Jump to content

Teblig

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    196
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Teblig kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bu konuyu elde mevcut deliller muvacehesinde derinlemesine ve bilimsel olark tartışmanın zamanı gelmiştir.

    Muhammed ve halifeler yaşayıp yaşamamış mı diye sormuyorum.

    Muhammed ve halifelerin yaşamadıklarını farzederek, neden yaşamamış olduklarını tartışacağım.

    Başlığa itiraz edenler düşüncelerini, forum kuralları dışına çıkmadan ve sorunu kişileştirmeden belirtebilirler.

    Selamlar....

    HACI

    Haci sana ne içiriyorlar böyle bilemiyorum ama yakında bulucam :D :D

  2. Kutuplara en yakın ülkenin namaz ve imsakiye saatleri alınarak tutulur.

    Bir hadisi şerifde

    peygamber efendimiz'in bu konuya cevap niteliğindeki bir hadis'i, insanı hayretlere düşürür.

    resûlüllah aleyhisselam günleri iyice uzun olmayan yerden çıkacak olan deccalı haber verirken,

    -- "deccalın bir günü sizin bir seneniz kadar uzun olacaktır. sonraki günleri de beri geldikçe kısalacaktır." buyurduğunda sormuşlar:

    -ya resûlâllah, bir günü bizim bir senemiz kadar uzun olacağını bildirdiğiniz o günde namazlar nasıl kılınacaktır? şöyle cevap vermiştir:

    -takdir olunarak! yani uzun günün saatleri takdir edilerek. hesaplanarak. (müslim)

  3. Valla kardeş onu,bunu bahane edip müslüman olmaya niyetin yoksa eywallah ! bu ayet sizin için uygundur.Valakin öldükden sonra sizin dedikleriniz çıkmaz ise yediğiniz hurmalar boşa gidecek..

    "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir." (Bakara, 2/256)

  4. 946255_504098903007336_864696841_n.jpg

    Zavallı bunları isamla nasıl bağdaştırıyorsun kardeşim

    Hayatında Akaid-fıkh-tassavuf-hadis kitabı okumamış din yobazlarının şeylerine inanmak akılca iş değil

    1,57 milyar müslüman var böyle din yobazlarının ortaya çıkması,hele bu devirde çok normal

    Kaldiki böylece birşey vicdanen utanılacak bir durumdur.Hangi peygamber karısını bu yüzden öldürür,akıl var mantık var

    Sana tavsiyem böyle şeylerle uğraşma,Kuranı kerimi oku,fıkh,akaid kitapları al göreceksin ki bunların müslümanlıkla alakası yok !

  5. Evrim ile dinlerin çatışması, artık bir sona yaklaşıyor. Kazananın kim olduğunu da tahmin edebilirsiniz. Başlangıçta evrim, o kadar büyük bir sansasyon yaratmış olmalı ki; dinler tüm güçlerini bu teoriyi yok etmek için kullandılar. Ama gerçeğin önüne set çekmenin imkanı yoktur. Bu malubiyetten sonra dinler, varolabilmek için evrimin kuralını uygulamaya çalışıyorlar: Şekil değiştiriyorlar.

    Şakamısın sen bu teori varolduğu ilk gün çürümüştü,

    sadece onun artıklarını toplayan çöpçüler var hepsi bu kadar

    İşde senin hemşerinin itirafları

    Teoriye karşı haklı olarak yöneltilmiş itirazların ve teorinin karşılaştığı güçlüklerin ağırlığı altında yıllarca ve onların ağırlığından kuşkulanamayacak kadar çok ezildim.1

    Bu çalışmaların (Türlerin Kökeni için kullandığı çalışmaları), bunları yaparken harcadığım zamana değip değmediğinden şüphe ediyorum.2

    Görüşlerimin, sayısız miktarda zorluklarla dolu olduğunu göremeyecek kadar kör olduğumu sanma...3

    Fox'a yazdığı mektubundan: Doğanın tamamı gerçekten inatçı ve benim istediklerimi yapmıyor ve şu an sadece eski midyelerimden başka yeni hiçbir şey üzerinde çalışmak istemiyorum.4

