DİRİLİŞ

Kürt sorunu, emperyalizm sorunu, emek-sermaye çelişkisine dayalı sömürü. Bugün bu halde olmamızın tüm sebebi ulusalcılık ve kapitalizm.

Alakası yok.

Bu halde olmamızın baş nedeni düşünsel evreni piç eden İslam zihniyetidir.

Düşünmeyen, üretmeyen ve etik değerlerden yoksun bir insan öngören bir dine mensup olduğumuz için bu haldeyiz.

Kendi kanunlarımızla ve kendi irademizle yaşıyoruz bu ülkede.

Sorun emperyalizmde değil içimizdedir.

Forumu kurcala dedim sana.

Tartışmaları oku.

O resimdeki 6 okun milliyetçiliği de kapitalistliği de bu ülkeye ancak zarar veriyor. Ne düşündüğümü anlamışsındır sanırım.

Vermez. Ulusalcılıktan da kapitalizmden de zarar gelmez.

Forumu kurcala azıcık.

Söylediklerinde samimiysen konuyu araştır ve öyle yaz.

Buradayız nasıl olsa, gene konuşuruz.

Planları doğrultusunda sağlam adımlarla ilerliyorlar.

"Evet" oyu verebilen ateistlerin yaşadığı bir ülkede hiçbir şeye şaşırmamak gerek.

Hani söylemek istemiyorum ama biraz da hak ediyoruz gibi.

İnsan vasfımız yaralı sevgili Pante.

Bizler insan mıyız?

İnsan nerede?

Baskılara rağmen diye eklemeliydin başına. Hele ki cumhuriyetin kurulmasından itibaren tamamen asimile edilmeye çalışılmalarına rağmen. Hadi hemen sokağa çık ve bir deneme yap, ben Türk değil Kürt'üm diye bağır bak bakalım tepki görüyor musun görmüyor musun.

Peh!

Kürt dese ne Türk dese ne?

Boş işler bunlar aslanım.

Sen geç bunları da bu ülke insanları insanca bir yaşama nasıl kavuşacak onu söyle.

Ona da laf yok tabii. Türküm demek de yasak değil, hani kim sana engel oluyor? Sokakta çıkıp ben Türküm diye bağırsan polis mi çevirecek? Ben Türk değil Kürt'üm diye bağır, eminim kalabalık bir yerdeysen ağzını burnunu dağıtırlar. Ne bu eziklik psikolojisi? Kim senin Türklüğüne kilit vuruyor? Türkiye Türklerindir diyebiliyorsun, anayasa herkes Türktür diyor bayrağın Türk bayrağı diye geçiyor tüm dünyada Türkiyeli olanlar Türk vatandaşı diye geçiyor hani nerede yasak?

Kürtler her tarihte Kürdüm diyebilmiştir.

Boş konuşuyorsun.

Yukarıda yazdıkların tümüyle zahireyi kurtarmaya yönelik, alışıldık kaçış cümleleri. Sorun şu ki sen bu gerçeği kendine bile itiraf edemeyecek kadar batmış, tümüyle sıfır tüketmiş, çareyi demagozide bulan kaşarlı bir proletarya avukatısın.

Yaptığının tanrının avukatlığına soyunmak kadar temelsiz ve nafile bir çaba olduğunun farkında değilmiş gibisin. Bununsa iki nedeni olabilir:

1- Bönsün;

2- Tatlı nemaları cebe indiren bir şarlatansın.

2. seçeneği yakın buluyorum. Zaten, bu seçeneği yakın bulsam da bulmasam da sonuçta aynı kapıya çıkıyor. Çünkü savundukların itibariyle, insanlığın gelişimine sekte vuruyorsun.

Seni ve senin gibi düşünenleri iyi tanıyoruz. Sizler yeri gelir sapık ve ırkçı kürt magandizmini önümüze dikmeye çalışır, İslamcı'dan bile medet umarak karşımıza dilkirsiniz. Bunları bu forumda da yaşadık ve gördük. Ve sizin terisinize, önlemimizi aldık! Siz Türk müslüman ateistlerine, siyasal İslamcılarla eşit muamele edeceğiz! İkiniz de aynı boksunuz!

Ve sanma ki çalışan ya da prim toplayan yalnız siz müslüman ateistlersiniz. Burada meydanı sizlere bırakmayacak Atatürkçüler vardır.

