ebuhureyre

Değerli Elektra Kardeş, Kur'an'daki bazı ayetlerin ilerleyen asırlarda ilimce doğrulandığı savı takdir edersin ki Müslümanları heyecanlandırır ve gururlandırır... Çağcıl din düşünürlerinin bu şekilde bir yol izlediğini görüyoruz ama Kur'an'ın temelde bir bilimsel Kitap olmadığını o kardeşlerimiz de herhalde reddetmezler... Güneşin battığı yer, yakın gök tabirleri bugün bile insanlar arasındaki diyaloglarda çok kullanılan ifadelerdir ve sen bile sevdiğin kızın uğruna güneşin battığı yere kadar gidersin (!)... Bunları çok katı tenkide tabii tutmanız beni kaygılandırıyor... Normal şartl

Değerli Ercüment Kardeş, Uzun yazıyorsunuz satır satır tartışma ihtimali kendiliğinden sakıt oluyor (ortadan kalkıyor) Geçmiş dönemde yaptıkları olumsuz eylemlerden dolayı insanların ceza gördüğü bahsediliyor Kitap'ta (Kur'an-ı Kerim) Ama siz olayı yorum yoluyla genişleterek günümüze uyarlayarak İslamla alay etmeye çalşıyorsunuz...Ne kadar etik davrandığınıza siz karar verin... Ben az yukarda Kur'an'ın bilim kitabı olmadığını söylediğim halde sen dinle ilgili "doğa olaylarına olumlu hiçbir çözüm geliştirilemedi." diyerek aksi bir sav ileri sürüyorsun. Bilimi bu kadar öne çıkrıyor

Ampülü Muhammet'ten yada musa'dan öğrenmemiştir Edison. Tamamen kendisinden öncekilerin doğadan öğrendikleri soyutladıkları bilgileri matematik ve dil gibi soyut araçlar aracılığı ile öğrenmiştir. Değerli Ercüment Kardeş, Ahlak ile başlamışsınız buralara kadar gelmişsiniz... Allah izin verirse bundan sonra senle de senin gibi düşünenlerle de tartışacağız... Ama analitik olmak kayd ü şartıyla... Kendini Müslüman olarak tanımlayan hiç kimse Peygamberimizin bilim ile ilgili rehber olduğunu söylemez... Kur'an'ın bilim kitabı olmadığını bilmeyen yoktur... Din ile bilim farklıdır... Bi

Değerli Ercüment Kardeş, Makul üslubun beni sevindirdi... Konulara gelince.... Az yukarıda anlattığın bilgiler takdir edersin ki Hadis kaynaklı bilgiler.... Elbetteki Hadislerin tedvin sürecinde bir takım arızalar oluşmuştur...Hz. Cebrail ile ilgili senin komik bulmayacağın çok daha fazla ve de sahih hadisler de var... Onları da okursan İslam'ın aydınlık yüzü seni kendisine hayran bırakacaktır...Biraz iyi niyet (ihlas) yeterli... Sende de öyle bir iyiniyet olduğunu tahmin ediyorum... Selametle kal...

Değerli Ercüment Kardeş, 1-2-3 diye maddelemen yazdığının bilimsel ve vazgeçilmez olduğunu göstermez... Yazdığın maddelerin tamamı sadece ve yalnızca tek maddelik bir bilgi... Fakat senle yazışabilmem için hakaret içeren ifadeler kullanmaman gerekir... Burada öncelikle şu konularda anlaşalım: Her şeyi yaratan bir Kadir-i Mutlak var ise... Onun da yolladığı bir Resul (Elçi) var ise... O Resul'e haber yollayan bir Yaratıcının bazen de aracı Meleği bir insan suretinde yollamaya gücü yeter mi yetmez mi? Yazdığın konuların gerisi zait konulardır... Selametle kal....

,Değerli Hacı Kardeş, Muhammed Yalanını bırakırsak (Senin söyleminle) o halde neyi tartışabiliriz senle... Yani bilinmeyen zamanlarda bilinmeyen bir kavme işkence ve toplu katl-i âm (Umumi katletme eylemi) yapıldığını mı tartışalım... İnan (çünkü samimiyim) bu tartışma metodik olarak abuk bir tartışma olur... Selametle Kal...

[İslam'ın bütün tarihi yalanlar üzerine kurulmuş bir efsanedir. Ama her sayfası bir başka yalandır. O tarihde tek bir doğru bile yoktur. Beni Kureyza elbette İslam'ın dediği gibi olmamıştır. Ama bir Yahudi katliamı mutlaka olmuştur. Muhammed yaşamamıştır ama, onun yerine ortaya çıkmakta olan İslam imparatorluğunun emirlerini ve çıkarlarını savunmak adına bir zalim mutlaka katliamlar yapmıştır. Hacı Kardeş, Öncelikle yazının tamamını alıntılamadığımı tamamına cevap vermek istemediğimi belirteyim. Elbetteki bu durum yazının cevaplanamayacak kadar müşkil bir format içerdiğinden değil..

