ketzap

ölüler diriltilebildiği an din min kalmaz abicim. allahtan hiç şüphe etmeyen, yobazlık derecesine kadar gelmiş olan müslümanlar bile tıkır tıkır ateist olur. allaha inançları sadece bununla kırılır hepsinin. bana "haksızsın" diyebilecek tek bir müslüman bile çıkamaz. çünkü her dinin temelinde "ölüm" sonrası "ceza ve ödül" yatıyor. her din kendini "ölümden sonra" tehditiyle koruyor. çünkü ölenlerin akıbeti bilinmiyor (gerçi biliniyor, yok oluyorlar ama yine de insanlar ölenlerle konuşamadıklarından "ya varsa" diye korkuyorlar). bir gün ölüleri diriltme başarıyla sonuçlanırsa, dirilenlerle konuş

valla ya. işin özü bu. daha kendi kitaplarından haberleri yok, islami makaleler yazıyorlar, en iyisi bizim dinimiz diyorlar. miş li geçmiş zaman hiç kullanmıyorlar. en iyisi bizim dinimizmiş, islam akıl yoluna çağrıyormuş, islam huzur diniymiş demek yok. direk geniş zaman. islam en iyi dindir, islam huzur dinidir v.s. şu kuran denen kitabı (kitap olmaya bile layık değil) bir de kendileri okusa birçoğunun aklı başına gelecek. ama nerde? anca küfürler, hakaretler, tehditler... kendileri okumadıkları kitabı da bize okutturmaya çalışıyorlar ya o komik.

buradaki ateist arkadaşların birçoğu öyle. hatta ben de dahil. bazen amacım iletişim kurmaktan çok sinir boşaltmak oluyor çünkü allah peygamber diyenlerden oldukça çektim. sonuçta birçoğumuz müslümanlık kabuğundan çıktık ve kabuğumuzu beğenmiyoruz, hatta acımasızca, nefretle eleştiriyoruz. halen birçoğumuzun anneleri babaları müslüman. islama inananlara aptal deyince kendi annelerimize ve babalarımıza da aptal demiş oluyoruz. yine de her ne kadar bunları söylesem de çoğu kez hoca verir talkımı kendi yutar salkımı sözünü doğrularcasına hareket ediyorum. yine de tarafsızca yazdığım bu yazımda

film oldukça güzeldi. gereksiz cinsel sahneler, küfürler, gereksiz şiddet hiç yoktu. sadece 1 yerinde yalandan öpüşme sahnesi vardı. yani film sadece konusuna odaklanmış. seyirciyi sıkabilecek, konu dışı, gereksiz hiçbir şey içermiyor. ayrıca konusu biraz matrix'ten esinlenilmiş gibi geldi bana. orijinal bir konusu var. akıcı ve düşündüren bir film. konusu ve olaylar baştan sona gayet rahat anlaşılıyor. matrix de öyle. sadece özel detaylar, özel ana fikirler için inception bir kez daha izlenebilir. ki ben matrix'i 3. izleyişimde yeni yeni şeyler keşfettim. imdb'nin top 250 listesine baktığınız

yav ne olursa olsun bu diş zayıf. sanayi öncesi dönemde de zayıftı, o dönemlerde de en çabuk çürüyen dişti. evrim kalıntısıdır bunlar. erkeklerin meme uçlarını nasıl açıklıyorsunuz kim bilir. 20 yaş dişi yamuk yumuk çıkar genelde. illaki çürüme değil, yamuk çıkmasıyla da başa derttir. bir balık türünün de beyinle göz arasındaki tüm sinirsel bağlantıların yapılmasına rağmen bu balıklar kördü. küçük bir göz ameliyatıyla görüyordu bu balıklar. bunu nasıl açıklarsınız? deniz üzümü diye bi canlı var. tek bir geniyle oynayarak kalbindeki odacık sayısını artırıyorlar. evrim kalıntıları diye ara bulur

eğer akıllı tasarım diye bir şey var olsaydı 20. ve 100. yaş dişlerimiz neden çıkıyor? herkes 20. yaş dişinin ne kadar rahatsızlık verici olduğunu bilir. kolay çürür, acayip yerlerden çıkar v.s. akıllı tasarımı veya allahı savunanlar bunu nasıl açıklıyor?

kuranın tanrısına beni inandırmak istiyorsan:: kuran ve muhammed hakkında hiçbir şüpheye düşmemeliyim ve aklımda hiçbir soru kalmamalı. imzamdaki soruya cevap vermelisin. ayrıca çocukların sıkça sorduğu allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi, allah neden evreni anında yaratamadı da 6 günde yarattı gibi sorulara bile güzel cevap vermelisin. ayrıca evrim teorisini çürütebilecek, evrim teorisini destekleyenleri cevapsız ve şaşkın bırakacak kanıtlar göstermelisin. sahtekarlıklar yapmadan, alıntı yapmadan. zira adam balık zokasını bize gerçek diye yutturdu. eğer kuranın tanrısına inandıramıy