Ve unutmayın, Atatürk, tarihte, her koşulda devrim yapabilen tek liderdir.

Meydanı boş sanmayın efendiler!

Sen herkese cepten (?) altın madalya dağıtırsın; bizse, herkesi eşit çizgiye davet eder ve adil bir yarış sağlarız. Kişiye eşit bir rekabet sağalar ve kendi başarısızlıklarından sadece kendisini sorumlu tutarız. Bizim adalet ve ahlak anlamışız budur. Bizler bilimden ve yaşamdan besleniriz. Sizler gibi ayak takımına bel bağlamayız.

Bu yanıt sana elbette hitap etmez.

Çünkü sen onulmaz bir yüzsüz, bir dogmatik ve her daim çamura yatan, yığınların dramından arsızca beslenen bir utanmazsın.

Senin gibilerinin yüzüne tükürecek tertemiz, Atatürkçü bir kuşak yetiştiriyoruz.

Artık gençlik uyanıyor Drekinci.

Gepgenç, Atatürkçü bir kuşak geliyor!

Marksist meczuplar herkese eşitliği savunurlar.

Biz Kemalistler ise herkesin hayat kavgasına eşit koşullarda başlamasını savunuruz, ama herkesin eşit olmadığını ve asla olmayacağını bildiğimiz için "eşitlik" üzerinden siyaset yapmayı mantıksız ve ahlaksızca buluruz.

Marksistler, felsefe ile iş görürken bizler ilhamlarımızı yaşamın kendisinden alırız. Ayaklarımız yere sıkı sıkıya basar. Duygu sömürüsüne tenezzül etmeyiz. Ve her zaman, ispata dayalı bilimin ışığında ilerleriz! Ne idüğü belirsiz boktan felsefelerin değil!

Sanata, yaratıcılığa, kişisel girişime hakkını veririz. Marksistler gibi her anımız amele standardına endeksli değildir.

Ve bizler devrimden, fikri aydınlanmayı anlarız!

Gerçek devrimin, zihinlerde tabulara, her türlü dogmaya ve köklemiş gelenekçi anlayışa karşı yapılacak bilim devrimi olduğunu savunuruz. Bir hizbin ya da aşağılık kompleksiyle yoğrulmuş çapulcu şiddeti bizim için sadece gelip geçici bir kalkışmacıdır. Bizler, devrimi savunur, ihtilali lanetleriz!

Atatürkçüler her türlü dogmanın karşısında bilim bayrağını savurmadan özünü bulamazlar.

Zeusun kitabı peygamberleri nerde insab uydurması olduğunu anlamak zor olmasagerek.Amadursizin kafalar mühürlüydüyaanlamzsınızsiz.

İlyada'yı hiç duymadın herhalde. Zeus'un kitabından bile bihabersin. Şüphesiz ki sen inkar edensin. İnkar edenler görmemekte ısrar ederler. Tanrı Zeus onlar için cehennemdeki en azgın zebanileri tayin eylemiştir.

Zeus'u inkardan dönersen belki cennete kabul edilebilirsin.

Hemen tövbe de ey münkir!

Hiçbirimiz mutlak gerçeğe ulaşamayız. Her şeyi bilen Allah'tır.

Kimse mutlak gerçeğe ulaşamazsa sen her şeyi bilen Allah gerçeğine nasıl ulaştın be adam!

sizi kim yarattı?

Yüce Zeus yarattı bizi.

Sadece bizi değil sizi de.

Siz müslümanlar herkesi "Allah yarattı" diyerek Zeus'u inkar ediyorsunuz. Nankörsünüz.

Zeus yakında belanızı verecek haberiniz yok.

Müslümanlar bu nüfus artış hızıyla 100 yıl sonra dünyayı ele geçirecekler gibi gözüküyor.

Ama Batı yavaş yavaş uyanıyor.

11 Eylül ve ardından gelen anti-İslami harekatlarda bunu gördük.

İslam ülkelerinin nüfus artışı bir yere kadar devam edecek ve kaynak sıkıntısı baş gösterince de duracak hatta gerileyecektir.

