selocan

Güzel yazmışsınız,Müslüman inanan insanlar nefis ve ruh(vicdan) savaşı yaşarlar içlerinde,islamın emirlerini bilip uygularken vicdan ve ruhları rahatlar nefisleri rahatsız olur,çoğuda nefsine uyar,şunu kesinlikle anlamanızı isterim,gerçek manada 5 vakit namazında,kendisine kötülük yapana bile iyilikle cevap veren,akrabası ve komşularına maddi durumuna göre zekat ve yardımlarını esirgemeyen bir müslüman 1000 kişiden 1 belki çıkar. işin en ilginç yanı burda işte,bu kişilere nefislerinin tüm rahatsızlıklarına rağmen takva ve iyliğe devam etmeleri,belli bir zamandan sonra yaratıcının bir hediyes

Ay'ın yarılmasına gerek yok orda asılı kalması bile mantık dışı akıl aciz kalıyorsa başka ne denilebilirki,zaman ve mekan sonradan yaratılmışsa,yaratanı kendi bakış açımıza göre değerlendirmeye kalkarsak olacağı bu zaten kocaman bir inançsızlık çıkar ortaya. Karıncaya Nasa uzay üssünün tüm incelik ve çalışma prensiplerinden bahsetsen anlarmı farzedelim anlatmış oldunuz inanırmı,o kendi boyutunun dışında başka fikir sahibi olamaz,kısıtlanmış durumda yaşayan zavallı insanoğluda aynı durumda bence,ya inanırsınız yada inanmazsınız her iki türlüde yaşamak serbest...

Alemde sadece beni yaratsaydı,ve sonsuz yaşam verseydi,her türlü ihtiyacımı tıpkı imtahandan dolayı kendini gizleyerek verseydi,yinede akıl yoluyla bir yaratıcı olduğnu anlardım,ama çözmeye çalışmazdım,eksik olduğmu bilir,yakın olabilmek için ona yalvarırdım. Akıl anlama yönünden çok üstün bir algılamaya sahiptir,bununla birlikte detay ve çözmede çok acizdir. Bir yaratıcı olduğnu anlar,ama çözemez,çünkü anlama kabileyeti verilmiştir,çözme verilmemiştir. İnsan önce bedenini,sonra aklını,sonra nefsini,sonra ruhunu tanımaya çalışmalı bunların içinde ruhunuz hariç hepsi acizdir... Tanıyın ve

Aklınıza bu kadar yüklenmeyin derim ben,daha yarattıkları içinde en küçük olan 1.kısım uzayı keşfetmekte aciz kalan akıl,yaratıcıyımı çözecek,hehehehehehe. Akılda sonradan yaratılan algılama ve bilme konusunda hayvanlardan daha üste olan insana verilen bir çeşit detaylı algılama biçimidir,ama gerçek manada çok ama çok aciz ve eksik sonradan yaratılan bir mahluktur akıl. Akıldan daha üstün olan algılama biçimleri insanda mevcutmudur derseniz,bu birazdaha üst boyut ilim gerektiren mevzulardır,bundan sonrasını açıklama izni yoktur. İnsanda Akıl ve nefisten ve diğer duyu organlarından bağımsız

Geçmişte müslüman devletlerin hakimiyetinden bahsetmeye gerek yok. Müslüman itikat ve inanç yönünden doğru ise gerisi önemli değildir. Müslüman devlet ve topluluklarının yanlışları müslümanlıkla ilgisi yoktur. Gerçek müslüman gibi dünyada savaşan ve korkmayan başka hiç bir insan topluluğu yoktur.(çanakkale savaşı örneği) Asr ayetinde :insanların çoğu iman etmezler diye bahsediyor çoğunluk doğru olduğnu göstermez

Asıl amaç Allaha samimi sevgidir,mesela çocuğnuzu seviyorsunuz onu veren o,onu algılıyan beyni veren o,gurur ve sevinç duygularını veren o,yediğniz yemeğin lezzetini alan dilin sahibi o,damak tadınıza uygun yiyecekler veren o,vs......... Düşünebildiğniz kadar düşünün nimetleri sayamazssınız zaten,tüm güzelliklerin ana kaynağı o iken sevgi ve aşkla bağlanmak zaten emirlerini yapmakta bir sıkıntı vermez. Uyanık olup zeki olup nimetlerden faydalanmak sonrada vereni tanımamamk seçim hakkınızda var. Bu karaktere sahip olan insanlar acaba normal hayatlarında kendilerine ihtiyaç halinde yapılan ma

