Jump to content

aken

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    22
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne aken kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bir doktorun zorla dayatmaya çalıştığı dogma ve kanlı sünnet üzerine aydın bir bireyin verdiği tarihi cevap;

    Sayın ...., öncelikle tanımadığınız bir kişiye sen değil siz diye hitap etmelisiniz, ikincisi; Sizin de kabul ettiğiniz ve belirttiğiniz üzere sünnet ile ilgili sıkıntı ve sorun yaşadığıma atıfta bulunmuşsunuz, bu bakımdan sünnetin yararlı olduğunu en başından kendi ifadenizle çürütmüş ve daha başından zararlı olduğunu açıkça beyan etmişsiniz. Düşünebiyormusunuz ki bir operasyon daha zihinlerde zararlı olduğu otomatik olarak kabul edilebiliniyor. Sünnetin faydası olmamakla beraber tamamen rant ve ırkçılık ve ayrımcılık yapmaktan da öte gitmemektedir şöyle ki; sünnetsizsen adam değilsin argümanı bu topluma dayatılmıştır ve bunun gibi yüzlerce hurafelerle dolu söylenceler örnekleri uzatmak istemiyorum, kısacası tamamen yukarıda belirttiğim hususlar dikkate alındığında bu bir din rejiminin aklı bali olmamış yavrulara psikolojik ve bedensel travmanın penisleri üzerinde bıraktığı karanlık ve geri dönüşü olmayan bir semboldür. Aynı zamanda laik bir anayasa ile yönetilen T.C. de alenen suç icra edilmektedir. Siz, sağduyulu gerçek bir doktor olarak şunu yapmanız gerekmez mi? ben 18 yaşından evvel reşit olmamış bireyleri sünnet edemem anayasayı ve aklı bali olmamış yavruları istismar edemem demeniz gerekmez mi? buradan çıkan, o gizli mananın cevabı; siz, reşit insanları sünnet ederseniz size kimse bir şey diyemez kişi kendi rızası ile bu işlemi gerçekleştirmekte özgürdür evet bu durumda bize de laf düşmez, lakin siz kalkıp ruhsal ve bedenen savunmasız tüm yavrulara bunu dayatırsanız kusura bakmayın bu sağlık adına değil sadece vahşetten öteye gidemez, aynı zamanda bu sağlık adına yapılıyor safsatasının geçmişi çok yakın tarihlerde ortaya atılmış bir rant projesinin sarmal ayağından sadece biridir. Bİrtakım üçüncü hatta dördüncü dünya ülkelerinde bu eziyeti yalnızca erkeklere değil kız çocuklarına da yaşatıyor ve onların klitorisini kesiyorlar hiç acımadan ve canice. Soruyorum yüzlerce yıldır yaklaşık 2000-3000 senedir yapılan bu sözüm ona sağlıklı sünnet o zamanlarda bu argümanla mı yapılıyordu yoksa tanrılara kurban edilmesi gereken erlerin(erkeklerin) cinsel organlarını sembolik olarak feda edilmesinden miydi? sizde iyi biliyorsunuz ki yine yukarıda ifade ettiğim gibi bu dini bir semboldür sağlıklı oluyor denmesi sadece bu karanlık tabuyu şirinleştirmek uğraşından başka bir şey değildir ve biliyoruz ki bugün bile sağlığı bir tarafa bırakırsanız yani böyle bir argümanı yok saysanız bile 21. yüzyılda insanlar mahalle baskısı, din rejiminin sembolü gereği bu travmayı çocuklarına yaşatacakalardı. Şimdi biliyorum aynı mantıkla siz de diyeceksiniz ki ''Efendim Ameriklalılar bile sünnet oluyor'' Evet doğrudur, kapitalizm etkisinin tepkisi olarak onlarda bu yanlışa kapılmış olabilirler, çünkü bir sünnetin kaç dolara tekamül ettiği bugün ABD sitelerinde yazılmakta aynı zamanda yeni doğan sünneti zamanla gerilemekte, çünkü insanlar bilinçlenmekte ve bir çoğu hastane ve doktorlara dava açmakta ve azımsanmayacak ABD li sünnetli erkekler ''foreskin restoration'' yani sünnet derilerini gerdirme teknikleri ile veya ameliyat olarak geri getirmenin yollarını aramakta. İşte burada ilim sahibi hümanist ve bireyin haklarının her şeyin üstünde olduğuna inanan bilim adamlarına görev düşmektedir fakat öyle korkutulmuş ki Türkiye de insanlar konuşamıyorlar bile ve bizde bu koşullar altında laik bir ülkede değil de öteden beri bir din rejiminde yaşadığımızı sanmakta ve aldanmaktayız. Sünnetin yararlarına da atıfta bulunmuşsunuz Google dan sünnetin zararları diye yazarsanız, tarafsız ve sadece hümanist bilim adamlarının makalelerine de ulaşabilirsiniz Bunu da bir dip not olarak vurgulamak istiyorum. Sayın...bu makaleler de yazılanları bilmiyor olabilirsiniz, bunda utanacak sıkılacak bir şey yok, hiç kimse bir diğerinden zaten fazla bir şey bilemez, zaten ''ben bilirim her şeyi'' diyen üzülerek ifade ederim ki zalimdir, barbardır,diktatördür birbirimizi anlamalı birbirimize saygı ve hoşgörülü olmalıyız. İster doktor olun veyahut ne isterseniz o olun fark etmez, önyargıyı bırakıp insanlık adına bir meşale yakmalıyız kendi adıma herkesi her (insanı) medeni ve huzur dolu bir dünya için el ele vermeye davet ediyorum...

