Freddy

Yaptığın açıklama evrimsel ve dolayısıyla bilimsel görünüyor ama fazla 'biyolojik indirgemeci' gibi geldi bana. Sence yaralı birine yardım edip etmememizi beliryen etken biyolojik midir? Yani genlerimizde bizi yardımlaşmaya yönlendiren birşey olması mı? Öte yandan, böyle bir 'yardımlaşma geni' bilim insanlarınca bulundu mu? Peki böyle bir biyolojik yönelimimiz varsa nasıl oluyor da pek çok ''vicdansızlık'' da olabiliyor? Din veya başka bir şey nasıl oluyor da bu biyolojik kökene baskın gelebiliyor? Bence iş elbette biyolojide başlar ama orada bitmez, davranışlarımız ve değer yargılarımızın

Ölümden korksam dört intihar tecrübem olmazdı. Sol bileğim eleğe dönmüş halde benim. Hala belirgin izleri var. Ölümden zerre korkmam. Bunu salak bir cesur görünme kaygısıyla değil, harbiden söylüyorum. Ölümden hiç korkmam. Ben bir önceki iletimde ölüm korkusuna çare bulunmasını, eğer başlığı açan arkadaş kendindeki ölüm korkusunu çözerse ölüme çare aramakla uğraşmayacağı için tavsiye etmiştim. Yanlış anlamışsın.

Sivas Katliamında esas hedefte olan isim Aziz Nesin'di ve o bir sosyalist ateistti. Yakanlar da sadece yobazlar değildi. Katliam boyunca olaya göz yuman devlet, ordu, polis üçgenini ve katliam sonrasında olayı yeterince aydınlatmadan üzerini örtüp dincilere kol kanat geren yargı ayağını da görmek gerekiyor. Devletten yalıtık bir katliam değil bu. Onun himayesinde, onun izni ve kollamasıyla gerçekleşmiş bir katliam. Dolayısıyla devletin, ordunun v.s. eleştirilmesi de gayet yerindedir. Devletle yobazlar arasında yaratılmaya çalışılan sahte çelişkinin gerçekte varolmadığını teşhir etmektedir. K

Dün 2 Temmuzdu. İmanı vicdanını köreltmemiş pek çok insan yaşanan katliamı lanetledi ve ölenleri andı, hala gerçekleşmemiş adaletin artık gerçekleşmesini, sorumluluların layıkıyla bulunup cezalandırılmasını istedi. Sivas Katliamı, dinci kitlenin ''din düşmanı'' olarak algılanan herkesi yakabileceği, ateşle boğuşan insanları vicdanları sızlamadan izleyebileceklerini tüm ülkeye gösterdi. Hedefteki kesimler ateistler, aleviler ve solculardı. Çünkü ''dinsiz'' olarak görülen ve ''yanmayı hak ettiğine'' inanılanlar onlardı. Fakat katliam bu ''dinsiz'' kesimlere çok önemli birşeyi de gösterdi. Katl

Yazar eski Freddie'dir ama ''hidayete ermesi'' söz konusu değildir. Hala ateisttir. Başlığı bambaşka bir amaç için açmış, bir süre hıristiyan taklidi yapmış, sonra da ''özüne'' dönmüştür.

Din, büyükler için masallardır. Dış dünyaya çıkamayanların içe dönüp saçmalamalarıdır. Yanlış düşünmekte ısrar etmenin nelere yol açabileceğinin en iyi örneklerinden biridir. Kusursuz bir baskı, cezalandırma, harekete geçirme ve boyun eğdirme aracıdır.

''Türbanlı kızlar üniversiteye girecek.'' Niye? Bok mu var üniversitede? Ben girdim-çıktım bi bok olmadı. Türbanlı kızlar, ''yönetici ve hakimi'' olan erkeklerin boyunduruğundan çıksın da sonra nereye girerse girsin. Ama şu durumda, onlar üniversiteye girmiyor, dinci siyaset gereği erkeklerince oraya sokuluyorlar. Nisa Suresinin eleştirisini yapmadıkları sürece de, ''görevleri'' bitince aynı erkek efendileri tarafından okuldan alınıp eve tıkılacaklar. Ne demişler? Okumak cehaleti alır ama eşeklik baki kalır. Eşekliği gideren ise yalnızca dogmaları yıkabilmektir.