    J. D. Hooker'a yazdığı mektubundan : Bazen tamamıyla çöküntüye uğrayacağımdan korkuyorum...5

    Görüşlerime ters düşen bazı büyük zorlukları ortadan kaldırdığımı düşünüyorum, fakat bunların hepsi bir halüsinasyon olabilir. 6

    Tamamen yanlış bir inancın içinde olduğumu düşünmeye başladım. Bana bu konunun on sene içinde tamamen unutulacağını söylediğinde haklıydı.7

    Bana kitabımı soruyorsun, sana söyleyebileceğim tek şey intihar etmeye hazır olduğum; kitabın çok makul bir şekilde kaleme alındığını düşünüyordum, fakat şimdi tekrar yazılması gerektiğini anladım.8

    Türlerin Kökeni'nin yayınlanmasının ardından o kadar çok şey yayınlandı ki, bu bilgileri değerlendirip bir bütün haline dönüştürme gücüne ve akıl yeteneğine sahip olduğumdan şüphe ediyorum.9

    Lyell'e yazdığı mektubundan: Çeşitli konularla ilgilenen pek çok insanın yıllardır bir illüzyon içinde olduğunu düşünerek oldukça seviniyorum. Sık sık üzerime soğuk bir ürperti geliyor ve kendi kendime bütün hayatımı bir fantaziye adayıp adamadığımı soruyorum.10

    Robert Downs anlatıyor: Darwin'in yaşı ilerledikçe din konusundaki görüşleri de değişti. Gençliğinde özel yaratılış fikrini hiç tartışmasız kabul ediyordu. Life and Letters adlı kitabında ise "insan uzak gelecekte şimdikinden çok daha mükemmel bir varlık olacaktır" diyordu. Sonra şu fikirleri de ilave ediyordu:

    "Allah'ın varlığı hakkında hislere değil de akla bağlı bir başka nokta da, çok önemli bir konu olarak beni etkiliyor. Bu muazzam ve harikulade evreni, çok geriye ve çok ileriye bakabilme kabiliyeti bulunan insan da dahil olmak üzere, kör tesadüf veya zaruretin eseri olarak görmek çok güç, hatta imkansızdır. Böyle düşününce bir dereceye kadar insanınkine benzeyen zihin sahibi bir "İlk Sebep" aramak zorunda kalıyorum; bu bakımdan teist sayılabilecek bir insanım. Hatırladığıma göre, Türlerin Kökeni'ni yazdığım zaman bu inanç bende çok kuvvetliydi. O tarihten beri yavaş yavaş ve birçok dalgalanmalarla zayıfladı. Ama o zaman da şu şüphe ortaya çıkıyor: Benim inandığıma göre en aşağı hayvanlarınki kadar basit bir zihinden çıkmış olan bir akla, böyle büyük bir sonuç çıkardığı zaman güvenilir mi?" 11

    Darwin bu noktada çaresizlik içinde ellerini açıyor ve şunları söyleyerek sözünü bitiriyor:

    "Böyle karmaşık meselelere en ufak bir ışık dahi tuttuğumu iddia edemem. Herşeyin başlangıcındaki sır bizim için çözülemez bir halde duruyor; şahsen ben bir agnostik (bilinemezci) olarak kalmaktan memnunum." 12

    Kaynaklar:

    1. Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s. 528

    2. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, New York:D. Appleton and Company, 1888, s.315

    3. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, s. 395

    4. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, s.413

    5. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, s.430

    6. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, s. 439

    7. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s.117

    8. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s.501

    9. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s. 388

    10. Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s. 25

    11. Robert B. Downs, Dünyayı Değiştiren Kitaplar, Tur Yayınları, İstanbul 1980, s. 289

    12. Robert B. Downs, Dünyayı Değiştiren Kitaplar, s.290

  6. Yani bu ayete görede Seytan insanlari saptirmiyor , bunu Allah yapiyor ? Dogru yolu bulanda bunu Allah iletiyor niye oluyor ? Peki Allah ozaman neden herkesi dogru yola iletmiyor ? Okadar zevk mi aliyor bazi kisileri bilerek Cehenneme götürmekde ? Ve bu soruya hala Cevap degildi, soru Allah neden bagzi insanlari Cehennem atesi icin yaratigi ? Siz gercekden burda sacmaligi görmüyormusunu simdi ?