  2. Bir annenin içi kanağladığı halde erkek bebeğini sünnet ettirmesinden sonra ki duygu durumunu anlatan sözler üzerine bebeğinin verdiği acı ifadeler;

    Anne : Oğlum bugün sünnet oldu o kadar çok ağladı ki ben de dayanamayıp ağladım neyse nasıl olsa büyüyünce unutacak ve toplumun değişmeyen yargısını surgulamayacak nasılsa...

    Umut bebek : Merhaba anneciğim, ben Umut bebek yukarıda benim ileride bu konuyu sorgulamayacağımı telaffuz etmişsin ama çok talihsiz bir açıklama olmuş anneciğim neden mi? hani Laik bir ülkede idik, hani Ataürk'çü medeni bir ailem ve ülkem vardı ne oldu peki hiç mi hakkım yoktu bana ait olan uzuv hakkında karar verebilme tercihim kaldı ki böyle bir hakka bile gerek yok çünkü bu düpedüz canilik bunu ben görebiliyorken siz yetişkinler neden göremiyorsunuz? anlaşılır gibi değil. Benim ne eksiğim vardı Fransız,italyan,yunan erkeğinden Avrupa'lı akranlarım sağlam bir insan gibi bir (erek) gibi yaşamaya devam edebilirken, ben neden durup dururken küçücük bedenimin taşıyamayacağı bir operasyona maruz bırakıldım. Kaldı ki dünya erkeklerinin yalnızca 4 te biri sünnetli iken ki onlar da demokrasi ve insan haklarını özümseyemeyen 3. hatta 4. dünya ülkesiyken, ben şimdi sakat olmadım mı? ben savaşmadan gazi oldum. kim için ne için hurafe beyinler tatmin olsun beylerin cepleri tomarla parayla dolsun diye mi? Hayır anne hesap soruyorum herkesten ve herşeyden benim cinselliğime tecavüz ettikleri için benim bedenime haksız girişimde bulundukları için ve ömrüm boyunca beni takip edecek bilinçaltında yer eden bozuk psikolojim için

  3. Din ve beraberinde getirdiği habis urlar:

    Din başlı başına toplumların belası olması yanında, gelenek ve görenek adı altında bir takım gerilikleri dayatmıştır ve içinde yaşadığımız toplumun bütün söz ve eylemlerinin kaynağı bu karanlık ve dogma dinden başkası değildir

    El Öpme: Daha bebe yaşta ki çocuklarının zihinlerine kazır ebeveynler biat kültürünü, gidilen her yerde el öptürülür, küçücük b...eyninde daha o andan itibaren biat etme kul olma, toplumla ümmet olma fikri aşılanır çocuğa, el etek öpme kültü işte böylece yerleşir bir virüs gibi, unutulmamalıdır saygı, sevginin sonucudur karşımızdakine saygıyı el etek öpmekle değil karşılıklı sevgi ile ve düzeyli bir istişare ile elde etmek pek mümkündür

    Ayak Ayak Üstüne Atma: Bu da muhammedin güya göğün yedi kat üstünde tanrısının ayak ayak üstüne attığını gördüğünden çıkmış ve bundan dolayıda muhammed ümmetine yasaklamıştır. Böyle habis bir düşünce ile topluma enjekte edilmiş bu gelenekten nasıl sağlıklı bir gelecek beklersiniz.

    Sünnet: erkek olma bahanesi ile büyük ölçüde erkekliğini yaşam zevkini çalanlar , Çocuklarını bir koyun bir davar gibi topluca kesimhaneye götürüp orada keserken ve acısından bağıran çocuğa gülen, tokat atan, kesilişini setretmek için canhıraş biçimde öne geçmeye çalışan bir toplumdan insan olmasını, doğruları görmesini beklemek safça bir bakış açısından başka bir şey değildir.

