Jump to content

@stur

Üyeliği Sonlandırılmış Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    589
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne @stur kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. videoda bu soruya mantıklı bir cevap var.

    400.000 kişi çalışıyor ama sonuçta herkes kendi bulunduğu kısımdan haberli ve Uzay aracındaki astronotlar ve aşağıdaki dar bir kadro bu hileyi çevirebilir. diğerlerini bunu kontrol etmesi mümkün değil.

    çünkü nevada çölünde aya gidişin similasyonu için pek çok tesis zaten tatbikat amaçlı kurulmuş vaziyette.

    ekstradan film seti kurmaya gerek yok.

    Hangi videoda bundan bahsediliyor? Videoların hepsine bakmadım, link verirsen izlerim bahsettiğini dostum.

    Karşı argüman beni ikna etmedi açıkçası, 400.000 kişinin bazıları olaydan haberdar olmayabilir, ama astronotlar, kontrol üssü vb. yerlerde çalışan yüzlerce kişinin haberdar olmaması mümkün değil bana sorarsan.

  2. Yahu bu projede 10 seneye yakın bir süre boyunca 400.000 kadar insan çalışmış, bu insanların hepsini bu dev komplonun içine sokup hepsine yalan söyletmek falan Ay'a gidip gelmekten çok daha zor bir olay! :D Komplo teorilerinin genelini sıkıntıya sokan şeylerden biri de budur zaten.

    Ay'a çıkışa ilişkin üçüncü taraflardan gelen kanıtlar için şu linke bakın:

    http://en.wikipedia.org/wiki/Third-party_evidence_for_Apollo_Moon_landings

    Ayrıca:

    http://en.wikipedia.org/wiki/MythBusters_%282008_season%29#Episode_104_.E2.80.93_.22NASA_Moon_Landing.22

  3. bugünki kolonicilik küreselleşme adı altında yapılmakta zaten..adı değişti sadece..küreselleşme sadece batıya yarıyor.doğu da suçlu tabi kendilerini sömürtmesinler..sadece ekonomik açıdan alınması gereken bu sözde küreselleşme,artık hedef gördüğü bütün toplumların kültürüne işleyerek onları kültürel emperyalizm altına almıştır..yani biz küreselleşiyoruz onlar büyüyor...

    Bunlar ezber, hem de ezberin kalitesizi. Küreselleşme fakir ülkelere de çok yarıyor, forumda daha önce kaç defa konuştuk, kaç defa ilgili kaynakları vesaireyi paylaştık. Küreselleşmeyen K. Kore, Myanmar gibi yerlerin durumunu görüyoruz; otarşi ile kalkınan hangi ülke var acaba?

  4. Verdiğim linke göre dünyadakinin yüzde 16.7'si kadar :)

    Eh, doğru hatırlıyormuşuz o zaman. Ufakken İstanbul'daki Deneme Bilim Merkezi midir nedir, oraya birkaç defa gitmiştim, orada tartı vardı bir tane, hangi gezegende kaç kilo olduğunu falan yazıyordu, oradan hatırlıyorum. :)

    Bu arada cigi feci pot kırdı; 40 yıllık forumcuyum, böyle epic fail görmedim. :D

  5. astur yurtdışında bu kadar kaldığına göre sen bayağı zengin bir aileden gelme olmalısın, neden kapitalizm savunduğun ortada.

    seni her görüşümde bir celal şengör izlenimi verdiriyorsun bana.

    Yav sen beni bırak, tartıştığımız konuya bak. Babam Sabancı olsa ne fark eder?

  6. astur,

    Sen dünya görmüş adamsın yav. Nasıl yazabiliyorsun bunları?

    Ben dinini tanıtan misyonerlere birşey demiyorum.

    Ama misyonerlik kisvesi altında yapılanlarla uğraşıyorum. Daha ne kadar açık olabilirim.

    Sen şimdi benim bu dediklerime yok mu diyorsun?

    Ulusalcı komplo teorileri ile pek aram yok valla ablacım; başlıkta yazılanlar dışında spesifik bir örnekten bahsediyorsan onu da detayıyla yaz, konuşuruz.