Ve eğer bu ülkeler, İran'ın denediği gibi küresel tehdit yaratabilecek bir silah geliştirmeye kalkışacak olursa Batı uygarlığının ezici üstünlüğünü tenlerinde yaşayacaklardır.

İslam'ı kendi ilkelliği bitirecektir.

Hükümetteki İslamcılar kendi içlerindeki reformist ve ılıman dincilere bile tahammül edemezken dinciye daha çok özgürlük verilmesini, türban özgürlüğünü ve şeriatçı demokrasiyi (muhafazkar demokrasi - artık ne demekse ) savunan ahlaksızlara ne demeli...

Ne aşağılık insanlar var.

Aslında bugün Hacı'nın, gazete röportajı ile ilgili başlıkta yazdıkları sorduğum sorunun yanıtı olarak kabul edilebilir. Ama nedense bu yorumlar o başlıktan silinmiş. Aranızda ihtilaf olmasını istemeyiz. Ama Hacı'nın bu konuda söyledikleri son derece yerindedir ve mutlaka kulak verilmesi gerekir.

Ateist forum, müslüman ateistliğini ilelebet kazımak ve yerine kendi değerlerini inşa etmek zorundadır.

Forum ortamının özgür olmasını sağlamak adına, çirkin bir Türkçeyle, hişbir imla kuralına uymadan ve önüne gelene çemkirerek, nefret kusarak, bilimsel hiçbir değeri olmayan yazılarla ortalığı çöplüğe çeviren müslüman ateistlere izin verilmemeli ve bunlar süresiz yasaklanmalıdır.

İnanıyorum ki ülkemizin gerçek ateist potansiyeli bu kadar az değildir ve forum yönetimi kaliteyi korumak adına belirleyeceği ilkeleri daha sıkı uygularsa birçok değerli katılımcının yazı yazmak ya da okumak isteyeceği değerli bir kültür hazinesi ortaya çıkacaktır.

Önemli başlıkların iğneli başlık olarak sabit tutulması yönündeki önerilerim dikkate alınmadı.

Forumdaki psikopatlara ve trollere karşı sert tedbirler alınması yolundaki önerilerim de dikkate alınmadı.

Elimden geldiğince foruma bilimsel makale ve çalışmalar astım; akademik araştırmaları paylaştım ve her zaman evrensel değerlere vurgu yapmaya çalıştım. Bütün ideolojilere karşı salt bilimi savundum. Ama temizlemeyi başaramadığınız bir takım ahlaksızlarla girdiğim tartışmalar sonucu forumdan atılabildim.

İlkesiz bir birliktelik sadece zayiattır.

Evet, bir ev tek tek tuğlalarla örülür ama hangi tuğlayı nereye koyacağını bilmeyen bir ustanın yaratacağı ev temelsiz olur ve yıkılır gider.

Siz öyle yapmayın.

Temeliniz sağlam olsun.

İlkeleriniz ve belirlenmiş hedefleriniz olsun.

Unutmayın nereye gideceğini bilmeyen, esen rüzgarlardan destek alamaz.

DİRİLİŞ,

Adımları yavaş yavaş atmamız lazım. Herşey bir anda olmuyor. Hele bir başlayalım, ayağımızı suya sokup ıslatalım, gerisi gelir.

MANTIK,

Hiç düşündün mü?

Niçin Türkiye ateisleri olarak bir forumda bir avuç insanı geçemiyoruz?

Bu ülkede yaşayan bir milyon ateist varken; yazarlarımız, sanatçılarımız, siyasetçilerimiz vb her alanda binlerce değerli kafa bu foruma neden uğramaz?

Bunun elbette tek bir nedeni yok, ama biraz düşündüğünde ne demek istediğimi anlayacağını sanıyorum.

Portal için düşündüğünüz yazılar sadece dinle ve ateizmle ilgili. Bence bu, içeriğin yavanlaşmasına yol açar. Ateist dünya görüşünün her alandaki fikirlerine de yer verilmelidir. Eğer ateizmden %100 bilimselliği anlıyorsak elbette...

tanrının nasıl olupta var olduğunu bilmiyorum...

Peki tanrıyı boşver şimdi.

Zeus nasıl var oldu bunu söyle.

Suç kimde?

