-
İçerik sayısı
2.527 -
Katılım
-
Son ziyaret
İçerik Türü
Profiller
Forumlar
Takvim
Temple Grandin kullanıcısının paylaşımları
-
Boy abdesti/ Ğusl yani ıslanmak gerektiren durumlar kirlenmek değil; daha çok statik elektrik ve ısınma gibi insan vücudunun tamamını ilgilendiren durumlar... Islanmak ısıyı alır ve elektriği dağıtır; toprak hem statik elektriği de alır.
-
Selam, uzun bir zamandan sonra foruma bi uğrayayım dedim. Bu konu dikkatimi çekti, sanırım başka bir başlık altında en son mesaj yazdığım konulardan biriydi, bıraktığım yerde duruyor sanki. Modern hijyen algısına çok güvenmeyin. Hijyenin insanları kitle ölümlerinden kurtarmasını takdir ediyorum ama doğadan koparmasını da nefretle karşılıyorum. Kuran'da bahsi geçen ayette, "saiden tayyiben" iyi toprak diyor. Tayyip kelimesinin kökü tıp'dır. Aslında iyileşmek, iyileşmiş gibi bir anlamı var. Tıbben uygun diye anlasan bile olur mu? olur. Sağlıklı toprak da olur. Tetanos basili "doğada" son
-
Ben deminden beridir ayette ne yazdığı, benim de ayeti nasıl anladığımı yazıyorum. Bunu, dogmama bir faydası olsun diye yaptığımı kim söyledi? Ben, dogmama bir faydası olsun, insanlar İslam'a koşsun diye bunları yazmıyorum. Senin "başka dinlerin, başka Tanrıların olmaması"nın kötü birşey olduğu sanrın, o devir için geçerli değil (Gerçi bu devir için de geçerli değil). Putperest Araplar tek Tanrıya inanır, fakat araya arketipler, bunlara erişim yetkisi olan rahipler, gücü elinde bulunduran kabile ileri gelenleri girer. "Din Allah'ın değildi" demek, insanların metafizik hafızlarının bir sürü ıv
-
Taliban, Afganistan'da oy kullananların parmaklarını kesti
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
Gerçek İslam bu mu değil, o mu değil? -
-
-
Tutuşturma, belki de tutuşmadır; muhtemelen ayette en basit katmanda "iç savaş" anlamında kullanılmış. Yani peygamber ve sahabe mevcut ortama göre ayeti bu şekilde anlamış. Bak "iç savaş" da cuk oturuyor. Hem iç savaş da bir ülkenin toplumunun tutuşmasıdır. Bir yığınındaki farklı unsurların birbiriyle reaksiyona girmesidir. "Din Allah'ın olunca" ifadesi de evet, o zamanki putperestlerin farklı putlarından (Tanrı ortakçılarından)sa sadece aracısız Tanrı'nın olması demek oluyor. Allah put değil, tanrıdır. Bunun teolojik tartışmasına girmeyeceğim. Öte yandan günümüzde Tanrıyı istismar eden dinci
-
Bir kelimeyi bir şey yahut başka bir şey yapmak, pozitif bilimli düşünmekten yoksun sosyal bilgiler ulemasının alışkanlığıdır. Kelimenin toplum içinde farklı kavramları yüklenmesini merkeze oturturlar, ilk kök anlamını unuturlar. Bu ulemaya ateist olanlar da dahil. Fitne'nin anlamını hiç bir yere çekmedim. 600lü yıllardaki Araplara "fitne" diye soyut bir kelime uzaydan gelmemiş; kendi Semitik köklerinden beri kullandıkları somut bir fiilin adından türetme soyut bir isim. Bunun da somut, fizikî tutuşturma fiili olduğuna ulaştım. Türkçe'de de birisi arasında kavga çıkartmak soyut fiili için tut
-
Eskiden beri olagelen ılımlı müsliler bunu yaparlar. Reformistler, monoteistler, hanifler vs böyle yapmaz, ben de yapmam. Bir ayetten örnek verirken hepsini, bütün çeviriyi ortaya koymaya çalışırım. Fesat, karışıklık da, kargaşa da değildir; ara bozuculuk biraz olabilir. Fakat fesad sadece bozulma demektir. Bozgunculuk neymiş... şimdiye yapılmış yanlış ve bıktırıcı meallerde Kuran'daki kelimeler için bazı kalıplaşmış anlamlar kullanılıyor. Maide/32. Min ecli zâlik, ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa ve
-
Müslümanlardan niye bilim adamı çıkmaz?
