mantik

Hacı, Bence tarihsel ölçekte bir 10 yılın bu konuda o kadar büyük bir etkisi olmaz. Nesil aynı nesil, insanlar aynı insanlar, zihniyet ve kafalardaki fikirler aynı fikirler çünkü. 10 yıl önce, hatta 20 yıl önce mümkün idiyse, şu anda da mümkündür. Karşılaşılacak direnç, ya da kanunların desteği, vs az çok farklılık gösterebilir bu kadar sürede, ama başarı olasılığı fazla değişmeyecektir. Haqem, Mücadele, islamla savaş mücadelesi olmamalı. Ateizm ona hazır değil elbette. Mücadele, ateistlerin de ateist olduklarını rahatça söyleyip toplum içine çıkabilecekleri, rahatça radyo, TV, kitap, web

Zamanın geldiğini nasıl anlayacaksınız? Biryerlerde zamanı gelince çalan bir alarmlı saat mi var? Bu işlerin zamanı, eyleme geçilmesinin teorik anlamda mümkün hale geldiği zamandır.

Her gün televizyonlarda, gazetelerde dinci hocalar ateistlere ve dinsizlere sövüp duruyor. Laiklik propagandası yapmaya çalışan aydınlar, lafa önce islamı överek başlamak zorunda hissediyorlar kendilerini. "Aman ha, beni dinsiz sanmayın, islam dini iyidir, güzeldir, ama siz yine de laik olun" şeklinde yapıyorlar laiklik savunularını. Ahlak, din ile bağdaştırılıyor ve dinsiz birinin ahlaklı olamayacağı propagandası yapılıyor. Bunda da öyle başarılı olmuşlar ki, kötü birşeyler yapan, kamuoyunun nefretini kazanan kişi ve karakterler için "Allahsız" terimini kullanmak norm olmuş. Kimse garipsemi

Bu dava da benzerleri gibi düşecek. Adnan Oktar ve ekibi bu tür davalar açmayı alışkanlık haline getirdi. Savcılığa duyuruda bulunuyorlar, ve sonra bunu sanki dava bitmiş de zafer kazanmışlar gibi lanse ediyorlar. Halbuki pek çok durumda dava kabul bile edilmiyor. Ya da kabul ediliyor, sonra düşüyor. Ya da nadiren dava görülüyor, sonunda da genellikle beraat çıkıyor. Ama onların maksadı hukuk yoluyla karşı tarafı sindirmek ve bunu bir silah olarak kullanmak. Hukuki süreçten haberi olmayan vatandaşlar da bu yapılan dava başvurularını, davanın sonuçlanıp karar alınmış olması gibi algılıyorla

Dehri, Sana biraz önce bir ÖM gönderdim. Lütfen bir göz atıp cevabını bildirir misin. Teşekkürler.

gilbert, Düşünce Dünyası forumundaki kullanıcı adına bir özel mesaj gönderiyorum. Fırsat bulduğunda bir göz at lütfen.

cinali, Bahsettiğim proje için malesef şart. Projenin isim şart olmayan kısımları da vardı. Ama onlar için adam var. Şu anda isim kullanabilecek insan lazım. İsim kullanmadan birşeyler yapacak bir proje arıyorsan, IFeelGood ile bağlantı kurup portal'ı geliştirme ekibine katılabilirsin. Yukarıda bahsettiğim, sitenin ana portal sayfasına makale, video, vs benzeri malzeme bulan ve sunan ekibe katılabilirsin. Bu ekipten şu anda aktif olarak iş yapan yok. Ama bir kişi bile olsa kazanımdır.

freand, Haklısın elbette. Bu işler öyle çocuk oyuncağı değil. Riske girmek istemeyenleri anlıyorum ve kendilerine hak veriyorum. Herhangi bir şekilde de suçlamıyorum. Ben boş laf üretenleri ve kendisi birşey yapmazken başkaları niye yapmıyor diye eleştirenleri eleştiriyorum. Onun için deyip duruyorum boş laflara ve fikirlere karnımız tok diye. Cesur ve iş yapabilecek insan lazım. Diğerleri fazla gürültü yapmasın.

Aktif bir projem var. Arka planda 14 kişi bu proje üzerinde çalışıyoruz. Beklediğim gibi olursa çok ses getirecek. Yardım etmek isteyenlerden kendi ismini kullanmaya razı olanlar benimle özelden bağlantı kurabilir. Tabi kişinin güvenilir olup olmadığı, gerçekten ateist olup olmadığı, vs gibi konularda forumdan kendisini uzun zamandır takip eden güvenilir arkadaşlardan referans almak gerekecek. Güvendiğimiz arkadaşlardan kendisini özel hayatından da tanıyanlar varsa, daha da iyi. Hakkında referans alamadıklarımı projeye alamam.

