Tengiz

İnanıp inanmamak elbette sizin elinizde olan bir şey ama o fotoğraftaki biri bu paylaşımı görse ve size hatta siteye dava açsa sonuna kadar haklı çıkar.

İnanca göre islam dininden evvel Hak yolundan gidenler de müslüman yani islam olmuş kimselerdir. Bu böyle kabul edilir.

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/29/208.pdf Burada özet bir makale var, referans toplamak için faydalı. Bir de Abdulkadir İnan'dan Eski Türk Dini Tarihini okuyunuz. PDF'i bile çok rahat bulunur. Bu kaynaklar kafi gelmekle birlikte daha felsefi bir yaklaşım için Ümit Hassan'ın Eski Türk Tarihi Üzerine İncelemeler kitabını okumalısınız. Böylesi sorularınızın cevabını forumlarda bulamazsınız. Herkes, her şeyi yazar burada konunun uzmanı kimse olmaz. Biri çıkar Türklerin inancı yoktur der, biri tek tanrılı inanca sahipti der, öbürü 30 tane t

aynı şeyleri söylemekten yorulduğum için temel bazı şeyleri öğrenmeniz için bir link atıyorum. https://en.wikipedia.org/wiki/Nomadic_empire Ben kendime utanacak emareler toplamıyorum hayatta, o sizin bakış açınız. Dünyanın hiçbir yerinde bilim adamının etnik kökenine ya da cinsiyetine bakılarak ilmi tartışmaya açılmaz. Eğer bundan bir utanç çıkaracaksan istediğin kadar utanabilirsin.

Böyle niye gitsin? Yerleşirsen sanatla, bilimle, siyasetle... uğraşırsın. Anadoluya, İran'a, Mısır'a geldikten sonra adamlar yazmış etmiş işte. Bu bir kafa tipi değil, tarihin akışı. Göçebe toplumla göç eden halkı aynı şey zannediyorsanız ben size ne diyeyim? 10'luk sistemi biliyorum diye iddia ediyorsunuz ya, sorayım dedim neyi biliyorsunuz. Tabi ki hiçbir şey bilmiyorsunuz. Niye Türkler anadoluya geldiğinde Rumu vardı, Ermenisi vardı onlardan daha önce yaşamış uluslar vardı aradan bin yıl geçti halen Türkçe konuşuyor bu millet

Zaten bu bizim toplumun genel sıkıntısı. Her şeyi bildiğini zanneder. Bu yüzden öğrenmeye kapalısınız, öğrenemiyor ve perspektifinizi de geliştiremiyorsunuz. Timur imparatorluğu hakkında zerre bilgi sahibi değilsiniz. Tarih hakkında da bir şey bilmiyorsunuz. Ekip biçmeye müsait olmayan çöl nevinden bir bozkır ikliminde okul falan açamazsın. Kışlayacağın yer farklıdır, yazlayacağın yer farklıdır, kuyunun yeri bellidir, sürüyü sürmenin getirdiği bir toplumsal işbirliği vardır. Bunu anlayabilmeniz için Herders toplumlar hakkındaki teorileri önce öğrenmeniz lazım. Yani ekmek

Amerikadan aldığımız silahların uluslararası yapısından bahsediyorum ben ama boşuna uğraşıyorum. Gereksiz bir tartışmanın içindeyim. Belli ki savaş sanatının ne olduğunu, komutanın dehasını falan bilmiyorsunuz. Bilmeyin yani ben bir şey kaybetmem. Timur ele geçirdiği yerdeki alimlerin hepsini toplamış bir adamdır. Yani belli ki Timur İmparatorluğu hakkında zerre bilginiz yok. Bana sormanıza da gerek yok yani wikipedia ya yazanız bile çıkıyor. The golden age of Persian painting began during the reign of the Timurids.[27] During this period