    sünnet zararlıdır, bir an evvel terk edilmesi gerekmektedir. reşit olmayan bir

    insanın ,kendi şahsi rızasına danışılmadan bir başkası tarafından vücudundan geriye

    dönüşü mümkün olmayan tek bir parça dahi koparılma kararı verilmesi yanlıştır. buna ana

    babanın dahi hakkı yoktur. (bkz: anayasa)da insan haklarına aykırı tutum ve davranış

    biçimidir ve acilen yasaklanmalıdır. buna uymayanlar hakkında en ağır cezalar

    verilmelidir. sünnetin sağlık ile veya herhangi bir sebeple hiçbir şekilde uzaktan

    yakından bağlantısı yoktur, bulunamamıştır da. hepsi rivayetten öte değildir. zaten bu

    bir tabudur ve barbar toplumlarda kabileler arasında görülür. medeni toplumların sözünü

    dahi telafi etmediği karanlık bir safsatadır. buna çanak tutan zihniyetlerde bir o kadar barbar ve

    zalimdir. fakat toplumumuzda bu safsata her (er)

    kişiye eziyet şeklinde yaşatılmaktadır. her faninin ölümü tatması gibi her (er) kişinin

    sünnet acısını tatmasını sağlamak politik ve rant çıkarlı olmasından başka birşey

    değildir. bu da aydın kesim tarafından anlaşılamamış ve anlaşılamayacaktır da…

    Sol El İle Su İçmememe Yemek Yememe Hatta Kalem Tutamama: Bu öylesine vahşicedir ki sol elle su içen çocuk, bir anda ne olduğunu anlamadan ebeveyni veya bir başkası taarfından sertçe hatta değnekle eline vurularak ona travma yaratılması izah edilecek tablo değildir.

    Cinler: cinler kapı eşiklerinde, duvar kenarlarında, tuvalette, banyoda, arkanda yanında gibi karanlık masallarla korkutulan çocuğun sağlıklı bir birey olmasını beklemek ayda hayat olmasını bekelemek kadar saçmadır.

    Aklı Bali Olmamış Çocuğun Cezalandırılması: Ebeveyni atarfından ne olduğunu bilmeden arapça yazılmış veya sözle söylenmiş bir takım karanlık sözüm ona dua adıyla çocuğa korku salma ezberlemezsen seni şeytan kapar allah cezalandırır denmesi o çocuğun bilim adamı hayallerini o anda sıfırlamaktan öte değildir.

    Selam: Bir ne vi parola haline gelmiş müslüman selamı ile karşısındakinin daha o an itibari ile fişlenmesine diyecek söz yoktur. Bu gerçek hayatta defalarca test edilmiştir ve görülmüştür ki müslüman selamı vermeyene kötü gözle bakılmış hatta ileri gidilerek uyarılmalara varmıştır aynı zamanda selam veren kişinin ayak ayak üstünde iken indirmemesinden dolayı bir takım olayların yaşandığı olmuştur.

    Oruç: Hak ve adalet dedikleri bu din de sıkıysa oruç zamanı dışarda sigara için, su için, yemek yeyin bakalım başınıza neler geliyor. Bunu yaşayanlar ne demek istediğimi anlamış, yaşamayanlar da Google'dan dayak yiyenleri aratarak bulabilirler.

    Çocuk Gelin: Bu gelenek muhammedin ümmetine bıraktığı bir miras gibidir azgın ve yaşlı erkekler için, neden çocuk gelin oluyor diye feryat ediyor kadınlar, onlara şunu söylüyorum; biraz muhammedin hayatını incelerseniz gerçekleri görürsünüz ve biraz sorgularsanız neden ezildiğinizi hatta cinayetlere kurban gittiğinizi apaçık görürsünüz ve empati yapmak gerektiğini anlarsınız. Bunca hurafeyle dolu bir erkek aynı zamanda sünnet operasyonu ile bilinçaltında kadına karşı istemsiz bir şiddet duygusu belirmiş diğer dayatılan gelenekler bütünlüğü ilede bu karanlık eylemleri gerçekleştirmektedir. Nasıl kız çocuklarının klitorisini kesen cani araplara herkes karşı çıkıyorsa kadınlarda erkeklerin bu vahşetine karşı çıkmalıdır ve unutulmamalıdır ki bizler insanız ve empati yapmalıyız.

    onca yazılacak nedensellik var ki buraya sığmayacak derecede.Hayat, neden sonuç ilşkisinde varolur. Bir toplum bu hale geldiyse ve yalnızca sonuçlardan hareket edip nedenlerini ortadan kaldırmıyorsa o toplum yokolmaya mahkumdur.

    Bugün karşımızda şeri hükümlü terör zihniyeti vardır ve ona göre düşünce ve akımlar hayata geçirilmelidir. Hoş bugüne kadar zaten, laik sanıp şeri düzende yaşatıldığımızda unutulmamalıdır. Bu yüzden bu şeri hükümleri, hatta bu karanlık dini ve geleneklerini bize süsleyip satanları, tamamen ortadan kaldırmadan bu toplum rahat etmeyecektir, dahası gelişen bilim ve teknoloji çağı, bu toplumu tarihe gömecektir.

    Gelecek çağ bilim ve teknoloji çağıdır ve bu dünyada yaşayabilecek tek düşünce ve yaşam felsefesi ateist ve hümanistlerin olacaktır bundan kaçış yoktur.