yahu tam da geçenlerde senin şu dediğin şeyi yazdım forumda copy paste yapıyorum. http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=40945&st=20 yahu bir de bu dincilerin inanılmaz gıcık kaptığım, lanet bir önermeleri vardır. PASCAL KUMARI olarak bilinir ama onlar bunu bilmez. seri üretim gibi sanki hepsi bir yerden emir almışcasına ateistlere dayatırlar. İŞTE O MEŞHUR ÖNERME: eğer ateist olarak ölürsen ve allah varsa kaybettin eğer ateist olarak ölürsen ve allah yoksa ne kazandın ne kaybettin eğer müslüman olarak ölürsen ve allah varsa kazandın eğer müslüman olarak ölürsen ve allah yoksa

bu arada ışık hızı sorusunun cevabı göremeyiz olacaktı. çünkü ışığın hızı hareketli bir ışık kaynağı ile artırılamaz. yani 200 ile giden bir arabanın farını yaksak bile ışığın yeni hızı (ışığın hava içindeki hareket hızı+200km/s) olamaz. bu yüzden cismi göremeyiz.

peki "allahım şu canımı al da kurtulayım" dediğin olmadı mı? bazen yaşamaktan bunaldığın, kul olmanın çok ağır geldiği anlar olmadı mı? intihar düşündüğün anlar? biliyorsun ki senden izin alınmadan sen yaratıldın ve istemediğin anları bile yaşamak zorundasın. ve allahın emirlerine uyarak yaşamalısın. tamam, allah seni yarattı ancak amacı seni denek hayvanı gibi kullanmak. intihar etmene bile izin vermiyor.

turgay, ben senin sorunu değil, ortaya attığın savları irdeledim. sorundan önce bir sürü şey söylemişsin ve sorunu bununla temellendirmişsin. soruna cevap istiyorsan cevabı vereyim: hayır, alaha gerek yok ama aciz, cahil, ezilen, hakkını arayamayan, kaderci, hayata bağlanamayan ve aptal kalmaya mahkum insanlar için uyuşturucu yerine din, allah daha sağlıklı bir çözümdür. kainat muhtaç falan değildir. düzen, kurallar dahilinde devam eder. ölen ölür, hastalanan hastalanır, mutsuz yaşayan mutsuz yaşar, tecavüze uğrayan uğrar, ağlayan ağlar, ezilen ezilir. dünya döner, şimşek çakar, çim uzar, ay

kireç, o zaman allahın canı sıkılmış ve köleler yaratmış, kölelerle eğleniyor gibi bir teze de hayır diyemezsin sanırım. allah b.k varmış gibi bana sormadan beni yaratıyor, bana azaplar çektiriyor, beni korumuyor, beni sürekli cezalandırıyor, küfrediyor, tehdit ediyor... o halde allah kendiyle çelişiyor. insanoğlunun kibirini eleştiren allah, en kendini beğenmiş yaratık. o halde satanistler ve şeytan çok haklı. böyle şerefsiz ve kibirli bir tanrının kulu kölesi olacağıma, karaktersiz bir şekilde yaşamak yerine ve ruhum onu sevmediği halde onu seviyormuş gibi davranacağıma, onu sevdiğimi kend

doğmadan önce ne olduysa, ölünce de o olacak. nasıl ki doğmadan önce yoktu iseniz, öldükten sonra da yok olacaksınız. nasıl ki doğmadan önce varlığınızı hissetmediyseniz, ölünce de hiçbir şey hissetmeyeceksiniz. tüm düşünceler beyninizde olur biter. ruh diye tutturduğunuz şey aslında beynin ta kendisidir. ruh, bedeni kaplamaz. kolu kopan bir adamın ruhu da kopmaz. zira ruh yoktur. ruhun olduğunu savunan birine söyleyecek çok lafım var. düşünceler ve duygular beyinde olup bittiğinden ölünce hücreler kendini sindirecek ve duygularımız olsun, anılarımız olsun hepsi yok olacak. zaten doğmadan ön

bizde diyanete de site yasaklama yetkisi getiriliyor. a o sağolsun birçok siteye girişi engelletti. neymiş? şahsına hakaret edilmiş. adama sadece "saçmalıyor", deseler bile bu küfür olarak kabul ediliyor nedense. ancak kendisi evrimcilere bir sürü hakaretler eden siteler açmayı biliyor. örneğin profesör celal şengör için açtığı http://celalsengoruegitelim.com/ sitesi sayın şengör'ün şahsına direk hakaret. koca profesörün kafasını fotomontaj tekniğiyle bir kız öğrencinin kafasıyla değiştirmişler. yani bu terbiyesizliğin ve hem suçlu hem güçlü olmanın had safhasıdır. hatta burdan da beye bir sö

hem, her şeyi özenerek yaratan, yarattığı her şeyi seven, sevmemizi söyleyen bir allah 1- yarattıklarına küfreder mi? 2- yarattıklarına yine yarattıklarıyla mı küfreder? (domuzlar, maymunlar, köpekler, eşekler). hani bu allah yarattığı her şeyi seviyordu? resmen yarattığı domuzu, köpeği, eşeği, maymunu aşağılamış ve hakaret sözü olarak kullanmış. madem sevmiyorsun, neden yarattın? aslında aklıma çok güzel bir fikir geldi. bir rapçi çıkıp kuran ayetlerini şarkısına söz yapıp da başka bir rapçiye diss atsa al sana underground rapin kralı