Mr.Guitar

Basın-yayın-medya organlarında bir fırtına hızıyla yürütülen Atatrük'ü karalama kampanyasına öfkelerini bileyenlerin haklı tepkisidir bu! Fakat "iman" kelimesi Kemalist diyerek aşağılamaya çalıştığınız aydınlardan çok sizin gibi bilisiz, nereye çekersen oraya giden öküzlere yakışır! Kemalistler bilim dışında hiçbir şeye inanmazlar! Bu nedenle Kemalistler, aslında hiç yaşamamış ve kasıtlı olarak yaratılmış olan Kemalizm'e de inanmazlar. Çünkü, bilimin, aklın ve insan onurunun timsali olmuş Atatürk'ün yolunda gidenler için izmler yetersiz kalır! Ama kendi uydurmanız olan Kemalizm adı altın

Faşizan uygulamalarla asılarak idam edilen üç genç insanın dramını üzüntüyle anıyorum. Fakat üzüntüm, sadece, hayatının baharında idam edilen bu üç insanın ölümünden kaynaklanıyor da değil; tersine asıl kahredici olan, bu üç bilinçsiz gencin başını çektikleri çılgınlığın, Türkiye demokrasisini on yıllarca geriye götüren faşist darbelere zemin ve gerekçe yaratmış olmasıdır. Darde yapmak için bahane arayan muhafazakar-gerici kliğe hiç ummayacakları kadar koz vermişlerdir. Ardından gelen devlet içi faşist yapılanmayı kısmen Denizler'e borçluyuz. Oysa bu böyle olmayabilirdi. Meşruiyetten sapmaks

Dig a Pony The Beatles:

Evrimi farklı yorumlamaktan ne kastettiğini açıklarsan belki doğrudan doğruya sorunun temeline inme şansımız olur.

Veysel de şöyle sesleniyor allah denilen kavrama: Bu alemi gören sensin Yok gözünde perde senin Haksıza yol veren sensin Yok mu suçun burda senin Kainatı sen yarattın Herşeyi yoktan var ettin Beni çıplak dışar'attın Cömertliğin nerde senin Evli misin ergen misin Eşin yoktur bir sen misin Çarkı sema nur sen misin Bu balkıyan nur da senin Kilisede despot keşiş İsa Allah'ın oğlu demiş Meryem Ana neyin imiş Bu işin var bir de senin. Kimden korktun da gizlendin Çok aradın, çok izlendin. Göster yüzünü çok nazlandın Yüzün mahrem ferde senin Binbir ismin bir cismin var Oğlun, kız

Sürekli forumdasın ve sürekli yazı yazıp birşeyleri kanıtlama, insanlara birşeyler anlatmak çabasındasın. Şahsıma ve diğer kişilere attığın iftiraları ve ahlaksız tutumunu bir yana bırakarak sana hala yanıt veriyorsam, en azından düşünmeye çalışan biri olduğunu gözlemleyebildiğim içindir. Fakat, insanlara birşeyler verebilmen için önce ona sahip olman gerekir. Yakın siyasi tarihimize ve Atatürk'e ilişkin bilgilerinde derin gedikler var. Sen ne cumhuriyet ne de yakın Osmanlı tarihini biliyorsun. Bu halinle de insanları bilgilendirmek şöyle dursun, ancak kendin gibi meczuplar yaratmak için bir a

Dinleri eleştirmemizin ve dinlerin gerçekte uydurmalardan ibaret bir dogmalar dizgesi olduğunu insanlara duyurmakta güttüğüm amaç onların çarpıtılmış düşünce sistemlerini sağıltmak ve doğru düşünmelerini sağlamaktır. Bunun altında yatan temel mantık ise dünyaya kendi penceresinden ve ayakları yere basarak düşünen, bilinçli bir toplum yaratmaktır. Çünkü bilinçli insanlardan oluşan bir toplumda kamu çıkarını tehdit edecek yolsuzluk ve aldatmacaların uygulanabilme zemini yoktur. Oysa, din dogmasıyla köreltilmiş beyinleri kontrol etmek çok kolaydır. Dinler sürü toplumları yaratmak çabasıyle şeki

Boş konuşuyorsunuz. Doğrulanabilirlik ve yanlışlanabilirlik aslında aynı şeydir. Ama ikisi de sınanabilirlik temeline dayanır. Bilimsel felsefenin temel kriteri "sınanabilirlik"tir.

