mantik

İşini niye kaybedirmuşsun ki böyle birşey için? Dinci patron için çalışıyorsan, zaten başka sorunların da vardır. Belki iş değiştirmenin yararı bile olur. Hem emekliler falan var. Onların öyle sorunları da yok. Sorumlu olduğu insanlar yok, kaybedeceği işi yok, zaten yaşını başını da almış. Onlardan da çıkabilmeli bu işlerle uğraşabilecek olanlar.

Zaten risk almaktan karsıt da, aman aman öyle hayatınızı tehlikeye atın falan demiyoruz. Altı üstü adında ateizm geçmeyen bir dernek kurulacak. "Özgür Düşünce Derneği" tarzı birşey. Sonra da bu dernek adına yukarıdaki türde davalar açılacak, belki kitaplar falan basılacak ve demeçler verilecek. Kanun dışı birşey yapmaktan bahsetmiyorum ki burada. Türkiye'de hukukun şu anda doğru dürüst işlemediği malum elbette. Ama kağıt üzerinde yazdıkları kanunları doğru uygulamaları konusunda baskı yapılabilir yine de bunlara. Yapmazlarsa bu da onların aleyhine birbaşka gösterge olur. Halk desteğini böyle

Kolay olacağını iddia etmiyorum. Ama Nazım Hikmet'in dediği gibi "Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.." Tamam, çoluğu çocuğu olan, risk alamayacak olanlar çok. Ama risk alabilecek hiçkimse mi yok oralarda?

Benim Düşünce Dünyası sitesi bünyesinde oluşturduğum bir "Sanal örgütlenme ve yaratılışçılar ve benzerleriyle mücadele grubu" var. Dışarıya kapalı olan bu bölümde yukarıda sözü edilenlere benzer bir projeyle ilgileniyoruz zaten bir süredir. Bu tür başka şeyler yapma fikrimiz de var. Bu gruba zaten benim bildiğim ve internette ateist, evrimci ya da din muhalifi siteleri olan pek çok kişi katılmış durumda. Henüz ulaşamadıklarımız da vardır elbette ama orası bir başlangıç noktası olabilir. Zaten ateistforum'un kendisi de benzer tür kişilerin tümünün arada bir de olsa uğradığı bir uğrak noktası

Kimin baktığına bağlı. Time gazetesine bakarsan Erdoğan'ın Türkiyesi bölgede güç olmuş, şakşaklanacak, geleceği parlak, vs bir yer. Arada bir ülkedeki demokrasi ve fikir hürrüyetinin gerilediğinden de bahsediyorlar ama laf arasında kaynayıp gidiyor. Ama ben bakınca ülkeye, yabancı sermayeye bağlı ekonomisi ısınmış, politik açıdan ABD'nin eline bakan, demokratik açıdan ise gittikçe katılaşmış, demokrasi ve laiklikten uzaklaşmış, dincileşmeye başlamış ve artık aşağı yukarı teokratik bir diktatörlük halini almış bir ülke görüyorum.

Aragon'un dedikleri çok doğru. Şu anda çok ciddi bir mesele var ortada. Demokrasi elden gidiyor. Bu sorun işçi, emekçi, patron, dinci, laik dinlemez. Demokrasi zarar görürse, bundan herkes etkilenir. Fikirler özgürce ve rahat biçimde dile getirilemezse, politik rakipler hukuk yoluyla baskı kurularak çökertilmeye çalışılırsa, insanları savcılığa götürüp ifadelerini almak bir yıldırma, baskı ve ceza aracı olarak görülür ve kullanılırsa, o ülkede demokrasi ve fikir hürriyeti yıpranmış demektir. Hani bir hikaye var, önce toplumun falanca kesimini tutuklayıp götürmüşler, adam bana ne, benim so

Son dönemde eski sosyalist damarlarım da kabardı benim. Herşey üst üste gelince, dünya çapında krizler, ekonomik duraklamalar yaşanınca, çokuluslu şirketlerin çıkarları gereği yapılanlar, büyük şirketlerin politik süreci nasıl etkilediği, gelir dağılımı uçurumunun ABD'de de, Türkiye'de de gittikçe artmakta oluşu, medyanın ve zengin kitlenin halkı nasıl uyuttuğu, vs gibi gözlemler üst üste binince sisteme olan eski tepkilerimi ve öfkemi hatırladım. Bir kez sosyalist fikirleri anlayıp benimseyen kişinin, bir daha tamamen 180 derece dönmesi çok zor olur zaten bana göre. Tabi bütün bunlar "Peki

