Rexino

Koleje gidince güzel şeyler oldu. Vahşi doğa ya da medeniyyet filan bunlar göreli şeyler, tanıma muhtaç kelimeler... Bunlar üzerinden oyun oynamayalım. :-)

Sinirlenme TheCrow... :-) Geceleri kelimelere karşı hassasiyetim artıyor, fiilleri her açıdan irdelemeye koyuluyorum. "Sapık" kelimesi rasgele karşıma çıktı. Neyse, benden bu kadar, fazla kızdırmayayım sizi, bu kadarlık yeter. :-)

Konunun "hayvan hakları" boyutu var. Buradan devam edilebilir. Hacı, Sana kalırsa, dinlerin ortaya çıkış nedeni agnostisizm. :-) İyi ki ciddiye almıyorum. Ama bu konu basite indirgenecek bir şey değil, bunu anlamaya çalışmak lazım. Empati yoksunluğu, bir takım bastırılmış arzuların dışavurumu, ortam faktörü... ve saire. "Sapık" kelimesi, içi benim anladığım şekilde doldurulduğunda, sorun yok. Zaten aslında kelimeler, yazan tarafından değil de okuyan tarafından anlamlandırılıyor Derrida'ya göre. Bunun felsefi sonuçlarından birisi de söz-merkezcilik... Yani sözler kağıda döküldü mü, anl

Peki Güç (Force) neyin nesi? Kronolojik olarak ilk üç filmde Güç'ün kaynağı bir yana, yaratıkların bundan nasıl yararlandığı bile anlatılmıyor. Daha sonraki yeni serilerde midi-chlorian diye bir hede ortaya atıyorlar. Gerçekliğe tekabül etmeyen bir bilimsel öğe kurgulayıp, bunun üzerine bir şeyler kurmaya çalıştığında kurgu-bilim yapmış olursun, bilim-kurgu değil. Bu açıdan The Matrix için de fikrimi değiştirdim. Kurgu-bilim diyeceğim The Matrix için... Aslında bir çok faktör var gene işin içinde... Kognitif öğeler, bilimsellik, metin-bağlam ilişkileri felan... Spesifik bir film ortaya at

Yok yahu, sapık değilim. :-) Hem bunlar öznel yorumlar, sapıklık, normallik, anormallik ve sairenin nesnel olarak tanımlanabileceğini düşünmüyorum. En azından psikolojide böyle bir şey mümkün değil; normal diye bir ölçü yok, benim açımdan. İleride hayatım kayarsa, yeni bir Hannibal Lecter vakasına hazır olun. :-)

Bence de varılamaz, daha doğrusu ampirik verilerden, ampirik olmayana sıçrama mantıksal-semantik (senin gramer dediğin) açıdan mümkün değil. Yazını merakla bekleyeceğim. Tabii ki, materyalizmin yanlış ontoloji olduğu savlanmıyor burada zaten; fakat bunlar "bilimsel değil" ile "yanlış" arasındaki farkı bilmediği için sorun oluyor. :-)

Thecrow, bu, mantıksal anlamda bir paradoks değil. Ama günlük dilde paradoks denilebilir. Benim yazdıklarım, zamanda yolculuğun mümkün olduğu öncülünü örtük olarak varsayıyor. Fiziksel açıdan senin dediğin gibi tabii ki.

Çocukluğum (6-9 yaş arası) öyle geçti thecrow, ne yapabilirim ki? :-) Ortam, psikolojik alt-yapı felan... Şu an sivrisinek öldürüyorum sadece. :-)

Hiç sevmiyorum köpeği, kediyi ve saireyi... Bende çocukluktan beri hayvanlara karşı antipati vardır. Çocukken bir kaç kedi astım, çok köpek öldürdüm, bir çok böceğe eziyet ettim, karıncalar ülkesi kurdum... Bu hayvan "sevgisi", küçük kardeşimin papağanımı öldürmesinden sonra başladı. Daha sonraları koleje gittim, düzeldim. Şu an hayvanlara karşı sevgim felan yok, sevmek için kendimi de zorlamıyorum. İşte böyle. Not: Yaptığım eylemler salt bireysel değil efendim, çete işi. Astım/kestim derken, topluca yani...

jodie, Anahtar önerme bu. "Din" diye bir öznenin gerçekte varolmadığına, soyutlama olduğunu dikkatini çekerim. "Bir dinin ne emrettiği" yoruma göre değişiklik gösterir. Tarihsel şartlara bağlı kalarak yapılan yorumlar ile bunlar ortadan kaldırılabiliniyor. Fakat uzun ve sıkıcı konular bunlar, dediğim gibi. İyi geceler

Alın size Quine Paradoksu: “Yields falsehood when preceded by its quotation,” yields falsehood when preceded by its quotation. "Alıntısı tarafından öncelendiği zaman yanlışlığa yol verir", alıntısı tarafından öncelendiği zaman yanlışlığa yol verir.

