ruh

Benim fikrim, insan, beyni diğer türlerden daha fazla evrimleşmiş bir hayvan olduğu için diğer canlılara karşı 'sorumluluğu' olduğu yönünde. Lakin bu sorumluluk beynimizin evriminden ötürü doğaya maledilemez. Öyle olsaydı tüm insanlar bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeyenler elenir ve tüm insanlar bu kurala uyardı. Yani bunu var eden bizim zihnimiz. Tıpkı diğer düşünceler gibi. Peki sence İnsana bu sorumluluğu yükleyen yapısal bir fark ''var'' mı ''yok'' mu?

Ne var bunda? Maymunun ne kadar şerefsiz bir hayvan olduğunu bilmeyen yok zaten...

Rusya demişken:

Uyku ve ölüm farklı şeylerdir. Modern bilimden birazcık haberdar olmak lazım.

Evet bir zamanlar benim de ilgimi çekmişti bu konu. Hatta çıkmayı denemiştim, kulaklarım çınlamaya başlayınca korkup vazgeçmiştim. Açıkçası bunun beyinde gerçekleşen bir olay olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bir daha denemek istemedim.

Ruhlara olan bu '' inancın '' nerden geliyor?

Öyle yada böyle beyin olarak gelişmiş birer primat olarak çevremize uyum sağlamak adına algılarımıza ihtiyacımız var. Evet bazen beynimiz bizi yanıltabilir. Ama bunu yine duyularımızla elde edilen verileri yorumlayarak ''algılıyoruz'' değil mi?

paylaşıldı mı bilmiyorum ama:

Benim merak ettiğim bir konu da 16 bitlik uygulamaları 32 / 64 bitlik sistemlerde çalıştırmak mümkün müdür? Eski oyunların windows 8 de çalıştıramıyorum.

Bu işlem tam olarak ne işe yarıyor?

Pardon açıkçası o başlığı okumamıştım. Açıklama için teşekkürler...

Yıldızlar ve karadelikler de buna bir örnek mi? Öyleyse onları da canlı sayabilir miyiz?

Medyada anlatıldığı kadarıyla oy kaygısı ile yapılmış göz boyama çabası. Kendi tabanı ve kürtler dışında beklentisi olan yoktu zaten. O yüzden kamuda sakal , çarşaf , türban , çok dilli eğitim vs uygulamaları ''herkes dinini özgürce yaşayacak, 'azınlıklara' haklar tanınacak ''şeklinde ambalajlamışlar. Ayrıca zamanlama da oy kaygısı olduğunu gösteriyor. Ama paketin içinde başka nelere ön ayak olacak değişiklikler vardır onu bilemiyorum.

Ayrıca Nietzsche yi okuyanlar bilir onun da bu konuda bengi dönüş diye bir fikri var. http://tr.wikipedia.org/wiki/Bengi_d%C3%B6n%C3%BC%C5%9F .

Bence kendini 'sonsuza kadar' tekrar eden bir şeyi idrak etmek daha kolay olurdu. Örneğin daire şeklinde bir pist, bir 'başlangıç noktası' ve bir arabayı düşünürsek arabanın hareketi zamanı oluşturur ve araba ne kadar hareket ederse etsin başlangıç ve bitiş 'noktası' aynı olur. Ama düz bir yol düşünecek olursak bu yolun sonsuzluğa gittiğini idrak etmek o yolun bitiş noktası neresi? gibi tuhaf bir soru oluşturur kafamızda.