Jump to content

BABAYARO

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    1.069
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne BABAYARO kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Hacı dedi ki: Organların nasıl ortaya çıktığı bir hipoteizdir. Teori bile değildir ve neden ve nasıl var oldukları bilinmemektedir.

    ulan bir kere de anla yazdığımızı..

    bilimin spesifik bir konuda evrim üzerine tartışması, şöyle mi yoksa böyle mi demesi başka, evrim yok demesi başka.. evrim yok demiyor bilim hiçbir yerde.. bunu anla diyorum..

    avrupaya veya amerikaya git, herhangi bir üniversiteye sor sana evrim diyecekler diyorum.. dünya evrimi reddediyor lafı hayal diyorum.. bu hayali bırakın artık..

  2. şu hüsn-ü kuruntunuzdan kurtulun artık.

    "bilim dünyası evrimi reddediyor, bilim insanları evrimi reddediyor, evrim teorisi geriliyor, yok oluyor"

    YOK BÖYLE BİRŞEY!... bu tatlı hayalden uyanın artık.. avrupada, amerika'da, bilimsel çalışmaların olduğu herhangi bir üniversiteye veya enstitüye gidin orda size evrimden bahsedecekler.. evrimden başka birşey göremezsiniz orda..

    harun yahya gibilerinin size yaptığı propagandayı tekrarlayıp duruyorsunuz..

    evrimi reddeden bir bilim dünyası yok.. hayal kurmayın artık..

  3. ulan cübbeli jonathan wells biyolog falan değil.. evrimle ilgili bilimsel çalışması falan yok.. evrim üzerine kitap yazmış sadece, caner taslaman tarzı birşey.. asıl alanı fizik ve jeolojiymiş, bir de yanında biyoloji okumuş, ama sadece okumuş, uzman veya profesör falan değil. yani bu konuda bir etkisi yok.. Behe kadar bile önemi yok bu adamın. sıradan bir yaratılışçı yazar..

    adamın tanınmasının nedeni kiliseyle olan yakın ilişkisi ve evrim karşıtlığı..

    uluslararası kabul görmüş bir biyolog, mümkünse biyoloji uzmanı getir dedik sana. sen gidip harun yahya'nın amerika şubesini getirmişsin..

  4. Evrimci fizik profesörü H. S. Lipson bir bilim adamı olarak,

    salak cübbeli.. bu adam fizikçi.. dünyanın en zeki matematikçisi çıkıp evrim yanlış dese ne ifade eder ki? adam konuya uzak bir kere..

    biyolog bir profesör getir bize.. uluslararası kabul görmüş, makaleleri yayınlanmış biri. hadi..

  5. alkol zararlı falan değildir.. günde veya birkaç günde bir kadeh içkinin hiçbir zararı yoktur..

    zararlı olan alkol içmek değil, ölçüyü kaçırmaktır.. günde bir şişe şarap içersen zararlıdır.. ama bir kadeh zararlı değil, faydası bile vardır..

    bal çok faydalı bir gıdadır, ama bir kilo balı oturup bir seferde yersen hastanelik olursun..

    yani mesele ölçüyle ilgili..

    ama bu müslümanlar, allahın emri diye d.t korkusundan içemezler, sonra da zararlıdır da şudur budur derler..

    alkol içmiyorsanız deyin ki allah yasakladı o yüzden içmiyoruz, inancımız böyle deyin.. alkol zararlıdır falan gibi laflar etmeyin boşuna.. bahane uydurmayın..

  6. Allah'a inanmakla kendini bir kalıba sokmaya başlıyorsun. Kuranı kendine bir yaşam olarak uyguluyorsun. İnsan nefsi hayvan gibidir. Hep hayvani istekleri arzular. Onu frenlemenin tek yolu inançtır.

    iyi de bu seni rasyonel yapmaz.. bir takım kabullere dayanarak hareket ediyorsun yalnızca.. rasyonellik iddiası nerden geliyor peki, nerede??

  7. ahlakın rasyonel temelini daha önce açıklamıştım.. iki insan arasındaki karşılıklı onaylama olarak rasyonellik..

    ama aslında ahlakın rasyonel olması gerekmiyor.

    çünkü ahlak üst-yapısal bir kavram. insanın soyut düşünme yetisiyle ortaya çıkan birşey.

