Jump to content

GDP

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    201
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne GDP kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Eş aldatmaca olayları genellikle inançları ya çok zayıf yada olmayan yani gizli ateist dediğimiz kişilerce gerçekleşiyor. örn. Sosyete takımı, iş adamları vs. Şimdi bunlara sorsanız din yobazlıktır,gericiliktir. Derler peki neden deriz oda; 4 eş ile evlilikmi olur glblslnden şeylerle cevap verlr. Yani birden fazla kadınla birlikte olacaksan hiç bir kadının bir birinden haberi olmamalı :) o zaman modernlik oluyormuş. Sadece hayvanlar gibi birbirinin cinselliğinden faydalanmak moderm dünya görüşü yani :) zavallı eşini aldatmak modernlik...! Şampanya içip kafayı kaybetmek! Modernlik... Hayvanlar gibi yaşamak modernlik...

    ilk cümle süper palavradır, bunu yazan kişi yani sadeceta da süper cahil biri olmalı. ilk cümleye nedense kimse dokunaklı itiraz etmemiş. parayı bulan müslüman sekreterine atlar diye bir atasözü vardır malum camiada. genellemesi olmaz bu işlerin, parayı bulan eski eşini beğenmez, başkasına bakar. o kadar parayı bakımsız ve yaşlı kadınla yemek istemez, gönül eğlendirmek ister, fazla kadın ister, ister de ister. para nefsi azdırır, bunun ateisti teisti olmaz.

    iki kesimden de birer kepçe alın rastgele, paranın dinli ya da dinsizi nasıl eşit oranda azdırdığını görürsünüz. para olunca hareket alanı genişler, hız artar, zevk çeşitliliğine ulaşma katsayısı yükselir. bu statüdeki kişi ister müslüman olsun ister ateist, azar. bu tabiî bir yasadır.

    çok eşliliği Allah da sevmediğini ayette belirtiyor. o halde işin takva kısmına bakılacak ve çok eşlilik istenmeyecektir. pratikte isteniyor tabi o başka.

  2. Ortalıkta dolaşan efsanelere göre Türkiye krizden en az zararla çıkan ülkeler arasındaymış. Türkiye Çin'den sonra en hızlı büyüyen ekonomiymiş. Yüzde 10 küsürlük bir büyümesi varmış. Avrupa ülkeleri yüzde 1 civarında büyümüşler.

    Tayyip de bu efsaneleri siyasi propoganda malzemesi olarak kullanıyor. Artık ne kadar doğru bilemiyorum.

    Merak ettiğim

    1. Bir ülke ekonomik olarak nasıl büyür?

    2. Ekonomik kriz neden olur? Küresel bir ekonomik kriz nasıl tüm dünyayı etkiler?

    Bildiğimden değil, bilmediğimden soruyorum.

    Ege Cansen'den okuyalım;

    MİLLİ gelir, bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın ilk çeyreğine göre % 11.7 arttı. Bu sevinilecek bir şeydir. Ancak sayıların ayrıntılarına girince ortada tantana yapılacak bir şey olmadığı derhal anlaşılıyor.

    Sadece bir yıl önce yani 2009’da bir önceki yılın aynı döneminde milli gelirin % 14.7 azaldığını hatırlamak yeter. 2009’da 2008’e göre % 14.7 küçülüp sonra %11.7 büyümek, hâlâ 2008’in milli gelir düzeyine gelinmediğini gösterir. Asaf Savaş Hoca, Vatan Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde büyümenin sayısal analizini etraflıca yaptı. Yazıda yer alan önemi bir tespit, 2010’un ilk çeyreğinde, 2009’un son çeyreğine göre büyümenin sadece % 0.1 (binde bir) olmasıdır. Bu çok önemlidir. Büyümenin durduğunu göstermektedir. Bu hesaplama Türkiye İstatistik Kurumu tarafından, takvim ve mevsim etkisinden arındırılarak yapılmıştır. Yani büyümeyi de, büyümenin yavaşladığını veya durduğunu söyleyen de devletin aynı kurumudur.

