Jump to content

taksim

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    404
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne taksim kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. tembeller, uyuşuklar, beleşçiler, gaspçılar, hırsızlar için hiç de kötü bir şey değildir ancak günümüz dünyasında beleşçilik, gaspçılık, hırsızlık kötü şeylerdir. kötü olduğu gibi suçtur da. çünkü komünizm, emeksiz kazanç elde etmeyi, gaspçılığı, hırsızlığı savunmaktadır. siz hiç böyle şeylerin meşru olduğu bir yer biliyor musunuz? ancak ne ilginçtir ki türkiye dahil birçok ülkede, kapitalizmin başkenti diyebileceğimiz abd gibi bir ülkede bile hırsızlık, gasp gibi şeyler suç sayılırken komünizm propagandası yapmak suç değildir. herkes hak ettiği karşılığı alır. herkese ihtiyacı olanı vermek, maç yaptırmadan belediye vanspor'a da, bayern münih'e de şl kupası vermektir.

  2. elbetteki ben bir çocuğum. bir annenin, bir babanın çocuğuyum ama başkalarının ne çocuğu olduğu konusunda şüphelerim var.

    konuyu uzatmayalım deyip "sevgi saygı" gönderene bak hele neler yazmış. önce sözde cicili bicili yazdığı şeylere bakalım:

    Bilmelisin ki konuşmamız samimi iki arkadaş ve dost muhabbetinde olsun, öylede görmek ve düşünmek istiyorum. Üslubuna dikkat et, seviyesiz bir muhabbet yapacaksak hiç birbirimizi kırmayalım daha iyi olur.

    Konuyu uzatmayalım lütfen yine acayip bir şeyler yazma.

    Sevgiler saygılar sana.

    aynı tip aynı mesaj içinde şunları da yazmış:

    Dilerim sen, benden daha beter günler yaşarsın ve belki ilerde biraz kamil insan olursun. Bunu senin iyiliğin için isterim.

    aman ne sevgi, ne saygı, ne muhabbet, ne arkadaşlık !

    aynı tip sanki hırsızlık yapılmasını savunmuşum gibi şunları da yazmış:

    Yine demişsin ki, dürüst insanlarda hırsızlık yapsın köşeyi dönsün, askere gitmesin. Sen öyle mi yaptın veya yapacak kadar aşağılık bir insan mısın?

    şimdi köşeyi dönmekten sadece çalmayı çırpmayı anlayabilecek kadar kısıtlı bir zeka kapasitesine sahip bu tipitipin benim hırsızlığı savunduğumu kanıtlamasını bekliyorum.

    diğer yazdıklarına gelince,

    mecaz da olsa real de olsa damlaya damlaya göl olur. şimdi sana coğrafya ve matematik dersi verecek durumum yok. az ye de kendine bir coğrafyacıyla matematikçi tut da buralarda daha fazla saçmalayıp durma.

    insanlar para kazanamıyorlarsa ya kendilerine sadaka olarak verilenle yetinecekler ya da ölüp geberecekler. bu kadar basit. kimse kimseye bakmak zorunda değildir. komünizm denilen şey ise çok büyük bir suçtur ancak ak partisi yüzünden bugün bu komünist denilen ayak takımı paçozlar cesaret bulup pisliklerini buralara kusma cesaretini gösterebiliyorlar. benim merak ettiğim yönetim bunlara yaptırım uygulamıyor mu? komünizm suç değil miydi? yoksa yönetim de ak partisinden mi yana bu konuda?

    750 tl maaş ile gül gibi de geçinilir ve üstüne sermaye bile yapılır. sermayeciliği savunduğuma aldanmayın sakın. burada benden iyi para yönetecek biri olduğunu düşünmüyorum. o parayla neler neler yapmam. o parayı idare etmesini bilmeyecek kadar salaksa birisi, hiç yaşamasın daha iyi. en azından bana gelsin ben onu adam edeyim.

    suriyeli teröristler için şu kadar para harcanmış da bilmem ne? e bana ne anlatıyorsun bunları? karşında badem bıyıklı bir şakirt var mı zannettin? bu ülkenin vatandaşına dahi beleş para verilmesini istemeyen birinin elin suriyeli teröristine para kaptırılmasına göz yumacağını mı zannediyorsun? bu ülkenin vatandaşına beleş ekmek yedirmeyen, elin teröristine beleş bok bile yedirmez. okey? komünistler de hiçbir şeyden üstün değildirler. bu rezil kepaze yaratıklar en az dinci yobazlar kadar tehlikelidirler ve tıpkı dinci yobazlar gibi yakalanıp böcek gibi ezilmeliler, en azından hapishanelerde çürütülmeliler. çünkü bunlar hırsızdırlar. milletin sermayesine göz dikip onu çalmaya yeltenmektedirler.