    üst-yapısal kurum ve değerler kabullere dayanır. ortak veya bireysel kabullere.

    bir yerde insanlar birşeyi doğru veya yanlış, iyi veya kötü olarak değerlendirip böyle kabul ediyorsa, burda tartışılacak birşey yoktur.. ahlak oluşmuştur ve önemli olan da budur..

    tanrı ve din konuları da tamamen kabule dayanan şeyler. bir takım kabullerden oluşan tanrı ve dine dayanarak ahlakı rasyonelleştirdiğini söylemek ne dediğini bilmemektir. laf kalabalığıdır, gevezeliktir..

    tanrı subjektif bir düşünce, subjektif bir şeye dayanarak ahlakı rasyonelleştirdiğini sanmak bir yanılsamadır.

    sizde rasyonel ahlak yanılsaması var.. önce kendinize bakın siz..

    oysa ateistler ahlak anlayışının kabullere dayandığını bilir ve ona göre hareket eder.. olmayan bir kaynağa gönderme yaparak yanılsamaya başvurmaz, kendini kandırmaz..

  8. Bdp şeriatçı değil. dinci ve şeriatçı kürtler bdp'yi hiç sevmez. bdplilere ve pkklılara dinsiz derler. bu yüzden akp'ye oy verirler. doğu illerine bakın, bdpye oy vermeyen kürtler akpye oy veriyor hep. şeriatçı gazetelere vs. bakın, pkk ve bdp için hep dinsiz, din düşmanı vs. derler.. ama bdpnin tabanında dinci çoktur..

    fakat şöyle bir ilginç durum var, bdp olmasa doğudaki bütün kürtler akpye oy verir. doğuyu komple akp alır.. yani bdp olsa bi türlü olmasa bi türlü.. iki ucu şeyli bir durum.. (alevi kürtler dışında, onlar zaten chpye ve sol partilere oy veriyorlar).

  9. argümana gel..

    ikiyüzlülük ne demek? iki farklı yerde iki zıt şekilde davranmak en basit ifadeyle..

    bu adamların yaptığı bu işte.. nedeni ne olursa olsun, ister kişisel çıkarlar deyin, ister oportünizm.. sonuç ikiyüzlülük.. ama siz çıkar vs. diyince sanki ikiyüzlülük olmuyormuş gibi sanıyorsunuz.. buradaki davranış ikiyüzlü...

    bir ateistin türkiye'deyken müslümanlara laf edip, avrupa'ya gidince müslüman ayaklarına yatması size göre çok normal birşey herhalde..

    siz oportünizmi vs. ikiyüzlülük olarak görmeyebilirsiniz.. ama bu bal gibi ikiyüzlülük.. hem de alası..

    bir yerde solculara küfreden insanların başka bir yerde oy vermesi tam bir ikiyüzlülük..

  10. burdaki ikiyüzlülüğü iyi anlayın bence..

    müslümanlar, islamcılar, muhafazakarlar lafa gelince solculara demediğini bırakmaz, dinsiz kafir ahlaksız, hain der, adam yerine koymaz..

    bunu diyen müslümanlar avrupa'da o küfrettikleri solculara oy veriyorlar.. halbuki ordaki de solcu burdaki de.. solun değerleri ortak sonuçta..

    bunların ikiyüzlülüğü burada işte..

    ankara'dayken küfrettiğin solculara, paris'e gidince neden oy veriyorsun? dinsiz kafir ahlaksızlara neden oy veriyorlar??

    bu sadece ikiyüzlülük de değil, utanmazlık aynı zamanda..

  11. osmanlı imparatorluktu.. imparatorlukların ne ve nasıl olduğunu bilmeyenler gelip burda saçmalıyor..

    İlayı Kelimetullah osmanlı'nın umrunda bile değildi.. osmanlı'nın devlet organizasyonuna, siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerine bakan biri bunu anlar.. ama tarih kitaplarındaki masallara ya da osmanlının kör hayranlarına bakarsa anlayamaz tabi..

    padişahların allah muhammed demeleri yani islami söylemler kullanmaları tebaaya yöneliktir.. bir tür birleştirici unsur olarak kullandılar bunu.. hıristiyan batı'ya karşı tebaayı birleştiren bir siyasetti islam..