    * * *

    ABD’de mahkemede doğruyu söyleme yemini “gerçeği, sadece gerçeği ve gerçeğin tamamını söylemek” şeklindedir. Bu yemin şu iki şartı içerir:

    1. Gerçek olmayan hiçbir şey söylememek,

    2. Bildiği gerçeklerin hepsini söylemek.

    Yemin eden kişi, bildiği gerçeklerin bir kısmını söylememişse, ağzımdan gerçek olmayan, yani yalan olan tek bir söz çıkmadı diyerek yeminine sadık kaldığını ileri süremez. Çünkü eksik konuşmak en kötü yalancılıktır. Maalesef bizim kültürümüzde eksik konuşmak, gerçeğin bir kısmını bildiği halde söylememek, yalancılık kabul edilmez. Bu da Türkiye’de yalanla yaşamayı bir hayat tarzı haline getirmiştir.

    * * *

    2010 yılının ilk çeyreğinde bir yıl öncenin aynı dönemine göre milli gelirimiz % 11.7; harcamalarımız ise % 23.7 arttı. Yani bu yıl, geçen yıla göre çok daha fazla harcama yaptık. Şimdi bu farkın nereden kaynaklandığını anlatayım. Bir ülkenin harcamalar toplamı, milli geliri ile cari açığının toplamına eşittir. Nasıl bir ailenin toplam harcamaları (tüketim artı yatırım) o ailenin has gelirleri ile aldığı borç tutarının toplamına eşitse, bir ülke için de aynı hesap geçerlidir. Cari açık, başka milletlerin tasarruf edip tüketim veya yatırım için harcamadığı paraları onlardan alıp (çoğunlukla borç olarak) harcamak demektir. Türk milleti 2010 yılının ilk çeyreğinde 243 milyar liralık katma değer yaratmış üstüne 14 milyar lira ( 9.5 milyar dolar) da borç almıştır. İkisinin toplamı 257 milyardır. Hâlbuki geçen yılın cari açığı 2008 yılına göre küçültmüştü. Yani 2009’un ilk çeyreğindeki harcama küçülmesi aynı dönemin milli gelir düşüşünden % 6.7 fazlaydı. Kısaca geçen yıl, yüzdesel olarak, milli gelir azalmasından daha fazla harcamalarımızı kıstık. Tam bir büzülme yaşadık. Bu yılın ilk üç ayında da tam tersini yaşıyoruz. Ama yılın ikinci yarısında büyüme hızının azalacağı aşikâr.

    Son Söz: Yılın sonunda büyümenin düştüğünü görürsen, sakın şaşırma!

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15243936.asp?yazarid=260&gid=61

    aslında Türkiye bir iki yıl daha büyüyecek, bu büyüme kayışın ne denli güçlü kopacağının alâmeti olacak. büyüme sonunda duvara çarpılacak, başta hangi parti olursa olsun karne sürecine girilecek. hanya ve konya anlaşılacak. daha sonra sıkıyönetim tarzı kanunlar konuşulmaya başlanacak. belki de konuşulmaz direkt uygulanır, o zamana ait konjonktür belirleyecek bunu.

  3. Freddy,

    liberalizmin, küreselleşmenin ve kapitalizmin bitiş düdüğünün çalmasına 2-3 yıl kaldı. bunun için iç savaşa gerek yok, yeni dünya düzeni neoliberal değil protectionist olacak. solculuk, sağcılık gibi fraksiyonlar olmayacak ama solu andıran ekonomik modeller olacak. kredi finans sistemi bitecek. protectionist ekonomide özelleştirmeler tersine dönecek, rant tarih olacak, üreten yaşayacak, durduğu yerde değer kazanan mülk diye bir şey olmayacak. fiyatlara sürekli müdahale edilecek, zaten astronomik kâr güdülemeyeceği için regülasyon sıkıntı oluşturmayacak. herkes halinden memnun olacak, yaşadığına şükredecek.

    sen en iyisi bu solculuk devrimcilik rüyasından vazgeç, dünya daha önce emsâli olmayan bir sürece giriyor. kapitalizmin sihirli kelâmı olan büyüme yerini sürekli bir küçülmeye bırakacak, bir daha büyüme olmayacak. sürecin sonu düzeltici savaş, bu savaş diğer savaşlar gibi ekonomi savaşı değil ölüm-kalım savaşı olacak. heryerde mushroom cloud görülecek. bu kesindir ve geri dönüşü yoktur. alınacak önlemler sadece bireysel ve küçük gruplar şeklinde olmalı. millet olarak kurtulma imkânı yok, bütün dünya lokalize olacak, ulaşım ve tarifeli seferler bitecek.