"Yani insanlar maymunlardan mı türemiş?!" "Zürafalar yüksekteki dallara yetişmeye çalıştılar, uzandılar. Zamanla da boyunları uzadı. Bu mu?!"

jodie, Aslında dini pluralizm mümkün... Bunun için radikalizmden uzaklaşmak gerek ve en önemlisi dine dışarıdan bakabilmek gerek. Yani demek istediğim şu ki, dini çoğulculuğa dair tartışmalar, dini çerçevenin dışından gerçekleştirilebilecek bir projeksiyonla ele alınmalı ve bu, dini metinler ile çelişik değildir. Soru şu: Tüm dinleri teorik olarak kurtuluşa götüren eşit yollar biçiminde mi algılamalıyız? İkinci bir şey, dini plüralizm konusunda akıl yürütürken peygamberlerin bakış açısından sıyrılmak gerektiğidir. A.Süruş, bu konuyu çok iyi irdeler. Kendisi, her peygamber ve her din önder

Google Moon

Çocukken izlediğim Back To The Future serilerini hatırlattı bu bana... :-) İki farklı yaklaşım söz konusu... İki paralel zaman oku ve bunlar arasında bir geçişin varlığı esas alınarak çözülebilir bu problem. İlk zaman okunda Darwin "Türlerin Kökeni"ni yazmış ve 2008'de Steve Jones, aynı zaman okunda, Darwin'in görüşleri üzerine bina edilen Modern Evrim Kuramı'ndan esinlenerek yazdığı kitabı ile, Darwin'in "Türlerin Kökeni" kitabını yazmadan önceki 24 saate kadar geçen süre ile üzerinde bulunduğu zaman oku içinde "Türlerin Kökeni" kitabını yazılmadan önceki 24 saate kadar geçen sürenin tıpatı

Selam suatbey, Bu hafta boyunca az girebildim, girdiğimde de yazdıklarım üç-beş satırı geçmeyen şeyler. Malum sınavlar var, biliyorsun. :-) Dolayısıyla, en başta özür dilerim. Genel olarak bazı istisnalar olsa da, bence özneler açısından yerinde bir ayrım olarak görülmesine çok da ciddi bir engel yok. Hatta bu yönü ile Gazali'nin El-Münkızü Min-Eddallal'da yaptığı ayrıma benziyor. Kelamcılar için "bilgi islamdır" demek bence biraz doğru olmamış, çünkü bahsi geçen kesim hem aklı, hem de nakli esas almıştır. Ayrıca bunların çelişmediği bilgisine istidlal ile sahib olduklarını ileri sürmüştür

Sevgili Fuzuli, istersen, buradan devam edelim.

Efendim, şimdi bu bilim-kurgu dediğimiz şey, bilimsel temellerden yola çıkar, yakın ya da uzak gelecekte olabilecek bir şeyleri, ya da en azından bilimsel veriler ile ters düşmeyecek kurgulamaları ele alır. Fantastik-kurgu ise böyle bir kısıtlamaya gitmez, bilimsel açıdan imkansız şeyleri ele alır, geçmiş üzerine bir şeyler yazar çizer (örneğin, Tolkien, Brooks), gelecekte bile fiziksel açıdan olanaksız şeyler üzerine gider. Bu düzlemden hareketle başlıkta adı geçen film/dizi/serileri kategorize edelim: Battlestar Galactica: bilim-kurgu Star Gate: bilim-kurgu Star Trek: bilim-kurgu Ter

:-) Bekliyoruz o zaman tezini. Zevkli tartışma olacak. Not : C.Yıldırım yüzeysel olarak bir şeylere değinmiş zaten.

"Saldırmak" için ben de pusudayım Sevgili Fuzuli... :-)

Sevgili sonus, Mantik'a yazdığın eleştiri çok güzel. Ben de katılmak isterdim tartışmaya ama bu günlerde biraz yoğunum. Sadece tek bir soru sormak istiyorum; formel olarak, salt deneysel öncüllerden deney-üstü ifade içeren bir sonuca nasıl varılır? Hiç bir a-priori'den yardım almadan... Not: Bu arada Sivas öne geçti. :-)

Başlığın ilk yazısı yeniden okunmalı bence... Şahane bir yazı, Trajito'ya teşekkürler...

vgm, Akıllı biri olduğunu düşünüyorum, naçizane yazdıklarımı, itirazlarımı bir daha okumanı tavsiye ederim. Ben metafizikten kaçınırken, siz beni metafizikçi yaptınız?! Tebrik ederim doğrusu. :-)

Chaos, Öbür başlıkta da dediğim gibi, seni yanıtlamaktan vazgeçtim.

Paul K. Moser, J.D. Trout - Contemporary Materialism (2005)