ludwig

chikidmoja: Sen niye bu kadar gocundun onu anlamadım. Demekki sen de kendini ateist olunca ilk iş kendini Nietzsche'nin yahut Marx'ın kucağına atan Türk entelciklerindensin ki bu kadar gocundun. Düşünen birey olabilmek için okumak araştırmak gerekir. Karizmasına kapılıp bir kült kişiliğin arkasına takılmak seni birey yapmaz. tesnago: Nietzsche dediğim gibi çok gereksiz, felsefeye hiç bir katkısı olmamış bir insandır. Bunu ben söylemiyorum, Bertrand Russel gibi insanlar söylüyor. Sosyopattır, insanlardan nefret eder. Irkçıdır. Demokrasi düşmanıdır. Kadın düşmanıdır. Şövendir. Baya geri kafalı

Ne düşüncen var senin gülüm?

Fuzuliye yazdığım iletiye ek olarak şunları söylemek istiyorum: Devletin piyasaya müdahelesi olan asgari ücret, taban fiyat belirlemek, belli sektörleri yahut kurumları sübvansiyon etmek, gümrük vergileri kotalar koymak vs. Bunların da olmaması lazım.

Sosyalist bir arkadaşa başka bir başlıkta yazdığım bir iletiyi buraya çok alakalı olduğu için yapıştırmak isterim: Önemli olan devletin asli görevinin ne olduğunu unutmamaktır. Locke'un dediği gibi doğal durumda eşkıyalar halkın canına ve malına zarar verecekleri için asli görevi halkın canını malını korumak, hatta ticari kontratların şhlali gibi mevzularda adaleti sağlamak olan devlet kurulmaktadır. Hadi bu devlet altyapı olayını da yapsın. Hadi para basma olayını da yapsın. Hadi enerji sektöründe tekel de olsun. Ama mesela emeklilik sigortası, sağlık sigortası işine girmesin. Eğitim işine

Önemli olan devletin asli görevinin ne olduğunu unutmamaktır. Locke'un dediği gibi doğal durumda eşkıyalar halkın canına ve malına zarar verecekleri için asli görevi halkın canını malını korumak, hatta ticari kontratların şhlali gibi mevzularda adaleti sağlamak olan devlet kurulmaktadır. Hadi bu devlet altyapı olayını da yapsın. Hadi para basma olayını da yapsın. Hadi enerji sektöründe tekel de olsun. Ama mesela emeklilik sigortası, sağlık sigortası işine girmesin. Eğitim işine girmesin. Belki dersin ki hadi Türkiye gibi bir yerde eğitim devlet tekelinde olmassa sakıncalı olaylar (medreseler y

Ewet okuyorum ve tek gördüğüm grameri bozuk anlamdan yoksun dam üstünde sakdağan gevelemeler. Nedir bu adamı bu kadar vazgeçilmez yapan? Nasıl oluyor da bu kadar "karizmatik" oluyor sizin için? Belki de bu deli saçması görünen zırvalıkları aslında onun "derin" ve "dahi" olduğunu gösteriyor, bunu da siz "görebildiğiniz" için dolayısıyle siz de "derin" ve "dahi" olmuş oluyorsunuz. Belki de cazibesi burda.

Benle siz arasındaki fark ben düşüncelerime ya KARUN gibi aileden aynen paket halinde almadım, yahut arkadaş çevresinde etkilenip yahut senin yahut NiHiL gibi yeni olmaya çalıştığım bir "entel" kimliğin gereği olarak karizmatik bir filozofu paket halinde kabul etmedim. Ben yıllardır araştırıyorum ve şu anki fikirlerime görüşlerime ulaştım. Tabi yıllar önce ben de Müslümandım ve sonra Marxist oldum felan. Ama araştırmaya devam ettim daha çok öğrenerek şu an kabul ettiğim görüşlere ulaştım.

Var tabi: Hong Kong. Ama niye daha fazla olmadığı da belli: Çünkü sosyalistler ve sosyal demokratlar her ülkede varlar ve laissez-faire kapitalizme izin vermiyorlar. İnsanlar yanlış felsefelere ekonomik teorilere, meslea Keynesçiliğe inanıyor bunun sonucunda da günümüz karma ekonomileri karşımıza çıkıyor.