Anlayamadığınız şey, Timur'un çok büyük bir deha olduğudur. Savaşmak bilim ve teknoloji ister. Bu nasıl bir mantıktır yahu? Koca orduyu bir yerden bir yere taşı, coğrafyayı oku, istihbarat al, lojistiği sağla, taktik ve strateji oluştur... Çok basit şeyleri tartışıyoruz, tartışmanın bir anlamı kalmıyor. 10 askerden biri öldü, geri kalan 9'na ne olur? Dünyada artık yerli malı denen mefhum çoktan anlamını yitirdi. Okyanuslarda, gemilerde birleştirme yapılıyor. Yerli malı yurdum malı çaresizce uygulanan devletçilik politikasının ne

Yani Türkiye'de doğup yaşayıp bu kültürle iletişime geçmeden, içinde büyümeden yetişen kaç tane insan vardır? Süryaniler falan belki onlar da islam kültürü ile iletişim içindeler, içinde yaşıyorlar. Bu ülkede islam kültüründen izole büyüyebilen birileri var mı? Bu mümkün mü? Evet. Bu bir kalite anlayışıdır. Kaliteli insanlar kaliteli eylemlerden zevk alırlar. Her şeyden önce bar nevinden mekanlarda birçok ahlaksız türer. Kavgası, dövüşü eksik olmaz. Ha bu Türkiye'de böyledir başka ülkede değildir her neyse ama burada böyle. Yahu çağır arkadaşlarını e

Kahraman ırkıma bir gül deyince ırkçı olunduğunu zanneden varlıklar da varmış meğer. Vay be.

Çin'in sadece Uygur Türklerine değil bütün müslümanlara çok büyük bir zulmü var. Geçenler de bununla ilgili Çin kaynaklarından belgeler medyaya sızdı. Çin çok büyük bir devlet ve kimsenin gücü dizginlemeye yetmiyor. İstedikleri gibi at koşturabiliyorlar ama burada "sosyalist ve ateist Çin!" etiketi yapmanız da doğru değil. Bir insanın sosyalist ya da ateist olması farklı bir şeydir, zalim olması farklı bir şeydir. Çin'de çok büyük bir zulüm var ve ne yazık ki önüne geçemiyoruz. Keşke devletimiz 5 milyon Suriyeli yerine 5 milyon Uygur Türkünü ülkemize alıp doğu illerine yerleştirseydi.

Saçmalamayın ortada dini bir mesele bile yok. Spor yapın, sanat galerisine gidin, dinletiye gidin kaliteli şeylerle eğlenin içki ve dansla eğlenmek aptallıktır demek yobazlık olamaz. Yobaz sözcüğünün bir kelime karşılığı vardır, onu bir öğrenin önce.

Nasıl saçmalık? Yani onbinlerce savaşçıyı bir coğrafyadan diğerine taşımak, savaş sahasını iyi okumak, düşmanı bilmek, binlerce insanı can alıp verilen bir meydanda iyi idare etmek... Bu zeka işi değil mi? Elin adamı "bizim 2 bin çeşit peynirimiz var" deyince "yemek kültürü" oluyor ve bunla da övünüyor da biz savaş tarihinin en deha adamlarını çıkarmış bir ulusuz, bunla neden övünmeyeceğiz? Neyle üreteceksin orta asya şartları bellidir. Inner asia kitabını alın okuyun, orada yaşayan adamın başka çaresi yok. Üretmek zeka istiyorsa o üretileni yağmalamakta zeka istiyor. Hem

İsteyip istememenin bir önemi yok. Eskimoların da bir eğlence anlayışı var bu kültürel bir husustur. Ne işi var çocuğun barda? Sanat galerisine gitsin, spora gitsin, dinletiye gitsin... bir milyon tane eğlenirken kültürel birikime ve hayata katkı yapabilecek alan varken barda tepinip içmenin faydası ne? Hayatımda bir kez arkadaşlarımın ricasını kıramadığım için bara gittim, mide bulandıran bir ışık, iğrenç şarkılar, en adisi bile fahiş fiyattan alkol... Üstüne bir de kavga çıktı, ortalık karıştı. Benim yahut evladımın ne işi var böyle bir yerde? Yapt