  4. Din ve beraberinde getirdiği habis urlar:

    Din başlı başına toplumların belası olması yanında, gelenek ve görenek adı altında bir takım gerilikleri dayatmıştır ve içinde yaşadığımız toplumun bütün söz ve eylemlerinin kaynağı bu karanlık ve dogma dinden başkası değildir

    El Öpme: Daha bebe yaşta ki çocuklarının zihinlerine kazır ebeveynler biat kültürünü, gidilen her yerde el öptürülür, küçücük beyninde daha o andan itibaren biat etme kul olma, toplumla ümmet olma fikri aşılanır çocuğa, el etek öpme kültü işte böylece yerleşir bir virüs gibi, unutulmamalıdır saygı, sevginin sonucudur karşımızdakine saygıyı el etek öpmekle değil karşılıklı sevgi ile ve düzeyli bir istişare ile elde etmek pek mümkündür

    Ayak Ayak Üstüne Atma: Bu da muhammedin güya göğün yedi kat üstünde tanrısının ayak ayak üstüne attığını gördüğünden çıkmış ve bundan dolayıda muhammed ümmetine yasaklamıştır. Böyle habis bir düşünce ile topluma enjekte edilmiş bu gelenekten nasıl sağlıklı bir gelecek beklersiniz.

    Sünnet: erkek olma bahanesi ile büyük ölçüde erkekliğini yaşam zevkini çalanlar , Çocuklarını bir koyun bir davar gibi topluca kesimhaneye götürüp orada keserken ve acısından bağıran çocuğa gülen, tokat atan, kesilişini setretmek için canhıraş biçimde öne geçmeye çalışan bir toplumdan insan olmasını, doğruları görmesini beklemek safça bir bakış açısından başka bir şey değildir.

    sünnet zararlıdır, bir an evvel terk edilmesi gerekmektedir. reşit olmayan bir

    insanın ,kendi şahsi rızasına danışılmadan bir başkası tarafından vücudundan geriye

    dönüşü mümkün olmayan tek bir parça dahi koparılma kararı verilmesi yanlıştır. buna ana

    babanın dahi hakkı yoktur. (bkz: anayasa)da insan haklarına aykırı tutum ve davranış

    biçimidir ve acilen yasaklanmalıdır. buna uymayanlar hakkında en ağır cezalar

    verilmelidir. sünnetin sağlık ile veya herhangi bir sebeple hiçbir şekilde uzaktan

    yakından bağlantısı yoktur, bulunamamıştır da. hepsi rivayetten öte değildir. zaten bu

    bir tabudur ve barbar toplumlarda kabileler arasında görülür. medeni toplumların sözünü

    dahi telafi etmediği karanlık bir safsatadır. buna çanak tutan zihniyetlerde bir o kadar barbar ve

    zalimdir. fakat toplumumuzda bu safsata her (er)

    kişiye eziyet şeklinde yaşatılmaktadır. her faninin ölümü tatması gibi her (er) kişinin

    sünnet acısını tatmasını sağlamak politik ve rant çıkarlı olmasından başka birşey

    değildir. bu da aydın kesim tarafından anlaşılamamış ve anlaşılamayacaktır da…

    Sol El İle Su İçmememe Yemek Yememe Hatta Kalem Tutamama: Bu öylesine vahşicedir ki sol elle su içen çocuk, bir anda ne olduğunu anlamadan ebeveyni veya bir başkası taarfından sertçe hatta değnekle eline vurularak ona travma yaratılması izah edilecek tablo değildir.

    Cinler: cinler kapı eşiklerinde, duvar kenarlarında, tuvalette, banyoda, arkanda yanında gibi karanlık masallarla korkutulan çocuğun sağlıklı bir birey olmasını beklemek ayda hayat olmasını bekelemek kadar saçmadır.

    Aklı Bali Olmamış Çocuğun Cezalandırılması: Ebeveyni atarfından ne olduğunu bilmeden arapça yazılmış veya sözle söylenmiş bir takım karanlık sözüm ona dua adıyla çocuğa korku salma ezberlemezsen seni şeytan kapar allah cezalandırır denmesi o çocuğun bilim adamı hayallerini o anda sıfırlamaktan öte değildir.

    Selam: Bir ne vi parola haline gelmiş müslüman selamı ile karşısındakinin daha o an itibari ile fişlenmesine diyecek söz yoktur. Bu gerçek hayatta defalarca test edilmiştir ve görülmüştür ki müslüman selamı vermeyene kötü gözle bakılmış hatta ileri gidilerek uyarılmalara varmıştır aynı zamanda selam veren kişinin ayak ayak üstünde iken indirmemesinden dolayı bir takım olayların yaşandığı olmuştur.

    Oruç: Hak ve adalet dedikleri bu din de sıkıysa oruç zamanı dışarda sigara için, su için, yemek yeyin bakalım başınıza neler geliyor. Bunu yaşayanlar ne demek istediğimi anlamış, yaşamayanlar da Google'dan dayak yiyenleri aratarak bulabilirler.

