-
İçerik sayısı
362 -
Katılım
-
Son ziyaret
İçerik Türü
Profiller
Forumlar
Takvim
İletiler bölümüne Kıtipiyoz kullanıcısının eklediği dosyalar
-
-
Sevgili Hacı Otobiyografini peri masalları ile süsleyerek bize anlatıyor olmayasın. Bakalım işin sonunda nasıl bir KAHRAMAN doğacak çok merak etmekteyim.
-
Başlığı baştan aşağı bi okudum.
Örtünmenin Kadını TAciz ve Tecavüzden kurtardığını ve pornografinin bir sanat olup olmadığı konusuna ulaşmış olduğumu gördüm.
Hallacın çok güzel cevabını anlamamış olan bir arkadaşımız hatta pek çok arkadaşımız olduğunu gördüm. Neyse Biraz Kadına yönelik şiddet raporlarını dile getiren Bu yönde kurulmuş olan bizzat kadınlar tarafından yönetilen yazılan çizilen sitelerde dolaşsalar arap ülkelerinde kadının durumu, dünyanın diğer ülkelerinde kadının durum ve hallerine baksınlar neler oluyormuş.
Gene pornografi ve (fuhuş) söktörüne baktığınızda yani bir toplumda kadın giyinmesi konusunda ne kadar kendi özgür hür iradesine bırakılmış olsada. Bu bu sektörde çalışan kadın veya erkek sayısını artırmaz. ( her zaman belli bir oranda kalır. -Kalmaz diyorsanız götünüzü yırtsanızda kalır- )
İran sınırından otobüslerle otellere temizlik yapmaya gelen bayan abla öykülerini dinlemiş biri olarak hepinize esenlikler diliyorum.
-
Bana bak! Hoca
Biz ne asker olabiliriz.
Ne de polis
İyi çocuk bile,
olamayız.
BİZ!!!
Her çocuk gibi
sancılıdır.
Yolculuğumuz
Ve dakikasında
Belirir, yazgımız
Bedenimizi saran pejmürde kumaşın soğukluğuyla
Avutur yüreğimizi
Çorak bir göğüs
Nasırlı bir el
3 yaşında
başlar
Ana dayağı
5 yaşında
Baba kemeri
7 yaşında
Hoca tokadı
Derken,
Hayat okulunda yaş olmuş
14
Mezuniyet neşesi sarar yüreğimizi
Ve doldurmaya
Az kalmıştır
vademizi
Çok yaşamayız biz
Öyle aç gözlüde
değiliz
Ha!!
20 dedin mi
gitmesini biliriz
Tıpış tıpış...
Aramızda aç gözlülerimiz de
yok değil
inat eder bu yazgıya
dikkafalı
pezevenk
Oysa vadesini
tamamlamamıştır
henüz..
çok çok değil
Topu topu
5-10 yıl
gerisi ölü bir can
Yaşaması da gereklidir
Bu boktan
seriveni
Tekrar ve tekrar
Var olabilmesi için...
sevgiler....( biraz uzun oldu sanırım.
)
-
Tarafsızlık mümkün değildir. Fenerbahçe örneği yeterli olmamış. Ve kimse ortada duranı (tarafsızı sevmez) kısacası tarafsız olmak isteseniz bile olamazsınız.
Şimdi siz Kemalist olduğunuz için mi Karşı tarafı Kürtçü veya şeriatçı olarak etiketlendiriyorsunuz.
Yoksa
Siz Kürtçü/Türkçü7 şeriatçı olduğunuz için mi karşı tarafı Kemalist/ Laikçi / Darbeci olarak etiketlendiriyorsunuz.
Son olarak mesele kanıt bulmakta değil diyorum. Mesele kanıtların güvenirliğinde. Şimdi Ankara savaşını Temur ile bayazıttttttt arasındakinde (tarafların herbirnin 1 melyon askeri olduğu şeklinde toplamda 2 melyon olduğu söyleyen ) kitapta vardır....
Bence siz şunu tartışın birbirimizi etiketlendirmeden tartışmak mümkün mü?
-
Büyüksün!!!! Adamım.
Herkeze iyi bayramlar...
Not: iş arkadaşlarımla iddaya girdik her kurban bayramı yağmur yağarmış... Ben yağmaz dedum. Onlar Yağar dedu. Pen Haçen neye yağayor dedum. Onlar: Curbanın göz yaşlarudur deduler. Ben vış anam!!!! dedum... Çiyuwww
-
Şeratın karşıtlığı darbe, darbenin karşıtlığı şeriatmı ya.Bıkmadınızmı demogoji yapmaktan.İnsan gibi yaşayamazmıyız bu memlekette.
Evet güzel bir nokta ya şeriatçısın ya orducu. Bu kalıbın dışında bir seçenek yok mu?