Nasıl bir eğlence anlayışından bahsediyorsunuz? Düğünlerimiz, nişanlarımız, bayramlarımız... Türklerin eğlence anlayışı budur. Asırlar boyu da böyle olmuştur. Gidip bir yerde iç iç, dans et eğlen... evet bu bize uygun değil. Eğlencenin ne olduğuna bağlı. Kimse oğlu kızı düğüne gitti, orada oynadı diye kızmaz. Sinema, spor faaliyetleri, sanat faaliyetleri... kimse eğlence olsun diye bunlara katılanları da kınamaz. Kimse de oğlu kızı barda içsin, dans etsin istemez. Ben de istemem. Hani eğlenceden kastınız o zırvalıksa ben evladımın öyle aptal olmasını istemem.

O sizin kendi hisleriniz. Türkler savaş sanatının ustalarıdır. 10'luk sistemin mucitleridir. Savaş ise bilimden az zeka gerektiren bir iş değildir. Savaş gerçek bir zeka işidir. Türkler göçebe bir millet olmaları hasebiyle diplomasiyi geç öğrenmişler lakin öğrenmelerinin hemen akabinde Uzak Asya'dan Avrupa'ya kadar birçok devlet kurmuş ve yönetmişlerdir. Türkler tarih başlı başına bir kitap olsa bunun en kalın sayfalarının yazılacağı yerdir. Siz eziklik hissedebilirsiniz o sizin kendi psikolojik durumunuzla alakalı.

Kendini Türk olarak hissetmektir. Genetik geçmişin burada bir önemi olduğunu düşünmüyorum. Şayet vakti zamanında kadim Türkler Anadolu'ya ciddi bir nüfus ile giriş yapmasaydı bugün Anadolu'da konuşulan başat dil Türkçe olamazdı. Doğuştan anneden ve babadan Türkçe öğreniyorsun ve dedelerin de senin gibi... Kendini alman olarak hissedecek halin yok ya. Anadolu'nun çoğunluğu gerçekten Türk. İnsanlar kendini öyle tanımlıyor bunun gerçekliğinin felsefesini sorgulayacak değiliz.

Türkçe konuşmak zorunda değilsin ama aklın varsa konuşursun. Yarın hastaneye gittiğinde Kürtçeni anlamayacak doktorlar. Burada bile Türkçe yazmak zorunda değilsin ama Türkçe yazıyorsun peki neden? İnsanlar anlasın diye. Gidip Amerika'da "ben niye İngilizce" konuşuyorum mu diyeceksin? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu için kendine Türk demek zorunda değilsin. Türkiye Kürdü diyebilirsin. Dünyada bunun birçok örneği var. Aradaki fark ne dinden ne kültürden ne de genetik yapıdan kaynaklı. Aradaki farkın en büyük sebebi dil farkı. Bir Kürt kendini Türkiye Kürdü

Kur'anda anlatılanla aynı. Dereden şarap aksın, rakı aksın. Manzara güzel, yeşillik mis gibi. Hastalıktı, geçimdi, ölümdü gibi dertler yok. Bir de sevdiğim telden bir şarkı çalarsa işte bana cennet.