    Çocuk Gelin: Bu gelenek muhammedin ümmetine bıraktığı bir miras gibidir azgın ve yaşlı erkekler için, neden çocuk gelin oluyor diye feryat ediyor kadınlar, onlara şunu söylüyorum; biraz muhammedin hayatını incelerseniz gerçekleri görürsünüz ve biraz sorgularsanız neden ezildiğinizi hatta cinayetlere kurban gittiğinizi apaçık görürsünüz ve empati yapmak gerektiğini anlarsınız. Bunca hurafeyle dolu bir erkek aynı zamanda sünnet operasyonu ile bilinçaltında kadına karşı istemsiz bir şiddet duygusu belirmiş diğer dayatılan gelenekler bütünlüğü ilede bu karanlık eylemleri gerçekleştirmektedir. Nasıl kız çocuklarının klitorisini kesen cani araplara herkes karşı çıkıyorsa kadınlarda erkeklerin bu vahşetine karşı çıkmalıdır ve unutulmamalıdır ki bizler insanız ve empati yapmalıyız.

    onca yazılacak nedensellik var ki buraya sığmayacak derecede.Hayat, neden sonuç ilşkisinde varolur. Bir toplum bu hale geldiyse ve yalnızca sonuçlardan hareket edip nedenlerini ortadan kaldırmıyorsa o toplum yokolmaya mahkumdur.

    Bugün karşımızda şeri hükümlü terör zihniyeti vardır ve ona göre düşünce ve akımlar hayata geçirilmelidir. Hoş bugüne kadar zaten, laik sanıp şeri düzende yaşatıldığımızda unutulmamalıdır. Bu yüzden bu şeri hükümleri, hatta bu karanlık dini ve geleneklerini bize süsleyip satanları, tamamen ortadan kaldırmadan bu toplum rahat etmeyecektir, dahası gelişen bilim ve teknoloji çağı, bu toplumu tarihe gömecektir.

    Gelecek çağ bilim ve teknoloji çağıdır ve bu dünyada yaşayabilecek tek düşünce ve yaşam felsefesi ateist ve hümanistlerin olacaktır bundan kaçış yoktur.

  5. Evet kişiye huzur verir dinler, evet kişinin egolarını tatmin etme aracıdır onlar olmazsa yine insanlar bir şeyler yaratır, (bir şeyler) diyorum burası üstünde durulması gereken noktadır. Bir şeyler insana özgüdür karanlıktan korkmak,uçan ejderha görmek,hayaletlerle hatta gökte olduğu varsayılan tanrı ile konuşmak, sadece insana has bir şeylerdir ve kuranı bu takım hislerin yaratttığı apaçık ortadadır lakin bilim, insana özgü hareket kabiliyetinden uzak,(bir şeylerden) deneyler,bulgular,araştırmalar kesin net argümanlara dayalı saf bir metoddur. O nedenle bilime ve hümanizme ne kadar katkı sağlayabilirsek o kadar hırs,ego,bencillik vb. kavramlarındanda uzaklaşabilir gerçek huzura kavuşabiliriz hem de hepberaber ne eksik ne fazla tüm dünya el ele...

  6. Bazı insanlar dine huzur bulduğu için inandıklarını telaffuz ediyorlar. huzur bulduğunuz iman sizi diğer insanlardan farklı ve onların yanlış yaptığı kanısına itiyorsa o huzur mutlak kişiye has olandır yani benim gibi düşünmeyen benden değildir argümanını destekler mahiyetttedir. O öyle bir imandır ki öz evladınız bile sizin huzur bulduğunuz imanı red ediyorsa o bile size göre yanlış yoldadır. Şöyle özetleyelim arabesk dinleyen bir insan hele de fanatik adaptasyon hali içinde bu eylemi gerçekleştiriyorsa huzur bulur kendince, kalkıpta herkese siz de benim gibi yapın huzur bulun derse bu datyatmadır kabul etmeyenleri ötekileştirmektir. Yani kısanın özü kimse kendi doğru bildiğini bir başkasına dayatamaz nitekim din denilen kavram tam da burada aynı görevi (üstte ki örnekte) üslenmekten ileri gitmemektedir. Buna hayır diyen çevresinde sadece ben tanrıya inanmıyorum desin ve ne ile karşılaştığını bariz bir şekilde görsün.

    İnsanları ötekileştiren, ayıran hep aynı argümanlardır o halde bize düşen görev bilime maddi ve manevi anlamda destek vermektir. Bırakınız kendinizi, yarınları için umut bağladığınız çocuklarınız ve tüm insanlık, ayrım yapmaksızın o vakit gerçek huzuru bulacaktır.

    İnsanlığın ortak amacı ve tek kurtuluş kaynağı bilimdir ne sınırları korumak ne ırkçılık, milliyetçilik yapmak ne de dinlerin üstünde bir din aramak nafiledir.

  7. Bir ülkede aydın diye nitelendirilen ve oldukça seveni olan bireyler tabuları yıkmayı başarabilirse bir sel gibi arkasından akmaya hazırdır medeniyet arzusuyla yananlar.

