kikima

Tabi ama ettirmezsen ve müslüman olursa dönüşü var. Ama ettirirsen dönüşü de yok onu da düşünmek lazım.

Ben eşimde müslüman olmamasına rağmen ona karşı dahi direnerek bunu engellemeye çalışıyorum halihazırda. Kadınların sünnet edilmesi ne kadar gerekliyse tıbben, bence erkeklerin sünnet edilmesi de ancak o kadar gerekli. Bir sürü yazı okudum bununla ilgili. Ve en sonunda tıbbi açıdan gereksiz tamamen kültürel bir olgu olduğuna karar verdim. Geçenlerde komşumuz oğluma "sünnet olmazsan 15 yaşına geldiğinde pipinden kan gelir." dedi. Demekki insanlar çocuklarını böyle kandırıyorlar. Okuduğum bir araştırmaya göre düyadaki sünnetli erkeklerin sayısı %12-15 arasında. Geri kalanı da gayet güzel yaşayı

Ayrıca bir devlet için onu kuran şahıs ya da şahıslar çok ama çok önemlidir. Hangi devlet için kurucuları önemsizmiş bir tane örnek getirin. Değer bilmezliği hiç utanmadan bir değer savunusuymuş gibi ortaya nasıl koyabildiğinizi anlayamıyorum. Bir insana hak ettiği değeri vermeye çalışmanın nesi kötü? Neyi tartışıyoruz biz? Nankörlük hakkının devlet tarafından korunması gerekliliğini mi?

TDK: Laiklik; (hukuk) Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, laisizm: Laikliğin tanımı böyle. Dikkat ederseniz Devlet ile ideoloji işlerinin ayrılığı, devletin, ideoloji özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, şeklinde tanımlanmıyor. İnanç da denmiyor doğrudan "din" deniyor. Adonis sözcükler kavramları anlatırlar. Bu sözcüklerin içeriklerini iyice bilmek çok önemlidir bence. İdeoloji: Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükûmetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politi

Sevgili Adonis, Bu soru çelişkili bir soru olmuş. Öyle ki dinler yoksa laikliğin varlığı da gereksizdir. Laiklik, dinlerin ve bu dinlere üye kişilerin birbirleri ve devlet üzerinde tahakküm kurmasını engellemek için vardır. Bu durumda dinlerin varlığından doğan laiklik kavramını dinlerden bağımsız düşünemeyiz. Böyle bir laiklik tanımlayamayız. Her nasıl olacaksa, diyelim ki olduğunda da anlamsız ve gereksiz olur. Dolayısıyla bu soru sorulamaz. ...

Ah canım yazık o insancıklara...

Aslında Lilith ahkkında pek çok efsane ve öykü var. Örneğin Talmud'da (Tevrat'ın başta yazılı olmayıp, sonradan yazılı hale getirilen ikinci bölümü) ondan dişi bir şeytan olarak söz edilir. Bu rolüyle bir hayalet gibi yüzyıllarca tarih sayfalarında dolaşır. Kadın ve çocukları hedef alır, erkekleri baştan çıkararak onlara zarar verir. Yaptıkları bunlarla sınırlı değildir. Bir hayalet gibi kadınların beynine girip, erkeklerle eşit haklara sahip olma savaşını günümüze kadar sürdürür. Bazı efsanelerde de cadı suretinde çıkar karşımıza. Lilith'e hepsi birbirinden farklı, ancak hepsi de kötü yakıştı

sanki bunlar zevk için yapılıyomuş gibi mantıksızca bişey yazmışın oradakilerin anasınına karısına bacısına ırzına geçildi devleti işgal edildi aşağılandılar bir toplumu kurtarmak için feda şartt oluyor bazen abd lilerin itiraflarını ebugarib guantanamo bunlardan hiçmi haberin yok be adam herneyse daha yazacam ama nede olsa anlamıcan salla geç pehh pehh pehh ha mecburiyetten yapılıyo? Afedersiniz ya, insan nasıl da düşünemez bunu? Irak'a mı bağladınız konuyu, yoksa ben mi yanlış anladım acaba? Ama Ixion'un söz ettiği o değildi sanırım. Yani şeriatla yönetilen ülkeler barış duru

Evet, tabii, hmm. Turan Dursun da Harun Yahya'nın sahip olduğu ekonomik imkanlara sahip olsaydı durum daha bir eşit olurdu tabii. Ama Bu cins adamların değirmeninin suyu nereden geliyor diye de arada bir sormak gerek be güzel kardeşim.