Değerli Ercüment Kardeş, Sahabelerin hayatlarından değişik kesitler alarak onları tekellüflü (zorlamalı) tevillerle (yorumlarla) olmadık taraflara çekmek akılla ve mantıkla izah edilemez.. Peygamberimize rütbe vermek de kimsenin haddine düşmez... Ben bu siteye bilimsel tartışmalar yapılır zannıyla geldim... Ama hakaretten başka çok bir şey yazık ki bulamadım... Selametle kal...

Değerli Inevitablen Kardeş, Bundan önceki yazım az yukarıda...Tekrar bakabilirsin... Benim yazımı almışsın ama sanırım yazdığın yazı cevabi yazı sayılmaz... Bakınız en eski Roma Hukuku bile babanın suçunu oğula yüklemezken siz bana hiç istemediğim bir angajman yüklüyorsunuz... Ulu önderlik iddia edenler varsa bile -ki vardır- her halde ben ve benim gibi inananlar değildir... Konu Nurculukla ilgisizken bu başlık altında bu tartışmayı açmana şaşırmamak kabil değil... Fakat bir konuyu geçen sefer açacaktım... Demiştin ki : Said Nursi'ye yapılan haksızlık olmuşsa da ben onu savunurum

inevitablen Kardeş, Konunun Nurculukla nasıl bir alakasını kurduğunu benim gibi bir çok kişi anlayamamış olabilir... Lütfedip açıklarsan çok kişiyi sevindirirsin... Bir de mümkünse ve sahmet olmayacaksa kaynakları versen... Selametle kal...

inevitablen Kardeş, Bazen acı yazıyorsun.... Seni ve senin gibi geçmişi İslami hareketin içinde olan kardeşlerimizi kırgın olarak uzaklaştırmanın dayanılmaz acısını vicdanım kanayarak hissediyorum... Buna sebep olanların Yaratıcının indinde mesul olacağını sana inandırmanın zor olduğunu düşünüyorum...Ama gerçek de bu.... Atatürk ile İslami cemaatlerin ayrıştığı nokta ise senin yazdığın gibi değil bence.... Daha çok İslamın temel umdelerinin hedef alınmasından kaynaklanıyor.... Keşke daha geniş konuşabilsek bu konuyu... Selametle kal...

Değerli suevari kardeşim, Sen de tıpkı cübbeli kardeşimiz gibi safını belirleyememiş birisi gibi yazıyorsun... Onun için ne tarafta olduğunu anlayamadım... Said Nursi Hazretlerinin darvinizm veya yenisi karşısında yaya kalabilmesi için tek bir koşul vardır... O da Darvincilerin canlılığın başlangıcını izah (ama mantıklı bir şekilde) edebilmeleridir... Hüve Nüktesinde Üstadı överken birden neden tahkir etmeye çalıştığını da izah edersen entellektüel dürüstlük adına biza güven vermiş olursun... Selametle kal...

Cübbeli Kardeş, İnsanların hakkında niyet okumak gibi bir derdim hiç olmadı... Bu tür tespitlere de genellikle kuşkuyla bakmışımdır... Ama bütün dinlerde/ideolojilerde/sistemlerde ikili oynayanlar pek sevilmezler ve onlar hakkında çok da övgüye değer şeyler söylenmez... Sizin yazılarınız ciddi olarak analiz edildiğinde birbiriyle tenakuz arz eden net durumlar gözükmektedir... Hani bilirsin bir karınca hikayesi vardır: Ağzında su götürüyormuş da o kadarcık suyla ne olur demişler de Karınca: "Hiç olmazsa safım belli olsun." demiş... Taraf olmak onurlu bir harekettir.... Ama bir taraf

Değerli Notamatik Kardeş, Yukarıdaki yazını İnan ciddiyetle okudum.... Hayatımda ciddiye aldığım en önemli olay karşı tarafı anlamaya çalışmaktır.... Ben sizin bazı konulardaki saptamalarınızdaki sapmalara değinmeye çalıştım... Sizin yukarıdaki üslubunuz beni cevap veremez hale getirdi... Neden? Şundan: İşte senin ifadelerin: "Arapça benim nazarımda bir dil bile değildir ki ben onun dil bilgisi kurallarını takayım." "Arapça "cahilin icad ettiği İbranice'dir". Yani İbranice'nin cahilcesidir. " "tekrar unutmayasın diye yine söyleyeyim. Arapçayı takmıyorum bile. Umurumda bile değil."