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
Dediklerinin tam tersi Kuran için geçerli. Her cümlenin tam tersi için örnekler bulurum. -
Kürtleri sevme zorunluluğu ve baskısı
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
Bir yıla yakın Diyarbakır'da kaldım. İnsanlar çok (fazla) cana yakın, misafirperver ve iyi. Herhalde gelen misafire iyi davranıyorlar. Doğudan batıya giden insanlar ise azınlık, darülharp psikolojisiyle hareket eden sefil insanlar olsa gerek. Bir de Diyarbakır, Mardin gibi şehirlerin merkezinde yaşayanlar, şehir kültürlü insanlar ne de olsa. -
Sodyum Florür, aynı Sodyum Klorür (sofra tuzu) gibi sanayi artığı bir maddedir. Çayda ve maden suyundaki florürler gibi bu sodyum florürün de ağızdaki PH'ı değiştirip diş çürümeleri engellediği tezinden yola çıkarak bu atsan atılmaz, satsan satılmaz maddeyi diş macunlarına katmak cin fikrini bulmuş geçmişte büyük sermayeye hizmet eden bilimciler. Tam olarak öyle mi belli değil, magnezyum florür ile sodyum florür arasında bünyeye zarar bakımından ne fark var bilmiyorum; fakat şöyle olabilir, çay ve maden suyundan alacağımız florürden çok daha fazlasını diş macuyla alıyor olabiliriz. Epifiz bezi
-
"tayyibin ve Muhammed'in servetini hepimiz biliyoruz," Muhammed'in (inanan olduğum için saygım icabı ss (selam ve salât)) servetini bilmiyoruz, tahmin ediyoruz: siyerden süzdüğümüz tarih bize Muhammedss birliklerinin akınlar (yağmalar) ve fetihler yaptığını söylüyor. Ganimetten Muhammed'e verilen büyük payı, iyi niyetle ilk kurulan "devletin" hazinesi olarak görebiliriz. Kendisinin zevk ve sefahat içinde yaşadığına dair bir siyer kaydı yok, aksine tersi söz konusu. Taze İslam'ın Medine'sinde tam serbest pazar vardı, Muhammedss, Mekke'deki gibi tekellerin oluşmasına mani olmuştur. Hiç kimse k
-
Son beş on yıla kadar tıp doktorları ve diyetisyenler sık ve az yemenin uygun olduğunu söylüyorlardı ama bu yanlıştan dönüldü (bazıları döndü). Günde 2, olmazsa 3 öğün (bol proteinli ve sağlıklı yağlardan oluşan) sıkı bir yemek vücut için daha iyi. Sık yemek kan şekerini dalgalandırıyor, sık insülin salgılatarak vücudun hormon dengesini bozuyor. İki üğün yemek eski insanların (özellikle Türklerin) yapageldiği bir alışkanlıktır. Binlerce yıldır bir zararını görmemişlerdir. Kuran'da Ramazan'da böyle yapılmasının öne koyulması yüzünden dinsizler bu alışkanlıktan soğumamalıdırlar. Onlar gibi düş
-
Ateistler dindarlardan daha zekiler, bir arastirmaya göre
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
İklim ve bitki örtüsüne göre zeka değişiyor, görmüyor musunuz? İslam ülkeleri çoğunlukla orta-altı zekanın rastlandığı iklim kuşağında (sıcak, kurak), bitki örtüsü de çöl. Malezya'ya bakın, nemli ve ormanlarla kaplı olunca nasıl da 90'ı geçmiş. -
Yanılmıyorsam, A'daki ve Bler'deki gözlemcilerin enerji kullanışı bakımından bir farkı yok. Fark şurada, 10 adet B cismine mi motor takıp hızını değiştireceğiz, 1 adet A cisminin mi. Dünyaya hızla bir asteroid yaklaşıyor. Bilimciler toplanıp Dünya'ya, Ay'a ve bütün Güneş Sistemi'ne (Güneş dahil) tepkili motorlar takıp dünyanın hiçbirinin yörüngesini bozmadan, eş güdümle Dünya'yı o asteroidin önünden çekmeyi teklif ediyorlar. Sonra bunun çok enerji maliyeti çıkaracağını hesapladıktan sonra aynı şeyi asteroide yapmaya karar veriyorlar. Burada her iki durumda da, bütün gözlemcilere göre asteroi
-
Bi dakka... "4üncü boyutu kafanda canlandıramıyorum" demek, "Kütle çekiminin uzayı bükmesi aklıma yatmıyor" demekle aynı şey mi? Birincisinde 4üncü boyutun varlığını kabul ettiğin, matematik ve geometriye yerleştirdiğin anda herşey aydınlanacak" demek. İkincisi, "Bunu bildiğim halde, 4üncü boyutun varlığını kabul etmediğim için bu teori yanlış olmalı" demek.