Domuz eti ucuz, besleyici ve lezzetlidir. Hele ki yabana domuzuysa yeme de yanında yat. Dünyanın en büyük yaban domuzları ülkemizde ve bolca bulunduğu halde bunları öldürüp çürümeye terk eden zihniyeti bu vesileyle bir kez daha lanetliyorum.

HELAL!

Bence onun durumu tamamen psikolojik. Bir insan taraf ve radikal gibi paçavralar dışında hiçbir şey okumaz, beynini sürekli yalan yanlış bilgilerle doldurup analiz yapmaya kalkarsa sonuçlar işte böyle vahim olur. Bu meczupları yarattılar, satın aldıkları kalemşörlerle, dev medya aygıtlarıyla istedikleri gibi şekillendirdiler. O kertedeki bu adamlar yarın bir gün çıkıp aka kara derlerse şaşırmamalısın.

Birisi çıkıyor dua ediyor, diğeri "Saddam psikopatını petrol kaynaklarını üzerine oturmasına izin verilemez" diyerek ısrarla savunduğu liberal anlayışını birden bire çöpe atıveriyor. Bu ne tutarsızlık! Bu ne rezillik! Bari burada birşeyler yazmak, kendinizi ifade etmek istiyorsunuz birazcık ne söylediğinize dikkat edin, kendinize çeki düzen verin. ABD, demokrasi getirmek için tüm savaş gücüyle Irak'ı işgal ederken zorba ve anti-demokratik olmuyor da rejim karşıtı hareketlerin zorla bastırılması mı yobazlık oluyor?

Bunca pisliğin ve ihanetin başka (barışçıl) yollarla ıslah edilebileceğine inanabilecek kadar saf değilim. Evet, sert önlemler alınmadan hukukun üstünlüğünün korunamayacağı bir ülkedeyiz. Demokrasi, kendi varlığını güvence altına almak ve işleyişini idame ettirmek için demokratik olmayabilecek yöntemler kullanma hakkına sahiptir. Bu tümüyle meşru ve pratikte örnekleri olan bir gerçektir.

İşte aynı şey. Aynı dingillik devam ediyor yani. Osmanlı'nın demokrasisi Atatürk Türkiye'sinin demokrasisinden daha iyiydi diyebilmek için saplantılı bir manyak, bir meczup, bir kara cahil olmak gerekir. Bir de kalkmış benim tapınmamdan falan söz ediyor... Sizler yokmusunuz, şu tutarsızlığınız ve cehaletiniz mide bulandırıyor. Öz denetim ve öz saygıdan eser yok sizlerde...

Özal'ın öldürülmesi falan hikaye bir kere... Ama ben mizahı materyal derken aslında biraz da senden bahsetmiştim. Osmanlı'da çok partili sistem ve demokrasi olduğundan bahsetmiştin bir ara anımsarsın. Hala o cinnet durumunda olup olmadığını bilmiyorum. Şu var ki, ümitsiz bir vaka olsan da bir arayış içinde olduğun da belli. Hala aynı görüşte misin yoksa imana geldin mi len Ludwig?

Evet, ağzı olan konuşuyor. Her türlü iddia dillendiriliyor. Bunlar kimi zaman o kadar çok çeşitli ve mantık dışı olabiliyor ki bunlardan önemli miktarda mizahi materyal elde etmek çok kolay. Siyaset, yaşamdaki en karmaşık konulardan biridir. Sağlam bilgilere dayanmadan adım atmak çılgınlığa ve cinnete götürebilir rahatlıkla...