    Hayır,elbette şeytanın yardımı var ama en cok insanın kendi nefs'idir çünkü nefs hep isyankardır ancak kul iradesini kullanıp nefs'ni ve şeytana kulak vermezse Allahda o kulu doğru yola iletir velakin şeytana ve nefsine uyarsa Allah'ı inkar ederse Allahdan dalaleti satın alır herşey kulun kendi elindedir.

    O kadar zevk mi alıyor demiştin peki cennette koyunca ne oluyor ?

    Allah kimseyi cehennem için yaratmadı lakin herşeyi önceden bildiği için onlara cehennemlikler demiştir

    yoksa bu ayete uymaz

    İşte bu, sizin dünyada kendi ellerinizle meydana getirdiğiniz bir sonuçtur. Allah kullarına zâlimce davranan biri değildir.8 / ENFÂL - 51

    Teblig sana bir soru.

    Madem Kurandan önceki Kitaplar insan tarafindan degistirilecek, bunu Allah neden önlemedi bunu Allah biliyordu böyle olucagini.

    4. Kitapda mi aklina geliyor ben bu Kitapi koriyim niye ? ;)

    Allahü teala herşeyi biliyordu ilk ademi yaratıgında bulutların üzerinde Hz.Muhammed yazıyordu

    Velhasıl kulların yaptıkları hep kendi elleriyledir

    İstese kitapların hepsini korurdu ama

    Kavimler nankörlük yaptığı için kitapları nesh etmiştir.

    Son olarakta Kuran-ı kerimi göndermiştir buda kıyamete kadar değişmeyecektir.

  7. Sen anlamiyorsun. Bunu deyip Muhammed sadece bir seyi örtemk istedi oda kopyaladigini.

    Biz daha ne tartisiyoruz ya ? Bir tecavüz eden adam Peygamber olurmu.

    Cariyeleri tecavüz etmeyi helal gören bir Allah ola bilir mi ?

    Ulan ne adamsın yani ha işine geleni alıyorsun işe gelmeyeni almıyorsun

    He ozaman şöle olmuş bak sana göre

    Hz.davut m.ö 500'lerde zeburu yazmış,sonra hz.isa kopyalamış,sonra hz.musa en sonda peygamber efendimiz kopyalayıp,bu günlere kadar gelmiş bumu yani? de get..

  8. o da yanlış kardeş. göze kalbe kulağa mühür vurup. anlamasını engelleyip. sonrada ceza olmaz ki?

    İşde bu Allahın verdiği nimetleri unutup,nankörlüklerini sürdürüp,tevbe etmeyip,Allahın ayetlerini alaya alıp,peygamberlerle dalga geçenlerin üzerinedir

    Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yoldadır. Kimi de saptırırsa onlar için O'ndan başka dostlar bulamazsın. Onları kıyamet günü yüzleri üstüne, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir. Ateşi dindikçe onlara ateşin alevini artırırız.İsrâ / 97

  9. Neeeee ? Senin cok merametli coooook iyi Allahin bagzi insanlari sadece Cehennem atesi icin mi yaratdi ?

    Sen yazdigin sacmaligi görüyormusun ?

    O Iblislen Allahin konusmasinin aynisi Incil'dede geciyor ama ordaki bir Cin degil ve bir Melek. Muhammed senin yaptigin gibi sadece diger yerden kopyaladi ve yapisdirdi.

    Arastiran bilirki Kuran diger Kitaplarlan hemen hemen ayni.

    Islamin Allahsi tarihin bircok tanrilarindan biri, ve hepsi birbirine benziyor.

    Herhalde aynı olcak çünkü hepsi Allah kelamı halen anlamadınmı ?

  10. Keske bende senin gibi olsam Teblig.... Imana gelmek icin sadece bir Propaganda Videosuna bakip bütün sorular kapansa :lol:

    Ama neyaziksa ben okadar basit calismiyorum , ben ilk önce arastirarim orda denilen seyler dogrumu degil mi niye.

    Ve buna yaptikdan sonra zaten bilerim bunun komple yanlis oldugunu. O Video yada filimde denilen seylerin hepsinin yanlis oldugu kanitlandi....

