Sözleşmeci yaklaşımı ben de akılcı buluyorum, ama onun da bir adım öncesine gittiğimizde faydadan, faydacılıktan kaçamıyoruz. Sözleşmelerin temeli de ekseriyetle faydacılıktan ziyade kural faydacılığı temelinde yükseliyor gibime geliyor.
Çocuklarınkini hak olarak formüle etmemek daha doğru olabilir, haklısın, zira "hak" sözcüğünü fazla serbestçe kullanmak terimi anlam kaymasına, hatta anlamsızlığa götürebiliyor. Karbon salınımı konusunda çeşitli sorumluluklarımızın olması atmosfer hakkı diye bir şeyin varlığına işaret etmiyor neticede.
Benzer noktalara varmışız, sevindim.