Yâdellerdeki Yurtdaş

Peki; bu Allah, insanları, neden sıfırdan yaratamıyor? Sperm ve yumurta olmaksızın, tam anlamıyla, sıfırdan yaratabilir mi?

Atatürk'ün tâlimatıyla, hem Kuran, hem de ezan, Segâh makâmı ve Curcûna usûlü ile okunuyor. Araplar bile, bunları, bizden arakladı. Örnek: Olmaz ilâç sîne-î sâd pâreme

Hele ki, İslâm'ın şerrinden kaçan insanlar, gittikleri ülkelerde, İslâm propagandası yapıyorlar! Ulan zevzekler! Mâdem İslâm, o kadar kusursuzdu; neden onun egemen olduğu toplumlardan kaçıyorsun!!!

"Yatak odasında", bir fotograf çekiliyor... muş! Bu fotografta da, "Alâh'ın dediği olur!" tarzında bir levhâ görülüyormuş! Ulan! Oturma odasında, böyle bir resim çekilse...! Belki inanılır yanı olabilirdi! Ama yatak odasında? Çüşşş yâni!

Bu salak, sürekli şutlanıyor! Ve başka bir rumuzla kaydoluyor ve forumu, yeniden çöplüğe dönüştürüyor!

"Miss 69" başlığı altında, bir Alman filmi var. 60 yaşıdaki bir kadın, çocuk doğurmak istiyor; ve gelişmiş tıptan, yararlanmak istiyor. Diğer yanda, yine 60 yaşında, sübyâncı tipli bir erkek var. Bu erkek de, 26 yaşındaki çalışanı ile, özgür ilişki yaşıyor; buna da, "aşk" diyor; öyle olduğunu da sanıyor. Uzun gelişmelerin ardında, sübyâncı herif, gerçelerle yüzleşiyor. Ve kendi yaşındaki, çocuk sâhibi olmak isteyen kadına karşı, dahâ gelişkin duygular gözlemliyor kendinde. Ve sonunda, 26 yaşındaki bir körpeden edinemeyeceği, sınırsız sezileri tadıyor! Aşkı, bedenle sınırlarsanız, ömrünüzü

Tahminimce, aramızda, 30 yıllık fark var. Ne demiştim? Aceleye, gerek yok! Dahâ bolca zamânın var.

Aşk, mantık işidir. Seninle aynı değerleri paylaşan kişilere, âşık olabilirsin. Aşk, "aramak"la bulunmaz; her ân, kapını çalabilir. Ne yazık ki, görsel özellikler, aşkı hızlandırabiliyor; ama o tür aşklar, yalancı sezilerdir. Örneğin ben, kimi kesin kurallarım var; bu kurallara uyan bir kadına, belki de âşık olabilirim. Ama bu kurallara zıt olan birine âşık olmam, olanaksızdır. Öyle ânlar oluyor ki, bir kadını gördüğüm ânda, onu, duvara dayamak istiyorum; istediğimi de, genelde, elde ederim. Ama bu, aşk değildir; cinsel arzuların tatminidir. Sonuç: Acele etme; yaşın, dahâ çok genç. İleriki

Uzay Yolculuğu filmlerinden birinde, Kaptan Kirk, başka gezegenden bir hümanüidin dizine, ânî bir tekme indiriyor! Adam, basıyor zırlamayı! Ivrılıp-kıvranıyor! Kirk, yanındaki kadına soruyor: "Yahu ben, ona, hafif bir tekme vurdum. Niye böyle kıvranıyor?" Kadının yanıtı: "Tüm hümanüidlerin hayâları, aynı yerde değildir." Düşüncelerin, o kadar da uçuk değil. Allâh'ın hükmünden, suâl olunmaaaz!

Ahzâb 35'e bakalım...! Edebiyât fakültelerinde öğrendimiz: "Bir sözcük ya da bir kavram, bir tümcede, yalnızca bir kez kullanılır." Ahzsâb 35'te, "kadınlar ve erkekler", sayısızca kullanılıyor! İşte size, Kuran'ın yüceliği!

"Tanrı" diye tamnımlanan bir varlık, o kadar yüce gönüllü ve anlayışlı bir varlık olmalı ki, kendi yarattıklarının, kendisine, kullluk edebileceğini düşünecek kadar, aşağılık olamaz. "Tanrı" kavramı altında, sınırsız zekâya ve akla sâhip bir varlık, âciz bir insanın beyniyle, yol alacak kadar aşağılık olamaz! Sonuç; Tanrı-manrı olamaz! Bilim ışığında, kanıtlanamayacak bir varlık olamaz!

