Tengiz

Sevgili arkadaşlar aynı şeyi tekrar be tekrar yazmaktan gerçekten bıktım. Tartışmaya devam etmeyeceğim, zaten dediğimi anlamıyorsunuz bana istediğiniz yaftayı yapıştırıp sonra kafanızda beni koyduğunuz koltuğa bakıp onunla tartışıyorsunuz... o zaman kendi aranızda bu münakaşaya devam edebilirsiniz. Halen "inanç" kavramının sözlük anlamını bilmiyorsunuz halen "bilim" kavramının sözlük anlamını bilmiyorsunuz, felsefe ile bilim arasındaki farkı bilmiyorsunuz, ateizmin bilim değil bir felsefe ekolü olduğundan bile haberiniz yok. Bana sorarsınız, siz bırakın bu işlerde kafa yürütmeyi önce kapasiten

Benim savım değil, teistlere göre dedim... arkadaşın biri bana tanrı nedir diye sordu ben de bu görüş üzerine fikirleri olan ekollerin düşüncelerini yazdım bu kadar. Ben kendim içinde "ilgilenmiyorum bu işle" dedim. Bilmiyorum nereden bileyim, biliyorum diye bir iddiam mı oldu ? Teistlerin fikirleri şudur dedim sadece Bilim gördüğü şeyle ilgilenir, varlığını yokluğunu sorgulama işi ise felsefenindir. Hem bilimin ilgilenmediğini söylüyorsunuz hem de "olmadığını" mı ? Bir şeyin yok olduğunu bilmek için onun olduğu iddia edilen yere gidip olmadığını kanıtlayıp geri dönmeniz lazım. Bırak Ta

Ya okuma özürlüsünüz ya da okduğunuzu anlayacak kadar zekanız yok. Daha ilk iletimden bir alıntı. Geri kalan iletilerimde aynı şeyi en az 7-8 kez tekrar ettiğim için okusaydınız belki gene bu ifadeyle karşılaşırdınız.

Hakikaten gülünç bir hal almaya başladı bu iş Gizemlere falan boğulmuyorum çok basit bir tanımlama yapıyorum. Tanrıyı gördük mü ? Hayır. Varlığını yokluğunu bilebilir miyiz ? Hayır. Her türlü sınırdan münezzeh bir şeyi bu evrenin kuralları ile açıklama çabası nedir ? Saçma. 2 çarpı 2 = 4 , 4 çarpı 4 = 16. Benimle etkileşime geçiyorsa muhakkak izleri olması gerekmiyor, mantığınız yanlış. Her şeyi yapabliyor her şeyi. Her şeyi yapabilmek kapasitesi var her şeyi. Çıkıp dersinki "bu saçma sapan bir hayal" ben de derim "haklı bir mantığın var iyi bir çıkarım tamam"... ama sen her şeyi yapabile

Bu tartışmayı uzatmaya hacet yoktur. Aynı şeyleri tekrar ediyorum. Münezzeh olduğuna inanılan tanrıyı evrendeki fiziki malumatla kanıtlmaya yahut reddetmeye çalışmak boş iştir.

Basit bir tanımdan konunun buralara geldiğine inanmak zor. Milli sorumuz; hep bildiğimizi anlıyoruz tekrar be tekrar. Tanrıyı kavradığımı nereden çıkardınız ? Bununla ilgilenmediğimi yazdım halbuki. Varlığından haberi olduğuna inananlar O'nun varlığını kendilerine bildirdiği için inandıklarını söylüyor. İstediği her şeyi var edebilen bir kuvveti bir sınırın haddin içine alamazsın bu kadar basit. Ha inanma, bu hayal işidir de... mantığın doğrudur. Ama her şeyin sahibi, her istediğini yapabilecek bir gücü alıp fizik kuralları ile açıklamaya kalkarsan mantıksız iş yapıyorsun demektir. Git kaldır

Evet Tanrı sizin düşündüğünüz gibi olabilir... buna inanabilirsiniz, mantığınız doğru. Tanrıyı ben tanımladım, hiçbir iletimde böyle bir şey yapmadım. Şu güruh böyle düşünüyor dedim. Bir tanımlama peşine hiç düşmediğimi bunun da zaman kaybı olduğunu söyledim. Teistlerin çoğu Tanrının varlığının bilimsel birçok kanıtı olduğunu söylese de misaİ; Kur'an bunu iddia etmez. Evet her şeyin Tanrı'nın delili olduğunu ancak bunun yalnızca "İNANAN" insan için böyle olduğunu söyler. Kur'an bilim ile yaratıcıya ulaşabilirsiniz demez, bu işin inanç olduğunu vurgular. Siz bunun hayalgücü olduğuna inanıyors

Siz münezzeh Tanrı pozisyonunu apartman yöneticiliği ile karıştırıyorsunuz. Zorunluluk, yükümlülük, sorumluluk... ol deyince oldurabilecek bir gücü bağlamaz. Tanrının ne menem bir şey olduğunu hayal edebileceğinizi, buna gücünüzün yeteceğini de nereden çıkardınız ? Bu newton kanunları değil. İstediğiniz kadar düşünün bu konuda tek yapabileceğiniz "şuna uymak zorunda buna uymak zorunda" diye kaideler kurup kendinizce bir Tanrı yaratmak olur.