  12. müslümanların sorunu hala bir resme karikatüre veya filme bakarak galieyana gelmeleri yakıp yıkmaları.. avrupa bunları çoktan aştı.. herkesin isa veya hıristiyanlığa aynı gözle bakmak zorunda olmadığını anladılar.. avrupa'daki filmlere bakın, isa ve hıristiyanlıkla ilgili sayısız eleştiri espri ve hatta alay var.. ama kimsenin orayı burayı yatıp yıktığını görmedim..,

    müslümanların elinde kuran ve muhamemdden başka birşey kalmadığı için ne yapacaklarını şaşırıyorlar..

    böyle şeylere artık takmamayı öğrenmeliler..

  13. alevilikteki islam sadece görüntüdür..

    islamın neresinde cem saz deyiş var? kadın-erkek birlikte ibadet var mı? namaz yok, 30 gün oruç yok, hacca giden yok.

    alevilikteki ali de arabistanda yaşayan ali değildir.. alevi ozanların deyişlerine bakarsanız görürsünüz.. buradaki ali dünya yaratıldığıdan beri vardır.. eski ozanlar işin farkındaydı.. ama bugün çoğu alevi o ali'yi arabistan'daki ali sanıyor.. unutmuşlar işin aslını.. bu da yine osmanlının baskısından.. müslüman gibi görünmek için ali muhammed kuran diye diye müslümanlaştılar..

    alevi inancında tanrı despot değildir, kötü söz söylemez, tehdit etmez, aileden biri gibidir, ona sitem edilir, espri yapılır, onunla konuşulur, tanrı insan-ı kamil'in varacağı yerdir.. bugünkü aleviler bunu hala yaşatıyor.. ama ali'yi arabistanlı ali sanıyor çoğu o ayrı tabi..

  14. Maymun olayı beni sarmıyor, bir maymun 15 milyon yıl evrilse de oturup bir bilim kurgu romanı yazamaz. Dinler zaten yalan, baştan aşağı düzmece hepsi, yani ben tam ateist olduğumu söyleyemem ama dinlere inanmadığım için, dinlerin insan ürünü olduğunu düşündüğüm için kendimi ateist olarak tanıttım. Agnostik diyin siz bana.

    bu adam resmen takiye yapıyor.. maymun oturup roman yazamaz demesi de tam harun yahya mantığı..

    ancak bir yaratılışçı ve müslüman böyle bir cümle kurar..

    dine karşıyım diyerek aklınca eleştirileri engellemeye çalışıyor.. bu adamın müslüman olduğuna kalıbımı basarım..

  15. abd veya başkaları.. konuyla hiçbir ilgisi yok.. abd ateist de değil ayrıca..

    konu ne? bir ateist neden ahlaklı davranır?? onun ahlakının temeli nedir??

    ahlaksız ateistleri tartışmıyoruz yani, ahlaklı bir ateist neden ahlaklıdır, bunu tartışıyoruz..

  16. nasıl ki kötü niyetli müslümanları allah engelliyorsa, kötü niyetli ateistleri de hukuk sistemi, ceza, hapis gibi şeyler engeller.. ateist elindeki tek hayatı kaybetmekten korkar.. o yüzden hiçbir ateist "madem ateistim istediğimi asıp keserim" demez, bunu demesi için limon kadar kafası olması lazım..

  17. Kişiler arası ahlak bir çıkar ilişkisidir. "Sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" mantığıdır ancak, kişi yer kapabilecek güce ve fırsatçılığa sahipse, kimseye yer verip yer beklemesi gerekmez; Gücünü/fırsatçılığını kullanıp ya önce davranarak ya da zayıf olanı yerinden kaldırarak oturur. Kısacası, güçlü/fırsatçı isen ahlaka ihtiyacın yok demektir.

    ahlakın temeli konusunda kişiler arası ilişkinin bununla ilgisi yoktur.. "sen bana yer ver, ben de sana yer vereyim" diye bir ahlaki önerme mümkün değil zaten.. çünkü ahlak kişinin kendisinden çıkarak ötekilere yayılır.. yani çıkış noktası kendisidir.. herkes için böyledir..