Not: Bu başlığın amacı sadece beyin jimnastiğidir. Herhangi bir iddia veya yargı barındırmamaktadır. Şimdi önümüzdeki tabloya bakalım. Gördüğüm kadarıyla PKK'da başlıca iki grup var. Biri Kürt milliyetçisi, diğeri ise sosyalist ve Alevi-ateist ağırlıklı. Uzun bir aradan sonra sosyalist hizip örgütte yine etkili olmaya başladı. Sosyalist solun son dönemde Kürt hareketine yakın duran bir eğilim içinde olduğu da gözlenebiliyor. PKK, özellikle legal kanadı üzerinden sol-demokrat bir akımı yükseltebilir. İsrail PKK'yi destekliyor, PKK eylemlerini artırıyor. Amacın, Türk milliyetçiliğini uyararak i

Önemli olanın türbanın serbest kalıp kalmaması değil, bunun haricindeki uygulamaların, yani Diyanetin, zorunlu din derslerinin, kurulmakta olan cemaat vesayetinin yok edilmesi olduğunu kendine laik diyen CHP kitlesi hala anlamadı. Toplum dincileştirilmeye devam edildikçe türbanı üniversiteye soksan ne olur sokmasan ne olur? Halkın dine yöneltilip muhafazakarlaşması karşısında hiçbir önerisi veya vaadi olmayan CHP bugün olmazsa yarın türbana da evet demek zorunda kalacaktır zaten. Üniversite kadrolarında, tepe yönetimlerinde tarikatçılar cirit atarken, başı sarılı kız öğrencilerin dert edilmesi

Kuran'a göre Şeytan Allah'a değil Adem'e secde etmiyor. İslamın ''derin'' yorumcularına göre, Adem Allah'ın bir dönüşümü ve Şeytan da bu dönüşümün Allah olan kısımdan uzak olan kısmı. İnsandaki akıl ve nefs ikilisi gibi. Başlangıçta sadece akıl/Allah varmış, sonra nefs/Şeytan ortaya çıkmış, nefsin ortaya çıkışıyla birlikte kendi nefsine bakan aklın melekeleri/melekler ortaya çıkmış. Akli melekeler Adem'e(Allah ile Şeytan, yani akıl ile nefs bütünlüğüne) boyun eğmişler ama nefs buna direnmiş. Bunun gibi, insanlar da kendi nefslerini dinlerlerse Şeytan'ın yolundan gitmiş olurlarmış, ama nefsler

Allah mı dişi peki? Allah, Rahman ve Rahim olmak üzere bunlar aynı varlığın üç yüzü mü? İlk olanın dişi olduğu Kuran'ın neresinde yazıyor? Sen nereden hareketle bu iddiayı ortaya attığının açıklamasını yapmamışsın.

Kürt sorununu çözmek için Kürt halkının PKK'ye verdiği desteği kesmek gerekir. bunun için de Kürt halkının taleplerinin karşılanması gerekir. Bu doğrultuda; a) Kürt dili ve kimliği üzerindeki bütün engeller kalkacak, Kürt dili ve kimliği ülkeyi kuran eşit kurucu unsur olarak resmiyet de kazanacak. b. Halklara kendi kaderini tayin hakkı verilecek ve bu hak daima korunacak. c) Federasyon veya konfederasyon uygulanacak. d) Yerel ve yerinden yönetimciliğe tüm ülkede ağırlık verilecek, merkezi yönetimin gücü azaltılacak ve bitirilecek. e) Bölge geri bıraktırılmış halde olduğu için kamu yatırım