-
Şimdi kurtarıcımız ordu mu?
Bu cumhuriyet bonapartist anlayışla şekillenmiştir. En son şekillenme tartıştığımız 12 eylül darbesiyle kendini gösterir. Ne olmuştur. Kan gövdeyi götürüyordur. Anarşi hat safhadadır. Cumhuriyet erki yetersizdir. Hop Darbe oldu sukunet sağlandı değil mi? (Fakat darbe 1980 olmasına karşın ülke anacak 1995 yılının sonlarına doğru biraz nefes alına bilecek bir yer halini almıştır.Dile kolay 15 yıl Ve insanlar artık biraz daha umutla geleceğe bakmaya başlamış eski günlerin yaşanmamasını istemiştir.) Neyse bu notu bir kenara bırakarak devam edelim. Ordu yönetimi ele aldıktan sonra ozamanlar bir erzurumda bir köy imamıdır Fettullah Hocaya anayasa refarandumunda destek vermeleri halinde devlet içinde kadrolaşmalrına izin vereceklerini söylemiştir. ( Hikmet Çetinkayanın bir iddasıdır bu. http://erdem43.blogcu.com/12-eylul-de-neredeydiniz-hikmet-cetinkaya/6112666 )İmam hatip liselerinin sayısını arttırmıştır. Hatta verdiğim linkte güneydoğu ya kuran sayfalarını havadan atan gene bu büyük kurtarıcıdır. YAni o gün payeyi onlara vermiştir. Ama akkılı olun ha sözümüzden çıkmayın ne halt yerseniz yeyin fakat siyasete bulaşmak veya ülke denetim altına almak yok Putinin monarklarla yaptığı anlaşma gibi uymayanlar cezaevinde yurt dışında..( Rusya İçin ) Şimdi biz gene Ordunun kurtarıcı olmasını mı? istiyoruz. Bu sefer kimi yüceltecek paye verecek. Kısacası 15 yılda anca normalleşme adımları atmış bir toplumu gene 15 yıl sonra gene çarpık bir yapının içine mi çekeceğiz. Önceki deneyimler bana yağma yok kardeşim yemezler.
sevgiler..
-
Sn. İ Feel Good ve Hacı,
Akp'ye yapılması muhtemel bir darbeyi mübah görüyor musunuz?
Ben şahsım adıma konuşursam, fazlasıyla derim.. Hem de nasıl derim.
O zaman monarşiden ne farkımız kalır... Ha kral , Padişah, Ha Genaral... Bonapartizm...
-
Ne bu şimdi korkmalımıyım. Yağma yok.İnsan hakları evrensel midir?
türkiyede de insan hakları var.
Nekadar evrensellik paramaetreleri ile örtüşüyor?
Norveç ile türkiye yi kıyasla mesela.
Oran orantı biliyorsan sonuçları bizimle paylaş.
sonra kendine şu soruyu sor.
bir şeyin her ülkede olması onu evrensel kılar mı?
yoksa bir şeyin her ülkede normları sağlaması mı onu evrensel kılar?
eğer hoparlörler doğru mesafede olursa bu şarkıyı dinlemek harika olur...
(yereli içinde barındırmayan bir evrensellik, evrenselliğe katkı yapmayan bir yerel olur mu? )Çiyuwwww..
Adam ciddi ciddi bize cevap vermiş cevap vermemek olmaz...
Tiyatro bi üsluptur. Evrensel bir üslüp ve o üslubun sergilendiği topraktan ürün almaması veya ürün çeşitliliği göstermemesi beklememk olmaz dimi. Yani Fransız Yaşara gülmüyorsa tiyatro evrensel değil mi oluyor...
Evet son tespitte hata olmaz analizine bayıldım.
Tiyatro gericiliktir.
Sinema ilericiliktir.
-
Sadık Gürbüz - Kevengin Yolları
Sadık Gürbüz - Demiri Toz Ederler
-
tolonbey anlattıklarındakiler şayet gerçek ise yaw bu Çerkez Ethem baya ilginç biriymiş. Ve haksızlığa uğramış gibi geldi bana.
-
peki evrensel olmayan tiyatro neden her ülkede vardır... Bence elma ile armutu bir birine karıştırmaya devam et... güzel komposto oluyor
-
Şeriata karşı olmamızın sebebi şeriatın bize ne yapmamız gerektiğini nasıl yaşamamız gerektiğini söylemesidir.Bireysel özgürlüklere set çeken her anlayışın karşısında kaos olmak gerekir.Yoksa şeriata bilime akla mantığa aykırı diye karşı değiliz.
İşte dostum bizim bu anlayışımızı anlamıyorlar.