    iki kişi arasındaki karşılıklı doğrulama ve onaylamayla başlar ahlak.. bak burda herhangi bir eylem veya yaptırım yok.. kimseye birşey verip almıyorsun.. sadece temel nitelikte bir kabul ortaya koyuyorlar.. ben kendi bedensel bütünlüğümü, eylem alanımı ve özgürlüğümü korumak istiyorum.. herkes bir "ben" olduğuna göre, her birey bunu kendisi için ister.. bunun gerçekleşebilmesi için aynı anda karşıdaki kişiyi de böyle kabul etmem gerekir.. çünkü karşıdaki kişi de kendisi için bir ben'dir.. yani ben aynı zamanda ötekidir.. her ben kendisini özgür olarak düşündüğünde ötekiyi de kaçınılmaz olarak özgür düşünmüş olur.. bireyler arasındaki ahlakın rasyonel temeli budur.. bu neredeyse mantıksal bir zorunluluktur..

    demek istediğim, ahlakın oluşumu rasyoneldir.. ahlaki ilişki rasyonel bir temelle başlar.. sonrası sadece ayrıntıdır.. zamana koşullara kalmıştır.. insanlar arasındaki uzlaşıya kalmıştır..

    başlık ahlakın rasyonel temelini soruyor.. ben de ahlaki ilişkinin rasyonel olarak başladığını söylüyorum.. ben, öteki, doğrulama onaylama kavramları vs.. önemli olan da budur.. varsa eleştirinizi bu konuda yapın.. temel budur çünkü..

  18. Buna karşın, ateistler her türlü kötülüğü yapabilirler çünkü en büyük kötülüğün dahi cezasız kalacağına inanırlar.

    bu adamlar şaşırmış harbiden..

    nedir mesela en büyük kötülük? cinayet veya tecavüz diyelim..

    hangi insan cinayet işlediğinde veya tecavüz ettiğinde cezasız kalacağını düşünür?? bunu yapan insanda hiç mi akıl yok??

    hangi çağda yaşıyorsunuz siz??

    polis, mahkeme, yargı, hapis gibi şeyler yok mu?? bırak cinayeti,,, herhangi bir suçun kesinlikle cezasız kalacağını sanan adam ahmaktır ve hemen kendini ele verir..

    özgürlüğünü düşünen, başının derde girmesini istemeyen herkes suçtan uzak durur..

    sana bir sorum var: ölünce yok olacağını düşünen, sadece bu hayatı yaşayacağını düşünen bir ateist, elindeki bu tek hayatı en iyi ve sorunsuz şekilde yaşamaya, hayatını karartacak, özgürlüğünün elinden alınmasına neden olacak şeylerden uzak durmaya çalışmaz mı?? yoksa ilk fırsatta hapsi boylamaya mı çalışır?? böyle bir riske girer mi?? kafası çalışan bir insan bunu yapar mı??

    olayı ateist teist olarak düşünmeyin, aptal olmayan, kendini düşünen aklı başında bir insan neler yapar diye düşünün..

  19. Soruma cevap değil bu. Soru çok açık ve net, cevabı da çok basit; Yer vermek zorunda mısın, değil misin?

    bu çok tikel bir örnek.. tamamen kişisel ahlaka göre değişir.. kişisel ahlak emir ve yaptırım niteliğinde değildir.. tamamen senin inisiyatifinde olan ve başkasına zarar vermeyen birşeyi yapıp yapmaman ahlaksızlık değildir.. bireyler-arası alanda ahlak, ötekinin alanına girmeye başladığında ortaya çıkar.. bundan öncesi ahlak veya ahlaksızlık değildir..

    yer vermen beklenir, bu senin sosyal olanla bağını güçlendirir.. ama yer vermek zorunda değilsin.. yukarıdaki nedenden dolayı.. yani durum senin sosyal ile kurduğun ilişkiye bağlı.. sosyali önemsiyorsan yaparsın..

    bizim burada bahsettiğim şey makro ahlak.. bireysel veya tikel olaylar değil..

    yani ahlakın oluşma biçimini, ben ile öteki arasında ahlakın zorunlu olarak oluştuğunu söylüyoruz.. diğer kısımlar ayrıntı.. kişiye, topluma ve kültüre göre değişir.. biz kişisel ahlaktan değil, kişiler arası ahlaktan bahsediyoruz..

×
×
  • Yeni Oluştur...