    Bunu söylüyorum çünkü Uğur Dündar'ın yaptığı tam da buna bir örnektir. Geçen programda Prof. Celal Şengör tam açıklama yapacakken onu engellemesi ve ardından reklama gidilmesi içinde bulunduğumuz akıbetin ne kadar vahim olduğunun acı ispatıdır. Video aşağıdadır:

    Celal Şengör: "Nerede Din Egemen Olmuşsa Ahlaksızlık Tavana Vurmuştur''

  8. İnsanlar ne zaman doğru söylenin yanında yer alır ve ne zaman insanca davranışlara mazhar olunması amacında adım atar işte o zaman doğru söyleyen dokuz köyden kovulmak yerine o köylere davet edilmiş olur. Bu karşınızda ki bireylerin mevki ve makamları veya o kişilerin ırk,din,diline bakılmaksızın salt insan ve insan onuruna yakışır eylem ve söylemleri göz önünde bulndurulduğu vakit mutlak çözüm baki olur çünkü ''insan olabilmek insanlığın onurudur.'' Bu bağlamda öyle çok örnek vardır ki sadece bugün yaşananlar bile buna tek başına delildir. O delillerden en kuvvetlisi allah ile aldatmadır,

    Yaşadığımız coğrafyada bir çoğumuz bu ve benzerleriyle karşılaşmışızdır, örneğin: Bir gün araba yıkatmak adına uğradığım yerde bir adam bana şöyle dedi; Ben bir gün bir evi boyamaya gitmiştim(boyacı). Evin sahibi bana selamunaleyküm demedi merhaba dedi ben de anladım ki adam müslüman değil sonra bana çok sıcak davrandı iyi bir insandı lakin ben hep uzak durdum bana çay yaptı ve ikram etti ben tabi ki kabul etmedim canımda çok istemesine rağmen red ettim çünkü adam kafirdi bana göre.

    Evet yukarıda yaşadığım gerçektir ve bu coğrafyada yaşanmıştır öylesine buna benzer olaylara şahit oldum ki olay diyorum çünkü bu bence üstünde durulması ve düşünülmesi gereken en büyük olaydır içinde bulunduğumuz ortamın feryat eden infialidir. Bu analattıklarımın yalnız din değil ırk ayrımı, dil ayrımı açısından da buna benzer bir çok hadiseye rastladım hayatım boyunca, o nedenle aydın bireyler dediğim gibi ne zman bu örümcek beyinlilerin dilinden anlayacağı dilden konuşursa o zaman biz değil tüm dünya umutla yarınlara bakabilir.

    Bu gün yolsuzluğa rağmen diğer yaptıklarını söylemeyeceğim akp nin salt yolsuzluğuna bile arka çıkanları soyutlamak ve dışlamak gerektiğini düşünmekteyim evet belki yalnız kalabiliriz ama doğrular adına kalınan yalnızlık en büyük erdemdir. Gerekirse akp ve aynı zihniyeti taşıyanları hayatımızdan çıkarmalıyız mevkisine bakmadan. Biz eminiz ki defalarca uyarmamıza rağmen bu insanlar uslanmayacaklardır biliyoruz bunu çünkü geçmişte uslanmadıklarından. O bakımdan içimiz müsterih olmalıdır ve bizim dışlama dediğimiz insanlık onurunu zedeleyenlere karşı dışlamadır, onların yaptığı gibi insanlığı zedeleyici de değildir yani; Etinle tehdit edip adam olmazsın bak haaa diyerek akli bali olamadan etini kesmeleri (bu vicdansızlar ortadoğu ve afrikada da kız çocuklarının da klitorisini hiç çekinmeden kesen aynı karanlık kafalardır), kara çarşaflı olmazsan namussuz olursun haaa ve yukarıda belirttiğim örnekte dini selam vermedi diye... örnekleri siz uzatabilirsiniz çünkü bu doğru diye yutturulan zalimliği hepimiz çok iyi biliyoruz.

    Şu anlaşılmalıdır ki dinlerin yaratıcısı insanın ta kendisidir tıpkı ırkları ve dilleri yatrattığı gibi, ''evren benim ben de evrenim'' diyebilen herkes doğru yolu bulmuştur. O yüzden kurtuluşun yeni ayrışmalar yaratacak kavramlar yerine insanlık bilincinin varolmasının yegane temelinin hümanizm olduğunu belirtmek isterim. Hiç bir insan hümanist değilim diyemez ama ateist,deist,müslüman vb. değilim diyebilir. Hümanizm demek insanları tek çatı altında birleştirebilen yegane kavramdır hiç bir insan bundan kaçamaz çünkü insan olduğunu kabul etmemiş olur. Hümanist yani insan sevgisi ile dolu olanlar hayvanlara, bitkilere,böceklere de zarar veremezler, bilirler ki ben nasıl evren ile bütünsem o varlıkta benimle eşittir ''ben demek evren demek evren demek ben ve dünyada ki tüm canlılar demek''

    Herkes, Atatürk' ün ateist mi yoksa laik bir müslüman mı olduğunu tartışır oysa Atatürk şu söylemleri ile en büyük hümanistti. Buna en büyük kanıtı aşağıda Kaynak yayınlarında yayınlanmıış ''ATATÜRK'ÜN SOVYETLER'LE GÖRÜŞMELERİ'' adlı kitabın 176 ve 177. sayfasında görebiliriz aynen aktarıyorum:

    İşte bu nedenle MUSTAFA KEMAL ''sömürgecilik ve emperyalizmin yeryüzünden yok olacağını ve yerlerine milletler arasında hiç bir renk,din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağının hakim olacağını'' belirtir. Mustafa Kemal Surist görüşmesinde söylediği gibi, toplumun önüne demokratik devrimin ötesinde bir devrim davası koyar arasız devrimlerin birbirini izleyeceğini vurgular çağdaş uygarlığın önünde olmak da ancak devrimcilikte ısrarla mümkün olur.

