@stur

Oranlara bakman gerek, oranlar daha isabetli bir fikir verir; ve oranlara bakarsan farkın kapandığını net bir biçimde görürsün. Tabii hangi döneme baktığımıza göre de değişir bu, Türkiye son senelerde ekonomik anlamda iyi büyüdü, ama daha önceki dönemlerde büyük oranda yerimizde saydık. Son 8 senede fark azaldı, Avrupa ülkeleri eskisi gibi hızlı büyümüyor zira. 70'lere 80'lere baksan haklısın tabii, ama son 7-8 senede büyüme hızımız daha büyüktü, gelecekte de farkın daha hızlı kapanacağını öngörüyorum. Başka alanlarda da fark kapanıyor: Aynı adamın şu konuşması da güzel:

Bildiğim kadarıyla fark etmek de bitişik yazılmıyor. Daha önce de bahsettim, üniversitelerde Atatürkçü düşünce toplulukları, milliyetçi düşünce toplulukları, sosyalist düşünce toplulukları vs. var; olmalı da. Üniversitelerde siyaset bilimi de okutuluyor, gazeteciler, siyasi parti yetkilileri falan da üniversitelere gidip konuşuyor; dediğin gibi bir durum yok. Dediğin gibi üniversiteye siyaset giremez gibi bir durum yok. Öyle tabii. Atatürk siyasetçiydi, bir siyasi partinin başındaydı, ve de belli ilkeleri olan bir ideolojiye sahipti. Onun yolundan gittiği iddiasındaki siyasi topluluklar da

Fark açılmıyor, kapanıyor.

http://www.sabah.com.tr/Gundem/2010/10/04/yokten_turban_karari Türkiye'deki kadınların çoğunluğunun zaten başı kapalı, üniversiteler şu anda Türkiye'yi yansıtmıyor. Büyük şehirlerdeki duruma bakıp aksini düşünmek yanlış olur. Bahsettiğin üniversitelerde bulunmadığımdan durumlarını iyi biliyorum diyemem ama zaman zaman çeşitli baskılar kulağıma geliyor, bazı üniversitelerde kadro ve öğrenciler arasında ülkücüler oluyor vs. bunlar insanlara baskı yapıyor falan da bu sorunların çözümü ayrıdır, türban yasağı bunları engellemiyor.

Doğru, Köy Enstitüleri 1946'da bitirildi zaten, CHP döneminde. Çevre, tarihi kalıntılar gibi konulardaki endişeler falan bir ülkedeki halk belli bir gelir ve refah seviyesinin üstüne çıktığında başlıyor, zira bu noktadan önce insanların önceliği daha iyi şartlarda yaşamak oluyor. Baal kesinlikle haklı.

Alıngaç ne demek yahu? Ben üniversitede "God is dead. Nietzsche" falan yazan tişörtlü insanlar görüyorum, sorun olmuyor. Üniversitemde 3 tane sosyalist topluluk var, her hafta toplantılar yapıyorlar, "Din halkın afyonudur." gibisinden düşünceleri toplantılarında falan dile getirebiliyorlar. Getirebilmeliler zaten. Bunlara yönelik resmi bir kural, yasak vs. yok. Aynen. Yasak şu anda "kalktı gibi bir şey" diye biliyorum dostum. Yasak "tam kalksa" çok da bir şey değişir mi? Sanmıyorum. Cemaatçiler diyorsun da, bu cemaatçilerin erkek olanları hâlihazırda üniversitelere ellerini kollarını

Sevan Nişanyan'ın bu konulara ilişkin güzel bir kitabı yayımlandı geçenlerde; sen de al, destekle adamı: http://www.idefix.com/kitap/hocam-allaha-peygambere-laf-etmek-caiz-midir-sevan-nisanyan/tanim.asp?sid=GFIGLMQ4ZA6ANBOFMOCE

Velev ki siyasi simge, ne fark eder? Şapka da öyle, ya da Atatürk rozeti; ama üniversitelerde ikisinden de bolca görülüyor. Ki başını kapatan kızlar bunu dini sebeplerden yapıyorlar çoğunlukla, olayı siyasileştiren yasak bence. Ben laiklikten devletin inanç konusunda tarafsız olmasını anlıyorum, sizler ise devletin dinle etkin bir biçimde savaşmasını. Demokrasiden sizden farklı bir şey anlıyor olduğum açık tabii de, iddia ettiğiniz gibi bir şey anlamıyorum; tam aksine devletin bireylerin özgürlüklerine müdahalesine sınır çekilmesini anlıyorum. Bütün bunlar senin tabirinle birkaç yüz kız ü

Türban yasağı olunca ne oluyor, burada insanlar ateizmi rahat bir biçimde savunabiliyorlar mı? Tartıştığımız konu üniversitelerdeki türban yasağının meşruiyeti hem, söylediklerin kel alaka yani. Çağdaş dediğiniz giyim-kuşamı benimseyenler de, türban takanlar da büyük çoğunlukla ailelerinden çevrelerinden öyle gördükleri için bunu benimsiyorlar. Benim ailemdeki kadınlardan biri de başımı kapatacağım dese kapamaması yönünde baskı görür. Benim beğendiğim, çağdaş bulduğum hayat tarzını benimseyenler özgür, gerisi zorla olayı geyik. Tamam. Yani yasak kalkarsa (ki şu anda kalkmış sayılır) o