    Neyse, Teblig senin Peygamberin tecavüzcü lan ? Ne yapicaksin simdi ? Gözünü kapatip hic kimseyi tecavüz etmemis gibi mi yapicaksin ? Gercekden bunu hep yapiyorsunuz.

    inşallah dememek bir baslangic olur belki ;) O duygu zamanla kendi kendin gidiyor. Sonunda ya gene Müslüman olucaksin yada Dinsiz.

    Müslüman olursun ama rahat kalamiyacaksin cünkü artik gercegi icinde biliyorsun.

    Keske sende Teblig gibi olsan, bak o cok basit calisiyor , bakdi Videoya ve Peygamberinin tecavüzcü oldugunu unutdu. :lol:

    Belki kalp mühürlüdür ondan olmasın Gaelo

    Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.63 / MUNÂFİKÛN - 3

  11. bunları biliyorum. çok öncelrden de bildiğim şeyler. ama madalyonun diğer tarafını hiç göstermemişlerdi daha önceden. problem orda anlıyormusun.

    Hasan Sabbahı bilirmisin? haşhaşileri?

    hikayede bir fedai kandırıldığını en son öğreniyordu hani. Gerçekleri anlıyordu.

    aynen onun gibi hissediyorum şu an... :(

    Dediğim gibi şeytan sana vesvese veriyor kardeş bilinç altına işliyor onun yolundan gitme

    Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.

    (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."

    (Allah "Öyleyse oradan in, orada büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin."

    O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.

    (Allah "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi.

    Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları (insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım."

    "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."

    (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım." (Araf Suresi, 11-18)

  12. dönemin ekonomik ve sosyal durumunu göz önüne alırsam...tamam kölelik heryerde var. ganimet sayabilirsin . ama tecavüz ? hemde ele geçirdiğin cariye evli bile olsa onla evleniyorsun ? benim karım benden başkasıyla evlenmez... evlenemez. aklım almaz. varsa allah gerçekten... ki var ben inanıyorum... onu yapan zorbanın da allah belasını versin. ölürüm ben yaw.. karımı benden alıp evlencek biri ? köle olarak al bizi. tamam... ölene kadar ayaklarını yıkayayım... karıma dokunma yaw.. nasıl olur yaw ?

    İyide kardeşim saldıranlar hep müşrikler değilmiydi ? Madem karını bu kadar çok seviyorsun müşriklerle beraber savaşa girmezdin.Karına çoluğuna cocuguna sahip çıkardın...

  13. Ne oldu Teblig ? Peygamberin bir hirsiz ve tecavüzcü olarak ortaya cikdi. Savasa girdi, kadinlarin ailelerini öldürdü, güzel kadinlari esir aldi sonra onlari tecavüz ettdiler. Geri kalanlarini fidye karsiligina geriye verdiler.

    Bu dünyanin en iyi insanina uyan seyler demi Seblig, gercekden melek gibi adam bu muhammed ....

    Ulan varya seni Hz.ömerin eline vermek lazım başka türlü adam olmazdın

    Peygamberim tecavüzüymüş peygamber efendimiz savaşıları kaybetseydi onların karılarına daha beterini yapacaklarıdı.

    Peygamber efendimiz olmasa idi halen diri diri kız cocuklarını gömüyor olacaklardı,sen neden bahsediyorsun ?

    Peygamber efendimiz kız çocuklarını omuzuna alıp gezdirirmiş onun sayesinde dünyaya nur indi

    onun sayesin osmanlının toprakları bu kadar genişti çünki osmanlı hep kurana uyardı

    neyse seni yalanlarınla beraber Allah'a havale ediyorum.

  14. Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle haber vermiştir:

    Biz Resulüllah ile beraber Mustalik oğulları gazvesinde bulunduk. Bu arada bir çok Arap güzelini esir aldık. Kadınlardan ayrı yaşamamız epey uzun sürmüş, kadınlara karşı arzumuz da artmıştı. Fakat bizler, kadınlar üzerinden fazla fidye almayı arzu ettiğimizden esir kadınlara yaklaşıp çocuk olmaması için azil yapmak istedik. Resulüllah aramızda iken hükmünü ona sormamız uygun olurdu. Resulüllah (a.s.) cevaben: "Böyle yapmanızda size bir zarar yoktur. Allah Kıyamet gününe kadar ne kadar can yaratmayı takdir etmişse, o mutlaka olacaktır" buyurdu.

    Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 2599

    ------------------------------

    Savaş sırasında düşman tarafından esir edilen kız ve kadınlar "cariye" olarak alınır. Hukuk itibariyle ganimet sayıldıklarından İslâm devleti tarafından hizmetçiye ihtiyacı olan gazilere verilirdi.

    Azat edilmedikleri müddetçe de, ticarî bir eşya gibi alınıp satılırdı.

    Artık o andan itibaren "cariye" ailenin bir parçası ve bir ferdi olarak kabul edilir, ona göre muamele görürdü.

    Cariyenin sahibi olan "efendi" onu şahsî hizmetlerinde ve ev işlerinde istihdam edebildiği gibi, isterse, ayrıca bir nikâh kıymaya ihtiyaç duymadan istifade edebilirdi.

    Bu durum her ne kadar ilk anda garip karşılanacak olsa da, tarihî şartları içinde bu gayet normal ve tabii karşılanırdı. Zâten ayrıca bu hususta Kur'ân'ın verdiği bir ruhsat da mevcuttur. Mü'-minûn Sûresinin 5 ve 6. âyetlerinde bu ruhsat şöyle ifade edilir:

    "O mü'minler ki, ırzlarını korurlar; ancak hanımlarına ve sahip oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Bunlarla olan münasebetlerinden dolayı kınanmazlar."

  15. Nisa Suresi(4)11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Nisa Suresi(4)12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (zevcelerinizindir). Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.

    adsz26mx.jpg

    Bu çerçevede yeni oranlarımız şöyle olur;

    üç kızın toplam payı= 48/81

    annenin payı= 12/81

    babanın payı= 12/81

    zevcenin payı= 9/81

    Görüldüğü gibi bu yöntemle Kuran'daki bir hata giderilmeye çalışılırken yeni bir hataya düşülmüştür. Çünkü yeni oranlar Kuran'da verilen oranlardan farklı olmuştur.

    Bir de Şu var:

    Kurandaki en büyük matematik hata ay takvimidir.

    Dünyanin günes etrafinda dônüsûnden habersiz olmanin da kaniti budur.

    Bir yilin ne kadar oldugu yanlis hesaplanmistir. Bu nedenle de kimse bugün hangi yilda oldugumuzu, ramazanin hangi güne gelecegini filan tam olarak bilemez.

    Fransa'da her yil ramazan hangi gün diye büyük tartismalar olur ve müslümanlarin bir kismi bir gün farkli olarak oruca baslar.

    Daha ne olsun ?

    [[ Nisa Suresi(4)11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Nisa Suresi(4)12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (zevcelerinizindir). Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut bir kızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah'tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.

    Varsayalim ki, bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve eşini birakti.. Yukaridaki ayetlere göre miras paylaşimi şöyle olacaktir:

    Üç kiz evlata mirasin 2/3'ü, ana ve babanin her birine 1/6, karisina 1/8 kalacaktir.

    Bu durumda, matematik yapalim:

    (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8 )= 27/24 = 1,125 bulunur! (1,0 olmasi gerekirdi!..)

    Bu sonuç oranların hatalı olduğunu göstermektedir çünkü mirasın 2,5 i mirasçılara dağıtılır. Böyle 0'ün üstünde bir dağıtım yapmak imkansızdır.

    Bu hatayı düzeltmek için hz. ömer "avl", "avliye" olarak adlandırılan basit bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem allahın verdiği oranlardan yola çıkıp bir noktada ufak bir değişiklik yaparak oranların tümünü değiştiren ve toplamı 0 olacak yeni oranlar elde eden bir yöntemdir... Günümüzde islam hukuku miras konusunda bu yöntemi esas alır...

    Böylece bizim örneğimiz için yeni oranlar:

    üç kızın toplam payı= 48/81

    annenin payı= 12/81

    babanın payı= 12/81

    zevcenin payı= 9/81

    olacak şekilde değiştirilmiş olur.