  4. yeni ekonomik düzende uluslarası sermaye akışı durdurulacak, karapara bitirilecek. son G-20 zirvesinde bu yönde önlemler alınmaya başlandı. şayet geçtiğimiz günlerde Çin yuan'ın değerini yükseltmeseydi ABD ve İsrail savaş gemileri İran'la dalaşacak ve Hürmüz Boğazı o bahaneyle kapatılacaktı. Çin uyanıkça davranıp yuan'ı dalgalı da olsa yükselterek tek enerji kaynağı olan İran'ı geçici olarak korumuş oldu.

    yeni ekonomik düzen korumacı olacak demiştik; zirvede bankaların kapatılmasını önerenlerden tutun, çok küçük hacimlere indirilmesine kadar çeşitli öneriler sunuldu. devletler artık dünyada dolanan piç paranın peşine düştü, Meksika ordusu uyuşturucu kaçakçılarına kimyasal gazla müdahale ediyor artık. benzer müdahaleleri dünyanın heryerinde görebileceğiz.

    görünüşe bakılırsa tüm dünyada "nereden buldun" yasası çıkacak, bizdeki "varlık barışı"nın ömrü 2 yılı geçmeyecek, paşa paşa nereden buldun diyeceğiz. bu sayede dışarıdan giren sıcak karaparanın önüne geçilecek.

    bu gelişmelerin ardından küreselleşme yerine yerelleşme olacak, bölgesel güçler ikili ilişkilerde bulunacak. bunun getirisi totaliterizm, götürüsü demokrasi olacak, zira yerelleşme demek totaliterleşme ve anti-liberalizm demek. yani küreselleşme çağında köşe başlarını tutmuş olan liberallerden rahatsız olanları rahatlatacak gelişmeler olacak.

    zira liberalizm falan kalmayacak.

    bütün devletler ulusallaşacak, güçlü ülkeler silah zoruyla kaynak üstünde oturan milletlerin üstüne çökecekler. 19. yüzyıl sömürgeciliğine taş çıkaracak acımasız sömürgeci dönemlere girecek dünya. böyle bir dünyada bol bol mushroom cloud görülecek.

  5. Türköne gibilerinin devri kapanıyor, önce karısını ve sonra kendisini yeni dünya nazizmine alıştırsa iyi eder, yoksa sürekli asker rüyası görmekten bunalıma girecek. artık çok uzun bir süre asker kontrolünde yaşayacağız, bu dönemin başındayız, herkesin bunu kabullenmesi gerek.

    askerler her zaman sivillerden daha çok şey bilir, siyaset daima askerlerin gölgesinde yapılır. dünya beyaz saray'dan değil, beyaz saray askeri ofisi'nden yönetilir (WHMO).

  6. iyi niyetli güzel bir çalışma. fakat o çocuklara Türklük pompalamamak lazım, Osmanlının ve Türklüğün yanında gerçek kimliklerini öğretmek, iki milletin de yazgısının bir olduğunu aşılamak gerek. yakın zamanda görecekler ki türk ve anadoluda yaşayan diğer halklar (kürt, laz, arnavut vs) aynı vagona binecekler.

  7. eksen kaysa da kaymasa da sonuç değişmeyecek, Türkiye dünyanın büyük gücü olma fırsatını çok önceleri kaçırdı. yapabileceği tek şey kendine yeten, sağa sola bulaşmayan bir tarım devleti olmaktır. zaten gelecek tarım ve hayvancılıkta. üretim kapasitesini tamamen savaş sanayiine aktarırsa geleceğimiz olur.

  8. yeni dünyada ABD küresel güç olmayacak, daha doğrusu herhangi bir küresel güç olmayacak (küreselleşme de olmayacak). yeni dünyada birbirine zıt gitmeyen çok kutuplu devletler olacak.

    sınırların kaldırıldığı Rusya-Almanya-Polonya'dan oluşacak yeni roma imparatorluğu dünyanın en güçlü devleti olacak. Japonya, Fransa gibi gelişmiş ülkeler de bu bütünleşik ülkeyle pakt olacaklar. İngiltere eğer doğru seçim yaparsa Rusya ve Almanya'nın kurduğu tek devlete pakt olacak. Fransa güney avrupanın hakimi olacak.