Solagın mı? Tamam. Buyurun; Boş zamanın mı var? Burada heba edebilirsin! Ateist forum: Vakit öldürmekte bir numara! Ateist forum: İsmine aldanma. Ateist forum: Neyseki içeride Freddy var. (Mu ha ha ha) Sinirini bozmak mı istiyorsun? Doğru adrestesin. Hiç 12 Eylülcü ''ateist'' görmüş müydün? Gel gösterelim. Sen de aramıza katıl, belki burası düzelir. Türk'üm, faşistim, ''ateistim''. Ateist forum: ''Bizden başka seçenek yok, üzgünüm.'' Ateist forum: ''Sen emek ver yaz, biz atıp üstüne konalım!'' Şaka bir yana, ''İçeride Freddy de var.'' deyin, herkes buraya gelir zaten. Ateizm ko

Türkiye'de yeterli işçi sınıfı vardır. Proleterya-burjuvazi çelişkisi de gayet güçlüdür. İşçiler gerek can kaybı gerekse de refah kaybı açısından düzene tepkilidir. Ama bunlar işçi sınıfında yeterince bilince çıkarılabilmiş değildir. Bunu bilince çıkarmak devrimciler olarak bizim görevimizdir. Ama maalesef aramızda işçi sınıfına bilinç götürmek için değil askerlere ve bürokratlara milliyetçilik götürmek için uğraşanlar var. Çünkü öylesi daha kolay geliyor onlara. 15 milyonluk metropol kentleri bulunan, büyük oranda kentleşmiş ve tarımda kapitalistleşmesini de sağlamış bir ülkede feodalite c

Türkiye'de yeterli işçi sınıfı vardır. Proleterya-burjuvazi çelişkisi de gayet güçlüdür. İşçiler gerek can kaybı gerekse de refah kaybı açısından düzene tepkilidir. Ama bunlar işçi sınıfında yeterince bilince çıkarılabilmiş değildir. Bunu bilince çıkarmak devrimciler olarak bizim görevimizdir. Ama maalesef aramızda işçi sınıfına bilinç götürmek için değil askerlere ve bürokratlara milliyetçilik götürmek için uğraşanlar var. Çünkü öylesi daha kolay geliyor onlara. 15 milyonluk metropol kentleri bulunan, büyük oranda kentleşmiş ve tarımda kapitalistleşmesini de sağlamış bir ülkede feodalite c

Türkiye'de burjuva sınıfı yok ve hiçbir zaman da olmamış ise demek ki biz her zaman ve hala tarım ülkesiyiz. Sabancı, Koç v.b. 36 dolar milyarderi de toprak ağaları olsa gerek. Marksizme göre her devlet bir sınıfın diktatörlüğüdür. Burjuvazinin kendi devletinin desteğini alması da gayet doğaldır ve onun burjuvalığına halel getirmez. Kendi kafanızdan burjuva tanımı uydurmayınız. Bağımsızlık için sosyalizm şarttır. Bu bir klişe ise yanlışlığını açıklarsınız. Benim söylemlerim açık ve net. Küreselleşen dünyamızda diğer herkesten yalıtık veya bağımsız bir kapitalizm kurabilmek mümkün değildir; b

Estağfirullah, Atatürk'ün hata yapması mümkün mü? Kesin onun adını kullanan sapıklar yapmıştır. Fakat gözden kaçırdığınız nokta şu ki, Atatürk dışındaki tüm Atatürkçüler ''onun adını kullanan sapık'' grubuna bir şekilde dahil ediliyor sizin tarafınızdan. O halde, Atatürkçülüğün Atatürk'le başlayıp biten birşey olduğunu savunun bari. Ve bırakın bu takıntıyı. Çünkü bu sizde bir din olmuş artık.