    ''Bizim kafamızda ki akımı boğmadıkça başladığımız devrim bir an bile durmayacaktır. Bundan sonra da böyle olacaktır''

    Görüldüğü gibi Mustafa Kemal bir gün tarihin duracağı gibi bir safsataya hiç bir zman saplanmaz Kemalist Devrim'den sonra ilerlenecek yeni bir aşamaya işaret eder ve insanlığın sınıfsız bir geleceğe ilerlediğini görür. Şevket Süreyye Aydemir'in ''Bir gün gerçekleşecek dünya vatandaşalığına inanırdı'' dediği Mustafa Kemal ''orduların büsbütün kaldırılması'' fikrini ''İnsancıl'' bulur ve ''Cihanda uygulandığını görmek cidden arzu edilir'' der büyük devrimciye göre dünya birliğe doğru yürümektedir.

    ''İnsanlar arasında sınıf, derece, ahlak, elbiese, dil, ölçü farkı gittikçe azalmaktadır tarih yaşamak kavgasının ırk din hars terbiye yabancılar arasında olduğunu gösterir birliğe doğru yürüyüş barışa doğru da demektir''

    Mustafa Kemal'' Bütün insanlığın hristiyanlıktan,müslümanlıktan,budizmden vazgeçerek birleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak hale konulmuş evrensel saf ve lekesiz bir dinin kuRulması için ''Birleşik Dünya Hükümeti'' kurulmasını hayal etmenin ''tatlı olduğunu'' söyler çünkü Musatafa Kemal, din anlayışları dışında bir insanlık değerine inanır''

  9. Karanlık düşüncelerin azımsanamayacak derecede çoğunlukta olduğunu bırakın varsaymayı somut bir şekilde bu ülkede varolduğunu görmek sanırım çuvaldızı önce kendimize sonra başkasına batırmak gerektiğinin acı vesikasıdır o bakımdan din bezirganlarının anlayacağı dilden ne zaman konuşursa aydınlık zihinler bu ve benzeri saçmalıkla dolu kafaların azalacağının ve yok olacağının gelecek yarınlar adına şüphesiz tek garantisidir.

  10. Bir gerçek vardır hiç yabana atılmaması gereken, Atatürk insanların kendi kendilerini yönetebilmesi adına önce zihinlerde din tahakkümünü yıkmak ve medeni dünyada

    söz sahibi olabilmek adına öncelikle bir takım reformların yapılmasını öngörmüştür o nedenle çok partili siyasi hayata apar topar geçilmesinin ne sonuçlar

    doğuracağını görebilmiş ve ona göre eğitim ve kültür alanında yumuşak geçişli adımlar atmıştır. Görülüyor ki günümüzde yaşanan sonuçlar vahimdir o bakımdan

    aydın bireyler bunun önüne geçebilmek adına yumuşak geçiş yerine ivedi kültür akımı başalatmalı ve din bezirganlarının anlaycağı dilden hiç çekinmeden harekete

    geçmeliidr bu tavır yalnız Türkiye adına değil dünya ezilen milletleri adına da yapılması gereken elzem ve olmazsa olmaz adımdır.

    http://ateizm.blogspot.com/2010/07/ataturkun-din-hakknda-sansurlenen.html

  11. Milattan sonra 600 lü yılların başında yaratılan siyasi rejimin, 1400 yıldır insanların üzerinde tahakküm yapması kadar insan onurunu zedeleyecek başka ne olabilir? Dahası ona uzantısı ve dayanağı olan Bugünkü rejimin, Bahsi geçen karanlık ve kanlı rejimden ne farkı vardır?

    AKP : Akp li değilsen casussun,dış mihrakların ajanısın,darbecisin,faiz lobisisin,marjinalsin,çapulcusun çünkü ALLAHSIZSIN ve katlin gerekli.

    7. YÜZYIL SİYASETİ : Müslüman değilsen zındıksın,kafirsin.putataparsın,müşriksin,fitnecisin ALLAHSIZSIN ve katlin vaciptir.

  12. Bugün içinde bulunduğumuz vahametin taraftarlarının (iktidar-cemaat) her ikisinin de karşısında bir tutum takınıyor, güneşin balçıkla sıvanamayacağını düşünüyorsan, şunu bil ki; sen araştırıyor ve sorguluyorsun ve nihayet şu soruyu sorma vakti de kendine gelmiştir allah ile aldatılmak ne acı, daha fazla yalan ve batılın yanında olmamak adına neyi bekliyorum???