    ABD kendi yarıküresinin hegemonu olacak. bu yarıküreye adımını atmayacak. Türkiye kafasını çalıştırır da hayatta kalırsa -bir işine yaramasa da- posası çıkmış sorun yumağı Arap topraklarının hakimi olacak. Kürtlerin yeni dünyada yaşama şansı sadece Türklerin himayesinde olacak. Kürtlerin "yeni ülke kuracağız, özgür olacağız" diye tutturmaları soykırıma kadar varabilecek sonuçlar doğuracak -ki böyle olmayacak, Kürtlerin kaderi Türklerin yanıdır. Fabrikaları olmayan Arapların geleceği çok fakir olacak, öyle ki din bile zayıflayacak bu açlık karşısında.

  9. Ben de tam anlatamadım galiba; insanoğlu birşeylerin bilincinde olduğu sürece sistem hiçbir zaman yıkılmaz,

    sistemden kastınız mevcut ekonomik ve siyasi yapıysa tamamen yıkılacak diyorum.

    ister bir kapitalist, ister komünist olsun, şu an ramirez ya da senin gibi kendini kaybetmemesi gereken, bilincinde olup ona göre hareket etmesi gereken bir düzendeyiz, geleceğimiz için Ramirez gibi ne sadece kendini yaşadığı sürece iyi tutacak bir bencillikle, ne de senin gibi herşeyden umudunu kesmiş sadece felaket tellallığı yapılmaması gerek. Kişiyiz, 4 kişi tartışıyoruz, 4ümüz gelecek için yerdeki çöpü alıp geri dönüşüme verirsek dünya daha iyi bir yer olacak...

    sorun masada üç ekmeğin oluşu ve o ekmeğe talip olan 10 kelle. ne var ki her adam sadece bir ekmekle doyabilecek. o yüzden 7 adamın imha edilmesi gerekiyor üç kişi tarafından.

    sorun o yedi adamın cinsi, ırkı, soyu, sopu, dini şusu busu değil, sadece üç ekmekli bir masada fazlalık olarak görülmeleri.

    yokluk döneminde insanlık/humanity-humankind ve hoşgörü olmaz, tolerans eşiği düşer. bir şeyi iki kişi istediğinde çatışma çıkar der Voltaire. trafikte nasıl küçücük işe yaramaz bir şerit yüzünden canavara dönüyorsak kıtlıkta da öyle olacağız.

    "paylaşırsak aşarız" gibi afâki ve polyanna misali düşünceler kendini kandırmaktır..

    bunlar felaket tellallığı değil, ikinci dünya savaşından önce "daha büyük savaştan yeni çıktık savaş etmez dünya" diyenler oldu ama bu ikinci büyük savaşın gerçekleşmesini engellemedi. daha kötüsü ikinci dünya savaşı mevcut durumumuza göre iyiydi, o kaynak kıtlığından çıkmış bir savaş değildi, ekonomi savaşıydı. şimdi çıkacak olan savaşlar hayatta kalma savaşı..

    böyle savaşların sonunda antlaşma, uzlaşma ve diplomacy olmaz.

  10. Anlatsana ne olacak 3-4 yıl içinde ?

    her ülke kendi militer devletini kuracak, ordular eskisi gibi demokrasi kılıfının arkasından değil, açıktan açığa yönetecek ülkeleri. bu doğal ve kaçınılmaz bir süreçtir..

  11. GDP, sadece düzen önemli, şu an bir kriz var; çünkü şu an dünya nereye gittiğini az çok anladı ve silkilenmesi için bir durgunluk var. Daha hiçbir şey için geç değil, dünya kamuoyu artık yeni bir dünya savaşını çıkartmayacak kadar barış yanlısı... Bu sistemsel bir küreselleşmeye dönüşebilir.

    Şu an dönüm noktasındayız demek daha mantıklı...

    tam ifade edemedim herhalde. artık dünya "büyümeyecek", büyüme için gereken doğal kaynaklar düşüşe geçti, hiç bir şey ucuz olmayacak, bolluk bereket dönemi sona erdi. her zamanki gibi parası olanın değil, silahı olanın dediği olacak.

    dünya silkelenip kendine geleceği bir durumda değil, silkelenmek için enerji gerekir, enerji yok..

    açıklanacak olan büyüme rakamları ve borsa şişmeleri sadece "hayali" olacak. reel bir büyüme olmayacak, bu şekilde 2-3 yıl idare edilecek.

    dünyanın krizden çıkması mümkün değil, bu krizin "k"si bile değil, mevcut kriz "sistem krizi", piyasa veya yanlış karar krizi değil.