Bunlar eski Padişahçı zihniyetin uzantısıdır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde çok partili yönetime geçiş denemelerinin ilk ikisi isyanla sonuçlanmıştır bilindiği gibi. İşte o isyanları çıkaranların (ki silah zoruyla bastırılmıştır o isyanlar) uzantısı ve günümüzdeki temsilcisidir bunlar. Türk ordusuna ve Atatürk'ün partisi CHP'ye daha o zamanlardan kalma kinleri vardır. O zamanki Said Nursi'lerden gelen Nurculuk, o akımdan kopup kendine has bir çizgi edinmiş Fethullah'çılığa ulaşmıştır günümüzde. Bilindiği gibi Fehhullah Gülen ve cemaati zaten ülkedeki tüm polis örgütünü kontol etmekte ve yön

O dönemde de Padişah halkın önemli bölümü tarafından seviliyor ve destekleniyordu. Buna rağmen Mustafa Kemal ve arkadaşları yandaş toplamayı başarabildiyse, biz de yapabilmeliyiz. Durum o zamana göre çok daha iyi şu anda. Çünkü en azından ülke askeri işgal altında değil. Ayrıca, medya ve haberleşme imkanları da çok gelişmiş durumda. Çok sayıda kişiye ulaşmak o zamana göre daha kolay. Bu yüzden bu imkanları kullanmalıyız. Halk desteğini kaybedip de buna rağmen gücü bırakmak istemezlerse, diktatörlükleri tescillenmiş olur. O durumda tutunmaları da zorlaşır. Şu anda hala tepede olmalarının t

Bu başlığı açıp, sonra yeterince ilgilenemedim. Çünkü web sayfalarım hack edilmişti, onunla uğraşıyorum. Neyse ki güvenceye aldım durumu şu anda. Sayfaları tekrar açma işi ise sonraya kaldı.

Atatürk'ün bizleri göreve çağırdığı durum Türkiye'de çoktan oluşmuş durumda arkadaşlar. Son politik olaylardan sonra artık bu konunun küçümsenecek, ertelenecek, önemsenmeyecek bir yanı kalmadı. Pek çok emekli askerden sonra en son İlker Başbuğ da tutuklandı. Onun üstüne, ülkenin ana muhalefet partisinin başkanı hakkında soruşturma açılıyor. Muhalefete bile tahammül etmeyen bir ülkede demokrasiden bahsedilemez. Türkiye'de bir diktatörlük şu an itibariyle fiili olarak kurulmuş durumdadır. Adının ne olduğu önemli değil. ABD'nin olan biteni şakşaklaması da önemli değil. Onlar sadece Suriye ko

Sübyancılık kısmında cennette "memeleri yeni tomurcuklanmış yaşıt kızlar" vadeden Nebe 33 ayeti de yer alsa iyi olurdu.

Sayın kullanıcılar, Beni tanıyanlarınız tanır. Ateistforum'un ve Ateizm.org'un kurucularındanım ve yıllardır yönetim ekibindeyim. Bazı özel projelerime odaklanabilmek için, site yönetiminden ayrılma kararı aldım. Bir kitap hazırlığı içindeyim. Ayrıca başka bazı projelerim de var. Sitenin yeterli genişlikte bir yönetim ve moderasyon ekibi bulunmakta. Bensiz de site sağlam bir şekilde devam edebilecektir. Forumda hala normal bir kullanıcı olarak yazmaya devam edeceğim. Bu ayrılık konusunda spekülasyon yapılmasını ve olduğundan farklı yerlere çekilmesini istemem. Yönetim içi kavgalar veya k

Enjolras, Konu başlığının linkini yukarıda ipucu vermiş. Orada sadece duyuruyoruz, ayrıntılı anlatmıyoruz. İlgilenenlere özelden anlatıyoruz.