    Tabi elde edilen bu oranlar ayetlerde ifade edilenlerden farklıdır. Ayetlere baktığımızda bu oranları göremeyiz. Bu oranların sadeleştirilmiş şekillerine de bakalım

    Görüldüğü gibi yeni oranlar şu şekildedir:

    üç kızın toplam payı= 1/1,6875 ......... oysa Allah 2/3 (yani 1/1,5) demişti

    babanın payı= 1/6,75 ........................ oysa Allah 1/6 demişti

    annenin payı= 1/6,75 ........................ Allah 1/6 demişti

    zevcenin payı= 1/9 ........................... Allah 1/8 demişti

    Görüldüğü gibi ayetlerde belirtilen oranların kullanımı mümkün olmadığı için bu oranlar değiştirilir ve başka oranlar kullanılır..]]

    HATA İDDİASININ GEÇERSİZLİĞİ VE KANITLARI

    Yukarıda bahsedilen iddianın temel noktası,ayetlerde sözü geçen oranların her halükarda ve hangi mirasçılarla beraber olurlarsa olsunlar mirasçılara verilmesi gereken minimum miras payları olarak kabul edilmesidir. Peki, Kuran-ı Kerim’in lafzından ve biraz derinlemesine incelemeyle çıkarılan anlamından bu kabulü destekleyen veriler çıkarılabilir mi? Yoksa tam tersi bir durum mu söz konusudur?

    Ayetlerde geçen bir oranın, o mirasçıya verilmesi gereken minimum miktar olarak kabul edilebilmesi için, sadece, o oranın geçtiği ifadedeki mirasçıların bulunması ve bunlar dışında başka bir mirasçının bulunmaması gerekir. Örneğin; Nisa:12 deki sağ kalan hanım eşin mirasçılığıyla ilgili olarak, “Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır” ifadesinde belirtilen mirasçılar, miras bırakan erkek eşin çocukları ve hanım eştir. Bunlar dışında başka bir mirasçı ya da mirasçıların da bunlarla birlikte bulunması halinde, verilen oranlar artık o mirasçılara verilmesi gereken minimum miktar olmayacaktır ve doğal olarak mirastan daha düşük bir oranın sahibi olabileceklerdir. Dolayısıyla da örnekte verilen 1/8 den daha düşük bir oranın hanım eşin payı olması mümkündür. Diğer,anne- baba ve kız çocuklar gibi mirasçılarla birlikte mirasçı olunan durumlarda her birinin miras payı oranı, oranlama hesabıyla hisseleri oranında azaltılacaktır.

    Peki , iddia ettiğimiz bu kriterin Kuran-ı Kerim’deki dayanağı nedir?

    Nisa 176:

    Diyanet İşleri Meali : Senden fetva istiyorlar. De ki: “Allah, size “kelâle” (babasız ve çocuksuz kimse)nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor: Çocuğu olmayan bir kişi ölür de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur. Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur. Eğer kız kardeşler iki iseler, (erkek kardeşin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır. Sapmayasınız diye Allah size (hükmünü) açıklıyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

    Bu konuda gösterilebilecek en önemli delil Nisa:176 ayetindeki “Eğer kız kardeşi ölür ve çocuğu da bulunmazsa, erkek kardeş ona varis olur (yani mirasın tamamı ona kalır)” ifadesidir. Bu ayette “kelale” olanların mirasçılarının alacakları paylar açıklanmaktadır. Kelale kelimesi “anne-babası ve çocukları olmayan” ya da “babası ve çocukları olmayan” şeklinde açıklanmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz ifade de sadece ölen kız kardeşin “erkek kardeşi” mirasçı olarak sayılmıştır. Hem de mirasın tamamına yani 1/1 ine sahip olacağı bildirilmiştir. Kelale kavramı ana-baba ve çocukların bulunmadığı bir durumu kapsar. Ancak, ölen kız kardeşin “eşinin” mirasçı olarak bulunamayacağı anlamına gelmez. Eşinin ya da başka herhangi bir mirasçının bulunmadığı da ayrıca belirtilmez. Burada eğer ki, erkek kardeşin mirasçılığıyla ilgili ifadeden, sadece erkek kardeşin mirasçılığından bahsedildiği için, “bir tek, erkek kardeşin bulunduğu durumda” mirasın tamamını alabileceğini kabul etmezsek, sağ kalan erkek eşin (kocanın)de miras hakkının bulunduğu bir durumda mirasın tamamının erkek kardeşe verileceğini kabul etmek zorunda kalırız. Oysa ki Nisa:12 ayetindeki “Eğer çocukları yoksa , karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir” hükmü gereği, bulunması olası bir mirasçı olan kocanın da mirastan ½ oranında pay alma hakkı olabilecektir. . Yani, 176.ayetteki ilgili hükümden, “sadece erkek kardeşin bulunduğu ve başka mirasçının bulunmadığı bir durumda” mirastan 1/1 pay alacağını kabul etmez isek, açık bir şekilde kendi içerisinde çelişen bir durumun ifade edilmiş olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Kız kardeşin miras bırakan olduğu ve erkek kardeşin mirasçı olduğu “her durumda”, erkek kardeşin mirasın tamamını alacağını kabullenirsek, sağ kalan kocasının miras hakkını çok açık bir şekilde ihlal eden bir hükmün varlığını kabul etmemiz gerekir. Bu da mantıklı düşünceye uygun değildir. Kuran’a inananların bakış açısından bakarsak da, Kuran-ı Kerim’in böyle çelişkili bir düzenleme getirdiği sonucuna gideriz, bu da inanan kişiler için kabul edilebilir değildir…

