proteusay

bre ahmak yaratık, oksijen ve hidrojenin kendi kendine tesadüfen birleştiğini savunan sizsiniz...ayrıca beni ayna olarak düşün,, anladın gerisini.....gerçi ahmak olduğun için anlamazsın...

çok seviyesiz ve kalitesiz bir insansın..yani bir ateistin nasıl bir psikolojiye sahip olduğunu çok iyi gösteriyorsun...senin gibi 100 milyar yaratık ,bir müslümanın tırnağı bile olamaz...tüm bilim kitaplarını yalayıp yutsan bile insan olamadıktan sonra bi halta yaramaz..zaten kaliteni her yazında ortaya koyuyorsun..

kastettiğim şey oksijen ve hidrojeni birleşme istekleri nerden geliyor? akıl sahibi olmayan elementler biraraya gelme isteğini nerden sağlıyor vs vs

kibirinden çatlayacaksın nerdeyse..yalanlayıp durduğun gerçekler çok yakında seni yakalayacak hiç merak etme...cehennem senin gibileri bekliyor...ayrıca bizim inancımızla kutsal değerlerimizle dalga geçme küstahlığında bulunma hakkını nereden buluyorsun..haddini bil..inanmıyorsan o senin sorunun bizi ilgilendirmez ama saygılı olmak zorundasın.

sana deseler hidrojen ve oksijen doğada serbest dolaşırken birleşmeye karar vermişler,biri yanıcı diğeri yakıcı iki element suyu oluşturmuşlar.buna inanırsın galiba...nasıl olsa ribozimler ,RNA ,mRNA ,tRNA ,ribozom,DNA kendi başlarına hücrede gezinirken protein yapalım demişler ve protein olmuş.. arkadaşım un ve suyu karışmazsan hamur olmaz.un ve su birleşelim de hamuru oluşturalım demezler..ayrıca un ayrı evrelerden geçerek un olmuş,su ayrı evrelerden geçerek su olmuşken hamurun kendi kendine oluştuğunu söylemek saçmalıktan başka birşey değildir...

sevgili nipe sen bunlara büyük mucizeler de göstersen yine bildiklerini okuyacaklar..tutturmuşlar bilimsel gerçekleri başka görüş kabul etmiyorlar..sanki islam bilimi reddediyor...sanki bunları bulan bilim adamları çok objektif insanlar..adam tabiki kendi inandığı şekilde değerlendirecek bulduğu şeyleri...bunlar mimar sinan,biruni,farabi,ibn-i sina vs vs gibi değerli islam bilginlerini bile inkar ederler sırf müslüman oldukları için...

anlamlandıramadığın herşeye saçmalıkmı diyorsun..daha önce yaşadığını sandığın bir an olmadımı..nasıl oluyorda beyin hiç yaşamadığı birşeyi yaşadığını sanıyor...beynimiz çok şakacı olsa gerek..bizi kandırıyordur heralde..

o zaman anlatalım: rüya zaman ve mekandan uzak bir olaydır..bedenin uyku halinde yarı ölü halde olduğu, kas gerginliğinin iyice azaldığı ve felce yakın bir kas güçsüzlüğü görülür; bu güçsüzlük yalnızca gözlerde, solunumdan sorumlu kaslarda ve kan dolaşımında görülmez..burdan yola çıkarak ruhun zamansızlığı başlar..mevcut beyin bunları algılayamaz ve anlamlandıramaz..saçmalık gibi gelebilir ama zaman ve mekanın olmadığı farklı boyutlar olduğu yüce ALLAH tarafından haber verilmektedir..ayrıca rüyalarla insanoğluna ibretler gösterilmektedir..en basitinden yaşadığımızı sandığımız dünya hayatının

önce bilimsel verilerini dök ortaya..herşeyi bilimle açıklayan siz değilmisiniz... ayrıca ruh kavramına inanıyormusun?

