP'nin meclise girmesi, açılım süreci, gerillaların dağdan inmesiyle beraber Devlet'le olan bağlarını yeniden gözden geçirir gibi olan Güneydoğulu ve Doğulu vatandaşlar da dahil olmak üzere, orada artık radikal olmayan tek bir kişiyle dahi karşılaşılamayacak, benim derdim bu. A
-
Çok normal, çok anlaşılır değil mi? Başından beri 'şiddet nereden gelirse gelsin, kınıyoruz', 'karanlıktan parmak sallayan birilerinin oyuncağı değiliz, geçmişte öyle davrandığımız oldu, fakat böyle olmayacağız' açıklamaları defalarca yapıldı, 'pkkyı beraber silahsızlandıralım' denildi. Ama elbette DTP içerisinde PKK'nin bir ağırlığı var, Ahmet Türk söyleyebileceği herşeyi söyledi şimdiye kadar... EDİT: 'Soy' vurgusunun DTP kapatılırken gündeme geliyor olması da hoş olmuş.
-
Açılım hakikaten de sona ermiş oldu, sokaklar kan gölüne dönecek gibi görünüyor, Tanrı -varsa- yardımcımız olsun...
-
İyi insan yoktur, çok votka vardır diyeceğim ben de...
-
Bizim Bülent Hoca'nın yayınevi işte Metis, beğendiğinize sevindim. Ama çıkarılan kitapları, bir de Bülent Hoca'nın PKK karşısındaki tutumunu bilseniz, boykot çağrısı bilem yapabilirsiniz valla arkadaşlar
-
Anlamlı kareler, fotoğraflar, resimler, karikatürler, çizimler, sözler...
Başlık, terence kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
Evet son mesajda bariz yanlış iki kitap vermişim, özür dilerim Diğer başlıkta Lenin, bir diğerinde Shaw derken; bu son iletimde tekrar Gide'den bahsedince aklımın Genet'e gitmesinin sebebi, sanıyorum ki sene sonu için hazırlamam gereken ve bu dönem sonunda da taslağını hocalara teslim etmekle yükümlü olduğum projemle Genet'in 'ziyadesiyle' alakalı olması. Kusuruma bakma Gide'den 'Kır Senfonisi' adlı kitabındaki şiirleri ve 'Kalpazanlar' adlı romanını önerebilirim, bir de bir ara Montaigne üzerine yazdığı birşeyi okumuştum. EDİT: Bu arada Genet'in de eşcinsel olması tuhaf bir tesadüf ol -
Bunu sonra tartışalım, hiç bu kadar basit değil. Lenin'in halk devrimini otoriter bir diktatörlüğe doğru evrilttiği doğru ama, devrimin başında halkın kitleler halinde mücadele ettiği ve Bolşevikleri ciddi ölçüde desteklediği de doğru
-
Ben orada/alıntıladığın noktada Bolşevik Devrimi'ne dair spesifik bir atıfta mı bulunmuşum? Orada sosyalistleri 'tek yumruk' kabul eden ne söylemişim? Okumadan atladın, değil mi? Elbette o dönem iki farklı blok var, hatta bundan fazla ve farklı başka bloklar da var ama girmeyeceğim bunlara. Lenin'in, parlamentoyla devrim yapılabileceğini savunanlara verdiği yanıtlarda ordu kilit rol oynayan bir kurumdu. Ordu, hayırsever komutanların iknasıyla devrime çekilebilecek olsaydı, parlamento yoluyla sosyalizm gelirdi, devrime de gerek kalmazdı. Yukarıda tam da 'komuta aygıtını kontrol edenler/itaat