Gold

PKK, ne istediğini net biçimde ortaya koymayarak, ya da son derece bir yığın karmaşık ve çelişkili isteklerde bulunarak ne yapamaya çalışıyor anlamış değilim. Örneğin amaç bağımsız bir Kürdistan mı kurmak, yoksa tüm Türkiye'de Kürtlerin egemen olduğu bir Kürt devleti mi kurmak bunu bile anlamış değilim. Eğer amaç bağımsız bir Kürdistan kurmak ise ve büyük güç, şiddet ve savaş eşliğinde bu devlet kurulacak ise ve Batı'da yaşayan milyonlarca kürt için ayrı ayrı belki de aşırı düzeyde ırkçılık eşliğinde özerk bölgeler kurulması düşünülüyorsa bunun neler getirebileceğini gerçekten görüyorlar mı

Türkiye'de insanlar birçoğu da çalışıyor. Öyle iş bulmak filan kolay da değil bir sürü insan için. Şuradaki okuyucu yorumlarını ve analiz bile bunu bir parça göstermektedir. Buradan Bizde de yıllarca Amerika kültürünü, dizilerini (Dallas vb.) izleyerek büyümüş bir kuşak var. J. R. Ewing'i örnek alarak aklını kullanmak isteyen veya kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen bir sürü Türk var. Adnan Menderes'in "her mahallede bir milyoner yaratacağız sözü" de aslında çok daha önceden bu arzunun bir ifadesi olmuştu, Menderes vb. Türkiye'yi, Küçük Amerika yapmak istediler, hayalleri ve gayeleri bu

Sanırım sen de Berguzar'ı anlamamışsın. Berguzar orada Kemalistleri değil ateistleri kastediyor. Kemalizm, ateistlik demek değil ki! Bak Diriliş ne yazmış: Madem öyle? Ateizm bu ölçüde gücünü gösterebiliyor mu, Türkiye'de gösteremediği çok açık sanırım, bunu tartışmaya bile gerek yok. Yani insanlar ateist filan oluyor mu bu şekilde, olmuyor; gerçi buna gerek var mı, ya da yok mu veya olabilir mi ayrı mesele (zaman, şu bu)...Buna bağlı olarak bir sürü güç çeşiti var, bunu da anlamak gerekir. Savaşçı olmanın gücü, zorbalığın gücü, mantığın gücü, bilim ve teknolojinin gücü, coğrafyanın verdiğ

Onu niye yazıyorsun o zaman, laf olsun torba dolsun diye mi? Tabii tabii laf olsun, torba dolsun diye yazıyorsun. Ne demek istediğin ortada hala laga luga yapıyorsun. Pardon ortada buz gibi duran gerçek ne? Konu ile ilgili ne yazdın sen, laf salatasından başka da çıkıp millete mantık dersi veriyorsun. Tek yaptığın liboş mantığını aklamak, zoruna gitti değil mi bu gerçek? Benim mantığım konuyla ilgili tartışmak gerektiğini söylüyor. Zira mantık budur. Ama polemik yapmak veya konuyu sabote etmek isteyenler konuyu dağıtırlar, olayı, konuyu başka başka yere çekerler. Senin yaptığın işte bu,

Sevgili Berguzar; Olaya Damat Ferit mantığı ile bakan insanlarla neyi tartışıyorsun ki? Kusura bakma ama sadece cebini doldurmayı, köşeyi dönmeyi düşünen, olaylara Damat Ferid ve güç mantığı ile bakan, fırsat buldukça tüm komünistlerin, sosyalistlerin ne kadar kötü, berbat rezil, insanlık dışı olduğunu anlatan, Kızılderilileri de geri zekalı, aptal, ilkel bir gözle gören insanlarla sen neyi tartışıyorsun anlamış değilim. Şimdi iş de bu biçimde olaya Damat Ferid mantığı ile bakanlar iş Türkiye'nin, müslümanların, sosyalistlerin yaptıklarına filan gelince dut yemiş bülbül kesilirler. Sabahtan

Başlıkta yazılanlara bakıyorum, konu ne yazılanlar ne? Konu: Amerikanın Kızılderi Soykırımı. Ama bunu bırakıp, Türkiye'nin, Osmanlılar'ın, komünistlerin yaptığı kötülükler anlatılmış, ısrarla bunlar vurgulanmış sanki. Biri demiş ki: Buradan nereye varacağız? Şuraya mı geleceğiz? Başkası yapıyorsa, o da yapmıştır, dolayısıyla bunda da kötü bir şey yoktur. Ama kötü örnek olamaz değil mi? Burada mantık ne? Bu mantıkla her türlü kötü davranışı aklamak mümkün tabii. "Ama o da yaptı." değil mi? Çok güzel bir mantık, hayran kalıyor bu mantığa insan gerçekten... Not: Aslında bunu yazmayacaktım, a

Konuyla ilgili bir kitap okumak; isteyenlere tavsiye ederim. Kitaptan bir alıntı yapıyorum: Not:Liboşlar artık, olaya tamamen Damat Ferit gibi bakıyorlar bunu biliyoruz, ABD'yi ve emperyalizmi ve onların çıkarlarını savunmada sınır tanımadıklarını, kraldan çok kralcı olduklarını da biliyoruz. Damat Ferit ve mandacı politikaları ile bu ülkenin bir yere varamayacağı ortada... Bu yüzden sanırım konu Kızılderililer olmasına rağmen başka şeyleri tartışıyoruz. Modlar tüm bunlara karşı umarım gereğini yapar ve insanlar konuyla ilgili birşeyler yazar.