Bu adama dur diyecek olanlar var. Bizler dur diyeceğiz. Bana ait Düşünce Dünyası sitesinde (link için imzama bakın) bu adamla hukuki mücadele için bir çalışmamız var. İlgilenen, katılmak isteyenler, benimle özelden bağlantı kurabilir. Basında oldukça sözü falan edilecek ciddi bir çalışma bu. Burada daha fazla ayrıntı veremem. Katılmak isteyenler, benim forumdan tanıdığım ve yeterince güvendiğim kişiler değillerse, bu sitede yönetimce tanınan, eski ve güvenilir katılımcılardan referans almaları gerekecektir.

Hacı, Senin muhtemelen çevrende pek müslüman yok. Çok uzun süredir ABD'de yaşadığın için, çevrendeki bazı Türklerin de muhtemelen din ile pek ilgileri olmayan kişiler olduğunu varsayarsak, günlük hayatında sıkça karşılaştığın ve sevip saygı duyduğun kişiler arasında Türk ve müslüman geleneklerine çok düşkün birileri olmadığını tahmin ediyorum. Benim durumum da buna yakın aslında. Ama durumu öyle olmayan çok insan var. Buradaki ateistlerin pek çoğu ya müslümanlarla evli, ya onlarla birlikte çalışıyor, birlikte yemeğe çıkıyor, sohbet ediyor, vs. Sosyal çevreleri müslümanlarla dolu pek çok ate

Burada farklı. Okullarda zorunlu din eğitimi yok. İsteyenler çocuklarını dini eğitim de verilen özel okullara gönderebiliyorlar ama normal olarak din eğitimi resmi okul programının bir parçası değil. Tabi bu dinsel motifli bazı uygulamaların okullarda yer almadığı anlamına gelmiyor. Örneğin burada "Christmas" (Noel) kültürün çok önemli bir parçası ve neredeyse en önemli bayram ve tatil dönemi gibi düşünülebilir. Her ne kadar günümüzdeki kutlanma şeklinde işin içinde dini temalar pek kalmamış olsa da (örneğin Noel baba, geyikler, çam ağacı süsleme ve çocuklara verilen hediyeler düzeyinde bir

Bu makale bana ilginç geldi ve tercüme edip burada paylaşmak istedim. Bende birkaç farklı düşünce uyandırdı bu makale. Bir tanesi, inançlılara bir mesaj, ki benzerini çok defa söyledik geçmişte. Görüleceği gibi ateistler dinsel fikirlerden korkmuyorlar. Kendi çocuklarının mesela, arada bir dinsel fikirlere ekspoze olmasından çekinmiyorlar. Çünkü dinin ancak küçüklükten beri sürekli empoze edilmesi durumunda zararlı olacağını ve beyin yıkamaya dönüştüğünde tehlikeli olacağını düşünüyorlar. Özgür yetişen bir bireyin, yeterli bir entellektüel olgunluğa eriştiğinde dine inanmayacağının, dinin o

ABC News'dan Lee Dye'ın Yahoo haber sayfasında 7 Aralık 2011'de çıkmış makalesinin tercümesi: Kendisi muhtemelen dua etmek için diz çökmeyecek ama kilisede yanınızda oturan kişi bir ateist ve bir bilim adamı olabilir. Rice Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre kendilerini ateist veya agnostik olarak tanımlayan bilim adamlarının %17'si, ki bu neredeyse her 5 tanesinden biri demektir, çok sık olmasa da kiliseye gitmektedir. Ama imanlıların arasına katılmak için ruhani bir özlem duydukları için değil. Muhtemelen daha çok çocukları için. Ne? Tanrı'nın varlığına inanmayan biri, hiçbir te

Ben ateizm adına gerçekleşecek bir örgütlenmenin ateizme zarar vereceğini düşünmüyorum. Tam tersi faydalı olacaktır. Ama bu yurtdışında yaşayanların yapacağı birşey değil. Yani yapsalar da Türkiye'ye faydası olmaz onların o ülkelerde yapacağı şeyin. Türkiye'de yaşayıp, durumu müsait olan ve bu riski alabilecek olanların kalkışabileceği birşey. Bunun gerçekleşmesi mümkün hale geldiğinde bu olacaktır zaten. Şu aşamada belki sadece benim aklımda olan, yukarıda bahsettiğim türde şeyler yapılabilir. Bunlar ise benim yapacağım kişisel girişimler olarak kalacak tabi.

