Deicide

Eğer milletine bir damla saygın varsa, "bu ülkeyi halkada malum burda tartışılan şahıs vermiştir" deyip Atatürk ile halkı karşı karşıya koymaz, "Atatürk bu ulusun/halkın (herneyse) bağrından çıkmıştır" derdin.

Ne bu hassasiyet? Değmesin mabedimin göğsüme namahrem eli ayağı mı?! Yanlış yerdesin Vahşi Diktatör..

Valla ne diye gocunayım sevgili A$tur, daha önce uzun uzun düşünmemiştim.. Ahlak konusu pek de konum değildir esasında; ontoloji, epistemoloji, zihin-vücut filan daha önce gelir. İçgüdüsel ve adı konmamış şekilde belli belirsiz böyle düşünmeme karşın, senin yazdıkların, düşüncemi netleştirmemi sağladı. Onun için de ayrıca sana teşekkür borçluyum.

Bu arada, beni sıkıştırmaya çalışan da, verdiği görüntüdeki gibi olan birisi değil.. O da başka bir şey.

Eğleniyorum sevgili dostum, idare et.. Zamanla sen de öğreneceksin. İnceden yaşlanmanın güzel yanlarındandır. Gerisi yaramaz, özenilecek bir şey değil.. Sevgiler..

Gece gece uzatan sensin Hakim. Anladığın halde uzatıyorsun. Erdem kimsenin hakkını çiğnemediğim, tehdit ve şantajla iş görmediğim durumda parayı istediğim şekilde harcamakta değildir diyorum. Bunun erdem ve namusla, ahlakla ilgisi yoktur diyorum. Eğer "istersem" senin küçük gördüğün tarzda harcarım. Bunda bir yanlışlık yok. "İstersem" de senin öngördüğün tarzda harcarım. Bu tercih edilir, tavsiye edilir olmakla birlikte, uyulmadığı takdirde yaptırıma uğramayı gerektirmez. Daha önceki ahlak konusundaki tartışmada da oldu. Tavsiye edilen ve övülen davranış ile, ahlaksız olmayan davranış yaygın

Faithnomore, muhtemelen senin yaşlarında olduğum günlerde, "Sen A konusunda X diyorsun, Lenin A konusunda Y diyor. X ile Y çelişir, Lenin yanlış olamayacağına göre, senin düşüncen yanlıştır" türünden metafizik saçmalıklarla mücadele ederdim. Hala da buna gerek duyuluyor demek ki.. Jakoben derken Lenin neyi kastediyor, AlbatrosS neyi? Bir ideolojiyi mi, yoksa bir yöntemi mi? Lenin'in o sözleri nerede sarfettiğini bilmiyorum, önünü arkasını, hangi bağlamda, kime karşı ve neyi desteklemek için söylediğini de. Lenin bunları söylerken, Jakobenlerin devrimin maksimal hedefinin yerine getirilmesinde

Hakim, sen konunun bağlamını unutuyorsun. Kendi söylediğin lafı unutuyorsun, sonra ard arda saçmalıyorsun. Dedim ki, "Namus ve erdem paranın nasıl harcandığında değil, nasıl kazanıldığındadır". Sen de güya bunu çürütmek için, "o zaman bu parayla fuhuş yapmak da sana göre namus ve erdem dışı değildir" dedin. Ben de "isteyen parasıyla, başkalarının hakkına engel olmadığı sürece, ortada tehdit, şantaj, zorlama vs yoksa, karşılıklı özgür irade ile her istediğini yapar" dedim. Burada sen hemen atladın. Köylü kurnazısın ya, kendi ufak aklınca beni sıkıştırdın "param varsa kumar da oynarım,fuhuş da

Hakim, neden bilmediğin konularda varsayım yapmaya bu kadar meraklısın? Öyle yoldan geçerken görmekle değil, oralardaki imar mevzuatını bilmekle, belediyenin o bölgede o şekilde, o yükseklikte binalara zinhar izin vermediğini bilmekle alakalı bir durum. Açıkçası söylediğin yerlerdeki durumu bilmiyorum. Ha varsa bildiğin bir durum, söylersin, beraberce aydınlanırız. Biz de bir şey öğrenir, tavrımızı da ona göre belirleriz. Ben önyargı ile redder bir tavırda mıyım? Bunların sütten çıkma ak kaşık olduğunu nerede söyledim ayrıca? Kitabına uydurup neler çevirdiklerini, ihaleleri nasıl paylaştırdık