  13. Atatürk, sosyal hayatta dini asla bir anda yasaklamayı tercih etmemiştir. O, insanların inançlarında ağır yara bırakmak yerine, inandıkları inancın ne ima ettiğini anlayabilmeleri için öncelikle, laiklik, tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, harf devrimi gibi reformların ardından, ezanı ve kuranı Türkçe' ye çevirtmiş, kendi el yazısı ile okullarda okutulması için yayınladığı tarih dersleri, söylem ve demeçleri ile aynı zamanda yıkım ve yok olmanın sebebinin ümmetçilik ve arap milliyetçiliğine olan katı bağlılığın bizi biz olmaktan çıkardığını eşsiz öngörüsü ile kavramış, Türk üst kimliğini ön plana çıkarıp onu asil ve yüksek kılmaya gayret etmiştir. Dinin ne anlama geldiğini, nasıl insan ayrımı yaptığını ve insanların vicdanlarını nasıl suistimal eden bir takım hurafeler olduğunu, zamanla görebilmeleri ve bağımsız, özgür iradeleri ile sorgulayıp, doğru ile yanlışı ayırt edebilmeleri için yüksek şahsiyetli bir yol tercih etmiştir. Bir çok insan, bunu öylesine sevinç ve neşe ile karşılamış ve öylesine içselleştirmiştir ki, bu adımlar aydınlanma namına, az zamanda çok ve büyük işler gerçekleştirildiğinin en ulvi neticeleridir. Bu neticeler, evrensel anlamda ezilen her toplum için gerekli olması bakımından diyebiliriz ki; ATATÜRK, yalnız Türk milletine değil tüm dünyayı kapsayacak, insanlık adına çok ve büyük işler başarmış ,tarihe altın harfler ile geçmiş eşsiz önderlerdendir.

    Ne yazık ki, ölümünün ardından başlayan ikinci dünya savaşı ve Amerikan mandacılığının, zamanla Türkiye üzerinde nüfusunu arttırması nedeni ile yaptığı reformlar, mandacılığın etkisi ile kaybettirilmiş, onun yüksek görüşleri sadece heykellerinin önünde yapılan anmalara dönüştürülerek hissizleştirilmiş, bu da zamanla şeyh ve dervişlerin güçlenmesine vakıf olmuştur. İşte, günümüzde yaşanan hezimetlerin sonucu bu ve benzeri nedenlerden kaynaklanmaktadır.

  14. Atatürk, sosyal hayatta dini asla bir anda yasaklamayı tercih etmemiştir. O, insanların inançlarında ağır yara bırakmak yerine, inandıkları inancın ne ima ettiğini anlayabilmeleri için öncelikle, laiklik, tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, harf devrimi gibi reformların ardından, ezanı ve kuranı Türkçe' ye çevirtmiş, kendi el yazısı ile okullarda okutulması için yayınladığı tarih dersleri, söylem ve demeçleri ile aynı zamanda yıkım ve yok olmanın sebebinin ümmetçilik ve arap milliyetçiliğine olan katı bağlılığın bizi biz olmaktan çıkardığını eşsiz öngörüsü ile kavramış, Türk üst kimliğini ön plana çıkarıp onu asil ve yüksek kılmaya gayret etmiştir. Dinin ne anlama geldiğini, nasıl insan ayrımı yaptığını ve insanların vicdanlarını nasıl suistimal eden bir takım hurafeler olduğunu, zamanla görebilmeleri ve bağımsız, özgür iradeleri ile sorgulayıp, doğru ile yanlışı ayırt edebilmeleri için yüksek şahsiyetli bir yol tercih etmiştir. Bir çok insan, bunu öylesine sevinç ve neşe ile karşılamış ve öylesine içselleştirmiştir ki, bu adımlar aydınlanma namına, az zamanda çok ve büyük işler gerçekleştirildiğinin en ulvi neticeleridir. Bu neticeler, evrensel anlamda ezilen her toplum için gerekli olması bakımından diyebiliriz ki; ATATÜRK, yalnız Türk milletine değil tüm dünyayı kapsayacak, insanlık adına çok ve büyük işler başarmış ,tarihe altın harfler ile geçmiş eşsiz önderlerdendir.

    Ne yazık ki, ölümünün ardından başlayan ikinci dünya savaşı ve Amerikan mandacılığının, zamanla Türkiye üzerinde nüfusunu arttırması nedeni ile yaptığı reformlar, mandacılığın etkisi ile kaybettirilmiş, onun yüksek görüşleri sadece heykellerinin önünde yapılan anmalara dönüştürülerek hissizleştirilmiş, bu da zamanla şeyh ve dervişlerin güçlenmesine vakıf olmuştur. İşte, günümüzde yaşanan hezimetlerin sonucu bu ve benzeri nedenlerden kaynaklanmaktadır.

×
×
  • Yeni Oluştur...