Bir deli, bir kuyuya, bir taş atmış; bin akıllı çıkaramamış! Tayyip denen akıl hastası, bu "paralel devlet" saçmalığını uydurdu; bakıyorum da, bu deliğiliğe inananların sayısı, günden-güne çoğalıyor.

Sanırım, önümüzdeki süreci, doğru yorumluyor; onun için, AKP'ye, gereksiz ve yersiz övgüler yağdırıyor. Çünkü içinde bulunduğumuz sürein, geridönüşü yoktur!

Burası, Ateistcafe. Neden ilgili forumda, bu tür konular açılmıyor? Auy5rıca, bu konu hakkında, başka konular var; oradan sürekleyebiliriz. Ben de, bilgisayarındaki bir bozukluğu tartışacağız sandım.

Yazı dilini kavrayamayan bir beyin, "gelişim aşaması"na bile geçmemiştir. Sen, önce ilkokulu bitir.

Unutmayalım ki, AKP sâyesinde, polisler de ağır silâh sâhibi oldu. Aynı polis, AKP'nin uşağı oldu! Yâni; ordu, darbe yapsa bile, tek silâhlı güç, kendisi değildir! İki ağır tüfek, karşı-karşıya gelecek! Polisin, neden bu kadar güçlendirildiğini, hâlâ anlayamadınız mı?

Allâh'ın, 99 adı var; bunların arasında, "Tanrı" yoktur. İslâm'ın tanrısı, -tartşmasız- Allâh'tır. Diyânet İşleri, sürekli fetvâ veriyor: "Allâh'a, 'Tanrı' denilmez."

Aslında bu ezan, deizmleştirilmiş. İslâm'ın tanrısı, "Allah"tır; "Tanrı" değildir. Buna göre: "Allah uludur." Gerçek çeviri ile okunsaydı, belki de Türkçe'si kaldırılmazdı.

Öncelikle; zekât vermek için, yoksulların varlığının yükümlülüğünün, önkoşulu İşte; İslâm'ın gerçek yüzü, burada ortaya çıkıyor! Eğitimi kısıtlayarak, yoksul toplum oluşturmak! Yoksul olanlar da, yükmen, zenginlerin kulu-kölesi olacak! Oysa toplumsal açıdangelişmiş toplumlar, yoksulluğu, en düşük düzeye indirmek için, emek harcarlar. Yâni, İslâm'ın tam tersi! Bunun içindir ki, Müslüman bir toplum, sürekli "iyi müşteri" olur; ama "iyi üreten" olamaz!

Evet; ben, 50 yaşımdayım. Çocuğum, ya da torunum yaşınkaki sübyânlarla, aşk-cinsellik içerikli sezileri paylaşırsam, bilin ki, ben, bir sübyâncıyım.

Kendi çocuğu olabilecek yaştaki bir kişiyle, aşk-cinsellik içerikli konulara yönelenler, kesinlikle sübyâncıdır. Muhammet denen sapık, sübyâncılığı yüceltmiştir; sübyâcılğı, doğalmış gibi göstermiştir!

İşin, anlamadığı yönleri, bu saçların, kesinlikle Muhammet'a âit olamayacağıdır. Muhammet, saçını, sürekli sıfıra vururdu. (Büyük olasılıkla, çirkin bir keli vardı; bu çirkinliği örtmek için, kelleyı, sıfıra vuruyordu.) Sakalını, belirli bir düzeye kadar uzatmıştı; o düzeyden sonra, sürekli kısaltırdı. Kuran'dan anlayabildiğimiz kadarıyla, sürekli etek traşı yapardı. Peki; bu kıllar, nereden geliyor? Ayrıca; kılları, kutsal olarak algılamak, İslâm anlayışına göre, putperestlik olmaz mı?

Genellile, kişinin yazışma tarzından anlaşılıyor. Sakınca yok. Seninle sohbetlerimiz, gerçekten zevk veriyor. Ama yine de, yaş belirtme yanlısıyım.

Forumda yazışırken, örneğin, "17 yaşında" olduğunu bildiğim birisi, abartlı zırvalarsa, kızamam; anlayışla yaklaşırım. Ama benim gibi, eşşek kadar herif zırvalarsa, gözümü yumup, ağzımı açabilirim.

Ben, ana rahminde iken, beşik kertmesi yapıldım. Peki; ben, ana rahmindeyken, kaç yaşımdaydım? Not: Beşik kertmesi, bir Arap geleneğidir.