  7. kapitalizm sistem değil mi? elbette bir iki kişiyi değil milyonları etkileyecektir, astur. senin kaldığın dönemlerde o ülkelerde kapitalist restorasyon tamamlanmıştı. daha 20 yaşında felansın geçmiş bize 60-70 dönemler üzerine ahkam kesiyorsun.

    ayrıca dediğim gibi halk demokrasileri ile sosyalizm farklı. sosyalizmin pratik başarıları da önceki iletilerimde gösterdiğim gibi kesin.

    bir ek bir tavsiyede bulunayım, deicide'ye özenmeyi bırak artık (iletilerinde bile bu kendisini sırıtıyor). piyasa'ya düşmüş imitasyon ürünü mal gibi duruyorsun gerçekten :)

    Benim kaldığım dönemlerde elbette kapitalist restorasyon tamamlanmıştı da ben oralarda bir sürü insanla tanışma, konuşma imkânı buluyorum, bu konulara merakım olduğu için de 40-50 yaşında insanlara eski zamanları soruyorum, sistemleri karşılaştırmalarını istiyorum falan; yani hakkında bilgi aldığım dönem bizzat deneyimlediğim dönemden ibaret değil. Tabii şöyle şeyler de var, bir ülkede neyin hangi dönemde yapıldığı falan da sana çok şey söyler. Tüm ülkenin ta 60'larda hızlı tren ağıyla donatıldığı ülkeler var mesela, bu o dönem hakkında çok şey söyler. Ya da bir şehirde yaptırılan anıtlar, müzeler falan sana bir dönem ve o dönemin politik kültürü hakkında bir şeyler söyler.

    Deicide'ı da örnek alırım elbette, keşke çevremde örnek alınası daha fazla insan olsa.

  8. Canım ablam,

    Bugün hala koloni var, olmaz mı?

    Biz onlara koloni demiyoruz o başka.

    Benim esas buraya yazılmasını istediğim İngiltere bu kolonileri kurarken hangi yöntemi kullanmış ve bunu ne şekilde işletmiş vs.

    Biliyorsan bunları anlat bana veya bilen anlatsın asturum.

    Bugün kolonicilik kalmadı, 2. dünya savaşından sonra de-kolonizasyon süreci ile Batı ülkeleri kolonilere bağımsızlık verdiler ya da vermek zorunda kaldılar. Bunlar bazı örneklerde çok sorunlu ve kanlı oldu.

    İngiltere askeri gücüyle yapıyordu bu kolonileşme işini elbette de, günümüzde misyonerlikten bahsederken bahsettiğimiz şey insanların barışçıl yöntemlerle dinlerini yaymaya çalışmaları, İngiliz İmparatorluğu'nu eleştirerek günümüz misyonerliğine eleştiri getirilemez.

  9. ilk paragrafın "öyle oldu böyle oldu" lardan ibaret. saf iddia, sana inandırılan. elbette sosyalizmi kötülemek için gerici-kapitalistler ve liberaller böyle çarpıtmalara başvuracaklar. tıpkı müslüman yaratılışçıların evrime çarpıtma yapışı gibi.

    diğerlerine gelirsek, kuzey kore halk demokrasisi olması ve sosyalizm ile ilişkisi bile olmamasına rağmen o saydıklarına görece kore'de yaşamayı tercih ederdim. dün konuştuğumuz nazi almanyası mı? hollanda mı? üzerineydi.

    sosyalizmin derdi insanları tek tek rahat ettirmek konfor sağlamak değildir. sosyalizm kapitalizmden doğacak olan ve doğmuş sonrada kapitalizm tarafından geçici olarak ezilmiş olan toplum rejimidir. bunu seve seve ya da s.ke s.ke herkes bilimin bir yasası olarak kabul etmek zorunda kalacak. sosyalizm insan için değildir, dediğim gibi insanın iktisadi etkinliklerinin ulaştığı doruk noktalarından birisidir. marx, engels gibi kuramcılar kendilerinden önce ortaya konulmuş insancıl sosyalizm türlerini çürütüp yerine bilimsel sosyalizmi kurmuşlardır. burjuvazi'de sermayesini kaybetmeme, toplumsal konumunu ve ayrıcalıklarını yitirmeme amacıyla senin o okuduğun kesimin kiralık aydınlarını tutup insanların beynini yıkamaktadır.