Devletin olmadığı durumun nasıl olmuş olacağını bir mit olarak değil de bir düşünce deneyi olarak hayal eden ve burdan hareketle devletin bir toplumsal sözleşme ile kurulduğunu ortaya süren 3 filozof vardır: Locke, Hobbes ve Rouseau. Bunlardan Lock'a göre devletin yokluğunda mafyalar ve eşkiyalar piyasaya çıkıp masum ve üretken insanların canına ve malına kastedeceği için devlet denilen aygıt sadece insanların haklarını korumak üzere kurulmuştur. Locke'a göre insanların doğal hakları mevcuttur ve bu haklar basitçe canlarına ve mallarına bir halel gelmemesidir. Hobbes'a göre ise doğal duru

Bu ne belagat, bu ne derinlik allahım!! Dahi bir Türk Nietzsche'si vakasıyla karşı karşıyayız. Sana biraz felsefe okumanı öneriyorum. İşe Plato'yla başla. Genelde Türk entelcikleri birkaç sayfa Nietzsche yahut Pulitzer'in Felsefenin Temel İlkeleri okuyup felsefeyi bitirir. Sen de heralde üç beş Nietzsche aforizmasıyla felsefeyi söktün. Hatta daha da ötesi; sen bir Nietzsche olup çıkmışsın!!! Özentiliğin dibine vurmuşsun. Mümkünse görüşmeyelim.

Hacı, aşağıda alıntıyı veriyorum: http://www.friesian.com/nietzsch.htm

Nietzsche pis bir adamdı. Güçlünün zayıfı ezmesinin güzel ve adalet olduğuna inanan bir Sosyal Darwinciydi. Liberalizmden demokrasiden ve sosyalizmden nefret ederdi. Eşitlikçilikten, ahlaktan tiksinirdi. Kahramanları eski Spartalı savaşçılar, Romalılar ve Napolyondu. Güce tapardı. Bu adamın sol entellerin sevgilisi olmasının sebebi Hristiyanlığa olan saldırısıdır. Ama Hristiyanlığın çok daha akılcı ve daha doğru reddiyeleri mevcuttur. Nietzsche ye kalmadık. Nietzsche o kadar salaktı ki, Hristiyanlığın aslında Yahudilerin Beyaz ırktan yahut Romalılardan intikam almak için kasten İsa'yı çarmıh

"Edep" derken? Burda aynı Müslümanların Muhammetleri için talep ettikleri bir mukaddesata saygı talebi sezdim. Nietzsche pek çok sol entel için gerçekten de kült bir kişiliktir. Her ne kadar solcuların hümanist ve eşitlikçi ideallerine tam zıt fikirlere sahip bir insan olsa da, her nasılsa bu şahıs sol entellerin sevgilisi olmuştur.

Unutmaki sosyalistler o cennet ve adaletli sistemlerini yerleştirmek için gözlerini kırpmadan o "kötü kalpli kapitalistleri" MİLYONLARLA öldürmüşlerdir. Stalin Hitler'den daha büyük bir toplu katliamcıydı. Tarihinizi biliyoruz. Stalin'den Mao'dan Pol Pot'dan başlatma beni istersen. Kimin "insanlıktan nasip almamış" olduğu tartışmasında kaybedersin dikkat et. Sana anlatmaya çalıştım. Kapitalizmin böyle bir amacı yok. Kapitalist düzen bireylerin beraber yaşarken cinayeti, gaspı, dolandırıcılığı, eşkiyalık ve mafyacılığı engellemek için bir devlet sözleşmesş oluşturmasından ibarettir. Biz

Şimdi kapitalizmin meşruluğu ve niye hak ve adaletli sistem olduğunu ortaya koymak için bir tarihin başlangıç mitini yahut "doğal durum" düşünce deneyini ortaya koyalım. Biliyoruz ki Marxistlerin de böyle bir mitleri var, ve buna göre tarihin başında insanlar komünler şeklinde yaşıyorlardı, ve daha sonra özel mülkiyet ve aile kurumları ortaya çıkarak bu altın çağın sonunu getirdi ve bizim ödevimiz bu iki kurumu tekrar ortadan kaldırmaktır. Şimdi başlangıç olarak bu miti reddedelim. İnsanları tek tek bireyler olarak, ve bunların sorumluluğunun ise kendilerinden ibaret olduğunu kabul edelim.