Aha işte bunda diyebileceğimiz basit ve düz bir yanıtı yoktur bu sorunun. Ama, en iyi yanıt, devrimlerimizi devam ettirmek yerine yozlaşıp giden 38 sonrası CHP'liler birinci derecede suçludur. Diyaneti bugünkü anlamıyla kurumsallaştıranlar, laik devleti içerden çökertmeye yönelik gerici kadrolaşmaya önlem almayanlar, Atatürk'ün aydınlanmacı ve akılcı politikalarını tanınmaz hale getirenler bu oportunistlerdir.

Ama CHP ötesi sol (sosyalist sol) da en az CHP'ye ihanet eden Kemalistler kadar suçludur. Çünkü Atatürk'ü asla anlamamışlar ve O'nun yaptıklarının devamı olarak sosyalist bir rejim için sapkın etkinliklerde çare aramışlardır. Hedefledikleri sistemin çarpıklığı ve onulmaz çelişik, ütopik karakteri bir yana başvurdukları silahlı mücadele tarzı tüm halk desteğinin ve meşru siyaset zemininin kaybedilmesine yol açmıştır. Bu maceracı müslüman ateistleri bir avuç genç olarak görmek ve potansiyellerini küçümsemekse bence hata olur. 68 gençliği gerçek anlamda Kemalist olsa idi gericileri siyasetten silmenin bir yolunu bulabilirlerdi. Ama onlar CHP'yi bir düzen partisi olarak gördüler; meşru platformlardaki mücadeleyi küçümsediler ve sapık ideolojilerinin kurbanı oldular. Sonunda da silinip gittiler. Arkalarında 12 Mart ve 12 Eylül faşist cuntalarını bırakarak...

Türk milleti Atatürk'ü anlayamamıştır.

Hepimiz suçluyuz.

Ve sorumsuzluğun acı diyetini ödüyoruz. Daha da ödeyeceğiz.

Ateşle imtihanımız daha da sert bir safhaya giriyor.

Ve biz Türk-müslüman ateistleri birbirimizin etini yiyoruz.

Tablonun tümünü görebilen herkes için bu böyle.

Elbette, Türk-Müslüman ateistlerinin ezici çoğunluğu gerçek tabloyu görmekten acizdir. Beyni sulanmış müminlerden pek az farklı olan bu meczuplardan hiçbir şey beklenemez. Çıkarcı, bencil, ahlaksız ve korkaktırlar. Ama daha acı olanı, durumun farkında olanların da benzer bir aymazlık sergilemesidir.

Aydın dayanışması ve aydınlanma kültüründen söz edilemez bu ülkede. Ve bu haliyle Türkiye'de olumlu hiçbir şey yapılamaz.

Meczup, müslüman ateist olacağınıza, Diriliş gibi ateist olsaydınız şimdi ülke güllük gilistanlık olurdu.

Elbette öyle.

Bunda gülecek ne var doğrusu anlamadım...

CHP'nin bu hale gelmesinin müsebbibi, birbiriyle didişmekten ve kendi komplekslerini doyurmaktan başka hiçbir şey yapmayan meczup, müslüman ateistlerdir.

Feto kadar dava adamı olamadınız.

Dava adamlığını bırakın adam bile olamadınız.

Yıllar boyu Stalin, Mao gibi sapık ateistlerin sapık ideolojileri uğruna Atütürk İlkelerinin yok edilmesine seyirci kaldınız. Nerede bir psikopat var gidip onun kuyruğuna takıldınız.

Şikayet etmeye hakkınız yok.

Siz ne Atatürk'e ne de CHP'ye layık değilsiniz.

Daha da beter olun!

Allah iradesi olmayan melekleri yaratmış kendi emrine zaten.İradeli olan insanı sınamayacaksa niye yaratsınki?

Peki ya şeytan?

Şeytan'ı kim yarattı?

Şeytanın da özgür iradesi var mıdır?

Şeytan bağımsız takılan, asi bir melek midir?

İnsanları kötü yola düşürmek için hususi Allah tarafından mı yaratılmıştır?

Allah insanları Şeytanla mı imtihan etmektedir?

Bu Şeytan niçin sürekli pushtluk yapmaktadır?

Bir ülkenin birliği, bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü marşla, andla, bayrakla sağlanamaz. Bunları kutsallaştırıp, değişmez-tartışılmaz tabular haline getirmenin bir yararı yoktur.