Hakim, onlara da beraberce karşı çıkalım tabi. Bir haksızlığa karşı çıkmak, başka bir haksızlığa karşı çıkmayı engellemez. Tabi önce neymiş, kim kime nereyi peşkeş çekmiş, delilleri ile beraber görüp anladıktan sonra..

Hakim, yine çarpıtmaya çalışıyorsun ama yine acemice.. Eğer paranın varlığını zaten kabul ediyorsak, ki öyle, "param varsa ve istersem" zaten "istersem"e eşit olur. P ve Q önermesi, P'nin doğru olduğu durumda, Q'ya özdeş olur. "Param varsa ve istersem fuhuşa para veririm", "param var", "o halde istersem fuhuşa para veririm".

Hasanonur, bunların üst mahkemesinin üstü, "Orhan Pamuk'a her Türk vatandaşı dava açabilir" diyorsa, en en üst mahkemesi 367 filan gibi konularda hukuku yerin dibine sokuyorsa, yerel mahkeme haydi haydi böyle kararlar alabilir. Çok normal.

Yok, o değil o.. Çok daha inceden birisi. Geçmişinden utanıyor. Ya da şimdi söylediklerini, yakın geçmişinde temsil ettiği kişiliğine yakıştıramıyor.

Hayır hayır A$tur, öyle bir şeyi kastetmediğimi bilmen gerek eğer beni biraz olsun tanıyorsan. Demokrasi derken, tam anlamıyla, bütün yönleriyle demokrasiyi kastediyorum. Kaba bir çoğunluk egemenliğini değil. Olumsal (contingent) -öyle ya da böyle olabilen ve insan haklarını engellemeyen konularda çoğunluğun egemen olmasını, azınlık haklarının ise dokunulmazlığını.

Sasuma54, MrGuitar, kaygılarınıza ve rezervlerinize kısmen katılsam da, Türkiye'de şeriat diye bir şeye olasılık vermiyorum. Dinci gericiliğin marjinal ve çoğu da simgesel bazı tavizler koparması kısmen mümkün olsa da, Türkiye, şeriatın ve hatta toplumsal ve siyasi herhangi bir pratiğin dinsel temellere dayandırılmasının söz konusu söz konusu olamayacağı bir sosyo ekonomik aşamayı geride bırakmıştır. Bu işler bu kadar basit değil. İki prensibim var: birincisi, ülkedeki iktidarın seçilmemiş herhangi bir otoriteye dayanmaması ve her zaman demokratik katılımla belirlenmesi. Atanmışlar, seçilmişl

Ha bak, şöyle bir durum olduğundan haklılık payın var: ülkedeki yarı feodal ayrıcalık/yükümlülük rejimi, sadece askeri bürokrasiye dayanmıyor. Aynı zamanda sivil bürokrasi ve yüksek yargı, hatta üniversitelerdeki ilmiyye bürokrasisi de bunun bir parçası. Bunlar birbirleriyle öyle bir şekilde iç içe geçmiş ve kendi hiyerarşilerini o şekilde kurmuşlar, birbirleriyle de öyle bir dayanışma içindeler ki, hükümetler yüksek bürokrasiye tam olarak hakim olamıyorlar. Dolayısıyla, bu mekanizmalar, seçimle gelen otorite tarafından denetlenmediği için bu haliyle demokratik değil.

