Jump to content

enjeksiyon

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    534
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne enjeksiyon kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. niye geldigini bilmiyosun bilgisizligini örtpas etmek icinde bu tür yollara başvurma dostum ayıptır :=)

    Peki abi kusura bakma, örtpas etmeyeceğim artık.

    Yarından itibaren de müslüman oluyorum :D

    Selamlar .

  2. ''Biz dünyada ve ahirette sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın istediği ve talep ettiğiniz (her)şey vardır.''41 / FUSSİLET - 31 ''

    ''O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.''(Ali İmran/19.)

    Kuranın hiç bir yerinde Domuz cennette girer diye bir ibare yazmaz.Hem yasaklayıp hemde cennette o hayvanı neden görelim ?Neden yasaklıladıya gelince.Şimdi diyeceksin Allah yasaklıyacaksa neden yarratı ? onunda cevabı;insanıda kendisine iman etmesi için yarattı ama çoğu kafirlik yapmakta.

    Fussilet 31 de "Biz dünyada ve ahirette sizin dostlarınızız" dan kastın hayvanlar olduğunu nereden anlıyoruz?

    Ali İmran 19 da Yasaklı hayvanın cennete giremeyeceği fikrine nasıl varıyoruz?

  3. Hayır öyle değildir yasaklanan hayvanlar dışında,İstediğin hayvanı arzu edersen cennette yanına alabilirsin.Hatta dünyadayken beslediğin kuşu,kediyi,köpeği bile..

    Nerede yazıyor, kaynak gösterebilir misin?

    Yasaklanan hayvanlar hangileri? Neden yasaklılar?

  4. bilim adamı olman güzel , inşallah ilerde ölümede çare bulursun yani insanlar ölmez bidaha. bilim adamı icin bunun caresini bulmak neki ? öyle degilmi ? . insanlıga sagladıgın en büyük yarar bu olur.

    :D

    Ben seni cevapladım. Sen de beni cevaplar mısın lütfen.

  5. enkesiyon sen dünyaya niye geldin onu biliyomusun yani dünyadaki amacın ne ?

    Benim gibiler olmasaydı şu an bilgisayar başında, sıcacık evinde çayını yudumlayarak internette gezinti yapıyor değil, Arap çöllerinde kumdan kale yapıyor olurdun. Öncelikle yaşamak için geldim bu dünyaya. Amacım ise bir bilim adamı olarak insanlığa (Ne yazık ki sana da) bir şekilde yardımcı olabilmek. Diğer bütün canlıların bir şekilde yaptıkları gibi türü ayakta tutabilmek ve olabildiğince ileri götürmek.

    Senin amacın nedir peki? sen bu dünyaya niye geldin?

  6. Aynen karaos haklısın arkadaş sığ biraz kusuruna bakmayalım..bizdede kedi var, yanlız çok küçük bir sineği bile farkedebiliyor, sesleri algılıyor yani insandan daha fazla şey algıladığı belli...kapıyı yabancı çalsın umruna değil ancak aileden biri çalınca en uzak odadan bile olsa başlıyor bağırarak miyavlayarak kapıya koşmaya, burada kokudan ayırt ediyor..yani kedileri küçümsememek lazım insanın algılayamadağı ses koku ve görüntüleri algılıyor...

    Dinime küfreden müslüman olsa :)

    Ben sığım, konuş bakalım derin bey.

    Bana endirek değil, direk cevap ver internettin. Kafayı az çalıştırabilsen böylesine saçma bir konu ve beyinsizce üretilmeye çalışılmış tezlerle karşımıza çıkmazdın. 9 senedir kedimle yaşıyorum. Nasıl davrandıklarını biliyorum. Biz ateistler bilmedikleri şeyleri bir taraflarından sıkıp konuşmayız. Bilmediğin ve dibinde, kendi aklınca birşeyler aradığın konu hakkında zifiri karanlık beynine az ışık tutmaya çalıştım ama nafile ... Senin gibi şakkoları gördükçe geleceğin gerçekten, senin kafatasının içi gibi simsiyah olacağı hissi çığ misali üzerime geliyor. Yazık lan .. n'abaciz sizle?

  7. Az kafayı çalıştır internettin, az olasılık vs düşün ne bileyim ... Videonun neden orjinal sesi ile verilmediğini hiç düşünmedin mi şakirt kardeşim?

    Çekmecenin içine koyulmuş küçük bir uzaktan kumandalı araba, uzaktan kumanda, bir kamera ve de güzel bir kedi. Hepsi bu ....