Sosyalist devrimler zaten demokratik ve bağımsızlıkçı yönü içinde barındırır. Eskiden Milli Demokratik Devrimler, yani sosyalist olmamasına karşın demokratik ve bağımsızlıkçı devrimler yapmak mümkündü. Çünkü bağımsız bir kapitalizm nispeten kurulabiliyordu. Öte yandan, milliyetçilik sınıf çelişkilerini reddettiği için, ancak modern sınıfsal çelişkileri gelişmemiş olan geri ülkelerde ilerici bir karaktere sahipti. Ama günümüzde bunlar mümkün değildir. Çünkü hem Türkiye orta derecede gelişmiş bir kapitalist ülkedir ve işçi sınıfı da burjuva sınıfı da vardır ve bunların çelişkilerinin üzeri örtül

Ordunun içinde psikolojisi bozuk pek çok faşist var. Bunlar köy yaktılar, faili meçhul cinayetlere yol açtılar. Bu zulmün ''teröristi'' bile mağdur gösterip sempati yaratacağını hesap etmediler. PKK ile Kürtleri ayırt edemediler ve hınçlarını Kürtlerden aldılar. Böylece o bölge halkını hepten kaybettiler. Şimdi de iki köylüyü terörist ''sanıp'' vurmuşlar. Kesin öyle ''sanmışlar''dır! Böyle ''terörist sanılıp'' vuran ve yaptıüının hesabını vermeyen öyle çok asker varki. Yöre halkını PKK'ya iten biraz da böylelerinin manyakça tavırlarıdır.

Beni burjuva yaparsan kapitalizmi savunurum. Ciddi söylüyorum bunu. Çünkü sosyalizm işçi sınıfının ideolojisidir. Ben burjuva olursam niye sosyalizmi savunayım ki? Salak mıyım? Ama işçi iken kapitalizmi savunmak da benzer bir salaklık. İşçi kardeşlere duyurulur.

Freddie'ler bir ölür bin doğar. Hidayete ermedim, hala allahsız-kitapsız bir insanım. Ölüm oyunu gibi bir İsa oyunu yapayım dediydim. Eğlence işte... Şimdi maskemi çıkardım. Benim herşeyimden şüphe edin ama din düşmanlığımdan asla.

Konuyu açarkenki fikirlerimi savunmuyordum aslında, bile bile öyle yazdım. Asaıl fikirlerim bu son sayfadakilerdi. Hegelyan değilim yani. Materyalistim ''çok şükür''.

Ben fizik yasalarının maddeye içkinliğine itiraz etmiyorum. Zaten bu yasaları maddeden koparmak ve maddeyi belirlediğini iddia etmek, bir yasa koyucunun varlığını da gerektirirdi. Fizik yasaları maddeye içkindir. Farklı bir evrende, farklı hareket maddelerde farklı fizik yasaları olabilir. Ve bizim zihnimizde de farklı bir mantık kurgusu olurdu. Çünkü mantığı doğadan çıkarırız. Mantık doğayı belirlemez, doğa mantığımızı kurar. Ateizm, tanrının varlığı konusunda net bir görüş belirtir. Tanrı yoktur der. Onu umursamaması da bunun ardından gelir. Bak sen de ne diyorsun? ''Olmayan bir şeyi umur

Ölüme çare bulacağına ölüm korkusuna çare bul. Böylesi daha pratik ve gerçekçi.

Ahlak denen şey çıkar ilişkilerinin örtüsüdür. O yaralıya yardım etmek ancak etrafta bunu gören ve seni takdir edecek birileri varsa veya yaralıların düzelme ve ileride seni onları bırakıp gittiğin için ayıplama ihtimalleri varsa söz konusu olabilir. Ya da yaralılardan biriyle duygusal-cinsel olarak yakınlaşabilirsin veya zengin olup sana fayda sağlayabilir. Tabi ''Aynı şey benim bir sevdiğimin başına gelseydi ve bir başkası ona yardım etmeseydi nasıl hissederdim? O halde bu insanların sevdiklerini de düşünmek lazım'' diye düşünüp empati de yapabilirsin ki biz buna vicdan diyoruz. Önemli olan