Bloody Pages

Teşekkürler.

Evet, aslında kitaplarındaki sahtekarlıklardan ve bilimsel hatalardan kendisinin bile haberinin olduğunu sanmıyorum. Benim aradığım şey "Evrimcilerin İtirafları" isimli eserindeki iddiaları detaylı ve kapsamlı olarak inceleyen bir çalışma. Bu konuda hazırladığı web sitesinin linki: http://www.evrimcile...i.com/index.php

2006 yılında ateistforum'da bir üyenin HY'nın tercüme sahtekarlıklarıyla ilgili yapmış olduğu bir çalışma vardı. Bu çalışmayı nereden bulabilirim?

Çeviri bana ait değil şahsen ama kendim çevirecek olursam: Covering both the natural and the spiritual, it should be based on a religious sense arising from the experience of all things natural and spiritual as a meaningful unity. Hem doğal hem de ruhsallığı kapsayan, anlamlı bir bütünlük olarak doğal ve manevi her şeyin deneyiminden kaynaklanan dini bir duyguya dayanmalıdır. Tam olarak neyi kastettiğini ben de anlamadım, ama anafikir olarak kozmik din duygusunu işliyor. Yani teizmin insanmerkezci evren görüşünü reddediyor ve yerine "bilimsel araştırma için en önemli itici güç" olarak tanım

Einstein ve Buda Çekim Yasası'na İnanıyor Muydu? Bildiğiniz The Secretçılar Çekim Yasası'nı pek çok ünlü ve başarılı insanın uyguladığını öne sürerler. Bununla ilgili bir konuyu psikoterapist peder Bob Beverley'in tespitlerinden yararlanarak bir yazımda incelemiştim: The Secret'taki Bağlam Dışı Alıntılar ve Referans Eksikliği Sonuç olarak ortada bariz bir referans eksikliği ve bağlamından koparılmış alıntılar var. Bu topicde ise Einstein ve Buda hakkındaki iddiayı incelemek istiyorum. The Secretçılar Einstein'in şu sözlerini SIRRA inandığına delil olarak gösteriyor: Buddha'dan ise şöy

Domates Hristiyan haberi yalan çıkmış işte: http://www.haber7.com/dunya/haber/894368-hristiyan-domates-haberi-yalan-cikti Bu tür "hoax" haberler üzerinden Müslümanlarla dalga geçmek hiç etik değil. Sizin de Piltdown Adamı skandalı nedeniyle bütün bir evrim teorisiyle dalga geçen kişilerden bir farklınız kalmıyor bu durumda.

Bana da olmuştu aynısı. “Türk Polisi Siber Suç Mücadele Bölümü” diye bir şey geldi ekrana. Ama bilgisayarımda farklı oturumlar vardı. Oturum değiştirip diğer oturumdan bu neyin nesi diye araştırdım. Sonuç bildiğiniz gibi yeni bir dolandırıcılık yöntemi. Ardından kendi oturumumu iptal ettim ve yeniden açtım. Virüs yok olmuştu. O yüzden size tavsiyem, bu tür durumlar için önlem olarak bilgisayarınızda farklı oturumlar bulundurun. Tamirciye para vermek zorunda kalmayın. Beyin bedava.

Fakat öte yandan çekim yasasının çalıştığını gösteren örnekler de mevcut. Mesela yukarıdaki verdiğim adresteki hikayeler: Kaynak: Dilekleri bonusuyla gerçekleşenler burda paylaşalım - hayatimdegisti.com/forum

Olay sadece “hayal et, olsun” basitliğinde değil ki. Eğer öyle olsaydı dünyada büyük bir kaos olurdu. İsteğinizi tezahür ettirebilmeniz için içtenlikle imajine etmeli ve ona zaten sahip olduğunuz psikolojisi içine girmelisiniz. Çünkü yoksunluk duyguları blokaj oluşturur. Yani işin püf noktası hayal kurmak değil hayallerini yaşamaktır. Dileğinizin gerçekleşeceğine dair güven duygusu içinde olmalısınız. Endişelenmek dileğinizi bloke eder. Ayrıca isteğinize uygun davranışlarda bulunmak da çok önemli. Kulağa mantıksız ve absürd gelebilir, ancak çekim yasası deneyimleri işe yaradığını gösteriyor.