Teistlere ve deistlere göre bizden münezzehtir, onu bilebilecek yetilerden yoksunuz. Bizi etkiliyorsa bizden etkileniyordur varsayımınız yanlış, eğer her şeyi var edip yöneten bir güç varsa bu bağlama girip girmemekte kendi bileceği iştir, Tanrıyı fiziki kurallar bütününde düşünemezsiniz. Panteiste göre bizzat buradadır, her şey ondadır, Farklı farklı görünen bunca şey aslında hep O'nun özüdür. Bu devren bu akış aslında hep O'nda başlar O'nda biter. ... Tanrının ne olduğunu "BİLmiyorum", ne kendime ne size açıklayabilirim... doğrusu eskisi kadar merakta etmiyorum. Bu iş üzerine kafa yoran

Resmi tarih ? Resmi tarihten öğren demedim ben o sizin kendi uydurmanız. Kendini tanımanı da söylemedim. Bir şey iddia ediyorsun ben de diyorum ki "yanlış biliyorsun"... olay bundan ibaret. Artık hangi kaynaktan nereden okursan oku

Ben size öğretilerini okuyun demiyorum, tarih'i okuyun tarih ! Bahsettiğiniz şeyler yanlış, iddialarınız yanlış.

Hayır böyle bir şey demiyorum, bir şeyin var olduğunu biliyorsan olduğunu görmüşsündür eğer yok olduğunu biliyorsan olmadığını görmüşsündür. Eğer görmediysen var olup olmadığını bilmiyorsunuz ve bilmediğin halde vardır ya da yoktur diyorsan dediğin şeye "inanıyorsun" demektir. Bu kadar basit bir şey söylediğim. İtirazım yok buna ben bunu tartışmıyorum bile, mantıksal çıkarım yapmışsınız kendinize hoş tamam dediğinize inanın, inanmak kötü bir şey değildir zaten.

Bakın dediğimi anlamıyorsunuz birazcık dikkat ederseniz anlayacaksınız. Ben bir inançtan bahsetmiyorum çok somut bir şeyden basit bir tariften bahsediyorum. Benim inancıma dair bir tek kelime bile etmedim, ben şuna buna inanıyorum diye bir cümle kurmadım... Bir inançtan bahsetmiyorum, size şuna inanın buna inanın da demiyorum. Dediğim çok basit, görmediğiniz bir şeye "yoktur" diyorsanız o halde onun olmadığına inanıyorsunuzdur. Eğer gidip bakar ve olmadığını görürseniz işte o zaman yok olduğunu bilebilirsiniz. Kapalı bir sandık var ve siz diyorsunuz ki bunun içinde bir makas yoktur. O halde s

İzlendiğinizi sanmanız ve silüetler görmeniz şizofreniye işarettir ama çoğu insan şizofreni sözcüğünden çok korkuyor aslında korkacak bir şey yok. Ağır şizofrenik vakalar vardır zannediyorum sizin durumunuz o kadar ağır değil. Şizofreniyle yaşamak mümkündür, devlet hastanelerinde hizmet veren terapistler var zaten en temel ihtiyacınız "paylaşmak"... Öyle çok kalifiye birine de ihtiyacınız yok zaten doktorun kapısından içeri girerken iyileşeceğinize dair bir şekilde kendinizi ikna etmiş oluyorsunuz. Sosyal hayattan kopmamanız lazım bu sanrılarınızı daha kötü hale getirir. Bununla yaşamayı öğren

Sağolun ama kendinizi yormayın. Bilemezsiniz zira "münezzeh" bir şey tarif ediliyor ve teiste göre biz o makama ulaşamıyoruz. Dolayısıyla ölçülmesi, tartılması imkansız o halde var ve yok olduğunu bilemeyiz. Bunun üzerine tartışmak bile abes. Neyin sorgusunu kim niye yapıyor anlamış değilim ama ben dediğim tekrar edeyim; ancak bildiğiniz bir şeyin varlığı ya da yokluğundan emin olabilirsiniz aksi o halde o konuda malumatınız olamaz. Tanrı var mı ? Bilmiyoruz. Bu demektir "var olup OLMADIĞINI" bilmiyoruz. Bilmek işide görmektir, görmediğimiz için bilmiyoruz. Çok basit bir şeyden bahsediyorum