çok güldüm.... Bilim adamı olmak,zeki olmak doğru olana inanmayı garantilemez,bu iş akıl işidir her işte sonunu düşünen akıl sahibi olmak lazımdır,kısaca akıllı olmak ile zeki olmak farklıdır. mucize görüp düşünen akıllı insanlar tabikide inanmışlardır,mesela güneş mucizesi görüyorum ve inanıyorum,bununla birlikte sayamayacağım kadar uzun mucizeler var,ha dersen kişisel mucize istiyorum,binlercesini görüp inanmayan, özel kendisi için inen mucizeye inanmayacağna adım gibi eminim,ha derseniz ben Allahın mucizesini kişisel olarak bana göstersin inanırım ve bunu samimi olarak söylüyorum,o zaman

işin özü aslında her iki taraf içinde yol var,biri diğerine çok uzak, inanan inanmayana,inanmayanda inanana çok şaşırıyor,asıl mükkemelliyet burda işte imtahanın yurdunun ne kadar kaliteli yapıldığını gösteriyor,zavallı insanoğlunun kısıtlı haraket alanı,kısıtlı yaşamı,kendisi ve çevresindeki inanılması çok güç olana şahit olduğu halde redetmesi akıllara şu öğreniği getiriyor,Onlar inanmazlar,hazır mucizelere inanmayan ayı ikiye yada denizi ikiye ayıran mucizeye şahit olsalar bile asla inanmazlar. Diriliş günü inanacaklarını bile zannetmiyorum,inansalar bile içlerindeki Allaha olan nefretleri

Yaratıcı kitapta açıkladığı gibi halife olarak yarattığı insanı kendi özelliklerinin bir kısmıyla şereflendirdiği için istediğin herşeyi iyi yada kötü yapabilmen,özgür iraden,Aklın,en önemlisi sevgi ve merhamet ve sayamadığım yüzlerce başka özelliklerdir. Dengeyi olağanüstü kurup,bu imtahan yurdunu ve insanları yaratmıştır,tabii vermediği özelliklerinden örnek verecek olursak Yoktan bir şeyi yaratma insana verilmemitir,verilseydi zamanla oda normal karşılanıp yaratıcıdan değilde inanmayanlar gibi kendinden olduğnu zannetmeleri kaçınılmaz olurdu. Bir başka konu Yaratıcı cevap vermiyor,biziml

Bir belgeselde bilim adamlarının uzay ve başlangıç hakkında bu alemi yaratan varsa mekan ve zamanın dışında bir güç tarafından yaratılması gerekiyor diye kişisel bir açıklamada bulunmuştu..

O kadar özenle masraf yapılmış olan bu imtahan yurdunda yaşayıp,sonrasında da bunları yaratanı red etmek mi,bazen diyorum ki bu inanmayan arkadaşlar acaba hayatlarında kendilerine yapılan maddi manevi güzelliklere aynı düşünce ile mi yaklaşıyorlar,ikram edileni alıp sahibine küfür etmek gibi..

O dediğniz Aklını kullanmayanlar için geçerlidir,koyun gibi güdülmek,cahil kalmak vs.Ben Aklın sınırlarını aşan durumlar için teslimiyetten bahsettim,örnek:Çok sevdiğniz birinin hastalığnın çaresi yoksa,tüm imkan ve doktorlar birşey yapamıyorsa inansanızda inanmasanızda,duası redolmayan biri var deseler akıl dışı olduğnu bile bile belkide gider dua isteyebilirsiniz,iman bahsinde bunlara gerek duymam,asla ölçüde değildir ama bu tip durumlara kerametlere şahit olan birisi olduğum için şükür etmekten başka bir şey düşünemiyorum,Kaldıki acaba varmı yokmu gibi düşünceler aklımın ucundan bile geçmiy

İnsan nefisinin ne olduğundan az bir bilginiz olsa bu söylenenlere asla şaşırmazdınız,rabbine karşı son derece düşman yaratılan nefis insanoğlunu tamamen ele geçirince,rabbine karşı düşüncelirede açığa ve yazıya dökülür,bu düşmanlık bu sözler aslında bilenler için hiçte şaşırtıcı değildir,islamın ne kadar doğru bir din olduğnu gösteren sayısız örneklerinden biride budur bence.

Kendi beyninizde kurduğnuz tanrı kavramı doğru değilki kabul edilsin,yaratıcıyı ancak kendi nefis mertebelerinde onun izin verdiği kadarıyla iyi insan olarak yükselererk tanıyabilirsiniz,bir adım yaklaşana on adım yaklaşırım misali,bununla ilgili hem tarihte hemde günümüzde olağanüstü temiz ve güzel insanlar azda olsa herzaman vardır,bizler gibi hatalı sadece iman etmiş çoğu zaman yalnış işler yapan günahkar aciz kulları örnek alırsanız doğru yolu bulamazssınız,bu durumda aslada bulamayacaksınız o yüzden bu düşüncelere sahip olan insanlara asla şaşırmıyorum gayet normal bence ateist olmaları,

Yaşamınız ve acziyetinizin sınırlarını düşünün,bir emirle yaşatıldığnızı anlarsınız,kendi bedeninize ve içindekilere hakim değilsiniz,bunları akıl görmese kabul edermiydi,aklın kullanım sınırları dışında bir boyut ve alem, misal yoluyla anlatılması size gülünç gelmiş olabilir,ama tam anlamıyla gerçek değildir,ölümötesi yaşam ve diriliş,anne karnındaki bebeğin geleceği dünya için görmeden kafa yormasına benzer,ey bebek aklınla anlayamazssın,görünce anlarsın. Kısaca iman etmek lazımdır,mucize isteyenlerin durumlarıda aynıdır çoğu görsede inanmaz,çünki aklıyla çözmeye çalışır,halbuki yaratıcı ka