    devlet müdahaleleriyle banka kurtarma operasyonları resesyonun depresyona geçmesini geciktirmekten ibaret. aksi durumda dünya hemen depresyona girecekti. depresyon 2 yıl kadar geciktirilecek ve sonunda ABD'de kontrollü iç savaş çıkarılacak..

    sonra "korumacı ekonomi" sistemlerine geçilecek, bir nevi karne dönemi. daha sonra ırkçılık ön plana çıkacak, fakirlik arttıkça tahammülsüzlük artacak, demokrasiye ve liberalizme elveda denecek.

    yeni kaynak bulana kadar (ki hesaplara göre bu tarih 2050'den önce olmayacak) büyüme denen şeyi unutun...krediyle 10 yılda ev almayı, araba almayı, altınızdaki arabayı kullanmayı, tatil yapmayı, eğlenmeyi, şunu bunu unutacağınız günler geliyor. ve bu süreç 50-60 yıl sürecek..

  12. Şu an ya da en azından bir bin sene daha olmaz çünkü kanser kendi kendini kontrol edebiliyor, hücrelerin haricinde bilince sahip bir kanserden bahsediyorum... Ama Ramirezin yazdığı gerçek düşünceleri ise bu bilinçten çok kendini kaybeden kapitalizm sistemine yani bir kansere dönüşmesi tehlikeli...

    Kutsallık derken; öyle değil de daha çok güzel anılar var burda duygusal bağlar filan, kedi köpek besleyenler bilir.

    üç dört sene içinde olacak değişimleri izleyeceksiniz, olacak olanlar doğaüstü değil ama olağanüstü olacak, daha önce emsali olmamış olacak..

    kısaca ifade etmek gerekirse, çok yükseğe çıktık, işte o yüksekten düşeceğiz, ne kadar yüksekteysen düştüğünde o kadar acı çekersin.

  13. Şu an ya da en azından bir bin sene daha olmaz çünkü kanser kendi kendini kontrol edebiliyor, hücrelerin haricinde bilince sahip bir kanserden bahsediyorum... Ama Ramirezin yazdığı gerçek düşünceleri ise bu bilinçten çok kendini kaybeden kapitalizm sistemine yani bir kansere dönüşmesi tehlikeli...

    Kutsallık derken; öyle değil de daha çok güzel anılar var burda duygusal bağlar filan, kedi köpek besleyenler bilir.

    üç dört sene içinde olacak değişimleri izleyeceksiniz, olacak olanlar doğaüstü değil ama olağanüstü olacak, daha önce emsali olmamış olacak..

    kısaca ifade etmek gerekirse, çok yükseğe çıktık, işte o yüksekten düşeceğiz, ne kadar yüksekteysen düştüğünde o kadar acı çekersin.

  14. Cidden torunlarınızın ne durumda olacağını umursuyor musunuz ? yaşlarınızı bilmiyorum tabi.

    Ya da dünya komunist olsa düzelir mi herşey ?

    bari komünizm gelse diye dua edilecek ama gelmeyecek..

  15. şu anda insan oğlunun geliştirdiği bombalar dünyayı onlarca kere patlatabilecek düzeydedir...

    umarım bu bombaların düğmeleri habis hücrelerin birinin eline geçmez...

    Çin, İngiltere ve Hindistan'da patlayacaklar. İngiltere adam olur da uslanırsa bir şey olmaz.

    sistem çökmeyecek demek hatadır, sistem çöktü, sadece çökmedi gibi algılattırılıyor (perception management) buna en iyi kananlar da Ramirez gibi düşünenlerdir.

    gerçekler öncelikle güçlü biçimde inkâr edilir, sonra tıpış tıpış kabullenilir..

  16. Sistemin çöktüğü falan yok, dünya olduğu yerde duruyor, uzun bir sürede duracak endişelenmeyin, hayatın tadını çıkarın.

    Gelecek nesiller mi ? Sallayın.. dünya milyonlarca gezegenden biridir hiçbir kutsallığı yoktur, aynı şekilde insanın da.

    dünya ekonomisi kıtaların keşfi ile büyüdü, keşfedecek kıta kalmadı, sonra kömür bulundu, büyüme devam etti, kömür bitmeden daha iyisi yani petrol/gaz bulundu. şimdi bunlar dışında yer altından bulduğumuz bedava birincil kaynak yok. kaynak olmadan büyüme olmaz, büyüme olmadan krediler geri ödenemez, kimse kimseye borç vermez.

    son çare düzeltici savaş olur. şimdiki düzeltici savaşların eskisinden farkı, hayat/memat savaşı olacak olması yani birilerinin yaşaması için birilerinin ölmesi gerekli.