Sen ve ben daha önce bir sürü başlıkta da aynılarını tartıştık Goldwin, çok sık yapılan düşünce hatalarını sıkça yapıyorsun. Türban takan öğrenciler derslere girerlerse herkesi türban takmaya zorlarlar diyorsun, ama bu iddianı neye dayandırdığın meçhul. Seni bu şekilde düşünmeye itenin ne olduğunu bizlerle de paylaş diyoruz sadece. "Bu bir dini simgedir, dini bir kimliğin ifadesidir; demek ki herkesin buna zorlanması mümkündür" cümlesindeki önermeler birbirini mantıksal olarak izlemiyor, iddianı desteklemen gerekiyor. Olağanüstü iddialar olağanüstü kanıt gerektirir, burada ortaya attığın iddia

Bu kadar çok sözcük ile daha az şey anlatılamazdı herhalde. Kimse Türkiye'nin en büyük sorunu türban yasağıdır demiyor, ama ortada böyle bir sorun var, sık sık da gündeme geliyor, biz de burada konuyu tartışıyoruz. Bu "Türkiye'nin başka derdi mi yok" geyiği gerçekten sıkıyor. İstemedikleri bir konu tartışılınca buna sarılan çok var. Zorunlu din dersleri ya da cemevlerinin ibadethane olarak tanınmaması, yüksek et fiyatları gibi sorunlardan herhangi biri de Türkiye'nin en büyük sorunu değil ama her biri sorun. Bunlar elbette tartışılacak ve de bu sorunların çözülmesi talep edilecek. Bu da ko

Hahaha, bu yazdığından daha güzeli şu muhteşem Kemalist şiirdir:

Bilimsel teori falan değildir bunlar, senin de değindiğin gibi kanıtsız uydurmasyon zırvalardır. Bunları düşünmeyi bilmeyen insanlar üretir, ve de bunlara onlar inanır.

Her zaman olumsuz düşünmek, felaket tellallığı yapmak(bu ülke ben kendimi bildim bileli elden gidiyor, şeriat falan geliyor mesela) da wishful thinking olayının tam tersi oluyor bence. İşin bir de self-fulfilling prophecy yönü var; şeriat gelecek diye laik kesim öyle işler yspıyor ki İslâmcıları güçlendirmek için elinden geleni yapıyor diye düşünüyor insan. Olumlu ya da olumsuz yönde olduğu tartışılabilir elbette, ama ülkenin hızla değiştiği açık. Sadece iç dinamiklerle de değişmiyor elbette ülke, küreselleşme var, AB var vs. İnsanların dini bırakmalarına falan gerek yok, ABD'de falan da çok

İki tane gitmiş, bu silinsin.

Bakış açın çok dar jadı. Hiç demokrasi tecrübesi olmayan, çok otoriter geleneklere sahip Japonya'da oluyor da burada olmuyor, olamıyor? Daha gelişmiş demokrasiye sahip olunması namümkün diyorsanız AKP'ye falan niye kızıyorsunuz bir de? İmkânsızı mı istiyorsunuz? Şeriatperver bilmemne fırkası değil, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası. O dönemi ne kadar okudun, biliyorsun bilemiyorum. http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2010/09/27/bitir_beni_kemal

Deicide yok, Kodoman yok. Mantık arada var, çoğu zaman yok. Zaten 5 admin vardı. Mürtedd yok, Bilgehan yok moderasyonda. Üyeler desen Freddie, NOIR falan gibi bir sürü insan yok. Forum eskisinden çok daha renksiz, homojen, ve de çok daha az aktif. Dikkatini çekmedi mi gerçekten?

Adminlerden, modlardan önemli bir bölümü artık yok; dikkatini çekmedi mi? Pek çok "tanınan" üye için de aynısı söz konusu.

Bu düşünceleri çok sık duyuyorum ama bunlara katılmam zor. Atatürk daha uzun yaşasaydı ve daha çok adam asılsaydı ülkenin daha demokratik olacağı fikri bana mantıklı gelmiyor. Öncelikle 1945 sonrası dönemde Atatürk yaşasaydı çok da bir şey değişeceği kanaatinde değilim, büyük ihtimalle yine aynı dönemde çok partili hayata geçmek durumunda kalınacaktı, ve de ilk adil serbest genel seçimde alınacak sonuçların çok da farklı olacağı kanaatinde değilim. Bazılarını delirtmesi muhtemel bir şey söyleyeyim; İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya-Japonya tarafında savaşıp yenilseydik, sonra da işgal edilseydi

Sen beni sev diye kaçırdım herkesi. Ne olduğunu sen benden değil başkasından dinle bence, ben anlatsam inanmazsın...

Eheheh, demek ki hafızan yerinde. Tekrar hoş geldin, ama senin de gördüğün üzere forum biraz sönük bu aralar.