Evet dostum! şeriat(darbeye) neden karşı olduğumuzu çok güzel bir şekilde vurgulamışsın. Fakat bizim toplumumuzda her zaman kitleleri iki seçenek arasında bırakmak var. Yani kötünün iyisini seçmek gibi... Bende sözünü biraz evirecek olursam ölümü gösterip sıtmaya razı olmak yerine kaos olmak en iyisi. Öğrencilik döneminde bir kez konuştuğum bir elemanın dediği gibi düzlüklere kaoslardan ulaşılır..
-
köy enstitüleri, halk evleri vb. yeni resmi ideolojiyi yaymak velhasıl beyin yıkamak amaçlı kurulmuş öğretim kurumlarıdır.zira sınıflı toplumlarda eğitim-öğretim her zaman egemenlere hizmet eder.köy enstitülerinin kapatılmasını isteyen de chp'dir.kısacası abartılmaması gereken bir uygulamadır.
Hişt alt yapı üst yapı dersleri konusunda iyi çalışmışsın ama saçmalamışsın bu konuda sınıflı toplumlarda
sınıfsız topluma ulabildik mi ki Unutma Proleter diktatörlük bile sınıflı bir toplumdur. Sınıflı toplumlarda iktidar kimde ise resmi ideoloji odur... .çiyuwwwwwwww
not: eski konuları hortlatıp durmayın......
-
Şahsınıza yazmıyorum bir anlayışa yazıyorum.
Hani bizler Kürtçü vatan haini şeriatçıların peşine takılmış bölücülerdik.Oysa bizlerin olası bir şeriat denemesinde ki tavrımızın ne olacağını Sırrı Sakık Tv.de yayınlanan "siyasat meydanı" bir proğramda net bir şekilde ortaya koymuştu.Neydi o tavır.Aynen şu demokratik laik cumhuriyeti gerekirse silahla savunuruz şeriata karşı.
Ama bakıyorum vatanı bizim barış istemlerimize karşı canhıraş savunan Atatürkçülerin zihninde olası bir şeriat denemesinde vatanı boynu bükük bırakmak var.
Evet dostum bende yıllar önce şöyle bir laf etmiştim. "Korktuğum şeriatın gelmesi değil. Asıl korktuğum bu gün şeriat geliyor diye bağırıp çağıranların yarın şeriat geldiğinde susup örtünmmeleri ve ona uymalarıdır." Çünkü benim düşüncem bu ülkeye şeriat gelirse alırız elimize silahı fakat korkularımız yüzünden demokrasiden de vazgeçemeyiz.
Bu yazı bana 11 eylül saldırısı sonrasında arttan güvenlik endişesi karşısında Özgürseniz tehlikedesiniz. Güvenliğiniz için özgürlüğükler sınırlandırılmalıdır doktirini gibi gelmeye başladı. Türkiye ye uyarlarsak kabaca Demokrasi varsa şeriat gelir. Şeriatı bertaraf etmek için demokrasimizden ödün vermeliyiz.
Ve son bi not: bu ülke tam anlamıyla hiç bir zaman demokratik olmamıştır. Her gelen iktidar kendi bakış açısı içinde kurumları şekillendirmiştir.(kadrolaşmalar belediyelerden tut. taa en üstt düzey bürokratlara kadar. iktidarlarını sağlama almak için.) Ama işin güzel tarafı demokrasi tartışmaya başladık. Buda bir başlangıç sıyılır..
-
Anam konuyu hortlatmışsınız resmen! Ben foruma ara verdiğimde bu konu tartışılıyordu be!:
-
Tüm gecemi bu başlığa verdim birazdan uyuyacam. Türlü gibi olmuş bu başlık. İçerden bi hacının, birde Pante ile Marcos arasındaki konuşmaları seçecek olursam. Diğer yazılanları histerik çığlıklar olarak değerlendirmek dah doğru olur. Marcos'un Tunceli yerilinde halkın yaşadığı kimlik karmaşasına yönelik gözlemleri gayet başarılı. Fakat bir şey ekleyecek olursam Tunceli ilginç bir yerdir. Türk olmak, Kürt olmak, zaza olmak her zaman değişken veya şüpheli bir durumdur çünkü kesinliklerinden tam olarak emin olamazlar. Kollektif bir kimlik olarak tutuna bilecekleri en sağlam dal Aleviliktir. Bence kimlik konusunda arada kalmış bir yerdir. Seyit Rızayı sahiplenme olayına gelince bu her şeyden önce aşiretçiliğe veya feodaliteye karşı hoş yaklaşmalarından ziyade seyit rızayı bir mit olarak ele alabiliriz sahip oldukları bence tek tutarlı kimlik Aleviliktir (tabi dönemsel değişmeleri saymazsak)bu kimliğe yapılan bir saldırı ve basit korunma iç güdüsü.
sevgiler.