    500 yıllık büyüme macerası görkemli bir kapanış töreni ile son bulacak. kapitalizmi komünizm değil, fizik kanunları yıkacak/yıkmıştır..

    bu arkadaşımız gibi gelecek süper olacak diye düşünmeyin, 50-60 yıl boyunca sıkıntı çekeceksiniz, derhal önlem alın, bireysel çabalarınızla hayattta kalmaya bakın:)

  17. Pentagon'un istediği şu: AKP liberal, işe yaramaz, MHP parti olarak iyi ama lideri pasif, AKP lideri MHP'ye uygun, zira boruistan'a gidecek muharip ordunun işlevini izah etmek için milliyetçilik ve sert muhafazakârlık gerekecek, AKP tarzı ılımlı, uzlaşmacı anlayış tasfiye edilecek.

    MHP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Pentagon'un kulağına iyi geliyor, bu pratikte olmayacak bir şey ama MHP misyonuna alternatif "President Erdoğan" da onlar için uygun. Hem sert tabiatlı, hem otoriter, hem muhafazakâr hem de milliyetçi. bundan iyi ikna edici bulunamaz.

    İngiltere'nin istediği ise Abdullah Gül, ama tasfiye edilecek, hem de en yakın arkadaşı bildiği kişi tarafından.

    Kılıçdaroğlu bir İngiltere operasyonudur, son kozudur, Ergenekon'un siyasal devamıdır, İngiltere ortalığı böyle gizli saklı karıştırmaya devam ederse nükleer abluka ile karşı karşıya kalabilir. böyle devam ederse Rusya ve ABD İngiltere'nin ümüğünü sıkabilir.

    İngiltere derken aslında kastettiğim safkan anglosaksonlar değil, judaik kan taşıyan aşkenaz kökenli küresel sermayecilerdir. kraliyetin kanına bile girmiş olan bu insanlar son raddeye kadar ulus devletlerle mücadele edecekler ve sonra ulus devlet trenine binip gizli saklı yaşayacaklar. çünkü kaybedecekleri bir savaşa girmek istemeyeceklerdir.

    Türkiye'nin otonom olması gereklidir, dış politikada herkesle uzlaşmak diye bir şey olmaz, eşyanın doğasına aykırı. Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" doktrini demodedir, ancak 2002-2007 arası bolluk dünyası içinde geçerli olabilir. şimdi durum değişmiş, postal giyme vakti gelmiştir, kendisi de bunun farkına varacak ve sonunda ulusalcı çizgiye gelecek, bir düşman belleyecek, bu düşman İsrail olmayacak, kalabalık, çok kalabalık bir düşman olacak.

  18. sorun paranın bir işe yaramayacak olması, zira artık önümüzdeki dönemde parası olanın değil, gücü olanın dediği olacak (para her zaman güce convert edilemez ama güç daima parayı önceler, daima paraya convert edilebilir). kaynakları çok para veren değil, çok güçlü silahı olanlar elinde tutacak. isterse bir ülkenin nakit trilyon doları olsun bir değer ifade etmeyecek, satın alma paritesi en yüksek meretler silahlardır.

    yahudi elitler dünyadaki küresel semayeyi kontrol ediyor. ama israil küresel sermayeyi sevmiyor:) israil zaten bir silah ülkesi, paraya ihtiyacı yok. en güçlü silahları da ABD'de.

    dünyadaki özgürlüklerin müslümanlarla ilgisi yok, müslümanların kötü kaderi güçsüz olup da değerli kaynakların üzerinde oturmaları. ya sürülecekler ya da kontrol altına alınacaklar, plan bu.

    neyse ben yatayım, iyi geceler..