Batı'lı olmak ve Batı'lı değerleri benimsemek demek, Batı'nın uşağı ve piyonu olmak değil, kendi duruşundan ve çıkarlarından ödün vermeksizin Batı ile birlikte hareket etmek ve oyunu kuralına göre oynamak demektir. Türk askerinin başına çuval geçirildiği dönem ve öncesinde ABD'nin Orta Doğu'da egemelik kurmaya yönelik planları olduğu, bunları kısmen uyguladığı ve bu amaçlar için Türkiye'yi de kullanmaya çalıştığı açıktır. Eşref Bitlis'in helikopteri ABD uçakları tarafından düşürülmüş, ABD tarafından PKK'ya destek verilmiştir. Ayrıca, Uğur Mumcu, Ahmet Necip Hablemitoğlu gibi ulusalcı çizgideki

Ludwig, Tam rekabeti sağlamak için, örneğin, çok etkili anti-tröst yasaları uygulanır. Bunun Türkiye'de bir örneği var mı bir sor bakalım kendine. Einstein'ın bu konuda bir değerlendirmesi vardı. Git onu bul ve oku. Sana link vermek içimden gelmiyor bile. Samimiyetinden ve akıl sağlığından ciddi biçimde kuşkuluyum. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Gece yarısı baş ağrısı yapma.

Çok eksik ve yanlış bir düşünce. İş hayatındaki başarı, genden gene, dölden döle doğrudan ve kusursuzca aktarılan bir yeti midir ki mirasın kısıtlanması üretkenliği kısıtlasın? Tam tersine, eğitim yaşamında yetkinliğini kanıtlamış gençlere, diğerlerine nazaran teşvik sağlanması üretkenliğe büyük bir iti verecektir. Çağımızda herşey eğitime sıkı sıkıya bağlıdır. Bugüne dek insanlık, eğitimsiz, cahil, yeteneksiz ve basiretsiz yöneticilerden ve işletme sahiplerinden çok çekmiştir. Bu gidişe dur denilip, kapitalizmin anarşik yapısı dizginlenmediği sürece kalkınma hızı ve niteliği yerlerde sürü

Bu kesin etkiye sahip devrim ne olabilir doğrusu merak ettim. Özel mülkiyete, mirası sınırlamak dışında dokunmak bence olanaklı değil. Kaldı ki veraset ve intikal planlamasının ne derece adilane uygulanabileceği de tartışma götürür bir konu. Bunun uygulamasında çok feci şekilde rüşvet dönecektir. Bence tam rekabeti sağlamak ve fırsat eşitliği yaratmak en önemli devrim olacaktır ki zaten uygulanmasına da başlandı. Ama bunun dışında, özel mülkiyete dokunmaksızın nasıl bir devrim yapılabilir?

Bu devrimlerden en önemlisi mirasın büyük ölçüde kısıtlanması olabilir. Bu yolla kapitalist sistem kamu vicdanında aklanmış ve adaleti sağlamış olur.

Türkiye gibi devlet otoritesinin asla yaşama geçirilemediği, rüşvetin ve yolsuzluğun her alanda iş gören tek çıkar yol olduğu bir ülkede rekabetten söz edemesek de Batılı ülkelerde anti-tröst kanunlarının uygulanmasında oldukça titizdirler. Biz, Ankara'dan İstanbul'a 15 TL gider, Sakarya'dan Ankara'ya ise 20 TL'ye döneriz. Özellikle küçük ve tutucu illerde korkunç düzeyde tekelleşme vardır. İşte tam da bu nedenle sosyalizm gibi insana dayalı bir rejimin uygulanabileceği belki de en son ülke Türkiye'dir. Böyle bir rejim Türkiye için gerçek felaket demektir.

Adam öldürüp banka soymayı devrimcilik sanan maceracı zibidilerle değil, Turan Dursun gibi gerçek aydınlanma savaşçılarıyla gurur duymayı ve onların yolundan gitmeyi öğrendiğimiz zaman devrime inanmak için nedenlerimiz olacaktır.

Tüm sanat aşıklarına: http://www.youtube.com/watch?v=_oV_fU4pNts

Dogma örneği arıyorsan SCCB'ye bak, Çin'e bak. Yetmedi mi Bulgaristan'a, Romanya'ya, Doğu Almanya'ya, Macaristan'a bak... Oralarda bir dogmanın perişan ettiği insanlık dramları göreceksin. Ama hayır elbette sen göremeyeceksin. Çünkü körsün.