Ben bu forumda sürekli rastladığımız bu örgütlenme, aktif olma, birşeyler yapma, vs isteklerini ciddi bulmuyorum. Bunu dile getirenler de dahil olmak üzere, bu tür fikirleri destekleyenlerin de çoğu rahat koltuğunda oturup herşeyi başkalarına bırakmayı tercih ediyor. Şu yapılmalıymış, bu yapılmalıymış, yok ateist radyoymuş, yok dernekmiş, vs. Ama başkası yapsın. Fikri getirenlerde genellikle pek bir icraat yok. Bir de kızıyorlar, niye yapılmıyor diye. Fikir bizde de çok. Fikir üretmek kolay iş. Asıl sorun: 1. Bu fikri ciddi şekilde takip edebilmek, bu işe gerekli zamanı ve enerjiyi koyabil

Hacı, Bu yazılarından bir kısmını portala niye koymuyorsun?

Saçmalamışlar. O kadar Tanrı'sız dine ne oluyor peki? Taoistlerin, Şintoistlerin, Budistlerin, vs çocukları niye Tanrı'ya inanmıyor? Eski Yunan'da doğan çocuklar niye Zeus'a, Afrodit'e, Poseidon'a ve diğerlerine inanıyorlardı? Hindular niye Brahma'ya ve onun değişik görünüşleri olan Şiva, Vişnu, Devi, Surya and Ganeşa'ya inanıyorlar? Şamanistler neden herşeyi yaratan bir güç yerine sadece mistik bazı ruhlara falan inanıyorlardı? Japonlar niye teistik bir Tanrı'ya değil, atalarının ruhlarına tapıyorlar? İlkel kabileler neden köylerinin dışındaki bir yüksek ağaca, veya kayaya, vs tapıyorla

Pante, Hukukçuyu neden aradığımla ilgili sana bir ÖM gönderdim.

Pante, sen hukukçu musun yoksa? Bazı konuları danışmak için fellik fellik hukukçu arıyorum. Gökte ararken yerde mi bulacağız yoksa?

Pante, Bence sadece yorumlanışında değil, maddenin kendisinde de sorun var. Tamam, niyet iyi maddede. Ama kötüye kullanmaya çok müsait bir şekilde hazırlanmış. Bu kadar netlikten yoksun ve genel ifadelerle dolu bir maddeyi isteyen kendi maksadı için istediği gibi kullanır elbette. Hukukçuların görevi biraz da bu maddeleri hazırlarken her türlü ayrıntıyı hesaba katıp, dilini ona göre düzenlemek. Bu madde bu şekliyle bir rezalet bence.

Bu maddede niyet belli bir kesimin haksızlığa uğramasını önlemek belli ki. Yani mesela nazilerin yahudilere yaptıkları tarzında olayların önüne geçmek. Zaten onun için "fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde" diye bir ifade de eklenmiş. Ama o kadar genel ifadelerle ve o kadar netlikten yoksun olarak yazılmış ki madde, nasıl yorumlayacağınıza bağlı olarak "Yaşasın işçi sınıfı, kahrolsun kapitalistler" demek bile bir suç olarak nitelendirilebilir bu kanun maddesine göre. Nitekim, diyelim böyle bir slogan atan biriyle uğraşmak istediniz bir savcı olarak, pekala da adamı bu maddede

Bu madde düşünce özgürlüğü için kara bir lekedir. Mevcut islamcı hükümet tarafından pek çok muhalif sesin susturulması için kullanılmaktadır. Tamamen baskı aracı bu madde. Adnan Oktar ve yandaşları da bu maddeden birçok kişiyi dava ettiler, ediyorlar. Özellikle din karşıtı ve ateist içerikli yayınlarla ilgili olarak. Halbuki kendilerinin web sayfalarında ve yayınlarında geçen pek çok ifade de aslında bu yasaya göre suç sayılır. Bu adamlar açıkça pek çok yayınlarında, web sayfalarında ve röportajlarında dünyada pek çok pisliğin ateizm ve darwinizmden çıktığını iddia ediyor. Komünizm, nazizm

Türk Ceza kanununun 216. maddesi şöyle diyor: Bu maddeden dava edilenlerin haddi hesabı yok. Birisi çerkezler hakkında web sayfasında bir makale yazıyor, dava ediliyor. odatv.com yöneticileri dava ediliyor. Ateist web sayfaları dava ediliyor. En son da Penguen karikatüristi Bahadır Baruter, çizdiği bir karikatürde "Allah Yok, Din Yalan" ifadesi geçtiği için yine bu maddeden dava ediliyor. Bakın daha önce Vatan yazarı Mustafa Mutlu ne yazmış bu madde konusunda: Ülkemizdeki mevcut yasalara göre, bu ülkede düşünen ve konuşan herkes hem de neredeyse her gün suç işliyor! Öyle ki; mevcut yas

Ateistcafe'deki konuyla bu konuyu birleştirdim.

