CharlesDarwin

Ben yapılan genetik çalışmalardan yola çıkrak bunu yazdım. Sadece moğollara benzememiyor değiliz, Akdeniz tipi esmerliğimiz, kıvırcık saçlarımız da kökenlerimizi gösteriyor. Ya da sarı saçlarımız, mavi gözlerimiz. Anadolu'daki insanların sadece %4 ünde ortaasya mutasyınları bulunuyor. Geri kalan %96 nın genetiği bu toprakları gösteriyor. Osmanlı etkisi ile atalarımız Türkçe konumaya başlamış ve Müslüman olmuş. Ortaasyadan koparak buraya yerleşwn Türk sayısı çok çok az. Ben sizin aksinize kendimi ne Türk, ne Kürt, ne Ermeni ya da Rum olarak sınıflandırmak istemiyorum. Ben sadece insanım. Türkç

Neresi ırkçılıkmış?

Tanrı inancı tüm insanlar tarafından paylaşılmıyor. Ben kendi oğluma dini bir bilgi vermiyorum. 5 yaşına geldi hala tanrı kavramını pek doğru anlayamadı. Kendiliğinden geliştirebileceği bir kavram değil ve dışardan bilgi gelmediği için de onun için tanrı kavramı tam bir boşluk. Ahlak hakkında savunduklarımı bu durum için savunamayacağım. Tanrı kavramını öğreniyoruz. O yüzden de tüm kültürlerde tanrı kavramı yok.

Müzik diye birşey var mı? Yok. Neden dinliyorsun? Yazı diye birşey var mı? Yok. Yazı insan zihninin bazı şekilleri algılama biçimidir. E peki neden okuyorsun bu yazıyı?

Evet bu doğru. Başka hiçbir ülke, -o ülke %100 ateistlerden oluşuyor olsa bile- insanın kendi ülkesinin yerini tutmaz. Ama bir de "ama"lar var. RTE'yi İstanbul Belediye Başkanı olduğu zamanlardan beri sevmem. Ne yazık ki Türkiye, Tayyibistan haline geldi. Hiçbir zaman benimsemediğim iç ve dış politikalar ile ülke kötü duruma düşürüldü. Ekonomi ortada. Suriye konusunda neden Esad'ın karşısında olduğumuzu hiç anlamış değilim. (Aslında biliyorum RTE Suriye petrolleri onun olur sandı). Rusya aleyhinde yapılan karalama propagandalarından sonra Rus uçağı gereksiz yere düşürüldü. 8 sn lik bir ihla

Ahlak, insan beyni tarafından üretilmiş bir kavramdır. Gerçek olan insan beyninin kıvrımları, nöronlar ve bu nöronların insan davranışlarını nasıl yönlendirdiğidir. Yani maddesel bir gerçekliğe inanıyorum. Peki neden maddesel gerçeklik? Çünkü ben maddeyim ve benimle etkileşime giren şey maddedir. Karanlık madde benimle etkileşime girmediği için varlığına inanıp inanmamak benim hayatımda bir değişikliğe yol açmıyor.

Evet haklısın. Primatız, küçük topluluklar halinde yaşıyoruz. Milyonlarca sene de insanın ataları küçük topluluklar halinde yaşamış. Sadece sapiensler büyük topluluklara geçebilmiş. Ahlakın kökeni ne? İyilik ve kötülük kavramlarıdır değil mi? Bir sapiens neden tanımadığı başka bir sapiense yardım eder? Bunu erectuslar yapmadı, neanderthaller yapmadı. Aksine birbirlerini pişirip yediler. Sapiens ama başka bir duygu geliştirdi. Yardım etme duygusu. Bu duygu da araştırılıyor. 1 yaşındaki bebeklerde üstelik. Bu bebekler bile başka insanlara yardım ediyor. Çünkü kodunda var. Belgeselini bulursam

Peki ya paralel gerçeklik varsa ve her insan kendi gerçekliğinin başrolündeyse. Benim gerçekliğimde sen farklı durumda isen; senin gerçekliğinde ise ben farklı bir konumda isem? Hadi gece boyunca bunu düşün.

Ahlak evrensel değildir elbette ki. Ahlak kavramından aynı şeyi anladığımızı sanmıyorum. Sen İslam dininin sana öğrettiği ahlak kavramı üzerinden tartışıyorsun. Ben ise her insanın içinde az çok (kiminde az, kiminde çok ve de bazı insanlarda hiç var olmayan) sorumlu hissetme duygusundan bahsediyorum. Sevgi gibi. Sevginin biyolojik kökeni var mı, yok mu?

Bu kanıtlar bildiğim kadarı ile sibiryadan. Sibiryada meyve ağaçları yok. Bir de buna buz devrini ekle.

Ama açlığı bu sayede aşabilmiş. Sapiensler, diğer insan grupları ile irtibat halindeymişler. Bilimadamları bunu nasıl anlamış? Sapienslerin yaşadığı alanlarda o bölgeye ait olmayan taşlardan yapılmış bazı eşyalardan anlamışlar. Neanderthallerin eşyalarının tamamı kendi bölgelerindeki taşlardan yapılıymış. Bu durum, neandertallerin farklı neanderthaller ile iletişim halinde olmadıklarını gösteriyormuş. Ve de ete ihtiyaç duyduklarında eğer kendileri bulamıyorlarsa, yan taraftaki kabile onlara iyilik yapmıyormuş. İnsanların iyilik kavramının kökeni işte bu. Birbirlerine iyilik yapan sapiensler,

Boşver Mars'ı. Dünya gibisi yok.