    Ne dememizi bekliyorsun internettin? Cinler? Periler? Melekler? Ne?

  8. bilimin kıvırdığına dair bir iddiamın olduğunu hatırlamıyorum.

    Ben de senin öyle bir iddian olduğunu falan iddia etmedim :) İşimiz var .... Sorduğun soruyu bi inceleyelim:

    " bilim gibi sabit olmayan, bugün ak dediğine yarın kara diyebilecek bir şey ile dini mutlak manada doğrulamak ya da yanlışlamak mümkün müdür? "

    Yukarıda, tırnak içerisinde verdiğim kısım senin sorun. Şimdi ... Kırmızı ile işaretlediğim yerlere bi göz atalım mı? :) Atalım.

    "Sabit olmayan, bugün ak dediğine yarın kara diyebilecek" ifadesi ile bilimin, sabit kurallara dayanmadığını, herhangi bir sebeple, herhangi bir zaman ve herhangi bir şekilde iddiasını veya kabul ettiği gerçekleri yok sayacağını ve/veya değiştirebileceğini belirtiyorsun. Ki bu doğrudur. Basit bir örnekle: Bir zamanlar bir maddenin en küçük zerresinin "ATOM" olduğu düşünülürdü. Şimdi ise öyle değil. Atomdan çok daha küçük parça ve zerreler mevcuttur.

    ** Bunu mesajımda: "Bilimin kıvırması" olarak ifade ettim.

    Yine senin sorundaki kırmızı işaretli "din" ifadesini mesajımda: "Bilimin, din ile ilgili" şeklinde bir söz öbeği ile, senin sorunda son olarak kırmızı işaretlediğim "doğrulamak ya da yanlışlamak" ifadene mütakiben ben de sorumda "din ile ilgili bir doğrulamasında" ifadem ile tamamladım ve aşağıdaki soruyu veya senin beyninde "TINNNNNN" şeklinde bir etki göstermesini beklediğim soruyu oluşturdum:

    "Bilimin, din ile ilgili bir doğrulamasında ne zaman kıvırdığını gördün? Bir örnek verir misin?"

    Peki sen bunun neyini anlamadın? :) Dindaşım olan kişileri, yani ateistleri, okuduğunu anlayan kişiler olarak bilirim :)

  9. Yeni bir madde kopyalanmaz. Bunu biliyoruz.

    Ama kopyalama süreci mutlaka yeni bir maddenin ortaya çıkması demek midir?

    Mevcut maddelerden biri diğerini kopyalasa olur mu?

    Olmaz hacı .. Zeus günah yazar :)

    Evet, elbette olur. Ama bu fikir, bu konunun açılış amacını tamamen değiştirir. Madde kopyalama işlemi, eldeki mevcut maddeler kullanarak elbette yapılabilir, mümkündür. (Zira maddesine bağlıdır)

    Hayırlısı olsun be hacı abi :D Öyle bir şansın olsaydı neyi kopyalamak isterdin?

  10. Kimse cevap vermemiş...

    Benim aklımda iki örnek var.

    Birini bilemeyebilrsiniz. Tıpla ilgili..

    Diğerini bilmeniz lazım. Çünkü fizikle ilgili.

    Sonuç olarak sistemin (Daha doğrusu dünyanın) ağırlığını artırmıyorsa bu proses, kopyalama işlemi değildir.

    Tıpla ilgili olan Hemeostatic Balance of the body mi hacı?

    Fizikle ilgili olanı çıkaramadım.

  11. Aslına bakarsan konumuzla pek alakalı değil. Konumuz elektronik kopyalama veya transportasyon değil. Konumuz maddeyi direk kopyalama.

    Zamanında kesmişsin yazını, bir iki satır daha takılsan büyüteçle okumak zorunda kalacaktım :)

    Gönder bakalım şu çinli amcanın çılgın deneyiyle ilgili makale, yazı, video vs.

    uzun süredir araştırdığım ve hala araştırmaya devam ettiğim "Kuantum Işınlama" konunun cevabı oluyor...

    nedir bu "Kuantum Işınlama" derseniz ;

    maddenin, kendisinin bir başka hali olan enerjiye dönüştürülerek uzay-zamanda hareket ettirilmesine diyoruz...

    peki kopyalamayla ne alakası var diyorsanız ;

    foton çiftleri ile maddenin atomları kodlanıp diğer merkezdeki fotonlara gönderilir. Kodlar diğer merkezde işlenip, diğer merkezdeki aynı tip atomlar birleştirilir ve aynı madde elde edilir. Bu şekilde madde taşınması veya elektronik olarak madde kopyalanması yapılabiliyor...