-
Afedersin, kendi sorunu sen zaten daha sonra açıklayıp basite indirgemişsin. Aynı benim onu okumadan indirgediğim gibi. Önce şu kısa açıklamayı yapacağım, önceki sorunda bahsettiğin üzre sen de biliyor olmalısın ki, izafiyet gereği, "bir cismi uzayda hareket ettirelim" diyemesin; "önceki hızını değiştirelim" diyebilirsin". Yani başlangıçta o cisim hareketsiz değil; olsa olsa "bir gözlemciye göre" hareketsizdir (gözlemciyle aynı hızda oldukları için). Ve evet, cismin hızını değiştirmek için enerji gerekir. Enerji, İş demektir ki: İş = Kuvvet x Yol. Bu formülde Enerji, Kuvveti cisme ne kada
-
Şöyle anladım: 10 tane B cismini hareket ettirmekten se 1 tane A cismini (10 kat az enerji harcayarak) hareket ettirdik mi, herhangi bir noktadaki gözlemci için yine aynı hareketi sağlıyoruz. O zaman neden 10 kat enerji harcayalım? Soruna yarar katkım bu kadar. (Galiba daha anlaşılır kıldım). Cevabım şimdilik yok.
-
Gece avlanan hayvanların gözünün arkasında yansıtıcı bir yüzey olduğu için (ışığın retinadan iki kere geçmesini sağlar) gece ışığını ve fotoğraf flaşını yansılatır. Asıl konuya gelirsek, gözlerden bir kişinin zeki olup olmadığı ben kesinliklikle anlıyorum; neden olduğunu tam olarak bilmiyorum, ama öyle. Yukarıda verilen örneklerden Kavalalı M.Ali Paşa ile Richard Dawkins'in gözlerin bakın, bariz bir canlılık var. Ola ki zeki biri o sırada bitkin olabilir, ya da kahve içmiş tam modunda da olabilir, o sırada bakışları ona göre değişebilir.
-
İslam�ın Dünyaya Egemen Olma Olasılığı Var mı?
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Yüz yıla kalmaz İslam atağa geçecek. Hem de daha reform olmadan. Fransa'dan Malezya'ya kadar katolik ruhbanı benzerinde organize olacaklar. Global sermaye İslam ülkelerine akacağı için Rönesans benzeri bir sanatta mimaride yeniden doğuş olacak. Bu arada iklimde tuhaf değişmeler olacak. Bazı ülkeler buz kesip yahut çölleşirken, bazı ülkeler verimli ve ormanlı hale gelecek. Ardından Kuzey müslüman ülkelerinden birinde (Kazakistan, Tataristan gibi) reform patlayacak. Zengin ve gelişmiş Güneyli müslümanlarla savaşacaklar; teknolojik savaşlar olacak, kan da dökülecek. Sonunda bugünki batı medeniyet -
İhsan Eliaçık'tan namaz için ilginç öneri!
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Namaz konusunda değil, fazla namaz kılmaktan kurtulma konusunda kafa yoruyorlar. Ona yormasın, buna yormasın, neye yorsun? İslam'ın yanlış temellendirilmiş akidelerini (aksiyom) değiştirmeden bu islamcılar maalesef hiç bir şey düşünemeyecek ve düşündürtmeyecekler. -
Okumayanlar ve mesleği olmayanlar dört yıldan fazla askerlik yapmalı. Garnizonlar da şehir dışında kurulmalı.
-
Diyanete ve fetvacılara EZAN konusunda sorduğum soru..
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Yanlış imsaktan iki; gerçek imsaktan (karanlıkla aydınlık arası) üç saat önce çalan davul; gündüz değil, gecenin ortasında çalmış olur. Bunu önceki yazımda yazdım. Gündüz ise yine kamyon sesi, hoparlörlü ezan sesi, normal insanlar için yanlış ve rahatsız edicidir. Kamyonun sokakta ne işi var; geçende bisikletli bir çocuğu ezip öldürdü; haberlerde kameradan gördüm. Hoparlörlü ezanın bu gözü dönüş hoyratlıktan farkı yok. -
Diyanete ve fetvacılara EZAN konusunda sorduğum soru..
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Levia, ramazan davulu hakkında yazdıklarına çok gıcık oldum, sana laflar hazırladım. Nolan haklı. Festival, karnaval dediğin bir kaç gün sürer ve bir tek kasabayla şehirle sınırlıdır. Yani yolu oraya düşen bir insan "ha o hafta şu şu festivali var orada" der, ona göre programını değiştirir. Oraya taşınacak olan, ona göre taşınır. Bizde ise 814.578 km2 içinde kaçacak bir yer yok. Bu kadar büyük çapta bir festival, ancak merkezi sistemin din ile korkutmasıyla ayakta kalabilirdi, kalıyor. Hayır Levia, hayır, yoook; öyle değil. Akşam yorgun argın işten dönüp bir kaç saat ailesiyle vakit -
Diyanete ve fetvacılara EZAN konusunda sorduğum soru..
Başlık, Temple Grandin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Savaşta yendiği için nispet olsun diye avazı çıktığı kadar ezan okusa (ezan çığırmak denmiyor bak, ezan okumak deniyor) müzezzinin sesi yetmez, gırtlağı acırdı. Neyse ki ses yükseltici cihazlar icad edildi de bu çocukça basit davranışı yapabiliyorlar.