Kuranı okuyun. Şiir okuyun. Roman okuyun. Felsefe okuyun. Tiyatro oyunlarını okuyun. Öykü okuyun. Biraz daha şiir okuyun. Sonra Kuranı tekrar okuyun. Önyargılarınızdan sıyrılın. Ama öyle kıyıda köşede kalmış kıytırık adamları değil; Shakespeare, Tolstoy, Hugo, Nazım, Marquez, Beaudlaire okuyun. Kültleri seçmeye özen gösterin. Kısaca OKUYUN!

Bakın ne güzel forumda yeni olduğunuzu söylemişsiniz kendi ağzınızla. Bu da ben şu anda yazarken 1. iletiniz olarak görünüyor. Bakın size bir öneri; biraz dolaşın forumda. Trilyonlarca kere sorulmuş soruları yeniden sormayın, yoksa aradığınız saygı yerine sadece bıkkınlıkla verilmiş yanıtlarla karşılaşırsınız. Forumu okumadan sazan balığı gibi atladığınız için de burun kıvrılır size. Yukarıda arkaarkaya sorduğunuz soruların hepsi için açılmış onlarca başlık var bu forumda. Biraz okuyun kavrayın ne düşündüğünü buradaki insanların, nasıl düşündüklerini anlayın iyice. Hala bir sorunuz varsa araşt

Büyü tabii ki vardır. Ben de bir eski zaman büyücüsüyüm örneğin. Büyü biberiye yağının hücre yenileyici ve kanama durdurucu etkisidir. Büyü nanenin hazmı kolaylaştırıcı etkisidir. Sütün mide çeperini kaplayarak mide yanmasını kesmesidir. Lavanta tohumlarının insanı rahatlatan ve yumuşatan kokusudur. Melissa otunun aybaşı ağrılarını azaltmasıdır. Söğüt kabuğunun kanı sulandırmasıdır. Kakulenin uyku getirmesidir. Adaçayının antibiyotik etkisidir. Kahve çekirdeğinin uyandırmasıdır. Sarımsağın antiseptik etkisidir. Kekik'in antioksidan etkisidir. Bunları ve daha nicelerini bilmek ve kullanmaktır.

İstatistik diye bir bilim var sayın hunter. İnsan bilimlerinin ölçüm aracı oluyo kendisi aynı zamanda. Dalgalanma filan yok sabit tespit var. Canınız mı sıkıldı?

VİKİPEDİ İÇİN SEFERBERLİK İLAN EDELİM Tiktaalik'in bile türkçesi yok. Ara geçiş formu yazın google görün ne çıkıyor. Vikipedi'de kabaca bir tarama yapalım bizi ilgilendiren temel konuları ingilizcesi yeten arkadaşlar çevirsin ya da kitaplardan biz kısım kısım bölüşüp yazalım. Dünyadaki en kısır vikipedilerden biri Türkçe'ye ait en azından böyle bir katkımız olur. Hem de arayan daha güvenilir bir kaynaktan doğru bilgiye ulaşma şansı yakalar. Hergün burada geçirdiğimiz laf yetiştirme zamanının üçte birini buna ayırsak yine de bir fark yaratırız gibi geliyor bana. Önerilerinizi bekliyor

Sayın selenge, Burada yanlış bir önerme getirdiğinizi düşünüyorum. Öyle ki geçmiş her zaman bugünden daha fazlasını içerir. Özellikle de süreçlerden söz ediyorsak. Geçmişten kesitler aldığımızda da elde ettiğimiz sonuçları çevre zamanlarındaki ilişkileri içersinde değerlendirme çabasına gireriz. Böylece tek bir kesit alsak bile sonuca geldiğimizde çok daha geniş bir zamansal boyutla haşır neşir olmuş buluruz kendimizi. Bu günü ise sadece bu anlamda yakın geçmişe kadar genişletebileceğimizden ne yaparsak yapalım aynı genişlikte bir süreç kalmaz elimizde. Eğer belli bir süreçteki değişimin çeş

Selenge bakınız biz insan cinsi olarak tek boyutlu düşünmüyoruz sizin de bildiğiniz gibi, değil mi? En azından bu konuda şu iki boyutu değerlendirmeye katabiliriz izninizle; 1-Zamansal Boyut 2-Mekansan Boyut Şimdi zamansal boyutu da kendi içinde basitçe şöyle sınıflayalım mı?; 1- Dikey (geçmişten bugüne) 2- Yatay (bugün) Mekansal boyutu da 1- Burası 2- Diğer yerler şeklinde gayet basitçe ayıralım Şimdi bunların birbirleriyle olan iletişimleri içinde oluşturdukları denklemleri daha rahat birbirimizi anlamak için kullanabiliriz. Bir duruma, olaya, olguya, nesneye, toplu

Yukarıdaki iletimi okudunuz mu selenge?