Hatta bazı aşırı ve mantık dışı telkinler ters etki yapar.

Atatürk konusunda, Türklük konusunda bunun örnekleri çoktur ve maalesef bunlar hala inatla dayatılmaktadır.

Askerlere attırılan "Bir Türk dünyaya bedeldir", "Her Türk asker doğar" sloganları gibi.

Gelinen noktada Hakkari'deki ilkokul çocuklarına andımız okutturmanın savunulur bir yanı yoktur..

Kaldı ki her sabah çocukları sıraya dizip and okutturmanın da bir anlamı kalmamıştır.

Bir marş gereklidir ama mevcut bir marşın değiştirilmesi de sorun olmamalıdır.

İstiklal Marşı dönemin koşullarına en iyi hitap ettiği için ve marşsızlıktan dolayı kabul edilen bir marştı.

Bence değiştirilmeli, içinde ırkçı, dinci ve savaşçı öğeler taşımayan, bağımsızlığı, yurtseverliği, barışı insanlığı vurgulayan yeni bir marş yapılabilir ama bunu gerçekleştirebilecek iradeyi göremiyorum.

Bence o kadar abartılacak bir sorun değil bu. Her ülkenin bir ulusal marşı vardır; ulusal anma günleri vardır. Bunlar toplumsal dayanışmayı pekiştirici, bütünleştirici ve kaynaştırıcı uygulamalardır. Hakkari'deki çocuk elbette marşımızı okuyacaktır ve ulusal değerlerle tanışacak, kendisini Türk toplumunun bir parçası hissedecektir. Aksi halde bölgede terör estiren eşkiyanın piyonu olur gider. Bu tür ulusal duyguları körükleyici uygulamaların Doğu'da her yerdekinden daha sık ve yoğun olarak uygulanması gereklidir. Bölücü ve ayrılıkçı çabaları sonuçsuz bırakmak için devletin bu bölgede çok daha milliyetçi bir politika izlemesi esastır.

Kabile toplumundan çıkıp bir ulus olmak zorundayız.

Bunu herkes böyle bilmelidir.

TV'den duyduğumuz kimi haberlerde yaşlanmaya yol açan genlerin etkisini ortadan kaldırmak yoluyla insan ömrünün uzayacağı iddia ediliyor. Hatta, farelerden yapılan testlerin oldukça olumlu sonuçlar verdiği ve farelerin ömrünün uzadığı söyleniyor.

Genlerin yaşlandırıcı etkisinin inhibe edilebileceğini kabul etsek dahi bunun, yıpranan ve ölen sinir hücrelerini yenilecek

herhangi bir mekanizma sağlaması mümkün mü?

Sinirler dışındaki vücut hücrelerinin rejeneratif yeteneğinin sürekli artırıldığını ya da genetik müdahalelerle kalıcı kılındığını farz etsek de bu durum eşyanın doğasına aykırı olmayacak mı? Ya da insan da tıpkı bir makine gibi parçaları yenilenerek ya da işleyişindeki yıpranma yok edilerek ölümsüz kılınabilir mi?

Zor sorular...

belki abd ye sabrediyor,bekleyedurun der sürekli inkar edenler için !

bir ders niteliğindedir afetler müslüman hiç acı afet yaşaamz sonucuna varılmaz bundan misal en büyük misal Efendim'dir (asm),imtihandır her olayı kişi topluluk hakettide oldu başlarına geldi diye yorumlayamayız,hem belki iran'da kalpte iman abde'deki vatandaştan azdır ne biliyorsun ki konuşuyosun !!

İşte din bir insan beynini bu hale getirir.

Vesikası yukarda!

o dediklerini düşünen ben miyim??

öyle düşünen insanları eleştirmek için açtım bu konuyu ben..

Bunların akli dengesi yerinde değil Queen.

Beyin sıvıları bulaşık suyuna dönmüş, manyaklar gibi sayıklayıp duruyor zibidiler.

Şu engelleme seçeneği etkin hale gelinceye kadar katlanacağız mecburen ne yapalım.

Ben artık hiç okumayacağım bunların yazdıklarını.

Sen de öyle yap.

Herkes de böyle yapmalı.

Bir süre sonra kendi kendilerine sayıklayıp durduklarını farkeder ve kuyruklarını kıstırıp giderler belki.