    Mesele inandırılan meselesi değil be Suicide. Hani diyelim tüm dünyadaki birbirinden bağımsız bir sürü araştırmacı, üniversite falan dev bir burjuva komplosu içinde; ben bizzat görüp yaşadıklarımı ne yapacağım? Eski Sovyet cumhuriyetleri, eski Yugoslavya, Barı Avrupa vs. dünyanın pek çok yerinde bulundum, hatta bazı ülkelerde haftalarca kaldım, ufak şehirlerde, kasabalarda, köylerde falan kaldım, sanayi bölgelerini, okullarını, hastanelerini falan gezdim; yani nerede nasıl bir yaşam standardı olduğu hakkında oldukça iyi bir fikrim var. Sizin iddialarınızı hayatın pratiği açık bir biçimde yanlışlıyor.

    burada izafi kavramlar üzerinden tartışma yürütülüyor

    yoldan geçen adamın veya mercedesle kasıla kasıla hız yapanın

    mutlulukları ölçülemez

    mutluluk ölçer gibi bir aleti icat etme başarısını sergileyemedi bilim

    bütün bu mutlu insan oyunlarının ardında

    kapitalist üretim ve onun yan ürünü olan kapitalist aile

    sürekli bir yıkım içinde

    rüzgarda savrulan yapraklar misali

    uyuşturucu batağında ki gençler vb.

    artistleri vb. ilahlaştırma hastalıkları

    paraya tapma vb. şeyler

    bütün bunlar mutlu insanların yapabileceği şeyler gibi görünmüyor

    Mutlu insanlar hayatlarını riske edip başka ülkelere iltica etmeye mi çalışırlar? Niye insanlar bazı ülkelerden, bazı ülkelere kaçıyor?

    Belki mutluluk seviyesini kesin ve matematiksel olarak ölçemezsin, ama bu baz alınacak hiçbir gösterge yok demek değildir.

  10. mühim olan yeryüzüden ilk kez dışarıya çıkabilmek. sonra nereye giderseniz gidin önemli değil. ister Ay'a ister Venüs'e ister Andromeda galaksisine. ilk kez yeryüzünden dışarıya atılımı sağlayanlar ortada. üstelik venüs'e ilk insansız aracı'da SSCB göndermiştir. bilim-teknik'te ki üstünlüğü aslında ekonomik ve siyasal üstünlüğünün yansımasından başka bir şey değil. bu sadece bir örnekti.

    Ekonomide de siyasal alanda da ABD üstündü, fark zamanla açıldı ve 1990'a gelindiğinde arada uçurum vardı. Sovyetler bütçelerinin en az üçte birini silahlanmaya ayırmalarına rağmen silahlanma yarışında geride kalıyorlardı, ABD ekonomisi Sovyet ekonomisini ikiye katlamıştı, siyasal sisteminin daha başarılı olduğu ise bariz.

    ikinci paragrafına gelirsek, "iyi yaşama" izafi bir kavram. neye göre, kime göre lafı buna uygun düşüyor. çünkü ortada birbiriyle taban tabana zıt iki dünya sözkonusu. haliyle bu dünyalarda rahatlık ve zevk gibi olgularda tartışmaya girip, farklı boyut kazanıyor.

    Dün de konuştuk ya, K. Kore'de mi yaşamak istersin Japonya'da mı? Küba'da mı, Kanada'da mı?

    "Inter-subjective" bir şey tabii ama iyi yaşamın nerede olduğu konusunda insanların büyük çoğunluğu hemfikir.

    Almanya'da ki rejim sosyalist devrimin ürünü değil. ikinci dünya savaşı sırasında yenik düşen alman emperyalizmi, SSCB ile ABD arasında bölüşüldü. Stalin'in ölümünden sonra başa geçen sosyal-emperyalist sovyet yönetimi Doğu Almanya'yı da diğer doğu bloğu ülkelerindeki rejimi de tıpkı Rusya'da olduğu gibi yozlaştırmaya başladılar. yani SSCB'nin dağılması süreci için geçerli olan bütün siyasal ve ekonomik politikalar (sosyal-emperyalizm), Almanya'nın o dönemki hali içinde geçerli. Hatta bunun için verilebilecek en basit örneklerden birisidir kanımca.

    İyi o zaman sen bir örnek var, şurada sosyalizm işçileri çok rahat ettirdi diye göster bize.

  11. işçiler ve üretici sınıf için sosyalizm her zaman daha uygundur, çünkü sosyalizm zaten bu üretici sınıfın ekonomide egemen olduğu rejimdir. sizin kapitalist çürük sisteminiz üretici sınıfın sömürülmesi üzerine kurulduğundan asalak yaşamayı üreterek yaşamaya elbette tercih edeceksiniz.

    Sömürülmeyen Doğu Almanya emekçileri niye canlarını riske ederek Batı Almanya'ya falan kaçıyorlardı onu da bir anlatsana. :)

  12. o sana öğretildiği şekilde ABD idi. uzaya ilk insanı yollayan SSCB idi. ABD denilen zavallılar sürüsünün SSCB ile rekabetinde ezikliğini gidermek için sürekli taklit yapması, onun yaptıklarını izlemeye çalışması bile bunun göstergesi. taiwan SSCB den üstünmüş :lol: .. sen git bu salakça ve ancak senin iq düzeyine denk düşebilecek inançlarını müslümanlara kakala. küba zaten sosyalist ekonomiye sahip değildir, sosyalist inşa sürecinde geçmemiştir. orada süregelen ekonomik politika devlet kapitalizmidir.