Mugalatadan başka bir şey bilmeyen bir demagog ve bir çarpıtmacısın. Bunu da çok kötü yapıyorsun; beceriksizce ve sefilce. Buradaki anahtar terim, param varsa değil, istersem. Herhalde istediğin halde paran olmadığı için bunları yapamıyor olduğundan olacak, bu ikisini özdeş sanıyorsun. Mantık bilmeyen birisi için bu gaflar çok normal. Boş atış.. Hayatımda kumar oynamış birisi değilim. Tavla bile oynamam, çünkü kazanmak için gerekli motivasyondan yoksun olduğum için, anlamsız gelir. Biraz istatistik bilen biri olarak kumar oynamanın, hele hele organize kumarın parayı ite kopuğa karşılıksız v

Pek hoş ve tasvip edilecek bir şey değil.. Ama alan ve veren razı olduktan sonra, işin içinde zorlama, tehdit, şantaj vesaire oldukça kim ne karışır? Ha bir tek eroin konusundaki sınırlamalar tartışılır, o da ahlaka vesaire aykırı olduğundan değil, bir kere alışınca ortada özgür irade diye bir şey bırakmadığı için. Aynı gerekçe belki kumar bağımlılığı için de verilebilir. Ama sonuçta kişinin özel hayatı kendisine aittir ve başkasına zarar vermediği sürece, ne isterse yapar, parasını da nasıl isterse harcar. Yoksa öyle değil mi?!

Ne olduğunu söyledin, açığa çıktı kim olduğun. Ne kadar demokrat olduğun, ülkenin gerçekleri hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğun da ortaya çıktı. Kafadan attığın da belli. İstediğin kadar konuş artık.

Aynı şey mi Hakim? Karayollarının, DSİ'nin tesisleri ordununkilerle aynı mı? İstanbul'un en güzel, en seçkin yerleri kimin? Çık bak Beşiktaş'tan, Sarıyer'e, say bakalım kaç tane tesis var ve kime ait? Karayolları, DSİ, hükümetin, belediyenin imar planlarına aykırı yapılar yapıyor mu? Bu kurumların ülkenin dış politikası, tarım politikası, ekonomisi, eğitim politikası ve daha onlarca konusu üzerinde görüşlerini dikte etme şansı ve yetkisi var mı? Bu kurumların ileri gelenleri, seçimle gelmiş belediyeleri, bakanlıkları, milletvekillerini tehdit edebiliyorlar mı çıkarlarına en ufak bir şekilde do

Bu arada Satsuma54, adam çatır çatır darbeleri savunuyor, ordu hiçbir kanun, kural tannımaz, hiçbir denetime tabi değildir, ne gerektiğini düşünüyorsa istediğini yapar, kimse de karışamaz diyor, işkenceleri savunuyor. Ona bir şey demiyorsun da bula bula berberi mi buldun söz edecek? Böyşle bir adamla aynı saftagözükmekten rahatsızlık duymuyor musun? Bak biz yukarıda, aynı safta göründüklerimizin yanlışlarıyla çatır çatır mücadele ettik. Hiç mi tutarlılık, doğruluk kaygın yok?

Ne demek sosyalistliğin yakışmadığı semt? İşte sosyalizmi budizmin bir türü veya kinizm sanan sizin gibiler yüzünden feodal köylü ideolojisinden farkı anlaşılmıyor. Şunu iyi bilin: erdem ve namus parayı nasıl harcadığınla değil, nasıl kazandığınla ilgilidir.

Görülüyor mu kimin nasıl çarkettiği apaçık?! Ondan sonra da demagojiye sığınılıyor: Sanki ben berbere bu kadar para vermesem, millet aç gezmeyecek. Ucuz demagoji diye buna derler. 12 Eylül'de halk zarar görmedi dedin, rakamları verdik, rakamlar uydurma sitelerden dedin, kaynak gösterdik.. Sonra tıss, varsa yoksa basit ve ilkel duygu sömürüsü.

Git bak bakalım o yazı neye yanıt olarak verilmiş.. Ayrıca, Atatürk de Lenin de, büyük siyaset ve devlet adamlarıdır. Her ikisinin de yanlışlanmış ve artık eskimiş görüşleri bulunmakla birlikte, dünya tarihine yaptıkları katkılar inkar edilemez.

Bu kadar yazdıklarımın arasında ona mı takıldın? Bir de gelip rumuz değiştiriyorsun utanmadan.. Sana paramı nasıl harcayacağımın hesabını verecek değilim. Sen önce altında kaldığın konulara yanıt ver. Fırıldak gibi rumuz değiştirmekle olmuyor, boyan akıyor.