Primatlar, hayvanlar âleminin memeliler sınıfından maymun ve benzeri hayvanları içeren takım. İnsansı maymunları (goril, orangutan, şempanze, gibon ve insan), maymunları, ayrıca lemur, marmoset, galago, tarsiyer ve lorisleri içerir. Primatlar çevik ve hızlı canlılardır. Çoğunluğu agaçlarda yaşar. Hepsinin elleri, ele benzer ayakları, ileri bakan gözleri vardır. Birincisi sosyal davranışları bu işin dışına çıkaralım isterseniz. Konuşan orangutan, konuşamayan insan!? Ha illa doğa benim olmasını uygun gördüğüm düzende olacak yoksa sayılmaz derseniz o başka Orangutan ve şempanzenin yüz mimi

Anneniz neden bu konuda ısrarlı? Bir evde anne ikna edilmeden tek bir adım bile zor atılır bana sorarsanız. Ben annesiyim bizim evin de oradan biliyorum. Annenize kızının iyi bir insan olmasını istediğinizi anladığınızı ama bunu kendisinin daha iyi yapacağına inandığınızı söyleseniz bir faydası olur mu acaba? Bu arada sorular sorun çaktırmadan kardeşinize, soru işaretleri kendi işlerini yaparlar. Kavramları anlatın iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı, sohbet edin onunla soruların başka yanıtları da olduğunu gösterin. Bu arada ben kuran kursuna gitmemiş o azınlıktan biriyim herhalde ve hatta

woy!? bu konuda buralarda bi forum konusu var mıdır açılmış acep?

Sizin bu söylediğiniz şeyin Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetle bir ilgisi yok. Cumhuriyet Tarihini de bilmediğiniz belli oldu. Amerika ile alış veriş münesebetlerimizin ne zaman başladığına bir daha bakınız. Bunlar Atatürk de Cumhuriyeti kurarken Amerikan Mandası olalım diyen Vatan Hainlerinin iktidara gelmesinden sonra olan şeyler. ATATÜRK'E BUNLARI MAL EDEMEZSİNİZ. ETMEYE KALKMAK DA YA TERBİYESİZLİKTİR, YA CEHALETTİR YA DA VATAN HAİNLİĞİDİR VE SİZ KESİNLİKLE BUNLARDAN BİRİSİNİZ SEÇİM SİZE KALMIŞ.

Kusura bakmayın ama YUH ARTIK !!! MANAVDA MI OKUDUNUZ OKULU???? Bütün mazlum milletlere örnek olacak bir anti emperyalist savaşın kumandanından söz ediyorsunuz? Kendinize gelin tarih okuyun. Atatürkü sevmiyorum Humeyniyi seviyorum diyen zavallının konumuna düşmeyin. Yoksa aynı kaynaktan mı öğrendiniz Türkiye Cumhuriyeti ve Kurtuluş savaşı tarihini???? Yazıklar olsun. Böyle insanları gördükçe midem kalkıyor. Yazık diyorum bütün dökülen o şehit kanlarına. Hak etmiyorsunuz siz çünkü hiç ama hiç ama hiç bir şeyi. NANKÖR!!! Neyse aslında bambaşka bir yorum için sayfa açtım bunu görünce dayanam

ben zardoz deyip gluulosh'un yanıtını almışım zaten ...

Bunu sanırım zardoz'un şu yanıtına karşılık yazdınız: Eğer saptamam doğruysa şunu söyleyebilirim ki hayır çelişki yoktur. Tam laik bir devlet hiç bir din kurumunu ya da dini kurumlara destek veren herhangi bir kurumu desteklemez. Desteklememelidir. Bütün din kurumları kendi bağışlarını toplayıp, kendi su paralarını ödeyip, kendi din adamlarının hayatlarını sürdürmelerini kendileri örgütlemelidir. Bu durumda camilerle halkın kendisi ilgilenecek çok istiyorlarsa.