    Aynı şekilde yine 176.ayette geçen “Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.” İfadesinden anlaşılacağı üzere erkek ve kız kardeşlerin bir arada mirasçı oldukları bir durumda, “mirasın tamamını”, erkeklere kızların iki katı pay verilmesi suretiyle dağıtmak gerekecektir. Burada da bulunması mümkün olan (kelale kavramına dahil olmadığı için) bir mirasçı yani sağ kalan eş söz konusudur. Ölen kardeşin cinsiyetine göre bu mirasçı koca veya hanım eş olacak ,bu duruma göre de ½ ya da ¼ pay hakkı olabilecektir. Ancak yukarıda da açıkladığımız gibi sadece ilgili hükümde ifade edilen mirasçıları var olduğu bir durumda geçerli olan oranlar olduğunu kabul edersek böyle bir sorun da kalmayacaktır.

    İnternet üzerinden ulaşabileceğimiz bazı kaynaklarda yukarıda savunduğumuz görüşün aksi fikirler savunulmaktadır. Ancak bu fikirlerin yanlışlığı ayetlerin ve ayetlerde geçen kelimelerin biraz detaylı incelemesinden kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bu fikirlerin önemli noktaları aşağıda aynen alıntılanmıştır

    [“Meselâ bir ayetin bir cümlesinde “ölenin eğer çocuğu yoksa annesine şu kadar” diye geçer, diğer ayetin başka bir cümlesinde “ölenin eğer çocuğu yoksa kocasına şu kadar” diye geçer. Pratikte eğer ölen bir kadının çocuğu yok, fakat annesi ve kocası var ise, bu somut durum için her iki cümle de aynı derecede ve doğrudan geçerli olur. Yani “eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” cümlesi bir tek ölenin sadece annesinin olduğu, başka kimsesinin (örneğin eşinin) olmadığı durumu düzenlemekle kalmıyor. Zaten bu mantıksız olurdu, cümle sadece ve sadece bu durumu (ölenin varis olarak yalnızca annesinin kaldığı durumu) düzenlemiş olsaydı, neden anneye sadece üçte bir versin? “Eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” cümlesi, ölenin çocuğunun olmadığı, fakat annesinin olduğu her durum için doğrudan geçerli (ölenin eşi olsa da, olmasa da).

    Başka bir deyişle, pratikte çıkabilecek olan durumlar (varis tabloları) tek tek bir bütün olarak tek bir ayet veya tek bir cümle bütünlüğü içerisinde ele alınmamış. Dolayısıyla ayetleri herhangi bir somut durum (varis tablosu) üzerinde uygulamak istediğimizde, üç ayeti de cümle cümle okuyacağız ve işlemekte olduğumuz somut durum (varis tablosu) için geçerli olan cümleleri tespit edeceğiz”]

    Yukarıda alıntıladığımız görüşün içerisinde koyu renkle vurgulanan kısımda “eğer çocuk yoksa anneye şu kadar” şeklinde bahsedilen hüküm Nisa 11 dedir ve ayetteki kullanılışı burada bahsedilen şekle hiç uymaz. Ayette aslında “çocuğu yoksa ve ebeveyni =anne-babası ona varis olmuşsa” ifadesi geçer. Yani sadece annenin mirasçı olacağı bir durum değildir. Sadece annenin payı 1/3 olarak belirtilir ancak, babanın da anne yanında mirasçı olabileceği, geri kalan 2/3 ün ise babaya kalacağı dolaylı olarak anlaşılmaktadır.