    Uzay yarışında daha sonra fark yemedi mi SSCB? Aya insan çıkaran da ABD'ydi.

    Ortalama bir Tayvan vatandaşı da bir Rus vatandaşından daha iyi yaşıyor, gayet bariz bir şey bu. İnanç falan değil, istediğin nesnel kıstas ile karşılaştırma yapabiliriz. SSCB'nin ordusu daha kuvvetliydi, nükleer silahları vardı falan da bir vatandaş olarak yaşamını nasıl olumlu etkiliyor ki bu tarz şeyler? Ülkem uzaya çıkacağına evimde çamaşır makinesi olsun daha iyi. Nükleer güç olan bir ülkede yaşayacağıma arada seyahat edebileyim.

  13. kapitalist tipte olduğu gibi bir kaç yılda bir küresel ve yerel krizlerle milleti işsiz aç yoksul bırakmadığı ve faizle tefecilikle bilmem ne tür zımbırtılarla kişileri intihara sürüklemediği ortada. temel geçim malzemeleri karşılanıyordu, lüks ise zaten kapitalizmde belli bir elitin elinde, geri kalanı bundan faydalanamıyor.

    Sovyetler Birliği'nde kaç milyon insan açlıktan ölmüş onu bir yazsana abicim sen. :)

  14. Ruslara çok şey getirdi ama :) 1917 devriminden önce geri kalmış bir ülke iken, devrimden sonra ülke ikinci dünya savaşında 20 milyon nüfusu kaybetmesi ve bir sürü maddi yıkıma uğramasına rağmen sanayileşmesini hızla sürdürüp dünyanın en güçlü devleti haline geldi. demek ki sosyalist ekonomi, kapitalist ekonomiden daha üstün.

    Dünyanın en güçlü devleti olmadı, en güçlü devlet ABD'ydi. Yaşam standardı, insan hakları gibi konularda geri kaldı Rusya. Hem 1970lerde fakir tarım ülkesi olup bugün Rusya'ya fark atan Tayvan gibi ülkeler de var. Kapitalizm daha üstün her şekil, zaten tüm dünya da bunu gördü, Küba falan bile ufak ufak geçiyor kapitalizme. :)

  15. Bir gece hiç üşenmedim oturdum adamın yazdığı yazıların neredeyse tamamını okudum.1 yazısında eleştiriyorsa 5 yazısında göklere çıkarıyor Erdoğan'ı.Ahmet Altan aslında pekte önemli değil.Onun zihniyetindekiler önemli.Yani solcular solculuğunu rahatça yapsın, sağcılar yapsın,dindarlar istediği gibi dini yaşasın ama Kemalistlere hiç birşey yok.Onlar faşist,ergenekoncu,statükocu vs vs vs.Bu tarz düşünce benim için sakat düşüncedir.Ben her fikri okurum.Bundan zevkte alırım, farklı düşünceleri okumak,tartışmak,tartışmaları izlemek falan.Ama bu Ahmet Altanın gazetesinin yaptığı vur askere vur kemaliste, aman dindarlara zarar gelmesin,onlar özgür olmalı dinini yaşamalı.Bu çok acaip ve garip bir zihniyet.Bu ülke bilmem kaç yıldır kendine liberal diyenler tarafından yönetiliyor.Nasıl oluyor da ülkenin bütün sorunlarını Kemalistlere yüklüyor anlayamıyorum.

    Hemen her gün okuyorum Ahmet Altan'ı, öyle Erdoğan'ı çok göklere çıkardığı falan yok. Sadece öven ve sadece yeren adamları sevmiyorum ben, doğruya doğru demeyen adam eğriye eğri dediğinde biraz komik geliyor bana.

    Kemalistlerin haklarının bahsi geçen diğer kesimler gibi sınırlanması gibi bir durum olduğunu da düşünmüyorum.

    Bu ülke ne zaman kendine liberal diyenler tarafından yönetilmiş bu arada?

    Atatürk'ün Kürtleri kazanmak için yaptığı çok fazla şey var.Belgelerle getirebilirm buraya.Azınlıkları hiç bir zaman dışlamamıştır.Anayasal olarak ta bu ülkenin kafa kağıdına sahip herkes eşit haklara sahiptir(Ana dilde eğitime girmeyelim başlık dağılmasın).