    peki bu teknoloji ile neler yapabiliriz derseniz ;

    kuantum ışınlama sadece ulaşım ve haberleşme alanında değil, tıbbi ve askeri alanda da yeni gelişmelere yol açacak. Tıpta "sanal tıp" dönemi başlayacak. Her organın kodları kopyalanıp saklanacak, ileride olası bir hastalık veya kaza sonucu organın zarar görmesi durumunda bu kodlar kullanılarak organ eski haline getirilerek tedavi edilecek.

    ayrıca çinli bilim adamları 16 km lik ışınlama rekorunu 81 km ye çıkardılar :) yakın zamanda uygulamaya geçeceğini düşünüyorum...

  12. Benim bir önceki mesajımda basitçe anlatmaya çalıştığım şeyleri biraz daha açarak anlatmaya çalışmışsın hacı abi. Ben meseleyi elimden geldiğince basit ve anlaşılır izah etmeye çalıştım ama biraz daha teknik konuşalım diyorsan konuşalım;

    İki tür parçacık yoktur. Sayısız miktarda parçacık vardır. Plank biriminden Quantum köpüğüne, ki yaklaşık 10 üzeri -35 metre uzunluğundaki stringler ile 10 üzeri -24 metre uzunluğundaki Neutrinolar arasında keşfetmiş olduğumuz bir parçacık bile yoktur. Bu kadar geniş bir uzunlukta (10 üzeri -35 ile 10 üzeri -24 metre arasında) bir parçacık bilmiyorsak, keşfi bile edilememişse, diğer her mikrometrekare başına düşen parçacık sayısını gözünde bir canlandırmaya çalış hacı abi. Çok büyük sayılar ... Sen hangi çerçeveyi göz önünde bulundurarak iki tür parçacık var diyorsun pek anlamadım. Bunu biraz açarsan sevinirim. Madde ve anti maddeden mi bahsetmeye çalışıyorsun yoksa?

    Fermion sayısı belli değildir Hacı abi. İlkoluk 4'te öğretilmeye başlanılan periyodik cetveli hatırlamaya çalış. Periyodik cetvel, aslında bir dikdörtgendir fakat aradaki boşluklar ne iş? İşte o boşluklar, dünya üzerinde bulunmayan veya bulunan fakat insan oğlu tarafından henüz ortaya çıkarılamamış, keşfedilememiş elementlerdir. Şu an mevcut olan elemen, bileşik, karışımların sayısını da bir göz önünde bulundur bakalım. Ve şimdi de bu keşfedilmemiş elementlerden birisini daha keşfettiğimizi düşün. Bunca element, bileşik ve karışım ile bu elementi kullanarak kaç yüz trilyon kombinasyon daha elde edebiliriz? :) Bunun sayısı bile yoktur. Bildiğimiz bütün elementler arasındaki kombinasyonları bile bilmiyorken, hatta sayısını hayal bile edemezken, sen evrendeki fermion sayısı bellidir diyorsun; yapma hacı, Zeus günah yazar sana :D

    Radyoaktiviteden bahsetmişsin. Evet, madde elektron sayılarını değiştirince daima karakter de değiştirir. Yeni elementler oluşur. Enerji ve elektron sayısındaki bu değişim, maddede değişime yok açar ama bu durum madde kopyalama veya maddeyi yoktan var etmekle kesinlikle alakasız bir durumdur.

    Evet, tartışma konusu maddeyi kopyalamaktır. Ama maddeyi kopyalamayı tartışmadan önce, madde hakkında biraz daha bilgiye sahip olmak gerekiyor. Enerjinin form değiştiriyor olması son derece normal bir fiziki durumdur hacı. En basitinden, telefondaki debelenmeyi, ses enerjisine çevirip kulağımıza ileten piyezoelektirik malzemeler gibi. Fakat bu durumun madde kopyalama ile ne alakası var? Sen bu konu üzerine fokuslanmışsın ama konuyla ilgisiz. Maddenin şekil değiştiriyor olabilmesi, maddenin kopyalabileceği anlamına gelmiyor. Bir önceki mesajımda belirttiğim bir cümle aslında anlatmak istediğim her şeyi anlatıyor. Maddeye ne yapılırsa yapılsın, nasıl kopyalanırsa kopyalansın, dünyanın ağırlığı aynı kalacaktır. Bu da bir maddeyi yoktan var edip, aynı şekilde kopyalama yolunu sert bir şekilde blokluyor.