Ben de ateistcafe'de aynı konuda başlık açmıştım. Bunu görmemişim. Evet, birşeyler yapmak gerek. Ama merkezi Türkiye'de olan ateist bir kurum ya da dernek falan kurulursa bu konuda aktif olarak çalışanları çiğ çiğ yerler muhtemelen. ABD temelli bir vakıf, dernek, vs türü birşey kursam, acaba başka ülkelerden üye kabulü mümkün olur mu onu araştıracağım. Eğer mümkün oluyorsa, "Türkish Free-Thinkers", vs tarzı bir isimle açacağım bu kuruma üyeliğinizi ve katılımınızı isteyeceğim. Düşünür müsünüz?

Şimdi de karikatürist Bahadır Baruter'in çizdiği bir karikatür yoluyla "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak"dan hapsi isteniyor: http://haber.gazetevatan.com/karikaturist-baruter-hakkinda-1-yil-hapis-istendi/402385/1/Gundem Bilindiği gibi Ceza kanununun 216. maddesine dayanan bu suçlama yoluyla bazı dinci savcılar ateist bazı domain isimlerini de dava etmişti. Bunlar iyice azıttılar. Yakında Muhammed'e Hz. Muhammed demeyenleri halkın belli kesiminin dini duygularını aşağılamaktan dava ederlerse şaşmayın.

Muhtemelen bir yerde bir hata var. Deneyi yapanlar da öyle söylemiş zaten. Sadece çok uğraşmalarına rağmen hatanın nerede olduğunu bulamamışlar. Belki başkaları yardım eder diye bulgularını açıklamışlar. Başka yerde aynı deneyin tekrarlanıp, hangi sonuçların alınacağına bakılması gerekiyor. Işık hızının geçilmesi sadece bir hız bariyerini aşma konusu değil, çok daha ciddi bir konudur. Uzayzamanın yapısı ve nedensellik yasasına kadar etkileri olan bir konudur. Dolayısıyla, belki de gerçekten geçilmiştir ışık hızı, ne olacak yani diye hafife alınacak bir konu değildir. Işık hızı geçilebiliyor

Bu avatarlar meselesini teknik ekipten arkadaşlara bırakmıştım aslında. Müsait olup döndüklerinde ilgilensinler diye. Ama şu anda yeni resim ve avatar yüklenebiliyor olması gerekiyordu. Bunların server'da yüklendiği dizinin izinlerine baktım. Eski durumdaki izinlere göre farklı gözüküyordu. Bu izinleri değiştirdim, eskisi gibi yaptım. Eğer problem bu idiyse belki düzelmiştir. Tekrar deneyin.

Başlıktaki ankette sorduğum soruya şimdiye kadar verilen cevaplarda 'underground' ve 'underground değil' cevapları aşağı yukarı başabaş gidiyor. Aslında sonucun buna benzeyeceğini tahmin ediyordum. Çünkü bu ikilemi yönetim içinde bile gözleyebiliyorum. Bazıları underground gibi görmeye daha eğilimli bu siteyi ve burada yaptıklarımızı. Bazıları ise burada yapılanların yasal, doğal ve saklanması gerekmeyen şeyler olduğunu düşünmeye daha meyilli. Elbette mücadele ettiğimiz kesim bizi underground olmaya itecektir. Öyle görmek isteyecek, bizi öyleymişiz gibi lanse edecek ve her fırsatta undergrou

İnançlıları algısı bozuk, ya da bozuk bilinçli olarak nitelendirmek biraz acımasız bence. Onlar sadece içinde bulundukları toplumun sosyal ve psikolojik baskısından kurtulamıyorlar. Toplumun bu baskısı sağduyularını köreltiyor ve kendilerini kandırmalarına yol açıyor. Bu psikolojik ve duygusal etkilerin bilinçlerini ve sağduyularını etkilemesine izin veriyorlar. Duygularını akıllarının önüne koyuyorlar. Toplum tarafından kabullenme istekleri sağduyularına ağır basıyor. Mesele bence budur. Yoksa günümüzde yaşayan, günümüzün okullarında verilen eğitimi almış, günümüzde TV'lerde, sinemalarda gös