Jump to content

Tasvir-i Efkar

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    2.362
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Tasvir-i Efkar kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. @Mrs.Missing

    İlginiz ve tavsiyeleriniz için teşekkürler.

    Mükemmeliyetçi ve tehdit algıları hassas bir insan olduğum için maalesef bazı dış etkenler bende çabuk alarm duygusu yaratabiliyor ve psikolojik sorunlar başgösteriyor.

    Bir de bu sorunlar insanı en zayıf noktasından vuruyor. Mesela şahsen mental becerilere çok önem veren biriyim. Bu yüzden beyin hasarına neden olabilecek unsurlara karşı farkındalık düzeyim bayağı artmış durumda. Eskiden egzoz gazları hiç dikkatimi çekmezdi. Şimdi ise caddeler bana adeta gaz odası gibi geliyor.

    En kısa zamanda bir psikoterapi almayı da düşünüyorum. Ama psikoterapilerde tam olarak ne yapıyorlar? Sorunun kökenine inip çözmeye mı çalışıyorlar?

    Bir de EFT (Emotional Freedom Techniques) diye bir yöntem var. Zayıflama, fobiler ve psikolojik sorunların tedavisinde kullanılıyor. Bu yöntem gerçekten etkili mi?

  2. Merhabalar

    Öncelikle psikolojik rahatsızlıkları olan tüm arkadaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

    Ben de bir psikolojik rahatsızlığımı paylaşacağım.

    23 yaşındayım ve kaygı bozukluğu tedavisi görüyorum. Bu sorun bende 2 yıldır var. İlaç terapisi alıyorum; Misol diye bir antidepresan kullanıyorum (bu ilaca başlayalı 18 gün oldu).

    Sorunumu kısaca anlatmam gerekirse; egzoz gazlarında bulunan toksik maddelerin ve ağır metallerin beyin fonksiyonları üzerinde olumsuz etkileri olduğuyla ilgili bazı haberler okumuştum. Bu durum beni korkuya düşürdü. Egzoz gazlarının IQ seviyemi düşüreceği konusunda aşırı derecede kaygılanmaya başladım. Yani acaba bu zehirli gazlar bende zihinsel engelliliğe yol açar mı? diye bir kaygı oluşuyor.

    Bu sorun yüzünden kendimi adeta eve kapattım ve asosyalleştim. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum. Çıktığımda da özellikle trafiğin olduğu yerlerde dolaşırken kaygı ve stres dolu oluyorum ve bir an önce işimi halledip eve dönmeye bakıyorum. Sokaklar ve caddeler bana sanki gaz odası gibi geliyor. Ve sık sık "acaba vücudumda biriken ağır metaller anormal düzeye ulaşmış mıdır?" diye düşünmeden edemiyorum.

    Anksiyete nedeniyle dışarıdayken nefes alışverişim de dengesizleşiyor. Daha hızlı ve derin bir şekilde soluk alıp veriyorum ve bunu bir türlü kontrol altına alamıyorum. Araştırdım; bu duruma hiperventilasyon deniliyormuş. Bu durum sokakta/caddede yürürken nefesime odaklanmam sonucunda oluşuyor. Zehirli gazları solumamalıyım diye düşünerek nefesime odaklanıyorum ve bu da doğal/otomatik bir şekilde nefes almamı engelliyor. Kapalı mekanlarda ise nefes alış verişim gayet normal. Ancak kaygı nedeniyle kapalı mekanlardaki nefes alışveriş ritmimi dışarıda koruyamıyorum.

    Aslında bu kadar kaygılanmamın anlamsız olduğunu biliyorum ama yine de caddelerde dolaşırken sakin ve relax olmakta oldukça güçlük çekiyorum. Gördüğüm çalışır vaziyetteki arabalar bende hemen bir endişe ve hatta panik duygusu yaratıyor. Ayrıca kaygı nedeniyle ortaya çıkan hiperventilasyon yani hızlı ve derin bir şekilde soluk alıp verme durumu beni epey yoruyor.

    Bu sorunu aşmak için kendime sık sık telkinler veriyorum:

    Kaygılanacak bir şey yok çünkü nükleer santrallerde, maden ocaklarında, benzin istasyonlarında, sanayi kuruluşlarında çalışan kişiler hemen her gün pek çok toksik maddeye maruz kalmalarına rağmen senin korktuğun gibi mental bozukluklara yakalanmıyorlar. Bir zamanlar İstanbulda hava kirliliği tehdit edici boyutlara ulaşmıştı. Hatta gazeteler gaz maskesi dağıtıyordu. Bu dönemde yaşayan insanlar da zihinsel sorunlar veya öğrenim bozukluğu yaşamadı.

    Ancak yine de bu çabalardan pek bir verim alamadım.