-
Tek kelime ile ben özetleyim çözüm yolunu...
Başka hiç bir şeye gerek yok..
Laiklik........
Bu zeminde kelimenin tam anlamı ile laikliği uygularsak, başka hiç bir yeniliğe gerek yok..
Bende bu noktada Laiklik ekseninde bir soru yazacak olursam. Bu nasıl bir laiklik olacak? Tamam din ve devlet işlerinin bir birinden ayrıldığı bir düzlemden hareket edersek.
Diyanet ne olacaktır?
Okullardaki din dersleri?ni
Üniversitedeki türban muamması?nı İmam hatip liseleri?ni Laiklik noktasında nasıl değerlendireceğiz. Konum ne olacak.
-
Tamam ben çözdüm olayı. Akp den önce demokrasi hukuk vardı???? AKPden sonra yok oldu gitti????
Tekrar ediyorum. Çözüm öneriniz nedir???( Ciddi anlamda çok merak etmekteyim.) Sosyolojik, Psikolojik, Antropolojik, Felsefi, Sisyaset bilimi or ikdisadi anlamda or teolojik anlamda her türlü çözüm önerinizi okumak istiyorum. Walla bunları anlayacak kapsite var bende...
-
Pek Muhterem Hacı Bey...
Eski yazılarınızdan birinde çok eski zamanlarda fiii tarihinde Cumhuriyet için Pratiklik rejimdir demiştiniz. ( yanlış hatırlamıyorsam.) Sorun ortaya çıktığında durumu pratik bir şekilde çözmeye çalışır. Kısacası ben yaptım oldu. Şimdi bu pratiklik rejimi içerisinde islamcı olduğu idda edilen (şahsi görüşümde bu yöndedir) bir ikdidarın ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmesi doğal ve kaçınılmazdır. Nasıl yazınızda belirttiğiniz gibi Atatürk bazı şeyleri yaparken halka sormamıştır. Günümüz ikdidarınında sormaması kaçınılmaz. Ve kaldıki o hain bu hain çözüm öneriniz ne bu sapkınlığa karşı mücadele yönteminiz, reçeteniz nedir? Neden 86 yıllık cumhuriyet sürekli bir karşı devrim ile mücadele etmek için tetikte beklemek zorundadır? İhtilal henüz bitmedi mi? yoksa Cumhuriyet arzu ettiği kitleselleşmeyi sağlayamadı mı? Nerne ne yanlış gitti açıkçasıçok merak etmekteyim?
sevgiler...
-
Hayal gücümün yeterince gelişmemiş olması...
-
Bütün başlığı baştan sona okudum bir tek Fuzuli'nin yazısını beyendim.
Bir birinizi hain ilan etmeden birde çözüm önerilerinizi ortaya koysanız baya iyi olacak.
Sevgiler.
-
Ben hiç bir şey anlamadım bu tartışmadan... Anladığım noktalar şu:
1. Herkezin Atatürkünün hareket noktası farklı..
2. Bir taraf diğerini şeriat getirmekle, diğer tarafta diğerini darbe kışkırtıcılığı ile suçluyorr...
Bu nokta da Cumhuriyet Demokrasimidir. Demokrasinin bir öncülü müdür Cumhuriyet ve Bu başlık altındakiler Liberal atatürkçüler mi? Ortodoks Atatürkçüler mi?
Ve son olarak biraz sükunet ve sakinlik.. .verimlilikten uzak bir tartışma...
-
Şiir baya avammmış...
Bir noktaya vurgu yapacak olursam... Genel anlamıyla sanat özelde Edebiyat onun da özelinde şiir bir iletişim veya kendini ifade aracı yada çabasıysa şiiride bu çabanın getirdiği farklılaşma isteğinin bir ürünü olarak alabiliriz. Fakat şiiri seslerin bir uyumu olarak görerek renksiz, kereviz, keriz üçlemesinde olduğu gibi düşünürsek saçmalık olup çıkar.
"
hava renkli bulut renksiz
yemek diye yenir mi kereviz
varsa bu dünyada bir keriz
onuda tespit ederiz"
"Kısırdır derler
Meyve vermezse ağaç
Toprağa kim bakar
Kırılan dala derler çürümüştü
Fakat yokmuydu üzerinde dalın
Kar boran..."
sevgiler... (karşılaştırmasınını sen yap)
tespitlerde de çok hatalar olur.. önemli olan hata kaynaklarını azaltmaktır...
ATEİST'LERE ÇAĞRI
in ATEİSTCAFE
gönderildi
Hacı Aydın Doğan Medyası gibisin her kesime gaste çıkarır gibi herkeze çağrı yapıyorsun.
Neyse ben bana uygun olan bu çağrıyı okuyayım.