  19. kahin değilim, yeni dünya düzeni Rockefeller'ın tasarladığı gibi olmayacak, bunun sebebi neredeyse tüm doğal kaynakların çarçur edilip pik yapması. böyle olunca da ülkelerin tamamında büyük karmaşa çıkacak, kargaşa için gereken rejim otoriter veya totaliter olacaktır (Türkiye'de totaliter rejim olmaz, ideolojik altyapısı yok). kalabalık kitleleri kontrol etmek için başvurulacak yegane çare polis devleti olmaktır. hasılı yeni dünyamızda yahudi hakimiyetine yer yok, çünkü herkesin kazanacağı bir dünya geride kaldı, yeni dünya birileri kazanırken birilerinin kaybedeceği bir dünya olacaktır.

    iilk olarak özelleştirme karşıtı devletçi politikalar olacak, peşinden avrupada ve tüm dünyada ırkçılık hortlayacak (özellikle kürtlerin geleceği çok kara, türklerle bir olmalılar). onun peşinden vahşi sömürgecilik.

    en sonunda da klasik bir son, düzeltici savaş. tabi bu savaş daha önce yapılan düzeltici savaşlar gibi ekonomik çıkar temelli olmayacak, birinin yaşaması diğerinin ölmesine bağlı olduğundan hayat/memat savaşı olacak.

    velhasıl, finansal kapitalizm bitecek, eskisi gibi "büyüme" olmadan yaşayacağız. nüfus fazlalılığı sorununun nasıl çözüleceği ise hayal gücüne kalmış.

  20. Tarih Kaosun ürünüdür diyorsun yani.

    Şebek Komployu sen yazıyorsun, Dünya Ortaçağa dönecek şeklinde komedyenliklerinle. :lol:

    komplo değil o, 2-3 sene sonra görürsün:) dediğim gibi felaket bir gezegenin gelişi veya başka bir doğal felaket yüzünden gelmeyecek, doğal nedenlerden kaynaklanan büyüklük çapı anlamında eşi benzeri görülmemiş "insan davranışı"ndan gelecek.

    tarih konusunda daha önce bir şeyler karalamıştım. tarih bilimi diye bir şey esasen olmaz. blog'unda yazdıkların asla çürütülemeyecek şeyler, onların doğrulayabilirsin ama onları çürütecek bir metod yok. zira tarih bilimi denen şey olgusal verilerden çok önkabullere dayalı olup tekil olaylardan ibaret. böyle olunca da mistik sanılan bir hikaye gerçek, gerçek sanılan mistik olabiliyor. yani mısır ve sümer kral listelerindeki anormal yaş farklarını görmezden gelmek için yapılan şey epistemolojik destekten yoksun bir metodolojidir. gözlem ve deney ufkunun ötesinde bulunan tarihi klasik nedensellikle açıklamak neredeyse imkânsız.

  21. Tutankhamun,

    bak önce sen başlatıyorsun, gelene gidene giydiriyorsun, aynısını ben yapınca pısıp kalıyorsun. madem öyle, çapını aşma arkadaşım. ben sebepsiz yere kimseyi aşağılamam, ama karşımdaki kişi aşağılamaya kalkarsa -genellikle fazla ileri gitmez- iki misli kadar yediririm:)

    üstelik beni veya başkalarını birileri zannetmekten vazgeç. beni tanımazsın, kim olduğumu çıkaramazsın, özellikle bu zekâ ve çıkarım kabiliyetiyle boş yere çabalama.

    vaktin varsa "ortodoksin" yazılarıma bak, senden başka kimseyi aşağılamış/incitmiş miyim? hayır. buradan başkalarnın normal tepki verdiği ve benim "iyi biri" olduğum sonucu çıkar:)

  22. Dediğim gibi küfür etmeye bile değmeyecek beş para etmez insanlık müsvettesisin. Sıkışacağını anladığında klasik hakaret pozisyonunu alıp ortadan kaybolan hayvanın teksin. Angut senin verdiğin linkleri yediririm sana. Keyfimizden istemedik soytarılığını tescillemek için istedik.

    Bilmediğin sıfat ve kelimeleri forum ortamına yazıp sıkıştığı zaman hakarete baş vurup kaçan bir çok şebek vardı zaten, birde seni ekleyelim. fazla şebek göz çıkarmaz.

    cidden aptalın tekisin, bak üstüne gelmek istemiyorum, beni buna zorlama, uzun zamandır kimseyi rezil etmemiş, soytarıya çevirmemiştim. namımı ressurection etmek istemiyorum:)

    sana bir tavsiye, önüne gelen herkese okuduğun kenar mahalle komplolarını bir halt sanarak "bilmiyorsun, öğren de gel, kaynakların ortodoksin(!)" falan deme, çok göze batıyor, acınası oluyorsun:)

    biraz kendine çeki düzen ver yav, insan yaptığından utanmalı, başkalarınca nasıl göründüğüne şöyle geri çekilip bir bakmalı, ders almalı:)

×
×
  • Yeni Oluştur...