Bazı doğrular vardır ki, kimin söylediğine bağlı değildir. Örneğin 2+2=4'tür. Yahudi de söylese, müslüman da söylese bu böyledir. Yahudi 2+2=4 diyor diye 2+2=5 olmaz ya da yanlış olmaz.

Asıl ciddi düzeyde eşitsizliğin olduğu yerde adalet yoktur. 80 milyar dolar servet sahibi, biri ile günde bir dolar kazan birini karşılaştıralım. Çok zengin biri parası ile adaleti, güvenlik güçlerini, siyaseti etkileyebilir. Çok sıkıştığı zaman atlar uçağına başka ülkeye kaçar, oradan tuttuğu avukatlarla, korumalarla kafa tutar. Ama buna rağmen birileri kral gibi yaşasın, diğerleri açlıktan vb. ölsün, ölen ölür diyenler çıkacaktır. Ya da bu dünyada güçlü olanlar kazanır, güçlü kimse onun borusu öter diyenler de çıkacaktır. Dolayısı ile sosyalizm bu dünyada eşitsizlikten dolayı en çok ezilen

Sevgili Cigi; Sosyalist partileri şu yüzden örnek verdim: insanların bir kısmı bir şekilde sosyalizmi ciddiye alıyor ve bu ciddiye alanlardan bir kısmı sosyalist partilere hala oy veriyor. Fakat şu var sosyalizm sosyalist partilerle ve seçimle gelir diye bir şey yok. Çünkü bu çok yönlü ve kapsamlı bir sorun. Ve kapitalist sistemde, iktidara gelen sosyalist partiler belli sınırlar içinde iş yapabilirler. İşsizlik maaşı, iş güvencesi vb. gibi bir sürü kazanımlar olmuştur. Şimdi bu hakların birçoğu geri alınmaktadır ama bunun da nedenleri var; bunu iyi incelemek ve anlamak gerekir. Tamam, am

Sevgili Cigi; Sosyalist düşünce geleneği en başından beri zaten çok çeşitlilik göstermekte idi. Şimdi uzun uzun buna girmek istemiyorum. Demokratik sosyalism, Libertarian sosyalizm, Eko- sosyalizm say da say. Marksism'in bile bir sürü farklı farklı yorumları var. Otonomistler, Troçkistler, Kautsky vb. yani bir sürü sosyalist akımı ve geleneği var. Bunların hepsi her konuda aynı şeyi söylemiyor. Bir sürü farklı söylem var ortada. Hal böyle olunca senin söylemlerin ve eleştirilerinin çoğu sınırlı düzeyde ve belli kesime yönelik olarak kalıyor. Bu kritiği olaylara nereden ve nasıl baktığına

Sevgili Cigi; Yazıma bir yanıt yazmışsın, ben de bazı konular yanlış anlaşılmasın diye yanıt vermek istiyorum, izninle. Böyle bir şeyi savunmadım. Çünkü o zaman 'dogmatik' bir düşünceyi savunuş olurum. Aksine ben ısrarla tek bir sosyalist ve komünist düşüncenin olmayacağını savundum. Ne gibi engeller, doğrusu anlamadım. Bu uçak kağıt üzerinde de çizilmiş olabilir. Kağıt üzerinde olması yanlış olduğu anlamına gelmez. Veya kağıt üzerinde olan başarılı uçak modelleri sponsor bulamadığı için denenemez iken, başarısız olanlar denenebilir. Nasıl alakası yok, ikisi de bir proje, fark

Sevgili Berguzar; Bu konuların birçok bakımdan insanların bulundukları konum, pozisyon, çalışma koşulları, aldıkları eğitim ve hatta kazandıkları para ile ilgili olduğunu düşünüyorum. O yüzden de bu konuların birçok bakımdan objektif biçimde tartışılacağına inanmıyorum. Sosyalizm konusunda doğru düzgün bir şey okumamış, ya da üç beş eleştiri kitabı okumuş, kolay para kazanan ya da baba parasıyla geçinen biri için sosyalizm ve komünizm akılsız, gericilik, yobazlık filan olabilir. Ama çok zor kazanan, az kazanan, işsiz kalmış, çok zor geçinen biri için "Bu kapitalizm ne kadar güzel, ne kadar s

Sevgili Cigi; Niyetim polemik yapmak değil. Ama izin verirsen bazı şeylere yanıt vereceğim. Bu sözün üzerinde biraz tartışmak gerek. Sanırım sosyalizm vb. ile ilgili teorilerin hayata geçirilememesinden Drekinci sorumlu değil. Ve bir teori çeşitli nedenlerden dolayı hayata geçirilmemiş ise bu onun yanlış olduğu anlamına gelemez. Şöyle ki: birisi beş yüze sene önce araçlarla uçmanın mümkün olduğunu söylese ve onun teorisini koysa; fakat maddi imkansızlıklar yüzünden onu hayata geçiremediyse buradan insanların ilerde araçlarla uçamayacağı sonucunu çıkaramayız. Yine bu kişinin teorilerini

Bu arada Madison'un şu sözü dikkatimi çekti: "Democracy is the most vile form of government... democracies have ever been spectacles of turbulence and contention ... have ever been found incompatible with personal security or the rights of property ... and have in general been as short in their lives as they have been violent in their deaths." Öyle görülüyor Madison demokrasiyi biraz da, kendi güvenliği ve mülkünü tehdit edeceği korkusundan eleştiriyor. Öyle ya ülkenin koca mülkiyeti bir kaç kişin elinde olsa çoğunluk buna razı mı olacak? Belki Madison'a göre olacak ve olmalı, bunun için san