    İnsanlık olarak, kendiliğinden yok olan ve tekrar bir yerde pat diye ortaya çıkan atom altı taneciklerin işleyişini biraz daha kavradıktan sonra şu an konuştuğumuz temanın gerçeğe geçmesi mümkün olabilecektir. Ama şimdilik değil ...

    İki tür parçacık vardır. Madde parçacıkları ve bozon olarak bilinen onları manüple eden parçacıklar.

    Madde parçacıkları fermion olarak bilinir. Fermionlar bozonlar tarafından manüple edilir.

    Evrende fermion sayısı bellidir. Yeni fermion sentez edilemez.

    Aslında yeni fermion da sentez edilir ama karşıtı ile birlikte sentez edilir ve onlar birbirlerini nötralize ederler.

    Örneğin radyoaktif çürüme sırasından çekirdekte elektron ve onun pozitif alternatifi olan pozitron birlikte sentez edililrler ve kısa bir süre içinde birbirlerini nötralize ederek enerjiye dönüşürler.

    Radyoaktif çürüme sırasında çekirdekten enerji bu şekilde etrafa yayılır ve radyoaktif element başka bir elemente dönüşür.

    Burada enerjinin tutumu yasası geçerlidir. Enerji elektron ve pozitrona, onlar da birleşerek tekrar enerjiye dönüşüm olur.

    Evrenin kütlesi değişmez.

    Burada tartışma konusu maddeyi kopyalama..

    Maddeyi kopyalamak elbette mümkün değil. Yani evrende yeni fermionlar sentez edemezsin.

    Ama fermionları saf enerjiye çevirebilir, onlardan yeni fermionlar sentez edebilirsin.

    Saf enerjiyi tekrar fermionlara çevirmeden önce bir yerden bir yere nakledebilirsin.

    Yani teletransportasyon mümkün. Teorik olarak tabii. Pratikte mümkün mü değil mi bilemeyiz.

  13. Şimdi hacı abi ... Bir şeyin yoktan var olması ve vardan yok olması mümkündür. Bu durumun örneklerini atom altı parçacıklarda görüyoruz ki Cern deneyi ile yapılmak istenen de odur. Yeni atom altı parçacıklar keşfetmek ve eğer mümkün olursa Higgs parçacığını da bulmak.

    Atom altı bir seviyede, Plank uzunluğuna yakın bölgelerde, daha adını bile bilmediğimiz parçacıkların aniden yok oldukları ve sonradan tekrar var oldukları tesbit edilmiştir. Bu nasıl işliyor? sebepleri nedir ve neden oluyor? Bu sorulara cevap verebilmek ve verilen cevabı da anlayabilmek için ileri derecede Quantum fiziği bilmek gerekiyor. Bu yüzden bu durum, şu an için anlaşılması güç ve sadece belirli sayıda insanın anlayabildiği bir durumdur.

    Ama bu konuda bahsi geçen boyut, atom altı bir boyut değil. Bu durumda kendiliğinden yok olan ve sonra var olan parçacıklardan bahsedemeyiz. El büyüklüğünde bir objeyi kopyalamak, o objeyi oluşturan atomları, molekülleri, radikalleri tam olarak ve aynı dizgide kopyalamak demektir. Bu tam dizgiyi bir şekilde yapabiliyor olduğumuzu var sayalım ... Şimdiki soru şu olur: Bu atom ve moleküller nereden gelecek? Dünyada hali hazırda var olan atom ve molekülleri mi kullanacaz yoksa yoktan var mı edecez? Reaksiyona giren element, bileşik ve moleküller için sürekli olarak kullanılan ve reaksiyon kimyasının temelini oluşturan kütlenin korunumu yasası gereği reaksiyona giren ve çıkanların kütleleri birbirine eşit olmalıdır. Senin bahsettiğin enerjinin korunumu yasası gereği de bir atom veya molekülün, atom ve/veya molekül boyutunda aynen bir kopyasını yoktan var edebilmek mümkün değildir.

    "Madde kopyalanır fakat bu kopyalama işlemi dünyanın ağırlığını artırmaz" gibi bir cümle kurarsam, anlatmak istediğimi daha basit bir şekilde anlatmış olurum sanırım. Kopyalama işlemi, zaten var olan enerjiden, kütleden yapılacağı için ve dünyanın kütlesi değişmeyeceği için bu kopyalama işlemi, sıradan bir "bilgiyi kopyalama işlemi" olacaktır.

×
×
  • Yeni Oluştur...