Teşekkür ederim güzel kardeşim.

Birincisi bir insanın ticarette başarılı olması, çalışanlarından 100 kat zengin olması çalışanlarını daha fakir yapmaz. Siz zannediyorsunuz ki piyasadaki alışveriş toplamı 0 sıfır olan bir oyundur. Eğer birisi kazanmışsa birileri kaybetmiş zarar etmiştir. Hayır. Ekonomi öyle değildir. Ekonomide zenginlik ÜRETİLİR. Birlerinden birilerine geçmez. Kapitalistler sahip oldukları zenginliği YARATIYORLAR. Yani yoktan varediyorlar. Bu sayede zaten bir ülkenin ekonomisi büyür. Yoksa eğer piyasa toplamı sıfır olan bir oyun olsa ekonominin büyümesi nasıl mümkün olurdu? Ama zenginlik yaratılan yoktan vare

Önemli olan adamın adaletli olması. Dini olmayınca adaletli mi oluyor? O mahkemedeki tek aklı başında adam o. Diğerleri aynı az önce burda adaletin her zaman "iyi birşey" olmadığını söyleyen adamla aynı zihniyette insanlar.

Peygamberin 9 yaşında kızları düdüklemekle kalmadı, 13 yaşında kızları da düdükledi. Yeni mefta olmuş teyzesini mezarda ayak üstü becerdi. Hatta bir keresinde bir kavunla ilişkiye girdiği söyleniyor. Kendisi bir şizofren olup akıl hastalığı ona halusinasyonlar gösterdi, senin gibi kerkenezler de buna "vahiy" diyor bugün. Ne devlet felsefesinden, ne özgürlüklerden, haklardan, hiçbirşeyden anlamayan cahil ve ömür boyu güdülmeye layık insanlarsınız.

Türban serbest bırakılmalıdır. Dini bir sembol değil, dinin bir gereğidir. Hiçbir şekilde o kızların eğitim yapmasın diğer insanlarla iletişim kurmasına da mani değildir. Sadece görüntüsünü sevmiyorsunuz diye yasak etmek istiyorsunuz.

İşte itirafınız budur. Açıkça söyleyin işte be. Ne hukuk, ne adalet, ne de demokrasi umurunuzda değil. Adalete, hukuka demokrasiye inanmıyorsunuz. Yeri gelince de "yok Tayyip demokrasiye araç dedi" diye yalandan ayak yapıyorsunuz. Asıl sizin için demokrasi bir araçtır. Bunu açıkça itiraf ettin. Sadece demokrasi mi, hukuk ve adalette öyle. Sizler tehlikeli insanlarsınız. Adalete inanmayan bir adamdan her türlü kötülük gelir.

Ewet tabiki de AKP'ye oy veriyorum. Aslan Tayyip kim tutar seni. Durmak yok, yola devam!

Liberalizm en asil ve şerefli bir felsefedir. Özgürlüğün felsefesidir. Bu felsefe de John Locke gibi, Thomas Jefferson gibi, John Stuart Mill gibi, Ludwig von Mises gibi, Adam Smith gibi isimler var. Senin gibi fi tarihinin Yahudi hikayelerini dinliyip sonradan da şizofrenisinin sonucu olarak "vahiy" alan, kadın delisi ortaçağ Araplarının sığ ve batıl zırvalıklarıyla yaşamıyoruz.

Teo bey, AKP şeriat felan getirmiyor. İddianamede de elle tutulur bir delil yok, sadece niyet okuma var. İrtica tehlikesi var diyenler sadece faşist militer vesayet düzeninin korunması hatta darbe yapılarak iyice militerizmin artmasını istiyen faşistlerden başkaları değildir.

Nietzsche özentisi kardeş zortladı. Nietzsche kendisi de ilkel dönemlerin Conan tarzı savaşçılarına özenen akıl hastasının tekiydi. Nitekim akıl hastanesinde 10 yıl kaldıktan sonra gene orda mefta omuştur.