İnsan bilmediğine düşmandır, siz de öylesiniz. Ateist, teist... fark etmiyor biz acayip cahil bir milletiz. Okumayız, sadece ve sadece inanırız. Şeyh Bedrettin'in ve Cüneyd'in hayatını oku. At meydanında idam edilen Oğlan Şeyhi oku, Şeyh Bedrettin isyanı ve babai ayaklanmalarını oku. Klasik görüşün çok aksinde fikir beyan eden insanların başı her zaman iktidar ile derde girmiştir. Senin hayatına kim tasavvufu sokmaya gayret etmiş bilmiyorum ama önce şunu öğren; tasavvuf, sufilik yolu demektir ve sufi feylozofun ta kendisidir. Feylozof herifler ve kadınlar hiçte milleti buyurun e

Ateistler tanrının var olup olmadığını bilmezler, olmadığına İNANIRLAR. Bu sebeple ateizm bir inançtır. Tanrı var mıdır yok mudur sorusunun bilimsel tek cevabı "bilmiyorum" dur. Keza dünyayı yaratan spagetti canavarı mıdır sorusunun cevabı da "bilmiyorum" dur.

Psikolojik rahatsızlar büyük ölçüde obsesyonlardan teşekkül eder bunlarda cinsel sorunlardan tezahür etmiştir. Misal; babası ölen bir erkek çocuğu bilinçaltında buna sevinir (çünkü annesini kendinden koparan, aşkını elinden alan kişi ölmüştür) öte yandan kişi bilirki babası onu büyüten besleyendir, bilinçaltındaki sevinç ve bilinçteki üzüntü çatışır bu çatışma kendini neticesinde kişide istemsiz olarak tekrar eden ve onu çok rahatsız eden takıntılar olarak tezahür eder. Bu vb birçok obsesyon hayli yaygın olarak görülse de bu hastalara bu ülkede tek yapılan bir kutu ilaç verip evine göndermek.

Gözlemlediğimiz kadarıyla canlılar hayatta kalmak ve üremek için yaşarlar. Hayat süresi kısalan canlılarda özellikle üreme faaliyetler çarçabuk gerçekleştirilir. Hayatta kalma ve üremekte aslında aynı mekanizma, üremek suretiyle kendimizden geriye genetik yapımızı bırakmaya ve bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Hayatın amacı hayatta kalmaktır desek doğrudur.

Evet pek haklısınız, tabi ki başka evrenler olabilir. Mantığınızda hiçbir hata yoktur. Evren üreten bir mekanizma var mı ? Nereden biliyoruz ? Kara maddeyi doğrudan görmesekte ışığı nasıl kırdığını biliyoruz o yüzden eminiz, mantık yürüterek ilerledik ve tecrübe ettik, sonuçta bulduk ve şimdi yüzde 99 eminiz ancak evren üreten bir mekanizma var mı? Hiç tecrübe etmediik. Belki... ama emin olma tutumunuz yanlış. Br bilim kurgunun varlığını olduğu gibi kabul edip üzerinden de çıkarım yapabilirsiniz bunda hiçbir sakınca yok, oturup bunun 100 sayfa matematiksel kuramını bile kurabilirsiniz bu da hi

Evrenin bir merkezi derken evren evet bir merkezden dışarı doğru büyümüştür, uzay zamanın geometrik bir merkezi vardır ancak evrenin tamamına sırayet eden merkezi bir çekim kuvveti öyle bir kütle yok merkezde yani muhtemelen... Şayet birgün evrendeki genişleme durursa içe doğru çökme başlar o zaman öyle bir merkez oluşabilir

Karanlık madde ile bigbang öncesi o kozmik fabrika arasında ilişki kuran bir teori henüz görmedim. Öyle bir teori mi var ? Birden fazla evrenin var olup olmadığını da bilmiyoruz. Varsa bu evrenler mikro düzeyde mi var, birbirleriyle iç içe geçtikleri bir düzey var mı, ya da membrane'ler arası bir iletişim kurulabilir mi ?.. Bunun dışında bigbang öncesinde evren üreten bir mekanizma var mı yok mu ? Bilmiyoruz. Bize düşen tek şet "belki de ama bilmiyoruz" demek. "Zorundadır" denilemez... Mantık yürütmek mesele değil, gördün mü görmedin mi ? Görmedik, bilmiyoruz. Tek yapabildiğimiz ne yazık ki b

Zorunda değildir öyleyse de bilmiyoruz. Şayet bu evreni var eden bir kozmik fabrika varsa ve orada sürekli (oradaki zaman kavramı artık nasılsa) evrenler üretiliyorsa o halde bizimki gibi bir evrenin oluşma olasılığı da sonsuzda birdir. O zaman evrenin şu anki hassas dengesinin böyle olması arkasındaki matematiksel dayanak bulunuyor amma öyle bir yer olduğu, öyle bir fabrika olduğu... iddiası tamamen bilim kurgudur. Elimizde hiçbir delil yok, bizden sonraki nesillerde ona dair hiçbir delil bulamayabilir. "Zorundadır" diye kabul edemeyiz, bu sadece bizim bilim kurgularımızdan biri. Neticede "bi