    Aslında benim korktuğum şey zehirli gazlardan çok kendi nefes alışveriş şeklim. Daha önce de değindiğim gibi dışarıdayken (kaygı nedeniyle) hızlı ve derin nefes alıp veriyorum. Bu kadar ağır metallerin/zehirli gazların olduğu bir ortamda aşırı nefes almak çok tehlikelidir diye düşündükçe soluk alışveriş şeklim korktuğum yöne doğru kayıyor. Yani hiperventilasyon sendromu yaşıyorum ve bu durum beni tedirgin ediyor. Normalleştirmek için kasıyorum ama pek de başarılı olamıyorum. Acaba soluduğum ağır metaller tolerans miktarını geçer mi? diye düşünmek böyle bir duruma yol açıyor. Dikkatimi başka şeylere vermeye çalışmak çoğu kez sonuçsuz kalıyor.

    En çok kaygılandığım illetlerden biri kurşun zehirlenmesidir (bu zehirlenmenin havalı bir ismi de var: satürnizm). Zira kurşun, sinir sistemine zarar veren ve mental bozukluklara yol açan toksik bir maddedir. Egzoz gazında düşük oranda da olsa var.

    Batı Roma İmparatorluğunun kurşun zehirlenmesi yüzünden çöktüğüyle ilgili bir teori okumuştum. Romalılar su taşımacılığını kurşun borularla yapıyorlardı. Yiyecek ve içecek saklama kapları kurşundandı. Makyaj malzemeleri kurşun içeriyordu. Bazı tarihçilere göre bu durumun Roma İmparatorluğunun çöküşüne büyük katkısı olmuştur. Çünkü kurşun zehirlenmesi bilişsel yetileri felce uğratabilmektedir.

    Satürnizmin entellektüel yetersizliğe yol açtığını öğrenmek beni dehşete düşürmüştü. Ancak biliyorum ki günlük hayatta maruz kalınan kurşun bilişsel yetilere zarar vermez ve vücut bunu tolere edebilir. Ancak buna rağmen hep tolerans düzeyini aşacağım kaygısı içinde oluyorum. Kendime telkinlerde bulunuyorum:

    Sigara ve nargilede de kurşun var. Hatta daha başka ağır metaller de içeriyor. Ama bunları içen insanların bilişsel yetilerinde bir kayıp söz konusu olmuyor. Korku duyman anlamsız.

    Ancak lanet kaygılar yok olmuyor maalesef. Acabalar, ihtimaller bende bir huzursuzluğa neden oluyor.

    Ne yazık ki zihnimde egzoz gazı=zeka zehri şeklinde bir şartlanma oluşmuş durumda. Bu yüzden gördüğüm çalışır vaziyetteki arabalar bende hemen bir kaygı duygusu yaratıyor.

    Sigara da içerdiği pek çok ağır metal yüzünden benim için zeka zehri statüsündeydi. Ancak bu konuda kendimi az da olsa psikolojik olarak rahatlatmayı başardım. Sigara içen ünlüleri düşündüm: Atatürk, Einstein, Stalin, Churchill, Che Guevara, Obama, Cem Yılmaz Bu liste uzatılabilir. Hepsi zeki, yetenekli ve başarılı insanlar.

    Egzoz gazı konusunda kendimi nasıl rahatlatabileceğimi bilemiyorum. Egzoz gazında en tehlikeli gördüğüm madde kurşundur.

    Araştırmalarım sonucunda bazı ünlülerin kurşun zehirlenmesi yüzünden öldüğünü öğrendim. Efsanevi besteci Beethoven bunlardan biri. Nasıl zehirlendiği konusunda çeşitli varsayımlar var. Kimi yediği balıklardan kimi de kurşunlu cam armonikadan zehirlendiğini ileri sürüyor. İtalyan ressam Caravaggio, İspanyol ressam ve gravür sanatçısı Francisco de Goya, Hollandalı ressam Vincent Willem van Gogh gibi ünlü isimlerin de kurşun bazlı boyalardan zehirlendikleri yönünde bir takım tezler var. Söz konusu kişilerin kemikleri üzerinde yapılan DNA testleri bu tezleri doğrulamaktadır. Bu kişilerin hayatlarında da satürnizmin önemli belirtilerine rastlamak mümkündür (anemi, işitme kaybı, ağız iltihabı, davranış bozukluğu gibi).

    Sonuçta bu kişiler kronik kurşun zehirlenmesi geçirmelerine rağmen entellektüel kişiliklerini koruyabilmişler ve hayal güçleri sayesinde üretken sanatsal aktivitelerine devam etmişlerdir.

    Bunları düşünmek beni biraz rahatlatıyor ama yine de kaygılar peşimi bırakmıyor.

    Kaygılarımı gidermek için ağır metal testi yaptırmayı bile düşünüyorum. Ama onu da her hastane yapmıyor ne yazık ki. Bildiğim kadarıyla İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde yapılabiliyor.

    Bu sorunu yenmem için neler tavsiye edersiniz? Benzer sorunları yaşamış olanlar var mı? Davranışçı bilişsel terapi almak etkili sonuçlar verir mi?

×
×
  • Yeni Oluştur...