Hacı, Ben çoktan birşeyler yapardım. Artık bundan sonra yapacağım zaten. Kitabımı bastırmama az kaldı. Bitti sayılır. Üzerinden geçiyorum, düzenliyorum bir süredir. Hukukçulara danışıyorum, ateizm.org'un resmi olarak kalkmış ama uygulamadan kalkmamış yasağının kaldırılması ile ilgili ne yapılabileceğini öğrenmeye çalışıyorum. Ateizm.org adına ileride bazı davalar açabilir miyim, bunları araştırıyorum. Ama bunlarla bitmez. Zaten bizim başka ülkeden yapacaklarımızla Türkiye'deki o mevcut problem hallolmaz. Eğer bir dernek açılacaksa Türkiye'de açılmalı. Ben burada bir sivil toplum örgütü açm

Kendi yakın çevresinde, mahallesinde, okulunda ateist olduğunu söyleyip ortaya çıkanlar var elbette. Peki Richard Dawkins, Christopher Hitchens, Sam Harris, Victor Stenger gibilerin yaptığını yapan kaç kişi var koca ülkede? Turan Dursun ve İlhan Arsel dışında islamı eleştiren bile doğru dürüst çıkmadı. Ateist olduğunu söyleyenler tek tük çıktı (Aziz Nesin gibi, Celal Şengör gibi), ama ateist fikirleri savunan ve duyuranlar çıkmadı. Ateist fikirleri savunanlar ve duyuranlar bizim gibi sanal dünyada, takma isimle yapıyor hala. ABD'de yüzlerce ateist derneği ve sivil toplum örgütü var. ("Am

Hacı, Ben sizler kendi kimliğinizle çıkıp birşeyler yapmıyorsunuz diye sizi suçlamıyorum. Bunu yapmaya benim şahsen cesaretim olduğunu da iddia etmiyorum. Ama ortada haklarımızı kullanma ile ilgili çok açık bir sorun olduğunu ve bunu dürüstçe kabullenmeniz gerektiğini söylüyorum. "Evet, böyle bir sorun vardır ama benim elimden birşey gelmez, ya da gelse de ben kendimi riske atmak istemem" deyin. Yani bahane bulmaya çalışmayın. Sorunu dürüstçe kabullenin. Ben öyle yapıyorum. Kendim, kendi ismimle ateist kesimin temsilcisi olarak ortaya çıkmaya cesaret edemem. Bu bana düşmez. Çoluğu çocuğu

Hacı, Ateist haklarından ne kastettiğimi ben yukarıda yeterince açıkladım. Anlaşılmayacak bir kısım kaldığını zannetmiyorum. İslamı eleştirmek de ateist söylemin bir parçasıdır tabi. Hem bunu yapma hakkımızın hatırlatılması lazım, hem de ateist olduğumuzu ifade etme ve bu kimlikle web siteleri, kitaplar, TV'ler, radyolar, dernekler açma hakkımız olduğunun üzerinde durulması lazım. Hiçbiriniz kendi isminizle bile ortaya çıkıp bu site adına birşeyler söylemeye veya yapmaya yanaşamıyorsunuz, sonra da kalkıp ateist hakkından ne kastediyorsun diye bana soruyorsunuz. Anlayış kıtlığınız mı var d

IFeelGood, Kadın hakları konusunda olsun, örneğini verdiğim diğer konularda olsun, bazen sorun yasalarda bile bu hakların yer almamasıdır, bu doğru. Ama bazen de sorun, yasalarda olan hakların, gerçek hayatta da alınmasını, sadece kağıt üzerinde kalmamasını sağlamaktır. Bu tür durumlar da bir mücadele gerektirir. Örneğini verdiğim hareketlerin bir kısmı buna uyar, bir kısmı ise yasa önünde de hak talebi gerektiren durumlara işaret eder. Pek çok durumda, yasalar önünde hak sahibi olmak sorunu çözmüyor. Şu anda Türkiye'de kadınlar yasalar önünde de eşit ve özgür. Peki o mor çatılara, ya da