Öncelikle söyleyeyim, diyetisyen falan değilim. Sporla uğraştığım için kilo benim için önemli. Normalde boyuma oranla 4-5 kilo daha azım yani kilolu bir insan da değilim ancak kilo vermeye karar verdim. 70'e kadar düşmeyi düşünüyorum. Her neyse Kendime bir diyet programı çıkardım ama öyle "lahana, tavuk, brokoli" şeklinde değil. İlk günler günde 500 gr kadar verdim. İlerleyen günlerde yoğunluk sebebiyle programa sadık olamadığım zamanlar da oldu ama neticede 2 haftada 5 kilo kadar verdim. Bu başlığı oluşturma amacım hem bu konuda tecrübeli arkadaşlardan bilg

Arka kola daha çok yükleniyor. Normal şınavda omuzlar, kanatlar, kol hep birlikte vücudu kaldırırken elmasta arka kola düşen yük daha da biniyor. Normalde tek çekişte 60 şınavı nizami rahat geçerim ama elmasta muhtemelen 30 gibi tıkanırım. Çok fazla elmas şınavda çekmene gerek yok doğrusu. Göğüs ve arka kol için güzel, yardımcı bir hareket.

Her dil güzeldir. Çirkin ya da güzel diller olmaz bana kalırsa zengin ve fakir dillerde yoktur. Türkçe'de elbette insanlığın dil hazinesinin güzel bir nakışı. Türkçemizle ilgili en büyük problemimiz nüans sorunu. Bir kelime çok anlama gelebiliyor ve nüanslar yok oluyor. Eve gelmek, anlama gelmek, yola gelmek, işine gelmek, akla gelmek, ele avuca gelmek, disipline gelmek... Mesala İngilizce'de nüanslar var ve yerli yerinde. Bizim bir nüans sorunumuz var bunun da sebebi Türkçe'den ziyade bizim dil fakirliğimiz. Dil haznemiz zengin değil. Eskiden kullanılan dili "Farsça, Arapça ağırlı

Birincisi kesinlikle abur cuburu hayatından çıkaracaksın. Marketten aldığın çikolatadan tut, hamburgere kadar her şeyi. İkincisi şekeri unut. Eğer şekersiz çay kahve içemiyorsan eczanelerde satılan şekerlendiriciler var, onlarla idare et bir süre sonra onu da bırak. Zaten şekersize alışınca mutlu olursun. Şekeri bırakmakta zorlanıyorsan meyve dahil şekerli hiçbir şeyi 1 hafta veya 1 ay tüketmemeni öneririm. Bir yerden sonra vücudun artık hiç şeker istemiyor. Üçüncüsü ekmeği bırak. Ne var bizim ekmeğin içinde bilmiyorum ama bir sıkıntı var o ekmekte. Kahvaltıda da mümkün

Karpuzun rengi ve tadının bize hoş gelmesi karpuzun bizim için faydalı olduğunu gösterir. Yani diyetimiz içinde var. Bütün hayvanlar karpuz yemez, yiyemez ki. Çünkü onların evrim geçmişi ile bizimki bir değildir. Bir ısırığıyla bizi öldürebilecek yılanı yiyen hayvanlar da var ama onların metabolizması ile bizimki bir değil. Onun için lezzetli olan bizim için ölümcül, bizim için lezzetli olanı başka bir hayvan yerse yüksek tansiyondan ölebilir. Yanı sıra bu meyveler de bizim seçimlerimiz sonucu bu hale gelmiştir. Bu meyvelerin tarımını biz yaptık, seçimi biz yaptık, istediğimiz şeki

Bilim kanunları bizim sınırlı kapasitemiz neticesinde ortaya çıkmış genel geçer doğrulardır. Biz zaten bu kanunlara tapmayız. Bakın Big Bang öncesi tartışlıyor ve elde bu konuda hiçbir veride yok. Peki, elimizde hiçbir veri ve gözlemeleyebilecek bir metot yok diye biz "bigbang öncesi yoktur çünkü biz gözlemleyemiyoruz, sayısal olarak da ifade edemiyoruz" diyebilir miyiz? Biz diğer canlılar gibi sınırlı canlılarız ve bizim tabiatı anlamak için ürettiğimiz bir dil tabiatın gerçekleriyle şayet uyuşmuyorsa (ki uyuşmak zorunluluğu kesinlikle yok) bu tabiatın umurunda olur mu? Olmaz. Tab