    devlet ihtiyaç duyan kimseye zırnık dahi vermek zorunda değildir ve devlete vergi verenlerin, hizmet edenlerin izni olmadan kimseye bir şey veremez. bunun adı düpedüz hırsızlıktır ve de suçtur.

    devlet; PARAYI YA DA HİZMETİ BASTIRANIN sağlık, hukuk, maddi veya manevi sıkıntıya düşen vatandaşını kucaklayan, elektrik, su gibi sosyal imkanları sağlayan kurumdur. devlet sadece parayı bastırana veya hizmet sunana kucak açar. diğerlerini ise sadece kucağına oturtur. devlet babanın kucak isteyen herkes için kucağı vardır anlayacağınız.

    sen fakir olduğun yetmezmiş gibi fakir edebiyatı da yaparsan bu kafayla daha çoook aç kalırsın. gidip parasını enayi gibi fakire fukaraya dağıtıyor sonra da parasız kalınca bunun sorumlusu senin gibi bencil insanlardır diyor. ulan sanki ben parasını zorla alıp ona buna dağıttım ya da git dağıt diye telkinde bulundum !

    ben bu doğanın parçasıyım ancak toplumun bir parçası değilim. ben bireyler bütünündeki bireylerden bir tanesiyim sadece. toplum diye bir şey yok benim için. benim toplumum en fazla ailem ya da arkadaş çevrem olabilir. onun dışında bir toplum anlayışım yoktur. toplumculuğun ümmetçilikten bir farkı yoktur benim için. bu yüzden toplum denilen kitleye karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünmüyorum ancak onlar bana illa ki iyilik yapmak istiyorlarsa yapabilirler, izin veriyorum.

  3. ne bilgisiz tipler var yahu ! bre bilgisiz, hiç mi coğrafya bilgin yok? aç da bak bakalım göller nasıl oluşuyormuş öğren ! bkz. tektonik göller

    fakirsen git çalış. olmadı git gönüllü askerlik yap. hem karnını doyurmuş, sırtını pekleştirmiş olursun hem de kıçımızı sağlama almış olursun. bir taşla iki kuş. vatandaş beni ilgilendirmez sözünü de biraz açayım. vatandaş beni elbette ilgilendirir. vatandaş demek para demek, hizmet demektir ama devlet dediğin mekanizma beleşçilerin kapısında yalanabileceği bir "fakir fukara babası" değildir. bu ülkeye katkın yoksa kimseden bir şey bekleyemezsin. açlıktan evsizlikten ölsen de gebersen de kimsenin umrunda olmak zorunda değilsin. şimdi birileri çıkıp "ama sosyal devlet" diyecekler. sosyal devlet bu değildir. sosyal devlet, ne kaa ekmek o kaa köfte prensibi ile hareket eder. ama beleşçi uyuşuk tembel bir halta yaramaz komünist takımının işine gelmez bu. sosyal adaletmiş, eşitlikmiş. ulan çalışanla çalışmayanın bir olduğu bir yerde ne adaletinden, ne eşitliğinden bahsediyorsun sen? kimi kandırıyorsun, kimi aptal yerine koyuyorsun sen? ne dedik? biz bu numaraları yemeyiz dedik değil mi? bir yerde adaletin olabilmesi için hiyerarşinin olması gerekir. herkesin eşit olmadığı bir dünyada hiyerarşinin olmaması adaletsizliğin ta kendisidir.

    doğuda ölmek istemeyen de mağdur edebiyatı yapmayı bırakıp köşeyi dönmeye bakarsa parasını bastırıp askere de gitmez böylece de doğuda askerlik yaparken ölmekten kurtulabilir.

    babalar, bebeler, hastalar, ezikler... başlangıçtan sona kadar ağlaklıklar, ajitasyonlar, sömürü... bu performans ya dram dalında oscar ya da edebiyat dalında nobele oynar. hadi sen dramına, edebiyatına devam et de belki bi oscar ya da nobel alır, sonra da ödülü kuyumcuda bozdurup aç karnını doyurursun.

×
×
  • Yeni Oluştur...