Avcı toplayıcı bir grup ne malı temin edecek? Ancak et alışverişi olur. Malın alışverişi tarımdan sonra ortaya çıkmıştır. Biz Neanderthaller zamanından bahsediyoruz.

Onun bahsetmek istediği gerçeklik farklı birşey. Kökenin kökenine inmeye çalışıyor. Atomlar yok, hadronlar leptonlar var diyor. Hatta onlar da yok vs. Tabii derin sular karanlıktır ve orada birşey de göremiyor.

Söyler misin bana, insanlar kurallar olmadan nasıl topluluklar kurabilir? Ahlak, din ile geldi diyorsan -ki burada ahlak dediğim, yazısız toplum kanunlarıdır- dinden önce insanlar topluluk halinde yaşamıyor muydu? Muhammed kişileri fert fert toplayıp, ahlakı ve dini, ayrıca toplu yaşama kurallarını mı anlattı insanlara?

Senin düşündüklerini filozoflar yyıllar önce düşünmüş. Decartes boşuna "düşünüyorum, öyle ise varım" dememiş. Gerçek ve gerçek olmayan kavramlarını algılamak için önce kendinin gerçek olduğunu varsayman gerekiyor. Eğer sen gerçeksen, senin dışında başka şeyler de gerçek olmalı. Peki gerçeklik nedir? Neyin gerçek olmadığını söyleyebilirim ama hiçkimse neyin gerçek olduğunu söyleyemez. Çünkü hiçkimsenin böyle bir bilgisi yok. Ama inan bana bir tanrı da yok.

İnsan davranışlarının genetik bir altyapısı yok mu yani? Eğer öyle ise tüm insanlar, birilerini yol sorduğu zaman neden yolu tarif etme davranışı içine giriyor? Bu tüm insan çocuklarına öğretiliyor mu yani? Daha önceki sayfalarda bir makale paylaştım. Neden Neanderthallerin yok olduğu ama aynı şartlarda yaşayan Sapienslerin yok olmadığını anlatan bir makale. Orada sapiensler arasında bir yardımlaşma ağından bahsediliyor. Neden bunu Neanderthaller yapamamış?

Havadaki moleküller genlere işlemez. Köpekler, kediler, insanlar birbirleriyle iletişim kurmak için bazı yollar geliştirmiştir. Köpekler uluyarak iletişim kurar ve bölgelerini ilan ederler. İnsanlar, köpek dişlerini gösterirler ve buna gülmek, gülümsemek derler. Bu diş gösterme davranışı, tüm insanlar tarafından "gülümsemek" şeklinde otomatik olarak algılanır. Tüm davranışlarımızı gerçekleşmesi, beynin belirli bir yapıda olması sayesindedir. Beyni oluşturan nöron adı verilen beyin hücrelerinin nasıl bağlanacakları da, hangi sıra ile çalışacaklarını da DNA belirlemiştir. Karşımızdaki kişinin

Sana göre saçma. Soyut bir kavramın, somut bir yapısının olduğunu düşünemiyorsunuz. Size göre bizlerde ruh var ve özgür irademizle, ruhlarımız maddi olmayan soyut olan tüm duygu ve durumlardan sorumlu. Tüm bu yukarıdaki yazın da biyolojiden anlamadığını gösteriyor.

Erdem başka bir kavramdır, ahlak başka bir kavramdır. Türkiye'yi sevmem, afedersin mal gibi durmamı gerektirmez. Hayatımı daha da önemlisi çocuklarımın hayatını daha fazla önemsiyorum. Özellikle onlar için gerekirse yağmur ormanlarına bile kaçarım, onları oralara dahi götürürüm. "Evladınız şehit oldu, vatan sağolsun" yalanına kanmayacak kadar olgunlaştım.

Ölünce insanda erdem falan kalmaz. Bunu da geçelim, bu devlet ve özellikle hükümet, benim düşüncelerimi paylaşmazken, benim gibileri mahkemelerde yargılarken, halk da buna çanak tutarken, ben neden böyle bir düzen için canımı feda edeyim ki?

herşey ortaya çıkarıldı mı ki? Ancak eksiksiz tüm insanların yaptığı birşeyin (müzik dinlemek) elbette ki genetik kökeni olacaktır. Köpekler neden ulur? Genlerinde olduğu için.

Rusya ve Çin tek başlarına kalırlar. Yanlarında güçlü başka müttefikleri yok. 3. Dünya Savaşına giremezler. Ama hiç belli olmaz tabii.

Kesinlikle ben de. Kaçmak için hangi yol varsa onu yaparım.

Aynen kulağın evrimsel gelişimi gibi anlatılacak elbette. Ahlak kelimesinden ne anlıyorsun? Sıkıntı zaten Türk Müslüman ateistlerinin ahlak kelimesinin anlamını, dinsel kaynaklara dayandırmasıdır. İslam tarafından öğretilen ahlaktan başka bir ahlak tanımını bilmiyor olmanızdır. Ahlak'ın İngilizcesi morality'dir. Yanlış ve doğru arasındaki farkı bilme durumudur. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuğun tecavüz edilip öldürülmesi az sayıda insan haricinde, insanların geneli için yanlıştır. Bu genel olan grup, bunun yanlış olduğunu öğrendiği için mi bu davranışı ahlaksız olarak görüyor? O halde dindarla