içinizde hayatının büyük bölümünde rüya görmeyen yoktur heralde..rüya konusu insanoğlunun merak ettiği önemli bir konu gibi... rüyalar ile ilgili bilimsel çalışmalara bakıldığında varsayımlardan öteye geçilemediği görülmüştür.. uykunun REM evresinde rüyaların genellikle sıklık kazandığı keşfedilmişse de rüyaların tümüyle beyinle mi ilgili olduğu bulunamamıştır..oneiroloji bilimi kurulmasına karşılık bilim otoritelerince kabul edilmiş kesin bulgular mevcut değildir.. gelecekte bulunur mu bunu zaman gösterecek... kutsal kitabımızda bu konuyla ilgili ayetler mevcuttur..Yusuf suresi incelendiğin

"Uluslararası olarak tanınmayan bir soykırım söylentisinden ibaret" demişsin; "Holodomor'u soykırım olarak kabul eden ülkeler : Ukrayna, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avusturalya, Azerbaycan, Belçika, Brezilya, Ekvador, Estonya, Gürcistan, İspanya, İtalya, Kanada, Letonya, Litvanya, Macaristan, Moldova, Paraguay, Peru, Polonya ve Vatikan ve birçok ülkede çok sayıda eyalet aldıkları kararlarla Holodomor'u soykırım olarak kabul etmektedir.." stalin sözünü dinlemeyen köylüleri resmen açlığa mahkum etmiş..böyle bir adalet nasıl olabiliyor arkadaşım..demek işçi köylü sını

"Proteinlerin oluşması için gereken 5 şart: Tek bir proteinin oluşması için Darwinistlerin teorilerini temelinden yok eden 5 ayrı şartın mutlaka aynı anda gerçekleşmesi gerekir: 1. şart: Doğada 200’ün üzerinde amino asit vardır. Proteinlerin oluşması için yalnızca belli 20 amino asitin seçilmesi gerekir. Bu 20 amino asit dışında başka bir amino asit devreye girerse protein oluşmaz. 2. şart: Bu özel 20 amino asitin seçilmesinin ardından mutlaka belli bir dizilimle yanyana gelmesi gerekir. Tüm şartlar eksiksiz yerine gelmiş olsa bile, tek bir amino asitin olması gereken sırada olmayıp

üniversitedeyken( o zamanlar inancım çok zayıftı) ateist bir dostum vardı..kendince çok sağlam dayanakları olan bir ateistti..gel zaman git zaman üniversite bitti.arada görüşüyorduk ama çok sık değil..birgün bir sebepten ötürü acziyetimin farkına varıp inancımı yaşamaya başladım..birgün camiye giderken bu arkadaşa rastladım..nereye gidiyorsun dediğimde "camiye" dedi..çok şaşırmıştım..o günden sonra çok sıkı kardeş olduk..aynı safta namaz kılmaya başladık... (bu olaylar gerçektir) ALLAH çok merhametlidir..ve kimseyi cehennem için yaratmamıştır..zaman ve mekandan münezzeh olduğu için gaybdan h

arkadaş, sizi öldürmek gibi bir niyetim niye olsunki..öyle olsa bu sitede ne işim var..islamı öcü olarak görmekten vazgeçin artık..çok samimi söylüyorum size değer vermesem burda yazıp durmazdım... herşeyi inkar edebilirsiniz ama ölümü asla... birgün mutlaka öleceksiniz ve hesaba çekileceksiniz...ölüm anı geldiğinde ne demek istediğimi anlayacaksınız ama geç olacak...

kendi görüşlerini bazıları gibi terbiyesizce sataşarak yazmamışsın..öncelikle medeni davranışın için teşekkürler.. "1933 yılı sonunda Ukrayna nüfusunun yaklaşık yüzde 25′i hayatını kaybetti. Ölenlerin 3 milyonunu çocuklar oluşturuyordu. Kulaklar bir sınıf olarak ortadan kaldırıldı ve çiftçilerden oluşan bütün ulus yıkıma uğratıldı." stalin 7 milyon ukraynalıyı öldürdüğünde komünist değilmiydi.. "Bir Çinli kaynağa göre, 1980'li yılların ortalarına değin 50 milyon kişi (rakam yalnızca bir niceliği belirliyor) toprağa gömüldü. Bir çoğu burada öldü. Bir hesaplamaya göre 20 milyon kişi tutukluyke