Şahsen bir gerçeklik payı olduğuna inanıyorum. Buna en önemli kanıtlardan biri çekim yasası deneyimleridir. Psikolojik illüzyon olarak değerlendirilemeyecek birçok deneyim var. Örneğin şu sayfada bunun örneklerini görebilirsiniz: http://www.hayatimde...paylasalim.html Ama The Secret'taki gibi olduğunu sanmıyorum. Zaten çekim yasasına inanan (ve aynı zamanda The Secret belgeselinde de yer alan) Fred Alan Wolf ve John Hagelin gibi kuantum fizikçileri de sadece isteyerek fiziksel evrene dileklerimizi gerçekleştirtmek düşüncesinden kendilerini "uzak tutuyorlar".

Dikkate değer başka bir haber: Newsweek dergisinde 25 Şubat 2007 tarihinde yayınlanan bir makaye göre Byrne'nin The Secret belgeselinde yer alan iki fizikçi, Fred Alan Wolf ve John Hagelin, sadece isteyerek fiziksel evrene hayallerimizi gerçekleştirtme fikrine "mesafeli duruyorlar". Fred Alan Wolf şöyle diyor: "O şekilde çalıştığını sanmıyorum. Kendi hayatımda hiç o şekilde olmadı." Kaynak: 'The Secret': Does Self-Help Book Really Help? - Newsweek and The Daily Beast

The Secret'taki Kontekst (Bağlam) Dışı Alıntılar ve Referans Eksikliği The Secret bilindiği gibi dünya çapında yankı uyandıran ve çekim yasasını konu alan bir kitaptır. Skeptiklerce de pek çok eleştiriye maruz bırakılmıştır. Bunlardan biri de The Secret'ın alıntı ve referans eksikliğidir. Geçmişte yaşamış pek çok ünlü filozof ve bilimcinin sırrı bildiğini ve insanlardan gizlediklerini iddia etmektedir. Ancak gönderme yapılan kişilerin çekim yasası gibi bir sırdan bahsettikleri hakkında bazı şüpheler var. Fakat bu insanların eserlerinden nedense hiçbir alıntı yok. Psikoterapist Bob Beverle

Şimdi de ukalalık yapmaya başlamışsın. Said Nursi’nin reenkarnasyon hakkındaki düşünceleri üzerinde tartışılamayacak kadar açıktır. Said Nursi, reenkarnasyonun temel taşlarından olan ruhun ezeli olduğu fikrini reddediyor ve Sa’d-ı Taftazani’den yaptığı bir alıntıyla ruhun hâdis (yani sonradan yaratılmış) olduğunu söylüyor (Barla Lahikası). Risalelerde (ruhçuların dediği gibi) dünyayı bir tekamül yeri değil, misafirhane olarak tanımlıyor. Ruhların sınav olmak için bu aleme yalnızca “bir defa” geldiğini söylüyor. Ayrıca reenkarnasyon inancını içeren Spiritizm mesleğini bütünüyle reddediyor ve

Bediüzzaman Said Nursi'nin en çok istifade ettiği alimlerin arasında İmam-ı Rabbani hazretleri vardır. Risale-i Nur'da O'nun için "Müceddid-i Elf-i Sani" (İkinci Bin Yılın Müceddidi) denilmiştir. Bakalım İmam-ı Rabbani tenasüh hakkında ne demiş: Kalbleri hasta, bilgileri az olan ba’zı kimseler, bu vak’a ve benzerlerini işitince, tenâsüh sanıyor. Böylece âlemin kadîm olduğunu, yokdan var edilmediğini söylü­yorlar ve tekrâr yok olacağını, kıyâmetin kopacağını inkâr ediyorlar. Kendilerini, şeyh, mürşid olarak tanıtan ba’zı dinsizler, tenâsüha inanıyor. Rûhlar olgunlaşma­dan önce, bir bedenden a

Koskoca yazıda sadece kendince “kalemini rahatça oynatabileceğini” düşündüğün yerlere temas etmişsin ama onun dışında kalan yerlere hiç değinmemişsin bakıyorum -ki değindiğin yerler de “Ne bilsin cahil ü nadan nedir mana, nedir terkip” nüktesinde ifadesini bulan batıl tefsirlerden ibaret. Said Nursi bunu “Cehil, mecâzı eline alsa hakikat yapar. İlmin elinden eğer cehlin eline düşse mecâz, eder inkılâb hakikate. Hem açar hurâfâta kapılar” diyerek ifade etmiştir. Öyle ya mecazdan, belagattan anlamayan kişiler edebi kelamlardaki mecazları hakiki manasıyla algılar ve hurafelere, safsatalara kapıla