    Atatürk'ün Kürtler konusundaki düşünce ve eylemleri savaş ve cumhuriyet dönemlerinde oldukça farklı. Savaş döneminde Kürt kimliğinin tanınacağına ilişkin sözler veriliyor, belli ölçüde otonomiden bile bahsediliyor. Cumhuriyet döneminde ise bu bahisler kapanıyor, ulus yaratma projesi kapsamında etnik kimliklerin Türk kimliği içinde eritilmesi politikası izleniyor. Türk Tarih Tezi, Güneş Dil Teorisi ve buna dayanarak şehir isimlerinin değiştirilmesi vs. de var tabii. Andrew Mango'nun kısa ve güzel bir makalesi var bu konuda, "Ataturk and the Kurds" sanırım adı, zamanın olursa bakmanı tavsiye ederim, google ile bulamazsan sana pdf'ini bulabilirim.

    Eşit haklara sahip olma işi de tartışılır. Atatürk döneminde silahlı kuvvetlere giriş kriterlerinden biri "Türk ırkından olmak" değil miydi? Lozan'da tanınmış azınlıklardan insanlar askeriyede veya bürokraside yer bulabiliyorlar mıydı? Diyanet denen kurum sünniler dışında herhangi bir inancı tanıyor muydu?

    Basın özgürlüğü,üniversiteler,sivil toplumlarda da bugün çokta ileri olduğumuz söylenemez herhalde dimi? Henüz bir kaç gün önce Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında sondan ikinci ya da üçüncü olmuştur.Üniversitelere polisleri soktular.Büyük insan Bülent Arıç'ın sivil toplum örgütlerine yaptığı tehditleri bilmiyormuyuz? Başbakan bi taraf olan bertaraf olur sözünü kimin için kullandı?

    Bu konularda son derece geriyiz, haklısın dostum. Ama burada sormamız gereken soru şu: Atatürk dönemini, Atatürkçülüğü bu konularda rehber almamız ne derece doğru? Günümüzde bu alanlarda ileri olan İsveç gibi ülkeleri örnek alsak daha yerinde olmaz mı?

    Atatürk demiş ki, Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.Ne mükemmel bir söz değil mi? Atatürkçü insan herşeyden önce bu sözü referans alır.Amacınız çağdaş seviyeye yükselmek olsun demiştir.Yoksa artık amacımız bunlar değil mi? 20'lere 30'lara dönmeye hiç gerek yok.O zamanlardan alabilceğin şeyleri bulup almak önemli dostum.O zaman ki eğitim müfredatında kullanılan bilgilere bak bir de şimdikilere.Gerektiği zaman o devire dönebilmekte bir erdemdir.

    Atatürk şunu da demişti mecliste:

    "Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir"

    Ayrıca Atatürk dönemindeki üniversite reformu, devlet eliyle yapılan Türk Tarih Tezi vb. bilim katliamları da ortada. Atatürkçü olacaksak bu sözleri de, bu uygulamaları da referans alabileceğimizi göz önünde bulundurmamız gerekir.

    Bilimin rehber alınması falan elbette güzel bir şey, bununla benim de sorunum yok elbette, ama o dönemden günümüzün çağdaş değerleri ile uyuşan şeyleri seçip alabiliyorsak, kriterimiz zaten o dönem değil günümüzün çağdaş değerleri dediğimiz şeylerdir. Yoksa dinlerde de iyi öğütler falan olabiliyor, ama dine inanalım, dini referans alalım demiyoruz.

    o bizim açımızdan öyle olabilir. dahil olduğumuz sınıf aşağı yukarı küçük-burjuvazi denilen tabakaya ait çünkü. bizim sınıftan olan kişiler genelde yalpalarlar, güçler dengesinde sürekli galibe gelen tarafa kayarlar. ama gününün dörtte üçünü maden ocaklarında tersanelerde ya da başka işkollarında geçiren proleterler için durum benim özetlediğim gibi ne yazık ki. bireysel, pragmatik ve lümpen düşünmeyeceksin. toplumsal hareket edip, analitik düşüneceksin.

    Bahsettiğin hareketler o bahsettiğin insanlara da, bizim gibilere de pek olumlu şeyler getirmedi. Avrupa'daki, Japonya'daki, Kanada'daki falan küçük burjuvalar da, proleterler de daha iyi yaşıyor. Hedef de o açıdan bu standartlara ulaşmak olmalı. Devrim ile rahata kim ermiş?

×
×
  • Yeni Oluştur...