    Nisa 11 deki , “Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır.” İfadesi de bu konu için diğer bir yönden kanıt oluşturur. Dikkat edilirse, çocukların bulunması halinde ayetlerde geçen ve bu çocukların alacağı belirtilen en yüksek oran,iki ve daha fazla kız çocuk bulunması halinde almaları gereken 2/3 lük paydır. Yukarıdaki Nisa 11 hükmünden de anne için 1/6 ve baba için 1/6 lık paylar ortaya çıkmaktadır. Burada, tek bir cümlede ifade edilen en yüksek paylar 2/3 + 1/6 + 1/6 = 3/3 etmekte ve miras eksiksiz olarak tam olarak dağıtılabilmektedir. Sonuçta, tek bir ifade de ortaya çıkan ve sadece o ifadede bahsedilen mirasçıların miras payları toplamı 1/1 i hiçbir zaman geçmemektedir. Eğer aksi olsaydı, yukarıda savunduğumuz görüşlerimizin de geçerliliği kalmayacaktı. Zira, sadece o ifadede bahsi geçen mirasçıların miras payları toplamı da 1/1 in üstünde olacaktı.

    Nisa : 12 ve Nisa: 176’ daki “Kelale” Durumunda Kardeşlerin Mirasçılığı

    Eşler arasındaki mirasçılıkta miras bırakanın “kelale” olduğu durumdaki miras hakları Nisa 12. ayette açıklanmıştır. Kardeşlerin yanında sağ kalan eşin bulunduğu “kelale” durumlarında kardeşlerin mirasçılığı bu ayette belirlenmiştir. Ayette “Ve in kâne raculun yûrasu kelâleten ev imraetun” şeklindeki ifadesinde “bir erkek veya hanımı kelale olarak miras bırakırsa” denmektedir. Yani zaten eşlerin var olduğu bir durum söz konusudur ve bilindiği üzere Nisa 12.ayette aslen eşlerin mirasçılığı düzenlenmektedir. Bu ayetteki oranlar sağ kalan eşin de bulunduğu ve kardeşlerle birlikte mirasçı oldukları durumu kapsar. Bu yönüyle Nisa 12. Ve Nisa 176’daki “kelale” hükümleri arasında bir çelişki ve bir uyumsuzluk söz konusu değildir.

  16. Hangi mucizeleri ? Muhammedin bir mucizesi bilem YOK. Insanlar ondan mucize istedigi zaman, esas mucizeler Allah katinda , bende bekliyorum deyip , isi döndürdü ve kacip gitdi. BUNU HERZAMAN BÖYLE YAPARDI.

    Muhammed bir hirsizin teki di. Gider baska kisilere karsi savas baslardi, karilarini esir alip , tecavüz edip fidye karsiligina geri verirdi.

    Baska birsey yapmazdi.

    Kuranda neyse odur ..... en iyi Cevap hahaha :lol:

    Afedersin ama hırsız senin babandır.Çünkü spermden çalıp senin gibi maymunu dünyaya getirmiş

    Ayrıca Nerden biliyorsun lan dalak ? ordamıydın bilip bilmeden iftira atıyorsun ?

    Önce adabını takın efendi ol ! Senin yorumlarını bundan sonra muhattap almıyorum...

  17. Herşeyi bıraktım bi kenara.. şu matematik hatasını nereye koyacağız peki dostum ? bi de şu karışmayan biri tuzlu biri talı içilen denizler var ?.. Düz dünya var mesela bi de ?

    kuran islam akıl dinidir. mantık dinidir denir hep... bu sayılanlar ne ? ne yapacağız bunları güzel kardeşim ?

    Dünya düz değildir kaç yere yorum attım ? Tatlı su olayına gelince Rahman kuranda bildirmiş neyse odur.Matematik hatası hangi ayettedir yazarmısın ?

×
×
  • Yeni Oluştur...