orlas

Buna rağmen, ilk olarak bilincin tanımını yapmamız gerekiyor. Hipnozun tanımı bilimsel olarak vardır, ancak bu tanımı bilincin tanımını oluşturmadan bulamamaktayız. Hipnoz durumu, bilincin az/zayıf olma durumu ile aynı olmasa da bir çok yönden kesişir ve bu sebeple ilk olarak bilincin ne olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip olmamız gerekmektedir.

Hipnozun bilimsel bir açıklaması vardır, ancak bunun sebebi bilim adamlarının bunu etkin bir biçimde kullanması değildir. Ona örnek olarak, biz şuan bitkilere, hayvanlara canlı diyoruz. Bu sınıfa girmeyenlere cansız diyoruz. Peki, hala canlının ne olduğunu, cansızın ne olduğunu bilimsel olarak tanımlayabiliyor muyuz? İnsanı insan yapan, farkındalığın farkında olmaktır. Bilinçtir. Biz bilince sahibiz, ve her insan bu özelliğini hayatı boyunca kullanır. (Hastalıklar vs. dışında.) Peki, bilincin bilimsel tanımını tam yapabiliyor muyuz? Deneyle kanıtlanmış bilinç örnekleri var mı? Bir şeyi kulla

Eğer dediğiniz gibi olsaydı, belki de geceleri gördüğümüz yıldızlar ile olan mesafemiz Güneş ile eşit olurdu ve onların sadece 8 dakika önceki hallerini görürdük...

İnsan adı verilen canlıların yaşayabilmesi için gerekli olan bir ortam vardır. Genellikle evrimler, bu ortamda meydana gelen değişikliklere göre olurlar. Mars'ta yaşayabilen bir koloni olması durumunda, onların ortalama yaşayabileceği ortamlar Dünya'daki ile tıpatıp aynı olacağı için, milyonlarca yıl sonra Dünya ve Mars'tan getirilecek olan bazı insanlar arasındaki farkın, birtakım dış görünüş farkları dışında fazla olmayacağını düşünüyorum. Mars'ta sıcaklık Dünya'dakinden çok farklıdır. İnsanların ilk olarak bu sıcaklığı Dünya'daki sıcaklığa benzetmeleri gereklidir. Zaten yaşamaları için Mars

Aslında insanlar, diğer canlılarda kendilerindeki zekayı göremedikleri için (!) kendilerini diğer canlılardan üstün görürler. Bu sebeple de kendilerine bazı sorumluluklar yüklenirler. İnsanlar amaçsız olarak ortaya çıkmış olabilir, ancak zaten insanların iş, aile vs. amaçlarını doğa belirlemiyor. Bunlar, kendi beynimizle belirlediğimiz hedeflerdir.

Merhaba Hacı abi, size bunun hakkında bir şey sormak istiyorum. Fizik yasaları, gerçekten ufkun ötesinde yok olur mu? Ufuk, ışığın dışarı kaçması adına bir sınır niteliği taşır ve içeri giren ışık, bir daha dışarı kaçamaz. Ufkun sınırları içerisindeki bölgeyi kütleçekim, yoğunluk vs. gibi etkenlerle tanımlamak mümkün değil midir? Yaşadığımız evren içerisinde, gerçekten fizik yasalarını kullanamayacağımız ve tamamen farklı yasaların işlediği bölümler var mıdır, yok mudur? Ben bu iletinizden sorunun cevabını var olarak algılıyorum ve bu benim mantığıma ters geliyor... Fizik yasalarının ufkun sın